Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MURAT GÜLDEREN Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gök han Günaydın, İstanbul Büyükşehir Be lediyesi İBB tarafından kurulacak olan Halk Et şubelelerinin Et ve Balık Kuru mu nun çaresizliğinden ve basiretsizli ğinden kaynaklandığını söyledi. Günaydın, Et ve Balık Kurumu nun devlet tarafından ülke hayvancılığını geliştirmek, teşvik et mek, yurttaşlara uygun fiyattan ve sağlık lı olarak et tedarik etmek amacıyla kurul duğunu hatırlatarak Ancak devlet ken di eliyle hayvancılık politikasını bitirdi. Tamamen dışa bağımlı hale geldik. Halk Et in kurulacak olmasıyla da Et ve Balık Kurumu nun iflasını bir kez da ha gördük. Halbuki Halk Et projesi bu kurumun görevidir dedi. Et ve Balık Ku rumu nun şu an tedarikçileri zengin etmek ve tekel oluşturmak dışında bir politika iz lemediğini anlatan Günaydın şöyle devam etti: Görüyoruz ki hayvan girişleri artmasına rağmen fiyatlar düşmek bil miyor. Çünkü büyük firmalar ellerin deki stokları saklıyor. 13 TL ye karkas et satılabilecekken 40 TL ye satılmaya çalışılıyor. İhalede 45 firma şartname alırken sadece 3 firma teklif verebiliyor. Tedarikte tekelleşme olduğu sürece de bu fiyatlar asla düşmeyecek. Aksine artmaya devam edecek. Bundan Türkiye zarar görüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafın dan kurulacak olan Halk Et in, kırmızı eti eğer üreticiden uygun fiyattan alarak tü keticiye de uygun fiyattan ve sağlıklı ola rak satması halinde bunun yararlı bir pro je olacağına da dikkat çeken Günaydın, Ancak bu, belediyenin değil Et ve Ba lık Kurumu nun işi olmalıydı diye ko nuştu. Günaydın ayrıca kur banda gerekli hayvan gelme si durumunda fiyatların belli bir düzeyde kalabileceğini ancak tedarikte tekelleşme olduğu sürece fi yatların düşmesinin şu aşamada imk n sız olduğunu kaydetti. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 4 EK M 2010 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Hemşin Kadınının HES Kavgası Geçen haftanın ortalarında haber kanallarında şöyle bir haber yer aldı: Rize nin Hemşin ilçesinde yapılmak istenen HES hidroelektrik santralbilgilendirme toplantısı çevrecilerin odunlu ve dere içinde horonlu tepkisi üzerine iptal oldu. Haberin içinde Hemşin de yaşadığı anlaşılan her yaştan çok sayıda kadının bulunduğu renkli bir fotoğraf yer alıyordu. Yapılan açıklamaların bir bölümünde: Buralar bizim yıllardır yaşadığımız; dede, baba topraklarımız. Bu dere bize hayat veriyor. Hayat damarımızın kesilmesine müsaade etmeyeceğiz. Hemşin in çöl olmasına izin vermeyeceğiz. Biz burada bekliyoruz. Buradan çıkamazlar. Yok etmek istedikleri ormanlar, onların kaçmasına engel olur deniyor. Konuya daha kapsamlı bir bakışı Hemşin çevrecileri adına basın açıklaması yapan Hasan Küçük, çokuluslu şirketlerin su kaynaklarına el koyması ve küresel iklim değişikliği süreçleri vurgusu ile... Ülkemizdeki su kaynaklarının özenle korunması gerekmektedir. Enerji ihtiyacı öne çıkarılarak aynı derecede hatta daha önemli olan temel ihtiyaçları dikkate almayan projeler kabul edilemez. Rize ilinde 94, Hemşin de 3 santral yapılacağı düşünüldüğünde ne denli bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuz ortadadır diyor. Dereler özgürdür, özgür akacak , HES lere hayır diye haykırıyorlar! Daha önce Çamlıhemşin de verilen ve kazanılan hukuk savaşına karşın, tüm Karadeniz dereleri üzerindeki HES baskısı bir türlü sona ermiyor; tersine artıyor. HES furyasının son yıllarda hızla artması üzerine Artvin ve Rize yöresinde bu yaz oluşturulan Derelerin Kardeşliği adlı kitlesel girişim, HES kurulması çabalarına karşı çıkıyor. Yine de Hemşin de HES e karşı çıkış, kadınların ilk kez çok yoğun ve kitlesel katılımı ile apayrı bir anlam ve boyut kazanıyor. Hemşin in doğası, aşırı dik, yemyeşil yamaçları bunları birleştiren vadileri ve yamaçlardan çıkan ve vadilerin tabanına akan dereleri; bunları okşayan yoğun ormanlarıyla, geçimini tarımdan kazanmak isteyenlere aman vermez, acımasızdır. Tarım dışı ekonomik faaliyet de yok denecek kadar azdır. Hemşin de kış erken, yaz geç gelir; bu olgu, yaşam koşullarını daha da ağırlaştırır; tarımda verimi çok sınırlı kılar. Doğal koşulların doğrudan sonucu Hemşin erkeklerinin yüzyıllar boyunca gurbete gitmesidir. Erkeğini gurbete gönderen Hemşin kadını vahşi ama o kadar da güzel bir doğa ile iç içe yaşar. Onun sevgilisi doğadır. Hemşin de çalışan kadın olmak çilekeş olmaktır. Hemşin kadını, çok güç koşullarda çalışmak ve her tür işi yapmak zorundadır. Doğanın acımasızlığı ve erkeğinin yokluğu, bu ikili baskı, Hemşin kadınını olağanüstü dayanıklı kılar. Bunlara bir de gurbetteki eşin göndereceği parayı beklemek eklendiğinde durum daha da çekilmez olur. Son yıllarda ulaşım olanaklarının artmasına karşın, Hemşin kadını h l sırtında yük taşımak zorundadır. Onun yaşamının neredeyse tamamı, ara sıra gurbette olan eşinin yanına gitmesi dışında, dik yamaçlar ve derin vadiler arasında sıkışıp kalmıştır. Ve dereler... Takvimlerde gördüğünüz yüzyıllar öncesinden kalma taş yapımı kemer köprülere bakmayın siz; onların sayısı çok azdır. Hemşin de derenin karşı tarafına ya taştan taşa atlayarak ya da tel köprüler üzerinden yürüyerek geçilir. Hemşin kadını en güzel aşk türkülerini sırtında 30 40 kiloluk odun yükü taşımaktayken söyler; kimi zaman beline ip bağlayarak, dik yamaçlardaki çay tarlasından yağmur altında çay toplar. Başındaki poşu, giydiği entari, belindeki peştemal ve çoğu kendi ördüğü renkli çorap ve kara lastik ayakkabı Hemşin kadınını anlatmaya yetmez. O, olağanüstü güzelliğini, sürekli yağan yağmura karışan terinden alır. İşte, eline odun alarak, kendisine yaşamı dar eden ama suyunu içebildiği deresini kararlılıkla savunan ve Bu dere benimdir; burada HES yaptırmam diyen Hemşin kadını, çok kısa olarak, budur; onun korumak istediği dere değil, gerçekte dere ile özdeşleşmiş olan kendisidir. Hemşin kadınının bu kutsal başkaldırısı karşısında sermayenin ve sermaye yanlısı kamu görevlilerinin yapması gereken bir tek şey vardır. O da, saygı ile eğilmek ve çekip gitmek! yakupkepenek06@hotmail.com Çin ile Japonya arasında patlak veren balıkçı gemisi krizi ve ABD Temsilciler Meclisi nin geçen hafta, Çin i döviz manipülasyonu yapmakla suçlayarak onayladığı korumacı tedbirler, uluslararası ilişkilerin, özellikle ABD ile Çin arasındaki çelişkilerin krizle birlikte sertleşmeye başladığını gösteriyor. Kriz ve emperyalizm Bu sertleşmenin arkasında Çin in yükselme süreci karşısında, ABD ve genel olarak Batı da giderek artan kaygılar var. Bu kaygıların temelinde de krizle birlikte iyice önem kazanan kaynak, piyasa paylaşım savaşları var. Krizle emperyalizm arasındaki ilişkiyi birçok kez tartıştık. Burada, iki popüler ekonomistin, Martin Wolf Financial Times , Prof. Krugman ın New York Times geçen haftaki yorumlarında dikkatimi çeken noktalara değinmekle yetineceğim. Wolf, döviz kurları üzerinden merkantilist bir rekabetin kızışmakta olduğunu yazıyor. Wolf a göre, bu kızışmanın arkasında, gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin performansının geçmiş trendlerinin yüzde10 altında seyretmesine yol açan talep yetersizliği sorunu var. Bu ülkeler, talep yetersizliği sorununu ihracata dayalı büyümeyle aşmayı umuyorlar. Bu bağlamda gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde, özelikle Çin ekonomisi içindeki talep büyük önem kazanıyor. Dünya ekonomisinin, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelerdeki talepten yararlanmasına olanak verecek yönde yeniden şekillenmesi için zengin ülkelerden yoksul ülkelere doğru büyük çaplı sermaye hareketlerinin gerçekleşmesi gerekiyor. Ancak, Wolf a göre dünyanın en başarılı ihracatçısı Çin aynı zamanda en büyük sermaye ihracatçısı olduğu müddetçe bu denklemin çözülmesi olanaksız Currencies clash... , 28 09 . ABD de liberal kesimden Krugman ın saptamaları da benzer yönde. Ancak Krugman, ABD de işsizliği azaltmak için Çin e yönelik daha sert korumacı tedbirlerin alınmasını istiyor. Krugman a göre de gelişmiş ülkelerde bir talep yetersizliği, kapasite sermaye fazlası sorunu var. Buna karşılık gelişmekte olan ülkeler, çok geniş yatırım olanakları sunuyorlar. Doğal olarak da sermaye, depresyon içindeki gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru akıyor. Ancak gelişmekte olan ülkelerden en büyüğü olan Çin, Bu sürecin doğal bir biçimde işlemesine izin vermiyor ... Çin hem yabancı yatırımlara çeşitli engeller koyuyor, hem de özel fonların Çin ekonomisine girişini sınırlıyor; aynı anda dövizinin değerlenmesini engelleyerek ihracatını teşvik ediyor. Taking on China 30 09; abç Wolf ve Krugman ın önerileri Lenin in Emperyalizm broşüründe verilen örnekleri aratmayacak nitelikte: Merkez ülkeler krizi aşmak için çevre ülkelere mal, ama özellikle sermaye ihracatlarını arttırmak, bu ülkelerin ekonomilerini sınırsızca kullanmak istiyorlar. Ama, Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin, Washington Post tan Samuelson un vurguladığı gibi, dünya ekonomisini yöneten temel kuralları kabul etmiyor .. bu kuralları kendi gereksinimlerine göre değiştirmeye çalışıyor . Samuelson, Bu iki farklı dünya düzeni konseptinin çatışması kaçınılmaz dedikten sonra ekliyor: Ticaret savaşı tehlikeli bir seçenek, ancak Çin in dünya ekonomisini şekillendirmesine izin vermek tam anlamıyla bir felaket olacaktır. Making of a trade war with China, 27 09 Kriz derinleştikçe, ABD nin ve Batı merkezli mali sermayenin sözcülerinin Çin e bakışı, adeta Romalı senatör Cato nun, Kartaca ya bakışına benzemeye başlıyor: Carthago delanda est! Kartaca yok edilmelidir . Çin in direnci kırılmalı, ekonomisi açılmalıdır! ki taktik ABD, Çin in barış içinde yükselme stratejisini, bu stratejinin gelişmekte olan ülkelerde bulduğu yankıyı, dünya ekonomisinde artan ağırlığını dengeleyecek, tersine çevirecek etkin politikalar geliştirmekte zorlanıyordu. Bush döneminin, güç gösterisine dayalı imparatorluk stratejisi iflas ettikten sonra bu alanda Çin in de giderek daha etkin bir biçimde yararlanmaya başladığı bir belirsizlik oluşmuştu. Halbuki, ABD açısından, Çin in askeri bir pariteye ulaşmadan yükselmesinin engellenmesi gerekiyordu... Geçtiğimiz haftalardaki gelişmeler, ABD nin Çin e yönelik iki taktik geliştirmeye başladığını düşündürüyor: Birincisi, Çin in ekonomik gücünü, 1980 lerin sonunda Japonya nın yükselmesinin önünü kesen yöntemlerle kırmayı amaçlıyor. İkinci taktik ise, Çin in barış içinde yükselme süreci, kazankazan dönemi sona erdi. Çin saldırgan politikalar geliştirmeye, küstah bir diplomasi uygulamaya başladı temasını işleyerek, bölge ülkelerinde bir tehdit algısı yaratmaya, böylece onları kendi güvenlik şemsiyesi altına çekmeye yönelik. Birinci, ABD medyasının Çin ticaret savaşı çıkarmak istiyor yaygaraları, Temsilciler Meclisi nden geçen korumacı yasa, 1985 Plaza Anlaşması yla Japonya ya karşı oluşturulan koalisyona benzer bir uluslararası ortamı bu kez Çin e karşı oluşturmayı amaçlıyor. Japonya 1985 te Plaza Anlaşması gereğince yen i değerlendirdi, arkasından da h l sona ermeyen bir depresyon sürecine girerek, ABD karşısında bir hegemonya adayı olmaktan çıktı. Ancak bugün ne ABD nin böyle bir liderlik kapasitesi var, ne de Çin, Japonya gibi ABD nin bir protektorası. Çin yönetimi da, 1985 Plaza Anlaşması nı Japonya ya yönelik bir ABD darbesi olarak algılıyor, benzer bir yol izlememeye kararlı görünüyor. Bu yüzden, ilk işaretlerini üç hafta önce, Güney Çin Denizi nde bir Çin balıkçı gemisiyle, Japon sahil koruma botunun çarpışmasıyla başlayan olaylarda izlemeye başladığımız ikinci taktik önem kazanıyor. Balıkçı gemisinin kaptanını tutuklayan Japonya, Çin in baskıları karşısında geri basarak kaptanı serbest bırakınca, Batı medyası, Çin in saldırganlaşmaya başladığına karar verdi. Bu sırada ABD ve İngiltere medyası, Çin in, büyük petrol ve gaz rezervlerine sahip Çin Denizi nde, bölgedeki irili ufaklı adalarda hükümranlığını yeniden dayatmaya başladığını, böylece yükselme sürecinin barışçı dönemi geride bırakarak saldırgan bir aşamaya girdiğini ileri sürmeye başladı. Yorumlar bilişim, iletişim, savunma alanlarındaki ileri teknolojilerin üretiminde girdi olarak kullanılan ender minerallerin üretiminin yüzde 97 sini Çin in denetlediğini, bir tekel gücü oluştuğunu vurguluyorlardı. Dahası Çin, Japonya ile balıkçı motoru olayını tartışırken, bu minerallerin Japonya ya ihracatında beklenmedik, ama Rusya nın enerji kaynaklarını diplomatik bir silah olarak kullanma taktiğini anımsatan bir kesinti de yaşanmıştı. Bu yorumculara göre Çin bir süredir, ABD hegemonyasından yararlanarak sessizce güç biriktiriyor, ABD savaşırken, Afganistan da büyük bakır rezervlerinin, Irak ta da petrol rezervlerinin işletilmesine yönelik kontratlar elde ediyordu Applebaum, Washington Post, 28 09 . Foreign Affaires de yayımlanan bir yorumda, Çin in gemilere yönelik geliştirdiği balistik füzelerin genişlemeci bir politika izlemeye başladığı, Güney Çin Denizi ne ABD nin erişimini kısıtlayabileceği, askeri gelişmesinin geometrik bir büyümenin hızının eşiğinde olduğu ileri sürülüyordu Seth Cropsey, 27 09 . ABD dış politika yazarları şimdi, Çin saldırganlaştıkça bölge ülkeleri ABD ye yaklaşıyor havasını yaymaya çalışıyor. Buna karşılık, Çinli yorumcular, Japonya nın arkasında ABD nin elini görüyorlar Global Times 30 09 , Batı nın Çin i tecrit etmeye çalıştığını düşünüyorlar Global Times, 30 09 . Kriz, Hegemonya, Emperyalizm... erginy@tr.net http: erginyildizoglu.blogspot.comDÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA TZMO Başkanı Günaydın: Halk Et in kurulma kararı Et ve Balık Kurumu nun basiretsizliğinin kanıtıdır Devl et politikası iflas etti Domatesin kilosu 5 lirayı gördü Doğrudan yabancı yatırım yüzde 35 geriledi ANKARA ANKA Yabancıların Türkiye deki doğ rudan yatırımları, 2010 un ilk 7 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35 azalışla 2 milyar 490 milyon do lara geriledi. Yabancıların Türkiye ye doğrudan yatırım girişlerinde en büyük düşüş yüzde 61.2 ile sanayi sektö ründe yaşanırken, hizmetler sektörüne yönelik doğrudan yatırımlar yüzde 22.3 artışla 1 milyar 462 milyon dolara yükseldi. Yurtdışında yerleşik kişilerin Türkiye deki doğrudan yatırımlarının ülkelere göre dağılımına bakıl dığında, Avrupa ülkelerinin ağırlığı hissedildi. 2.5 milyar dolar düzeyine ulaşan yabancı doğrudan yatırımların yüzde 77 sinin Avrupa kaynaklı olduğu belirlendi. Türkiye nin petrol faturası 13 milyar doları aştı ANKARA ANKA Türkiye nin petrol faturası 2010 un ilk 8 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39.7 ar tışla 13 milyar 172.2 milyon dolara ulaştı. Ocakağustos dö neminde dayanıklı tüketim malları ithalatı yüzde 37.5 ar tışla 2 milyar 254.6 milyon dolara dayandı. Binek otomo bil ithalatı yüzde 43.8 artarak 3 milyar 525.6 milyon do lara ulaşırken, motorlu kara taşıtları ithalatı bu dönemde yüz de 43.5 artışla 7 milyar 326 milyon dolara yükseldi. Ekonomi Sevrisi Pazarlarda elve da etiketleriyle satışa sunulan doma tesin kilogramı 5 liraya kadar çıktı. Üründeki azalma nedeniyle fiyatında son 23 haftadır süren yükselişle do mates adeta lüks oldu. Pazaryerlerinde mevsiminin son ürü nü olması nedeniyle elveda etiketle riyle satılan tarla domatesi yüksek fiyatı yüzünden fazla talep görmezken, yurt taşlar kilosu 2.53 lira arasında satılan salçalığına talep gösteriyor. Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, domates fiyatlarının güve has talığı, yaz boyu sıcak seyreden havalar ve domates üretiminden kaçınılması gibi nedenlerle arttığını belirterek, An talya sera tipi domatesin kasımda ma navlarda yerini alıncaya kadar domates fiyatlarının yüksek kalacağını söyledi. İBB tarafından kurulacak olan Halk Et merkezleri, devletin hayvancılık politikasının çöküşünü bir kez daha gösterdi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı: Halk Et in kurulacak olmasıyla da Et ve Balık Kurumu nun iflasını bir kez daha gördük. HİCRAN ÖZDAMAR İZMİR Tarım ve Köyişleri Ba kanlığı tarafından açıklanan faizsiz hayvancılık kredisi nin ardın dan, büyükbaş hayvan fiyatları 4 bin liradan 6 bin liraya kadar yükseldi. Sektör temsilcileri, faizsiz kredi uygulaması nede niyle hayvancılıktan anlama yan kişilerin bu alana yöneldi ğine dikkat çekiyor. Ağustos ayında açıklanan kre diyle yurttaşlar, süt sığırcılığı, da mızlık etçi sığır, koyun, keçi, bü yükbaş hayvan ve manda yetiş tiriciliği yapabilecek. Geri ödemenin 7 yıl içinde ya pılacağı kredide, üst limit 7 mil yon 500 bin lira. Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Mer kez Birliği Başkanı Halil Tokoğlu, İki yıl önce süt fiyatlarının aşırı düşmesiyle ya şanan krizin sonuçlarını bugün daha iyi gö rüyoruz. O dönemde damızlık hayvanla rımız da kasaba gönderildi. Birçok üre ticimiz damını boşaltmak zorunda kal dı. Damını boşaltanlar, bu işten anla yanlar krediden yararlanmıyor, bunun yerine konu hakkında bilgisi olma yanlar üretim yapmak için sektöre gi riş yapmak istiyor dedi. Tire Süt Müstahsilleri Tarımsal Kal kınma Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük de kre dinin, sektörün gelişmesi açısından doğru, ancak uygulama biçiminin yanlış olduğunu söyledi. Kredinin mevcut üreticilere yönelik olmasını is teyen Eskiyörük, Bu kredinin sek töre yeni gireceklere verilmesi büyük bir haksızlık. Burada kural konul malıydı. Şimdi sanatçısından, dokto runa, emeklisine, tekstilcisine hay vancılıkla uğraşmak için kredi başvu rusunda bulunuyor diye konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Sözcüsü Ahmet Faruk Yanardağ, Halk Et projesinin tam gaz devam ettiğini belirterek Bu bayiler İstanbul un genelinde kurulacak. Franchise olasılığı da gündeme gelebilir. Amacımız insanlara uygun fiyattan et yedirebilmek. Üretim yapmayacağız. Kasapları mağdur etmemek için tedarikçilerden aynı fiyattan ürün alınması için çalışacağız. Halk Et için belediye bünyesinde bir de şirket kurulacak. Ayrıca bu çalışmalardan sağlıklı sonuçlar alınabilmesi için Halk Et ile ilgili tüm sektör temsilcilerinin görüşlerine başvuracağız. St. Petersburg un oteli Türkiye den Türk Renaissance Development şirketi ve In tercontinental Hotel Group IHG , St. Peters burg da ilk Crowne Plaza otelini açmak için anlaşma imzaladı. Mart 2011 de açılması planlanan otel 65 milyon Avro ya mal olacak. Freşa limonataya girdi Son dönemlerde hızla büyüyen limonata paza rına madensuyu üreticisi Freşa da girdi. Mey ve aroması ile madensuyunu bir araya getiren Freşa, her mevsimin içeceği limonata ile de meyve aromalı içeceklerde büyüyecek. The Marmara dan bilet Chicago müzikaline ev sahipliği yapan The Marmara Şişli, müzikalin adını taşıyan özel Chicago mönüsü hazırlarken, otelde konaklayanlara da Chicago Müzikali bileti hediye ediyor. ŞİRKETLERDEN Krediyi duyan hayvancılığa koştu Halk Et projesi tam gaz MURAT GÜLDEREN Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gök han Günaydın, İstanbul Büyükşehir Be lediyesi İBB tarafından kurulacak olan Halk Et şubelelerinin Et ve Balık Kuru mu nun çaresizliğinden ve basiretsizli ğinden kaynaklandığını söyledi. Günaydın, Et ve Balık Kurumu nun devlet tarafından ülke hayvancılığını geliştirmek, teşvik et mek, yurttaşlara uygun fiyattan ve sağlık lı olarak et tedarik etmek amacıyla kurul duğunu hatırlatarak Ancak devlet ken di eliyle hayvancılık politikasını bitirdi. Tamamen dışa bağımlı hale geldik. Halk Et in kurulacak olmasıyla da Et ve Balık Kurumu nun iflasını bir kez da ha gördük. Halbuki Halk Et projesi bu kurumun görevidir dedi. Et ve Balık Ku rumu nun şu an tedarikçileri zengin etmek ve tekel oluşturmak dışında bir politika iz lemediğini anlatan Günaydın şöyle devam etti: Görüyoruz ki hayvan girişleri artmasına rağmen fiyatlar düşmek bil miyor. Çünkü büyük firmalar ellerin deki stokları saklıyor. 13 TL ye karkas et satılabilecekken 40 TL ye satılmaya çalışılıyor. İhalede 45 firma şartname alırken sadece 3 firma teklif verebiliyor. Tedarikte tekelleşme olduğu sürece de bu fiyatlar asla düşmeyecek. Aksine artmaya devam edecek. Bundan Türkiye zarar görüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafın dan kurulacak olan Halk Et in, kırmızı eti eğer üreticiden uygun fiyattan alarak tü keticiye de uygun fiyattan ve sağlıklı ola rak satması halinde bunun yararlı bir pro je olacağına da dikkat çeken Günaydın, Ancak bu, belediyenin değil Et ve Ba lık Kurumu nun işi olmalıydı diye ko nuştu. Günaydın ayrıca kur banda gerekli hayvan gelme si durumunda fiyatların belli bir düzeyde kalabileceğini ancak tedarikte tekelleşme olduğu sürece fi yatların düşmesinin şu aşamada imk n sız olduğunu kaydetti. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 4 EK M 2010 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Hemşin Kadınının HES Kavgası Geçen haftanın ortalarında haber kanallarında şöyle bir haber yer aldı: Rize nin Hemşin ilçesinde yapılm