16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 4 EK M 2010 PAZARTES 10 DIŞ BASIN [email protected] DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Chavez Yine Kazandı Ama Bu Kez İşi Kolay Değil... 26 Eylül Venezüella seçimleriyle, 3 Ekim de gerçekleşecek Brezilya başkanlık seçimleri öncesi ABD nin başını çektiği yoğun uluslararası karalama kampanyası çoktandır devreye girmişti. Latin Amerika da başlayan, Türkiye dahil dünyanın dört bir yanına yayılan söz konusu kampanyanın hedefi kolaylıkla anlaşılacağı gibi özellikle kızıl komünist olarak takdim edilen Başkan Chavez in Küba, Bolivya ve Lula nın Brezilyası ile Latin dünyasında olduğu gibi dünyanın hemen tümünde ülkelerini Birleşik Devletler in Arka Bahçesi olmaktan çıkaran yönetimlerinin saygınlığına gölge düşürmekti. Örneğin demokrasiden nasibi yok diye suçladıkları Chavez, Ignacio Ramonet nin Le Monde Diplomatique de yazdığı yetkin analizde dile getirdiği gibi, bugüne kadar tamı tamına dürüstlüğü hiçbir uluslararası kuruluş tarafından tartışılmayan 15 demokratik seçim gerçekleştirmiştir. Ramonet ye göre Chavez in Venezüellası nda özgürlüklerin kısıtlandığı, düşünceye sansür uygulandığını savlamakta sakınca görmeyenler, televizyon ve radyo yayınlarının yüzde sekseninin özel sektörün elinde bulunduğunu söylemekten kaçınıyorlar. Cumhuriyet, 27 Eylül 2010 Brezilya Başkanı Lula ise bilindiği gibi anayasaya göre seçimlere katılamıyor. Aksi halde seçimden açık ara önde çıkması kimse için sürpriz olmayacaktı. Ne var ki bizzat önerdiği ve desteklediği Delma Russell in seçimi kazanmasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Özetle Birleşik Devletler in Latin Amerika da filizlenmeye başlayan sol iktidarların bu kez sağ a çark ederek Şili, Kolombiya, Peru, Meksika, Honduras, Kosta Rika ve Panama yı izleyecekleri düşü ne yazık ki, Latin Amerika daki kirli işlerin tümünün değişmez orkestra şefi Birleşik Devletler i, en azından şimdilik hüsrana uğratmış görünmektedir. Başkan Hugo Chavez in Venezüella Birleşik Sosyalist Partisi nin Psuv 26 Eylül ün ilk saatlerinden itibaren 165 sandalyeli mecliste 97 sandalye kazanarak seçim yarışını önde bitirdiği anlaşılmıştır. Ne ki, Birleşiik Sosyalist Parti nin 97 sandalye ile mecliste, eskisi gibi salt çoğunluğu elde etmiş olsa da, bu kez partiye kuruluşların yapısını değiştirecek yasaların çıkarılmasında kolaylık sağlayan üçte iki çoğunluğu sağlayamamış, böylece de parti kanun kuvvetinde kararname çıkarma olanağından yoksun kalmıştır. Otuz kadar partiden oluşan karmaşık muhalefet ise seçimleri kazanamamış olsa da kazandığı bu amortiyi halka zafer olarak sunmaya çalışmaktadır. Muhalefete bakarsanız bu sonuç Chavez in ve partisinin Bolivarcı XXI. yüzyıl sosyalizmine ya da, başkent Caracas ın nüfusu en kalabalık bölgesinin Belediye Başkanı Antonio Ledasma nın deyişiyle muhalefetin komünizme karşı başlattığı yoğun kampanyanın sonucudur. Öte yandan Başkan Chavez e göre seçim zaferi aynı zamanda katılımın rekor düzeylerde olmasıyla ilgilidir. Nitekim seçimlerde öncekilere göre yüzde 40 ı geçmeyen katılımın bu kez yüzde 66.45 e ulaşması başkanın zaferini çok daha anlamlı kılmaktadır. Zira başkan ve partisinin asıl kalesi toplumun yoksul insanları ve emekçileridir. Diğer taraftan, Demokratik Birlik Masası nın MUO bu kez boykot yerine sandığa gitme kararı alması da kuşkusuz katılımın artışında belli oranda da olsa payı olmanın yanı sıra mecliste de en az 60 sandalye kazanmıştır. Sağ ın MUO oylarının bir miktar artmış olması Chavez e karşı muhalefeti oluşturan unsurların, kurumların gerektiği gibi çalışmadığı, yolsuzluk ve güvensizlik gibi nedenlerden kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Bütün bunlara karşın halkın büyük çoğunluğu Chavez ve partisine mecliste mutlak çoğunluk sağlayarak Bolivarcı başkanın bu kez de güçlü bir biçimde arkasında durduklarını göstermişlerdir. Ve halkın yoksul kesimleri başkan ve sosyalist partisinin ülke tarihinde ilk kez petrolden sağlanan petrol gelirlerinin bir bölümünü yoksul halka doğrudan dağıtmasını unutmamışlardır. Venezüella toplumunun 28 milyon yaklaşık yüzde 65 ila yüzde 70 i yoksuldur. İşsizlik ortalama yüzde 8 dir. Büyük kentlerde güven sorunu vardır. Sadece başkent Caracas ta 2009 da işlenen cinayetlerin sayısı 8 bine yakındır. Kalabalık kentlerde özel mağazalar halka temel gıdaları normal fiyatların iki ila beş katı ucuza satmaktadırlar. Öte yandan Küba dan gelen 15 bin doktor halka ücretsiz olarak sağlık hizmeti vermektedir. Ama en önemlisi, Chavez ülkede ne değiştirdi sorusuna halktan birinin verdiği şu yanıt soruyu ve seçim sonuçlarını en anlamlı şekilde açıklamaktadır: Chavez halkın bilincini uyandırmıştır. VLADİMİR KRAVÇENKO Dünyada bazı bölgeler vardır ki burada savaşın sona erdiği yıllar önce ilan edilmiş olsa bile, çatışmalar devam etmekte ve savaş artık günlük hayatın bir parçası oluvermektedir. Dağlık Karabağ daki Şuşa kenti bunlardan biridir. Burada, 1990 lı yılların başında Azerilerle Ermeniler arasında çatışmalar meydana geldi. Fakat 1994 te ateşkes anlaşmasının imzalanmasından sonra da savaş bu bölgeleri bir türlü terk etmedi. Savaştan önce burada 17 bin kişi yaşıyordu, şimdi ise 5 bin kişi kalmış. Her ne kadar şehir savaşın yaralarını sarmaya çalışsa da, Müslüman mahallesinde harabeye dönmüş camileri, dumandan kapkara olmuş evleri ile burası bir savaş kenti. İnsanlar, harabeler arasında yaşamaya alışmışlar. Tampon bölgede meydana gelen çatışmalar, onları korkutmuyor. Savaştan önce kentin nüfusunun yüzde 98 ini Azerilerin oluşturmasına karşılık bugün onlardan kimse kalmamış. Çatışmalardan sağ kurtulanlar, Azeri askerleriyle birlikte çekilmiş. Baku yönetimi Karabağ ı Azerbaycan ın ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Azeri yöneticiler, ordularının her an savaşmaya hazır olduğunu söylüyor. Azerilerin sadece savunma bütçesi Ermenistan devletinin toplam bütçesinden fazla olduğu için, bu tehditler Karabağlı Ermeniler arasında kaygı yaratıyor. Azerbaycan Batı nın tepkisinden çekiniyor Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan, Ukraynalı gazeteciler ile görüşmesinde, Tehdit etmek saldırmakla birdir dedi. Savunma Bakanlığı ndan General Hayk Kotancıyan da, sınırda her an sıcak savaşın başlama olasılığı bulunduğunu söylüyor. Bağımsız Ermeni uzmanlar, olaya biraz daha serinkanlı yaklaşıyor. Sergey Minasyan a göre, Azerbaycan Batılı ülkelerin tepkisinden çekindiği için harekete geçmiyor. Yine de yanı başlarında gerçekleşen RusGürcü savaşı, Minasyan a göre, liderlerin her zaman rasyonel kararlar almayabileceklerini, dolayısıyla sıcak savaşın yeniden başlayabileceğini gösteriyor. Diğer taraftan, uzmanlar Azerilerin ancak yıldırım savaşı düzenlemesi halinde başarıya ulaşabileceklerini söylüyor. Erivan yönetimi, uzlaşmak istiyor. Fakat Karabağ ın Azerbaycan a teslim edilmesine kesinlikle razı değil. Çünkü Karabağ, Ermenilerin bağımsızlıklarını simgeleyen, onların ulusal bilincinde önemli yere sahip olan bir yer. Yüzyıllarca yabancı devletlerin yönetiminde yaşamış, soykırıma uğramış Ermeniler için bu çok önemli. Karabağ, Ermenistan ın dış politikasının şekillenmesinde önemli rol oynuyor. Savaş sırasında Karabağ ordusunda görev yapmış rahip Ter Grigor, Biz bağımsızlığımız için savaştık. Umarım ki kurtuluş sırası Nahcivan a da gelecektir diyor. Ermenistan ile Dağlık Karabağ fiilen birleşmiş durumda. Karabağ ekonomisi, Ermenistan ekonomisine entegre olmuş. Halkın Karabağ pasaportunun yanında, Ermenistan pasaportu da var. Karabağlılar Ermenistan a geçtiklerinde, sorunsuz şekilde Ermenistan ın büyükelçileri veya siyaset adamları haline gelebiliyor. Ermenistan ın son iki devlet başkanı Robert Koçaryan ile Serj Sarkisyan buna örnek. Tarafların ikisi de sorunun hızla çözülmesini istediğini söylese bile, her biri karşı tarafın kendi şartlarını kabul etmesini istiyor. Uzman Aleksandr İskenderyan, Azerbaycan ın Dağlık Karabağ yönetimi ile masaya oturmayı kabul edeceğine inanmadığını söylüyor. Diğer taraftan, ona göre, Karabağ yönetiminin onay vermediği bir çözümün gerçekleşmesi de mümkün görünmemekte. Bu durum, sorunun çözülmesini beklemenin gerçekçi olmadığını gösteriyor. Ermenistan müttefik arıyor Türkiye ve Azerbaycan ın arasında sıkışıp kalmış olan Ermenistan, bölgede kendisini savunabilecek müttefik arıyor. Bu konuda Rusya dan başka, fazla bir seçeneği yok. RusGürcü savaşı, NATO nun müttefik bir ülkeye yardımda ne kadar aciz kalabildiğini gösterdi. Bu nedenle, Ermenistan daki en koyu NATO taraftarları bile, Rusya nın varlığının Türkiye ve Azerbaycan dan korunmak için gerekli olduğu görüşünde. Gümrü Üssü nü 45 yıllığına kiralayan Rusya, bir yıldan bu yana Ermenistan ın sınırlarının denetimini sağlıyor. Rusya, askeri müttefik olmanın yanı sıra Ermenistan ın en büyük ticari ortağı durumunda. Ermenistan ın hemen hemen bütün stratejik işletmeleri Rusların elinde; enerji işletmelerinden, demiryolu idaresine varıncaya kadar. Rusya, Ermenistan sayesinde Güney Kafkasya satranç tahtasında konumunu güçlendiriyor. Buna karşılık, Ermenilerin 2. Dünya Savaşı nda Nazilerin saffında çarpışan Ermeni Lejyonu Komutanı General Dro yu ulusal kahraman ilan etmesini görmezden geliyor. Fakat Ermenistan ın Rusya nın uydusu olduğunu söylemek doğru değil. Ermenistan, Rusya ile bütün askeri ilişkilerine rağmen NATO ile de yoğun bir işbirliğini sürdürüyor. Erivan, Gürcistan ın da müttefiki durumunda. Zira Ermenistan ın ithalatının beşte dördü Gürcistan dan sağlanıyor. Ermenistan, dış ekonomik ilişkilerini çeşitlendirme arayışında. Ukrayna yı da bu konuda bir alternatif olarak görüyor. Fakat Ukrayna nın Azerbaycan a geçmiş yıllarda silah satması, Erivan da rahatsızlık yaratmış; Ukrayna nın yeni yönetiminin bu politikayı sürdürmeyeceğini umuyorlar. Ukraynacadan çeviren: Deniz Berktay Dzerkalo Tijniya gazetesi, Ukrayna, 25 Eylül 2010 Türkiye ve Azerbaycan ın arasında sıkışıp kalmış olan Ermenistan, bölgede kendisini savunabilecek müttefik arıyor. Bu konuda Rusya dan başka, fazla bir seçeneği yok. RusGürcü savaşı, NATO nun müttefik bir ülkeye yardımda ne kadar aciz kalabildiğini gösterdi. Bu nedenle, Ermenistan daki en koyu NATO taraftarları bile, Rusya nın varlığının Türkiye ve Azerbaycan dan korunmak için gerekli olduğu görüşünde. Gümrü Üssü nü 45 yıllığına kiralayan Rusya, bir yıldan bu yana Ermenistan ın sınırlarının denetimini sağlıyor. Çeçen kadını tesettüre zorlanıyor SOPHIA KISHKOVSKY İnsan hakları eylemcilerine ve internette dolaşımda olan köktendinci İslami bir videoya göre Çeçenistan daki kadınlar İslami giyim tarzını benimsemeleri için baskı görüyorlar. Bu, Güney Rusya daki gerilimli ülkenin Cumhurbaşkanı Ramazan A. Kadirov un yönetiminde kadın haklarının nasıl ihlal edildiğini gösteren en son örnek. Eylemciler, Rusya nın son 16 yıldır ayrılıkçılara karşı savaş verdiği Çeçenistan da özellikle ramazan ayında tehditlerin doruk noktasına ulaştığını dile getiriyor. Aynı zamanda, günbatımından önce yiyecek satılması ve ramazan boyunca alkol satılması gibi İslami kurallara aykırı davranışlara karşı da büyük bir baskı uygulandığı belirtiliyor. Ramazan sona erdikten sonra eylül ortasına doğru tehditlerin azaldığı anlatılıyor. İslami giysiler içindeki adamların, kıyafetlerini uygun görmedikleri kadınlara yaklaşarak onların kolunu çektiği söyleniyor. Bu hareket Çeçen kültüründe bir hakaret olarak algılanıyor. Bir kadın eylemcinin anlattığına göre ağustos ayında kaydettiği olayların arasında Çeçenistan ın başkenti Grozni de, bir kadının şeffaf etek giydiği ve başörtüsü takmadığı için bir jipe konularak götürülmesi de var. Başka adamların da kadınlara nasıl giyinmeleri gerektiğinin tavsiye edildiği broşürler dağıttığını anlatıyor aynı eylemci. Çeçenistan geleneklerine göre kadınlar kolsuz giymiyorlar. Başlarına ise daha çok saç bandına benzeyen bir başörtüsü takıyorlar. Yakın zamana kadar kadınların giyim tarzına karar vermek ailenin erkeklerinin işiydi. Ama Kadirov dan destek alan İslami eylemciler artık çok daha kapalı bir giyim tarzı istiyorlar. Geçen perşembe günü Çeçen televizyonu Grozni deki bir İslam üniversitesinde, bir yürüyüşe katılan İslami kıyafetler içindeki kız öğrencilerle ilgili bir haber yaptı. Çeçen Kadınının Güzelliği adlı etkinlik Ramazan adlı bir kulüp ve ruhsal ve ahlaki eğitim den sorumlu hükümete bağlı bir ajans tarafından organize edilmişti. Ramazan ın başkanı Sado Meserbiyev, Herkes güzel olmak için çaba göstermeli ve tesettüre giren genç bir kadın yüce Allah ın emrine uyduğu için güzel görünür diyor. Ağustos ayında New York taki İnsan Hakları İzleme Örgütü, İslami giyim tarzını empoze etme çabalarının kadın hakları ihlallerine yol açtığını açıkladı. Grozni de başörtüsü takmayan veya açık giyinen kadınlara boya silahlarıyla saldırıldığı belirtildi. Moskova daki insan hakları izleme örgütünde araştırmacı olan ve sık sık Çeçenistan ı ziyaret eden Tanya Lokshina, 33 yaşındaki Kadirov un yönetiminde kadınların durumunun kötüye gittiğini anlatıyor. Cumhurbaşkanı Kadirov un babası olan eski isyancı lideri, müftü Ahmed Kadirov, 2005 yılında bir suikasta kurban gitmeden önce ateşli bir Kremlin taraftarıydı. Kadirov un azarladığı insan hakları eylemcisi katledilmişti Lokshina, Kızların başörtüsü takmadan okula, üniversiteye gidemeyecekleri, kadınların başörtüsü takmadan çalışamayacakları yönünde talimatlar verildi diyor ve ekliyor: Kadınların ahlakını kontrol etmek için yapılan baskı TV programları, deklarasyonlar yoluyla arttırıldı. Geçen yıl öldürülen bir Çeçen insan hakları eylemcisi Natalya Estemirova yı unutamıyor Lokshina. Estemirova, bir Rus TV kanalı olan RENTV de kadınların başörtüsü takmaya zorlandığını söyleyerek Kadirov u çıldırtmış ve 2008 in Mart ayında onun karşısına getirilip fena halde azarlanmıştı. 2007 yılında Kadirov devlet memuru olan kadınlara işyerlerinde başlarını kapatmak mecburiyeti getirmişti. Lokshina, Kremlin in Kadirov un yaptığı her şeye gözlerini kapadığını, yasalara aykırı eylemlerinde bile kendisine açık çek verildiğini belirtiyor. Temmuz ayında bir Çeçen TV de boya silahları ile kadınlara yapılan saldırılarla ilgili konuşan Kadirov, Bu saldırılar benim iznimle bile yapılsa bundan utanç duymam. Belli ki üzerlerine boya sıkılan kızlar birçok defa uyarılmışlar. Böyle bir olaydan sonra bir kız, böylesine uygunsuz hareket ettiği için evine kapanıp yeryüzünden yok olmalıdır dedi. Kadirov 2008 yılında Grozni de vurularak öldürülen yedi kadınla ilgili de benzer çıkışlarda bulunmuştu. Bu ölümlerle ilgili hiçbir resmi açıklamada bulunulmadı. Ama o zamanlar Çeçenler arasında o kadınların ahlaksız davranışlarla suçlanarak namus cinayetlerine kurban edilmiş olabileceği konuşuluyordu. İslami köktenciliğe karşı mücadele veren 76 yaşındaki insan hakları eylemcisi Dik Altemirov kendisi ile telefonda yapılan bir mülakatta, kadınlara yapılan saldırıların kan davasına dönüşebileceğini söyledi. Tam bir yetkiyle söylüyorum dedi Altemirov ve ekledi: Bir kadına dokunmanın bedeli burada çok ağırdır. Bu tip aşırılıklar yüzünden mağdur olmuş kişilerin onları affedeceğini hiç sanmıyorum. İngilizceden çeviren: Çimen Turunç Baturalp Internatonal Herald Tribune, 28 Eylül 2010 AP Sınırda her an sıcak savaşın başlama olasılığı bulunduğuna dikkat çekiliyor. Barut fıçısı Karabağ CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 4 EK M 2010 PAZARTES 10 DIŞ BASIN [email protected] DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Chavez Yine Kazandı Ama Bu Kez İşi Kolay Değil... 26 Eylül Venezüella seçimleriyle, 3 Ekim de gerçekleşecek Brezilya başkanlık seçimleri öncesi ABD nin başını çektiği yoğun uluslararası karalama kampanyası çoktandır devreye girmişti. Latin Amerika da başlayan, Türkiye dahil dünyanın dört bir yanına yayılan söz konusu kampanyanın hedefi kolaylıkla anlaşılacağı gibi özellikle kızıl komünist olarak takdim edilen Başkan Chavez in Küba, Bolivya ve Lula nın Brezilyası ile Latin dünyasında olduğu gibi dünyanın hemen tümünde ülkelerini Birleşik Devletler in Arka Bahçesi olmaktan çıkaran yönetimlerinin saygınlığına gölge düşürmekti. Örneğin demokrasiden nasibi yok diye suçladıkları Chavez, Ignacio Ramonet nin Le Monde Diplomatique de yazdığı yetkin analizde dile getirdiği gibi, bugüne kadar tamı tamına dürüstlüğü hiçbir uluslararası kuruluş tarafından tartışılmayan 15 demokratik seçim gerçekleştirmiştir. Ramonet ye göre Chavez in Venezüellası nda özgürlüklerin kısıtlandığı, düşünceye sansür uygulandığını savlamakta sakınca görmeyenler, televizyon ve radyo yayınlarının yüzde sekseninin özel sektörün elinde bulunduğunu söylemekten kaçınıyorlar. Cumhuriyet, 27 Eylül 2010 Brezilya Başkanı Lula ise bilindiği gibi anayasaya göre seçimlere katılamıyor. Aksi halde seçimden açık ara önde çıkması kimse için sürpriz olmayacaktı. Ne var ki bizzat önerdiği ve desteklediği Delma Russell in seçimi kazanmasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Özetle Birleşik Devletler in Latin Amerika da filizlenmeye başlayan sol iktidarların bu kez sağ a çark ederek Şili, Kolombiya, Peru, Meksika, Honduras, Kosta Rika ve Panama yı izleyecekl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle