17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 16 EK M 2010 CUMARTES 14 KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B Kültür Servisi Express dergisi haziran ayında çıktığı yıllık izninden döndü. Yeni sayısının kapak konusu Komünist Hipotez . Son yıllarda sol düşüncenin başlıca referanslarından biri haline gelen Fransız filozof Alain Badiou nun aynı adlı makalesinin yanı sıra, 1 Ekim de İstanbul da yapılan Sol, Liberalizm ve Diğerleri konulu toplantının ana hatlarını sunan Siyasal Ufuk Daralınca başlıklı metinden oluşan dosya yer alıyor. Dergide, ikinci Kürt açılımı Trafik, Sinyaller, Şifreler , Alevi toplumunun 2007 seçimlerinden referandum sürecine yaşadığı çalkantı Aleviler Hafızalarını Yitirirken , Tophane olayı: İktidar Nasıl Bakıyor, Sol Muhalefet Nasıl Bakmalı? sorularıyla irdeleniyor. Bursasporlu İvan Ergiç in günümüz futboluna yaptığı sınıfsal analiz ve Robert Plant in yeni albümü Band of Joy da bu sayının konuları arasında. Express in ekim sayısı bayilerde ve kitapçılarda. Gorillaz grubunun 2010 turnesinin New York ayağı Madison Square Garden da gerçekleşti Çokkültürlü ve bol yıldızlı ZÜLAL KALKANDELEN NEW YORK 90 lı yılların sonunda, ilk kurulduğu günlerde, Gorillaz ın bir gün New York un devasa salonlarından Madison Square Garden da konser verece ği söylense inanır mıydınız? Aca ba grubun kurucuları İngiliz mü zisyen Damon Albarn ile karika türist Jamie Hewlett inanır mıydı? Fikir ve teknik 1998 de bir proje olarak başlayan ve karikatür karakterleriyle ünlenen Gorillaz ı Escape to Plastic Be ach turnesinin New York aya ğında izleme fırsatı buldum. İlk al bümleri çıktığında, 2002 de yine New York ta ama bu kez daha ufak bir salonda görmüştüm grubu. O konserde, müzisyenler sahneyi ka patan dijital bir perdenin arkasın da kaldığından görünmemişlerdi. Onların yerine perdeye yansıyan karikatür karakterleri çalar gibi algılamıştı seyirci. Fikir ve teknik olarak çok akıllıca bir tasarımdı. 8 yılın ardından Aradan geçen sekiz yılın ardın dan, grubun karakterleri 2D, Mur doc, Noodle ve Russel müzik dünyasında iyice ünlendi. Son al bümlerinde yeni kurgusal dünyaları Plastic Beach e götürdüler bizi. Ama artık sahnede perde arkasın da değiller; kanlı canlı karşımız dalar. İlk konserde kullanılan teknik herkesi büyülemişti. Bu defa sah neye yerleştirilen büyük bir ekran ve oynatılan videolardan başka çarpıcı bir teknoloji yoktu. Ama vi deo görüntülerinin içinde biri var dı ki, seyirciler üzerinde oldukça et kili oldu. White Flag çalmaya başla madan önce şunları söyledi Damon Albarn: Bizler, bu yaz Şam da konser verdik. Orada konser ve ren ilk İngiliz grup olduk. Bu, bi zim için çok büyük bir ayrıcalık. Şimdi çalacağımız şarkıda da, Amerikalı ve İngiliz müzisyenlere Lübnan Ulusal Arap Müziği Or kestrası eşlik edecek. Amerika lılar, alkışlayın bu müzisyenleri! Arkasından da Arapça altyazı ların belirdiği ekranda birden se mazenler göründü. Sonra dansöz görüntüleri rapçilerin görüntüleri ne karıştı. Müzik türleri birbiriyle kaynaşırken, sahnenin ortasında duran Damon, kocaman beyaz bir bayrağı sallıyordu. Müslümanlara karşı ayrımcılığın giderek arttığı Amerika da, büyük kesimi 20 li yaşlarında olan seyirci kitlesinin bu manzarayı alkışlarla karşılaması önemliydi. Toplam iki saat süren konserde, Plastic Beach albümünün tü münün yanı sıra, grubun çok sevi len hitleri Dare , Feel Good Inc. ve Clint Eastwood da ça lındı. Hiphop, soul, alternatif rock, pop ve elektronik müzik gi bi birçok ayrı tür bir araya ge lince kaos olmuyor mu diye so rabilirsiniz. Gorillaz da olmuyor; aksine kendine özgü bir uyumu var yaptıkları müziğin. Bir ara saydım; tam 25 müzisyen gördüm sahnede. Çelik üflemeliler, 7 kişilik yaylı grubu, gitaristler, ge ri vokaller, bateristler derken, bü yük bir cümbüş havası vardı. Üstelik, o cümbüşün içinde kim ler yoktu ki! Plastic Beach e katkıda bulunan ünlü isimlerden Lou Reed, Mos Def, Bobby Wo mack, The Clash dan Mick Jones ve Paul Simonon, Little Dra gon, De La Soul, Bootie Brown, Kano, Miho Hatori ve Roses Gabor! Bu kadar farklı ve önemli ismi aynı konserde sahneye çıkarmak, başlı başına bir iş. Sadece bu yö nüyle bile müzik tarihine geçecek, çokkültürlü ve çok eğlenceli bir konserdi. Keşke yıl sonuna kadar sürecek dünya turnesinde İstanbul a da uğrayabilseydi Gorillaz... www.zulalkalkandelen.com 2010 Haldun Taner Öykü Ödülü nü Yekta Kopan aldı Bir de Baktım Yoksun Safranbolu ya Leyla Gencer büstü ANKARA Cumhuriyet Bürosu Tarihsel mimari yapısı ve doğal güzellikleriyle ülkemizin önemli bir kültür değeri olan Safranbolu da kültür ve sanat yaşamını geliştirip zenginleştirmek amacıyla Safranbolu Kültür ve Sanat Derneği SKS kuruldu. Kuruluşun açılışını kutlamak ve tanıtımı amacıyla düzenlenen etkinlik çerçevesinde, ünü sınırlarımızı aşan Borusan Dörtlüsü bu akşam bir konser verecek. Dörtlü, konserde Boccherini ve Borodin in birer kuartetinin yanı sıra, Fazıl Say ın Boşanma başlığını taşıyan yaylı çalgılar kuartetini Safranbolu da ilk kez seslendirecek. Konserden önce, heykeltıraş Metin Yurdanur un ÇAĞSAV Başkanı ve gazetemiz yazarlarından Şefik Kahramankaptan ın siparişi üzerine hazırladığı Leyla Gencer büstünün açılışı da Gülevi nin fuayesinde yapılacak. Karabük Valiliği nce restore ettirilerek müze haline getirilecek olan Leyla Gencer in baba ocağı Yörük köyündeki Leyla Gencer Müzesi tamamlandığında büst buraya nakledilecek. Safranbolu Kültür Sanat Derneği, ayrıca 2011 den başlayarak her yıl düzenli olarak ilçede Safranbolu Şan ve Oda Müziği Günleri düzenlemeyi planlıyor. Derneğin kurucu yönetim kurulu, Mimarlık Ödülü sahibi Y. Mimar İbrahim Canbulat, finansçı Ahmet Işık, Gülevi nin ortağı Gül Canbulat, Safir Konak ortağı Tuğrul Ural, Değirmenci Konak işletmecisi Servet Erkenez ve işletmeci Selmin Kangal dan oluşuyor. Kültür Servisi 2010 Milliyet Haldun Taner Öykü Ödülü ne Bir de Baktım Yoksun adlı yapıtıyla Yek ta Kopan değer görüldü. Doğan Hızlan ın başkan lığı ve Murat Özyaşar ın yazmanlığında Semih Gü müş, Demet Taner, Prof. Dr. Şara Sayın ve Prof. Dr. Tahsin Yücel den oluşan se çiciler kurulu, Kopan ın Can Yayınları ndan çıkan Bir de Baktım Yoksun adlı öy kü kitabını, edebiyat ile oyunu buluşturması, bunu kendine özgü bir kurgu içinde ortaya çıkarması ve dile gösterdiği özen nede niyle ödüle değer buldu. Ko pan a ödülü, 21 Ekim de Pe ra Müzesi nde yapılacak tö renle verilecek. Hayalet Gemi dergi sindeki çalışmalarıyla tanı nan Kopan ın ilk kitabı Fildişi Karası , 2000 yılında yayımlandı. Kopan, 2006 da İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali bünyesinde Ti yatro DOT tarafından sahnelenen ve bir Bü lent Erkmen projesi olan İki Kişilik Bir Oyun un metnini yazdı. Oyun Al manya, İtalya ve Hollan da da sahnelendi. Kopan, Deutscher Taschenbuch Verlag tarafından yayım lanan seçkide bir öyküsüy le yer aldı. Daha Önce Ta nışmış mıydık? adındaki ekitabı, altkitap.com tara fından okura ulaştırılan Ko pan ın, 6 yaş öncesi için yazdığı ve Şilili ressam Alex Pelayo tarafından re simlenen çocuk kitabı Bu run , Marsık Yayıncılık ta rafından 2009 yılında ya yımlandı. Aşk Mutfağın dan Yalnızlık Tarifleri adlı eseri 2002 yılında Sait Faik Hik ye Armağanı na, Karbon Kopya adlı ki tabı Dünya Kitap 2007 Yı lın Telif Kitabı Ödülü ne değer görülen Kopan ın Bir de Baktım Yoksun adlı öykü kitabı, 2010 Yunus Nadi Öykü Ödülü nü Ayşegül Çelik in K ğıt Ge miler adlı yapıtıyla paylaştı. Ekranda birden semazenler göründü. Müzik türleri birbiriyle kaynaşırken, sahnenin ortasında duran Damon Albarn kocaman beyaz bir bayrağı sallıyordu. Müslümanlara karşı ayrımcılığın giderek arttığı Amerika da, çoğu 20 li yaşlarında olan seyircilerin bu manzarayı alkışlaması önemliydi. Yekta Kopan, Bir de Baktım Yoksun adlı kitabıyla 2010 Milliyet Haldun Taner Öykü Ödülü ne değer görüldü. Kopan ın aynı kitabı, 2010 Yunus Nadi Öykü Ödülü nü de Ayşegül Çelik in K ğıt Gemiler iyle paylaşmıştı. SELAM OLSUN ÜLKÜ TAMER Sakın Yakınmayalım Müzelerde değerli eşyaların yanında küçücük notlar görürüz hani. Lütfen dokunmayın diye. Ben de çevreme bakıp, Lütfen yakınmayın diyorum. Yakınmayalım. Hatırlıyorum. Millet Meclisi Başkanvekilliği yapmış anlı şanlı bir politikacımız, ilkokul çocuklarının bile ezbere bildiği bir atasözünü söyleyemiyordu. Davul diyordu, sivrisinek diyordu, az diyordu, çok diyordu. Ancak ikinci günün akşamında başarabilmişti bunu. Hem de televizyon kameralarının karşısında. Nasıl becerdim ama! gibilerden, gülerek. Dehşete kapılmamıştık. Şaşırmamıştık bile. Biz de gülmüştük. Aslında paramparçalığın bir örneğiydi bu. Politikaya, spora, trafiğe, kent yaşamına, insan ilişkilerine bakın. Hangisi paramparça değil? Evet, yakınıyoruz. Yakınıyoruz da niye yakınıyoruz acaba? Gündelik yaşamımızın vazgeçilmez ini düşünelim. Herkesin televizyon başında toplandığı saatlerde incir çekirdeğini doldurmaz şeyleri dizi diye yayımlayanlar bizler değil miyiz? Niye yakınıyoruz? Gerçek oyuncuları elimizin tersiyle itip magazin sayfalarından sanatçı yaratmaya kalkışanlar bizler değil miyiz? Şarkıcı diye, oyuncu diye seyircinin karşısına bakımsız Herküller, besili Afroditler, yumurcak Beberuhiler çıkaranlar bizler değil miyiz? Niye yakınıyoruz? Haberler i kabul günü ya da mahalle kahvesi dedikodularıyla dolduranlar bizler değil miyiz? Niye yakınıyoruz? Doksanıncı sınıf şarkıcıların ipe sapa gelmez atışmalarını saatlerce izletenler bizler değil miyiz? Üstelik onları izlerken öfkelenmeyen, o yüce sanatçıların hepsini bağırlarına basanlar bizler değil miyiz? Niye yakınıyoruz? Belgeselleri, yayımlamak zorunda olduğumuz için hatırlayanlar, onları da gece yarılarından sonralara atanlar bizler değil miyiz? Niye yakınıyoruz? Karşımıza ne çıkarılırsa onu seyrediyoruz. Yarın biri iki elini kameraya uzatıp, Hayret bir şey, bakın iki elimde tam on parmak var dese, onu da büyük ilgiyle izleyeceğiz. Niye yakınıyoruz? Bütün bunları yapacağız, sonra da yüzümüz kızarmadan yana yakıla, Türkiye nereye gidiyor diye soracağız. Türkiye nereye gidecek! Bizim götürdüğümüz yere gidiyor. Kültür Değişiminin Özeti Bakırköy de bir pastane. Vitrininde Gaziantep Pastanesi yazıyor. Serde Anteplilik var ya, girdim, bir şeyler aldım. Kasadaki yaşlı adama, Gaziantep Pastanesi olur mu? dedim. Olsa olsa Gaziantep Kebapçısı olur. Adam güldü. Bu yine iyi, beyim dedi. Sen yandaki dükk na bir göz at. Çıktım. Pastanenin komşusu bir kahve. İçeride tavla, elli bir, okey oynanıyor. Kapısında bir yazı: Cafe Harput . Bizim çocukluğumuzda berber, berber di. Gider, okul zamanında saçınızı üç numara makineye vurdurur, yazları makasla kısalttırırdınız. Ellerine tutuşturulan tasları çenelerinin altına dayayarak sakal tıraşından sonra yüzlerinin yıkanmasını keyifle izleyen büyüklere imrenir, Bıyığım ne zaman çıkacak acaba? diye düşünürdünüz. Berber, berber di. Erkeklerin saçlarını, sakallarını keserdi. Kadınların saçlarını kesen, boyayan, altı ay garantili ondüle yapan berberler de vardı. Onlara da kadın berberi denirdi. Zamanla, kadın berberi , kuaför oldu. Berber ile kuaför ... Derken berber de ortadan yok oldu. Şimdi Anadolu nun küçük kasabalarındaki berberler bile erkek kuaförü . Berber Kadın Berberi nden Kuaför Erkek Kuaförü ne... Ülkemizdeki kültür değişiminin özeti... Express e tatil yaradı SAFRANBOLU KÜLTÜR SANAT DERNEĞ KURULDU YILLIK İZİN DEN DÖNDÜ Gorillaz ın kurucularından Damon Albarn, New York Madison Square deki konserde de sahnedeydi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle