22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 2010 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Kılıçdaroğlu, siyasete kadın ve genç katılımı konusunda atılım yapacaklarının mesajını verdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Herkesi şaşırtacağız’ TÜREY KÖSE AKP Nasıl İktidar Oldu?.. AKP iktidarı önce Alevi açılımından söz etti; ardından Kürt ve Roman açılımını gündeme getirdi. Toplantılar düzenlendi, konuşmalar yapıldı... Yandaş kalem erbabı “demokrasiözgürlük” marşları söylemeye başladı koro halinde... Benim de aklıma şu soru geldi tüm bunlar olurken: “AKP iktidarı nasıl oldu da 2002’de yüzde 35, 2009’da yüzde 47 oy aldı?” Emeğin örgütlenmesinin önüne konulan engeller ortadan kaldırılıp, halkın siyasete girememesinden ötürü... 12 Eylül faşizmi, emeğin örgütlenmemesi için tüm yasal önlemleri almıştı... Bu ülkede emeğin örgütlü en büyük gücü DİSK iğdiş edildi, örgütlenme gericifaşist sendikalara kaldı. Vahşi kapitalizmin güler yüzü olan “küreselleşme” etnikmezhepsel sorunları öne çıkarıp, sömürü düzenini sürdürmek için yoksul halklara sunuldu. Böyle olunca da sınıfsal çelişkiler bir kenara itildi... “Laikantilaik” çatışmalar körüklendi, etnik kimliğe dayalı milliyetçilik ivme kazandı. Tüm bunlar 12 Eylül’le birlikte başladı; Sovyetler Birliği’nin çöküp dağılmasından sonra daha da hızlandı; PKK terörü iç ve dış destekli güçlerle bugünkü konumuna erişti. Ülkeyi yönetenler ve askerler PKK terörünü “bir avuç eşkıya” olarak nitelendirirken, Güneydoğu’daki “örtülü savaş”ta Hizbullah devlet tarafından örgütlenip silahlandırıldı. AKP vahşi kapitalizmin yani küresel aktörlerin desteğiyle iktidara geldi. Emperyalist güçlerin bunda büyük katkısı oldu. Örneğin 28 Şubat Erbakan’ı devre dışı bırakıp AKP’yi iktidara taşımak için yapılmıştır. Arkasındaki en büyük patron ABD ve İngiltere’dir. Onları Almanya ve Fransa izlemiştir. Vahşi kapitalizmi, din eksenli siyasetle geliştiren bir sistem, yoksulu daha yoksul, varsılı daha varsıl yapmıştır. Kayıt dışı ekonomiyi yaşama geçirmiş, doğrudan IMF politikalarını izlemiştir hükümet... AKP’nin “demokrasiözgürlük” söylemi ya da “açılım”ı bir masaldır... Binlerce emekçi sendikasız kalmış, yine binlerce işçi işinden kovulmuştur... 30 yıl önce Türkiye’de emeğin örgütlü gücü vardı, bugün ise yok! 30 yıl önce ülkede taşeronlaşma yoktu, bugün var! 2010 yılının bitmesine neredeyse bir ay kaldı... Türkiye’de “askeri vesayete” karşı çıkanlar “sivil vesayete” göz yumar, ardından da tarikatçıdinci televizyon kanallarında “demokrasi” nutukları çekerler para karşılığı. Örgütsüz toplumlarda etnikmezhepsel sorunlar öne çıkarılıp bir çatışma ortamı yaratılır, “sıkmabaş” ortaöğretime girsin mi, girmesin mi gibi tartışmalarla sömürü ve soygun düzeni sürer. Önümüzdeki fotoğraf aynen böyle! Türkiye’de açılım maçılım hikâye... Milletvekilinin dokunulmazlığı salt kürsüde olur... İhaleye fesat karıştıran, yolsuzluk yapanlar yargı önüne çıkarılır. Laik demokratik bir hukuk devletinde yargı bağımsız olur, zorunlu din dersleri kaldırılır. Alanlarda “Türkiye laiktir laik kalacaktır” diye gösteri yapanları izlerken, insan ister istemez soruyor: “Türkiye’nin neresi laik?” Dincitarikatçı yapılanma devletin tüm kurum ve kuruluşlarında egemen olmuş, hâlâ bağırıp çağırıyoruz: “Yaşasın cumhuriyet!” Nasıl bir cumhuriyet? Tarikatların, din bezirgânlarının egemen olduğu bir cumhuriyet mi? Türkiye’de günde üç kadın erkekler tarafından öldürülüyor, yüzlerce kız çocuğu, kadın tecavüze uğruyor. Peki devleti yönetenler ne yapıyor? Sadece seyretmekle yetiniyor, kadın eli sıkmıyor... Bir bayram sabahında içinizi kararttığımı biliyorum. Ne yazık ki gerçekleri yazmak zorundayım... Güneydoğu’da yoksulluk, büyük kentlerin varoşlarında işsizlik... Okula gönderilmeyen kız çocukları... Bir ülke düşünün ki koyun ve dana ithal ediyor bugün... Bir ülke düşünün ki, tarım ölmüş; fındık, badem üreten bir ülke şimdi bu ürünleri ithal etmeye başlamış. Doğu’da ve Güneydoğu’da hayvancılığı bitiren bir zihniyet, Türkiye’de ekonomiyi herhalde “borsa oyunu”yla kalkındıracak. Devleti yönetenler, bir sadaka toplumu yaratıp sosyal devleti unutturdular işsiz ve yoksul insanlarımıza... Görünen o!.. ‘ÖNCE TEK BAŞINA Kemal Kılıçdaroğlu, dün sabah Sosyalist Enternasyonal Konsey toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu arada gazetecilerin BDP’li Selahattin Demirtaş’ın sol blok önerisiyle ilgili soruları üzerine “Önce tek başına iktidarı gerçekleştirelim. Sonrası Allah kerim” demekle yetindi. Kılıçdaroğlu, “BDP’li Demirtaş da burada, kendisiyle bayramlaştınız mı” sorusuna “Karşılaşmadık. Bayramlaşırız, illa ki sol hareketlere yaklaşımı konusundaki bir soru üzerine “Biz Türkiye’ye demokrasiyi getiren partiyiz. Bizim dışımızda sol da olabilmelidir. Ancak 80 sonrası sol çok parçalandı. Şimdi ana mecrasına oturmaya başladı. Dereler, CHP ırmağında birleşiyor” dedi. Kılıçdaroğlu, bir yurttaşın “Başbakan’la ağız dalaşına girmeyin” sözlerine de “Başbakan’la ağız dalaşına girmiyorum. Ama bazen mecbur kalıyoruz. Cevap vermeyince de niye cevap vermiyorsun, diyorlar” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, “Şeriat tehli KT DAR’ PARİS CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisindeki değişimi anlatırken “Ağaçlar budandıkça büyür. Koşullar kendiliğinden oluştu ve bu koşulların gereği yapıldı” mesajı verdi. CHP lideri, önceki gün akşam Paris Başkonsolosluğu’nda yurttaşlarla sohbet etti, sorunlarını dinledi. Toplantıda Kılıçdaroğlu’nun hemşerisi Tuncelili yurttaşların çoğunlukta olması dikkati çekti. Yurttaşlar oy kullanamama, Türkiye’de boşaltılan köyler ve CHP’deki değişim konularında sorular yöneltti ve önerilerini anlattı. Kılıçdaroğlu’na “Yeni CHP anti emperyalist mi, yoksa uzlaşmacı mı oldu”, “Şeriat tehlikesi ortadan kalktı mı” benzeri sorular yöneltilmesi dikkati çekti. Kılıçdaroğlu, “yeni CHP” söylemiyle ilgili soruları yanıtlarken “CHP değişime, reformlara karşı çıkar, denirdi. Bu tabloyu tersyüz ettik. Yeni CHP, yeni bir anlayış, diyoruz” açıklamasını yaptı. Kılıçdaroğlu, CHP dışında çatışacağız diye bir şey yok. Zaten Diyarbakır’a gideceğim, orada da bayramlaşırız” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, Sosyalist Parti Genel Başkanı Martine Aubry’nin konuşmasını beğendiğini anlatırken “Sorunları sol pencereden irdeledi. Sosyalist Enternasyonal söylemine uygun bir dil geliştirdi. Papandreu’nun konuşması daha ortadandı...” dedi. laşmacı mısınız” sorusu üzerine de “Emperyalizme karşı ilk mücadeleyi veren parti CHP. Yeni CHP, derken köklerimizi inkâr etmiyoruz. Anti emperyalist partiyiz. Yeni CHP derken köklerinden onur duyan ama çağdaş uygarlığı göz ardı etmeyen, gençleşen bir partiyi kastediyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, siyasete kadınların ve gençlerin katılımıyla ilgili olarak da “Kadınların CHP’de siyasete ne kadar fazla girdiğini göreceksiniz. Sizleri şaşırtacağız. Gençleri daha çok göreceksiniz” diye konuştu. kesi var mı” sorusuna “Türkiye’de demokrasiyi ne kadar savunursak, demokrasiye karşı olanlar da var. Laikliği ne kadar savunursak, laikliğe karşı olanlar da var. CHP olduğu sürece bunlarla mücadele etmek boynumuzun borcudur. CHP olduğu sürece, tehlike var, dersek kendimizi inkâr etmiş oluruz. Tarihte hep geriye gitmek isteyenler olmuştur. Ama hep ilerlemeden yana olanlar kazanmıştır. CHP ileriye gitmenin motorudur” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, “Anti emperyalist misiniz, yoksa uz CHP lideri, dün sabah kaldığı otelde gazeteciler ve partililerle bayramlaştı. Kılıçdaroğlu, 10 Kasım’da saat 09.05’te ayağa kalkan Zonguldaklı boyacı çocuk Aykut Keskin’i aradı. Aykut Keskin’e ulaşamayan Kılıçdaroğlu dedesi ile sohbet etti. İlik kanseri olan Gül Baydar’ı arayarak geçmiş olsun dileklerini ileten ve bayramını kutlayan Kılıçdaroğlu, Paris’te yaşayan ressam İsmail Yıldırım’ı da arayarak bayramını kutladı. Kılıçdaroğlu dün ayrıca ressam Abidin Dino’nun eşi Güzin Dino’yu ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, gazetecilerle sohbet ederken partideki değişimle ilgili soru üzerine şunları söyledi: “Ağaçlar budandıkça büyür. Koşullar kendiliğinden oluştu ve bu koşulların gereği yapıldı. Bu gelişme partinin kültürel yapısına uygun oldu. Bu değişiklik parti tabanının, hem de kamuoyunun desteğini aldı. CHP artık iç çekişmeleri olan bir parti değildir. Halka güvenle giden bir partidir. Olumlu oldu, CHP’nin kültürüne uygun olmuştur.” DEMİRTAŞ PAPANDREU GÖRÜŞMESİ BDP, ‘Kürt sorununa ilgi’ istedi Selahattin Demirtaş dün Sosyalist Enternasyonal Başkanı ve Yunanistan Başbakanı Papandreu ile yaptığı görüşmede “tam üyelik için yardım ve Kürt sorununa daha yakın ilgi gösterilmesini” istedi. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş dün Sosyalist Enternasyonal Başkanı ve Yunanistan Başbakanı Papandreu ile kısa bir görüşme yaptı. Demirtaş bu görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, “Sayın Başbakan’dan BDP’nin gözlemci statüsünün tam üyeliğe yükseltilmesini istedik. Ayrıca enternasyonalin Kürt sorunuyla daha yakından ilgilenmesi ricasında bulunduk. Yardımcı olacağını, üyelikle ilgili olarak elinden geleni yapacağını vurguladı” açıklamasını yaptı. Irak Devlet Başkanı Celal Talabani de BDP’nin üyelik talebine destek verdi. Demirtaş, Papandreu ile görüşmesi nedeniyle konuşma sırasını kaçırdığından kürsüye çıkamadı. Kürtçe konuşmayı planlayan Demirtaş’ın konuşma metninde şu ifadeler yer alıyordu: “Hiç şüphesiz ki Türkiye’nin kendi iç dinamikleri ile çözmesi gereken Kürt sorununda çatışma zemininden uzaklaşılması, ateşkesin çift taraflı ve kalıcı hale gelmesi için enternasyonalin oynayabileceği önemli roller vardır. Çatışan taraflara diyalog ile çözüm konusunda cesaretlendirici ve teşvik edici bir tutumun sahibi olmak, Ortadoğu’nun en önemli sorunlarından olan Kürt sorununun çözümüne katkı sunmak bu toplantının önemli sonuçlarından biri olabilir. Filistin ve Irak’ta yaşanan çatışmalar gibi Türkiye’de yaşanan bu acıların da son bulması için hepimize önemli görevler düştüğüne inanıyorum. Kürt halkının özerklik ve daha fazla demokrasi talebinin yanında olmak enternasyonalist dayanışmanın önemli örneklerinden biri olacaktır.” Kılıçdaroğlu, Sosyalist Enternasyonal Başkanı, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile görüştü. Papandreu’dan davet CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Sosyalist Enternasyonal Başkanı ve Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile görüştü. Görüşmede CHPPASOK ilişkilerinin arttırılması gereği üzerinde durulurken Papandreu Kılıçdaroğlu’nu Atina’ya davet etti. CHP lideri Kılıçdaroğlu önceki gün akşam Sosyalist Enternasyonal kokteylinde Sosyalist Parti Genel Başkanı Martine Aubry ve yazar Nedim Gürsel’le sohbet etti. Kılıçdaroğlu, “Sizi Türkiye’ye davet etmek istedik” derken Aubry, “Ben zaten İstanbul’u Nedim’in kitaplarından tanıyorum. Ve tanıdığım kadarıyla hayranım. Birkaç kez gittim İstanbul’a” dedi. Kılıçdaroğlu’nun “Şimdi de bizim davetlimiz olarak gelin” sözleri üzerine de Aubry, “Elbette gelmek isterim.Türkiye ve İstanbul’a önem veriyorum” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu Sosyalist Parti’nin cumhurbaşkanı adayı Segolene Royal ile de görüştü. Royal, “Yeni İstanbul’dan döndüm. Gerçekten çok güzel bir kent” deyince Kılıçdaroğlu, “Ama size kötü bir haberim var. Köprü felaketi. İstanbul’a üçüncü köprü geliyor” dedi. Royal da “üzüldüğünü” söyledi. Kılıçdaroğlu Royal’den AB konusunda da destek istedi. Royal de, “Ben hep bunu destekledim. Benim zaten dış politikada en önemli tartışma konum oldu bu Sarkozy ile. Belki de birkaç puan kaybetmeme neden oldu” dedi. Kılıçdaroğlu, dün Sosyalist Enternasyonal konsey toplantısından sonra Papandreu ile görüştü. Papandreu, “Yunanistan zor bir dönemden geçti” derken Kılıçdaroğlu da, “Biz de referandum sürecini atlattık. Daha demokratik ve özgür bir Türkiye’yi kurmaya kararlıyız” dedi. Papendreu, “AB sürecinde Türkiye’yi desteklediklerini” ifade etti. CHP lideri de, “son dönemde bu konuda gerileme olduğunu” vurguladı. Kılıçdaroğlu görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, “Sosyalist Enternasyonal’de daha aktif olmak istediğimizi söyledik. Belli toplantıların Türkiye’de yapılmasını istedik. Bizi Yunanistan’da görmekten mutlu olacağını söyledi” dedi. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 MEB’DEN ÖĞRETMENLERE ‘HOŞ GELDİN’ REHBERİ ‘Kürtçe öğrenirseniz bölgede desteklenirsiniz’ ANKARA (AA) Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) hazırladığı rehberde, göreve yeni başlayacak öğretmenlere tavsiyelerde bulunuldu. Rehberde, Türkçe bilmeyen öğrencilere sabırla yaklaşılması istenirken “Öğretmen yaşadığı yörenin bir üyesi olarak konuşulan yerel dili öğrenme çabası içine de girebilir” denildi. MEB’in hazırladığı kitapçığın önsöz kısmı, öğretmenlere “mektup” ile başlıyor. “Hoş geldin öğretmenim” ifadeleriyle başlayan mektupta öğretmenlere, “Şu an göreve yeni atanan her öğretmen gibi, sen de belirsizliklerden kaynaklanan bir huzursuzluk yaşıyor olabilirsin. Sabırlı olmalısın... ” denildi. Kitapçıkta, Türkçe konuşma sorunu yaşanan bölgelerde neler yapılabileceği konusu da ayrı bir başlıkta yer aldı. Kitapçıkta, “Öğretmen yaşadığı yörenin bir üyesi olarak konuşulan yerel dili öğrenme çabası içine de girebilir. Bu yaklaşım yöre halkı tarafından sempatik bulunabilir ve öğretmenin yaptığı çalışmalar desteklenebilir” denildi. Genel Sekreter Süheyl Batum, İstanbul’da kentsel dönüşüm mağduru yurttaşlarla bayramlaştı CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI GÜNEŞ ‘Sorun olan yerde var olacağız’ İstanbul Haber Servisi CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum, İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, ilçe başkanları ve partililer bayramın ilk gününde Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında yıkılacak olan Gaziosmanpaşa’daki Karayolları Mahallesi’nde yurttaşlarla bir araya geldi. Burada kurulan bayram sofrasında yurttaşlarla sohbet eden CHP’liler daha sonra Siirtli bir ailenin evine giderek birlikte yemek yedi. CHP’liler, bayramın 1. gününde Karayolları Mahallesi’ndeki gecekondu bölgesinde yurttaşlarla bayramlaştı. Burada konuşan CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum, Türkiye’nin sorunlarını çözmek için yola çıktıklarını belirterek “Kentsel Dönüşüm Projesi adı altında yurttaşlar reva olmayan bir şekilde muameleye tabi tutulmaktadırlar. Bunu her yerde gördük, Sulukule’de de gördük, başka yerlerde gördük. Şimdi ise Karayolları Mahallesi’ndeki yurttaşlar Kentsel Dönüşüm Projesi’nin mağduru. Artık biz her dönemde her vesileyle beraber olacağız ve bu dertleri dinleyeceğiz. Bundan sonra bunu çok sık göreceksiniz” dedi. CHP’nin kamuoyunda Türkiye ve halkın sorunları yerine kendi içinde mücade eden bir yapıda olduğu yönünde bir hava yaratıldığını kaydeden Batum, şöyle konuştu: “Toplum nezdinde bu böyle algılansa da aslında böyle değil. Türkiye’de bunu biz kırmaya çalıştık çalışıyoruz ve göreceksiniz ki kıracağız. Halk olmadan hiçbir siyasi partibaşarıya ulaşamaz. Bizler yeni CHP dediğimiz zaman ‘değişiyorlar mı’,‘dönüşüyorlar mı’, ‘AKP’lileşiyorlar mı’ gibi bir algılama oldu. Yeni CHP’den kasıt halkın sorunlarını yakından takip eden, sorunun olduğu her yerde CHP’lilerin var olması demek.” ‘Vergi barışı düzenlemesi tam bir seçim rüşveti’ KOCAELİ (AA) CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş, “Vergi barışlarının ikide bir yapılması doğru değil, zamanlaması ise tam bir seçim rüşveti niteliği taşıyor” dedi. Partisinin İzmit ilçe başkanlığınca düzenlenen bayramlaşma programına katılan Güneş, gazetecilere kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin değerlendirmede bulundu. Güneş, vergisini zamanında ödeyen kişilerin, ödememiş olanlara karşı adaletsiz bir duruma düştüğünü belirterek “Bu durum eşitlik ve adalet açısından büyük bir sorun çıkartıyor” dedi. Güneş, bir başka konunun, genel seçimlerin yaklaşması olduğunu dile getirerek “6 ay sonra seçimler var, aklınıza şimdi mi geldi? Yani 2008’in ortalarında hissedilmeye başlanan ekonomik kriz süresince aklınıza gelmedi de seçime 6 ay kala mı geldi?” diye konuştu. Güneş, paketi tümüyle reddetmediklerini ancak tümüyle yetersiz bulduklarını ifade etti. CHP’liler, Gaziosmanpaşa Karayolları Mahallesi’ndeki gecekondu bölgesinde yurttaşlarla bayramlaştı. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle