22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 4 EYLÜL 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Çocuklar... Haberi okuyunca donup kaldım... İstanbul’da yapılan fuhuş operasyonunda F.K. adlı bir kadının iki yaşındaki kızını sattığı öne sü- rülüyordu... Önce habere inanmak istemedim... Türkiye nereden nereye gelmişti. Avcılar’da bir eve yapılan baskında,18 yaşın- dan küçük olan dört kız ve erkek çocuk vardı. Gebze’den iki yaşındaki çocuğu satın alan ve büyütmeye başlayan erkek satıcı, bir anne. Haberi sonuna dek okuyamadım. Başım döndü, gözlerim karardı. Gebze’den 2.500 liraya satın alınan bir kız ço- cuğu... Neden satılmıştı bu çocuk? Ülkemin aydınları, yazarları, bilim insanları son günlerde Kürt ve Ermeni açılımıyla ilgilenirken ha- yatın sayfalarında olup bitenlerden habersizdi. İstanbul’da yaşları beş-altı olan kız-erkek ço- cukları sabahın köründe Cihangir’de, Moda’da, Şişli’de dolaşıyorlar, konutların önündeki çöp bi- donlarından artık yiyecek topluyorlardı. Kış aylarında da görüyordum onları yaz aylarında da. Dondurucu soğukta lastik ayakkabıları, terlik- leriyle. Minnacık elleriyle karıştırıyorlardı çöp bidon- larını. Onları ne zaman görsem içim acıyor, kapkaranlık bir evrene taşıyorlar yüreğimi. Canım sıkılıyor! Onlar benim ülkemin çocukları... Yoksulluk ve yolsuzluğun kol gezdiği bir Türki- ye. Ve o çocuklar. Anneler ve babalar. Münevver Karabulut cinayetinin ortaya çıkar- dığı bir gerçek... Televizyon televizyon dolaşan bir baba, kızı için kan parası istiyor Garipoğlu ailesinden. İstediği para 3 milyon Avro... Ne yapacak Münevver’in annesi ve babası bu parayı? Münevver’in adını taşıyan bir okul! İnandınız mı? Ben inanmadım! 16 yaşında öldürülen bir genç kız... Boğazı ke- silip atılıyor... Vahşice katlediliyor Münevver... 19 yaşındaki katil zanlısı kaçıyor... Aylardır ne- rede olduğu bilinmiyor... Gebze’de bir anne iki yaşındaki kızını 2.500 li- raya satıyor bir fuhuş çetesinin liderine... Bir kadın çocuğunu büyütüyor! Yurdumun insanı “Telli Baba” türbesinde dua ediyor... Bir kadın umudunu sayısal lotoya bağlamış, bu- nu anlatıyor gecenin bir saatinde televizyon ek- ranında içtenlikle. Bir dönemin ünlü bir film yıldızı... Bebek’te bir villası var... Kedileri ve köpeği... Geçim sıkıntısı çekiyor, kredi kartlarını ödeye- miyor. Bir umut, sayısal loto ve dizi filmlerde bir küçük rol! Belli ki onun için çıkmış televizyona... Şimdilik Bebek’teki villasını satıp, küçük bir eve taşınmayı düşünmüyor... Bir kadın boylu boyunca uzanmış Mecidiye- köy’deki otobüs duraklarının önünde... Yanında bir kız çocuğu oturmuş dileniyor. İstanbul Beyoğlu’nda yüzlerce çocuk... Kadı- köy iskelesinde kâğıt mendil satan, Kabataş’ta “çiklet” diye otomobillerin camına vuran çocuk- lar. Bir akşamüstü Şanlıurfa’da kurulan tezgâhlar... Kaçak sigara, viski satan çocuklar. Diyarbakır’daki tablacılar... İzmir’de Çankaya’da, Kahramanlar’da, Alsan- cak’ta gruplar halinde dolaşan, kavşaklarda ara- baların camlarını silen, para alamayınca küfreden çocuklar. Kan parası isteyen anne ve baba... Münevver’in canı 3 milyon Avro muydu? Bu nasıl bir düşüncedir! Adına “helallik” denilen ortaçağa özgü bir ka- fa, bir fırsatçılık. Üstelik ölen kızlarının üzerinden... Hayatın sayfalarını çeviriyorum... O sayfalarda acılar, hüzünler var daha çok. Belki sevinçlerimizi, umutlarımızı bir başka za- mana saklamış toplum. Eroinden ölen üniversiteli genç kızın öyküsü si- zin de yüreğinizi acıttı biliyorum! Mardin Bilge köyü katliamında 44 kişi öldü- rülmüştü... Katliamın duruşması Çorum’da başladı. Bir numaralı sanık Mehmet Çelebi ne diyor du- ruşmada: “Elimde balta olsaydı hepsini parça parça ede- cektim!” 44 kişiyi gözlerini kırpmadan yaylım ateşiyle öl- düren katiller... Geride öksüz ve yetim kalan ço- cuklar... Çocuklar... Çocuklar... Çocuklar... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Türkiye’de 948 Abdullah Gül var BURSA (AA) - Türkiye’de, 948 kişi Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ile aynõ ad ve soyadõnõ taşõyor. İçişleri Bakanlõğõ Nüfus ve Vatandaşlõk İşleri Genel Müdürlüğü kayõtlarõndan alõnan bilgiye göre, ülke genelinde Cumhurbaşkanõ Gül ile birlikte 948 kişi aynõ ad ve soyadõnõ kullanõrken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 77, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal ile 87 kişi aynõ ad ve soyadõna sahip. MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli ile aynõ ad ve soyadõnõ taşõyan kişi bulunmuyor. CHP ve MHP’ye eleştiri VAN (Cumhuriyet) - DTP, Diyarbakõr’daki ‘Onurlu bir barõşa evet’ mitinginin ikincisini Van’da düzenledi. Mitingte konuşmalarõn yapõldõğõ platformun arkasõna “Onurlu barõşõn muhatabõ Sayõn Abdullah Öcalan” yazõlõ dev afiş asõldõ. Mitingde konuşan DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, “Barõşa karşõ çõkan CHP ve MHP genel başkanlarõ bu ülkede çobanlõk bile yapamazlar. Yine bazõ sivri zekâlõlar çõktõ ve ‘dil hakkõ verirsek Türkiye bölünür’ dedi. Emin olun ki Kürtler Türkiye’yi bölmez. Kürtlerin böyle bir derdi yok. Kürtlerin derdi özgürlük ve eşitliktir” dedi. Cizre’de kemik parçaları CİZRE (AA) - Şõrnak’õn Cizre ilçesinde yol yapõm çalõşmasõ sõrasõnda insana ait olduğu tahmin edilen kemik parçalarõ bulunduğu bildirildi. Kaymakam Cihan Demirhan, konuyla ilgili soruşturmanõn savcõlõkça yürütüldüğünü belirterek “Bulunan kemik parçalarõ incelenmek üzere Adli Tõp Kurumu’na gönderilecek” dedi. Askere sivil yargõ, Deniz Feneri davasõ ve belge tartõşmalarõ gündemden düştü AKP unutturuyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümeti, Kürt ve Ermeni açõlõmõyla as- kerlerin sivil mahkemelerde yargõlanmasõ, Deniz Feneri davasõ ve Taraf gazetesinin ortaya attõğõ irtica belgesi id- dialarõyla ile ilgili tartõşmalarõ unutturdu. AKP, son 1 ay içinde önce Kürt açõlõmõ ardõndan da Er- meni açõlõmõyla son dönemde siyasette gergin günlerin ya- şanmasõna neden olan birçok olayõn gündemden düşmesini sağladõ. Bunlardan bazõlarõ şöyle: Askerlerin sivil mahke- melerde yargılanması: AKP hükümeti, geçen yasama yõlõnõn son gününde gece yarõsõ operasyonuyla askerlerin si- vil mahkemelerde yargõlan- masõna ilişkin yasa değişikli- ğini TBMM Genel Kuru- lu’ndan geçirdi. Yasa değişik- liği, iktidar ve muhalefet par- tileri arasõnda sert tartõşmalara yol açarken Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral İlker Başbuğ, bu konudaki rahatsõzlõğõ Baş- bakan Tayyip Erdoğan’a ilet- ti. Muhalefet partileri, iktidarõn kendilerini aldattõğõnõ belirtir- ken AKP, değişikliğin demok- ratikleşme için gerekli oldu- ğunu savundu. Yaşanan tartõş- malar üzerinde Cumhurbaş- kanõ Abdullah Gül, yasayõ onaylarken “Düzenlemelerin uygulamasında askerlik hiz- meti bakımından disipline ve hukuki güvencelere ilişkin olarak ortaya çıkması muh- temel tereddütleri giderecek yasal düzenlemelerin yapıl- masında fayda görülmekte- dir” biçiminde tavsiyede bu- lundu. Hükümet yetkilileri, Gül’ün bu tavsiyesi üzerine gerekli çalõşmalarõn yapõlaca- ğõnõ açõklamalarõna karşõn bu- güne kadar herhangi bir adõm atõlmadõ. Deniz Feneri davası: Al- manya’dan gelmesi aylar süren dava dosyasõ üzerinde hâlâ tercüme çalõşmasõ yapõlõyor. Dava dosyasõnda adõ geçen, Al- manya’ya girişi sakõncalõ bu- lunan eski RTÜK Başkanõ Za- hid Akman ile ilgili hiçbir iş- lem yapõlmadõ. Akman, Baş- bakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’õn istifa çağrõlarõna kar- şõn sadece yeniden RTÜK Baş- kanlõğõ’na aday olmamakla yetindi, üyeliği hâlâ sürüyor. Bu tartõşmalar sõrasõnda Ak- man, Başbakan Erdoğan’õn ar- kasõnda olduğunu açõklamõştõ. İrtica belgesi: Genelkur- may Başkanlõğõ’nda hazõrlan- dõğõ ileri sürülen “AKP ve İr- ticayı Bitirme Planı” tartõş- malara neden oldu. AKP yö- neticileri, bu belgenin hükü- mete karşõ bir darbe girişimi olarak nitelendirirken Genel- kurmay Askeri Savcõlõğõ, yap- tõğõ inceleme sonucunda bel- genin Genelkurmay’da hazõr- lanmadõğõnõ belirterek kovuş- turmaya gerek olmadõğõna ka- rar verdi ve dosyayõ İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderdi. Genelkurmay Başkanõ Or- general İlker Başbuğ, belge- nin TSK’de hazõrlanmadõğõnõ belirterek belgenin kimin ta- rafõndan ve nerede hazõrlandõ- ğõnõn ortaya çõkarõlmasõnõ is- tedi. Ancak İstanbul Cumhu- riyet Başsavcõlõğõ da görev- sizlik kararõ vererek dosyayõ Ankara Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ’na gönderdi. Tartõşmalar sõrasõnda ise yandaş medya, belgenin Genelkurmay’da ha- zõrlandõğõ izlenimi verecek ya- yõnlar yaptõ. AKP, son 1 ay içinde önce Kürt açõlõmõ ardõndan da Ermeni açõlõmõyla siyasette gergin günlerin yaşanmasõna neden olan birçok olayõn gündemden düşmesini sağladõ. Askere sivil yargõ yolunu açan gece yarõsõ düzenlemesi, Deniz Feneri davasõndaki gelişmeler ve irticayla mücadele belgesenin kimler tarafõndan ve niçin üretildiğine ilişkin tartõşmalar AKP’nin yarattõğõ yeni gündemlerle gölgede kaldõ. BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ ‘Ahmet Türk’e duyarsız kalınmamalı’ İstanbul Haber Servisi - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk’ün Diyarbakõr’da gerçek- leştirilen mitingte yaptõğõ konuşmaya duyarsõz kalõnmamasõnõ istedi. Sivil Toplum Geliştirme Platformu’nun İstan- bul Büyükşehir Belediyesi Florya Sosyal Tesis- leri’nde verdiği iftar yemeğine konuşan Başba- kan Yardõmcõsõ Arõnç, Libya’daki kuruluş yõldö- nümü törenlerinden geldiğini anõmsatarak Arap dünyasõndan birçok zenginin yaz tatillerini geçir- mek için İspanya, Yunanistan ve İtalya’yõ tercih ettiklerini ve oralarda milyonlarca dolar harca- dõklarõnõ Türkiye’ye gelmemelerinin nedeninin ise burada helikopterler ve kayõklardan uzaktan teleobjektiflerle fotoğraflarõnõn çekilip gazetelere basõlmasõ olduğunu söyledi. ‘Artık silah sesleri istemiyoruz’ DTP Genel Başkanõ Türk’ün Diyarbakõr’da 1 Eylül’de gerçekleştirilen mitingdeki sözlerini de değerlendiren Arõnç, “DTP Genel Başkanı Ah- met Türk ‘Şu iş bir bitsin ikinci günde Allah ca- nõmõ alsõn’ diyor. Bu söz çok önemlidir, çok manidardır. Böyle bir duayı hiç kimse kolay kolay yapmaz. ‘Ülkemize huzur gelsin de Allah ikinci gün benim canõmõ alsõn’ diyen bir insanın bu feryadını, bu isteğini Türk milleti duymaz- dan gelemez. Hepimiz çok acı çektik, çok kay- bettik, çok yorulduk. Bu ülkede artık akan kanlar dursun. Silah sesleri istemiyoruz. Ül- kemizde kötü günlerin geride kalmasını hepi- miz istiyoruz. Bu çekişmeler Türkiye’de bitti- ğinde önümüzde hiçbir engel kalmayacak. Çanakkale’ye giden herkes Diyarbakırlı Ah- met’in, Manisalı Mehmet’in kucağında nasıl can verdiğini görüyor. Bu birliğimiz bizim en büyük gücümüzdür” dedi. ‘Ergenekon’un başsavcısı Erdoğan’ Müvekkili Kemal Alemdaroğlu’nun savunmasõnõ tamamlayan avukat Metin Çetinbaş, Ergenekon savcõlarõnõ hukuka aykõrõ delil toplamakla ve suç isnadõ yapmakla suçladõ HATİCE TUNCER HİLAL KÖSE Birinci Ergenekon davasõnda 923 sayfalõk savunmasõnõ ta- mamlayan eski İstanbul Üniver- sitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun ve gazeteci Güler Kömürcü’nün avukatõ Metin Çetinbaş, davanõn AKP muhaliflerine karşõ hukuk dõşõ işlemlerle açõldõğõnõ ifade ederek “Ergenekon başsavcılığına so- yunmuş olan Başbakan Erdoğan ve Ergenekon savcıları hoşla- rına gitmese de demokratik hu- kuk devletinin kurallarına uy- mak zorundadır” dedi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nce Silivri Cezaevi’nde görülen Danõştay dosyasõyla bir- leştirilen birinci Ergenekon da- vasõnõn 110. duruşmasõna Doğu Perinçek ve Muzaffer Tekin’in de aralarõnda bulunduğu 24 tu- tuklu sanõk getirildi. Davanõn 95. oturumunda başladõğõ savunma- sõnõ tamamlayan avukat Çetinbaş, Alemdaroğlu’nun Yargõtay’a gön- derilmiş bir davasõnõn hangi dai- reye gittiğini öğrenmek için yap- tõğõ telefon görüşmesinin iddia- namede neden yer aldõğõnõ sordu. Çetinbaş, şöyle devam etti: “Hü- kümet muhalifleri, haklarını aramamalı, davalarını takip etmemeli, hatta mümkünse bunlara ekmek su vermemeli. Türkiye’den gitseler, hatta uza- ya gönderilseler iyi olur. Erge- nekon başsavcılığına soyunmuş olan Başbakan Erdoğan ve Er- genekon savcıları, hoşlarına gitmese de demok-ratik hukuk devletinin kurallarına uymak zorundadır.” ‘Hayali örgüt yaratıldı’ Savcõlarõn insan haklarõna ve usule aykõrõ delil toplamak ve suç isnadõ yapmaktan hesap vere- ceklerini belirten avukat Çetinbaş, bu şekilde hayali bir Ergenekon örgütü yaratõldõğõnõ ve suç işlen- diğini anlattõ. Tandoğan mitinginde “Ordu göreve” pankartõ taşõyan öğren- cilere Alemdaroğlu’nun talimat verdiğine ilişkin herhangi bir ka- nõtõn olmadõğõnõ söyleyen Çetin- baş, “Suçlamaların hepsi asılsız, siyasi, yanlı ve önyargılıdır. Başbakan’ın savcılığa soyun- masıyla muhalefeti sindirmek için yapılmıştır. Gizli tanık Anadolu’nun yani Ümit Sa- yõn’ın son beyanına karşı cevap vermeye gerek duymuyorum. Bir kişi aynı davada hem sanık hem de tanık olamaz” dedi. Çetinbaş’a suç duyurusu Cumhuriyet Savcõsõ Mehmet Ali Pekgüzel, avukat Çetinbaş’õn savunmasõ sõrasõnda, iddianame savcõlarõna Atatürk’ü hedef al- dõklarõ yönünde ithamlarda bulu- narak iftirada ve hakarette bu- lunduğunu ifade etti. Pekgüzel, Çetinbaş’õn iddianame savcõlarõ- nõn yakõn bir zamanda tutuklana- caklarõ yönündeki beyanlarõnõn da ‘görev sırasında tehdit eylemi- ni’ oluşturduğunu savundu. Çe- tinbaş’õn gizli tanõk Anadolu hak- kõndaki açõklamalarõyla, bu kişi- yi terör örgütlerine hedef göster- diğini kaydeden Pekgüzel, Çe- tinbaş hakkõnda İstanbul ve Silivri cumhuriyet başsavcõlõklarõna suç duyurusunda bulunulmasõnõ talep etti. Pekgüzel ayrõca, Danõştay sal- dõrõsõ zanlõsõ Alparslan Arslan’õn telefonunun 17 Mayõs 2006’dan 5 yõl geriye dönük olarak tüm gö- rüşme kayõtlarõnõn getirtilmesini talep etti. Tutuklu sanõk İşçi Partisi Genel Başkanõ Doğu Perinçek, mah- kemeye, “Tutuklu olmamın tek gerekçesi Türkiye’ye karşı yü- rütülen plandır. Bu gerekçeye boyun eğmeyin” diye seslenerek tahliyesini istedi. ‘Kışın tahliye etmeyin’ Mahkemeye dilekçe veren tu- tuklu sanõk Kuvayõ Milliye Der- neği çaycõsõ Erol Ölmez, “Beni bu zamanlarda tahliye ederse- niz hayata atılırım. Kışın tahli- ye olursam kalacak evim yok, dışarıda kalırım. Lütfen beni kı- şın tahliye etmeyin” dedi. Tutuklu sanõk Emin Gürses, Ümit Sayın’õn gizli tanõk ‘Ana- dolu’ olarak kendi aleyhine ifade verdiğini söyleyerek “Ben bunun 18 aydır altını temizliyorum. Savcılara, cezaevi müdürlerine yalvarıyorum. Bu çocuk hasta, kaç ay daha yatacaksa bana ya- zılsın, tahliye edilsin. Çok zeki idi ama aklı gitti” diye konuştu. Bakanlık’tan ‘Kaçmaz’ açıklaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlõğõ Teştiş Kurulu Başkanlõğõ, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Osman Kaçmaz’a hak- kõndaki soruşturma kapsamõnda savunmasõ isteni- len konularõn tebliğ edildiğini savundu. Teftiş Ku- rulu Başkanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada, sözlü sa- vunma vermek isteyen Kaçmaz’a yöneltilen soru- larõn görev yaptõğõ adliyede, dosya ve yazõşmalar ile kolayca ulaşabileceği bilgi ve belgelere ilişkin olduğu belirtilerek Kaçmaz’õn soruşturmayõ etki- sizleştirmek istediği ileri sürüldü. Açõklamada, “Kaçmaz’õn mahkeme kararlarõnõ hiçe sayõp, daya- nak belgelerinin örneklerinin kendisine verilmeme- sini gerekçe göstererek savunma vermekten kaçõn- dõğõ, bunu müfettişlerce savunmasõnõn kõsõtlandõğõ şeklinde göstermek istediği” iddiasõnda bulunuldu. Şehit babası davacı değil AFYON (Cumhuriyet) - Elazõğ’õn Karakoçan ilçesinde 17 Ağustos’ta el bombasõnõn patlamasõ sonucu şehit olan 4 askerden Ali Osman Altõn’õn babasõ Ali İhsan Altõn, olaya sebep olduğu belirtilen teğmen hakkõnda davacõ olmayacağõnõ söyledi. Altõn, oğlunun şehit olmasõnõn ardõndan olayõ takip eden ilk günlerde Ankara’dan bir avukatõn kendisini aradõğõnõ anlattõ. Söz konusu avukatõn dava açmasõnõ istediğini, ancak kendisinin kabul etmediğini ifade eden Ali İhsan Altõn, “Teğmen hakkõnda davacõ olmayacağõm. Devlet nasõl olsa cezasõnõ verecek. Devletime, milletime güveniyorum” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle