19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLÜL 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B ODAK NOKTASI AHMET CEMAL ‘Barış İçin Çeviriler’den Bir Alıntı... 1982 yazında, YAZKO Çeviri’nin “Eylül- Ekim 1982” tarihini taşıyacak 8. sayısını ha- zırlarken, İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcı- nın yeni bir yıldönümü nedeniyle, dergiye “Barış İçin Çeviriler” başlıklı bir özel bölüm koy- mayı kararlaştırmıştık. Başlıca destekçimiz, her zaman olduğu gibi, YAZKO’nun başkanı Mus- tafa Kemal Ağaoğlu’ydu. Bu bölümü hazır- lamamızın önemli bir nedeni de, o zamanlar de- vam eden ünlü “Barış Derneği Davası”nda yar- gılanmakta olan aydınlarımıza bir ses ulaştır- maktı. Sonuçta ortaya, çok değerli çevirmen- lerimizin katkılarıyla, Einstein’dan Brecht’e, Zweig’dan Castro’ya ve Camus’dan Ca- netti’ye uzanan geniş bir yelpazeyi içeren, do- yurucu bir özel bölüm çıktı. Geçenlerde o sa- yıyı gözden geçirirken, sözünü ettiğim bölüm için hazırladığım önsözün geçerliliğini -ne ya- zık ki!- olduğu gibi koruduğunu gördüm. Son büyük savaşın yeni bir yıldönümünde, bu ön- sözden bazı alıntılar yapıyorum: “Eylül 1939 - Danzig. Ağustos 1945 - Hiro- şima ve Nagazaki. Yarım yüzyıla yaklaşan bir sü- redir bu adları bu aylardan ayırmak artık ola- naksız. Birincisi, yani Danzig, İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcını, öteki iki ad ise atomu parçalamayı başaran insanoğlunun böylece ürettiği korkunç enerjiyi, o güne dek bilinen in- sanlık kavramını ve insanca değerleri param- parça etmek yolunda kullanışını simgeler. An- cak, Danzig ile öteki iki ad arasında bir açıdan ayrım vardır. Danzig, tarih haritasında donup kalmış bir ad- dır. Tarih sahnesindeki rolü, Nazi ordularının çı- kış noktası olmasıyla başlar ve biter. Buna kar- şılık Hiroşima ve Nagazaki, işleyen birer yara- dır. Çünkü her şey, atom bombasının patla- masıyla, patlamalarda iki kentte toplam 225 bin insanın o anda ölmesiyle olup bitmiş değil. Öl- dürücü ışınların kuşaklar boyu süren, kana iş- leyen etkisi, Hiroşima ve Nagazaki’yi işleyen bi- rer yaraya dönüştürdü. Atom bombası denen buluşun en dâhice yanı, bilinen silahlar arasında savaşa en yakışanı oluşudur. 1945’ten günümüze kadar uzanan zaman par- çası, barış arayışlarının ve girişimlerinin tarih- te en yoğunlaştığı dönemdir. Ama atom ya- nıklarını aratmayan Napalm yanıklarını tıbba bir araştırma alanı olarak kazandıran da aynı dö- nemdir. Filistin halkının son aylarda yaşadıkları ise, bir yandan Nazi yöntemlerinin, öte yandan Vietnam’a sözde özgürlük götürenlerin öğrenci yetiştirmekteki ustalıklarının kanıtlarıdır. Sürekli barışa nasıl kavuşulabileceği sorusunu birkaç satırda yanıtlayabilmek, olanaksız hiç kuş- kusuz. Ama şurası kesin ki, bu konuda ciddi ol- mak istiyorsak, savaş ve barış sorununa da ar- tık gerçekçi bir tutumla, başka deyişle bilimsel yaklaşmak zorundayız. Böyle bir yaklaşımla ge- riye bakarsak, belki Kartaca’dan ve Sparta- küs’ten bu yana, savaşların temel nedenlerinin çoğu kez aynı kaldığını saptamamız bile müm- kün. En azından, artık Paris’in Helena’ya olan aşkının yıllar sürecek bir savaşa ancak des- tanlarda yol açabileceğini, Tahta At’ların Tro- ya’lara gerçekte çok başka amaçlarla sokul- duğunu biliyoruz! İçinde bulunduğumuz dönemde dünyamız, tarihinin belki de en tehlikeli çelişkisini yaşıyor: ‘Bir yanda her zamankinden yoğun bir silah- lanma, öte yanda yine her zamankinden yoğun bir barış arayışı. Ve artık tüm insanlığın gele- ceği bu çelişkinin çözümünde gizli.’ Bu yazıyı, Albert Einstein’ın bir sözüyle nok- talıyorum: “Yalnız barışçı değil, bir barış sa- vaşçısıyım. Barış uğruna savaşım vermek is- tiyorum. İnsanlar savaşa savaş açmadıkları sü- rece, hiçbir şey savaşları ortadan kaldırama- yacaktır...” [email protected] Ü lkenin saygõn aydõnlarõ, gazetecileri, bi- lim insanlarõ ve emektar komutanlar “darbeci”lik savõyla “içerde”yken, “resmen” darbeci Kenan Evren’in cadde ve okullardan adõnõn “silinme”sini tavsiye eden Muğla İl Genel Meclisi kararõnõ vali onaylama- dõ... Haberi duyunca düşünmüştüm; “Vali Bey 12 Eylül liderini kutsamayı sürdürerek darbe- ciliğe savaş açan hükümetle de ters düşmüyor mu?..” Ordu Valisi de tuvaletlerdeki “dinen sakıncalı buldu”ğu pisuvarlarõ kaldõrttõğõnda ise aklõma yi- ne hükümetin “AB’ci”liği gelmişti. Vali Bey’in “ayakta günah”tõr emri, “AB’ye uyum” he- defiyle çelişmiyor muydu? Yarõn “birlikte ya- şam” başladõğõnda, Avrupalõ erkeklere “siz de çömelin” mi denecekti? Derken aynõ Vali, tayinleri çõkan vali yar- dõmcõlarõ ve kaymakamlara konuşurken sözüne “çağdaş uygarlık gibi saçma sapan kavram- ları söylemeyeceğim” diye başlamasõn mõ? (12-13 Ağustos 2009 - gazeteler) Böylesi valilerin “atama”larõnõ sorgulayan kö- şe yazõlarõ o günden beri sürüyor. Ben ise bu ko- nudaki her eleştiriyi okuduğumda, özellikle son yõllarda “merkeze alınan valiler”imizi anõm- sõyorum... Hangisi demokrasiyi veto ederdi; hangisi çağdõşõlõğõ dine bağlõlõk sayardõ; hangisi Ata- türk’ün “muasır medeniyet” özlemine “saçma sapan” diyecek kadar “Cumhuriyet kültürü- ne yabancı”ydõ? Bazõlarõnõ birlikte analõm: CUMHURİYET AYDINLARI Örneğin ‘çevre’nin, devlet ve halk işbirliğiy- le korumasõnõ ödünsüz savunan, Yusuf Er- bay... Yalova’nõn tüm doğa, kültür ve ekolojik zen- ginliklerini hem koruyan, hem de “yönetim bi- limi doçenti” uzmanlõğõyla yöre insanõnõn yerel kalkõnma kaynaklarõ olarak değerlendiren “ma- vi-yeşil yol” projesine hükümet katkõsõ bekler- ken, 2009’da merkeze alõndõ... Örneğin nezaketiyle ve insancõllõğõyla gönül- lerde taht kuran Zeki Şanal... Hatay’da belediye ve tüm sivil kuruluşlarla da- yanõşma içinde Antakya’nõn kültür değerlerini ku- cakladõktan sonra, Sinop’un tarihi kalesi ile ün- lü hapishanesini kültür-sanat merkezine dönüş- türmeye de önderlik etti... Hükümetin tutumu ise ‘teşekkür’ yerine 2008’de merkeze almak oldu... Örneğin Kurtuluş Savaşõ’mõzõn kahraman efe- si Yörük Ali’nin torunu Kayhan Kavas... Mahalli İdareler Genel Müdürü’yken Tarihi Kentler Birliği’nin kuruluşuna verdiği “içten des- teği”ni Uşak Valisi olunca bu kez de ildeki ta- rihe sahiplenerek sürdürdü. Eski tren istasyonu binalarõnõn kent kültürüne kazandõrõlmasõna “hükümet katkısı” beklerken 2009’da merke- ze alõndõ... Örneğin ulusal çõkarlarõn “ödünsüz bekçisi” olmasõyla tanõnan Nihat Canpolat... Güneydoğu’da “Cumhuriyeti savunma”sõnõn ardõndan Kayseri’de Mimar Sinan’õn doğduğu Ağõrnas’õn sevdalõsõ olmuştu. Bursa’da da ken- tin kimlik değerlerini korumaya öncelik verme- sini herkes alkõşlarken hükümet tersini yaparak 2007’de merkeze aldõ.. Örneğin “kent ve kültür” denince ilk akla ge- len isimlerden Mustafa Temel Koçaklar... Mardin’i geçmişiyle buluşturarak UNESCO kenti adayõ yapan kültürel çalõşmalarõnõn ardõn- dan Muğla’da da ilin tüm doğal, tarihi, kentsel ve arkeolojik SİT bölgelerini “öncelikli hizmet alanları” ilan etmesi “sakıncalı” bulunmuş ol- malõ ki 2007’de merkeze alõndõ... Örneğin Afyon’u tarihteki adõyla “Afyonka- rahisar” yapan Muzaffer Dilek... Şanlõurfa’nõn anõtsal değerlerine sahiplenme- sinin ardõndan Kurtuluş Savaşõ’mõzõn Afyonka- rahisar’daki efsanevi mekânlarõnõ yok olmaktan kurtarmõştõ... Dönemin Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer’in Danõştay üyeliğine atamasõ sayesinde hükümetin merkeze aldõğõ valiler lis- tesinde yer almaktan kurtulduğu herkesin ortak kanõsõ... Benzer şekilde, milletvekillerinin “oy peşin- de”ki isteklerine pek yüz vermeyen Hatay Va- lisi Nusret Miroğlu; Bitlis’teki valiliğinde “Van Gölü Sempozyumu”na unutulmaz ev sa- hipliği yapan Mevlut Atbaş; Kars ve Kilis’teki Cumhuriyet kültürünü kucaklayan Vali Nevzat Turhan da son 2 yõl içinde merkezdekilerin ara- sõna katõlanlardan... Düşünüyorum da kendi isteğiyle müsteşarlõğõ yeğleyinceye dek Kastamonu’yu yeniden tarihiyle buluşturan Vali Enis Yeter de onca ödüllere rağ- men hükümetten bir “sağ olasın” bile duymadõ. Edirne’nin gönüllerde yaşayan rahmetli Vali- si Fahri Yücel ise restore ettirdiği tarihi ko- naklarla ölümsüzleşirken, siyasi destekten yok- sundu.. Yücel’in ardõndan Edirneliler aylarca yas tuttular... Diğerlerinin ardõndan da kimisinin geri dön- mesi için imzalar toplandõ; kimisi için yerel kö- şe yazarlarõ uzun “teşekkürname”ler yazdõlar; kimileri için de tarihe geçen veda yemekleri dü- zenlendi, uzun araba konvoylarõyla yolcu edil- diler... Adlarõnõ andõğõm ve anamadõğõm tüm “Cum- huriyet aydını” valilerimize, belli ki bu döne- min “başarı ölçütü” olan “merkez”deki ya- şamlarõnda esenlikler diliyorum... Son yõllarda ‘merkeze alõnan’ valilerimizin ortak yönü kültürel mirasa sahip çõkmalarõ 1- Yusuf Erbay, 2- Zeki Şaral, 3- Kayhan Kavas, 4- Nihat Canpolat, 5- Temel Koçaklar, 6- Muzaffer Bilek, 7- Nusret Miroğlu, 8- Mevlüt Atbaş, 9- Nevzat Turhan, 10- Enis Yeter, 11- Fahri Yücel ‘Yapışkan ve tatlı’ turne bitti Kültür Servisi - ABD’li pop müzik yõldõzõ Madonna, ‘Sticky&Sweet’ (Yapõş- kan ve Tatlõ’) adõnõ verdiği dünya tur- nesini dün verdiği ikinci İsrail konseriyle noktaladõ. İsraille yakõn bağlarõ ol- duğu bilinen Madonna’yõ 16 yõl sonra geldiği ülkede 50 bin hayranõ izledi. Önce- ki gün Tel Aviv Hayarkon Park’ta verdiği konserde İsrail’in “Dünyanın ener- ji merkezi” olduğunu söyleyen Madonna, bu turneye son albümü ‘Hard Candy’nin tanõ- tõmõ için 2008 yõlõnõn Ağustos ayõnda başla- mõştõ. Şarkõcõnõn Av- rupa, ABD, Kanada, Güney Amerika ve İsrail’de elliden faz- la konser verdiği ‘Sticky&Sweet’, şu ana dek bir yõldõza en çok para kazandõ- ran tur olma rekorunu elinde bulunduruyor. Sahne gösterisinde kullanõ- lan videolarda ABD Baş- kanõ Barack Oba- ma’nõn John Lennon, Gandhi ve Al Gore ile; son başkanlõk se- çimlerinde Cumhuri- yetçi Parti’den aday olan John McCa- in’in ise Hitler ve Mugabe ile birlikte gösterilmesiyle olay- lõ başlayan turne, Bul- garistan’da Ortodoks Kilisesi’nin, şarkõcõnõn Hõristiyanlõğa saygõ göstermediğini söy- lemesi ve Roman- yalõ hayranlarõnõn şarkõcõyõ sahnedey- ken Avrupa Çinge- neleriyle ilgili açõk- lamalarõndan sonra yuhalamasõyla, Ma- donna’dan bekle- nen şekilde sansas- yonel bir şekilde de- vam etmişti. OLCAY AKDENİZ İ lki geçen yõl Milas Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Karia, Karialılar ve Mylasa Sempozyumu”nun ikincisi bugün ve yarõn Milas’ta, Milashan Otel’de yapõlacak. Sempozyumda Türk, Alman ve İtalyan 12 konuşmacõ, Güneybatõ Anadolu’da yaşamõş olan antik çağlarõn savaşçõ kavimi Karialõlar hakkõnda çeşitli bildiriler sunacaklar. Sempozyum programõ kapsamõnda ayrõca Lagina ve Stratonikeia kentlerine de geziler düzenlenecek. Sempozyumda, antik çağlarda Güneybatõ Anadolu’da yaşamõş olan ve Anadolu’nun yerli halklarõndan biri olduğu bilinen Karialõlarõn tarihi ve kültürü tartõşõlacak. İnsanlõk tarihinin en büyük ozanlarõndan Homeros’un “İlyada” destanõnda, Troya Savaşõ’nda Troyalõlarla birlikte Helenlere karşõ Troya’yõ ve Anadolu’yu savunmak için savaştõklarõ anlatõlan Karialõlarõn ilginç tarihlerinin ve kültürlerinin ele alõnacağõ sempozyum bugün saat 09.30’da yapõlacak açõlõş töreni ile başlayacak. Sempozyumda ilk sunumu Karia dili uzmanõ Alman Prof. Dr. Wolfgang Blümel yapacak. Daha sonra İasos İtalyan kazõ ekibi başkanõ arkeolog Dr. Fede Berti İasos kazõlarõ hakkõnda sunumda bulunacak. Pedesa kazõ ekibi başkanõ Prof. Dr. Adnan Diler “Karia’da Leleg Yarımadası’ndaki Zeytin ve Şarap Üretimi” konulu sunumunu yapacak. Cumhuriyet gazetesi yazarlarõndan Özgen Acar “British Museum’daki Karia Eserleri’ başlõklõ sunumda bulunacak. Lagina kazõ ekibi başkanõ Prof. Dr. Ahmet Tırpan, “Lagina Kazıları” hakkõnda sunumda bulunduktan sonra Stratonikeia Kazõ Ekibi Başkanõ Doç. Dr. Bilal Söğüt “Stratonikeia’da 2008 ve 2009 Dönemi Kazı Çalışmaları” konulu konuşmasõnõ yapacak. Konuşmalardan sonra Lagina ve Stratonikeia antik kentlerine gezi yapõlacak. Sempozyumun ikinci gününün konuşmacõlarõ ise Karia dili uzmanõ Prof. Dr. Ender Varinlioğlu, Priene Alman kazõ ekibinden Prof. Dr. Frank Rumscheid, Bybassos Alman kazõ ekibi başkanõ Prof. Dr. Winfried Held, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Mustafa Sayar, İasos İtalyan kazõ ekibinden mimar Alessandro Viscogliosi ve arkeolog yazar Canan Küçükeren. Sempozyum programõnda Türk, Alman ve İtalyan 12 konuşmacõ bulunacak Uğurlu, Haydarpaşa Garı’nda Kültür Servisi - Piyano sanatçõsõ ve besteci Tuluyhan Uğurlu, bu akşam Haydarpaşa Garõ önünde İstanbullularla buluşuyor. Saat 21.00’deki konserde sanatçõ, temmuz ayõnda çõkan “Akdeniz” adlõ albümünden de parçalara yer verecek. Etkinlikte Uğurlu’ya Türk ve Batõ müziği enstrümanlarõndan oluşan kendi müzik topluluğu da eşlik edecek. Müzik ve görüntülerle on binlerce yõllõk Akdeniz kültürünün anlatõlacağõ konserin “Akdeniz İnanmayõ Sever” isimli bölümde ise Uğurlu sahneyi semazenlerle paylaşacak. Konserin biletleri “Biletix”ten temin edilebilir. MADONNA’YI 50 BİN KİŞİ İZLEDİ Milas’ta Karia sempozyumu başlıyor ‘Çağdaş Uygarlõk’ merkezde T.C. BÜYÜKÇEKMECE 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2009/5847 Tal. Bir borçtan ipotekli bulunan; Tapu Kaydõ: Satõlmasõ istenilen taşõnmaz B.Çekmece İlçesi, Esenyurt Köyü, Fatih Mah. 1958 ada. 7 parsel sayõlõ arsa üzerinde kain, 38/137 arsa paylõ, 3. kat 5 bağ. bölüm nolu çatõ piyesli dairenin tamamõ borçlu adõna kayõtlõdõr. Özellikleri: Taşõnmaz Esenyurt Bahçe Yolu Cad. 922. Sok. No:3 D:5 adresinde yer almaktadõr. Daire plan itibariyle; Girişte hol, salon, mutfak, koridor, ko- ridor üzerinde üç yatak odasõ, banyo, tuvalet ve balkondan ibarettir. Tapu kaydõnda çatõ arasõ piyesi olarak geçen yer, bir üst katta teras kat şeklinde inşa edil- miştir. Alt ve üst Katlarõn giriş kapõlarõ ayrõdõr. Teras kat plan itibariyle, salon, oda, mutfak, banyo, tuvaletten ibaret olup, ön Cephesinde teras bulunmaktadõr. Salon ve oda zeminleri laminat döşeli, giriş kapõlarõ çelik, oda kapõlarõ Amerikan kapõ olup, tavan kartonpiyerlidir. Binanõn ortak alanlarõ mermer döşelidir. Üst kat merdiven sahanlõk Tavanõ ahşap lambri kaplõdõr. Daire doğalgaz ve kombilidir. Balkonu açõk balkon şeklindedir. Dairenin yer Aldõğõ binanõn dõş cephesi, balkonlar sõvalõ ve boyalõ, ön cephesi betebe kaplõdõr. Esenyurt’un önemli Caddelerinden biri ile irtibatlõ sokak üzerindedir. Çarşõ pazara yürüme mesafesinde- dir. Doğan Araslõ Cad.’ne Yakõn konumdadõr. Daire teras katõyla birlikte takriben 200 m2 kullanõm alanõna sahiptir. Yakõnõnda semt Pazarõ kurulmaktadõr. Ta- şõnmazõn bulunduğu sokak asfalttõr. Belediye hizmetlerinden yararlanma imkanõna Sahiptir. Gelişmekte olan bir bölgede yer almaktadõr. Yakõn çevresinde ko- nut tipi yapõlaşmalarõn yanõ sõra ticari amaçlõ yapõlaşmalar ve kültür merkezi inşaatõ bulunmaktadõr. İmar Durumu: 1/1000 ölçekli, revizyon uygulama imar planõnda bitişik nizam 4 kat konut alanõnda kalmakta olduğu belirtilmiştir. Değeri: 190.000.00 TL İpotekten ari olarak satõlarak paraya çevrilecektir. Satõş Şartlarõ: 1-Satõş 13.10.2009 günü saat 15.00 - 15.10 arasõnda BÜYÜKÇEKMECE 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’nde açõk arttõrma suretiyle yapõlacakken bu arttõrmada tahmin edilen kõymetinin %60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ mecmuunu vr satõş masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir be- delle atõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla 23.10.2009 günü yukarõda yazõlõ saatler arasõnda aynõ yerde ve satte ikinci arttõrmaya çõka- rõlacaktõr. Bu arttõrmada da bu rniktar elde edilememişse taşõnmaz en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak üzere arttõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok arttõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacak- larõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma nasraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi dü- şecektir. 2-Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetinin %20 si nispetinde pey akçesi (Türk Lirasõ veya devlet tahvili dõşõndaki döviz kabul edilme- yecektir.) veya bu miktar kadar milli bir Bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere me- hil verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masraflarõ, KDV alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3-İpotek sahibi alacaklõlar- la diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bil- dirmeleri lazõmdõr; aksi taktirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr. 4-İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrma- mak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca te- merrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa önce- likle teminat bedelimden alõnacaktõr. 5-Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6-Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda ya- zõlõ dosya numarasõ ile Müdürlüğümüze başvurmalarõ ile satõş ilanõ tebliğ edilemeyen alakadarlara tebliğ yerine kaim olacağõ ilan olunur. (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Bu örnek bu yönetmelikten önceki uygulamada kullanõlan örnek 64’e karşõ gelmektedir. (Basõn: 48827)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle