22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin (İGC) 1 Eylül Dün- ya Barış Günü’nde düzenlediği basın toplantısı, bu konuyu bir kez daha ele alma zemini sağladı. Mesleğe birlikte başladığımız, sevgili dostum, İGC Başkanı Atilla Sertel basın toplantısında, bir gazetecinin karşı karşıya kaldığı tabloyu özetle- miş, kendisine gönderdiğim mektubu kamuoyu ile paylaşmış. Sertel, dönem arkadaşlarımız Ali Ekber Yıldı- rım, Ergun Oruç ve Zeki Özel’le birlikte Silivri’ye ziyaretime geldi. Cam-cama, can-cana konuştuk. Sertel, hem dostluk hem mesleki dayanışma çer- çevesinde gelişmeleri izlediğini anlattı. Şunları paylaştık: - Gelinen noktada Mustafa Balbay yargılan- mamalı diye bir şey olamaz. Tam tersine yargı- lanmalı. Ama bu, özgür olmalı. Balbay yargıdan kaçmayacağını, hele yurtdışına hiç kaçmayaca- ğını, geçen süreçte gösterdi. - Balbay’a yönelik suçlama gazeteciliğine yö- nelik ağır ithamları içeriyor. Balbay’ın gazetecilik yaparken terör örgütü faaliyetinde de bulunduğu iddia ediliyor. Düşüncelerini sürekli toplumla pay- laşan bir gazetecinin böyle bir yoğunluk içinde te- rör eyleminde de bulunduğunu iddia ediyorsanız, bunun çok güçlü kanıtları olması gerekir. - Oysa iddianamede sadece Balbay’a ait olduğu iddia edilen notlarla belgeler var. Balbay bilgisa- yarı ile oynandığını, notların kopya olduğunu, id- dianame eklerine konan belgelerle kanıtlamış durumda. - Bir gazeteciye her kesimden, her türlü bilgi bel- ge gelir. Bunlardan suç üretmek mesleği de ya- ralayacaktır. Balbay’ın başına gelen her gazete- cinin başına gelebilir. O nedenle sorun sadece ki- şisel değil, aynı zamanda meslekseldir. Gazeteci mesleğini toplum adına yapar. Aldığı bir bilgiyi, doğrulatır, haber-yorum haline getirir, topluma ulaştırır. Mesleğimizin tariflerinden biri de şudur: Gazeteci, toplumun bilgi edinme hakkını kul- lanmasını sağlar. Bu anlamda gazetecilik bir bakıma kamu gö- revidir. Gazetecinin bu görevini yaparken karşılaşabi- leceği sorunları dikkate alan ülkeler, kimi ayrıca- lıklar oluşturdular. Bunlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bağlayıcı kararlarıyla ka- lıcılaştırıldı. Yanlış anlaşılmasın; sözünü ettiğim ayrıcalık ki- şisel değil, mesleksel. Goodwin ve Tillack kararları olarak bilinen bu bağlayıcı hükümlerin ruhu şu: - Gazeteciye haber kaynağı sorulamaz. - Gazeteci tanıklığa zorlanamaz. - Gazeteci her türlü bilgi ve belgeye ulaşma, de- ğerlendirme hakkına sahiptir. Türkiye de bu gerçeklere dayalı olarak Basın Ya- sası’nı yeniledi ve yasanın 12. maddesine yuka- rıdaki hükümleri yerleştirdi. Açık yüreklilikle paylaşmak gerekirse Balbay’ın durumu kişisel olmaktan çok mesleksel. Meslek kuruluşlarının olaya bu gözle, ayrıca bak- malarını diliyorum. Özellikle başkentte gazetecilik yapan bir kişi, ül- ke gündemindeki her konuyla ilgilenmek zorun- dadır. İlgilenmezse görevini yapmamış olur. Siz ga- zetecinin her şeyine el koyup, tümüyle iptal edil- miş ham notlarını hukuki olmayan yöntemlerle ye- niden harmanlayıp istediğiniz biçimi verirseniz... Bunları da delil diye dosyaya koyarsanız, gaze- tecinin “suçunu” istediğiniz gibi oluşturabilirsiniz. Ne yazık ki kimi meslektaşlarımız hâlâ “Bazı ha- talar var ama, bu davanın esasına bakmak gere- kir” diyor. Bu yaklaşım şuna benziyor: Araç ters yönden gidiyor ama hedefi doğru! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Zira Başbakan Beyefendi açıkladı: “Eğer açılıma pa- ket derseniz, bunun başı ve bitişi olur. Bu, paket de- ğil” dedi. Ya nedir: “Bu, bir süreç. Kısa, orta ve uzun vadeli bir süreç.” Şimdilerde herhalde kısa vade içindeyiz. Açılımla il- gili kimi resmi açıklamalar olursa orta vadeye geçe- ceğiz ve sonra uzun vade geliyor... Sonu yok. Üç beş nesil gider artık! Kısa vadede atılacak adımlar her gün gazete sü- tunlarında. Kimileri yalanlanıyor. Doğruları yansıtıyor olmalı ki, kimileri de yalanlanmıyor. Yalanlanmayanlar arasında örneğin suça (teröre fii- len) karışmayanların 3 ay rehabilitasyonla serbest ka- lacaklarını... suça (teröre fiilen) karışıp pişman olan- ların beş yıl gözetim altında tutulacaklarını içeren ha- berler yayımlandı. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek haberi içerik açı- sından doğruluyor. “Terör örgütü mensuplarının ‘çoğunun’ teslim ol- maları halinde ceza almayacaklarını” söylüyor. Üste- lik kimi rakamlar vererek... Eğer dağda 4500 kişi varsa 1500’ü Türk vatanda- şı değil. Geriye kalanların yüzde 90’ı hatta daha da faz- lası TCY’nin 221. maddesinden yararlanmaya uygun durumda. Terör örgütü üyesi olmak dışında bir eyle- me katılmamışlar. Öyleyse? “Bu durumda olanlar teslim olmaları ha- linde serbest bırakılacaklar!” Çiçek’in bu açıklaması hayli ilginç. Terör örgütüne üyelik kavramına yenilik getirmiyor mu? Şayet Başbakan Yardımcısı gazetelere düşen bu de- mecini yalanlamaz ise, genel af geliyor ve hükümet, eyleme katılmayanların terör örgütüne üyeliğini suç ol- maktan çıkarıyor demektir. Hükümet henüz içeriği açıklayacak duruma gel- memiş; ama gazeteler her gün açılımla ilgili bir yığın haber yayımlıyor. Örneğin bir günlük gürültü yaratan haber Q, W, X harf- lerinin alfabeye alınacağı haberiydi; ne ki, açılımı koordine eden İçişleri Bakanı Beşir Atalay; haberi “Bu konular birilerinin yazdığı senaryolardır” diye yalanladı. Bakan Atalay yakınıyor: “Birileri bir senaryo yazıyor, biz onlarla ilgili açıklama yapmak zorunda kalıyoruz.” Evet ama bu türden haberlerin çıkmasına çanak tu- tan kim lütfen söyler misiniz Bay Bakan, kim? Hükümet, hükümetiniz, bizzat Başbakanınız! 25 Temmuz’da Kürt açılımı ilan etti. Bir süre sonra adını demokratik açılıma çevirdi. Bugünlerde ise “Milli Birlik Süreci” diyor, “Demokratik Açılım Süreci” diyor. Adında bile kararsız. Şayet bu hükümet 25 Temmuz’dan sonraki süreç- te açılım adı altında neler yapabileceğinin işaretlerini verebilseydi, haber kargaşasının önüne geçebilirdi. Yok, hayır! Açılım dedim ama neler içerdiğini bil- meden söyledim. Medya, kamuoyu hükümet bir şey- ler kotarıncaya dek (üstelik demokratik bir ülkede) sa- bırla beklemeli, susmalı... diyorsanız. Doğrusu iktidara yakışanı söylüyorsunuz! Allah’ın her günü Başbakan medyadan şikâyet edi- yor. İşine gelmeyen haberleri yapanları cezalandırmak için akla gelmedik yöntemler icat ediyor. Örneğin yabancı büyükelçilere Doğan Medya Gru- bu’na işitilmedik ölçüde vergi cezası kesenin hükümet değil, bürokrasi olduğunu söyledi. Fakat bu açıklamayı yutmuyor Batı basını. Die Welt gibi ünlü bir Alman gazetesi; “cezanın AB adayı bir Türkiye’nin muhalefeti susturma girişimi ol- duğunu” yazıyor. Gazetenin dikkati çeken ve nihayet Avrupa’da da AKP iktidarını nasıl tanımladıklarına işaret eden bir yar- gısı var: Basını susturma girişimlerinin Kopenhag kriterleri- ne aykırı olduğunu vurguladıktan sonra Die Welt; “İs- lami eğilimli hükümet gerçekten AB üyesi olmak isti- yor mu? Ya da üyelik müzakerelerini, politik rakipleri- ni, özellikle de orduyu devre dışı bırakmak için mi kul- lanıyor?” diyor. AKP’nin (RTE’nin) çağdaş cumhuriyete ters düşen amaçlarını gerçekleştirmek için AB kriterlerini, mü- zakere olanağını öncelikle orduyu devre dışı bırakmak veya kendine bağlı bir müsteşarlık konumuna getir- mek için kullandığını çok kez yazdık ama... Siyasal ve stratejik amaçlarına uygun dayatmaları RTE hükümetine kabul ettirdikleri için... AB ve med- yası, hükümetin ne Türk medyasına karşı tutumundan ne de bu yollardan muhaliflerini susturmaya yönelik uygulamalarından söz etmedi. Şimdi “İslami eğilimli Türk hükümeti AB’yi kullanı- yor” demeye gelen yorumlar, değerlendirmeler yapı- yorlar. Uyandılar galiba: Günaydın AB, günaydın Batı medyası! ankcum@cumhuriyet.com.tr İstanbul PB 26 Edirne B 26 Kocaeli PB 28 Çanakkale PB 27 İzmir PB 27 Manisa PB 29 Aydın PB 30 Denizli Y 28 Zonguldak PB 25 Sinop PB 25 Samsun PB 26 Trabzon B 25 Giresun PB 26 Ankara PB 26 Eskişehir PB 26 Konya PB 24 Sıvas PB 23 Antalya B 33 Adana PB 30 Mersin PB 30 Diyarbakır PB 30 Şanlıurfa PB 31 Mardin PB 28 Siirt PB 30 Hakkâri PB 23 Van PB 22 Kars PB 18 Oslo PB 17 Helsinki PB 15 Stockholm PB 18 Londra B 20 Amsterdam PB 20 Brüksel PB 21 Paris B 24 Bonn PB 21 Münih B 24 Berlin PB 22 Budapeşte B 27 Madrid PB 23 Viyana Y 23 Belgrad Y 22 Sofya Y 20 Roma B 25 Atina Y 27 Zürih Y 23 Moskova B 15 Aşkabat PB 32 Astana PB 18 Taşkent PB 34 Bakû Y 22 Bişkek PB 28 Tiflis Y 24 Kahire B 34 Şam B 29 Ülkemizin kuzey ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, öğle- den sonra Muğla, Burdur ve Deniz- li’nin güney ilçeleri, akşam saatlerinden sonra Trakya hafif sağanak diğer yer- ler az bulutlu ve açık geçecek. SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL 2009 CUMA 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Kongre Merkezi’nin açõlõşõnda Başbakan’õ protesto eden 6 kişi gözaltõna alõndõ Vadiye protestolu açõlõş Tuncay Özkan, Ergenekon iddianameleriyle muhalefetin susturulmak istendiğini savundu Kafka’nõn Davasõ’yla savunma HATİCE TUNCER/ HİLAL KÖSE İkinci Ergenekon davasõnda tutuklu sanõk gazeteci Tuncay Özkan, duruşmadaki bazõ müta- laalarõ nedeniyle mahkemeden duruşma savcõlarõ Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hak- kõnda Hâkimler ve Savcõlar Yük- sek Kurulu’na (HSYK) suç du- yurusunda bulunulmasõnõ talep et- ti. İddianamenin siyasi bir metin olduğunu savunan Özkan, “Mu- halifleri susturursanız, Türki- ye çöl olur. O çöl de herkesi yu- tar” dedi. Özkan, suçsuzlarõn yargõlandõğõna göndermede bu- lunarak savcõ Pekgüzel’e Fransõz yazar Franz Kafka’nõn “Dava” kitabõnõ sundu. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi tarafõndan Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen İkinci Erge- nekon davasõnõn 6. duruşmasõ gerçekleştirildi. Başkan Köksal Şengün’ün yõllõk iznini kullan- masõ nedeniyle mahkeme heye- tine Hasan Hüseyin Özese baş- kanlõk etti. Gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, ga- zeteci Tuncay Özkan, eski Tür- kiye Metal Sendikasõ Başkanõ Mustafa Özbek, eski Esenyurt Belediye Başkanõ Gürbüz Ça- pan’õn da aralarõnda bulunduğu 47 tutuklu sanõk ve tutuksuz sa- nõklar duruşmaya katõlõrken emekli Tuğgeneral Levent Er- söz, hastanede tedavi altõnda ol- masõ nedeniyle gelmedi. Özkan’ın dilekçesi Tutuklu sanõklar eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Yarbay Mus- tafa Dönmez de duruşmaya ka- tõlmadõ. Duruşmanõn başlama- sõnõn ardõndan Cumhuriyet Sav- cõlarõ Pekgüzel ve Taşkõn, dö- nüşümlü olarak toplamõ 3 bin sayfayõ aşan ikinci ve üçüncü id- dianameleri okumaya devam et- tiler. Tutuklu sanõk Tuncay Öz- kan, mahkeme heyetine sundu- ğu dilekçede, duruşma savcõla- rõ Pekgüzel ve Taşkõn hakkõnda suç duyurusunda bulunulmasõnõ talep etti. Özkan dilekçesinde ay- rõca “Yargı çevresi Anka- ra’dır” diyerek İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin bu davada yetkisiz olduğunu sa- vundu. Özkan, “İddianame si- yasi metindir” dedi. Dilekçe- sinde, hangi örgüte ne zaman üye olduğunu ve ne yaptõğõnõ soran Özkan, “Bu laf oyunlarını bı- rakalım. Şapkadan terörist çı- karma numaralarını bıraka- lım. Bu nedenle Sayın Pekgü- zel’e bir masumun katlinin anlatıldığı Kafka’nın ‘Dava’ kitabını ilettim. Şimdi sorumu tekrarlıyorum: Hakkımda is- nad edilen suçların hukuki, fiili gerekçelerini ve delillerini öğrenmek istiyorum” dedi. Savcõlõğõn, “Suçunu iddiana- İstanbul Haber Servisi - Dünya Bankasõ ile Uluslarara- sõ Para Fonu’nun (IMF) 6-7 Ekim’de 2009 yõlõ Güvernörler Toplantõsõ’na ev sahipliği ya- pacak olan Harbiye’deki İstan- bul Kongre Merkezi, dün Baş- bakan Recep Tayyip Erdo- ğan ve Fransa Senatosu Baş- kanõ Gerard Larcher’õn katõl- dõğõ bir törenle açõldõ. Protes- tolarõn damgasõnõ vurduğu açõ- lõşta Başbakan Erdoğan’a “Em- peryalistler, işbirlikçiler” di- ye bağõran 6 kişi gözaltõna alõndõ. Açõlõş töreni Yekta Kara ile Ali Taygun tarafõndan hazõr- lanan “farkların ahengi” adlõ 30 dakikalõk gösteride orkest- radan mehter takõmõna, Kara- deniz folklor ekibinden sema gösterisine kadar birçok etkin- lik bir arada sunuldu. Erdo- ğan, açõlõşta yaptõğõ konuşma- da, yeni yapõlan kongre merkezi ile Lütfi Kõrdar’õn bütünleştiğini ve tünel geçitleriyle birbirine bağlandõğõnõ belirterek, “Muh- sin Ertuğrul ile zaten yan ya- na Şimdi Cemil Topuzlu ile de burayı bütünleştireceğiz. Sa- dece açık hava tiyatrosu ola- rak görev yapmayacak. Onun üstünü de mobil açılıp kapa- nan bir çatıyla örteceğiz. Böy- lece bu bölgede yapılan et- kinlikler uluslararası nokta- da bir şey olduğu zaman, ‘Acaba şu olur mu, olmaz mõ’ diye bizi düşündürtmeyecek” diye konuştu. Erdoğan, göreve geldiklerinde 12 milyon olan tu- rist sayõsõnõn 26 milyona çõktõ- ğõnõ, 8.5 milyar dolar olan tu- rizm gelirinin de 22 milyar do- lara yükseldiğini belirtti. Suçlamalara tepki Türkiye’deki yapõlan kong- relerin yüzde 85’inin İstan- bul’da gerçekleştiğini anlatan Erdoğan, “İstanbul, artık dün- yada ve Avrupa’da farklı bir konuma yükseliyor. İstanbul, artık dünya kenti ve adını duyurmuş durumda” diye ko- nuştu. Başbakan Erdoğan, “Bu yatırımla artık Türkiye ilk 10’a adaydır. Hedef önce ilk 10’a girmek, sonra ilk 5’e girmek” dedi. Konuşmasõnda, sel felaketine de değinen Erdoğan, “Son ya- şanan sel afetinin bedelini bi- rileri acımasızca bize kesme- ye çalışıyor. Fazla cevap ver- meye gerek yok. Oralarda yaşayan insanlar bizim tutu- mumuzu iyi biliyor. Kaçak yapılaşmaya takındığımız tav- rı iyi biliyorlar. Bizzat do- zerlerin üzerine çıkıp kaçak yapı yıktığımı medyanın ar- şivlerine baksınlar, oralarda görürler” diye konuştu. Hızlı tren Konya’ya uzanacak Hõzlõ tren projesine ilişkin de konuşan Erdoğan, önümüz- deki yõlõn sonunda Ankara- Konya hattõnõn bitirileceğini, daha sonra da Ankara’dan Sõ- vas’a hõzlõ tren projesinin bağ- lanacağõnõ söyledi. Konuşmanõn ardõndan Erdo- ğan, Larcher, Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanõ Kadir Top- baş, bazõ İstanbul milletvekil- leri ile Fransõz senatörler mer- kezin açõlõşõnõ kurdeleyi kese- rek gerçekleştirdi. 330 milyon TL’ye mal olan merkez de 850 tane baş başa görüşmenin yapõlabileceği oda bulunuyor. Cemil Topuzlu Açõkhava Tiyatrosu’yla merkez arasõ da yayalara açõk hale getirildi. Yeni acıları konuşmayalım İSTANBUL / ERZURUM (Cumhuri- yet) - İstanbul Barosu Yönetim Kurulu’nca İstanbul ve çevresinde etkili olan sel felake- tine ilişkin yapõlan açõklamada, “Marmara depremi için hâlâ gerçekçi ve önemli bir girişimde bulunulmamış olması imar ve planlama sorunun büyüklüğünü ortaya koymaktadır” denildi. Selimpaşa’da sel su- larõna kapõlan Dila Manav’õn (3) aralarõnda bulunduğu 2 kişi için arama çalõşmalarõ de- vam ediyor. Tekirdağ’õn Saray ilçesinde bo- ğulan 5 kişilik Çakar ailesinden önceki gün cesedi bulunan Berna Çakar’õn cenazesi ise dün Erzurum’un Pesinler ilçesine bağlõ Yiğittaşõ köyünde toprağa verildi. İstanbul Barosu’ndan dün yapõlan açõkla- mada, sel felaketinin özünde yanlõş kentleş- me sorunun yattõğõ belirtilerek, selin sebep olduğu zararlardan çok; yetkili kurum ve ku- ruluşlarõn ihmallerinin felaketin büyümesin- de etkili olduğu kaydedildi. Açõklamada, “Kentleşmenin tek olumlu çözümü planla- madır. Bu nedenle 3. Boğaz Köprüsü de yeni ve düzensiz yapılaşmalara ve nüfus artışına yol açacağından, bir an önce bu projeden vazgeçilmeli, deniz ulaşımı ka- nalları kullanılmalıdır. Yeni acı, pişman- lık ve benzeri konuları konuşmamak için önlem alınması zorunludur” uyarõsõnda bulunuldu. Baronun açõklamasõnda alõnmasõ gereken önlemlerle ilgili olarak da şunlar kaydedildi: “Dere yataklarının içinde, or- man alanlarında, su kaynakları çevresin- de ve deniz kıyılarında yapılaşmaya göz yumulmamalı ve izin verilmemelidir. Afet erken uyarı sisteminin gereği gibi çalıştı- rılması gerekir. Dere yataklarına kurulu olan işyerlerine ruhsat veren kişi ve ku- rumlar ilgililer ve sorumlular hakkında hukuki yaptırımlar uygulanmalıdır. ‘Setlerde ölmek istemiyoruz’ Sine-Sen, sigortasız ve ağır çalışma koşullarını pro- testo etti. (Fotoğraf: OZAN TULU ELYİĞİT) Menderes, Zorlu ve Polatkan anıldı İstanbul Haber Servisi - Eski başbakanlar- dan Adnan Menderes ile eski Dõşişleri Bakanõ Fa- tin Rüştü Zorlu ve eski Maliye Bakanõ Hasan Po- latkan idam edilmelerinin 48. yõldönümünde Top- kapõ’daki mezarlarõ başõnda anõldõ. Aydõn Men- deres, TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin ve Baş- bakan Tayyip Erdoğan da birer mesaj yayõmladõ. Polis müdürleri serbest İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da haf- ta başõnda gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonu sonrasõnda sanõklarla ilgileri olduğu iddiasõyla cumhuriyet savcõsõ Mehmet Berk’e 11 saat ifa- de veren Emniyet Genel Müdür Yardõmcõsõ Emin Arslan ile 2 emniyet görevlisi, İstanbul Nö- betçi 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce serbest bõ- rakõldõ. Polis müdürlerinin tutuklanmasõ istenmişti. HSYK’ye şüpheli zarf ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlõğõ ek binasõnda çalõşmalarõnõ yürüten Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) şüpheli bir zarf gönderildi. Almanya’dan posta- landõğõ bildirilen zarfta toza benzer madde olduğu görüldü. Sivil savunma uzmanlarõ, kurulun bu- lunduğu katõ boşaltarak inceleme yaptõ. Zarfta her- hangi bir olumsuz bulguya rastlanmadõ. İstanbul Haber Ser- visi - Fox TV’de ya- yõmlanan “Ömre Be- del” adlõ dizide görevli figüran oyuncu Fatma Elif Develi, setteki sağ- lõksõz koşullar nedeniy- le geçirdiği rahatsõzlõk sonucu 25 gündür yoğun bakõmda yaşam müca- delesi veriyor. Develi’nin durumuy- la birlikte yeniden gün- deme gelen televizyon dizisi setlerindeki çalõş- ma koşullarõ DİSK’e bağlõ Sinema Emekçile- ri Sendikasõ nõ 3. Le- vent’teki Gold Film Ya- põm’õn binasõ önünde protesto edildi. “Setler- de ölmek istemiyoruz”, sloganõ atan grup adõna basõn açõklamasõ yapan Sine-Sen Genel Başka- nõ Celal Çimen, “Set- lerde insanca çalışma ortamının sağlanma- sını istiyoruz” dedi. Protestoya sinema sa- natçõlarõ Erkan Can ve İlyas Salman’õn da bu- lunduğu bir grup destek verdi. Gold Film Ya- põm’õn avukatõ Hakan Ayranpınar ise şirketin ihmalinin bulunmadõğõ- nõ savundu. me okunurken öğreneceği” yö- nündeki görüşünü eleştiren Özkan cezaevinde kaldõğõ süre boyunca 5 kitap yazdõğõnõ belirterek “İd- dianameyi ben okudum anla- madım ama sayın Pekgüzel ile Taşkın’ın veciz okumasıyla an- layacağım öyle mi?” diye sordu. Kendisinde ruhsatsõz silah bu- lunmadõğõnõ anlatan Özkan el bombasõ diye iddia edilen bom- ba gövdelerinin patlayõcõsõ ve kapsülü bulunmadõğõnõn uzman raporlarõnda yazõlõ olduğuna dik- kat çekti. atv patronu İddianamede “Cumhuriyet Çalışma Grubu” belgesindeki bir slaytta AKP tarafõndan işinden edilen gazeteciler arasõnda ken- disinin adõnõn da geçtiğini ifade eden Özkan, “Beni bununla na- sıl suçlarsınız? Özden Örnek ile konuşmak suçsa askeri ihale is- teyen, Rusya ile ilişki isteyen Ahmet Çalõk niye serbest? atv patronu niye yok burada” diye itirazlarõnõ sõraladõ. Tuncay Özkan, ifadesinde “AKP iktidarõna karşõ olmak, onun devrilmesi için parti kurmak, miting düzenlemek, seçim hazõrlõğõ yapmak terorizm midir?” diye sordu. İSTANBUL BAROSU SEL FELAKETİNİN ARDINDAN UYARDI: Başbakan Erdoğan, merkezin açılış konuşmasını yapmak için kürsüye geldiği sırada bir grup, “Em- peryalistler, işbirlikçiler” diye bağırarak protesto etti. Davetliler protestocuları yuhalarken, ko- nuşmasını sürdüren Erdoğan, “Hazımsızları kale almaya gerek yok ” dedi. (AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle