14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4  KASIM   2 0 1 0  PERŞEM BE CUM HURİ YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KULTUR 19 Bolu'nun tarihi ilçesinde eski  'konak'lar yeni apartmanlardan daha değerli... ESİ N Tİ LER ZEYNEP  ORAL Mudurnu'da 'kültürlü turizm' BARIŞ DUVARI'  VE 'NEDEN ÖLDÜRÜLDÜLER'  SERCISI Kültür  Servisi   29. İ stanbul Kitap  F uarı'na  paralel  olarak gerçekleştirilen  20. İ stanbul Sanat  Fuarı konukları  arasında bu yıl rengârenk ama bir o kadar da sağlam bir duvar yer alıyor. Tuğlaları tablolardan oluşan bu  "Barış  Duvarı",  U luslararası  Sanat Projesi W AFPIAAP'nin projelerinden biri. 2008 yılında anne oğul  sanatçılar,  Sevgi Ürüm ve Evrensel  Ürüm'ün  girişimleriyle  başlayan  proje,  Eylül 2010'da,  Center Of  Peace  Building kuruluşunun  Sanski  Most/ BosnaH ersek'te  düzenlediği  "Barış  Haftası"nda 112 dünya sanatçısının eserlerinden oluşan dijital platform ve etkileşimli  workshop  ile yer  almış. İ stanbul  Sanat F uarı'nda 32 ülkeden  81  sanatçının katılınııyla  sergilenen Barış Duvarı'na, performanslar, video  gösterileri  ve  herkesin  katılımına açık etkileşimli  sanat çalışmaları da eşlik  ediyor. Kültürel ve  sosyal  ayrımcılıklara,  özgürlüklere  çekilen bariyerlere, çatışmalara ve  savaşlara karşı simgesel  bir duruş olan "Barış Duvarı",   sanat ve  barışı  bir arada yaşatmaya çalışan bir proje. İ nternet ortamında, sanatçıların kendi inisiyatifleriyle  bir  araya  gelerek oluşturdukları proje, tamamen kendi yağıyla kavrulan bir oluşum. Sanattaki tekelleşmeye  karşı bir duruş ba Gözlerimiz Neden Yaşarır? Dün sabah Bekir Coşkun'un  "Onuncu Köy" köşesini okurken gözlerim yaşardı. Alçakgönüllülüğüne, okura saygısına  bir kez daha hayran oldum. Kendi deyişiyle "tedirgin, şaşkın, eğreti, ürkek, kapının  eşiğinde durup" camı tıkırdatmasına  "izin verirseniz, ben geldim" deyişine gülümsedim... içimi sevinç kapladı, bize geldi diye... O gülümsememi İ lhan Selçuk yakaladı, çoğalttı, çoğalttı, çoğalttı... ilhan Ağbi'nin sevinciyle benimki buluştu. Ve işte o andan sonra gözyaşlarımı tutamadım... Gençler belki ne dediğimi anlayamaz...  Aynen böyle... Ben, çoksevinince de gözleri yaşaran bir kuşaktanım... Biz mutlu olunca da ağlarız... Sanat ve barışla örülen duvar T UYGARLKLARIN İ Zİ NDE OKTAY EKİ NCİ nndırdıklannı belirten Ürüm ailesi, tekelleşmenin sanatın direncinin kırılmasına neden olduğunun altını çiziyor. 'NEDEN ÖLDÜRÜLDÜLER?' Fuarın bir başka sergisi de TÜYAP 10. Salon'dayer alan  Orhan Tüleylioğlu'nun 6 kitaplık "Neden Öldürüldüler?"  adlı  araştırma  dizisinin Mehmet Açıktan küratörlüğündeki sergisi.  Fuar  süresince  görülebilecek sergide aralannda Uğur Mumcu, Abdi İ pekçi, Onat Kutlar, İ lhan Erdost, Musa Anter, Hrant Dink'in de bulunduğu  faili  meçhul  cinayetlere kurban giden isimler yer alıyor. Sergiye, kitaplarda kullanılan arşiv  görüntüleri,  söyleşiler,  U ğur  Mumcu'nun bu olaylara ilişkin araştırmaları da eşlik  ediyor. ürkiye'nin turizm önderlerinden Abant, konuklarına eşsiz bir doğal  çevrede en dingin dinlence ortamını sağlarken yanı başındaki Mudurnu'nun da özgün kültürel birikimlerini sunmaya hazır olduğunu neden düşünmez?.. Büyük kentin yıpratıcı yorgunluğunu  atmak  için  Abant'a  "kaçan'lar, birkaç günlerini de Mudurnu'nun  uygarlık  değerleriyle buluşmaya neden ayırmazlar? Belediye Başkanı Mehmet İ negöl'le adeta "dertleşme" şeklinde geçen   "Mudurnu'nun  geleceği" sohbetimizde, bu sorulara ne Başkan yanıt verebilirdi ne de Abant'ın turizmcileri... Çünkü  biz  böyleyiz;  dünyanın öbür ucundaki kültürel özgünlükleri  görmek için en uzun seyahatlere bir  servet  harcamaktan çekinmeyenlerimiz, bizdeki değerlere  "birkaç  saatlik yolculukla" kavuşmayı akıllarından bile  geçirmezler. Sıradan faşizm Bir solukta, nefes nefese okudum  Mustafa Balbay'ın  "Silivri Toplama  Kampı: Zulümhane" adlı kitabını (Cumhuriyet Kitapları)... Onu da gözlerim yaşararak okudum... Ancak gözlerimin yaşarması, duyduğum acıdan çok,  içimde büyüyen öfkeden, bir türlü önleyemediğim isyan duygusundan! Kitabın ilk bölümü (iddianame ve iddianamenin düşündürdükleri) adeta İ onesco'nun, Alfred Jerry gibi yazarların  "absürd (saçma) tiyatro" örneği eserlerine taş çıkartacak nitelikte! ikinci bölümde Mustafa Balbay'ın suçlamalara yanıtlarını okurken, dava sürecindeki durumlar ve  sorular, Silivri toplama kampındaki koşullar ve yasaklar, bana  Kafka'nın karabasanlarını aratır oldu! Kitabın son bölümünü (Silivri  Hapishanesinde Y aşam) ise sanki bir Charlie Chaplin'in Şarlo filmini izler gibi okudum... Mizah duygusu hiç eksilmeyen, umudunu ve gücünü hiç yitirmeyen sözcüklerin ustası Mustafa Balbay bu kitabıyla eşsiz bir belge bırakıyor geleceğe. Sıradan faşizmin belgesini... 1  Doğanın bağrındaki tarih. 2  Görmüş geçirmiş evler. 3  Mudurnu'da Cumhuriyet coşkusu. Kurbanlar çoğalırken Oktay Ekşi'nin  kellesi istendi.  Gazetesi  de o kelleyi verdi... Oktay Ekşi'nin istifa etmek zorunda bırakılması, bence ülkenin nasıl yönetildiğini gösteren ibret verici birders... Bu ülkenin Başbakan'ı vatandaşa "Ananı al da git"  diye küfrederken ve bu ne ilk ne de son küfrü değilken... Başbakan'ın  herfırsatta  kadınları horlayan, aşağılayan, ayrımcı bir dil kullandığı ortadayken... "Düşman" saydıklarınasövüp  sayan, kendi yandaşlarını  baş tacı ederken... Meclis Başkanı basın toplantısında, gazeteciye "Şeyini şey ettiğimin şeyi" diye haykırabilirken... Bu insanların, vazgeçtim özür dilemelerinden, ağızlarından  çıkanı kulakları duymazken...  Kendilerine  yönelikhereleştiriye savaş açarlarken... Tehdit ve baskı  uygulamalarıyla tüm  medyayı  "hizaya  sokmaya" çalışırlarken... Bunlar olurken Oktay Bey'in yanlışını kabul edip özür dilediği halde kurban edilmesine öfke duyuyorum.... Ancak beni daha da öfkelendiren vur abalıya diye meslektaşların giriştiği birbirini karalama, lekeleme, birbirini aşağı çekme çabası... Biliyorsunuz değil mi: Cehennemde kaynayan kazanların  başında zangoçlar, çıkmak isteyeni gerisin geriye kazanın dibine yolluyorlarmış... Ancak bir kazanın başında zangoç, nöbetçi yok. Y eni gelen "Neden" diye sormuş. Y anıt şöyle: Orası Türklerin bölümü. Nasılsa onlar birbirlerini kazanın dibine çeker... Kurbanlar çoğalırken sıradan faşizm yerleştikten sonra benim sorduğum soruya bakın: Gözlerimiz, gözleriniz neden yaşarır? zey6nep @ zeyneporal.com Faks:0  212 25716 50 KoNAKLANAN KONAKLAR Hacı Abdullahlar Konağı'nın inanılmaz  çalışkanlıktaki  "her  şeyi" olan  Fatma  (Pekcan)  Hanım,  en başarılı geleneksel  yemek ödülünü kazandığı  Kaşık  Sapı'nı  tepsiyle masamıza koyarken  "gerisi var"  diyerek ekledi "çok görünür ama  yiyince az gelir..." N itekim ondan önce ikram ettiği "Mudurnu tarhanası"ndan ikinci tabağı götürenler de "doydum" dememişlerdi. Yöresel  yemeklerdeki bu doyumsuzluğun nedeni ise tüm malzemelerinin  "doğal" olmasıydı... Şimdilerde  moda  olan   "organik"  beslenmenin  büyükkent  insanı için çekiciliğini keşfeden  Yeniceşıhlar köyü muhtan ve  köylüler, 2008'de bir dernek kurmuşlar. Fatma P ekcan'm da üyesi  olduğu dernek, doğal köy  kahvaltısmdan elde ettiği geliri  köy çocuklannm eğitimi için harcıyor... Yani  Mudurnu, bir  zamanların "tavuk  beldesi"  kimliğini  çoktan terk  etmiş;   "kültürlü  turizmin" tüm gereklerini yerine getirmeye çalışıyor.  Kaldığımız Hacı Abdullahlar  Konağı'nın yanı  sıra  Hacı Şakirler Konağı da "kültürlü konaklamak" isteyenleri ağırlarken tarihi çarşıdaki eski dükkânlar bile "İ pek Yolu"nun  mirasçısı  olduklarını anımsatıyorlar. Şam'auzananİ pek Yolu'ndaki  63  saatten birinin Mudurnu'da hâlâ durmasıyla  gururlanıyorlar ama saatin harap haline de çoküzülüyorlar... Çarşıda  "elini  öperek"  ziyaret ettiğimiz 80'ini çoktan aşmış nalbant Mehmet Şahinkaya,  2009'daki 22. Ahilik Haftası'nda Türkiye'nin   "Ahi Babası"  seçihniş.  Çünkü,  Ahilik geleneğini  hâlâ  sürdüren  Mehmet Usta,  cuma namazlannda "bereket istenen" esnaf duasını ihmal etmiyor. Aynı geleneğin devamı olarak, dükkânlarında  ayakta  çalışan  demircilerin camide oturarak, oturarak çalışan terzilerin de ayakta dua etmelerine özen gösteriyor.  Sonra da halka "hayır ekmeği" dağıtılıyor... Kentin  " kimlik" değerleri öylesine önem  kazanıyor  ki  yıkılmaya  yüz tutmuş eski konaklar bile artık apartmanlardan daha değerli.  Çünkü turizmle buluşturulan konaklarda yer buhnak artık mümkün değil... Başkan  İ negöl, bu  gelişmeyi  ilçenin altyapısını  da tamamlayarak güçlendirmek ve özellikle tarihi dokudaki sokakları ve meydancıkları özgün kimlikleriyle  yaşatmak  için uğraşıyor.  Eski  çarşının  yöresel ürünler  pazarı  ve  hediyelik  eşya dükkânlarıyla canlanması için proje  eksiklerini  tamamlayacak  üniversitelerdenkatkı bekliyor... Hisar Tepesi'ndeki Tekfur kızının yaptırdığı Bizans kalesini gezilebilir hale getirecek bir proje içinse duyarlı mimarlık kurumlanndan destek istiyor. İ lçedeki "Babas Kaplıcası",   39 derecelik suyu ve cilt, mide, bağırsak hastalıklarına iyi geldiği kanıtlanmış "şifa gücü"yle sağlık turizminin önemli odaklarından biri olmaya aday. Bunun için de örneğin Türk Tabipleri Birliği gibi uzman ve demokratik  bir  kuruluşla  işbirliği yapmak Başkan'ın öncelikli dileği.. AYDINLANM ANIN  KENTİ Tarihi kaymakamlık binası, Mudurnulu  olan   Pertev  Naili  Boratav'ın adını taşıyan  "kültür evi"ne dönüşmüş. Anadolu halk biliminin önder  ismi  Boratav'ın  anılarıyla birlikte,  Cumhuriyet  tarihindeki Mudurnu  fotoğrafları,  kentin  neden   "aydınlanma" merkezi  olduğunu da kanıtlıyor. O kadar ki kenti ziyaret ettiğimiz 29  Ekim  gecesi  Belediye'nin  düzenlediği  "Cumhuriyet  Bayramı Resepsiyonu"na  halkın  katılımı adeta "izdiham" şeklindeydi. Caddelerde gece geç  saatlere kadar süren   "Fener Alayı"  yürüyüşündeki coşkunun  giderek  oyunlu,  danslı eğlenceye dönüşmesi, cumhuriyete içten bağlılığı kanıtlıyordu. Bütün bu gözlemlerin ardından, Belediye Başkanı Mehmet İ negöl'le yaptığımız  değerlendirmede, Mudurnu'nun  "hak  ettiği" kültürlü ve kimlikli turizm kenti hedefinde başlıca öncelikleri şöyle  saptadık: 1  Babas  Kaplıcası, sağlık turizmine kazandırılması için ülkenin duyarh kuruluşlanndan, özelikle de Tabipler Odası'ndan ilgi bekliyor. 2   TÜRSAB  Anadolu  turlarına Mudurnu'yu da eklemeli; kültürlü turizmin özgün ve  doğal  güzelliklerini turizmle buluşturmalı... 3  Harap durumdaki "Orhan Gazi  Cami"nin  restorasyonunda, tarihsel bağları  olan  "Bursa Büyükşehir Belediyesi" yardımcı olabüir... 4   Kaleye  ulaşım  ve  çevre  düzenlemesi ile kent meydanının tarihi  dokuya  uygun  tasanmında üniversiteler  proje  desteği vermeli... 5  Abant  turizmi, gezi programlarına mutlaka Mudurnu'yu da katmalı;   "Abant  ve  Mudurnu  bütünleşmeli"... tablosuna rekor fiyat Kültür Servisi   İ talyan  ressam  Amedeo Modigliani  'nin  "Divanda  Oturan  Çıplak Kadın  " tablosu önceki  gün  Sotheby 's 'in New York'ta  düzenlediği  müzayedede  68.9  milyon dolara  (yaUaşık  100 bin  TL) sattldı.  1917 tarihli  "Divanda  Oturan Çıplak Kadın  " isimli ünlü  nü tablonun,  açık artırmaya telefonla katılan  bir  kişi  tarafından  satın  alındığı bildirildi. Monet'in  de  "Nilüferler"  serisinden bir  tablo 24 milyon  dolara  (yaklaşık 34  bin Türk Lirası)  ve JeanneHebuterne'e  ait  başka bir  tablo da 19.1 milyon  dolara  (yaklaşık 27  bin  Türk Lirası)  satıldı. 'Amlarla Dağlarca' •   Kültür Servisi   Şürimizin büyük ustalanndan Fazıl Hüsnü D ağlarca'nın 2. ölüm yıldönümünde, onu yakından tanıyan dostları anılarını anlatacaklar, şiirlerinden örnekler sunacaklar. Bugün Enver Ercan'ın Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde saat 18.30'da gerçekleştirilecek  "Anılarla D ağlarca" başlıklı  söyleşiye, Nurullah Can, Ahmet Soysal, Ertan Mısırlı ve Yasemin  Arpa konuşmacı olarak katılacaklar. Türk Yunan kısa f  ilm festivali Kültür Servisi   Türkiye ve  Yunanistan arasında  ortaklaşa düzenlenen ve sürekli olarak her yıl  Eskişehir ve Selanik'te  yapılacak  "Dialog Türk Yunan Kısa Film FestivalV'nin ilki Eskişehir Anadolu  Üniversitesi'nde başladı.  İ ki komşu ülke arasında sinema aracılığı ile kültürel köprü kurmayı  amaçlayan ve yarın  sona erecek festival,  Türkiye Anadolu  Üniversitesi,  Yunanistan Selanik  Uluslararası Kısa Film Festivali  ortaklığıyla düzenleniyor. Festivalde, seminer ve atölye çalışmalarının yanı sıra  Türkiye'den ve  Yunanistan'dan 60'tanfazla  kısa film yer alıyor. Festival aralık ayında  da Selanik'te  tekrarlanacak İ STANBUL  Kİ TAP FUARINDA  BUCÜN INTEREXPO  S ALONU Söyleşi:  "20  Yılda Edebiyatımızın Kilometre Taşlan ve  Tanığı:  D ünya Kitap".  S aat: 16.30 18.00 Konuşmacılar: D eniz Kavukçuoğlu, D oğan H ızlan, F aruk  Şüyün, F üruzan,  M etin Celâl. KARADENİ Z S ALONU Okuma S öyleşi:  "M izah U stasmın Yeni  Kitabı: Pat Karikatür Okulu".  Saat: 12.00 13.00  Konuşmacı: Behiç Ak  Düzenleyen: G ünışığı Kitaplığı Söyleşi Belgesel  österimi: "M uazzez Ilmiye Çığ Belgesel  G österimi. Saat:13.15 14.15 Konuşmacı: M uazzez Ilmiye Çığ. Düzenleyen: Kaynak  Yayınlan. Söyleşi:  "Edebiyatta İ lk G ençlik".  Saat:  15.45 16.45 Konuşmacılar: Sennur Sezer, G ülsüm Cengiz. Düzenleyen:  Evrensel Basım Yayın. İ deolojisine değil, sanatına ödiil •   Kültür ServisiAkademi, "Yaşam  Boyu Başarı  Oscar"ına değer gördüğü Fransız yeni dalga akımının öncüsü Jean Luc G odard'ın yahudi karşıtı  görüşleri olduğu üzerine bazı şikayetler  aldığını belirterek "Biz ödülü G odard'ın ideolojisi  için değil  sanatı için veriyoruz"  açıklamasında bulundu. G odard, ödülünü almak için 13 Kasım'da düzenlenecek törene katıhnayacağını açıkladıktan sonra Akademi  de ödülü G odard'a postayla göndereceğini açıklamıştı. Tevhid/ Oneness "Etnik kimliklerimizi ve taşıdıkları kültürel kodları, günümüz sanatı içinde ifade edebilmenin biryolu olabilir mi? Güncel sanat için kültürel belleğimizden beslenen özgün bir 'seyirlik' tasarlanabilir mi?"  Istanbul'da doğup büyüyen sanatçı Şule Ateş'in, köklerinin peşinde Erzincan'a yaptığı yolcukla başlayan Tevhid/Oneness, bu sorulara yanıt arıyor. Ailesinin yaşlı bireyleriyle, Alevi Dedeleri ve Bektaşi Babalarıyla yaptığı röportajlarla Alevi inancının özünü anlamaya çalışan sanatçı, bu süreci video, dans ve müzik üzerinden kurguluyor. istanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı katkılarıyla, dünya metropolünde yaşayan bireyin, geleneksel kültürle kurduğu ilişkileri anlatan bu performansı mutlaka izleyin. Enka Kültür Merkezi, 6 Kasım, Saat 20:30 garajistanbul, 24   28 Kasım, Saat 20:30 Cumhuriyet Etkinlikler  ücretsizdir. www.istanbulfilmfestival.com T.C.KÜUOJtBAKANUĞI AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ m Q C  M  ,  B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle