Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
1 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutla-
dığımız geçen gün, çakı gibi askerle-
rin geçit töreni sırasında ülkemiz ve in-
sanlarımız için vefa, ceza ve ödülün ne
manaya geldiğini düşünmeden ede-
medim.
Güçlü devlet olabilmeniz için eko-
nominizin ve ordunuzun güçlü olma-
sı gerekir. Uluslararası arenada ma-
saya vurabilmek ancak dağıtacak
kudretinizin ve korkutacak gücünüzün
olması ile mümkündür. Ekonominizi de
güçlendirmek öncelikle korkutacak
gücünüzün olmasına bağlıdır. Çünkü
ekonomide güç küresel pastadan pay
alma meselesidir. Oysa biz ne yapı-
yoruz; ezelden beri Türk milletini hür
yaşatan ve yaşatacak, bizi biz yapan
askerimize vefasızlık yapıyoruz. Güç-
süzleşmiş bir ordu ile ülkemizin has-
talanmış aslana benzeyeceğini ve
sırtlanlara yem olacağını düşünmü-
yoruz. Oysa siyasetçisi de zengini de
güçlü ordumuz nedeniyle rahat uyu-
yorlar, siyaset yapıyorlar ve zengin-
liklerinin sefasını sürüyorlar.
Askerin sivil yaşama müdahale et-
memesi, demokratikleşme ve sivil-
leşme gibi hususları tartışalım ve bun-
larla ilgili düzenlemeleri yapalım ama
askeri de yerden yere vurmayalım.
Atatürk’e yapılan hıyanet, bir kısım
Kürtlerin binlerce yıldır kardeşçe ya-
şadığı ve hiçbir farklı muamele gör-
mediği bu topraklara karşı yaptığı ve-
fasızlık insanın içini sızlatıyor.
Oysa İslam âleminin mübarek ayı
olan ramazanda tutulacak oruçlar,
yapılan ibadetler Allah tarafından ce-
zalandırmayı önlemek, onun tarafından
ödüllendirilmek ve toplumsal yaşam-
da paylaşmayı öğrenmek veya hatır-
lamak için yapıldığını bile bile, vefa-
sızlığın bir haksızlık olduğunu göre gö-
re bu yapılıyor. Samimi dindar ol-
makla orduyu sevmenin, Atatürk’e
bağlılığın ne gibi bir çelişki yarattığını
ortaya koyamadan bu saldırı gerçek-
leştiriliyor.
Galiba ülkemize bir şeyler oluyor;
sevgi, vefa, samimiyet kalmadı. Yeri-
ne ceza, korku ve derin ayrılıklar ve sı-
nıflar oluştu. Herkes karşı gruptakini
düşman görüyor; ona tahammül ede-
miyor.
Bu olumsuzlukların temel sebebi var,
o da ekonomi. Ekonomimiz katma de-
ğer yaratamıyor. Gelir dağılımı adil de-
ğil; milli gelirden büyük payı nüfusun
çok az bölümü alıyor. Üretim yok. Böl-
gesel kalkınma dengeleri altüst olmuş.
Toprak ağalığı ve aşiret düzeni devam
ediyor. Küresel enerji paylaşımında
emperyalist ülkelerin taşeronu olma-
yı kabul ediyoruz. Neyin uğruna?.. İk-
tidarda kalmak ve servet transferini
sağlamak uğruna. Burjuvazi biçim
değiştiriyor. Yeni burjuva sınıfı geliyor,
servet el değiştiriyor.
Ancak yapılan her şey Allah’ın gö-
zü önünde olduğundan haksızlıkların
farkına varılmaya başlanıyor. Adil dav-
ranmayanlara ve nankörlük yapanla-
ra karşı millet uykusundan yavaş da ol-
sa uyanıyor. Milleti uyutanlar yaptık-
ları yanlışlıklarla milleti uyandırmış
oluyorlar. Zaten tarih Amerika’nın ül-
kemiz üzerinde yaptığı hesapların bir-
çoğunun başta tutar gibi olurken nihai
tahlilde milletin uyanışı ile bozulduğuna
tanıktır. Bu kez de hesaplar şaşıracak.
Türk milleti, Atatürk ülküsünü tekno-
lojik çağla birleştirerek vefasızların, ha-
inlerin hesaplarını bozacaktır.
Bu nedenle vefa, ceza ve ödüllerin
ne zaman nasıl sonuçlar yarattığını
unutmayalım ve Nicholas Muray’ın
“Dünya üç grup insandan oluşur. Eş-
yayı ortaya çıkaran elit grup. Eşyanın
yapılmasını seyreden oldukça büyük
grup ve nelerin olup bittiğinin farkın-
da olmayan muazzam kalabalık” şek-
lindeki sözünü hatırlayarak üçüncü
grupta olmamaya çalışalım. Türk mil-
letine bu yakışır.
Not: Radyo Barış yarın akşam
toplumsal barışa katkılardan dolayı
Kamer Genç’e barış ödülü veriyor.
Mecidiyeköy Kültür Merkezi saat
20.30. Tüm barışseverler bu törene
davetliler.
Vefa, Ceza ve Ödül
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U
pamukm superonline.com
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Gerçek Barışçı Olmak Zor...
soner@cumhuriyet.com.tr
YENİ ÜRÜNLER
Yapõ malzemeleri sektörü, Halk Bankasõ ve TOBB ‘Kriz Varsa Çare de Var’õn devamõ olarak yeni bir kampanya başlattõ
Haydi evinizi yenileyinKampanya kapsamõnda, 100
bin tüketiciye, Halkbank
tarafõndan yüzde 0.33’ten
başlayan faiz oranlarõ ile kredi
verilmesi ve yapõ sektörüne 1
milyar liranõn üzerinde iş hacmi
yaratõlmasõ hedefleniyor.
Ekonomi Servisi - Yapõ malzemeleri
sektörü, Halk Bankasõ ve Türkiye Oda-
lar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile güç-
lerini bir araya getirerek “Evini Yeni-
le Türkiye” kampanyasõ düzenledi.
Yapõ malzemeleri sektörünün tüm der-
nekleri, 83 firma ve 13 binden fazla ba-
yinin katõldõğõ kampanyayla, tüketici-
lerin ev yenileme ihtiyaçlarõ için ‘cazip’
olanaklar yaratõlmasõ hedefleniyor.
Kampanya ile ayrõca yapõ malzeme-
leri sektöründe talebin canlandõrõlmasõ,
istihdamõn arttõrõlmasõ, ülke ekonomi-
sine katkõ sağlanmasõ da amaçlanõyor.
Halkbank, kampanya kapsamõnda 12
ay vadede yüzde 0.33, 13-24 ay vade-
de yüzde 0.80 ve 25-36 ay vadede
yüzde 0.95 faiz oranlarõ ile tüketicile-
re ev yenilemede kullanacaklarõ 2 bin li-
ranõn üzerindeki yapõ malzemeleri işçilik
harcamalarõ için finansmanõ, 2 ay geri
ödemesiz olarak sağlayacak.
TOBB Başkanõ Rifat Hisarcıklıoğ-
lu, bugün başlayacak kampanyada dub-
le kazan-kazan söz konusu olduğunu be-
lirterek “Bir tarafta banka, bir taraf-
ta üretici, reel sektör, bir tarafta
tüccar-bayi, bir tarafta da vatandaş
var. Dördünün de kazanacağı bir
kampanyaya adım atıyoruz” dedi.
Hisarcõklõoğlu, 2009’un ilk çeyreğinde
yüzde 13.8 küçülme yaşayan Türkiye’de
inşaat sektöründeki küçülmenin yüzde
18.9 olarak gerçekleştiğini anõmsattõ.
Konuşmasõnõn ardõndan basõn men-
suplarõnõn sorularõnõ da yanõtlayan Hi-
sarcõklõoğlu, “Başka sektörlerle ilgili
çalışmalarımız devam ediyor. İnşal-
lah bunu da çok yakın zamanda ka-
muoyuyla paylaşacağız” dedi.
Vade 36 ay
Halkbank Genel Müdürü Hüseyin
Aydın da yüzde 0.33 ile yüzde 0.95
arasõndaki faiz oranlarõnõn son dere-
ce cazip olduğunu, 36 ay vadeye ka-
dar bu krediyi kullandõracaklarõnõ
ifade etti. Aydõn, eylülde başlaya-
caklarõ kampanyanõn kasõm ayõ iti-
barõyla sona ereceğini, talep bulma-
larõ durumunda yeni kampanyalar
yapabileceklerini veya bu kampan-
yayõ uzatabileceklerini dile getirdi.
Faturalı
alışverişkredisi
Ekonomi Servisi - Türkiye İş Ban-
kasõ, proforma faturasõnõ İş Ban-
kasõ şubelerine getiren müşteri-
lerine, 50 bin liraya kadar kredi
verecek.
Bankadan yapõlan yazõlõ açõklama-
ya göre, bankanõn, proforma fa-
turasõnõ İş Bankasõ şubelerine ge-
tiren müşterilerine, 50 bin liraya
ve 36 aya kadar yüzde 1.35 faiz-
li kredi verilecek.
Bankanõn, müşterilerinin yaşadõklarõ
mekânõ güzelleştirmek ve evle-
riyle ilgili her türlü eşya ve araç-
gereç gereksinimleri için ihtiyaç
duyacaklarõ yüksek tutarlõ ve
uzun vadeli finansmanõ “Faturalı
Alışveriş Kredisi” kampanyasõ
ile karşõladõğõ ifade edilen açõk-
lamada, kampanyanõn 2009 so-
nuna kadar devam edeceği kay-
dedildi.
Üst üste yapõlan krize çare kampanyalarõ içinde en somut olma
özelliğini taşõyan kampanyaya 83 şirket katõlõyor. Kampanya yeni
katõlõmlara da açõk. Pek çok kesimden büyük bir destek gören
kampanya, TOBB Başkanõ Hisarcõklõoğlu, Halkbank Genel Müdürü Aydõn, SEREFED Başkanõ Zeynep Bodur Okyay, İMSAD Başkanõ Orhan Turan,
TİMFED Başkanõ Serdar Dönmez ile İSO Başkanõ Tanıl Küçük ve İTO Başkanõ Murat Yalçıntaş’õn katõldõğõ bir toplantõyla tanõtõldõ. 15 milyon konut
için yenileme fõrsatõ geldiğini söyleyen Hisarcõklõoğlu, “28 ülkede 14 bin kişiyle yapılan bir araştırmaya göre, insanların yaklaşık yüzde 40’ı
mutfağı evin en önemli bölümü olarak görüyor. İnsanların yüzde 57’si ise bugün imkânları olsa yeni bir mutfak istediklerini belirtiyor.
Kadınların yüzde 76’sı, erkeklerin ise yüzde 61’i mutfakta vakit geçirmenin onları mutlu ettiğini ve streslerini aldığını söylüyor” dedi.
Şimdiye kadarki en somut kampanya
Krizin tüm dünyada ya-
şanmasõna karşõn yalnõz
Türkiye’de böylesi çapta
kampanyalar düzenlendiği-
ni ve bunlarda da başõ
TOBB’nin çektiğini hatõr-
latan Kale Grubu Onursal
Başkanõ İbrahim Bodur,
bu kampanyada da Halk-
bank’õn adõna yaraşõr
bir şekilde davran-
dõğõnõ dile getirdi.
Kampanyanõn
çok geniş katõlõm-
lõ olduğunu ve ba-
şarõlõ olacağõna
inandõğõnõ belirten
Bodur, “TOBB
Başkanı Rifat Hi-
sarcıklıoğlu, saygısın-
dan dolayı bana ‘Amca’
der. Dün akşam, kendisi
beni aradı ve ‘Amca, yarõn
seni de aramõzda görmek is-
tiyoruz’ dedi. Ben de ya-
nımdaki doktorlara ‘Ne
yapõn edin beni yarõn saba-
ha ayağa kaldõrõn. TOBB
Başkanõ aramõş, yarõn top-
lantõ yapõlacak, burada de-
ve gibi yatmak olmaz’ de-
dim” şeklinde konuştu.
Bugün 1 Eylül. Bugün yine en çok siyasiler ve pek
çok örgüt tarafından, birey adına ne kadar da çok
barıştan dem vurulacak, barış gündemli eylem ya-
pılacak... Çok azı gerçek barış için dizilen tuğlalar
arasında yer alacak. Çoğu barış diye diye barışa dar-
be niteliği taşıyacak. Yılların tanıklıkları, düş kırık-
lıkları, insan hakları, demokrasi, barış.. gibi insan-
lık için en yaşamsal, kutsal kavramların nasıl da
amaçlarının tersine kullanılabildiğinin örnekleriyle
dolu.. Umutsuzluk aşılamak üzere değil, tuzakla-
ra düşmemek üzere, insan hakları, barış yolunda
gerçek arayışlar ile tuzakların ayrıştırılması, sor-
gulanmasının önemini gündeme getirmek istedim...
Yıl 1984, hapisten yeni çıkmış ancak İsveç’in Lund
merkezinde yapılacak “2. Avrupa Nükleer Silah-
lardan Arındırma Konvansiyonu”na katılamaya-
cak DİSK’in genel başkanı Abdullah Baştürk
adına sendikalar grubunun etkinliklerindeyim...
Ev sahibi ülkenin kadın sendikalar konfederas-
yonu başkanının “hoş geldiniz” sözünün ardından
ilk sorusu, 12 Eylül’ü kastederek “Askeri darbe na-
sıl oldu?” oluyor. Kestirmeden refleks yanıtım
“Emir komuta zinciri içinde” olunca, yanındaki, son-
radan askerlerin sendikasının başkanı olduğunu öğ-
rendiğim arkadaşına yöneldi: “...Demek ki sen dar-
be yapamayacaksın. Çünkü sendika başkanın ola-
rak bana da sormak zorunda kalacaksın...” dedi. Hoş
geldin kokteyline katılan AB ülkelerinin sendika li-
derleri gülüştüler...
O tarihte Türkiye kadar popüler, katılımına özen
gösterdikleri ülke Polonya, sendikal lideri ise Va-
lessa idi. Yola çıkan liderin içinde bulunduğu ge-
minin ülkesindeki karasuları içinde geri çevrildiği öğ-
renilmişti. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nun
sıkı izlemesinin ardından gemi yola çıktı. Polonyalı
sendika lideri bir gün gecikmeli aramıza katıldı. Ba-
rış, demokrasi, sendikal haklar adına zafer sar-
hoşluğu yaşanıyordu.. O tarihlerde glasnost-pres-
troyka sürecini yaşayan, henüz parçalanmamış Do-
ğu Blok’unun sendika liderlerinin toplantılarımıza ka-
tılmasına yönelik tartışmalar çıktı.
Delegelerin Batı tipi demokratik seçim süreci-
ni yaşamadıkları, ülkelerinin işçi hareketini temsil
edemeyecekleri savlanıyordu. Onlar katılanlardan
daha çok işçileri, barışı temsil ettiklerini söyleye-
rek gerekçeye isyan ediyorlardı. Siyasi iktidarla-
rın siyaseten barıştan yana olmalarının dünya ba-
rışı, insanlık için yeterli olmadığı gerçeğinin altı ka-
lın çizgilerle çiziliyordu. Kırılma noktasındaki iki ku-
tuplu dünyada ABD ile Sovyetler Birliği’nin dün-
yayı nükleer silahlardan arındırma yolunda yaptıkları
görüşmelere elbette olumlu gözle bakılıyor, ancak
barış için yeterli olamayacağı gerçeği vurgulanı-
yordu. İşte tam da bu nedenle, içinde demokra-
tik seçimlerin olduğu sivil toplum örgütlenmele-
rinin, insanlık adına bir araya gelmelerinin önemi
üzerinde duruluyordu. Konvansiyonun amacı,
anafikri, çabası; siyasileri zorlayacak, halkların si-
vil, demokratik barış örgütlenmeleri, gerçekleş-
tirecekleri barış ataklarıydı..
Kiliselerin ev sahipliğini üstlendiği etkinliklerde
Müslüman örgütlenmelerin olmayışına hayıflanılı-
yor, nedense “demokratik, seçimle gelmiş olma ko-
şulunun” Doğu Bloku temsilcisi sendikalara uy-
gulanırken, kilise örgütlenmelerinde akla bile gel-
memiş olmasını sorgulayamıyorduk. Siyasi parti-
ler için, AB’nin sol, sosyal demokrat siyasi partilerini
kucaklayan, Doğu Bloku’nun temsil edilmesini
akla getirilmediği bir çerçeve söz konusuydu. Ta-
bii o tarihler için geçerli olmak üzere AB ülkelerin-
de çoğu iktidarda olmayan sol, sosyal demokrat
partilerin yönetimde oldukları yerel bölgelerde
“nükleer silahlardan arındırılmış” uygulamasının
yaygın, geçerli olduğunun altını çizmeliyim.
Sahi İngiliz İşçi Partisi’nin o günden bugüne, em-
peryal çıkarlar adına gerçekleştirilen, milyonlarca
insanın öldüğü kanlı Irak işgalinde, ABD jandar-
malığındaki işgalin baş destekçisi, proje yönlendirici
konumunda olabileceğini hiç aklımızın ucundan ge-
çirebilir miydik? Batı Sahra adını, Tutsiler kavmini
resmi grup toplantıları dışındaki kültürel etkinlikler,
şenlikler, gösteriler içinde duymuştum. Renkli
dansları, gösterilerinin yarattığı insancıl, güzel
duygular içinde, aynı kavimden savaşçıların bir ge-
cede binlerce başka kavimden kadın, çoluk çocuk
demeden insanları katletmeleri gerçeğine varaca-
ğımızı, dünyanın, AB siyasi iktidarlarının, uygarlığın
siyasi çıkarları uğruna, destek anlamında seyirci-
lik suçu işleyeceklerini aklımın ucundan geçirebi-
lir miydim?
Barış konvansiyonunu gerçekleştiren o tarihte-
ki örgütlenmeler, liderleri ölçeğinde iyi niyetten kuş-
ku duymadan, bugünlerde nerelerde olduğumuzu
sorgularsak.. bırakınız emperyalizmin kirli savaşlarına
karşı caydırıcı güç olarak durabilmeyi, suç ortak-
lığı yapmayan kaç siyasi parti, iktidar var? İşçi hak-
larında yerlerdeyiz. Barışın öncülüğünü yapmış ki-
liseler, dinci örgütlenmeler, ötekiler-biz ayrışmasında
nasıl bir rol oynadılar? Ülkemizde bugün kimler ger-
çekten barışı savunuyor?
Fethiyeli turizm işletmelerinin
tanıtım çabaları meyve veriyor
Ekonomi Servisi - Fethiye’yi dünya turizm
merkezlerinden biri yapma yolundaki çabalar
sonuçlarõnõ gösteriyor. Fethiye Turistik Otel-
ciler ve İşletmeciler Birliği (FETOB) Yönetim
Kurulu Başkanõ Zeynep Silahtaroğlu Baykal,
hedef pazar olarak görülen İngiltere, Rusya,
Ukrayna, Polonya ve diğer Bağõmsõz Devlet-
ler Topluluğu’nda yapõlan tanõtõmlarõn mey-
velerini vermeye başladõğõnõ söyledi. Bura-
lardan gelen turistte yüzde 7.23 artõş kaydedildi.
Zeynep Silahtaroğlu Baykal’õn verdiği bil-
gilere göre, Türkiye’nin yolcu sayõsõ bakõ-
mõndan 3. büyük terminali ATM Dalaman Dõş
Hatlar Terminali’ne Temmuz 2009 sonu iti-
barõyla inen yolcu sayõsõ, geçen yõlõn aynõ dö-
nemine oranla yüzde 2.16 artõş kaydetti.
İlk 7 ayda Dalaman’a toplam 4 bin 117 iniş-
le 759 bin 123 turist geldi. Geçen yõlõn aynõ dö-
neminde 3 bin 876 uçakla 743 bin turist gel-
mişti. Dalaman’a gelen yabancõ yolcularõn ara-
sõnda Fethiye âşõğõ İngiliz turistler 503 bin ki-
şiyle ilk sõrada yer alõyor. 2008’de yüzde
12.85’lik artõş gözüken İsrailli turistlerde ise
“one minute” olayõndan sonra yüzde 13.14
oranõndaki azalma dikkat çekiyor.
FETOB Başkanõ Zeynep Silahtaroğlu
Baykal, “Amacımız, doğa harikası
Fethiye’yi dünyanın tanıdığı ve
tercih ettiği bir turizm belde-
si haline getirmek. Doğa
harikası Fethiyemizi dün-
yanın tercih ettiği bir tu-
rizm merkezi haline ge-
tirmek için yaptığımız ça-
lışmaların rakamlara
olumlu yansıdığını gör-
mek, bizleri gelecek için
motive ediyor” dedi.
YÜZDE 12 GERİLEDİİŞ BANKASI
Sanayi üretimi
endeksi azaldı
Ekonomi Servisi - Takvim Etki-
sinden Arõndõrõlmõş Aylõk Sanayi
Üretim Endeksi 2009 Haziranõ’nda bir
önceki yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 12
azalarak 107.7’ye geriledi. Bir önce-
ki aya göre yüzde 0.4 azaldõ.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜ-
İK), Takvim Etkisinden Arõndõrõlmõş
Aylõk Sanayi Üretim Endeksi’ni açõk-
ladõ. 5 yõllõk veriler incelendiğinde, en-
deksin bir önceki yõla göre değişimi
ilk kez 2008 Ağustos’ta düşüşe geç-
ti. Bu seyir, 2009’da da devam etti.
Ocakta bir önceki yõlõn aynõ dönemi-
ne göre takvim etkisinden arõndõrõlmõş
aylõk sanayi üretim endeksi yüzde
21.8, şubatta yüzde 22, martta yüzde
20.8, nisanda yüzde 18.8, mayõsta yüz-
de 13.0 düşüş gösterdi. Haziranda da
bu oran yüzde 12 düşüş olarak ger-
çekleşti. Sarelle’de ‘bitter’ lezzeti
Tadelle, Sarelle, Gol, Gofy ve Sag-
ra markalarõyla gõda sektörüne adõm
atan Sanset Gõda, çõkardõğõ yeni
ürünü bitter fõndõk ezmesi “Sarelle Bitter”i tüketicilerin
beğenisine sundu.
Şölen’den ‘Top Kraker’
Şölen’in top şeklindeki yeni kraker mar-
kasõ “Krakito Top Kraker” raflardaki
yerini aldõ. Ürün yuvarlak olmasõ nedeniyle
paket içerisinde ufalanmõyor, kõrõlmõyor.
Maggi’den iki yeni ürün
Maggi’nin yeni ürünleri “Fõrõnda kõzar-
tõlmõş et ve tavuk tadõnda bulyon” ve “Fõ-
rõnda tavuk için paprikalõ ve otlu çeşni”
raflardaki yerini aldõ.
Pınar limonatada iddialı
Põnar Meyve Sularõ, yaz döneminin bunaltõ-
cõ sõcağõnda serinlemek isteyenlere Limonata
ve Tropik çeşitleriyle sağlõklõ alternatifler ya-
ratõyor. Haziran ayõnda 1 litrelik karton ku-
tusuyla satõşa sunulan Põnar Limonata ve
Tropik, uygun fiyatlarõyla da dikkat çekiyor.
Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği
Başkanõ Zeynep Silahtaroğlu Baykal’õn verdiği
bilgilere göre, ilk 7 ayda Dalaman’a inen 4 bin
117 uçakla 759 bin 123 turist geldi. İsrailli
turistlerde ise “one minute” olayõndan sonra
yüzde 13.14 oranõndaki azalma dikkat çekiyor.
BAŞKA HİÇBİR
YERDE YOK