Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
17 EYLÜL 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
Tüketici Güven Endeksi, ağustos ayõnda bir önceki
aya göre yüzde 1.29 oranõnda azalarak 81.30 oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Merkez Ban-
kasõ tarafõndan her ay ortaklaşa düzenlenen ve tüke-
ticilerin harcama, davranõş ve beklentilerinin değer-
lendirildiği, “Aylõk Tüketici Eğilim Anketi”nin 2009
Ağustos ayõ sonuçlarõ açõklandõ. Endeksin alt kalemleri
ve değişim oranlarõna bakõldõğõnda, mevcut dönem-
de satõn alma gücü endeksi temmuz ayõna göre
73.32’den 74.29’a yükseldi, gelecek dönem satõn al-
ma gücü endeksi ise 78.56’dan 77.48’e geriledi.
TÜRK ŞİRKETLERİ ROMANYA’DA İŞ KUYRUĞUNDA
Dõş Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanõ Za-
fer Çağlayan’õn Türk işadamlarõnõ götür-
düğü Romanya, özellikle altyapõ, müteah-
hitlik ve inşaat sektörlerini yakõndan ilgi-
lendiren büyük projeleri gerçekleştirmeye
hazõrlanõyor. Dün başlayan ve Türkiye’den
45 şirketin katõldõğõ gezi öncesinde DEİK
Türk-Romen İş Konseyi’nden yapõlan açõk-
lamaya göre Romen hükümeti aralarõnda 4
koridorlu otoban, Bükreş Tuna Kanalõ, de-
miryollarõnõn modernizasyonu, Bükreş met-
rosu, tarõm ve maden projelerinin arala-
rõnda olduğu büyük projelere hazõrlanõyor.
Yeni teknoparklar ile konut işleri de
bulunan Romanya’da büyük bir
fõrsat olduğunu belirten DE-
İK/Türk-Romen İş Konseyi
Başkanõ Fatih Karamancõ,
Eli boş dönmeyeceğimizi
düşünüyorum” dedi.
POINT HOTEL BARBAROS’A
60 MİLYON AVRO
Özbek Turizm’in, Nippon Hotel ve Point Hotel Tak-
sim’den sonra üçüncü oteli olan Point Hotel Barba-
ros, Esentepe’de açõldõ. Point Hotel Barbaros’ta
çağdaş sanat ve iç mimari ile en son teknolojik yeni-
likler bir araya getirildi. Bünyesinde “İstanbul Kü-
tüphanesi”ni barõndõran otel, şehirle ilgili daha faz-
la bilgi edinmek isteyenlere de açõk. 60 milyon Avro
yatõrõm yapõlan otelin teknolojik altyapõsõ ise Micro-
soft, Sony, Nintendo işbirliği ile gerçekleştirildi.
Tüketici güveni azalõyor
MAKİNECİLERİN UMUDU 2010 FIRSATLARINDA
Ertelenen yatõrõmlarõn yeniden gündeme alõn-
masõyla iş makinelerine olan talepte artõş hõz-
landõ. Türkiye İş makineleri Dis-
tribütörleri ve İmalatçõlarõ Birli-
ği (İMDER) ‘Krizler fõrsatlar do-
ğurur’ sloganõyla sektörün
kayõplarõ-
nõ azalt-
mak ve ge-
rilemeyi
telafi etmek için Sanayi ve Ticaret Bakanlõğõ ile
ortaklaşa ‘Makine Stratejik Eylem Planõ’ hazõr-
lõyor. Bu eylem planõnõn da devreye girmesiyle
2010 yõlõ için yüzde 25 büyüme hedefleniyor. İM-
DER Başkanõ Rõzanur Meral, sektörün 2009 yõ-
lõnda küresel kriz nedeniyle yüzde 48 daraldõğõ-
na dikkat çekerek “Krizin etkilerinin zayõflama-
sõ hükümetin de destekleriyle yeniden küresel oyun-
cu olacağõz. 2010 yõlõnda bir önceki yõla göre yüz-
de 15–25 büyüme hedefliyoruz” dedi.
İNDİRİM SÜRSÜN
Mobilya sektörü de
KDV avantajõ istiyor
Ekonomi Servisi - KDV indiriminin
uzatõlmasõnõ isteyen sektör temsilcile-
rinin verdiği bilgiye göre, kriz döne-
minde aşõrõ stok birikmesiyle üretime ara
veren mobilya sektörü yüzde 10’luk
KDV indirimiyle toparlanmaya başla-
dõ. KDV indiriminin ilk döneminde 1.5
milyar dolarlõk stokunu eriterek üreti-
me yeniden başlayan sektörde satõşlar,
ikinci üç aylõk indirim dönemiyle bir-
likte 5 milyar dolara ulaştõ. Son beş ay-
da işine yeniden kavuşan çalõşan sayõ-
sõ ise 15 bin olarak belirlendi.
KDV indiriminin yõl sonuna kadar
sürdürülmesi durumunda sektör yüzde
10’luk büyümeyle 8 milyar dolarõ aş-
mayõ hedefliyor. Türkiye Mobilya Sa-
nayicileri Derneği (MOSDER) Başka-
nõ Nazif Türkoğlu, KDV’nin yüzde 8
olarak sürmesi halinde işini kaybeden
25 bin kişinin yõl sonuna kadar işine ye-
niden dönebileceğini, kapasite kullanõ-
mõnõn iyileşeceğini belirtti. TOBB Mo-
bilya Sektör Kurulu Başkanõ Davut Do-
ğan, KDV oranõnõn, tekstil sektöründeki
gibi kalõcõ olmasõnõ istediklerini, 250 bin
kişiye istihdam sağlayan sektörde hak-
sõz rekabetin ve kayõt dõşõlõğõn önüne ge-
çilmesi gerektiğini söyledi.
Ülker, tem-
muz ayında
yaptıkları sa-
ha ziyaretle-
rinde satış ya-
pamamaktan
yakınan nok-
taların, artık
kasiyerlerinin
dolu olduğu-
nu, sepet bü-
yüklüğünün
de arttığını
dile getirdi.
Piyasada para dönmeye başladı
Yõldõz Holding Ülker Grubu Başkanõ Ali Ülker: Kasalar yüklü, tüketim geri döndü
İSTANBUL (AA) - Yõldõz
Holding Yönetim Kurulu Üye-
si ve Ülker Grubu (Bisküvi, Çi-
kolata, Şekerleme) Başkanõ Ali
Ülker, yaz mevsiminde çiko-
latanõn meşrubat ve dondurma
gibi farklõ alternatifleri olmasõna
karşõn tüketimdeki azalmanõn
yüzde 20’de kaldõğõnõ belirtti.
Temmuz ayõnda yaptõklarõ sa-
ha ziyaretlerinde satõş noktala-
rõnõn, satõş yapamamaktan, dü-
şük cirolardan şikâyetçi oldu-
ğunu dile getiren Ülker, bu-
günlerde yaptõklarõ saha ziya-
retlerinde ise kasiyerlerin dolu
olduğunu kaydetti.
Ali Ülker, sepet büyüklüğü-
nün arttõğõnõ ve tüketimin geri
döndüğünü gördüklerini anla-
tarak bunun yõl sonuna kadar da
devam edeceğini ümit ettiklerini
söyledi. Kriz döneminde in-
sanlarõn parasõnõn daha da “kıy-
metlendiğini” belirten Ülker,
“Parayı çarçur etmek yerine
tanıdıkları, bildikleri, güven-
dikleri markalara yöneldi-
ler. Belki de bizim çikolatada
büyümemizin etmenlerinden
bir tanesi budur. Ucuza kaç-
mak günümüzde krize pek
çare değil. Belli bir gelir se-
viyesini devam ettiren kitle
bildiği, tanıdığı, güvendiği
markalara yöneldi. Ancak
çok zor durumda olan, işini
kaybetmiş insanlar da tasar-
ruf etmek adına toplu indirim
mağazalarına yöneldiler” şek-
linde konuştu.
Ali Ülker, yeni bir alana gir-
me hedefleri bulunup bulun-
madõğõna ilişkin bir soruya da
“Ülker’in şu an için böyle
bir planı yok. Finansal imkânı
olanlar için bu dönemde fır-
satlar var. Ancak rekabetin
çok arttığı bu dönemde arzu
edilen büyümeleri yakala-
mak, yeni bir ürünle piyasa-
ya girmek ve yeni bir marka
oluşturabilmek kolay değil”
karşõlõğõnõ verdi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Devlet Bakanõ ve Başbakan
Yardõmcõsõ Ali Babacan, mayõs
sonunda açõklanmasõ gereken 2010-
2012 Orta Vadeli Ekonomik Prog-
ramõ dün açõkladõ. Programa göre
2009’da daralma yüzde 3.6’dan
yüzde 6’ya revize edildi. Yõl so-
nunda Merkezi Yönetim Bütçe Açõ-
ğõ 66 milyar liraya çõkacak. Faiz dõ-
şõ denge de 21 milyar lira açõk ve-
recek. Piyasa iç borç çevirme ora-
nõ yüzde 78’den yüzde 112’ye çõ-
karõlõrken, işsizlik yüzde 14.8 se-
viyesinde kalacak. Babacan, “IMF
ile anlaşma yapılırsa bu program
üzerinden yapılacağını” söyledi.
Programõn kaynak ihtiyacõ için
“vergi artışı yapılmayacağını”
belirten Babacan, elektriğe gelecek
zamlarõn devam edeceği mesajõ ve-
rirken, Çalõşma ve Sosyal Güvenlik
Bakanõ Ömer Dinçer hastalardan 2
TL olarak alõnan tedavi katkõ payla-
rõnõn bazõ kademelerde arttõrõlacağõnõ,
özel hastane farkõnõn yüzde 30’dan
yüzde 70’e yükseltileceğini, sigorta-
nõn ödediği ilaç paylarõnõn da orijinal
ilaçlarda yüzde 100’den; eşdeğer ilaç-
larda da yüzde 80’den yüzde 60’a çe-
kileceğini söyledi.
Babacan, yeni Başbakanlõk bina-
sõnda düzenlediği basõn toplantõ-
sõnda, 2009 yõlõnda gayri safi yur-
tiçi hasõlanan (GSYİH) yõllõk orta-
lamada, toplamda yüzde 6 civarõn-
da gerileyeceğini beklediklerini ifa-
de ederek, “Dönemler itibarıyla
baktığımızda 2009 yılının ilk çey-
reği biliyorsunuz açıklandı. Da-
ralma yüzde 14.3, ikinci çeyrek
yüzde 7 oldu. Son çeyrekte pozi-
tif büyüme rakamı olası görülü-
yor. Ancak buna ‘garanti’ diye-
miyoruz” diye konuştu.
İşsizlikte hedef yüzde 14.8
Ekonomideki bu daralmanõn Tür-
kiye’de istihdamõn azalmasõna ve iş-
sizliğin artmasõna yol açtõğõna dik-
kati çeken Babacan, “Türkiye’de
de işsizlik oranları geçen yıl or-
talamada yüzde 11 iken, bu yılın
ortalamasına baktığımızda yüzde
14.8’lik bir işsizlik rakamı bekli-
yoruz” dedi. Babacan, 2009 yõl
sonu enflasyon tahminlerinin de
yüzde 5.9 olduğunu söyledi.
Yurttaşõn yükü daha da artacak. Faiz dõşõ denge 21 milyar lira açõk verecek. İşsizlik yüzde 15’lere yaklaşacak
soner@cumhuriyet.com.tr
Su altında kalmış yerleşim merkezlerinin havadan
görüntüleri, hayal gücünüzle gerçeği algılamaya ça-
lışmıyorsanız, estetik bile sayılabilir. Şimdilerde sular
çekilip çamurla kaplı evlere, fabrikalara, sokaklara ka-
meralar zum yaptığında, selin verdiği zararlar insan-
ların anlatımlarıyla dillendirildiğinde, gördüklerimiz, duy-
duklarımız bizi çok daha fazla rahatsız ediyor...
Dünün medya gündeminde aslını ararsak, selin bo-
yutlarını yeni yeni kavradığımız insana, üretime, eko-
nomiye dönük sonuçları, belediyeler, siyasi iktidar baş-
ta yönetim erkinin sorumsuzlukları, doğal afeti katla-
yan insan kusurları, yağma düzeninin sonuçları gün-
demin alt sırasına düşmüştü. Genel ekonomik gidi-
şattaki olumsuzlukları ortalığa saçan güncel ekono-
mik gelişmeler ağır basmıştı...
Galiba IMF ile zorunlu anlaşmaya hiç bu kadar yak-
laşılmamıştı. Resmi anlaşma olsun olmasın, açıklan-
sın açıklanmasın; fiili IMF eksenli kararların hükümet
kararları olarak gündeme taşınması söz konusuydu.
Ekonomiye dönük hangi veriye bakılırsa bakılsın, sel
sularının yarattığı felaketin görünmezliğinin ardından,
balçık gibi çamurla kaplı alanlarda ortaya çıkan ger-
çekler, felaketlerin gözümüze gözümüze sokulur
halleri gibiler...
Türkiye tarihinde hiç yaşanmamış bir bütçe soru-
nu ile yüz yüzeyiz; selden çok önce, Başbakan Er-
doğan’ın dünya ekonomik krizinin teğet geçtiğini id-
dia ettiği aylara ait bütçeler, denk düşürülemediği, işin
içinden çıkılamadığı için yasalar ayaklar altına alına-
rak düzenlenemiyor, açıklanamıyor... Seçim kazan-
maya dönük, sadaka düzeni içerikli ya da kimi sermaye
gruplarını kurtarmaya yönelik hükümetin ekonomik ka-
rarlarında öylesine çuvallanmıştı ki.. Sonuç verilerden
en iktidar yanlısı ekonomi yorumcuları bile, olumlu cüm-
lecikler türetemiyor, krizi hafifletmeye yönelik anlamlı
kararın olamadığını itiraf etmek zorunda kalıyorlar...
Dahası kriz destekleri ile kıpırtatılmış tüketim, to-
parlanmaya çalışılan üretim verileri beklenenden çok
olumsuz sonuçlar içeriyor. Yaz aylarının tarım, turizm
istihdamı ile işin doğası gereği tırmandırılabilmiş iş ka-
pasitesi bile işsizlik verilerini toparlamadı. Gerçek is-
tihdam yaratmaya ilişkin veri yok. İşsizliğin kronik ar-
tışını ortaya koyan yeni veriler dudak uçuklatıyor...
Eksi büyüme verilerinde geçen aylara ilişkin ra-
kamlarda olumsuz düzeltmeler yapma zorunluluğu bir
yana, gelecek aylar, yılların hedeflerinde de olumsuz
düzeltmeler zorunlu. Türkiye, geçmiş krizinden bağı-
şıklı, en az zararla atlatması gereken dünya ekonomik
krizinden, hükümetin yanlış ekonomik kararları ya da
karsızlıkları sayesinde, en çok zarar gören, geleceğe
dönük de en ağır bedeller ödeyecek ülkelerin başını
çekecek konuma geldi.
Ecevit’in koalisyon hükümetinin tüm partilerine ağır
seçim kayıpları olarak geri dönen, Türkiye krizinin ar-
dından, bedelini geçmiş iktidarlar ödemiş olarak ya-
kalanan avantaj; (çöküşün ardından otomatik topar-
lanma süreci) gerçeği bir yana. Erdoğan hükümetle-
ri Ortadoğu halklarına çok pahalıya mal olan, mil-
yonlarca Iraklının öldüğü ABD, emperyalizmin Irak iş-
galinin ürünü, kanlı petrolün getirisinin, piyasaların ön-
lenemez yükselişinin rüzgârlarını yakalamışlardı. Ece-
vit hükümetinden miras ekonomik paketler üzerine bir
şey eklemeden, bu rüzgârın yönlendirmesinde yelken
kullanmak yetmişti...
Erdoğanizm piyasalar düzeninde, Türk parasının ya-
pay değerinde gelen sıcak para, Japon-Yunan emek-
li kadınının, Ayşe teyzesinin gelirinin katlanması, ho-
vardaca üretmeden tüketme, ihraç edilen ürünlerin bi-
le ortalama yüzde 65’lerini ithal etme gibi çarpık bir
düzenin yanında.. sosyal devletten vazgeçme, sadaka
düzeni politikalarıyla insanımıza ödetilen ağır bedel-
ler bir güzel saklandı, geleceğe yönelik kalıcı hale ge-
tirildi...
Dünyada çok az örneği görülebilecek biçimde, Tür-
kiye ekonomik verilerle ortalama yüzde 7’lerde bü-
yürken kanlı petrolün getirisiyle bile olsa, parlak
pembe tablolar çizilirken, emeğin hakkı üzerindeki
damping, yıkım görülmedi. Çalışanların gerçek ücretleri;
ekonomi büyürken, birileri vurgun düzeninde, piyasalar
ekseninde bu büyümeden çok büyük paylar alırken,
gerçek işçi ücretleri yerinde saydı. Türkiye’nin büyük
krizinde düştüğü 2001 yılındaki değerinde kaldı. Er-
doğan iktidarlarında 2007 yılındaki gerçek değerinden
söz ediyorum, yeni dünya krizinin Türkiye’yi vurma-
sının ardından geldiği bugünkü çok daha gerilerdeki
değerleri henüz bilmiyoruz.
Erdoğanizmin sahte yapay piyasalar düzeni yük-
selişlerinde, işsizlik de büyüme ile ters orantılı olarak
küçülmedi. Şimdi yeni krizle birlikte işsizlikte dudak
uçuklatan hızda patlama yaşanıyor. Bir yanda siya-
sal İslamın sivil darbesiyle yaratılmış iktidarın yan-
daşlarına yaşamın her alanında türetilmiş zenginlik-
ler, pervasız sunulurken; iktidar erkini yakalamışla-
rın saadet zinciri içinde çevrelerine halkalar olarak uza-
nan vurgun yağma düzeni katlanırken... Diğer yanda
yoksullaşan, yoksunlaşan, gelirlerini kaybeden, işsiz
kalanlarda milyonlarla sayılan büyük patlama... He-
sabı sorulmayacak mı?..
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Sel Gider Çamuru Kalır
Ali Ülker, çikolatada yõlõn 7 ayõnda yüz-
de 18’lik büyüme kaydettiklerini,
2009’u yüzde 20 büyüme ile kapatma he-
defleri bulunduğunu bildirdi. Ülker, çikolata
ve şekerin yüzde 15’inin bayramlarda sa-
tõldõğõnõ hatõrlatarak, Türkiye’de yõlda 14 bin
500 ton şeker satõşõ yapõldõğõnõ bildirdi. İk-
ramlõk çikolatada tonaj pazar paylarõnõn yüz-
de 33, ciro pazar paylarõnõn yüzde 35, top-
lam çikolata pazarõnda yüzde 60 olduğunu
bildiren Ülker, “Bayram dönemlerinde sa-
tışlarımız 3 kat artıyor. Satılan üç çikola-
ta kutusundan biri de Ülker... Ciromuz 100
milyon TL’ye ulaşıyor. Bu yıl da büyüme
bekliyoruz” dedi.
Ülker, Godiva’nõn da büyüdüğünü belir-
terek, “Yeni pazarlara açılımla büyüyor. İk-
ramlık üzerine yoğunlaşan bir şirket. Ora-
dan, ikramlık pazarı Türkiye’de nasıl bü-
yütürüz diye bizim de alacağımız dersler var.
Dersimizi çalışıyoruz. Godiva daha Türki-
ye’ye gelmedi. Çalışıyoruz” diye konuştu.
Godiva’yõ Türkiye’ye getireceğiz
Yüzde 6’lõk daralma programõ
Buna karşõlõk Babacan, programõn
kaynağõna ilişkin soruyu “Elektrik
KİT’lerinden beklediğimiz, zarar
etmesinler” diye yanõtlayarak elektrik fiyatlarõna
yapõlan zamlarõn devam edeceği mesajõnõ verdi.
Orta vadeli program sonunda açõklandõ. IMF
ile anlaşma yapõlõrsa bu program üzerinden
yapõlacağõnõ söyleyen Başbakan Yardõmcõsõ
Ali Babacan, hedefleri gerçekleştirmek için vergi
artõşõna gidilmeyeceği taahhüdünde bulundu.
Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Ömer
Dinçer de sağlõk sisteminde vatandaşa binen
yükün artacağõ konusunda açõklamalarda
bulundu. Hastalardan alõnan tedavi katkõ paylarõ
arttõrõlacak sigortanõn ödediği ilaç paylarõ ise azaltõlacak.
Devlet Bakanõ Babacan, belli bir süreden
beri IMF ile görüşmelerin farklõ
şekillerde devam ettiğini, gelinen
noktada orta vadeli program temelinde
bir tur daha görüşeceklerini,
mutabakata ulaşmalarõ halinde stand-
by düzenlemesi yapacaklarõnõ söyledi.
Türkiye’nin şu anda IMF’ye 7-8 milyar
dolar civarõnda borcu bulunduğunu ve
bu borca yõllõk yüzde 2.1 oranõnda faiz
ödendiğini anõmsatan Babacan, IMF
kaynaklarõnõn piyasa şartlarõndan daha
uygun olduğunu, bu açõdan ülke
ekonomisine katkõda bulunacağõnõ
kaydetti. “Programa baktõğõnõzda
göreceksiniz ki IMF finansmanõ
olmazsa olmaz değildir” diyen
Babacan şöyle devam etti:
“Hazõrlõklarõmõzõ yaparken şöyle bir
varsayõmda bulunduk; eğer IMF ile bir
anlaşma yaparsak kullandõrõlacak
kaynaklar doğrudan piyasaya
kullanõma sunulacak. Bizim iç
borçlanma ihtiyacõmõz IMF’den
sağlanacak kaynakla azalacak.
Dolayõsõyla içerden borçlanacağõmõz
rakam kadar gideceğiz, dõşardan
borçlanacağõz ve bu kaynak Türk
bankacõlõk sektörünün özel tüketim ve
yatõrõm için kullandõrabileceği kaynak
haline gelecek.
Şunu söyleyebilirim ki, IMF ile
görüşmelerimiz olumlu yönde
seyrediyor. Orta Vadeli Program ile
IMF teknisyenlerinin Türkiye’ye ve
dünyaya bakõşõ önemli ölçüde
birbirine yaklaşmõştõr, 3-4 ay önce
böyle değildi.”
IMF ile devam
sinyali verdiler
Bu yıl bütçede açık 66 milyar lirayı bulacak
Orta Vadeli Programõ açõklayan Devlet Bakanõ
Babacan, bütçeyle ilgili de şunlarõ söyledi:
“2009 yılı başında yaklaşık 10 milyar lira
olarak görünen 2009 yılı merkezi yönetim büt-
çe açığının yıl sonu itibarıyla yaklaşık olarak
63 milyar liraya ulaşmasını bekliyoruz. Ki bu
GSYİH’ye oran olarak baktığımızda 2008 için
1.8 olan bu oranın 2009’da yüzde 6.6’ya
yükseleceğini görüyoruz. Yine faiz dışı den-
ge açısından baktığımızda ise yılbaşında büt-
çemizde yaklaşık 30 milyar lira civarında faz-
la vermesi öngörülen program tanımlı faiz dı-
şı dengenin yıl sonu itibarıyla 21 milyar lira
açık vermesini bekliyoruz. Bunun da
GSYİH’ye oranına baktığımızda yüzde 2.1’e
tekabül ediyor. Yani yıl sonu itibarıyla bek-
lentimiz merkezi yönetimin bütçe açığı yüz-
de 6.6 oranında gelişmesi, toplam kamu faiz
dışı dengesinin de eksi 2.1 oranında gerçek-
leşmesi...”
Bütçe dengesindeki bu gelişme ve ekonomik
daralmanõn son 7 yõl boyunca sürekli azalmak-
ta olan AB tanõmlõ genel yönetim nominal borç
stoğunun GSYİH’ye oranõnõn da artmasõna yol
açtõğõnõ belirten Babacan, 2008 yõlõ sonunda yüz-
de 39.5’a düşmüş olan bu oranõn 2009’da yüz-
de 47.3’e yükseleceğini öngördüklerini kaydet-
ti. Babacan 2006-2007-2008 döneminde yüzde
80 civarõnda seyreden piyasa iç borç çevirme ora-
nõnõn Ocak-Eylül döneminde yüzde 112’ye
yükseldiğini vurguladõ.
Cari işlemler dengesinin geçen yõl 41.5 milyar
dolardan bu yõl temmuz sonu itibarõyla 16.2 mil-
yar dolara indiğini ifade eden Babacan yõlõn tü-
mü için “yaklaşık 11 milyar dolar civarında”
açõk öngördüklerini belirtti.
Yargõya çatmayõ unutmadõ
Orta Vadeli Programı rötarlı olarak
açıklayan Devlet Bakanı Babacan,
yargıya çatmayı da unutmadı. Baba-
can, Türkiye ekonomisinin önünü
açmak için yargı sisteminde refor-
mun yapılmasının zorunlu olduğu-
nu ileri sürerek “Öngörülebilir bir
yargı sistemi, öngörülebilir sonuçlar
ve evrensel hukuk uygulamaları ile
daha dengeli hale getirilmesi, Adalet
Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı yar-
gı reformu süreci çok önemli” dedi.