20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 1 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutla- dığımız geçen gün, çakı gibi askerle- rin geçit töreni sırasında ülkemiz ve in- sanlarımız için vefa, ceza ve ödülün ne manaya geldiğini düşünmeden ede- medim. Güçlü devlet olabilmeniz için eko- nominizin ve ordunuzun güçlü olma- sı gerekir. Uluslararası arenada ma- saya vurabilmek ancak dağıtacak kudretinizin ve korkutacak gücünüzün olması ile mümkündür. Ekonominizi de güçlendirmek öncelikle korkutacak gücünüzün olmasına bağlıdır. Çünkü ekonomide güç küresel pastadan pay alma meselesidir. Oysa biz ne yapı- yoruz; ezelden beri Türk milletini hür yaşatan ve yaşatacak, bizi biz yapan askerimize vefasızlık yapıyoruz. Güç- süzleşmiş bir ordu ile ülkemizin has- talanmış aslana benzeyeceğini ve sırtlanlara yem olacağını düşünmü- yoruz. Oysa siyasetçisi de zengini de güçlü ordumuz nedeniyle rahat uyu- yorlar, siyaset yapıyorlar ve zengin- liklerinin sefasını sürüyorlar. Askerin sivil yaşama müdahale et- memesi, demokratikleşme ve sivil- leşme gibi hususları tartışalım ve bun- larla ilgili düzenlemeleri yapalım ama askeri de yerden yere vurmayalım. Atatürk’e yapılan hıyanet, bir kısım Kürtlerin binlerce yıldır kardeşçe ya- şadığı ve hiçbir farklı muamele gör- mediği bu topraklara karşı yaptığı ve- fasızlık insanın içini sızlatıyor. Oysa İslam âleminin mübarek ayı olan ramazanda tutulacak oruçlar, yapılan ibadetler Allah tarafından ce- zalandırmayı önlemek, onun tarafından ödüllendirilmek ve toplumsal yaşam- da paylaşmayı öğrenmek veya hatır- lamak için yapıldığını bile bile, vefa- sızlığın bir haksızlık olduğunu göre gö- re bu yapılıyor. Samimi dindar ol- makla orduyu sevmenin, Atatürk’e bağlılığın ne gibi bir çelişki yarattığını ortaya koyamadan bu saldırı gerçek- leştiriliyor. Galiba ülkemize bir şeyler oluyor; sevgi, vefa, samimiyet kalmadı. Yeri- ne ceza, korku ve derin ayrılıklar ve sı- nıflar oluştu. Herkes karşı gruptakini düşman görüyor; ona tahammül ede- miyor. Bu olumsuzlukların temel sebebi var, o da ekonomi. Ekonomimiz katma de- ğer yaratamıyor. Gelir dağılımı adil de- ğil; milli gelirden büyük payı nüfusun çok az bölümü alıyor. Üretim yok. Böl- gesel kalkınma dengeleri altüst olmuş. Toprak ağalığı ve aşiret düzeni devam ediyor. Küresel enerji paylaşımında emperyalist ülkelerin taşeronu olma- yı kabul ediyoruz. Neyin uğruna?.. İk- tidarda kalmak ve servet transferini sağlamak uğruna. Burjuvazi biçim değiştiriyor. Yeni burjuva sınıfı geliyor, servet el değiştiriyor. Ancak yapılan her şey Allah’ın gö- zü önünde olduğundan haksızlıkların farkına varılmaya başlanıyor. Adil dav- ranmayanlara ve nankörlük yapanla- ra karşı millet uykusundan yavaş da ol- sa uyanıyor. Milleti uyutanlar yaptık- ları yanlışlıklarla milleti uyandırmış oluyorlar. Zaten tarih Amerika’nın ül- kemiz üzerinde yaptığı hesapların bir- çoğunun başta tutar gibi olurken nihai tahlilde milletin uyanışı ile bozulduğuna tanıktır. Bu kez de hesaplar şaşıracak. Türk milleti, Atatürk ülküsünü tekno- lojik çağla birleştirerek vefasızların, ha- inlerin hesaplarını bozacaktır. Bu nedenle vefa, ceza ve ödüllerin ne zaman nasıl sonuçlar yarattığını unutmayalım ve Nicholas Muray’ın “Dünya üç grup insandan oluşur. Eş- yayı ortaya çıkaran elit grup. Eşyanın yapılmasını seyreden oldukça büyük grup ve nelerin olup bittiğinin farkın- da olmayan muazzam kalabalık” şek- lindeki sözünü hatırlayarak üçüncü grupta olmamaya çalışalım. Türk mil- letine bu yakışır. Not: Radyo Barış yarın akşam toplumsal barışa katkılardan dolayı Kamer Genç’e barış ödülü veriyor. Mecidiyeköy Kültür Merkezi saat 20.30. Tüm barışseverler bu törene davetliler. Vefa, Ceza ve Ödül M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Gerçek Barışçı Olmak Zor... [email protected] YENİ ÜRÜNLER Yapõ malzemeleri sektörü, Halk Bankasõ ve TOBB ‘Kriz Varsa Çare de Var’õn devamõ olarak yeni bir kampanya başlattõ Haydi evinizi yenileyinKampanya kapsamõnda, 100 bin tüketiciye, Halkbank tarafõndan yüzde 0.33’ten başlayan faiz oranlarõ ile kredi verilmesi ve yapõ sektörüne 1 milyar liranõn üzerinde iş hacmi yaratõlmasõ hedefleniyor. Ekonomi Servisi - Yapõ malzemeleri sektörü, Halk Bankasõ ve Türkiye Oda- lar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile güç- lerini bir araya getirerek “Evini Yeni- le Türkiye” kampanyasõ düzenledi. Yapõ malzemeleri sektörünün tüm der- nekleri, 83 firma ve 13 binden fazla ba- yinin katõldõğõ kampanyayla, tüketici- lerin ev yenileme ihtiyaçlarõ için ‘cazip’ olanaklar yaratõlmasõ hedefleniyor. Kampanya ile ayrõca yapõ malzeme- leri sektöründe talebin canlandõrõlmasõ, istihdamõn arttõrõlmasõ, ülke ekonomi- sine katkõ sağlanmasõ da amaçlanõyor. Halkbank, kampanya kapsamõnda 12 ay vadede yüzde 0.33, 13-24 ay vade- de yüzde 0.80 ve 25-36 ay vadede yüzde 0.95 faiz oranlarõ ile tüketicile- re ev yenilemede kullanacaklarõ 2 bin li- ranõn üzerindeki yapõ malzemeleri işçilik harcamalarõ için finansmanõ, 2 ay geri ödemesiz olarak sağlayacak. TOBB Başkanõ Rifat Hisarcıklıoğ- lu, bugün başlayacak kampanyada dub- le kazan-kazan söz konusu olduğunu be- lirterek “Bir tarafta banka, bir taraf- ta üretici, reel sektör, bir tarafta tüccar-bayi, bir tarafta da vatandaş var. Dördünün de kazanacağı bir kampanyaya adım atıyoruz” dedi. Hisarcõklõoğlu, 2009’un ilk çeyreğinde yüzde 13.8 küçülme yaşayan Türkiye’de inşaat sektöründeki küçülmenin yüzde 18.9 olarak gerçekleştiğini anõmsattõ. Konuşmasõnõn ardõndan basõn men- suplarõnõn sorularõnõ da yanõtlayan Hi- sarcõklõoğlu, “Başka sektörlerle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. İnşal- lah bunu da çok yakın zamanda ka- muoyuyla paylaşacağız” dedi. Vade 36 ay Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın da yüzde 0.33 ile yüzde 0.95 arasõndaki faiz oranlarõnõn son dere- ce cazip olduğunu, 36 ay vadeye ka- dar bu krediyi kullandõracaklarõnõ ifade etti. Aydõn, eylülde başlaya- caklarõ kampanyanõn kasõm ayõ iti- barõyla sona ereceğini, talep bulma- larõ durumunda yeni kampanyalar yapabileceklerini veya bu kampan- yayõ uzatabileceklerini dile getirdi. Faturalı alışverişkredisi Ekonomi Servisi - Türkiye İş Ban- kasõ, proforma faturasõnõ İş Ban- kasõ şubelerine getiren müşteri- lerine, 50 bin liraya kadar kredi verecek. Bankadan yapõlan yazõlõ açõklama- ya göre, bankanõn, proforma fa- turasõnõ İş Bankasõ şubelerine ge- tiren müşterilerine, 50 bin liraya ve 36 aya kadar yüzde 1.35 faiz- li kredi verilecek. Bankanõn, müşterilerinin yaşadõklarõ mekânõ güzelleştirmek ve evle- riyle ilgili her türlü eşya ve araç- gereç gereksinimleri için ihtiyaç duyacaklarõ yüksek tutarlõ ve uzun vadeli finansmanõ “Faturalı Alışveriş Kredisi” kampanyasõ ile karşõladõğõ ifade edilen açõk- lamada, kampanyanõn 2009 so- nuna kadar devam edeceği kay- dedildi. Üst üste yapõlan krize çare kampanyalarõ içinde en somut olma özelliğini taşõyan kampanyaya 83 şirket katõlõyor. Kampanya yeni katõlõmlara da açõk. Pek çok kesimden büyük bir destek gören kampanya, TOBB Başkanõ Hisarcõklõoğlu, Halkbank Genel Müdürü Aydõn, SEREFED Başkanõ Zeynep Bodur Okyay, İMSAD Başkanõ Orhan Turan, TİMFED Başkanõ Serdar Dönmez ile İSO Başkanõ Tanıl Küçük ve İTO Başkanõ Murat Yalçıntaş’õn katõldõğõ bir toplantõyla tanõtõldõ. 15 milyon konut için yenileme fõrsatõ geldiğini söyleyen Hisarcõklõoğlu, “28 ülkede 14 bin kişiyle yapılan bir araştırmaya göre, insanların yaklaşık yüzde 40’ı mutfağı evin en önemli bölümü olarak görüyor. İnsanların yüzde 57’si ise bugün imkânları olsa yeni bir mutfak istediklerini belirtiyor. Kadınların yüzde 76’sı, erkeklerin ise yüzde 61’i mutfakta vakit geçirmenin onları mutlu ettiğini ve streslerini aldığını söylüyor” dedi. Şimdiye kadarki en somut kampanya Krizin tüm dünyada ya- şanmasõna karşõn yalnõz Türkiye’de böylesi çapta kampanyalar düzenlendiği- ni ve bunlarda da başõ TOBB’nin çektiğini hatõr- latan Kale Grubu Onursal Başkanõ İbrahim Bodur, bu kampanyada da Halk- bank’õn adõna yaraşõr bir şekilde davran- dõğõnõ dile getirdi. Kampanyanõn çok geniş katõlõm- lõ olduğunu ve ba- şarõlõ olacağõna inandõğõnõ belirten Bodur, “TOBB Başkanı Rifat Hi- sarcıklıoğlu, saygısın- dan dolayı bana ‘Amca’ der. Dün akşam, kendisi beni aradı ve ‘Amca, yarõn seni de aramõzda görmek is- tiyoruz’ dedi. Ben de ya- nımdaki doktorlara ‘Ne yapõn edin beni yarõn saba- ha ayağa kaldõrõn. TOBB Başkanõ aramõş, yarõn top- lantõ yapõlacak, burada de- ve gibi yatmak olmaz’ de- dim” şeklinde konuştu. Bugün 1 Eylül. Bugün yine en çok siyasiler ve pek çok örgüt tarafından, birey adına ne kadar da çok barıştan dem vurulacak, barış gündemli eylem ya- pılacak... Çok azı gerçek barış için dizilen tuğlalar arasında yer alacak. Çoğu barış diye diye barışa dar- be niteliği taşıyacak. Yılların tanıklıkları, düş kırık- lıkları, insan hakları, demokrasi, barış.. gibi insan- lık için en yaşamsal, kutsal kavramların nasıl da amaçlarının tersine kullanılabildiğinin örnekleriyle dolu.. Umutsuzluk aşılamak üzere değil, tuzakla- ra düşmemek üzere, insan hakları, barış yolunda gerçek arayışlar ile tuzakların ayrıştırılması, sor- gulanmasının önemini gündeme getirmek istedim... Yıl 1984, hapisten yeni çıkmış ancak İsveç’in Lund merkezinde yapılacak “2. Avrupa Nükleer Silah- lardan Arındırma Konvansiyonu”na katılamaya- cak DİSK’in genel başkanı Abdullah Baştürk adına sendikalar grubunun etkinliklerindeyim... Ev sahibi ülkenin kadın sendikalar konfederas- yonu başkanının “hoş geldiniz” sözünün ardından ilk sorusu, 12 Eylül’ü kastederek “Askeri darbe na- sıl oldu?” oluyor. Kestirmeden refleks yanıtım “Emir komuta zinciri içinde” olunca, yanındaki, son- radan askerlerin sendikasının başkanı olduğunu öğ- rendiğim arkadaşına yöneldi: “...Demek ki sen dar- be yapamayacaksın. Çünkü sendika başkanın ola- rak bana da sormak zorunda kalacaksın...” dedi. Hoş geldin kokteyline katılan AB ülkelerinin sendika li- derleri gülüştüler... O tarihte Türkiye kadar popüler, katılımına özen gösterdikleri ülke Polonya, sendikal lideri ise Va- lessa idi. Yola çıkan liderin içinde bulunduğu ge- minin ülkesindeki karasuları içinde geri çevrildiği öğ- renilmişti. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nun sıkı izlemesinin ardından gemi yola çıktı. Polonyalı sendika lideri bir gün gecikmeli aramıza katıldı. Ba- rış, demokrasi, sendikal haklar adına zafer sar- hoşluğu yaşanıyordu.. O tarihlerde glasnost-pres- troyka sürecini yaşayan, henüz parçalanmamış Do- ğu Blok’unun sendika liderlerinin toplantılarımıza ka- tılmasına yönelik tartışmalar çıktı. Delegelerin Batı tipi demokratik seçim süreci- ni yaşamadıkları, ülkelerinin işçi hareketini temsil edemeyecekleri savlanıyordu. Onlar katılanlardan daha çok işçileri, barışı temsil ettiklerini söyleye- rek gerekçeye isyan ediyorlardı. Siyasi iktidarla- rın siyaseten barıştan yana olmalarının dünya ba- rışı, insanlık için yeterli olmadığı gerçeğinin altı ka- lın çizgilerle çiziliyordu. Kırılma noktasındaki iki ku- tuplu dünyada ABD ile Sovyetler Birliği’nin dün- yayı nükleer silahlardan arındırma yolunda yaptıkları görüşmelere elbette olumlu gözle bakılıyor, ancak barış için yeterli olamayacağı gerçeği vurgulanı- yordu. İşte tam da bu nedenle, içinde demokra- tik seçimlerin olduğu sivil toplum örgütlenmele- rinin, insanlık adına bir araya gelmelerinin önemi üzerinde duruluyordu. Konvansiyonun amacı, anafikri, çabası; siyasileri zorlayacak, halkların si- vil, demokratik barış örgütlenmeleri, gerçekleş- tirecekleri barış ataklarıydı.. Kiliselerin ev sahipliğini üstlendiği etkinliklerde Müslüman örgütlenmelerin olmayışına hayıflanılı- yor, nedense “demokratik, seçimle gelmiş olma ko- şulunun” Doğu Bloku temsilcisi sendikalara uy- gulanırken, kilise örgütlenmelerinde akla bile gel- memiş olmasını sorgulayamıyorduk. Siyasi parti- ler için, AB’nin sol, sosyal demokrat siyasi partilerini kucaklayan, Doğu Bloku’nun temsil edilmesini akla getirilmediği bir çerçeve söz konusuydu. Ta- bii o tarihler için geçerli olmak üzere AB ülkelerin- de çoğu iktidarda olmayan sol, sosyal demokrat partilerin yönetimde oldukları yerel bölgelerde “nükleer silahlardan arındırılmış” uygulamasının yaygın, geçerli olduğunun altını çizmeliyim. Sahi İngiliz İşçi Partisi’nin o günden bugüne, em- peryal çıkarlar adına gerçekleştirilen, milyonlarca insanın öldüğü kanlı Irak işgalinde, ABD jandar- malığındaki işgalin baş destekçisi, proje yönlendirici konumunda olabileceğini hiç aklımızın ucundan ge- çirebilir miydik? Batı Sahra adını, Tutsiler kavmini resmi grup toplantıları dışındaki kültürel etkinlikler, şenlikler, gösteriler içinde duymuştum. Renkli dansları, gösterilerinin yarattığı insancıl, güzel duygular içinde, aynı kavimden savaşçıların bir ge- cede binlerce başka kavimden kadın, çoluk çocuk demeden insanları katletmeleri gerçeğine varaca- ğımızı, dünyanın, AB siyasi iktidarlarının, uygarlığın siyasi çıkarları uğruna, destek anlamında seyirci- lik suçu işleyeceklerini aklımın ucundan geçirebi- lir miydim? Barış konvansiyonunu gerçekleştiren o tarihte- ki örgütlenmeler, liderleri ölçeğinde iyi niyetten kuş- ku duymadan, bugünlerde nerelerde olduğumuzu sorgularsak.. bırakınız emperyalizmin kirli savaşlarına karşı caydırıcı güç olarak durabilmeyi, suç ortak- lığı yapmayan kaç siyasi parti, iktidar var? İşçi hak- larında yerlerdeyiz. Barışın öncülüğünü yapmış ki- liseler, dinci örgütlenmeler, ötekiler-biz ayrışmasında nasıl bir rol oynadılar? Ülkemizde bugün kimler ger- çekten barışı savunuyor? Fethiyeli turizm işletmelerinin tanıtım çabaları meyve veriyor Ekonomi Servisi - Fethiye’yi dünya turizm merkezlerinden biri yapma yolundaki çabalar sonuçlarõnõ gösteriyor. Fethiye Turistik Otel- ciler ve İşletmeciler Birliği (FETOB) Yönetim Kurulu Başkanõ Zeynep Silahtaroğlu Baykal, hedef pazar olarak görülen İngiltere, Rusya, Ukrayna, Polonya ve diğer Bağõmsõz Devlet- ler Topluluğu’nda yapõlan tanõtõmlarõn mey- velerini vermeye başladõğõnõ söyledi. Bura- lardan gelen turistte yüzde 7.23 artõş kaydedildi. Zeynep Silahtaroğlu Baykal’õn verdiği bil- gilere göre, Türkiye’nin yolcu sayõsõ bakõ- mõndan 3. büyük terminali ATM Dalaman Dõş Hatlar Terminali’ne Temmuz 2009 sonu iti- barõyla inen yolcu sayõsõ, geçen yõlõn aynõ dö- nemine oranla yüzde 2.16 artõş kaydetti. İlk 7 ayda Dalaman’a toplam 4 bin 117 iniş- le 759 bin 123 turist geldi. Geçen yõlõn aynõ dö- neminde 3 bin 876 uçakla 743 bin turist gel- mişti. Dalaman’a gelen yabancõ yolcularõn ara- sõnda Fethiye âşõğõ İngiliz turistler 503 bin ki- şiyle ilk sõrada yer alõyor. 2008’de yüzde 12.85’lik artõş gözüken İsrailli turistlerde ise “one minute” olayõndan sonra yüzde 13.14 oranõndaki azalma dikkat çekiyor. FETOB Başkanõ Zeynep Silahtaroğlu Baykal, “Amacımız, doğa harikası Fethiye’yi dünyanın tanıdığı ve tercih ettiği bir turizm belde- si haline getirmek. Doğa harikası Fethiyemizi dün- yanın tercih ettiği bir tu- rizm merkezi haline ge- tirmek için yaptığımız ça- lışmaların rakamlara olumlu yansıdığını gör- mek, bizleri gelecek için motive ediyor” dedi. YÜZDE 12 GERİLEDİİŞ BANKASI Sanayi üretimi endeksi azaldı Ekonomi Servisi - Takvim Etki- sinden Arõndõrõlmõş Aylõk Sanayi Üretim Endeksi 2009 Haziranõ’nda bir önceki yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 12 azalarak 107.7’ye geriledi. Bir önce- ki aya göre yüzde 0.4 azaldõ. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜ- İK), Takvim Etkisinden Arõndõrõlmõş Aylõk Sanayi Üretim Endeksi’ni açõk- ladõ. 5 yõllõk veriler incelendiğinde, en- deksin bir önceki yõla göre değişimi ilk kez 2008 Ağustos’ta düşüşe geç- ti. Bu seyir, 2009’da da devam etti. Ocakta bir önceki yõlõn aynõ dönemi- ne göre takvim etkisinden arõndõrõlmõş aylõk sanayi üretim endeksi yüzde 21.8, şubatta yüzde 22, martta yüzde 20.8, nisanda yüzde 18.8, mayõsta yüz- de 13.0 düşüş gösterdi. Haziranda da bu oran yüzde 12 düşüş olarak ger- çekleşti. Sarelle’de ‘bitter’ lezzeti Tadelle, Sarelle, Gol, Gofy ve Sag- ra markalarõyla gõda sektörüne adõm atan Sanset Gõda, çõkardõğõ yeni ürünü bitter fõndõk ezmesi “Sarelle Bitter”i tüketicilerin beğenisine sundu. Şölen’den ‘Top Kraker’ Şölen’in top şeklindeki yeni kraker mar- kasõ “Krakito Top Kraker” raflardaki yerini aldõ. Ürün yuvarlak olmasõ nedeniyle paket içerisinde ufalanmõyor, kõrõlmõyor. Maggi’den iki yeni ürün Maggi’nin yeni ürünleri “Fõrõnda kõzar- tõlmõş et ve tavuk tadõnda bulyon” ve “Fõ- rõnda tavuk için paprikalõ ve otlu çeşni” raflardaki yerini aldõ. Pınar limonatada iddialı Põnar Meyve Sularõ, yaz döneminin bunaltõ- cõ sõcağõnda serinlemek isteyenlere Limonata ve Tropik çeşitleriyle sağlõklõ alternatifler ya- ratõyor. Haziran ayõnda 1 litrelik karton ku- tusuyla satõşa sunulan Põnar Limonata ve Tropik, uygun fiyatlarõyla da dikkat çekiyor. Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanõ Zeynep Silahtaroğlu Baykal’õn verdiği bilgilere göre, ilk 7 ayda Dalaman’a inen 4 bin 117 uçakla 759 bin 123 turist geldi. İsrailli turistlerde ise “one minute” olayõndan sonra yüzde 13.14 oranõndaki azalma dikkat çekiyor. BAŞKA HİÇBİR YERDE YOK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle