18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 19 OCAK 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sanat Kuru- mu’nun 2008-2009 dönemi “Hizmet” ve “Onur” ödüllerinin sahipleri belirlendi. Devlet Tiyatrolarõ (DT) Genel Müdürü Lemi Bilgin “Sanat Kurumu Hizmet Ödülü”ne, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanõ Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen de “Sanat Kurumu Onur Ödü- lü”ne değer görüldü. Sanat Kurumu’ndan yapõlan yazõlõ açõklamada, “Gerek akademik çalış- malarıyla kente ve kent insanına kazandırdığı aydınlanma olgusu, gerekse sanatla kültürü kentsel yaşamın ve estetiğin temel öğesi yapan uygulamalarıyla örnek ve çağdaş bir kent- leşmeyi gerçekleştiren çalışmaları nedeniyle Sanat Kurumu Onur Ödülü’nün Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yıl- maz Büyükerşen’e verilmesi kararlaştırıl- mıştır. Yöneticiliği süresince, DT’nin kuru- luş ilke ve amaçları doğrultusunda; Türk ti- yatrosunun seçkin eserlerini ve dünya kla- siklerini sanatseverlerle buluşturan, ulusal ve uluslararası festivaller düzenleyen, uluslar- arası festivallere katılan, yaz-kış sezonu, ti- yatro her yerde, sen neredeysen tiyatro ora- da, tren tiyatro gibi projeleri hayata geçiren, yeni projeler üreten, geçmişine sahip çıkıp bel- gesel nitelikli kitaplar yayımlayan, DT’ye ye- ni sahneler kazandıran, DT’nin kuruluşunun 60. yılında 60 yeni yerli oyunu Türk tiyatro- suna kazandırmayı ve sahne sayısını 60’a çı- karmayı hedefleyen DT Genel Müdürü Le- mi Bilgin’e de başarılı çalışmalarından dolayı Sanat Kurumu Hizmet Ödülü verilmesi uy- gun görülmüştür” denildi. Ödüller, mart ayõnda düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. ÖZLEM ALTUNOK İ stanbul Kültür ve Sanat Vakfõ’nõn çiçeği burnunda kültür sanat mekânõ, tarihi De- niz Palas Apartmanõ, yeni kimliğiyle pek çok yeniliğin de habercisi olmaya aday. 1920’lerde mimar Georges Coulouthros ta- rafõndan inşa edilen bina, üstlendiği yeni ro- lüyle bu kez İstanbul’un kültür sanat hayatõ- na hizmet ederek geleceğe uzanacak. 7 katlõ binaya dağõlan ofis, kafe, restoran, tasarõm ma- ğazasõ, salon, Leyla Gencer Müzesi ve bina- yõ çevreleyen 21 sanatçõnõn işleriyle zengin- leşen mekân, kültür sanat dünyasõndaki so- runlarõn, gelişmelerin masaya yatõrõlacağõ bir platform olma özelliklerini barõndõrõyor. İKSV Genel Müdürü Görgün Taner’e göre burasõ örnek bir model, günde 1000 ki- şinin ziyaret edeceği bir merkez. Mekânõn iç mimari tasarõmõnõ üstlenen Nazlı Gönensay ise Deniz Palas’ta sanat ve kültürün, mekânõn altyapõsõ ile bütünleşerek melez bir bütün oluş- turduğunu söylüyor. Sanatçõlar Selim Birsel ve İnci Eviner içinse işleri insanlarla mekân arasõnda bağ kuracak bir amaca hizmet edi- yor. İKSV’nin yeni mekânõnõ, Deniz Palas’a emeği geçenler anlatõyor. - Son yıllarda kültür sanat dünyasında yaşanan hareketlilik, bu yıl İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmasıyla da ivme kazandı. Deniz Palas tüm bu canlılı- ğın bir parçası olarak kentin hayatında na- sıl bir yer kaplıyor? GÖRGÜN TANER - Güncel sanatta, si- nemada son 5-6 yõlda yaşanan bu patlama Tür- kiye’nin dünyada kabul edilişi ve algõlanõşõyla da doğru orantõlõ. Türkiye, dünyada kalkõn- makta olan 5 önemli kentten biri, gitgide de önemli bir pazar haline geliyor. Genç nüfus- lu ve gelişmekte olan bir ülkenin bu değişi- minin sanat alanõnda da gözükmemesi im- kânsõzdõ. Bunlara paralel olarak son üç yõldõr Asma- lõmescit ve civarõnda da sanat yatõrõmlarõ arttõ. Biz Deniz Palas’õ 2004’te aldõğõmõzda burada herhangi bir yatõrõm yoktu ama bugün bunun değiştiğini görebiliyoruz. - Deniz Palas’ı ona benzer diğer kültür sanat merkezlerinden ayıran özellikler, buraya dair hedefleriniz neler? TANER - Buradaki öncelikli amacõmõz her şeyden önce bir model oluşturarak örnek teş- kil etmek. Bu model, bir düşünce üretim mer- kezi olarak sanatõn içinde bulunduğu yerin, en- telektüel boyutunun tatõşõlabileceği kültür politikalarõ üzerine söz sahibi olmayõ ve böyle bir zeminin oluşturulabilmesi için bir merkez olmayõ içeriyor. Bu yüzden Deniz Palas’taki Salon, ayõn ba- zõ günlerinde sadece İstanbul değil, Türki- ye’nin her yerinden ve yurtdõşõndan bağõmsõz kültür operatörlerine ayrõlacak. Bir de bura- İKSV’nin Şişhane’deki yeni mekânõnõ, bu tarihi binanõn çağdaşlaşmasõna emeği geçenler anlatõyor SELİM BİRSEL - Sanatçı D eniz Palas daha inşaat halindeyken edindiğim planları ve çektiğim fotoğ- rafları üzerinden çalışmaya başladı- ğımda geleneksel dikdörtgen bir oda içerisinde ol- maktansa bina ve bina içindeki insan dolaşımıy- la etkileşime girecek bir mekân seçtim, bu da bi- nanın, bir şekilde omurgası gibi duran merdi- venkovası oldu. Deniz Palas’ta gerçekleştirdiğim işimin adı “Tanşak Omurgası” 2009-10’dur. ‘Tanşak’ Tank ve Başak sözcüklerinden türetti- ğim bir kelime. Eğer baskı tekniğiyle mühürle- nerek tank siluetleri bir başak çiziyorsa bunlar an- cak Tanşak olabilirler. “Taşk” da tank ve aşk söz- cüklerinden türetilmiş. Namlu namluya öpüşen bir çift tank siluetinden oluşuyor. Bu tip kelime üretmeye Fransızcada ‘valiz kelime’ adı verilir. İki kelimenin birleşmesinden üçüncü bir keli- me türer veya ima eder. İşin duvardaki görsel izi ve ismi aynı yöntemle oluşuyor. İKSV Genel Müdürü Görgün Taner’e göre Deniz Palas örnek bir model, günde bin kişinin ziyaret edeceği bir merkez. Mekânõn iç mimari tasarõmõnõ üstlenen Nazlõ Gönensay, Deniz Palas’ta sanat ve kültürün, mekânõn altyapõsõ ile bütünleşerek melez bir bütün oluşturduğunu söylüyor. Sanatçõlar Selim Birsel ve İnci Eviner’in işleri, insanlarla mekân arasõnda bağ kuracak bir amaca hizmet ediyor. ya her gün 1000 kişinin geleceğini hesaba ka- tarsanõz, her gün birçok insanõn sanatla kar- şõlaşmasõnõ sağlamõş olacağõz. - Deniz Palas’ın yeniden inşası 14 milyon dolarlık bir maliyete sahip. Türkiye’nin ön- de gelen kurumları ve işadamlarının da desteğiyle açılan mekân, bir yandan da kendi yağında kavrulma amacını taşıyor mu? TANER - Elbette istiyoruz, ama bu hemen olabilecek bir şey değil, ayrõca kültür ve sa- nat, her zaman dõşarõdan desteğe ihtiyacõ olan bir alan. Bu alanda en doğru ölçüt yerel yö- netim, merkezi idare, sivil toplum ve özel sek- törün bu işi ortak götürmesidir. Bizim de bu mekânõ başka türlü elde etmemize imkân yok- tu. Beş senede tahmin edilenin üzerinde za- man harcadõk, emek ve masraf yaptõk, ama sonuçlarõyla beraber Türkiye önemli bir me- kân kazandõ. Ayrõca İKSV bu vakfa bağlõ bir iktisadi iş- letme kurdu ve binanõn gelir getirici bölüm- lerinin işletmesini üstlendi. Böylece kafe, res- toran, teras, salon ve tasarõm mağazalarõndan gelecek geliri vakfa aktararak festivallerde ve etkinliklerimizde kul- lanõlmasõnõ sağla- yacağõz. Bu pro- je, ‘AKM’de restoran olsun mu olmasın mı?’ tartõşma- sõnõn bir ce- vabõ olarak da algõlana- bilir. HayattansanataDenizPalas NAZLI GÖNENSAY - İç mimar D eniz Palas, Şakir Eczacõbaşõ önderliğinde sanat, mimari, restorasyon ve tasarõm alan- larõnda önde gelen isimlerin bir araya gelerek gösterdikleri ola- ğanüstü ve titiz çabayla bugünkü halini aldõ. Eski eserlere tek fonk- siyonlu program dönüşümü sağ- lamak bile son derece zorken, bu- rada çok fonksiyonlu kentsel kul- lanõm amaçlõ bir program için çok ciddi bir altyapõ çalõşmasõ, bi- nanõn yapõsal ve mimari kimliği- ni bozmadan yapõlabildi. Tarihi bi- nalar zamana gösterdikleri di- rence rağmen çoğunlukla fonksi- yonunu yitirip şehrin öksüz kira- cõlarõ haline gelirler. Oysa bugün Deniz Palas örneğinde görüldüğü gibi yeni işlevleri cesur bir şekil- de bu binalara yüklediğinizde ken- te hizmet etmek onlarõ yüceltir, gençleştirir ve kentsel hayatõn içi- ne çeker. Bu da dönüşümlü olarak kentin dokusunu zenginleştirir, geçmişle gelecek arasõndaki kül- türel bağlarõ kuvvetlendirir. ‘Kentin dokusunu zenginleştiriyor’ İNCİ EVİNER - Sanatçı B enim için İKSV’nin Deniz Palas’la buluşması bir kutla- ma ve İKSV’nin Türkiye’de çağdaş sanatın yaygınlaşması ve saygınlık kazanması konu- sunda harcadığı emeğin ve yıl- ların bir sembolü olarak çok önemli. Bu nedenle yapıtımı ta- sarlarken tüm etkinliklere ne- şeyle katılacak izleyiciye eşlik edecek bir yer-resmi düşündüm. Fuaye sirkülasyonun yoğun ol- duğu ve izleyicinin ilk selam- landığı yerdir, bu nedenle me- kânda izleyicinin duruşu ve ha- reketi benim için çıkış noktası ol- du. İzleyiciyi bir geometrik düzen içinde hikâyenin baş kahrama- nı yaptım. Yerde, izleyicinin ha- reketiyle beraber, sürekli keşfe- dilen ve kaybolan bir düzen var. Karenin ortasında durduğunuz zaman kendi ‘Liliput’ ülkenizi oluşturuyor ve çevrenizi saran küçük insanlarla bir ada kuru- yorsunuz. Olası hikâyeler için bir platform denebilir. Olasõ hikâyeler için bir platform Tanklarvebaşaklar... Kültür Servisi - Hollywood Ba- sõn Birliği tarafõndan 1944’ten bu ya- na her yõl sinema ve televizyon alanõnda verilen Altõn Küre Ödülleri, dün sabah saatlerinde Beverly Hills’te düzenlenen görkemli tö- renle sahiplerini buldu. Teknoloji- nin tüm nimetleri kullanõlarak 400 milyon dolarlõk bütçeyle çekilen ve kõsa sürede tüm zamanlarõn en çok kazanan ikinci filmi haline ge- len ‘Avatar’ ‘En İyi Film’, filmin yaratõcõsõ James Cameron da ‘En İyi Yönetmen’ ödülüne değer gö- rülürken, ‘Yaşamboyu Başarı Ödülü’ usta yönetmen Martin Scorsese’nin oldu. On milyonlarca kişi tarafõndan iz- lenen törende, kõrmõzõ halõdan geçen Nicole Kidman, Penelope Cruz, Ricky Gervais, Jon Hamm ve Li- sa Edelstein gibi birçok yõldõz, Haiti depremzedelerine destek için sarõ, mavi ve kõrmõzõ kurdeleler taktõ. Oscar’õn ayak sesleri olarak bi- linen ödüllerde, Sandra Bullock ‘The Blind Side’daki rolüyle ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülüne değer görülürken, ‘En İyi Erkek Oyun- cu’ ödülünü ‘Deli Kalp’teki (Crazy Heart) performansõyla Jeff Bridges kazandõ. Diğer ödüller ise şöyle: Drama dalõnda En İyi Yardõmcõ Kadõn Oyuncu: Mo’Nique - ‘Pre- cious’; En iyi Yardõmcõ Erkek Oyuncu: Christoph Waltz - ‘Soy- suzlar Çetesi’ (Inglou- rious Basterds) ; En İyi Senaryo: ‘Aklı Hava- da’(Up in the Air); En İyi Animasyon: ‘Yukarı’(Up) ; En İyi Müzik: ‘Yukarı’; Müzikal veya Komedi Da- lõnda En İyi Film: ‘Ak- şamdan Kalma’(Hango- ver), En İyi Kadõn Oyun- cu: Meryl Streep - ‘Ju- lie&Julia’; En İyi Erkek Oyuncu: Robert Downey Jr. - ‘Sherlock Holmes’; En İyi Şar- kõ: ‘The Weary Kind’ - ‘Deli Kalp’; Yabancõ Dilde En İyi Film: ‘Beyaz Kurdele’(White Ribbon). Selim Birsel’in ‘Tanşak Omurgası’ adlı yapıtı. SANAT KURUMU 2008-2009 ÖDÜLLERİ Lemi Bilgin’e ‘Hizmet’, Büyükerşen’e ‘Onur’ ödülü Fransa’da üç sergi, bir kolokyum Kültür Servisi - Paris Grand Palace ve Luvr Mü- zesi’nde açõlan sergiler sona yaklaşõrken Paris’te ve Rouen’de çağdaş sanatçõlarõmõzõn eserleri- nin yer aldõğõ üç sergi açõldõ. Paris’in “Cite Internasyonale des Arts”õn büyük sergi alanõnda açõlan “Entre/ Deux” başlõklõ ser- gide yurtdõşõnda yaşayan on bir sanatçõnõn eserleri bir araya geldi. UNESCO Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gürcan Türkoğ- lu, Paris Başkonsolosu Uğur Arıner’in katõ- lõmlarõyla açõlan sergide Onay Akbaş, Erdal Alantar, Gökçe Çelikel, Coşkun, Ali Umut Ergin, Ömer Kalesi, Rüveyda Koyuncu Co- lombin, Nevhiz, Ody Saban, Utku Varlık, İs- mail Yıldırım’õn çalõşmalarõ yer alõyor. Sergi 21 Şubat’a kadar açõk kalacak. Rouen’de ise ressam Mahmut Celayir’in, kali- grafiyle iç içe geçmiş insansõz Güneydoğu coğrafyasõnõ anlattõğõ “Taşların Ötesindeki İz- ler” sergisi ve Banu Aksu’nun sokak çocuk- larõ, Tarlabaşõ göç üzerine çektiği fotoğraflarõ yer alõyor. Bu iki sergi 30 Ocak’a kadar süre- cek. 14-16 Ocak tarihleri arasõnda Rouen Üni- versitesi’nde düzenlenen “Türkiye’ye Çapraz Bakış 2: Çağdaş Dönem” başlõklõ kolokyum- da ise Avrupa’ya yerleşen Türkiyeli sanatçõlar, Galatasaray Üniversitesi kökenli Türk ve Fran- sõz felsefeciler bir araya geldi. Rektör Cafer Öz- kul ve başta Natali Depraz olmak üzere Rouen Üniversitesi akademisyenlerinin ev sahipliğin- de gerçekleşen kolokyumda Zeynep Direk, Yu- suf Yıldırım, Ömer Aygün, Melih Başa- ran’õn da olduğu Türk felsefeciler, fenomeno- loji ağõrlõklõ sunumlar yaptõlar. Ardõndan Fran- sõz felsefeciler de sunumlar üzerine söz aldõlar. Kolokyumda; sanatçõlarõmõzõn dõşarõdan Türki- ye’ye nasõl baktõklarõ, nasõl ilişki kurduklarõ, ne görüp, neyi sorunsallaştõrdõklarõ ortaya kondu. Türk felsefecilerin Fransõz ve Alman fenome- nolojisini nasõl ele aldõğõ anlatõldõ. En İyi Drama: ‘Mad Men’ Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Julianne Margulies - ‘The Good Wife’ Drama Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Michael C. Hall - ‘Dex- ter’ En İyi Komedi: ‘Glee’ Komedi Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Toni Collette - ‘United States of Tara’ Komedi Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Alec Bald- win - ‘30 Rock’ En İyi Mini Dizi veya Film: ‘Grey Gardens’ Mini Dizi veya Film Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Drew Barrymo- re - ‘Grey Gardens’ Mini Dizi veya Film Dalında En İyi Erkek Oyuncu:Kevin Ba- con - ‘Taking Chance’ Mini Dizi veya Film Dalında En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Chloe Sevigny - ‘Big Love’ Mini Dizi veya Film Dalında En İyi Yardımcı Erkek Oyun- cu: John Lithgow - ‘Dexter’ Altın Küre’ye ‘Avatar’ damgası ‘EN İYİ FİLM’ VE ‘EN İYİ YÖNETMEN’ ÖDÜLLERİNİ ALDI ‘Avatar’ınbaşroloyuncularındanZoeSaldana. BIFO’nun albümü Avrupa’da Kültür Servisi - Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrasõ (BIFO), şef Sascha Goetzel yönetiminde kaydettiği “Respighi, Hindemith, Schmitt” adlõ ilk uluslararasõ klasik müzik albümü Avrupa ve Türkiye’de müzik marketlerde yerini aldõ. Salzburg Festivali’nin açõlõşõnda konser verecek ilk Türk orkestrasõ olan BIFO’nun Doğu esintilerinin hâkim olduğu albümünde; Respighi’nin ‘Seba Melikesi Belkõs Süiti’, Hindemith’in ‘Carl Maria von Weber’in Bir Temasõ Üzerine Senfonik Metamorfozlar’õ’ ve Schmitt’in ‘Salome Trajedisi’ yer alõyor. Albümün kapak tasarõmõ mimar ve fotoğraf sanatçõsõ Ahmet Ertuğ’un çektiği kaftan motifli fotoğraflardan oluşuyor. İnciEvinerfuayedekiçalışması. ‘Yaşamboyu Başarı Ödülü’nü usta yönetmen Martin Scorsese aldı. GörgünTaner ‘En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ Meryl Streep’in.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle