20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Soykırım Bu Yıl TBMM’de Oylanacak! CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Dışişleri Ba- kanı Davutoğlu ile yaptığı görüşmeden sonra, hü- kümetin Ermeni açılımı konusundaki girişimlerin- den ikna olmamış ve bu konuda destek verme- yeceğini açıklamış bulunuyor. Bu tutumun nedenlerini salı günü bu köşede an- latmaya çalıştım. Ayrıca aynı günkü Cumhuriyet’in ikinci sayfasında CHP İstanbul Milletvekili, Dışiş- leri Bakanlığı eski müşteşarlarından emekli Bü- yükelçi Şükrü Elekdağ’ın “Ermenistan ile Paraf Edilen Protokoller...” başlıklı yazısı daha ayrıntılı bilgi içermekte. Her iki yazıda da belirtilen noktaları yineleyecek değilim. Ancak Sayın Elekdağ’ın önceki günkü te- lefonuyla bir kez daha altını çizdiği hususa de- ğinmek istiyorum. İlgili protokolde atıfta bulunul- mayan 1921 tarihli Kars Antlaşması’nın, aynı za- manda Türkiye’yi Nahçıvan’ın statüsü konusun- da söz sahibi duruma getirdiğini, nitekim 8 Mayıs 1992’de Ermeni kuvvetlerinin Şusa kentini işgal ederek Nahçıvan’a yönelmeleri üzerine Türki- ye’nin bu hakkını kullanabileceğini belirten uyarı- sı üzerine son anda bu girişimlerinden vazgeç- tiklerini belirtiyordu Sayın Elekdağ ve bu durum- da çok haklı olarak, protokolde Kars Antlaşması’na atıfta bulunulmamasının nedenlerini bir türlü an- layamadığını belirtiyordu. Obama’nın direktifiyle yapılan ani Ermeni açı- lımını bu şekliyle savunanlar, Ermeni tarafının ve diyasporanın da söz konusu bu girişimi eleştir- melerini kendi savlarının kanıtı olarak ileri sür- mekteler. Doğrusu karşısındakine endeksli böyle bir man- tığı anlamak çok güçtür. Uluslararası ilişkilerde, elde edilen sonuçları kar- şınızdakinin terazisine vurarak değerlendirmek ap- tallıktır; esas olan sonucu kendi terazinizde tart- maktır. Bir de şunu söyleyenler var: - Efendim biz şimdi protokolü imzalayalım, Er- meniler işgal edilmiş Azerbaycan toprakları ko- nusunda herhangi bir girişimde bulunmadıkları sü- rece yürürlüğe koymayız. Bu görüşün saçmalığı aşikârdır. Her şeyden ön- ce protokollerin parlamento onayından ne kadar süre sonra yürürlüğe gireceği içinde belirtilmiştir. Parlamento onayına gelince; bunu parlamen- tomuz onaylamadı diye ilanihaye sürüncemede bı- rakma imkânınız olmayacağı açıktır. Ama ne yazık ki, Türkiye’de Tanzimat’tan kal- ma “bunu şimdi imzalayalım, sonra yan çizeriz” mantığı geçerlidir. Bunun da devlet onuru ve cid- diyetiyle bağdaşmadığı gayet açıktır. Türkiye bu protokolleri imzalayarak yükümlülük altına girmiştir, uygulamaması halinde, baskıya ma- ruz kalacağını da bilmelidir. Bir an için bu protokollerin yürürlüğe konmadı- ğını düşünelim. 2010 24 Nisanı’nda, Ermeni di- yasporası, Ermeni soykırımının çeşitli parlamen- tolar, özellikle Amerikan Kongresi’nde kabulünü gündeme getirerek Türkiye’ye şimdiye kadar misli görülmemiş bir baskı ve şantaj politikası uy- gulayacaktır. Kısacası, protokoller parlamento önüne geldi- ğinde savrulacak tehditler karşısında, milletvekil- lerimiz bir anlamda, Amerikan Kongresi önüne ge- tirilen soykırım tasarısını oyluyor olacaklardır. Bu eşsiz başarı, Kasımpaşalı ile Davutoğlu sentezi diplomasisinin ürünüdür. Kutlarım! Bir okur uyarısı: Değerli okurum İlhan Vardar, gönderdiği e-pos- ta iletisiyle 12 Eylül tarihli yazımda Kenan Ev- ren’den söz ederken kullandığım imamın oğlu de- yimini eliştirerek beni bu tür ifadenin çağdaş, Ata- türkçü din adamlarını rencide edeceğini, çağdaş bir din adamının oğlu olarak anımsatıyor ve beni uyarıyordu. Sayın Vardar’a uyarısı için teşekkür eder, çok çağdaş Atatürkçü din adamı görmüş bir kişi ola- rak, bu yanlış ifade dolayısıyla hem onlardan, hem de tüm okurlarımdan özür dilerim. [email protected] Hükümet, ekimde MGK’ye sunulacak Kürt açõlõmõ eylem planõ üzerindeki çalõşmalarõnõ sürdürüyor Yeni harf tartışması ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - AKP hükümeti, ekim ayõnda ya- põlacak Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK) sunulacak Kürt açõlõmõ eylem planõnõ şekillendiriyor. Eylem pla- nõnda, Türk Ceza Yasasõ’nõn (TCK) “etkin pişmanlık” başlõklõ 221. mad- desinin değiştirilerek suça karõşan terör örgütü üyelerinin 5 yõl gözetim altõnda tutulmasõ, devlet dairelerinde Kürtçe tercüman istihdam edilmesi, karayollarõna Kürtçe levhalar konul- masõ gibi önerilerin yer almasõ bek- leniyor. Kürtçenin ilköğretim ve or- taöğretim kurumlarõnda seçmeli ders olarak okutulmasõ, alfabeye Q, W ve X harflerinin eklenmesi de değerlen- dirilirken bunun için anayasa deği- şikliği olup olmayacağõ tartõşõlõyor. İç- işleri Bakanõ Beşir Atalay, alfabeye yeni harf eklenmesi konusunun “ça- lışmaların içinde hiçbir yerde gün- deme gelmediğini” söyledi. TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin’i ziyareti sonrasõ gazetecilerin sorularõnõ ya- nõtlayan, Atalay, “Birileri bir se- naryo yazıyor. Çalışmaları sonuç- landırmadık ve hiçbir şey açıkla- madık. Bu, spekülasyonlara müsait bir konudur.” diye konuştu. İçişleri Bakanlõğõ bünyesinde Kürt açõlõmõyla ilgili eylem planõnõ hazõr- lamak üzere bürokratlardan oluşturu- lan komisyon, planõ şekillendiriyor. Planda, şu önerilerin yer almasõ bek- leniyor: ? TCY’nin 221. maddesinde deği- şiklik yapõlacak. Mevcut maddeye göre, suça karõşmayan örgüt üyeleri- ne teslim olmalarõ durumunda herhangi bir ceza verilmiyor. Suça karõşmayan örgüt üyelerinden yakalananlar da, örgütün dağõlmasõnõ sağlayacak bilgi vermesi halinde ceza almõyor. Söz konusu maddede yapõlacak değişiklikle suç işlemeyen, ancak 10 yõldan fazla örgütte kalanlar 3 aylõk rehabilitas- yondan sonra serbest bõrakõlacak. Su- ça karõşan, ancak pişman olduğunu be- yan edenler, 5 yõl içinde yeni bir suç işlememeleri halinde serbest bõrakõla- cak. Örgütün lider kadrosuyla ilgili bir düzenleme ise düşünülmüyor. ? Dõşişleri Bakanlõğõ, Mahmur Kam- põ’ndaki Türk vatandaşõ olmayan PKK’lilerin vatandaşõ olduklarõ ülke- ye kabul edilmeleri için diplomatik gi- rişimlerde bulunuyor. ?İçişleri Bakanlõğõ, köy ve beldelere Kürtçe isimlerinin geri verilmesi için valiliklerle çalõşma yapacak. Geçici köy koruculuğu sisteminin aşamalõ olarak tasfiyesi planlanõyor. ? Kütüphaneler ve Yayõmlar Genel Müdürlüğü, Kürtçe kitaplardan toplu alõm yaparak her kütüphanede Kürtçe kitaplara yer verecek. Mem u Zin, Dev- let Tiyatrolarõ’nõn repertuvarõna alõ- nacak. ? Diyanet İşleri, Kuranõkerim’in Kürtçe mealini hazõrlayacak. ? Kürtçenin ilköğretim ve ortaöğ- retim kurumlarõnda seçmeli ders ola- rak okutulmasõ planlanõyor. ? RTÜK, özel televizyonlarõn 24 sa- at Kürtçe yayõn yapmasõ için yönet- melik değişikliği yapacak. ? AKP hükümeti, Kuzey Irak’a sõ- nõr ötesi operasyonla ilgili olarak yet- ki tezkeresinin süresini uzatmamayõ da değerlendiriyor. Okay:Devrimyasalarıveanayasayaaykırı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, “alfabeye Q, X, W harflerinin ekleneceği” yönündeki haberlerle ilgili olarak, “Kimi varsayımlar üzerinden ‘şu mu var acaba’ diye, fal bakar gibi alternatifler üre- tiliyor. Böyle bir açılımda böyle bir değişiklik Q, W, X var mı, yok mu, bu meçhul. Ama ona iliş- kin düşünce ifade etmek gerekiyorsa, kimi harf- lerin alfabeye eklenmesi mevcut devrim yasaları ve anayasa uyarınca mümkün değil” dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, alfa- beye “Q, X ve W” harflerinin eklenmesinin ana- yasaya aykõrõ olacağõnõ söyledi. Vural, hükümetin PKK’nin isteklerine yanõt verdiğini belirtti. “Bu, Türkçeye ihanettir.” diyen Vural, böyle bir şey yap- manõn mümkün olmadõğõnõ ifade etti. Eylem planõnda, alfabeye Q, W ve X harflerinin eklenmesinin değerlendirildiği ileri sürülürken Bakan Atalay, çalõşmalarda bunun gündeme gelmediğini söyledi. MAYIN NAMSA ile görüşmeler başladõ AYŞE SAYIN ANKARA - Anayasa Mahkemesi’nin, Suriye sõnõrõndaki mayõnlõ arazi- lerin 44 yõllõğõna çoku- luslu şirketlere devrini öngören yasa hükmünün yürürlüğünü durdurmasõ, arazilerin temizlenmesi konusunda yetki verilen Milli Savunma Bakanlõ- ğõ’nõ “durdurmadı.” Milli Savunma Bakanõ Vecdi Gönül, mayõnlõ arazilerin “temizlenme- si” işi için NATO İkmal ve Bakõm Ajansõ (NAM- SA) ile görüşmelere baş- landõğõnõ ve çalõşmalarõn sürdüğünü açõkladõ. CHP İzmir Milletveki- li Canan Arıtman’õn ya- zõlõ soru önergesini ya- nõtlayan Milli Savunma Bakanõ Vecdi Gönül, Su- riye sõnõrõndaki mayõnla- rõn temizlenmesine ilişkin yasanõn 17 Haziran’da yürürlüğe girdiğini anõm- sattõ. Ancak, Anayasa Mah- kemesi’nin, yasanõn ma- yõndan temizlenen arazi- lerin Maliye Bakanlõ- ğõ’nca 44 yõllõğõna devri- ni öngören hükmünün yü- rürlüğünü durdurduğunu kaydeden Milli Savun- ma Bakanõ Gönül, aynõ yasanõn, mayõnlõ arazile- rin temizlenmesi işinin öncelikle Milli Savunma Bakanlõğõ’na verildiğine dikkat çekti. Yasanõn yürürlüğe gir- mesi ile birlikte bakanlõk tarafõndan ilgili kurum ve kuruluşlarla koordi- neli olarak, proje yöneti- mine ilişkin esaslar üze- rinde çalõşmalara başlan- dõğõnõ belirten Gönül, şu bilgilere yer verdi: “Bu kapsamda, Suri- ye sınırında bulunan mayınlı arazilerin te- mizlenmesi maksadıy- la, NATO İkmal ve Ba- kım Ajansı (NAMSA) ile başlanan görüşmele- re devam edilmekte, ça- lışmalar sürdürülmek- tedir. Mayın temizliğini müteakip, mayınlardan arındırılmış arazi, ilgili bakanlıklara ve/veya kurumlara teslim edile- cektir.” Gönül, Arõtman’õn bu arazilerin ne amaçla kul- lanõlacağõna ilişkin soru- suna ise “Arazinin han- gi amaçla kullanılacağı hususu, bakanlığımın yetki ve sorumlulukları dahilinde bulunma- maktadır” yanõtõnõ verdi. DT GENEL MÜDÜRÜ BİLGİN ‘Kürtçe oyun mümkün değil’ Devlet Tiyatrolarõ Genel Müdürü Lemi Bilgin, “Kürtçe oyun oynanmasõ kõsa vadede imkânsõz bir şey” dedi. SELDA GÜNEYSU ANKARA - Devlet Ti- yatrolarõ (DT) Genel Mü- dürü Lemi Bilgin, DT’de Kürtçe oyunlar sahnelen- mesinin teknik olarak mümkün olmadõğõnõ be- lirterek, “Tiyatroda dik- siyon çok önemlidir. Kürtçe oyun oynanma- sı kısa vadede imkânsız bir şey. Biz Türkçe oyunlar sahneleyen bir kuruluşuz. Bu yılki re- pertuvar da Türkçe oyunlar üzerine kurulu” dedi. Hükümetin “Kürt açı- lımı”nõn içeriğinin ne ola- cağõ tartõşõlõyor. Açõlõm kapsamõnda DT’de “Mem u Zin” adlõ Kürt- çe oyunun sahneleneceği ileri sürüldü. DT Genel Müdürü Bil- gin bu konuda, “Öyle bir durum söz konusu değil. O oyun başka bir tiyat- ro tarafından oynana- bilir. Biz yalnızca sahne tahsis edebiliriz. Tiyat- roda diksiyon çok önemlidir. DT’de Kürt- çe oyun oynanması kısa vadede imkânsız. ” dedi. Kürtçe oyunlarõn sah- nelenebilmesi için Kürtçe bilen oyuncularõn olmasõ gerektiğini dile getiren Bilgin, “Bizim sahnele- yeceğimiz bir oyunda Kürtçe pasajlar yer ala- bilir ama baştan sona bir oyunu Kürtçe oy- namayız. Bu salt Kürt- çeye özgü de değil. Baş- ka dillerdeki pasajlar da bir oyunda yer ala- bilir. ‘Mem u Zin’ adlı oyun da Kürtçe bir ef- sanedir. Biz bu oyunu sahneleyebiliriz ama Türkçe” dedi. Devlet Tiyatrosu Ope- ra ve Balesi Çalõşanlarõ Yardõmlaşma Vakfõ (TO- BAV) Genel Başkanõ ve yönetmen Tamer Levent de bu yõl Diyarbakõr DT’de, kendisinin yönet- tiği, Orhan Asena’nõn yazdõğõ “Ölümü Yaşa- mak” adlõ oyunun sah- neleneceğini, oyunda “dengbejlik (yöresel kül- türde enstrümansız des- tansı anlatım)” gelene- ğinden örnekler sunula- cağõnõ kaydetti. “Kesinlikle biz resmi dilden taviz vermeyiz. Türkiye’nin resmi dili Türkçedir” diyen yö- netmen Tamer Levent, “Oyunda artistik bir amaçla Kürtçeyi kulla- nıyoruz. Herhangi bir oyunda Fransızca şar- kılar söylendiği gibi. Or- han Asena zaten Diyar- bakırlı bir yazar. Kürt- çeye de son derece hâ- kim” diye konuştu. 18YILLIK DAVADA ‘YETKİSİZLİK’ VedatAydıncinayeti dosyasıDiyarbakır’da DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Malatya Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, 18 yõl önce evinden kaçõrõlarak öldürülen Halkõn Emek Partisi (HEP) Diyarbakõr İl Başkanõ Vedat Aydın ci- nayetiyle ilgili davada “Yetkisizlik” kararõ ve- rerek, dosyayõ Diyarbakõr’a gönderdi. Kararda, dönemin Diyarbakõr Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Hanefi Avcı’nõn talimatla alõnan ifa- delerinin etkili olduğu belirtildi. Malatya Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Diyarba- kõr’da 5 Temmuz 1991’de kaçõrõlarak öldürülen Vedat Aydõn cinayetine ilişkin soruşturmada, olayõn Diyarbakõr olmasõ nedeniyle “yetkisiz- lik” kararõ verdi. Başsavcõlõk, soruşturma dos- yasõnõ Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderdi. Bir dönemin Diyarbakõr Emniyet İs- tihbarat Şube Müdürü olan şimdiki Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcõ’nõn açõklamala- rõnõn görevsizlik kararõnda etkili olduğu belir- tildi. Aydõn cinayeti, cesedin bulunduğu yerin sorumluluk alanõ Malatya olmasõ nedeniyle bu kentte soruşturuluyordu. Aydõn cinayeti Gü- neydoğu’da işlenen ilk önemli faili meçhul ci- nayetti. Aynõ zamanda avukat olan HEP İl Baş- kanõ Aydõn’õ 5 Temmuz 1991’de kendilerini polis olarak tanõtan kişiler gece evinden alarak kaçõrõlmõş, cesedi 5 gün sonra Elazõğ’õn Maden ilçesi yakõnlarõnda bulunmuştu. Cinayet Diyar- bakõr’da büyük olaylara neden olmuş, cenazeye yaklaşõk yüz bin kişi katõlmõştõ. Cenazede açõ- lan ateş sonucu 3 kişi ölmüştü. PEK ÇOK YERDE KORSAN GÖSTERİ YAPILDI Güneydoğu’da gerginlik tõrmanõyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde gerginlik tõr- manõyor. Diyarbakõr, Siirt, Batman ve Şõrnak’õn Cizre ilçesinde basõn açõklamalarõ ve korsan gösteriler yapõldõ. Eylemlerde, terör örgütü PKK’nin elebaşõ Abdullah Öca- lan’õn yol haritasõnõn teslim edilmesi ve DTP’ye yönelik operasyonlarõn durdurulmasõ istendi. Diyarbakõr’õn merkez Bağlar il- çesinde önceki gün geç saatlerde ço- ğunluğunu gençlerin oluşturduğu bir grup Sağlõk Ocağõ Caddesi’nde, kaldõrõmlardaki çöp kutularõnõ yola devirdi. Grup daha sonra yakõndaki Posta İşletme Müdürlüğü binasõ gi- rişindeki güvenlik kulübesi ile 1 No’lu Sağlõk Ocağõ binasõnõn giriş kapõsõna molotofkokteyli attõ. Bu sõrada, olay yerinden geçmekte olan bir polis ekibi havaya ateş açarak göstericileri dağõttõ. Şõrnak’õn Cizre ilçesinde kalabalõk bir grup DTP İlçe Binasõ önünde top- landõktan sonra, Adliye Sarayõ’na yü- rümek istedi. Yürüyüş sõrasõnda ey- lemciler terör örgütü PKK ve eleba- şõ Öcalan lehine slogan attõ. Siirt’te ise DTP İl Başkanlõğõ tarafõndan parti binasõ önünde bir basõn açõkla- masõ yapõldõ. Batman’da da düzen- lenen eylemde ise. aralarõnda Öca- lan’õn posterini ve PKK flamalarõ ta- şõyan 10 kişi gözaltõna alõndõ. TERÖR ÖRGÜTÜ İÇİNDE ÇATIŞMA PKK’yi dolandõran üç kişi infaz edildi ANKARA (AA) - Türkiye, İran ve Suriye ile Avrupa ülkelerinde sür- dürülen etkili operasyonlar sonu- cunda karmaşa yaşayan terör örgü- tünde son olarak “örgütü dolan- dırdığı belirtilen 3 kişinin ‘infaz’ edildiği” öne sürüldü. Terör örgütü PKK’nin “silah bı- rakması ve tasfiyesinin” tartõşõldõ- ğõ dönemde örgüt içi kavgalarõn da arttõğõ bildirildi. Güvenlik birimle- rinin tespitlerine göre, örgütün “Di- yarbakır sorumlusu” olduğu be- lirtilen “Ziya” kod adlõ Engin Ça- tak ile yardõmcõsõ “Zinar” kod ad- lõ Ömer Kılıç ve örgütün lojistik iş- lerinin başõnda bulunduğu ifade edi- len “Yusuf” kod adlõ Aslan Kalkan örgüte ait 900 bin TL ile kaçtõ. Bu ki- şiler Lice kõrsalõndan Van’a geçerek oradan İran’õn Şehidan bölgesine git- ti. Buradan Avrupa’ya geçmeye ha- zõrlandõklarõ ifade edilen 3 kişi, te- rör örgütüne bağlõ kişilerce yakala- narak “infaz” edildi. Öte yandan, terör örgütünün so- rumlularõndan Mustafa Karasu, “basın açıklaması” yaparak son bir ay içinde Türkiye, İran ve Suri- ye’de 56 örgüt mensubunu “kay- bettiklerini” ifade etti. Aynõ dönem içinde 23 kişinin de örgütten kaçtõ- ğõnõ duyuran Karasu, ayrõca geçen hafta Türk Silahlõ Kuvvetleri’nce dü- zenlenen operasyonlarda 7 örgüt mensubunun da öldüğünü belirtti. Dış Haberler Servisi - Suriye ile Türkiye ara- sõnda “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği An- laşması” imzalandõ. Yapõlan anlaşmalar gereğin- ce Türkiye ile Suriye arasõnda vizelerin karşõlõklõ olarak kaldõrõldõğõ açõklandõ. Dõşişleri Bakanõ Ah- met Davutoğlu Suriye halkõna “Türkiye sizin ikin- ci memleketinizdir” diye seslenirken Suriye Dõş- işleri Bakanõ Velid Muallim, Türk halkõna “Şim- diden ‘Suriye’ye hoş geldiniz’ diyorum” dedi. Suriye Devlet Başkanõ Beşşar Esad dün Mual- lim’in de aralarõnda bulunduğu bir heyetle İstan- bul’a geldi. Dolmabahçe’deki Başbakanlõk Çalõş- ma Ofisi’ne geçen Esad burada Başbakan Tayyip Erdoğan ile baş başa görüştü. Bu görüşmenin ar- dõndan Erdoğan ve Esad başkanlõğõnda gerçekleş- terilen heyetler arasõ görüşmede Davutoğlu ile Mu- allim tarafõndan iki ülke arasõnda “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Anlaşması” imzalandõ. Toplantõ sonrasõ Muallim ile ortak açõklama yapan Davu- toğlu, iki ülke arasõndaki vizelerin tümüyle kaldõ- rõlmasõna karar verdiklerini söyledi. İkinci önemli tarihi adõmõn, iki ülke arasõnda Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ku- rulmasõ kararõnõn alõnmasõ olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu mekanizmayla her yõl iki ülkenin başbakanlarõnõn eşbaşkanlõğõnda ortak kabine top- lantõlarõ yapõlacağõnõ anlattõ. Muallim, Suriye ile Türkiye arasõnda taşõmacõlõk yapan TIR’lara uygulanan vergilerin kaldõrõlmasõ yönünde karar aldõklarõnõ bildirdi. ‘Paket, başlık değil süreç’ Erdoğan akşam saatlerindeyse Esad onuruna if- tar yemeği verdi. Erdoğan, muhalefetten gelen “de- mokratik açılımın içinde neler var?” sorusuna karşõlõk açõlõmõn kõsa, orta ve uzun vadeli bir sü- reç olduğunu söyledi. Erdoğan, “Terör, işsizlik, hak ve özgürlükler var, sorun alanları var. Bun- ları ‘demokratik açõlõm’la birlikte çözmekte ka- rarlıyız. Bu AKP’nin ve hükümetin değil, devletin projesidir. Muhatabı da millettir” dedi. Esad ile yaptõğõ görüşmeyi değerlendiren Er- doğan, “Suriye bizim dosttan öte kardeşimiz- dir. Güçlü, refah seviyesi yüksek, komşularıyla problemlerini çözen Suriye bölge için şanstır” şeklinde konuştu. “Son iki ayda Türkiye olarak milli birlik su- reci başlattık. Bu ‘demokratik açõlõm’ sürecidir. Demokrasi ve hukuk kurallarını egemen kıl- mak, halkımızın arzu ve taleplerini karşıla- yabilmek için yeni bir safhaya giriyoruz” diyen Erdoğan, “Türkiye kadar Irak, İran ve Suriye’yi de tehdit eden terör sorununun gündemden çık- masını istiyoruz” şeklinde konuştu. Suriyeilevizesizdönem Çok sayıda sanatçının da katıldığı iftarda İbrahim Tatlıses, Beşşar Esad’la sohbet etti. (AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle