Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
28 AĞUSTOS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Ulus Devletten
Vazgeçmemek
“Açılım” paketinin tam olarak neleri içerdiği
değilse bile, nelerin bu paketin içine girmeyece-
ği Başbakan’ın “Türkiye Harp Malulü Gaziler,
Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği” yöneticileri ile
yaptığı konuşmayla gün ışığına çıktı.
Erdoğan, eski alışkanlıklarını bırakarak, şayet
tekrar vazgeçmez ise sorunun “duygusallıktan
uzak, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek dev-
let anlayışı içinde” çözüleceğini söylüyor. Üni-
ter yapımız üzerinde tartışmaya girilmemesini,
çünkü bu yapının oluşabilmesi için yıllar yılı veril-
miş olan bir mücadelenin bulunduğunu hem
anımsıyor hem de onları kamuoyu ile paylaşarak
kendisini bağlamış oluyor.
Başbakan’ın sözünü ettiği o mücadele, Ulusal
Kurtuluş Savaşımızdır. 30 Ağustos zaferi ile ka-
zanılmış olan savaşın 87. yıldönümünde baş-
kentteki geçit törenine katılacak askeri birliklerin
önlerinde yurdun çeşitli yerlerindeki “alay”lardan
gelmiş 60 sancağın yer alacağı ve özellikle bu
sancakların bazılarında, savaş sırasında kazan-
dıkları madalyaların da bulunmasını öngören
TSK, kamuoyuna ulusça elde edilmiş olan kaza-
nımların değerini unutmamalarını anımsatmak is-
tiyor. Güçlü ordunun, milletin ve devletin güçlü
olması anlamına geldiğinin unutulmamasını isti-
yor.
Bu yöntem, bir süreden beri Silahlı Kuvvetler’e
yöneltilmiş olan bilinçli yıpratma kampanyalarını
düzenleyenlere de bir yanıt anlamındadır.
Önceden paylaşılabilseydi
30 Ağustos Zafer Bayramı gibi o mücadelenin
simgesi olan bir günün öncesinde, devletin zir-
vesinde yapılmış olan düzeysiz kavgalardan kay-
gı duyanlar da, bu kaygılardan kurtulma umudu-
nu taşımaktan mutlu olacaktır... Keşke Cumhur-
başkanı Gül’de Başbakan Erdoğan’da Milli Gü-
venlik Kurulu toplantısında kurulun asker kana-
dınca masaya getirildiği tahmin edilen ve ulus
devletten hiçbir koşul altında vazgeçilmeyeceği-
ni vurgulayan o görüşleri kamuoyuyla daha ön-
ceden paylaşabilselerdi...
Öyle anlaşılıyor ki, açılım paketi için yapılan ön
hazırlıklar sırasında, görev üstlenmiş olan “akıl
hoca”ları, devletin üniter yapısına yönelik hınçla-
rını yüze çıkarmanın tam zamanı olduğunda gö-
rüş birliği varmışlar ve Cumhuriyetin rotasını de-
ğiştirmenin tam zamanı olduğu inancı ile iktidar
partisine yeni bir yol haritası empoze etmişlerdir.
Richard Hoolbrooke’ların, David L. Phil-
lips’lerin Başbakan’ın masasına kadar uzandığı
anlaşılan öğütleri, bu doğrultuda sağlam bir alt-
yapısı bulunmadığı kaçıncı kez ortaya çıkan ikti-
dar partisi ile muhalefet partileri arasındaki o sert
tartışmalara neden olmuştur.
Başbakan’ın ulus devletten vazgeçilmeyece-
ğini yineleyen görüşleri, hükümetin açılım konu-
sundan vazgeçmesi anlamında yorumlanmama-
lıdır. Tam aksine pakette nelerin yer almayacağı-
nı artık, bir süreden bu yana kafaları adamakıllı
karışmış olan bürokrat ve teknokratlar da gör-
müşlerdir.
Cumhurbaşkanı, böyle bir paketin ulusal muta-
bakat içinde oluşturulması amacı ile partiler ara-
sında, başından savsakladığı için yürürlüğe koy-
madığı yuvarlak masa toplantısını geçerli kılarak,
sorunun ekonomik, toplumsal ve kültürel boyut-
larını çözecek seçenekleri gerçekleştirebilir.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Heykeller
tahrip edildi
İstanbul Haber
Servisi - Büyükçekmece
Uluslararasõ Kültür ve
Sanat Festivali
kapsamõnda dünyaca ünlü
heykeltõraşlara yaptõrõlan
birbirinden değerli
heykeller, şehir
magandalarõ tarafõndan
kõrõlarak tahrip edildi.
Büyükçekmece Belediye
Başkanõ Dr. Hasan
Akgün, kültür
eşkõyalarõna karşõ katõ
önlemler alõnacağõnõ
söyledi.
Show TV’nin
acı kaybı
İstanbul Haber
Servisi - Sefaköy’de
geçirdiği motosiklet
kazasõnda ağõr yaralanan
Show TV kameramanõ
Özkan Aydoğdu (31)
tedavi gördüğü hastanede
yaşamõnõ yitirdi.
Aydoğdu, 21 Ağustos
Cuma gecesi
motosikletiyle Sefaköy
civarõnda kaza geçirdi.
Ağõr yaralõ olarak
Bakõrköy Dr. Sadi Konuk
Eğitim ve Araştõrma
Hastanesi’ne kaldõrõlan
Aydoğdu dün yaşamõnõ
yitirdi.
Kaçaklar
emniyetten kaçtı
DİYARBAKIR (AA)
- Diyarbakõr Emniyet
Müdürlüğü Yabancõlar
Şube Müdürlüğü’nün,
aynõ binada bulunan
misafirhanesinde, sõnõr
dõşõ edilmek üzere
muhafaza altõnda tutulan
3’ü kadõn, 1’i çocuk
toplam 16 kaçak, kadõn ve
çocuklarõn kaldõğõ
odadaki pencerenin alt
korkuluklarõnõ keserek
kaçtõ. Diyarbakõr
genelinde yapõlan
çalõşmalarda Afganistan
uyruklu 5 erkek kaçağõn
yakalandõğõ, 11 kişinin de
yakalanmasõna çalõşõldõğõ
belirtildi.
Anne aslan
yavrularını yedi
ANTALYA
(Cumhuriyet) - Antalya
Büyükşehir Belediyesi
Hayvanat Bahçesi’ndeki
dişi aslan, doğumdan 8
gün sonra 3 yavrusunu
yedi. Antalya Büyükşehir
Belediyesi Hayvanat
Bahçesi Şube Müdürü
Süleyman Karaca,
yavrularõn prematüre
olduklarõnõ; bu nedenle
anne aslanõn,
yaşayamayacaklarõ
içgüdüsüyle yavrularõnõ
yemiş olabileceğini
vurguladõ. Karaca, aslanõn
açlõktan yavrularõnõ
yediğine ilişkin iddialarõ
yalanladõ.
Açıklama
İstanbul Haber
Servisi - Bandõrma İlçe
Milli Eğitim Şube
Müdürü Malik Kavuk,
gazetemizde “Atatürkçü
öğretmen hedef oldu”
başlõğõ ile yayõmlanan ve
kendisinin adõnõn geçtiği
haberde, görüşünün
alõnmamasõnõ kişilik
haklarõnõn ihlali olarak
değerlendirdi. Kavuk
açõklamasõnda, habere
konu olan olaylarõn
geçtiği dönemde
Bandõrma Kaymakamlõğõ
tarafõndan, bir kamu
görevlisi hakkõnda “ön
incele raporu”
hazõrlanmasõ için
görevlendirildiğini
belirterek soruşturma
konusu olan öğretmenin
haberde adõ geçen
‘öğretmen Seval
Kaya Sönmez’
olmadõğõnõ savundu.
Alparslan Arslan, Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’ne sevk edilecek
Arslan heyetle tartõştõHATİCE TUNCER/
HİLAL KÖSE
Danõştay’a silahlõ baskõn ve
Cumhuriyet’e bombalõ saldõrõ
dosyasõ ile birleştirilen 1. Er-
genekon davasõnda, salondan
çõkmak isteyen sanõk Alparslan
Arslan, Mahkeme Heyeti Baş-
kanõ Köksal Şengün ile tartõş-
tõ. Alparslan Arslan’õn Silivri
Devlet Hastanesi’nde yapõlan
muayenenin ardõndan Bakõrköy
Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Has-
tanesi’ne sevkine karar verildi.
Savunmasõnõ tamamlayan İşçi
Partisi Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Ferit İlsever de Cumhu-
riyet güçlerinin Ergenekon te-
rörüyle bastõrõlmaya çalõşõldõ-
ğõnõ ifade ederek “Keyfi tu-
tuklamalardan, yargısız in-
fazlara, dinleme teröründen
patlayan bombalara, bulu-
nan cephaneliklere kadar
yükseltilen terör dalgasıyla
Türkiye teslim alınmaya ça-
lışılmaktadır” dedi.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi tarafõndan Silivri Ce-
zaevi Kampusu’ndaki duruşma
salonunda görülen 1. Ergene-
kon davasõnõn dünkü duruş-
masõ, Danõştay saldõrõsõ sanõğõ
Arslan’õn dõşarõ çõkma õsrarõn-
dan kaynaklanan tartõşma ile
başladõ. Alparslan Arslan, ken-
di isteği üzerine jandarmalar ta-
rafõndan dõşarõ çõkarõlõrken baş-
kan Şengün, oturmasõnõ istedi.
Alparslan Arslan’õn “Hasta-
yım, oturamıyorum” diye ba-
ğõrmasõ üzerine Başkan Şengün,
hastalõğõnõ sordu. Şengün’ün,
mikrofon verilmesini isteye-
rek “konuş” diye õsrarõ üzeri-
ne Arslan “Ağabeyciğim, has-
tayım, oturamıyorum, görü-
yorsun. Beyinsel problemle-
rim var. Defalarca dilekçe
yazdım” dedi. Başkan Şen-
gün’ün bir elini pantolonunun
içine sokmuş bir halde duran
Arslan’a “Elin nerede!” diye
çõkõşmasõ üzerine Arslan “Sa-
na ne!” diye yanõt verdi. Şen-
gün’ün “Otur orada!” deme-
si üzerine ise Arslan “Sen kim-
sin ya!” diye bağõrdõ.
‘Size mi kaldı
memleket?’
Arslan, salonun ön kõsmõnda
oturan bazõ sanõklara doğru eli-
ni sallayarak “Size mi kaldı bu
memleket” diye seslendi. Baş-
kan Şengün’ün jandarmalara
verdiği “oturtun” talimatõ üze-
rine Arslan “Çoluk çocuk sa-
hibi insansın. Yüzlerce insa-
nı sabahtan akşama kadar
burada oturtuyorsun. Bırak
insanlar evlerine gitsin” dedi.
Sõk sõk salondan çõkmak için
ayağa kalkan, bir kez dõşarõ
çõkarõlõp getirilen Arslan,
11.16’da jandarma eşliğinde
duruşma salonundan ayrõldõ.
Arslan’ın raporu
bekleniyor
Alparslan Arslan’õn kendisi-
nin ve ailesinin psikiyatrik so-
runlarõ nedeniyle hastaneye
sevki talebiyle verdiği dilek-
çeler, İstanbul 13. Ağõr Ceza
Mahkemesi heyeti tarafõndan
değerlendirildi. Arslan’õn
önceki gün Silivri Devlet
Hastanesi’ne sevk edil-
diği öğrenildi. Arslan’õn
yapõlan muayenenin ar-
dõndan da Bakõrköy Ruh
ve Sinir Hastalõklarõ Has-
tanesi’ne sevkine karar
verildi. Arslan’õn sevkinin
gerçekleşmesi için Siliv-
ri Devlet Hastanesi Genel
Kurulu’nun kararõnõn bek-
lendiği belirtildi.
Örgütüm İP’dir
Savunmasõnõ tamamla-
yan tutuksuz sanõk Ferit İl-
sever, Emniyet Genel Mü-
dürlüğü’nün 2007’nin ey-
lül ayõnda İçişleri Bakanõ
Beşir Atalay’a sunduğu
brifingde “ulusalcılık”õn
Terörle Mücadele Harekât
Dairesi Başkanlõğõ’nõn
faaliyetleri arasõnda de-
ğerlendirildiğine dikkat
çekti. İlsever, 19 yaşõndan
beri örgütlü faaliyetler
içerisinde yer aldõğõnõ be-
lirterek “Örgütüm İşçi
Partisi’dir” dedi. 10 ay-
lõk yargõlama sürecinin
ortada bir örgütün olma-
dõğõnõ gösterdiğini savu-
nan İlsever, buradaki sa-
nõklar arasõnda bir ideoloji
ve program birliğinin ol-
madõğõna dikkat çekti. Sa-
nõklarõn çoğunun Siliv-
ri’de tanõştõklarõnõ, tek or-
tak amacõn İP’li sanõklar
arasõnda olduğunu ifade
eden İlsever, “Buradaki
sanıkların çoğu sosya-
lizme karşıdır. Yargıla-
nan parti faaliyetleri,
Talat Paşa Komitesi’dir.
Buradaki tek toplantı,
ortak faaliyet ve örgüt-
sel disiplin İşçi Partili-
lerdedir. İşçi Partisi,
devrimci bir örgüttür.
Bunun için yargılanıyo-
ruz” diye konuştu. Gaze-
temiz başyazarõ ve imtiyaz
sahibi İlhan Selçuk’un
ağabeyi ve dostu olduğu-
nu belirten İlsever, “Ken-
disiyle şimdiye kadar,
‘Ergenekon terör örgütü’
dahil hiçbir örgütte bir-
likte bulunmadık. İd-
dianamede Selçuk ile il-
gili iddiaların hepsi uy-
durmadır” dedi.
Sayın’ın
psikolojisi bozuk
Duruşma başlamadan
önce basõn mensuplarõna
seslenen tutuklu sanõk Sa-
karya Üniversitesi öğre-
tim üyesi Doç. Dr. Emin
Gürses, iddianamede ma-
gazin için çok malzeme
çõkacağõnõ söyledi. Ba-
sõn mensuplarõnõn, ceza-
evinde aynõ koğuşta kal-
dõğõ Doç. Dr. Ümit Sa-
yın’õn “Gizli Tanık Ana-
dolu” olduğuna ilişkin
iddialarla ilgili bilgisini
sormasõ üzerine Gürses
şunlarõ anlattõ:
“Benim haberim yok.
Ona ben bakıyorum.
Benim aleyhime ifade
vermiş. Sordum ‘Uy-
durdum’ dedi. Dilekçe
yazdı ‘Beni psikiyatri ser-
visine gönderin’ diye.
Psikolojisi bozulmuş,
hastaneye kaldırılması
lazım. Ruh sağlığı bo-
zulmuş, savcılar onu
kullanmış.”
Danõştay’a silahlõ baskõn ve Cumhuriyet’e bombalõ saldõrõ dosyasõ ile birleştirilen
1. Ergenekon davasõ, sanõk Alparslan Arslan’õn dõşarõ çõkma õsrarõndan kaynaklanan
tartõşma ile başladõ. Mahkeme Heyeti Başkanõ Şengün ile tartõşan Arslan, bir süre
sonra salondan ayrõldõ. Arslan’õn, Silivri Devlet Hastanesi’nde yapõlan muayenenin
ardõndan Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’ne sevkine karar verildi.
Bakan Özak ve TOKİ Başkanõ Bayraktar’õn yeğeni İnan’õn hõzlõ yükselişi durmak bilmiyor
SEYFETTİN METE
ÇORUM - Spordan Sorumlu Devlet
Bakanõ Faruk Nafiz Özak ile Toplu Ko-
nut İdaresi (TOKİ) Başkanõ Erdoğan
Bayraktar’õn yeğeni olan Beden
Eğitimi Fakültesi mezunu Trabzon-
lu Naim İnan, Çorum Belediye
Başkanõ Muzaffer Külcü tarafõndan
“açıktan” Özel Kalem Müdürlü-
ğü’ne, 15 gün sonra da Kültür Mü-
dürlüğü’ne atandõ.
Çorum’un Buharaevler Mahalle-
si’ndeki “Mehmetçik Parkı” olarak be-
lirlenen parkõna, geçtiğimiz yõl dayõsõ
“Kolsuz Hâkim” lakaplõ Rahmi Ali
Mollaoğlu’nun adõnõ verdiği için tepki çe-
ken TOKİ Başkanõ Bayraktar, Çorum’da
tartõşmalõ bir atamaya da aracõ oldu. Bay-
raktar’õn ve Bakan Özak’õn yeğeni Naim
İnan, önce Çorum Belediyesi Özel Kalem
Müdürlüğü’ne atandõ. Beden Eğitimi Fa-
kültesi mezunu olan İnan, hõzla yükseldi.
İnan, 15 gün sonra da Kültür Müdürlü-
ğü’nde görevlendirildi. Ülke genelinde iş-
sizlik yüzde 15’e ulaşõrken, Bakan Özak
ve TOKİ Başkanõ’nõn yeğeninin hõzlõ
yükselişi tepki çekti.
CHP Belediye Meclisi Grup Başkanõ
Dinçer Solmaz, olayõ skandal olarak nite-
lendirdi. Solmaz, “Duyduğumuzda şoke
olduk. ‘Ballõ yeğen’ diye tam buna der-
ler işte. Bu kişi 15 gün içerisinde yasal ol-
mayan yollarla işe başlatılmış. Bu ne
kural tanımamazlık. Ankara’da da-
yısı olanların nasıl iş sahibi olduk-
ları, bu olayla birlikte ortaya çık-
mıştır” dedi. İnan için KPSS sõna-
võndan yeterli not alma zorunluluğu-
nun da aranmadõğõna dikkat çeken Sol-
maz, “Ankara’da dayın varsa KPSS
falan hepsi boş. Çorum Belediyesi’ni
sultanlık, padişahlık gibi yönetmek isti-
yorlar. Türkiye eğer bir hukuk devleti ise
gereken yetkililerce yapılmalı. İşin ta-
kipçisi olacağız” diye konuştu.
‘Ballı yeğen’ süper memur oldu
TOKİ Başkanõ ve Bakan Özak’õn yeğeni
Naim İnan, Çorum Belediye Başkanõ Muzaffer
Külcü tarafõndan “açõktan” Özel Kalem
Müdürlüğü’ne, 15 gün sonra da Kültür
Müdürlüğü’ne atandõ.
‘Hükümlüler
operasyonlarda
kullanıldı’
İstanbul Haber Servisi - Bayrampaşa Ce-
zaevi savcõlarõndan Necati Özdemir, Danõş-
tay baskõnõ ve Cumhuriyet gazetesinin bom-
balanmasõ olaylarõnõn tutuklu sanõğõ Osman
Yıldırım’õn, Bayrampaşa Cezaevi’nde bu-
lunduğu yõllarda gündüz içeride bulunduğu-
nu gece ise dõşarõda suç işlediğine yönelik
iddialara ilişkin, “1990 ile 2000 yılları ara-
sında cezaevinde çok karanlık bir dönem
yaşadık. Bu, olmaz demiyorum, olmamış-
tır da demiyorum çünkü olabilme ihtimali
çok yüksek” dedi. Özdemir, o yõllarda hem
asker hem de polisin hükümlüleri kullandõğõ-
nõ da belirtti. 1996-98 yõllarõ arasõnda görev
yaptõğõ dönemde bazõ suçlularõn dõşarõ çõkar-
tõldõğõnõ bildiğini dile getiren Özdemir, “Ce-
zaevinde olanlar zorla götürülmüyordu
ki, bunlar gönüllülerdi. Çıkar ilişkisi. Or-
ganizasyonlar yapmak üzere çıkartılıyor.
Bunlar çatışmalarda, operasyonlarda kul-
lanılıyorlardı” diye konuştu.
SAVCI NECATİ ÖZDEMİR:
‘Saylan’õ sevenler üzülmesin’
İstanbul Haber Servisi - Cüz-
zamla Savaş Derneği Genel Başka-
nõ ve Van Yüzüncü Yõl Üniversite-
si (YYÜ) Tõp Fakültesi Halk Sağlõğõ
Anabilim Dalõ Başkanõ, Prof. Dr.
Ayşe Yüksel, Prof. Dr. Türkan
Saylan’õn adõnõn Lepra Hastanesi’ne
verilmesi önerisine AKP’lilerin kar-
şõ çõkmasõnõn, Prof. Say-
lan’õn sevenlerini üz-
memesi gerektiğini be-
lirterek, “Prof. Saylan
yaşamı boyunca yap-
tıklarıyla mutlu oldu.
İsminin bir kuruma,
kuruluşa verilmesi onu
incitirdi. Onun için
önemli olan, yapılan
işin olumlu sonuçla-
rıydı” dedi.
Cüzzamla Savaş Der-
neği Genel Başkanõ
Prof. Yüksel, Prof. Say-
lan’õn 1976 yõlõnda kur-
duğu Cüzzamla Savaş Derneği ile
sosyal bir damga olan lepra hasta-
lõğõnõ Türkiye’de sosyal bir damga
olmaktan çõkardõğõnõ belirtti.
1980’li yõllarda Sağlõk Bakanlõğõ İs-
tanbul Tõp Fakültesi ve Cüzzamla Sa-
vaş Derneği olarak Türkiye’nin her
yerinde, hastalarõn evlerinde tedavi-
si, sosyal koşullarõnõn iyileştirilme-
si çalõşmalarõnõ sürdürdüğünü belir-
ten Prof. Yüksel, şunlarõ kaydetti:
“Sağlık Bakanlığı İstanbul Tıp
Fakültesi Bakırköy Lepra Has-
tanesi’nde 21 yıl başhekimlik yap-
mıştır. Geçmişte korkulan bir
hastalığı Türkiye’nin sağlık so-
runu olmaktan çıkarmıştır. Bu ne-
denle İstanbul İl Genel Meclis
üyesi CHP’li Zeynel Avcõ’nın
Prof. Dr. Saylan’ın
adını Lepra Hasta-
nesi’ne verme tekli-
fini saygı ile karşılı-
yoruz. Yalnız Prof.
Saylan, tüm yaşamı
boyunca yaptıkla-
rıyla mutlu olurdu.
İsminin bir kuruma,
kuruluşa verilmesi
onu incitirdi. Onun
için önemli olan, ya-
pılan işin olumlu so-
nuçlarıydı. Bu ne-
denle bugün ülke-
mizde lepra hastalı-
ğının ortadan kalkmış olması te-
davisi tamamlanmış 2 bin 500
kadar hastanın yaşamlarının so-
nuna kadar sosyal refah içinde ya-
şamalarının desteklenmesi, has-
taneye kendi adının konulmasın-
dan çok daha önemlidir. Bu ne-
denle AKP’lilerin böyle bir şeye
karşı çıkması, bizleri hiç ilgilen-
dirmiyor. Önemli olan Prof. Say-
lan’ın yaptıklarıdır.”
Cüzzamla Savaş
Derneği Genel
Başkanõ ve YYÜ Tõp
Fakültesi Halk Sağlõğõ
Anabilim Dalõ
Başkanõ, Prof. Dr.
Ayşe Yüksel, Prof.
Saylan yaşamõ
boyunca yaptõklarõyla
mutlu oldu. İsminin bir
kuruma, kuruluşa
verilmesi onu
incitirdi” dedi.
‘Bu hükümet
terörüdür’
Gazetemiz okurları ve sivil toplum örgütlerinin
“Aydınlara destek nöbeti”ne Sümerolog Muaz-
zez İlmiye Çığ da katılarak destek verdi. Gaze-
temizin Şişli’deki Merkez binasının bahçesinde
dün öğlen saatlerinde toplanan gazetemiz okur-
ları, “Balbay çıkacak yine yazacak”, “Susma sus-
tukça sıra sana gelecek”, “Biz susarsak kim ko-
nuşacak” yazılı dövizler taşıdılar. Eyleme destek
veren Çığ, gazetemizin Ankara Temsilcisi ve ya-
zarımız Mustafa Balbay başta olmak üzere tu-
tuklu bulunan tüm aydınlarımıza sevgilerini
gönderdiğini belirterek, “Zaman zaman Silivri’ye
gidip, kapıları kırıp yanlarına gitmek istiyo-
rum. Bu insanlar tamamen suçsuz olarak hapiste
yatıyorlar. Bu halk terörü, insan terörü değil, dev-
let terörü hatta hükümet terörüdür” dedi. Ga-
zetemiz yazarı Meriç Velidedeoğlu ise Muazzez
İlmiye Çığ’a “Nöbetimize verdiğiniz destek gü-
cümüzü arttırdı” sözleriyle teşekkür etti.
(Fotoğraf: SERKAN YILDIZ)
Cüzzamla Savaş Derneği Genel Başkanõ Prof. Yüksel ‘O yaptõklarõyla mutluydu’ dedi
CİHANER’İN AVUKATI KAZAN:
Baskıtümyargıç
vesavcılarayönelik
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu’nun ön-
ceki başkanlarõndan Avukat Turgut Kazan, mü-
vekkili olan Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan
Cihaner’in başlattõğõ “İsmailağa cemaati” ve Fet-
hullah Gülen ile ilgili iki ayrõ soruşturma nedeniyle
baskõ altõnda olduğunu ve hakkõnda 3 ayrõ disiplin
soruşturmasõ açõldõğõnõ söyledi. Kazan, “Hâkimler
Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısının
da değiştirileceğini ve HSYK’nin Adalet Ba-
kanlığı’na bağlı Teftiş Kurulu Başkanlığı gibi gö-
rev yapmasının amaçlandığını” söyledi.
Turgut Kazan, İstanbul Barosu’nda önceki gün dü-
zenlediği basõn toplantõsõnda, “46 yıllık meslek ha-
yatında ilk kez bir cumhuriyet başsavcısının mü-
dafiliğini üstlenmek durumunda kaldığını” ifa-
de ederek, şöyle devam etti:
“Adalet Bakanlığı’nın tutumu basit bir yanlışlık
ve uğranılan mağduriyet kişisel bir mağduriyet
sayılmaz. Tüm yargıç ve savcılara yönelik bir teh-
dit ve sindirme örneği ile karşı karşıyayız. Do-
layısıyla bu örnek, demokrasi ve hukuk devleti
açısından çok önemlidir. Mutlaka bilinmesi,
doğru değerlendirilmesi ve tepki gösterilmesi ge-
rekir. Çünkü bağımsız yargı ve iyi işleyen bir yar-
gı, demokrasinin güvencesidir. Yürütmenin yar-
gıya müdahalesi bu güvenceyi öldürür.”
Cihaner’e Erzincan’da başlattõğõ iki ayrõ soruşturma
nedeniyle 3 ayrõ disiplin soruşturmasõ açõlarak göz-
dağõ verilmeye çalõşõldõğõnõ belirten Kazan, “so-
ruşturma ile birlikte müvekkilinin dinlemeye alın-
dığının anlaşıldığını, ayrıca dışarıya karşı mü-
vekkilinin ‘Andõççõdõr’ ve ‘Ergenekoncudur’ diye
kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığını” söyledi. Mü-
vekkilinin İdil savcõsõ olduğu 1999 yõlõnda faili meç-
hul cinayetlerle ilgili Adalet Bakanlõğõ’na yazdõğõ 5
sayfalõk metni gazetecilere dağõtan Kazan, “Faili
meçhul cinayetlerle ilgili bu kadar duyarlılık gös-
termiş bir savcıya ‘Ergenekoncudur’ demeleri hak-
sızlıktır. Müvekkilim, kendisini ‘Andõççõ’ sayan
değerlendirmeleri reddederken, Andıç belgesi de-
nilen tarihsiz fotokopinin, Erzincan soruştur-
malarına karşı ‘korunma-savunma’ amacıyla ya-
ratılmış bir tertip olduğunun düşünülmesini
öneriyorum” diye konuştu. Kazan, gerekirse konuyu
AİHM’ye taşõyacaklarõnõ da söyledi.