22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA 14 EYLÜL 2009 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 24 Edirne PB 26 Kocaeli B 27 Çanakkale PB 24 İzmir B 27 Manisa B 27 Aydın B 28 Denizli PB 27 Zonguldak Y 23 Sinop Y 25 Samsun Y 25 Trabzon Y 24 Giresun Y 23 Ankara PB 24 Eskişehir PB 26 Konya PB 24 Sıvas PB 23 Antalya PB 28 Adana Y 30 Mersin Y 29 Diyarbakır PB 33 Şanlıurfa PB 32 Mardin PB 29 Siirt PB 31 Hakkâri PB 24 Van PB 24 Kars Y 22 Oslo PB 17 Helsinki PB 18 Stockholm PB 18 Londra Y 20 Amsterdam Y 20 Brüksel Y 18 Paris PB 19 Bonn Y 18 Münih Y 14 Berlin Y 19 Budapeşte Y 23 Madrid Y 27 Viyana Y 18 Belgrad Y 26 Sofya Y 22 Roma Y 24 Atina Y 27 Zürih Y 18 Moskova Y 22 Aşkabat PB 37 Astana Y 22 Taşkent A 36 Bakû B 25 Bişkek PB 30 Tiflis PB 31 Kahire B 30 Şam A 32 Ülkemizin kuzey kesimle- ri ile Akdeniz parçalı ve çok bulutlu, Batı ve Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Akde- niz ile Ardahan, Kars, Er- zurum ve Sakarya çevre- leri sağanak, diğer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Yağışların; Trabzon, Rize, Giresun ve Artvin çevrelerinde kuvvetli ol- ması bekleniyor. AÇI MÜMTAZ SOYSAL Çözümleme DÜNKÜ Cumhuriyet’in köşelerinden iki yazıyı okuyanlar bugünkü Türkiye’nin düştüğü durumları açıklayacak bir çözümlemenin ipuçlarını yakalamış olmalıdırlar. Öztin Akgüç, “emperyal güçler” dediği eski dün- ya egemenlerini, Kemalist Cumhuriyetin kurulması- nı engelleyemeyip Lozan’da geri adam atmak zorunda kalınca o zamandan beri Türkiye’yi zayıflatmak için hep cumhuriyet karşıtlarını kullanmakla suçlamak- taydı. Akgüç’e göre, din, medya, etnik köken, iş iliş- kisi, çıkar sağlama gibi her aracı deneyen bu güç- lerin destekledikleri bütün öneri, proje, politika ve si- yasal akımlar, bir-iki ufak çaplı istisna dışında, ge- nellikle Türkiye Cumhuriyeti aleyhine olmuştur. Başbakan Erdoğan için yapılan Putin benzetmesini ele alan Nilgün Cerrahoğlu ise, şimdiki Rusya’da “devasa medya patronlarının domino taşları gibi bir- biri ardına düşmesini sağlayan alyapı”yı oluşturmuş etkenler arasına, “Rus toplumunda kökleri derin olan servet düşmanlığı”ndan başka bir de şunu ek- lemekteydi: Ortak değerler etrafında birleşememiş bir kamuoyunda egemen olan “gelen ağam, giden pa- şam” kültürü. Belkide, Türkiye’deki “aydın”ların bölünüşünü ve Putin’e benzetişin unsurlarından biri olarak “biat kül- türü”nü anımsatırcasına. İntelligentsiya, 19. yüzyıl sonlarının Rusyası’nda eği- timli orta sınıfın öğretmenlerine, doktorlarına, avu- katlarına, hatta bazı yüksek memurlarla subaylara ve- rilen ve özellikle Marksist tartışmalarda sözü geçen bir toplum kesiminin adıdır. Bizdeki “aydınlar” klişesi oradan gelmiş olsa gerek. Ne var ki, Çarlık Rusyası’ndakiler ile bizim şimdi- ki kesim arasında, bu kez Batı’nın tutumundaki de- ğişiklik yüzünden, bazı önemli farklar oluşmuştur. Çarlık döneminin intelligentsiyası, büyük çoğun- luğuyla Batı’nın ve özellikle Fransa’nın etkisiyle, bi- raz Osmanlı’nın meşrutiyet “münevver”leri gibi reji- min temel niteliğine karşı olmakta birleşmekteydi. Oy- sa şimdinin Batı’sı, Akgüç’ün belirttiği gibi, Cumhu- riyeti zayıflatıcı kavramları dayatmak istemekte, bi- zim “iyi yetişmiş”lerin bir bölümü de o “aydın”lığa koş- maktadır. Aynı etki, yerel propagandacılığını yine bir bölüm “aydın”ın üstlendiği küreselciliğiyle ve IMF’si, Dün- ya Bankası, AB’siyle, Cumhuriyetin ekonomik kal- kınma ideolojisini karartmış ve nereye yöneleceğini tam kestiremeyen bir Türkiye yatmıştır. Dolayısıyla düştüğümüz durumların nedenlerinden biri de kamuoyunu ve yönetici sınıfı bir ölçüde et- kileyen o yerli intelligentsia bölümünün bağımsız dü- şünme yetisini yitirmiş olmasıdır demek hiç yanlış ol- maz. Oysa Cumhuriyet devrimlerinin asıl amacı, tam da bu noktada, bağımsız düşünebilen ve davrana- bilen kuşaklar yetiştirmekti. Bu “kısmi” başarısızlığı- mızın nedenlerini düşünmek ve kökünden yok etmek cumhuriyetçiliğin temel ödevi olmalıdır. 21. Yüzyõl Türkiye Enstitüsü’nün, Ermeni açõlõmõ raporunun başlõğõ ‘Tehlikeli Üçgen: Türkiye-Azerbaycan- Ermenistan’ ‘Ermenistan’ı kurtarma’ süreci BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Hükümetin ge- çen hafta Ermenistan ile parafe ettiği iki protokolün ayrõntõlarõ- nõ mercek altõna alan Ankara merkezli düşünce kuruluşu 21. Yüzyõl Türkiye Enstitüsü, “Teh- likeli Üçgen: Türkiye-Erme- nistan-Azerbaycan” başlõğõ ile hazõrladõğõ raporda, “Ermenis- tan’ın beklentisinin az tavizle çok şey kazanmak” olduğu saptamasõnõ yaptõ. Raporda, hü- kümetin açõlõmõnõn; Gürcistan’õn Bağõmsõz Devletler Toplulu- ğu’ndan çõkmasõndan sonra İran sõnõrõ dõşõnda bütün dünya ile bağlantõsõ kesilmiş olan Erme- nistan’õ kurtarma süreci olduğu belirtildi. Kafkasya uzmanõ Dr. Ali As- ker tarafõndan hazõrlanan ve Ermeni açõlõmõ sürecinde An- kara-Bakû ilişkileri konusunda değerlendirmelerin de bulun- duğu raporda şu görüşlere yer verildi: ?Rusya-Gürcistan savaşõ son- rasõ Gürcistan’õn BDT üyeli- ğinden çõkmasõ Ermenistan’õ ekonomik açõdan daha da sõ- kõntõlõ duruma düşürmüştür. Bu durum Ermenistan’õ Rusya’nõn “kucağından çekip almak” için Washington açõsõndan iyi bir fõrsat olacaktõr. ABD kendi le- hine olan bu durumdan fayda- lanmak istemektedir. Karabağ’a değinilmiyor ? Protokollerde Karabağ ko- nusuna değinilmemektedir. Bu- na rağmen Bakû, Ankara’nõn Er- menistan’õ somut adõmlar at- maya zorlayacağõna inanmak istemektedir. ? Azerbaycan’õn başka bir beklentisi de Ermeni işgalinin BM’nin müzakeresine taşõnma- sõ ve işgal konusunda beşinci bir kararõn alõnmasõnõ sağlamaktõr. Bakû Türkiye’nin bu konuyu BMGK gündemine taşõmasõnõ istemektedir. ? Protokol metinleri, Erme- nistan’õn belli adõmlar atmasõnõ gerektirmektedir. Bu adõmlar arasõnda Ermenistan’õn devlet armasõnda değişiklik yapmak, Türkiye’ye karşõ toprak iddia- sõnõn yer aldõğõ Bağõmsõzlõk Bil- dirgesi’ne atõfta bulunan Erme- nistan Anayasasõ’nõn başlangõç hükmünde değişikliğe gitmek gibi önemli düzenlemelerin ya- põlmasõnõ gerektirmektedir. An- cak Dõşişleri Bakanõ Edvard Nalbandyan, protokolün mü- rekkebi kurumadan Erivan’da yaptõğõ basõn toplantõsõnda Tür- kiye ile imzalanmõş protokoller Ermenistan’õn Kars Antlaşma- sõ’nõ tanõmasõ anlamõna gelme- diğini vurgulamõştõr. ? Ermeniler soykõrõmõn ta- nõnmasõnõ vazgeçilmez ulusal bir dava olarak nitelemektedirler. Bu dava Ermenistan devletinin kurucu belgelerinde yer almak- tadõr. Kurulmasõ öngörülen ko- misyon, tarih mücadelesi açõ- sõndan diplomatik veya psiko- lojik olarak Türkiye’de birçok insanõn düşündüğünün aksine önemli bir kazanõm olmaya- caktõr. Ermeniler Türklerle tar- tõşmanõn bir yararõ olmadõğõnõ söyleyeceklerdir. Ayrõca Eri- van, ortak tarih alt komisyo- nunda herhangi bir soykõrõm konusunun ele alõnmayacağõnõ ifade etmiştir. Ciddi görüş ayrılığı var ? Ankara ve Erivan arasõnda protokol hükümleri konusunda ciddi görüş ayrõlõklarõ vardõr. Türkiye’de Ermenistan tarafõnõn sürece ilişkin geliştirdiği söy- lemler tam algõlanmamakta ve- ya Türk kamuoyuna yeteri kadar aktarõlmamaktadõr. Protokol hü- kümleri Ankara ve Erivan’da farklõ şekillerde yorumlanmak- tadõr. ? Bu süreçte Ermenistan’la ilişkiler kurulmasõna rağmen Karabağ konusunda bir ilerleme sağlanamayacaksa Azerbaycan basõnõnda Türkiye aleyhinde bir kampanya başlayacaktõr. Azer- baycan iktidarõ sessizliğini bo- zacak ve Rusya’ya daha fazla yaklaşacaktõr. Böylece Azer- baycan-Türkiye ilişkileri belki de bu zamana kadar yaşanma- mõş boyutta bir yara alacaktõr. ? Türkiye veya ABD’nin bas- kõlarõ sonucunda sürece paralel olarak Ermenistan bazõ küçük ta- vizlerde bulunabilir. Azerbaycan açõsõndan çok da anlam ifade et- meyen küçük tavizler karşõsõn- da Türkiye süreci devam etti- rirse, Bakû ile ilişkiler sõkõntõlõ bir aşamaya girecektir. Türki- ye’nin süreci askõya almasõ ise onu suçlu duruma düşürebilir. ? Ermenistan’la diplomatik ilişkiler, sõnõr sorununun çözü- mü Türkiye için siyasi ve eko- nomik çõkarlar açõsõndan pek an- lam ifade etmemektedir. Bu sü- reçte Karabağ sorununun çözü- münde ciddi bir ilerleme sağla- nacağõ ihtimali de çok düşüktür. O zaman bu süreç sadece “Er- menistan’ı kurtarmak” süre- ci olacaktõr. OKTAY EKİNCİ Ulaştõrma Bakanõ Binali Yıldı- rım, basõnõ davet ettiği iftar yeme- ğinde “Karadeniz yolunun, çev- renin korunması için kıyı şeri- dinden uzaklaştırılarak devam edeceğini” açõkladõ. Kõyõ Emniye- ti Genel Müdürlüğü’nün Anadolu Hisarõ Sosyal Tesisleri’ndeki ye- mekte sorularõmõzõ yanõtlayan Yõl- dõrõm, özellikle 3. köprü için “bilim ve uzmanlık çevrelerinin katılı- mıyla özel çalıştay istediğimizi” belirtince de şunlarõ söyledi: “Or- tak akıl her zaman mümkündür. Hiç kimse bu güzel İstanbul’un, ülkemizin güzel bölgelerinin yok olmasını istemez...” Ulaştõrma Bakanõ Yõldõrõm’õn 11 Eylül 2009’daki “iftar yemeği ve ba- sınla sohbet” toplantõsõnda güncel konularõ “karşılıklı konuşma” ola- nağõ bulduk. Ulaştõrma Şûrasõ Ko- ordinatörü Prof. Dr. Metin Yereba- kan’õn bakanlõk tarihi anlatõrken “çekirdeğimiz demiryollarıdır...” anõmsatmasõ, konuşmalarõn da yeni demiryolu projelerinde yoğunlaş- masõna neden oldu. 1950’lerden son- raki “yarım yüzyıllık ihmal” nede- niyle yeni çalõşmalarõn görülemedi- ğinden yakõnan Bakan Yõldõrõm, “27 Eylül’deki şûradan sonra ulaştır- ma gündemimizde demiryollarının öne çıkacağını” söyledi. Kõyõ Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı, Müsteşar Habip Soluk ve Strateji Başkanõ Kenan Bozgey’in de katõldõklarõ toplantõda Bakan’a yö- nelttiğimiz sorular üzerine yaptõğõ açõklamalar özetle şöyle: Körfez köprüsü İTÜ’deki ulaştõrma uzmanlarõ, İzmit Körfez Köprüsü’nden Bursa, Ko- caeli ve İstanbul metropollerini Ege’ye ve tüm Anadolu’ya bağlaya- cak bir demiryolu geçişini zorunlu gö- rüyorlar... Bunu anõmsatmamõz üzerine “As- lında biz de istiyoruz ve ihale şart- namesine bile koyduk” diyen Ba- kan, ardõndan “neden vazgeçildiği- ni” ise şöyle açõkladõ: “3 km’lik açıklıkta teknik olanaksızlıkların bulunduğu, ayrıca yap-işlet- devret yöntemi için de ekonomik olmayacağı belirtildi...” Karadeniz yolu Başbakan, 2007’de Karadeniz kõyõ yolunu açarken “İnşallah bu yol ta- mamen sahilden İstanbul’a devam ederek 3. köprüyle birleşecek” de- miş ve eklemişti: “Benim rüyam bu...” Erdoğan’õn bu rüyasõ gerçekleşirse aynõ yolun kõyõ yaşamõ ve çevre üze- rindeki tahribatõ da aynen devam ede- ceğinden, hiç değilse Batõ Karade- niz’de bunun önleminin alõnõp alõn- mayacağõnõ sormamõz üzerine de Yõl- dõrõm şu yanõtõ verdi: “Bir siyasetçi olarak bunu ya- nıtlamam zor ama doğanın bir be- kâreti var. İlk proje vazgeçileme- yecek bir noktadaydı, biz de ta- mamladık. Ama şimdi Sinop’tan sonrası tekrar değerlendiriliyor; aynı konseptle gitmeyeceğiz; ola- bildiğince güneye (kõyõdan içeriye) çekmeye gayret ediyoruz...” 3. köprüde ‘Ortak Akıl’ En tartõşmalõ proje olan 3. köprüye güzergâh belirlenmesi için de Başba- kan’õn “helikopter etütleri”nden bi- lim dünyamõzõn “rencide” olduğunu belirtmemiz üzerine Yõldõrõm’õn açõk- lamalarõ da aynen şöyle: “3. köprü Başbakan’ın, bakanın ve belediye başkanının helikopter- den belirleyeceği güzergâhla sınır- lı değil. Bunun evveliyatı 1993 yılı- na gidiyor. 6 güzergâhta çalışma ya- pılmış ve bunlar Başbakan’a da gösterilmek istenmiştir.” Helikopter gezilerinin, “karar” için değil “bilgilendirme” için oldu- ğunu vurgulayan Bakan Yõldõrõm’a; “Demokratik açılımı biz de 3. köp- rüde istiyoruz; akademisyenlerle meslek odaları temsilerinin, ba- kanlık ve belediye uzmanlarıyla birlikte katılacakları bir çalıştay ta- lep ediyoruz...” dediğimizde ise dü- şüncelerini şöyle açõkladõ: “Ortak akıl her zaman müm- kündür. Hiç kimse bu güzel İstan- bul’un, ülkemizin güzel bölgelerinin yok olmasını istemez... İhtiyaçlar bir tarafta ve hassasiyetler bir tarafta ve bunların dengesinin iyi kurulması gerekiyor..” Ulaştõrma Bakanõ sohbetin sonla- rõnda yeni projelerini anlatõrken “Me- sela Çanakkale köprüsü de gün- demde, ona da itirazınız var mı?” di- yerek bu kez bize soru sorunca, şu ya- nõtõmõzõ da sadece gülümsemeyle kar- şõladõ: “O konuda da Çanakkaleli si- vil kuruluşlar ile yine bilim çevre- leriyle çalıştaylar yaparak karar vermelisiniz...” Bakalõm o günkü sohbet boyun- ca õsrarla dile getirdiğimiz “ulaş- tırmada da demokratik açılım” beklentilerimiz, 27 Eylül-1 Ekim 2009 günlerinde İstanbul’da yapõ- lacak “10. Ulaştırma Şûrası”nda gerçekleşebilecek mi? Ulaştõrma Bakanõ Yõldõrõm, 3. köprü için ‘Ortak akõl her zaman mümkündür. Hiç kimse bu güzel İstanbul’un, ülkemizin güzel bölgelerinin yok olmasõnõ istemez’ derken, Karadeniz sahil yolu projesiyle ilgili sorularõ ‘Sinop’tan sonrasõ tekrar değerlendiriliyor; aynõ konseptle gitmeyeceğiz; olabildiğince güneye çekmeye gayret ediyoruz” diye yanõtladõ. BATMAN (Cumhuriyet) - Batman’da koru- cular anõz yakma nedeniyle tartõştõklarõ iki kar- deşe bir akaryakõt istasyonunda saldõrdõ. Olayda 5 kişi yaralanõrken 1 araç da kundaklandõ. Koru- cularõn, araç içindeki 21 bin TL’yi de aldõğõ id- dia edildi. Batman’õn Akça köyünde yaşayan Ramazan ve Mustafa Güneş kardeşler Recepler köyü ya- kõnlarõndaki tarlalarõnda anõzlarõ yakarken koru- cularla tartõştõ. Korucular, Güneş kardeşlerin sõ- ğõndõğõ akaryakõt istasyonuna saldõrdõ. İki karde- şin kendilerine teslim edilmesini isteyen korucu- lar, etrafa rasgele ateş açtõ. Açõlan ateş sonucu Ci- han Yurdem, Özgür Yurdem, Hakkı Yurdem, Sedat İlkgün ve Mehmet Konaç yaralandõ. Akaryakõt istasyonu sahibi Tevfik Yurdem, ken- dilerine sõğõnan iki kişiyi teslim etti. Bu sõrada olay yerine ulaşan jandarma ekipleri, korucular tarafõndan tartaklanan Ramazan ve Mustafa Gü- neş kardeşleri kurtardõ. Yaralõ 5 kişi Batman Dev- let Hastanesi’nde tedavi altõna alõnõrken, bõçak darbesiyle ağõr yaralanan Sedat İlkgün’ün sağlõk durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. Akaryakõt istasyonunda bulunan Mehmet Ko- naç’a ait araca taş ve sopalarla saldõran korucu- larõn, araç içindeki 21 bin TL parayõ da aldõğõ id- dia edildi. Akaryakõt istasyonu sahibi Tevfik Yurdem, “Canımızı zor kurtardık. İstasyonu- muzda 250 bin TL’lik zarar var. Korucular- dan davacıyız” dedi. Akaryakõt istasyonu jan- darma ekiplerince koruma altõna alõnõrken olaya karõştõklarõ iddiasõyla 9 kişi gözaltõna alõndõ. Korucu saldırısı: 5 kişi yaralandı ANIZ YAKMA TARTIŞMASI ‘Zorunlu din dersi kaldõrõlsõn’ eylemi İstanbul Haber Servisi - Alevi dernekleriyle bazõ sendika ve demok- ratik kitle örgütleri Taksim’de “zo- runlu din dersinin kaldırılması” is- temiyle oturma eylemi yaptõ. “Darbeciler yargılansın zorunlu din dersi kaldırılsın” yazõlõ büyük bir pankart açarak Taksim tramvay durağõnda toplanan grupta yer alan çocuklar da “Diyanet’e değil eğiti- me bütçe”, “Devlet, inancımdan eli- ni çek” yazõlõ dövizler taşõdõ. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) İstanbul şubeleri adõna konuşan Eyüp Şube Başkanõ Hüse- yin Güzelgül, 12 Eylül askeri mü- dahalesinin ardõndan yapõlan 1982 Anayasasõ’ndaki düzenlemeyle Alevi çocuklarõnõ ve gençlerini “Sünni- leştirme” amacõyla zorunlu din der- si konulduğunu ifade etti. Güzelyüz AKP iktidarõna seslene- rek “Mahkeme kararlarını uygu- lamaya, zorunlu din dersi işken- cesine son vermeye çağırıyoruz. Çalıştaylarla, sözde açılımlarla Alevi çocuklarının işkence gör- mesine kayıtsız kalamayız. Artık beklemeye tahammülümüz kal- madı” dedi. Alevi dernekleri, eylemlerinin okullar açõlõncaya kadar süreceğini anõmsattõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İlköğretim birinci sõ- nõf ve okulöncesi öğrencileri bugün okula başlõyor. Bu eğitim öğretim yõlõnda ilköğretim okullarõna yaklaşõk 1 milyon 300 öğrenci kayõt yaptõrdõ. 2009-2010 eğitim ve öğretim yõlõ ise Şeker Bayra- mõ sonrasõ 24 Eylül Perşembe günü başlayacak. Eğitim öğ- retim yõlõnõn ilkyarõsõ 22 Ocak 2010 günü sona erecek ve öğ- renciler, 5 Şubat Perşembe gününe kadar tatil yapacak. İkinci yarõyõl 8 Şubat günü başlayacak ve 18 Haziran gü- nü sona erecek. Okullarõna alõşmak amacõy- la eğitime erken başlayacak minik öğrenciler, 18 Eylül’e kadar uyum programõ kapsa- mõnda eğitilecek. Öğrenciler, bu program kapsamõnda öğ- retmenlerinin gözetiminde çe- şitli etkinliklere katõlacak, okullarõnõ, arkadaşlarõnõ, öğ- retmenlerini tanõyacak. Uy- gulamayla çocuklarõn okula adaptasyonlarõnõn sağlanmasõ, okul kaygõsõnõn giderilmesi, öğretmenine güven duyup günlük akõşa uyum sağlamasõ, oyun, drama, sosyal ve spor- tif etkinlikler yoluyla öğrenme ortamõnõ, okulunu, sõnõfõnõ, ar- kadaşlarõnõ, öğretmenlerini ta- nõmasõ, okul kurallarõnõ öğ- renmesi, aynõ zamanda evine güvenle gidip gelme eğitimi al- masõ ve okula iyi bir başlangõç yapmasõ amaçlanõyor. Miniköğrencilerdersbaşıyapıyor ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlõ- ğõ (MEB) bugün 15 bin 800 öğretmen ata- masõ gerçekleştirecek. MEB bugün 4 bin 800’ü kadrolu, 11 bi- ni sözleşmeli toplam 15 bin 800 öğretmen atayacak. Öğretmen atamalarõ 2008 ve 2009 KPSS10 puan üstünlüğü esasõna gö- re yapõlacak. Atama- lar bugün saat 10.00’da Bakanlõk merkez binasõnda Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu’nun katõlõmõyla yapõlacak. Sonuçlar gün içinde b a k a n l õ ğ õ n “http://personel.meb .gov.tr” internet ad- resinden duyurulacak. Kadrolu öğretmen- liğe atananlardan kõ- lavuzda belirtildiği üzere göreve başla- ma esnasõnda istenen belgeleri hazõr olanlar, 15 Eylül 2009 tari- hinden itibaren atan- dõklarõ il milli eğitim müdürlüklerine baş- vurarak görevlerine başlayabilecek. Öğretmenlerin atama heyecanı (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Ulaştõrma Bakanõ Yõldõrõm iftar yemeğinde 3. köprü ve Karadeniz sahil yoluna ilişkin sorularõmõzõ yanõtladõ Sahilyolukõyõdanuzaklaşacak mumtazsoysal@gmail.com 1.KOŞU: F: Coşkunsoy (1), P: Susuzgülü (10), PP: Coşkun- gül (6), S: Bendis (5). 2.KOŞU: F: Devir (7), P: Tunacan (5), PP: Silen (4), S: Metinol (6). 3.KOŞU: F: Babahalid (6), P: Levent Ali (8), PP: Dökerhan (7), S: Ocean King (9). 4.KO- ŞU: F: Tantra (8), P: Ever Green (7), PP: Tilia (11), S: Baro- num (4). 5.KOŞU: F: Damlasel (4), P: Kerimbey (3), PP: Saçanhan (5), S: Esinbey (9). 6.KOŞU: F: Özgürcan (5), P: Barmeyt (6), PP: Ekinsu (8), S: Kahraman Koç (3). 7.KO- ŞU: F: Beykuruş (7), P: Kan- kartal (1), PP: Tunçer (2), S: Canik (6). 8.KOŞU: F: Mag- nifique (6), P: Prenses Seçil (5), PP: Sey Force (4), S: Rumeli Fatihi (3). ALTILI GANYAN 6 8 4 5 7 6 8 7 3 1 7 11/4 5 2 9 10/13 9 6 1/3 2/3 10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle