25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUM HURİ YET 4  KASIM  2 0 1 0 PERŞEM BE 16 OLU MU N U N ll.YILI Oktay Kurtböke 'yi özlemle andık İ stanbul  Haber Servisi   G azetemizin  eski genel yaym yönetmenlerinden  ve Türkiye G azeteciler Sendikası'nm  (TG S) eski genel başkanlanndan  Oktay Kurtböke,   Z in cirlikuyu'daki  m ezan  başmda  törenle anıldı. 11 yıl  önce hayatım kaybeden  Oktay Kurtböke, dün  düzenlenen  törene  eşi  Gufran Kurtböke,  kızı Pürlen Kurtböke,  G azetemiz İ mtiyaz  Sahibi ve  Yaym Kurulu Başkanı Orhan Erinç,  Genel Yaym Yönetmenimiz  İ brahim Yıldız,  Şişli Belediyesi  Başkan Yardımcısı Tayfun Kahyaoğlu,   eski İ çişleri Bakanı  Saadettin Tantan,   gazetemizin Spor  Servisi  Şefı  Arif  Kızılyalın,   Spor  Servisi  Şef Yardımcısı  Hilmi  Türkay, Şişli  Belediyesi  çalışanları katıldı. Törende dua  okundu ve  şeker  dağıtıldı.  Kurtböke'nin mezan başmdaki anma töreninin ardmdan ailesi,  Elmadağ  M eyhanesi'nde  katılımcılara yemek verdi. Şener  son yolculuğuna uğurlandı Araştırmacı yazar  Cemal Şener için Karacaahmet Sultan Dergâhı  'nda tören düzenlendi İ stanbul Haber  Servisi   Alevi hareketinin  önemli  isimlerinden "2010  Hacıbektaş Veli Dostluk ve  Barış Ödülü"  sahibi araştırmacı yazar Cemal Şener  son  yolculuğuna uğurlandı. 29  Ekim 'de katıldığı bir  televizyon  kanalmdaki program  sırasmda rahatsızlanarak kaldırıldığı hastanede yaşammı yitiren  Cemal  Şener (59)  için  dün  öğle  saatlerinde  Karacaahmet  Sultan D ergâhı'nda  tören  düzenlendi. Tören de  yapılan  kon uşm alarda da  Şen er'in  gerek yaym  gerekse örgütlenme  çalışmaları  ile  Alevi hareketin in yükselm esin de  en önemli  pay  sahiplerinden biri  olduğu  dile  getirildi.  Şen er'in  cenazesi, burada  kılm an  n am azm  ardm dan  Sultan  D ergâh ı'n da  defnedildi. Törene, Cemal  Şener'in  ailesi, Alevi kurum  başkanlarmdan   Muharrem Ercan, Mehmet Çamur, Ali  Balkız, İ zzettin Doğan,   Lütfü Kaleli,  Doğan Bermek, Emel Sungur, Kamil Erkanat,  İ smail Saçlı,  CH P  eski milletvekilleri Mustafa  Timisi, Ali  H aydar  Erdoğan,  sanatçılar Arif  Sağ,  Yavuz Top,   İ smail İ lknur,  Ali  Ekber Eren,  CH P  Kadıköy  İ lçe  Başkanı Türer Ercan,  Şişli Belediye  Başkan  Yardımcısı Kahraman  Eroğ DÜZ  Çİ ZGİ ÜMİ T  Zİ LELİ Bekir Abi... Bekir Coşkun'u  1970'lerin sonundatanıdım... Anadolu Ajansı'ndan henüz kovulmuştum!.. "Demirel,  ABD Başkanı'nın önünde masaya yumruğunu Vürcfu"haberiyle  hafızalardan silinmeyecek bir şöhrete sahip olan Genel Müdür Atilla Onuk,  sendikaya üye olduğumu öğrenince işime son vermişti... Ajansta  sözleşmeli olarak çalıştığımdan  hakkımı aramak gibi bir durum söz konusu bile değildi... Kısacası ortada kalıvermiştim!.. Uzunca  bir süre iş aradım. Bir gün tüm cesaretimi toplayıp Ankara'nın "Babıâli'si"  olarak bilinen Rüzgârlı Sokak'taki Günaydın gazetesinin kapısını çaldım... Ankara Temsilcisi  Bekir Coşkun'un  karşısına çıktım ve  iş istedim.. Beni şöyle tepeden tırnağa süzdüğünü, dövmekten beter hale sokan birkaç soru sorduğunu,   "Bak kardeşim,  git  kendlne doğru dürüst bir iş bul.  Çok sürünürsün buralardet'   diye nasihat ettiğini hayal meyal anımsıyorum.. Zaten yıllar sonra "Cumhur'un Trajedisi kitabıma yazdığı önsözde beni kovmayı düşündüğünü itiraf etmişti!.. Ama ben o kadar kararlıydım  ki, sonunda sıkıldı, "Deneyelim bakalım"  dedikten sonra çağırdığı odacıya  Bu çocuğu Nuri'ye götür,  bi baksın öafca/ / / n"talimatını verdi... Eline teslim edildiğim Nuri, uzun yıllar sonra RTÜK Başkanı olacak Nuri Kayış'tan başkası değildi!.. Bekir Coşkun'u daha o anda çok sevmiştim.. Sert görünen, kızdığı zaman  kekelemesiyle ünlü bu pırlanta yürekli adamdan çok şey öğrendim... 12 Eylül faşizminin en karanlık günlerinde birlikte çalıştık.  Daha ilk haberimde, 06 Ankara  sayfasında imzamı gördüğümde sevincimden nasıl havalara sıçradığımı  hiç unutamam... Sonraki yıllarda bu meslektetutunmamın,  "iyi muhabir, iyigazeteci" olarak tanınmamın temelinde ilk sırayı o alır..  Bekir Abi!.. ESKİ  K.ÇEKMECE BELED İ YE  BAŞKAN I Şen  toprağa verildi İ stanbul Haber Servisi Eski  Küçükçekmece  Belediye Başkanı Nurettin  Şen (63),  Sefaköy  M erkez  Cam isi'nde dün kılman cenaze namazmm ardmdan toprağa verildi.  Şen 'in  cenaze  namazmı,  yakm  arkadaşı  İ stanbul  İ l  Müftü  Yardımcısı Yusuf  Kavaklı kıldırdı. Kavaklı, cenaze sırasmda zor  anlar yaşadı.  Şen'in  arkadaşı olduğu öğrenilen  Kavaklı,   "Böyle  bir  öliinı  olmamahydı.  Ne  kazandık? Dünyanın  en  aptal insanı, katil olan insandır. Nurettin  Şen  kolay  mı  yetişiyor?"  dedi.  Şen,  daha sonra Sefaköy Merkez Mezarlığı'nda toprağa  verildi.  Şen,   Atalay Coşkunöz  adlı  bir  kişi  tarafindan  bürosunda  silahla  vurularak öldürülmüştü. Cemal Şener 29  Ekim'de katıldığı  bir  televizyon  kanalmdaki program sırasmda rahatsızlanarak kaldırıldığı hastanede yaşamım yitirmişti. lu,   yazar Öner Yağcı, İ lhan  Cem  Erseven, Cüneyt Akalın, Cemil Kılıç,  gazetemiz yazıişleri müdürlerinden  Miyase ilknur,  Mustafa Dolu,  Alevi  işadamlarmdan   Mustafa  Kaçmaz, Ali  Kösedağ,  Cemal  Coşkun,  Prof.D r. Bingür Sönmez,   Karikatürcüler  D erneği Başkanı Metin Peker,  D emokratik Çerkes  Platformu  üyeleri  ve  yaymcılar  da  katıldı. Cenazeye D evlet Bakanı Faruk Çelik,  CHP  G enel Başkanı Kemal Kıhçdaroğlu,  CHP  G enel  Sekreteri  Önder  Sav,   Kadıköy Belediye Başkanı  Selami  Öztürk, Şişli Belediye Başkanı Mustafa  Sangül,  Ataşehir Belediye Başkanı Battal  İ lgezdi, CHP  İ stanbul  İ l  Başkanı Berhan  Şimşek)in de  aralarmda  bulunduğu aralarmda bulunduğu  çok sayıda siyasetçi çelenk  gönderdi. • •• leror...  leror:.. PERİ HAN ERGUN Otuz yılı aşkın zamandır süregelen terörden illallah!  Her gün  yürek oynaması, aralıksız kalp sızısı. Geçmişte kısa bir süre durup oturmuşlardı. Bebek katili başkanları, yola devam emrini verince olmayan akıl ve vicdanlarıyla,  hainlikleriyle asker, sivil, kadın, çoluk çocuk demeden daha da  acımasızca kan dökücülüğe soyundular. Bu insafsız,  hain zulmün  ardındaki fitilleyiciler, onları besleyip öldürücü silahlarla tüm donanımlarını  sağlayanlar bilindiği halde içerde iktidarlarının devamı pahasına dış siyasette de onların dümen suyunda olmak zorunluluğuylaterörü yok edici etkin bir tavırdan  uzak durdular. İ nanılması güç  "eylemsizlik" sözlerini gerçek sandılar. Cumhuriyetimizin  ilanının 87. yılı haftasında önce  acımasızca Şemdinli hududunda askerlerimizi şehit ettiler, devamla Tunceli'de emniyet karakolunu basarak  kana buladılar. Olmayan  vicdanlarını doyuramadılar. Y etmedi! Hava durumu nedeniyle İ stanbul'da31  Ekim'e ertelenen kutlama töreninin yapılacağı  günün sabahı (ki eyiemsizliğin son günüydü) 10.35'te, ortasındaki kurtuluş ve kuruluşumuzu simgeleyen Cumhuriyet Anıtı'yla kentin göz bebeği Taksim'de sürekli görevli çelik kuvvet  polislerini öldürmeyi amaçlayan  bir intihar saldırısının dehşetini yaşadık.  Patlama o denli güçlüydü ki meydanın  ana yollarından  biri olan Tarlabaşı Caddesi'nin bitmindeki Tepebaşı yerleşkesi sakinlerini yerlerinden sıçrattı, mekânlarının  camlarını zangırdattı. Kurumları olay yerine çok  yakın olan Haber Türk'ün sözcüsünün  ilk önce "Şu anda iki yaralı var"  gibi akla yatmayan bildirisinden kısa süre sonra timin araçlarının ağır hasar gördüğünü, içinde bulunanlardan 15 görevlinin ağır vehafif yaralandığını,  meydandan geçerken yaralanan  20 siville birlikte acil yardıma götürüldüklerini bildirirken kameralar da terörün acımasız yıkıntılarını yansıtıyordu. Bu kanlı eylemin amacının  en büyük ulusal bayramımıza  saldırıyla Cumhuriyetimizin getirdiği barış, demokrasi, özgürlük ve üniter devletin kutsal  kavramlarına saldırıydı. İ şin bir garip yanı da saldırıdan bir  gün önceki cumartesi akşamı ABD'nin düzenlemede öncülük ettiği, katılımcıların  çoğunun da kendi yurttaşları olduğu Cadılar Bayramı'nı  anma etkinliğinin başlayacağı sırada ABD'nin büyükelçiliğinden bomba ihbarı gelir. Bunu duyan Amerikalı katılımcıların  çoğu toplantıya gelmez. Duyumun üzerinden bir gece geçtiği halde bizimkiler haberdar edilmez. Bunca göz ardı edilmemize karşın hâlâ dışardan terörün bitirilmesinde katkı istememiz büyük saflık olmuyor mu? Bu hain saldırıda görevlilerden birinin ağır yara aldığını,  komaya girdiğini öğrenip çok üzülmüştük. Ertesi  gün,  1  Ekim'de, emniyeti kötüye kullanan birini şikâyet için Taksim  Emniyet  Merkezi'ne gittiğimde polisin komadan çıktığını öğrenerek sağlık diledim. Değindiğim olay son yılların görüntülü ve yazılı basınında sıklıkla söz konusu edilen, taksi şoförlerinden bazılarının çeteleşerek yerli ve yabancı binicileri çeşitli mizansenlerle yanıltıp  paralarını gasp etme eylemleriydi.  1  Ekim günü ben de böyle bir olay yaşadım. Bunu duyurmaktaki amacım taksiyle ulaşımda zorunlu hallerde dikkatli davranılmasıdır.  O sabah bazı sağlık sorunlarımın teşhisi için avuz Sultan Selim  Devlet Kartal Y Hastanesi'ne gitmek zorundaydım. Taksim'den Bostancı'ya ulaşım  yapan minibüs dolmuşlarına gideceğim yol kısa olsa da zamandan yararlanmak  için taksiye binmek zorundaydım. Her zamanki gibi birkaç şoför kısa yol diye yadsıdılar.  Biri oldukça saygılı bir görüntüyle hizmeti kabullendi. Kendisini bu görev etiğinden dolayı takdir edip kutladım. AKM yanındaki  dolmuşların yakınında arabadan inerken  zorlandığımı görünce,  "Çantanızı bana bırakın siz inince vereyim"  dedi, ben de teşekkürle kabullendim. Bir de hayırlı günler dileyip 3 4 adım ötedeki minibüse ulaştım. Dolmuş şoförüne ücreti vermek için cüzdanıma el attığımda yerinde yeller estiğini şoka girerekgördüm.  Hastane dönüşü, zorlansam da emsallerimi bu  ahlaksızlardan korumak amacıyla polise başvurdum. Taksim Karakolu'ndaki görevlilerin saygıyla  konuya eğilmeleri moralimi düzeltti. Görevlilerin çoğunluğu yükseköğrenimliydi. Onların işini zorlaştıran bir kusurum da o telaşla taksinin plakasını almamış olmamdı. Beyoğlu Bölgesi  Güvenlik timinden Ali  Babur, Coşkun Bayram, Ali Şentürk adlı üç görevli içtenlikle arabaya bindiğim yerdeki Avro plaza otelle AKM'nin mobeselerinden saptamayı yaparız diye 2 saati aşkın uzun süre kesintisiz arama yaptılar.  Emniyette bu denli övünülesi gençlerin bulunması bazı kusurlu polislere rastlansa da  birçok önyargıyı yok edecek nitelikteydi. Eşim, 50'lili yıllardan 1971  'de genç denecek yaşta yaşammı yitirinceye dek emniyette  "birbardaksuyu bedava kabul etmeyen müdür" tanımıyla görev yaptı. Buna karşın çok kez de haksızlıklara uğradı. Son görevlerinden biri de hukuk ve edebiyat yükseköğrenimli olması nedeniyle inşa halindeki Kayseri  Polis Okulu'na  idareci olarak atanmasıydı. Çoluk çocuğun uzakta kalsa da genç meslektaşlarına "yaşamda dürüstlüğün meziyet değil asli görev olduğu gerçeğini" kaynağında öğretmenin mutluluğuyla özlem  duygularını hafifletirdi. Çocuklarına  bıraktığı dürüstlük mirasıyla nur içinde yatsın... HAYVANLAR   İ SMAIL  GÜLGEÇ Kİ M  Kİ ME  DUM  DUMA  BEHİ ÇAK behicak@yahoo. com. tr Günaydın'dan  ayrıldıktan  sonra bir daha Bekir Abi'yle  bir araya gelemedik!.. Hep ayrı gazetelerde çalıştık ama o hep  "abim"  olarak kaldı... Çok sık görüşemesek de hep en iyi dostlarımdan biri oldu.. Hürriyet gazetesinde yazarken  de HaberTürk macerası sırasmda da  keşke bizde olsa!'   diye düşündüğüm çok olmuştu. HaberTürk'te işine son verildikten sonra Cumhuriyet'e gelmesi söz  konusu olduğunda arayıp " Bak  Sevgili M\ ne   Kırıkkanat  da geldi,   sen  de  bizimle olmalısın" demiştim. Ayvalık'ta sevgili eşi Andre  ile birlikteydi ve geçmişte Cumhuriyet gazetesini, hem de birkaç kez  teğetgeçtiğini gülerek, biraz da sesi titreyerek anlatmıştı.. İ şte o zaman geleceğini anlamıştım!.. Ve 30 yıl sonra, yine Bekir Abi  ile aynı gazetedeyiz... Türkiye Cumhuriyeti'nin  kalesi Cumhuriyet gazetesine, Cumhuriyet âşığı bu dev kalem çokyakıştı.. Cumhuriyet gazetesi bu karanlık süreçte yoluna daha da güçlenerek devam ediyor... Ve eğer güneşli, güzel günlere ulaşacaksak, en büyük paylardan biri hertürlü baskı ve zorbalığa, her türden alçakça oyuna karşın dik duruşunu bozmayan, ödün vermeyen Cumhuriyet gazetesine ait olacaktır.. Böyle bir ailenin üyesi olmaktan büyük bir kıvanç ve onur duyuyorum...   Hoş  geldin Bekir Abi... Bir Yurtsevere Mektup (86) Sevgilikardeşim   Balbay,  günlerdir Sevgili Tuncay Özkan'la  yaptığınız söyleşiyi okuyorum. Bir ders niteliğindeki bu söyleşi dilerim   "gazeteci kılıklı"  tetikçilere iyi bir ders olur!.. Geçen cumartesi Stuttgart'taydım, herkes sizi sordu, sevgilerini gönderdi. Elimde senin "Zulümhane"  kitabını gören yana yakıla satın almak istedi, iyi mi?.. Sonunda şöyle bir çare bulduk; herkes bağış yaptı ve  kitabı senin adına imzalayıp ADD'ye hediye ettim. Peki bağış paraları ne oldu dersin?.. Diyarbakır'da TGB  tarafından  yaptırılan Cumhuriyet  İ lköğretim Okulu'na gönderildi, öğrencilerin ihtiyaçları için... Y ani Zulümhane, ilkokul çocuklarının derdine deva oldu!.. Şimdi tek eksiğimiz sensin kardeşim.. Dün Deniz Kavukçuoğlu  köşesinde hepimizin yüreğinde yatan özlemi ne güzel ifade etmiş,  gerçekten dilimizde aynı sözcükler,  "Neden olmasın?.." Seni ve tüm yurtseverleri sevgiyle, özlemle kucaklıyorum, kardeşim... Çİ ZGİ Lİ K  KÂMİ L MASARACI kamilmasaraci6gmail.com e posta:  umitzileli@gmail. com B U L M AC A  SEDATYAŞAYAN SOLDA NSA GA : 1 2  3  4  5  6  7 1/   "Karameke" adı  da  verilen  bir  1 tür  yaban  ördeği.  2 2/   Kesilmiş  ekşi sütten  yapılan  bir türrakı... Mersin'in  4 Silifke ilçesinde antik bir  kent. 3/   Yaz yağmuru...  Sebze fidesi  ve  üzüm çu   7 buğu  dikmek  için   o hazırlanan  çukur. 4/  Halk dilinde  ayrana verilen ad...  Çok  yiyen,  obur. 5/  Düz döşenmiş  bir  tür  parke...  Bilinç.  6/   Türk  müziğinde bir makam. II  Sara nöbetinden hemen önce görülen belirtilerin tümü...  Vasıta. 8/  Arjantin'in  plaka imi...  Nâzım Hikmet'in bir oyunu. 9/  Tarım bitkilerine ve  orman ağaçlarına büyük zarar veren  bir böcek... Kayısı, erik, zerdali gibi meyvelerin kurusu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/  Ordu ilinde, soğanları yemek yapmakta kullanılan  çiğdeme verilen ad. 2/  İ ri taneli bezelye... Sınır nişanı. 3/  Kusma...  "Bîbaht olanm bağma bir  katresi düşmez /    yerine dürr ü güher yağsa semadan" (Ziya Paşa). 4/  Bir renk... Cılız, zayıf. 5/  İ lgi, ilişki... Notada durak işareti. 6/  Gaziantep'in bir  ilçesi. II  İ nsan bedeni çevresindeki  manyetik alan... Kastamonu'nun bir  ilçesi. 8/  Eski Mısır'da güneş tanrısı... Fazla bön, avanak. 9/  Kırgızların ünlü destanı... Bingöl ilinde bir  şelale. H ARBİ   SEMİ HPOROY HAY AT  EPİ K Tİ YATROSU   MUSTAFA BILGIN TAVLA  M I Y APSAY DIK?!.. hetiyatrosu @mynet.  com I Ş I  SULANDIRMA ABDULLAHL m u 1  I  I  I  I  I  I  I  I  I  I  I  I  I C  M  B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle