23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 28 AĞUSTOS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Ulus Devletten Vazgeçmemek “Açılım” paketinin tam olarak neleri içerdiği değilse bile, nelerin bu paketin içine girmeyece- ği Başbakan’ın “Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği” yöneticileri ile yaptığı konuşmayla gün ışığına çıktı. Erdoğan, eski alışkanlıklarını bırakarak, şayet tekrar vazgeçmez ise sorunun “duygusallıktan uzak, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek dev- let anlayışı içinde” çözüleceğini söylüyor. Üni- ter yapımız üzerinde tartışmaya girilmemesini, çünkü bu yapının oluşabilmesi için yıllar yılı veril- miş olan bir mücadelenin bulunduğunu hem anımsıyor hem de onları kamuoyu ile paylaşarak kendisini bağlamış oluyor. Başbakan’ın sözünü ettiği o mücadele, Ulusal Kurtuluş Savaşımızdır. 30 Ağustos zaferi ile ka- zanılmış olan savaşın 87. yıldönümünde baş- kentteki geçit törenine katılacak askeri birliklerin önlerinde yurdun çeşitli yerlerindeki “alay”lardan gelmiş 60 sancağın yer alacağı ve özellikle bu sancakların bazılarında, savaş sırasında kazan- dıkları madalyaların da bulunmasını öngören TSK, kamuoyuna ulusça elde edilmiş olan kaza- nımların değerini unutmamalarını anımsatmak is- tiyor. Güçlü ordunun, milletin ve devletin güçlü olması anlamına geldiğinin unutulmamasını isti- yor. Bu yöntem, bir süreden beri Silahlı Kuvvetler’e yöneltilmiş olan bilinçli yıpratma kampanyalarını düzenleyenlere de bir yanıt anlamındadır. Önceden paylaşılabilseydi 30 Ağustos Zafer Bayramı gibi o mücadelenin simgesi olan bir günün öncesinde, devletin zir- vesinde yapılmış olan düzeysiz kavgalardan kay- gı duyanlar da, bu kaygılardan kurtulma umudu- nu taşımaktan mutlu olacaktır... Keşke Cumhur- başkanı Gül’de Başbakan Erdoğan’da Milli Gü- venlik Kurulu toplantısında kurulun asker kana- dınca masaya getirildiği tahmin edilen ve ulus devletten hiçbir koşul altında vazgeçilmeyeceği- ni vurgulayan o görüşleri kamuoyuyla daha ön- ceden paylaşabilselerdi... Öyle anlaşılıyor ki, açılım paketi için yapılan ön hazırlıklar sırasında, görev üstlenmiş olan “akıl hoca”ları, devletin üniter yapısına yönelik hınçla- rını yüze çıkarmanın tam zamanı olduğunda gö- rüş birliği varmışlar ve Cumhuriyetin rotasını de- ğiştirmenin tam zamanı olduğu inancı ile iktidar partisine yeni bir yol haritası empoze etmişlerdir. Richard Hoolbrooke’ların, David L. Phil- lips’lerin Başbakan’ın masasına kadar uzandığı anlaşılan öğütleri, bu doğrultuda sağlam bir alt- yapısı bulunmadığı kaçıncı kez ortaya çıkan ikti- dar partisi ile muhalefet partileri arasındaki o sert tartışmalara neden olmuştur. Başbakan’ın ulus devletten vazgeçilmeyece- ğini yineleyen görüşleri, hükümetin açılım konu- sundan vazgeçmesi anlamında yorumlanmama- lıdır. Tam aksine pakette nelerin yer almayacağı- nı artık, bir süreden bu yana kafaları adamakıllı karışmış olan bürokrat ve teknokratlar da gör- müşlerdir. Cumhurbaşkanı, böyle bir paketin ulusal muta- bakat içinde oluşturulması amacı ile partiler ara- sında, başından savsakladığı için yürürlüğe koy- madığı yuvarlak masa toplantısını geçerli kılarak, sorunun ekonomik, toplumsal ve kültürel boyut- larını çözecek seçenekleri gerçekleştirebilir. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Heykeller tahrip edildi İstanbul Haber Servisi - Büyükçekmece Uluslararasõ Kültür ve Sanat Festivali kapsamõnda dünyaca ünlü heykeltõraşlara yaptõrõlan birbirinden değerli heykeller, şehir magandalarõ tarafõndan kõrõlarak tahrip edildi. Büyükçekmece Belediye Başkanõ Dr. Hasan Akgün, kültür eşkõyalarõna karşõ katõ önlemler alõnacağõnõ söyledi. Show TV’nin acı kaybı İstanbul Haber Servisi - Sefaköy’de geçirdiği motosiklet kazasõnda ağõr yaralanan Show TV kameramanõ Özkan Aydoğdu (31) tedavi gördüğü hastanede yaşamõnõ yitirdi. Aydoğdu, 21 Ağustos Cuma gecesi motosikletiyle Sefaköy civarõnda kaza geçirdi. Ağõr yaralõ olarak Bakõrköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’ne kaldõrõlan Aydoğdu dün yaşamõnõ yitirdi. Kaçaklar emniyetten kaçtı DİYARBAKIR (AA) - Diyarbakõr Emniyet Müdürlüğü Yabancõlar Şube Müdürlüğü’nün, aynõ binada bulunan misafirhanesinde, sõnõr dõşõ edilmek üzere muhafaza altõnda tutulan 3’ü kadõn, 1’i çocuk toplam 16 kaçak, kadõn ve çocuklarõn kaldõğõ odadaki pencerenin alt korkuluklarõnõ keserek kaçtõ. Diyarbakõr genelinde yapõlan çalõşmalarda Afganistan uyruklu 5 erkek kaçağõn yakalandõğõ, 11 kişinin de yakalanmasõna çalõşõldõğõ belirtildi. Anne aslan yavrularını yedi ANTALYA (Cumhuriyet) - Antalya Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi’ndeki dişi aslan, doğumdan 8 gün sonra 3 yavrusunu yedi. Antalya Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi Şube Müdürü Süleyman Karaca, yavrularõn prematüre olduklarõnõ; bu nedenle anne aslanõn, yaşayamayacaklarõ içgüdüsüyle yavrularõnõ yemiş olabileceğini vurguladõ. Karaca, aslanõn açlõktan yavrularõnõ yediğine ilişkin iddialarõ yalanladõ. Açıklama İstanbul Haber Servisi - Bandõrma İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Malik Kavuk, gazetemizde “Atatürkçü öğretmen hedef oldu” başlõğõ ile yayõmlanan ve kendisinin adõnõn geçtiği haberde, görüşünün alõnmamasõnõ kişilik haklarõnõn ihlali olarak değerlendirdi. Kavuk açõklamasõnda, habere konu olan olaylarõn geçtiği dönemde Bandõrma Kaymakamlõğõ tarafõndan, bir kamu görevlisi hakkõnda “ön incele raporu” hazõrlanmasõ için görevlendirildiğini belirterek soruşturma konusu olan öğretmenin haberde adõ geçen ‘öğretmen Seval Kaya Sönmez’ olmadõğõnõ savundu. Alparslan Arslan, Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’ne sevk edilecek Arslan heyetle tartõştõHATİCE TUNCER/ HİLAL KÖSE Danõştay’a silahlõ baskõn ve Cumhuriyet’e bombalõ saldõrõ dosyasõ ile birleştirilen 1. Er- genekon davasõnda, salondan çõkmak isteyen sanõk Alparslan Arslan, Mahkeme Heyeti Baş- kanõ Köksal Şengün ile tartõş- tõ. Alparslan Arslan’õn Silivri Devlet Hastanesi’nde yapõlan muayenenin ardõndan Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Has- tanesi’ne sevkine karar verildi. Savunmasõnõ tamamlayan İşçi Partisi Genel Başkan Yardõm- cõsõ Ferit İlsever de Cumhu- riyet güçlerinin Ergenekon te- rörüyle bastõrõlmaya çalõşõldõ- ğõnõ ifade ederek “Keyfi tu- tuklamalardan, yargısız in- fazlara, dinleme teröründen patlayan bombalara, bulu- nan cephaneliklere kadar yükseltilen terör dalgasıyla Türkiye teslim alınmaya ça- lışılmaktadır” dedi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi tarafõndan Silivri Ce- zaevi Kampusu’ndaki duruşma salonunda görülen 1. Ergene- kon davasõnõn dünkü duruş- masõ, Danõştay saldõrõsõ sanõğõ Arslan’õn dõşarõ çõkma õsrarõn- dan kaynaklanan tartõşma ile başladõ. Alparslan Arslan, ken- di isteği üzerine jandarmalar ta- rafõndan dõşarõ çõkarõlõrken baş- kan Şengün, oturmasõnõ istedi. Alparslan Arslan’õn “Hasta- yım, oturamıyorum” diye ba- ğõrmasõ üzerine Başkan Şengün, hastalõğõnõ sordu. Şengün’ün, mikrofon verilmesini isteye- rek “konuş” diye õsrarõ üzeri- ne Arslan “Ağabeyciğim, has- tayım, oturamıyorum, görü- yorsun. Beyinsel problemle- rim var. Defalarca dilekçe yazdım” dedi. Başkan Şen- gün’ün bir elini pantolonunun içine sokmuş bir halde duran Arslan’a “Elin nerede!” diye çõkõşmasõ üzerine Arslan “Sa- na ne!” diye yanõt verdi. Şen- gün’ün “Otur orada!” deme- si üzerine ise Arslan “Sen kim- sin ya!” diye bağõrdõ. ‘Size mi kaldı memleket?’ Arslan, salonun ön kõsmõnda oturan bazõ sanõklara doğru eli- ni sallayarak “Size mi kaldı bu memleket” diye seslendi. Baş- kan Şengün’ün jandarmalara verdiği “oturtun” talimatõ üze- rine Arslan “Çoluk çocuk sa- hibi insansın. Yüzlerce insa- nı sabahtan akşama kadar burada oturtuyorsun. Bırak insanlar evlerine gitsin” dedi. Sõk sõk salondan çõkmak için ayağa kalkan, bir kez dõşarõ çõkarõlõp getirilen Arslan, 11.16’da jandarma eşliğinde duruşma salonundan ayrõldõ. Arslan’ın raporu bekleniyor Alparslan Arslan’õn kendisi- nin ve ailesinin psikiyatrik so- runlarõ nedeniyle hastaneye sevki talebiyle verdiği dilek- çeler, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi heyeti tarafõndan değerlendirildi. Arslan’õn önceki gün Silivri Devlet Hastanesi’ne sevk edil- diği öğrenildi. Arslan’õn yapõlan muayenenin ar- dõndan da Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Has- tanesi’ne sevkine karar verildi. Arslan’õn sevkinin gerçekleşmesi için Siliv- ri Devlet Hastanesi Genel Kurulu’nun kararõnõn bek- lendiği belirtildi. Örgütüm İP’dir Savunmasõnõ tamamla- yan tutuksuz sanõk Ferit İl- sever, Emniyet Genel Mü- dürlüğü’nün 2007’nin ey- lül ayõnda İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’a sunduğu brifingde “ulusalcılık”õn Terörle Mücadele Harekât Dairesi Başkanlõğõ’nõn faaliyetleri arasõnda de- ğerlendirildiğine dikkat çekti. İlsever, 19 yaşõndan beri örgütlü faaliyetler içerisinde yer aldõğõnõ be- lirterek “Örgütüm İşçi Partisi’dir” dedi. 10 ay- lõk yargõlama sürecinin ortada bir örgütün olma- dõğõnõ gösterdiğini savu- nan İlsever, buradaki sa- nõklar arasõnda bir ideoloji ve program birliğinin ol- madõğõna dikkat çekti. Sa- nõklarõn çoğunun Siliv- ri’de tanõştõklarõnõ, tek or- tak amacõn İP’li sanõklar arasõnda olduğunu ifade eden İlsever, “Buradaki sanıkların çoğu sosya- lizme karşıdır. Yargıla- nan parti faaliyetleri, Talat Paşa Komitesi’dir. Buradaki tek toplantı, ortak faaliyet ve örgüt- sel disiplin İşçi Partili- lerdedir. İşçi Partisi, devrimci bir örgüttür. Bunun için yargılanıyo- ruz” diye konuştu. Gaze- temiz başyazarõ ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un ağabeyi ve dostu olduğu- nu belirten İlsever, “Ken- disiyle şimdiye kadar, ‘Ergenekon terör örgütü’ dahil hiçbir örgütte bir- likte bulunmadık. İd- dianamede Selçuk ile il- gili iddiaların hepsi uy- durmadır” dedi. Sayın’ın psikolojisi bozuk Duruşma başlamadan önce basõn mensuplarõna seslenen tutuklu sanõk Sa- karya Üniversitesi öğre- tim üyesi Doç. Dr. Emin Gürses, iddianamede ma- gazin için çok malzeme çõkacağõnõ söyledi. Ba- sõn mensuplarõnõn, ceza- evinde aynõ koğuşta kal- dõğõ Doç. Dr. Ümit Sa- yın’õn “Gizli Tanık Ana- dolu” olduğuna ilişkin iddialarla ilgili bilgisini sormasõ üzerine Gürses şunlarõ anlattõ: “Benim haberim yok. Ona ben bakıyorum. Benim aleyhime ifade vermiş. Sordum ‘Uy- durdum’ dedi. Dilekçe yazdı ‘Beni psikiyatri ser- visine gönderin’ diye. Psikolojisi bozulmuş, hastaneye kaldırılması lazım. Ruh sağlığı bo- zulmuş, savcılar onu kullanmış.” Danõştay’a silahlõ baskõn ve Cumhuriyet’e bombalõ saldõrõ dosyasõ ile birleştirilen 1. Ergenekon davasõ, sanõk Alparslan Arslan’õn dõşarõ çõkma õsrarõndan kaynaklanan tartõşma ile başladõ. Mahkeme Heyeti Başkanõ Şengün ile tartõşan Arslan, bir süre sonra salondan ayrõldõ. Arslan’õn, Silivri Devlet Hastanesi’nde yapõlan muayenenin ardõndan Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’ne sevkine karar verildi. Bakan Özak ve TOKİ Başkanõ Bayraktar’õn yeğeni İnan’õn hõzlõ yükselişi durmak bilmiyor SEYFETTİN METE ÇORUM - Spordan Sorumlu Devlet Bakanõ Faruk Nafiz Özak ile Toplu Ko- nut İdaresi (TOKİ) Başkanõ Erdoğan Bayraktar’õn yeğeni olan Beden Eğitimi Fakültesi mezunu Trabzon- lu Naim İnan, Çorum Belediye Başkanõ Muzaffer Külcü tarafõndan “açıktan” Özel Kalem Müdürlü- ğü’ne, 15 gün sonra da Kültür Mü- dürlüğü’ne atandõ. Çorum’un Buharaevler Mahalle- si’ndeki “Mehmetçik Parkı” olarak be- lirlenen parkõna, geçtiğimiz yõl dayõsõ “Kolsuz Hâkim” lakaplõ Rahmi Ali Mollaoğlu’nun adõnõ verdiği için tepki çe- ken TOKİ Başkanõ Bayraktar, Çorum’da tartõşmalõ bir atamaya da aracõ oldu. Bay- raktar’õn ve Bakan Özak’õn yeğeni Naim İnan, önce Çorum Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü’ne atandõ. Beden Eğitimi Fa- kültesi mezunu olan İnan, hõzla yükseldi. İnan, 15 gün sonra da Kültür Müdürlü- ğü’nde görevlendirildi. Ülke genelinde iş- sizlik yüzde 15’e ulaşõrken, Bakan Özak ve TOKİ Başkanõ’nõn yeğeninin hõzlõ yükselişi tepki çekti. CHP Belediye Meclisi Grup Başkanõ Dinçer Solmaz, olayõ skandal olarak nite- lendirdi. Solmaz, “Duyduğumuzda şoke olduk. ‘Ballõ yeğen’ diye tam buna der- ler işte. Bu kişi 15 gün içerisinde yasal ol- mayan yollarla işe başlatılmış. Bu ne kural tanımamazlık. Ankara’da da- yısı olanların nasıl iş sahibi olduk- ları, bu olayla birlikte ortaya çık- mıştır” dedi. İnan için KPSS sõna- võndan yeterli not alma zorunluluğu- nun da aranmadõğõna dikkat çeken Sol- maz, “Ankara’da dayın varsa KPSS falan hepsi boş. Çorum Belediyesi’ni sultanlık, padişahlık gibi yönetmek isti- yorlar. Türkiye eğer bir hukuk devleti ise gereken yetkililerce yapılmalı. İşin ta- kipçisi olacağız” diye konuştu. ‘Ballı yeğen’ süper memur oldu TOKİ Başkanõ ve Bakan Özak’õn yeğeni Naim İnan, Çorum Belediye Başkanõ Muzaffer Külcü tarafõndan “açõktan” Özel Kalem Müdürlüğü’ne, 15 gün sonra da Kültür Müdürlüğü’ne atandõ. ‘Hükümlüler operasyonlarda kullanıldı’ İstanbul Haber Servisi - Bayrampaşa Ce- zaevi savcõlarõndan Necati Özdemir, Danõş- tay baskõnõ ve Cumhuriyet gazetesinin bom- balanmasõ olaylarõnõn tutuklu sanõğõ Osman Yıldırım’õn, Bayrampaşa Cezaevi’nde bu- lunduğu yõllarda gündüz içeride bulunduğu- nu gece ise dõşarõda suç işlediğine yönelik iddialara ilişkin, “1990 ile 2000 yılları ara- sında cezaevinde çok karanlık bir dönem yaşadık. Bu, olmaz demiyorum, olmamış- tır da demiyorum çünkü olabilme ihtimali çok yüksek” dedi. Özdemir, o yõllarda hem asker hem de polisin hükümlüleri kullandõğõ- nõ da belirtti. 1996-98 yõllarõ arasõnda görev yaptõğõ dönemde bazõ suçlularõn dõşarõ çõkar- tõldõğõnõ bildiğini dile getiren Özdemir, “Ce- zaevinde olanlar zorla götürülmüyordu ki, bunlar gönüllülerdi. Çıkar ilişkisi. Or- ganizasyonlar yapmak üzere çıkartılıyor. Bunlar çatışmalarda, operasyonlarda kul- lanılıyorlardı” diye konuştu. SAVCI NECATİ ÖZDEMİR: ‘Saylan’õ sevenler üzülmesin’ İstanbul Haber Servisi - Cüz- zamla Savaş Derneği Genel Başka- nõ ve Van Yüzüncü Yõl Üniversite- si (YYÜ) Tõp Fakültesi Halk Sağlõğõ Anabilim Dalõ Başkanõ, Prof. Dr. Ayşe Yüksel, Prof. Dr. Türkan Saylan’õn adõnõn Lepra Hastanesi’ne verilmesi önerisine AKP’lilerin kar- şõ çõkmasõnõn, Prof. Say- lan’õn sevenlerini üz- memesi gerektiğini be- lirterek, “Prof. Saylan yaşamı boyunca yap- tıklarıyla mutlu oldu. İsminin bir kuruma, kuruluşa verilmesi onu incitirdi. Onun için önemli olan, yapılan işin olumlu sonuçla- rıydı” dedi. Cüzzamla Savaş Der- neği Genel Başkanõ Prof. Yüksel, Prof. Say- lan’õn 1976 yõlõnda kur- duğu Cüzzamla Savaş Derneği ile sosyal bir damga olan lepra hasta- lõğõnõ Türkiye’de sosyal bir damga olmaktan çõkardõğõnõ belirtti. 1980’li yõllarda Sağlõk Bakanlõğõ İs- tanbul Tõp Fakültesi ve Cüzzamla Sa- vaş Derneği olarak Türkiye’nin her yerinde, hastalarõn evlerinde tedavi- si, sosyal koşullarõnõn iyileştirilme- si çalõşmalarõnõ sürdürdüğünü belir- ten Prof. Yüksel, şunlarõ kaydetti: “Sağlık Bakanlığı İstanbul Tıp Fakültesi Bakırköy Lepra Has- tanesi’nde 21 yıl başhekimlik yap- mıştır. Geçmişte korkulan bir hastalığı Türkiye’nin sağlık so- runu olmaktan çıkarmıştır. Bu ne- denle İstanbul İl Genel Meclis üyesi CHP’li Zeynel Avcõ’nın Prof. Dr. Saylan’ın adını Lepra Hasta- nesi’ne verme tekli- fini saygı ile karşılı- yoruz. Yalnız Prof. Saylan, tüm yaşamı boyunca yaptıkla- rıyla mutlu olurdu. İsminin bir kuruma, kuruluşa verilmesi onu incitirdi. Onun için önemli olan, ya- pılan işin olumlu so- nuçlarıydı. Bu ne- denle bugün ülke- mizde lepra hastalı- ğının ortadan kalkmış olması te- davisi tamamlanmış 2 bin 500 kadar hastanın yaşamlarının so- nuna kadar sosyal refah içinde ya- şamalarının desteklenmesi, has- taneye kendi adının konulmasın- dan çok daha önemlidir. Bu ne- denle AKP’lilerin böyle bir şeye karşı çıkması, bizleri hiç ilgilen- dirmiyor. Önemli olan Prof. Say- lan’ın yaptıklarıdır.” Cüzzamla Savaş Derneği Genel Başkanõ ve YYÜ Tõp Fakültesi Halk Sağlõğõ Anabilim Dalõ Başkanõ, Prof. Dr. Ayşe Yüksel, Prof. Saylan yaşamõ boyunca yaptõklarõyla mutlu oldu. İsminin bir kuruma, kuruluşa verilmesi onu incitirdi” dedi. ‘Bu hükümet terörüdür’ Gazetemiz okurları ve sivil toplum örgütlerinin “Aydınlara destek nöbeti”ne Sümerolog Muaz- zez İlmiye Çığ da katılarak destek verdi. Gaze- temizin Şişli’deki Merkez binasının bahçesinde dün öğlen saatlerinde toplanan gazetemiz okur- ları, “Balbay çıkacak yine yazacak”, “Susma sus- tukça sıra sana gelecek”, “Biz susarsak kim ko- nuşacak” yazılı dövizler taşıdılar. Eyleme destek veren Çığ, gazetemizin Ankara Temsilcisi ve ya- zarımız Mustafa Balbay başta olmak üzere tu- tuklu bulunan tüm aydınlarımıza sevgilerini gönderdiğini belirterek, “Zaman zaman Silivri’ye gidip, kapıları kırıp yanlarına gitmek istiyo- rum. Bu insanlar tamamen suçsuz olarak hapiste yatıyorlar. Bu halk terörü, insan terörü değil, dev- let terörü hatta hükümet terörüdür” dedi. Ga- zetemiz yazarı Meriç Velidedeoğlu ise Muazzez İlmiye Çığ’a “Nöbetimize verdiğiniz destek gü- cümüzü arttırdı” sözleriyle teşekkür etti. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Cüzzamla Savaş Derneği Genel Başkanõ Prof. Yüksel ‘O yaptõklarõyla mutluydu’ dedi CİHANER’İN AVUKATI KAZAN: Baskıtümyargıç vesavcılarayönelik İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu’nun ön- ceki başkanlarõndan Avukat Turgut Kazan, mü- vekkili olan Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in başlattõğõ “İsmailağa cemaati” ve Fet- hullah Gülen ile ilgili iki ayrõ soruşturma nedeniyle baskõ altõnda olduğunu ve hakkõnda 3 ayrõ disiplin soruşturmasõ açõldõğõnõ söyledi. Kazan, “Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısının da değiştirileceğini ve HSYK’nin Adalet Ba- kanlığı’na bağlı Teftiş Kurulu Başkanlığı gibi gö- rev yapmasının amaçlandığını” söyledi. Turgut Kazan, İstanbul Barosu’nda önceki gün dü- zenlediği basõn toplantõsõnda, “46 yıllık meslek ha- yatında ilk kez bir cumhuriyet başsavcısının mü- dafiliğini üstlenmek durumunda kaldığını” ifa- de ederek, şöyle devam etti: “Adalet Bakanlığı’nın tutumu basit bir yanlışlık ve uğranılan mağduriyet kişisel bir mağduriyet sayılmaz. Tüm yargıç ve savcılara yönelik bir teh- dit ve sindirme örneği ile karşı karşıyayız. Do- layısıyla bu örnek, demokrasi ve hukuk devleti açısından çok önemlidir. Mutlaka bilinmesi, doğru değerlendirilmesi ve tepki gösterilmesi ge- rekir. Çünkü bağımsız yargı ve iyi işleyen bir yar- gı, demokrasinin güvencesidir. Yürütmenin yar- gıya müdahalesi bu güvenceyi öldürür.” Cihaner’e Erzincan’da başlattõğõ iki ayrõ soruşturma nedeniyle 3 ayrõ disiplin soruşturmasõ açõlarak göz- dağõ verilmeye çalõşõldõğõnõ belirten Kazan, “so- ruşturma ile birlikte müvekkilinin dinlemeye alın- dığının anlaşıldığını, ayrıca dışarıya karşı mü- vekkilinin ‘Andõççõdõr’ ve ‘Ergenekoncudur’ diye kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığını” söyledi. Mü- vekkilinin İdil savcõsõ olduğu 1999 yõlõnda faili meç- hul cinayetlerle ilgili Adalet Bakanlõğõ’na yazdõğõ 5 sayfalõk metni gazetecilere dağõtan Kazan, “Faili meçhul cinayetlerle ilgili bu kadar duyarlılık gös- termiş bir savcıya ‘Ergenekoncudur’ demeleri hak- sızlıktır. Müvekkilim, kendisini ‘Andõççõ’ sayan değerlendirmeleri reddederken, Andıç belgesi de- nilen tarihsiz fotokopinin, Erzincan soruştur- malarına karşı ‘korunma-savunma’ amacıyla ya- ratılmış bir tertip olduğunun düşünülmesini öneriyorum” diye konuştu. Kazan, gerekirse konuyu AİHM’ye taşõyacaklarõnõ da söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle