Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S
asaniler, Gazneliler, İlhanlõlar, Selçuk-
lular ve son olarak Safeviler gibi güçlü
devletleri bağrõnda barõndõrmõş İran,
Kaçar hanedanlõğõ boyunca devlet olmanõn
gereklerini yerine getiremeyen, üzerinde ya-
bancõlarõn ve yerel aşiretlerin racon kestiği
bir ülke olarak varlõğõnõ sürdürdü.
Devletin olmazsa olmaz kurumlarõ olan
düzenli ordu, maliye, gümrük, ulaştõrma ku-
rumlarõ yabancõlara ihale edilmiş, madenleri
üzerinde söz hakkõ bulunmayan, başkent
Tahran dõşõnda sözü geçmeyen merkezi oto-
riteden yoksun bir ülke devraldõ Rõza Şah.
İngiltere’nin örtülü darbesiyle iktidara gel-
diği için açõktan bu ülkeye açõktan tavõr al-
masõ beklenemezdi. Ancak dikkat çekici bir
milliyetçi görünümü de vardõ Rõza Şah’õn.
Gerçi o dönemde gerek ülkenin içinde bu-
lunduğu olumsuz koşullar, gerek Sovyet
devrimi ve gerekse İngiltere kolonilerinde
başlayan anti-emperyalist hareketlerin İran’a
yansõmasõ kaçõnõlmazdõ ve Rõza Şah’õn da
buna aykõrõ bir görüntü vermesi işini zorlaş-
tõrabilirdi. O nedenle dengeli davranmaya
özen gösterdi. İngiltere’nin İran üzerindeki
açõk tahakkümünü belli bir seviyede tutmak
için önce iktidarõnõ sağlamlaştõracak önlem-
lere yöneldi. Yapõsõ gereği sert olan Rõza
Şah, ülkenin her köşesinde mutlak otoritesi-
ni kabul ettirmek için düzenli bir ordu kur-
masõ gerektiğinin bilincindeydi. Düzenli or-
du oluşturuncaya kadar ülkenin her köşesine
korku salacak eylemleri bilinçli olarak birbi-
ri ardõnca sergiledi. Özellikle ülkenin uzak
diyarlarõnda başõna buyruk yaşayan, yerel
beylik gibi hareket eden, vergi vermeyen, is-
yan çõkaran aşiretleri hizaya getirmek için
adõnõn dehşetle anõlmasõnõ istiyordu. Yaptõğõ
eylemlerle bunu başardõ da.
RIZA ŞAH’IN DESPOTİZMİ
Acõmasõzlõğõnõn en çarpõcõ örneği, ekmek
fiyatlarõnõ yükseltmek için buğday stoklayan
fõrõncõlara ibret olsun diye bir fõrõncõyõ canlõ
canlõ fõrõna atõp yaktõrmasõydõ. Kadõnlarõn pe-
çe takmasõnõ yasaklamõş, erkeklere camide
namaz kõlarken secde sõrasõnda alõnlarõnõn ye-
re değmemesi için ağõzlõk takmalarõ koşulunu
getirmişti. Din adamlarõnõn bu emirleri pro-
testo için Horasan Camisi’nde toplandõğõ ha-
berini alan Şah, askerlerine camiyi basõp pro-
testocularõ öldürme emri verdi. Askerlerin ca-
miyi basmasõ sonucu yüzü aşkõn insan öldü.
Rõza Şah’õn despotizminin tek mağdurlarõ din
adamlarõ değildi elbette. Başta Kürtler ve
Azeriler olmak üzere azõnlõklar, sendikacõlar,
gazeteciler, sosyalistler ve onun rõzasõ dõşõnda
seçimlerde aday olmakta õsrar edenler Şah’õn
gazabõndan paylarõna düşeni aldõlar. Şah’a
muhalefet etmek teamüden vatana ihanet de-
mekti. Bu suçu işleyenler, ya idam ediliyor ya
da “faili meçhul”e kurban gidiyordu. Parla-
mento görünürde açõktõ ama seçimlerde
Şah’õn onayõnõ almadan aday olmak kimsenin
haddi değildi. Milletvekili adaylarõnõ bizzat
kendisi seçerdi. Ona rağmen aday olmakta di-
retenleri hapis ya da sürgün bekliyordu.
YABANCILARA TANINAN
İMTİYAZLARI KALDIRDI
Bir yandan akõl almaz baskõ ve zulümle ül-
keyi yöneten Rõza Şah, öte yandan İran’õ ye-
niden inşa ediyordu. Merkezi ve kurumsal-
laşmõş devlet yapõsõndan söz edilemeyecek
İran’da inanõlmaz bir dönüşüm sağladõ.
Şah, önceliği düzenli ordu kurmaya verdi.
Ülke içinde kendisine karşõ olabilecek muh-
temel isyanlarõ bastõrmak için düzenli bir or-
duyu kõsa sürede oluşturdu. Bu ordunun fi-
nansmanõnõ sağlamak için petrol rafineri ki-
ralarõnõ yükseltti, temel gõda ve tüketim mal-
larõnõ devlet tekeline aldõ, etkin bir vergi top-
lama sistemi kurdu, tüketim mallarõna ve ara-
zilere yüksek vergiler koydu. 1925 yõlõnda
zorunlu askerlik yasasõnõ çõkararak asker sa-
yõsõnõ kõsa sürede önce 20 bine, onu takip
eden ilk on yõlda da yüz binin üzerine çõkar-
dõ. Askeri okullar ve silah üretimi için gerek-
li tesisleri de kõsa sürede inşa etti. Oğlu Mu-
hammed Rõza’yõ da ordunun başõna getirerek
kendisini güvenceye almõş oldu.
Yabancõ devletlere tanõnan imtiyazlarõ kal-
dõrdõ. Demiryollarõ, karayollarõ, limanlar, ül-
kenin ihtiyacõ olan tüketim mallarõ için 300
kadar sanayi tesisi, hastaneler, üniversiteler,
radyoevleri, elektrik santrallarõ kurdu. İran
adeta yeniden inşa ediliyordu. Elbette İran’õn
yeniden inşasõ hem ülkenin hem de Şah’õn
kazancõnõn katlanarak artmasõna neden olu-
yordu. Rõza Şah, kõsa sürede dudak uçuklata-
cak bir servete ulaşmõştõ. Arazi düşkünlüğüy-
le tanõnan Şah, büyük toprak sahiplerinin
arazilerini ya haciz yoluyla ya da kâğõt üze-
rindeki fiyattan satmalarõ için baskõ uygula-
yarak al koyuyordu. Şah öldüğünde, bankada
3 milyon Sterlin parasõ, 1 milyon 200 bin
hektar da verimli toprağõ bulunuyordu.
3 AĞUSTOS 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
CMYB
C M Y B
Rõza Şah bir yandan otoritesini pekiştirirken bir yandan da ülkeyi düzenli ordu, altyapõ ve sanayi tesislerine kavuşturdu
İran yeniden inşa ediliyor
R
õza Şah’õn iflah olmaz bir reform hastalõğõ vardõ. Ancak
bu reformlarõn zamanõnõ ve zeminini hiç hesaba katmaz,
karşõ çõkanõn başõna demir yumruğunu indirirdi. Re-
formlarõnõ hayranlõkla izlediği Mustafa Kemal’le tanõşmak ve
onun eseri olan modern Türkiye Cumhuriyeti’ni yakõndan tanõ-
mak için 1934 yõlõnda Türkiye’ye geldi. Ancak modern ve laik
Türkiye’nin geldiği aşama karşõsõnda dudağõ uçukladõ ve ina-
nõlmaz bir hõrsla ülkesine döndü. Mustafa Kemal’in yaptõklarõ-
nõn daha fazlasõnõ gerçekleştirmek için her yolu denemeye ka-
rarlõydõ. Fakat Mustafa Kemal’in sahip olduğu devlet adamlõ-
ğõ, politik zekâ, sabõr ve vizyonunun onda birinin bile kendisin-
de olmadõğõnõ unutuyordu. Bir diğer unuttuğu konu da Mustafa
Kemal’in ulusal bir kahraman olduğu ve Türkiye Cumhuriye-
ti’nin merkezi ve kurumsal bir devlet mekanizmasõnõn üzerine
bina edildiğiydi. Bütün bunlarõn farkõnda olmayan Şah, otori-
tesi ile her şeyin üstesinden geleceğini düşünüyordu. Ayrõca
sonraki yõllarda gerek icraatlarõ gerekse ilişkilerinden da an-
laşõldõ ki, Rõza Şah’õn asõl hayran olduğu devlet adamlarõ Mus-
solini ile Hitler’di. Rõza Şah, reformlarõna kõlõk kõyafetten baş-
ladõ. Hemen bir kõlõk kõyafet kanunu çõkardõ. Yerel giysiler ve
fes giyimini yasakladõ.
Devlet memuru din adamlarõ dõşõnda yetişkin bütün erkekle-
rin pantolon-ceket, fötr şapka giymesi zorunluydu. Kadõnlarõn
peçe takmadan sokakta dolaşmalarõ, sinemaya, lokantaya git-
meleri, akrabalarõ olmayan erkeklerle alenen konuşmalarõ ve
bu erkeklerle körüğü örtülmediği sürece aynõ faytona binebil-
meleri için izin verdi.
Eğitimi devlet denetimine aldõ. Misyonerlerin ve dinsel azõn-
lõklarõn açtõğõ okullarõ devletleştirdi. O zamana kadar dõş dün-
yada Persia olarak anõlan ülkenin adõnõ bir kararname ile İran
olarak değiştirdi. Yurtdõşõndan gelen ve üzerinde Persia yazan
bütün postalarõ açõlmadan geri göndertti. Yargõ sistemini de
kökten değiştirdi. Evlilik, boşanma gibi işlemleri din adamla-
rõndan alõp noterlere devretti. Kadõn öğretmenler derslere başõ
açõk gireceklerdi. Yüksek rütbeli subaylarõn eşlerinin peçesiz
dolaşmasõ zorunluydu.
M
üttefik güçlerin İran’õ işgalinin
görünen nedeni Rõza Şah’õn Al-
manya ile flörtüydü. Ancak asõl
neden İran petrolünün denetimini elden ka-
çõrmamak ve bu ülkeden Sovyetler’in içine
bir karayolu hattõ açmaktõ. Bu sayede İngil-
tere zaten söz sahibi olduğu İran petrolü-
nün, Sovyetler ise askeri malzemelerin sev-
kIyatõnõ garanti altõna almõş olacaktõ. Al-
manya’ya göz kõrpan Rõza Şah’õn tahtta
kalmasõ riskti. Bu risk, Rõza Şah’õ tahttan
indirip yerine etkisiz ve silik olan oğlunu
geçirerek önlendi.
Müttefik güçler Birinci Dünya Sava-
şõ’nda yaptõklarõ paylaşõmõ bir kez daha
tekrarlayõp İran’õ üçe böldüler. Kuzeyi
Rusya, güneyi İngiltere almõş, orta İran ise
merkezi hükümete bõrakõlmõştõ. Muham-
med Rõza, müttefiklere her türlü destek
verme taahhüdünde bulunurken ülke içinde
de babasõnõn olumsuz imajõnõ düzeltmek
için çabalara girişti. İlk adõmda babasõnõn
zimmetine geçirdiği paradan 600 milyon
Riyali ile babasõnõn gayrõ yasal yollarla ele
geçirdiği devlete iade etti. Ulema ile barõş-
mak için dini vakõflarõ serbest bõraktõ, peçe
yasağõnõ kaldõrdõ.
Bu arada Rõza Şah’õn otoriter yönetimi
altõnda başlarõnõ kaldõramayan işçi sendika-
larõ ve siyasal partiler savaşõn da bitmesiyle
hareketlenmeye başladõ. 1946 Mart’õnda
Abadan’daki petrol işçileri greve çõktõlar.
Daha iyi çalõşma koşullarõ ve İran Çalõşma
Kanunlarõ’na geçerli olmasõ için yürüyüşe
geçen işçilerin talepleri petrol kuyularõnõ
çalõştõran İngilizler tarafõndan reddedildi.
İşçilerin üzerine yerel kabilelerinin silahlõ
güçlerini saldõrtan İngilizler, işçilerin on-
larca ölüye karşõn direnişi sürdürdüğünü
görünce İran Çalõşma Kanunlarõ’nõ kabul
etmek zorunda kaldõ.
MUSADDIK’IN
İLK GÖZDAĞI
İran Meclisi’nde
de hareketlenmeler
başlamõştõ. 1947 yõ-
lõnda yabancõlara ta-
nõnan imtiyazlarõn sõ-
nõrlandõrõlmasõnõ ve
İngiliz petrol şirketi
Anglo-İranian’õn sa-
hip olduğu imtiyazõn
yeniden gözden geçirilmesini öngören ka-
nun mecliste kabul edildi. Bu kanunun mü-
ellifi Rõza Şah tarafõndan milletvekilliğin-
den uzaklaştõrõlan Muhammed Musad-
dõk’tan başkasõ değildi. Anõmsanacağõ gibi
Rõza Şah’õn tek adamlõğõna karşõ çõkan beş
milletvekilinden biriydi Musaddõk.
İkinci Rõza Şah dönemindeki 14. meclis-
te belli başlõ dört fraksiyon vardõ. Bunlar;
Azadi (liberaller), Fraksiyon-u Aşair (Aşi-
retler fraksiyonu-Demokratlar), İttihad-õ
Milli (Ulusal Birlik) ve Mihan (Anayurt)
gibi fraksiyonlarõn yanõnda aralarõnda Mu-
hammed Musaddõk, Rõza Şah’õn ilk Başba-
kanõ Seyyid Ziya, öldürülen bakanõn oğlu
Timurtaş ve Rahman Haletbari den oluşan
beş de bağõmsõz milletvekili bulunuyordu.
Oğul Rõza Pehlevi, tahta çõktõğõ ilk yõllar-
da meşrutiyetçi bir politika izledi. Ancak
babasõ gibi ordu başkanlõğõnõ da yürütme-
nin verdiği özgüvenle meclisin yetkilerine
karõşmaya başladõ. Başbakanlarõ, bakanlarõ
keyfi olarak görevden alõp yenilerini atõyor,
mali konulara müdahale ediyor, babasõnõn
politikalarõna dönme yolunda adõmlar atõ-
yordu. Diktatürlüğünü kurmak için aradõğõ
bahaneyi kendisine karşõ yapõlan başarõsõz
suikast girişimiyle bulmuş oldu. 4 Şubat
1949’da Tahran Üniversitesi ziyareti sõra-
sõnda yanõna yaklaşan biri tabancasõnõ
Şah’a yönelterek ateşledi. Şah yanağõndan
ve omzundan yaralandõ. Şah, bu suikastõ
muhaliflerini ortadan kaldõrmak için fõrsata
çevirdi. Ülkede olağanüstü hal ilan etti.
Komünist Tudeh Partisi’ni yasakladõ, dini
lider Kaşani’yi Beyrut’a Muhammed Mu-
saddõk’õ Horasan’a sürgüne gönderdi. Mu-
halif gazeteleri de kapattõ.
R
õza Şah din ve din adamlarõyla ilişkisinde
inişli çõkõşlõ bir grafik çizdi. Bir yandan med-
reselere yüklü para yardõmõnda bulunuyor,
ülkeden kaçan müçtehitleri ülkeye davet ediyor,
yaşlõ müçtehitlere saygõda kusur etmiyor, hacca,
Kerbela’ya ve Necef’e gitme geleneklerini sürdürü-
yor bir yandan da sesini yükselten ulemanõn bulun-
duğu medrese ve camileri bastõrõp yüzlerce kişinin
gözünü kõrpmadan öldürülmesini emredebiliyordu.
Ancak iktidarõ sõrasõnda ulemayla daha çok kavga
ettiği de bir gerçek.
İktidarõnõn başlarõnda ulemayla sõcak ilişkiler ku-
ran Rõza Şah, dizginleri eline alõnca dini devletin de-
netimi altõna almaya yöneldi. O güne kadar kimse-
nin çiğnemeye cesaret edemediği dini teamüllere ay-
kõrõ davranmaktan çekinmedi. 1928 yõlõnda Kraliçe,
Kum’daki bir türbeyi ziyaretinde, başõnõ açõnca tür-
bede bulunan Ayetullah Befki, Kraliçe’ye şu mesajõ
gönderdi: “Eğer Müslüman değilseniz neden türbeye geldi-
niz? Yok eğer Müslüman iseniz neden örtülü değilsiniz?”
Şah, bu mesaja hiçbir karşõlõk vermedi. Ancak Befki, öfke-
sini bu kez kalabalõğõn önünde gösterip Şah’õ kötüleyen bir
hutbe verince Rõza Şah öfkeden kudurdu. Bizzat Kum’a gi-
den Şah, türbeye botlarõyla girdi ve Ayetullah Befki’yi ön-
ce halkõn gözü önünde kamçõladõ, sonra da tutuklattõ.
Ulema içinde kimlerin resmi din adamõ olacağõna kendisi
karar veriyordu. Camilerde ve okullarda dini eğitimi vere-
cek din adamlarõ, zorunlu hale getirilen din derslerinde dev-
letin belirlediği müfredata uymak zorundaydõ. Uymak zo-
runda olduklarõ bir kural da, kõyafet yönetmeliğiydi. Devlet
memuru olan din adamlarõ sarõk ve cüppe yerine takõm elbi-
se ve şapka giyeceklerdi.
KAMUSAL ALANDA ÇARŞAF YASAĞI
Şah’õn dini konularda getirdiği zorunluluklara her gün bir
yenisi ekleniyordu. Yas günlerini bir güne indirip, bu gün-
lerde camilerde sandalyelere oturma zorunluluğu getirdi.
Meşhed türbesiyle İsfahan Camisi’ni turistlere açtõ. Rama-
zan’da iftar saatinin top atõşõyla ilanõnõ ve oruç zamanlarõ
mesai saatinin kõsaltõlmasõnõ yasakladõ. Dini kuruluşlarõn
yönetimini de Din Vakõflar Müdürlüğü’nden alõp Eğitim
Bakanlõğõ’na devretti. Kamu kurumlarõnda yerlere kadar
uzanan çarşaf giyilmesi de yasaklandõ. Halka açõk toplu
gösterilere kadõnlarõn başõ açõk gelmesi için emir verdi.
Ervanda Abrahmõan’a göre, Şah, 1928’de Kum kentin-
deki türbeye saldõrdõğõndan beri din adamlarõyla arasõnda
için için tüten bir çatõşma ateşi ile yanõp tutuşuyordu:
“Rõza Şah, bazõlarõna göre kimin sözünün geçtiğini gös-
termek üzere tasarladõğõ bir dizi tartõşmalõ icraat yaparak
krizi körüklüyordu. Çõkardõğõ yeni kõyafet kanunuyla Pehl-
evi şapkasõnõn yerine, beynelmilel fötr şapka takõlmasõnõ
hükme bağladõ. Ama bu yeni şapka, dindarlarõn namaz kõ-
larken alõnlarõnõ yere değdirmesini engelliyordu -halbuki
ibadet kurallarõ bunun aksini gerektiriyordu.
Beklenen toplumsal tepki 1935 yõlõnda geldi. Meş-
hed türbesinin 1911’de Ruslar tarafõndan bombalan-
masõnõn yõldönümünde, oranõn yerlisi bir vaiz fõrsatõ
değerlendirip yalnõzca bu ‘Kâfir icatlarõ’ hakkõnda de-
ğil, hükümetin gemi azõya almõş yozlaşmasõ ve ağõr
tüketici vergileri aleyhine de sözler söyledi. Bunu du-
yan pazaryerindeki kalabalõklarla komşu köyler türbe-
ye sõğõndõlar. ‘Şah yeni Yezit’tir ve ‘İmam Hüseyin
bizi şeytan Şah’tan korusun’ diye bağõrõyorlardõ. Yerel
yetkililer dört gün boyunca çaresizlik içinde olup bite-
ne seyirci kalmõşlardõ, çünkü şehir polisi ve taşradaki
askeri tabur türbeye girmeyi reddediyordu. Azerbay-
can’dan takviye kuvvetler gelip de türbeye girene dek
bu böyle sürüp gitmişti. İki yüz sivil ağõr yaralandõ,
aralarõnda kadõnlarla çocuklarõn da olduğu yüzden
fazla insan da yaşamõnõ yitirdi. Ertesi aylarda türbe
bekçisi ve ateş etmeyi reddeden üç asker idam edildi.”
(Ervand Abrahamõan-Modern İran Tarihi)
NAZİ HAYRANLIĞI BAŞINI YEDİ
Ulema ve dindarlarõn, Şah’õn gitmesi için 1941 yõlõna ka-
dar beklemesi gerekecekti. Rõza Şah’õn Hitler’e olan hay-
ranlõğõ diktatörlüğünün de sonunu hazõrladõ. II. Dünya Sa-
vaşõ sõrasõnda, Alman ajanlarõnõn at oynattõğõ İran, Müttefik
güçlerin uykularõnõ kaçõrõyorlardõ. Almanlarõn İran’dan
cephe açacağõ endişesiyle İngiltere ve Sovyetler Birliği ya-
bancõsõ olmadõklarõ İran topraklarõna 25 Ağustos 1941 yõ-
lõnda çõkartma yaptõ. İran’õn stratejik noktalarõnõ ele geçiren
müttefik güçlerin komutanlarõ, Şah’tan Almanya ile bağla-
rõnõ kopartmasõnõ ve topraklarõnõn müttefik ordularõ tarafõn-
dan kullanõlmasõna izin vermesini. Ancak o Almanya’ya
karşõ bir cephenin yanõnda yer almak istemiyordu. 16 Eylül
1941’de görevinden ayrõldõ. Yerine oğlu Muhammet Rõza
tahta çõktõ. Kendisi de üç yõl sonra Johannesburg’da öldü.
Rõza Şah usulü reform
Ulemayla yõldõzõ barõşmadõ
MUHAMMED MUSADDIK
Gözü pek bir
milliyetçinin
doğuşu
1934 yılında Türkiye’ye gelen Rıza Şah re-
formlarını hayranlıkla izlediği Mustafa
Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’yle.
Y A R I N
? İRAN PETROLÜ
MİLLİLEŞİYOR
? MUSADDIK’A KARŞI
CIA DARBESİ
Rıza Şah’ın yerine gelen oğlu Muhammet Rıza eşi ve çocuklarıyla.
Muhammed Musaddık