18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 27 AĞUSTOS 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] TAV’DA 6 AYLIK VERİLER SAĞLIKLI TAV Havalimanlarõ Holding AŞ. (TAV) ilk yarõda faaliyet kârõnõ yüzde 35 artõrdõ. Yapõlan açõklamaya göre, 2009 yõlõnõn ilk altõ aylõk döne- minde 13.4 milyon TL vergi öncesi kâr elde etti. Vergi giderleri son- rasõnda şirket 5.3 milyon TL zarar açõkladõ. Holding, özellikle Havaş ve BTA’nõn gelirlerinde önceki yõlõn aynõ dönemine göre artõş olmasõ sayesinde yõlõn ilk altõ ayõnõ yüzde 12 ciro artõşõ ile kapattõ. Şir- ketin faaliyet kârõ da yüzde 35 artõş gösterdi. TAV Havalimanlarõ Holding AŞ. İcra Kurulu Başkanõ Sani Şener, “Söz konusu veriler şirketin krize dayanõklõlõğõnõn ve yönetim ile çalõ- şanlarõn verimliliğe odaklanmasõnõn sonucudur” dedi. Doğuş Otomotiv, yõlõn ilk yarõsõnda 20 milyon lira net kâr elde etti. Doğuş Otomotiv’in 2009 ilk yarõyõl finansal göstergeleri, düzenlenen basõn toplantõsõ ile açõklandõ. Şirket yõlõn 6 aylõk döneminde net kârõnõ geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 161 oranõnda artõrarak 20 milyon liraya çõkardõ. Doğuş Otomotiv geçen yõlõn aynõ döneminde 33 milyon lira zarar açõklamõştõ. Şirketin yõlõn ilk yarõsõnda satõşlarõ ise geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 18 oranõnda azalarak 25 bin 69 adede geriledi. OYAK ÇİMENTO YÜKSELİŞE GEÇTİ Oyak Çimento’nun ilk altõ aylõk net kârõ 128.9 milyon dolar açõklandõ. Yapõlan açõk- lamada yõlõn ilk çeyreğinde yüzde 16 gerileyen çimento iç satõşlarõ ikinci çeyrekte toparlanmaya başladõ ve beş aylõk gerileme yüzde 14’te kaldõ. Krizden etkilenme- yen Ortadoğu ülkelerinin talebine Mõsõr ve Libya başta olmak üzere Kuzey Afrika, Batõ Afrika ve Karadeniz ülkeleri de katõldõ ve bu ülkelerin yõl sonuna dek güçlü ta- lebi koruyacağõ öngörüldü. İç pazardaki talep artõşõnõn genellikle endüstriyel projeler kaynaklõ olduğu belirtilen açõk- lamada konut sektörünün 2010 yõlõnda yükselişi yakalayacağõ belirtildi. İstanbul Haber Servisi - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Fa- kültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Haydar Kazgan, son yolculuğuna uğurlandõ. Kazgan için, İTÜ Yabancõ Diller Yüksekokulu binasõnda tören düzenlendi. Kazgan’õn cenazesi, kõlõnan cenaze namazõnõn ardõndan Seyid Ah- med Camii İranlõlar Kabristanõ’nda top- rağa verildi. Kazgan’õn cenazesine ailesi, meslektaşlarõ, yakõnlarõ ve sevenleri katõldõ. Prof. Kazgan, 23 Ağustos Pazar günü yaşamõnõ yitirmişti. Haydar Kazgan’õ uğurladõk Reel kesim güveni geriledi Ekonomi Servisi - Altõ aydan bu ya- na artõş gösteren reel kesimin güveni ağustosta geçen aya göre 1.6 puan azalarak 98.5’e geriledi. Geçen yõlõn ay- nõ dönemine göre 4 puan artan güven endeksi, 52.3’le son bir yõlõn en düşük seviyesinin gerçekleştiği yõlbaşõndan bu yana ise 46.3 puan arttõ. Merkez Bankasõ, İktisadi Yönelik Anketi ve Reel Kesim Güven En- deksi Ağustos 2009 sonuçlarõnõ açõk- ladõ. Ağustos ayõnda imalat sanayinde faaliyet gösteren bin 992 işyerine an- ket formu gönderilirken, bin 633 katõlõmcõdan yanõt alõndõ. Yanõtlama oranõ ise yüzde 82 oldu. İSO’nun İkinci 500 Sanayi Kuruluşu verilerine göre kriz KOBİ’leri daha çok ezdi Ekonomi Servisi - İstanbul Sa- nayi Odasõ Başkanõ Tanıl Küçük, İkinci 500 Sanayi Kuruluşu ile ilgili sonuçlarõn 2008 yõlõnõn, üretimden satõşlarda, kârlõlõkta ve mali yapõda 2001 sonrasõ dönemin en olumsuz yõlõ olarak ortaya çõktõğõnõ bildirdi. Küçük, dün açõklanan verilere göre İkinci 500 Sanayi Kurulu- şu’nun genel durumunun daha ön- ce açõklanan İlk 500 Firma’ya gö- re daha kötü olduğunu vurgulayarak özetle şunlarõ söyledi:  2008 yõlõ tüm sanayimiz için son derece zor geçti. Ancak yüzde 40’õndan fazlasõnõ küçük ve orta öl- çekli işletmelerin oluşturduğu ikin- ci 500 büyük sanayi kuruluşu ça- lõşmalarõmõzõn sonuçlarõ, 2008 yõ- lõnõn bu gruptaki işletmeleri daha da çok zorladõğõna işaret ediyor.  Bilindiği üzere, 2008’den mi- ras kalan olumsuzluklar, 2009’da şiddetini artõrarak devam etti. Yõ- lõn ilk çeyreğinde sanayi üreti- minde tarihi düşüşler yaşandõ. Sa- nayideki olumsuzluklarõn 2009 yõlõnda daha da arttõğõnõ göz önü- ne alõrsak başta küçük ve orta öl- çekliler olmak üzere 2009 yõlõnõn ilk yarõsõnda sanayi kuruluşlarõnõn sõkõntõlarõnõn daha da arttõğõ açõk. 2009’un ilk yarõsõ son 10 yõlõn en olumsuz dönemidir.  İyimserliğe kapõlmak 2009’un ikinci yarõsõnõ da kaybetmemize yol açabilir. Bu kritik geçiş döne- minde dikkatler ekonomide olma- lõdõr. Birinci ve ikinci 500 Büyük ça- lõşmalarõmõzõn 2008’e tuttuğu ayna, 2009’un hiç olmazsa kalanõnõ ka- zanç hanesine yazabilmek için ya- põlmasõ gerekenlere yönelik bir uyarõ olmalõdõr. Önlemler ihmal edilmemelidir. Aksi takdirde, 2009 yõlõna ait birinci ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu çalõşmalarõmõzõn sonuçlarõ, 2008’i mumla aratõr ni- telikte olabilir. Türkiye Reklam Konseyi, ‘Alõn-Verin, Ekonomiye Can Verin’ sloganõyla Ekonomik Canlõlõk Kampanyasõ başlattõ TOBB, TÜSİAD ve perakendeci kuruluşlarõn uygulayacağõ indirim ve promosyonlarla desteklenecek kampanyada küçücük bir sakõz almanõn bile ülke ekonomisi gibi dev bir çarka nasõl olumlu etki yaptõğõ anlatõlõyor. Bir küçücük sakõz alsanõz yeter Ekonomi Servisi - Pazarlama, reklam, medya alanõndaki örgütlerin çatõ kuruluşu olan Türkiye Reklam Konseyi, küresel krizin etkilerini azaltmak ve iç talebi can- landõracak mekanizmalarõ harekete geçi- rebilmek amacõyla, Devlet Bakanõ ve Baş- bakan Yardõmcõsõ Ali Babacan’õn hima- yesinde ülke çapõnda bir kampanya başlattõ. 15 Eylül tarihine kadar TV, basõn, rad- yo, outdoor ve internete yayõlan “Ekono- mik Canlılık Kampanyası”nda, “Alın, Verin-Ekonomiye Can Verin” sloganõy- la, küçücük bir sakõz almanõn bile ülke eko- nomisi gibi dev bir çarka nasõl olumlu et- ki yaptõğõ anlatõlõyor. Ramazan ve bayram ile okula dönüş dönemlerini kapsayacak bi- çimde, topyekûn bir seferberlik başlat- mak amacõnõ taşõyan kampanya, Türkiye Reklam Konseyi başta olmak üzere 5 sek- tör örgütünün, Reklamcõlar Derneği, IAA, Reklamverenler Derneği, TV Yayõncõlarõ Derneği ve Basõn Reklam Platformu’nun or- tak imzasõnõ taşõyor. Kampanya, TÜSİAD, TOBB ve Alõşveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği üye- leri tarafõndan yapõlacak bireysel kam- panyalarla da desteklenecekler. İstanbul Hilton Oteli’nde yapõlan tanõ- tõmla başlatõlan kampanyanõn açõlõşõnda ko- nuşan Türkiye Reklam Konseyi ve Ulus- lararasõ Reklamcõlar Derneği Başkanõ Meh- met Ali Yalçındağ, “Sanayi kuruluşları, meslek örgütleri, firmalar da kampan- yamızdan haberdar edildi. Onların ha- yata geçireceği promosyonlar, indirim- ler, özel koşullarla yılın son çeyreğinde iç talebi canlandırarak hayatı normal- leştirmek gayretindeyiz” dedi. Ekonomi Servisi - Türkiye Reklam Konse- yi’nin “Alın, Verin, Ekonomiye Can Verin” ad- lõ kampanyasõnõn “hamiliğini” üstlenen Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Ali Babacan, toplantõda yaptõğõ konuşmada, hazõrlanmakta olan orta vadeli programõn ana kurgusunun iç ta- lebi ve özel tüketimi canlandõrmaya odaklandõ- ğõnõ belirterek, bu açõdan sunumu yapõlan kam- panyayla örtüştüğünü belirtti. Babacan özetle şunlarõ vurguladõ:  Son iki aydõr yapõsal reformlarõ temel alan orta vadeli bir program çalõşmasõ içindeyiz. Sa- dece 2010-2011-2012’de neler yapacağõmõzõ değil, 2012’den sonra Türkiye’nin bütçe denge- leri ve borç stoku konusunda nasõl bir kural ge- tirilebilir, bunun üzerinde çalõşõyoruz. Güven sağ- lamak açõsõndan mümkün olan en kõsa zamanda bu çalõşmalarõn tamamlanõp ortaya konmasõ ge- rekiyor. Bunu pek çok ülkeden önce yapmõş ola- cağõz. Önemli mesafe kat ettik.  Bugün içinde bulunduğumuz ortamda, ka- munun hõzla kendine çekidüzen vermesi gere- kiyor. İlk defa faiz dõşõ açõk vereceğiz. Kriz ne- deniyle kamu borç stokunda da ciddi bir sõçra- ma söz konusu. Kamu açõğõ arttõkça bankalarõn elindeki kaynaklarõ Hazine tüketiyor. Son bir yõl- dõr tablo maalesef bu.  Devletin biri vergi gelirleri diğeri iç borç- lanma olmak üzere iki kaynağõ var. Kamu har- camalarõnõ daha fazla arttõrarak sorunu çözeme- yiz. Para basma kapõlarõnõ da çoktan kapattõk. Kal- dõ ki bugün, devlet harcamalarõnõ yüzde 10 art- tõrdõğõmõzda bunun büyümeye etkisi sadece yüzde 0.3’te kalacak. Özel sektör harcamalarõ- nõ yüzde 10 artõrdõğõmõzda ise 6.8 puanlõk artõş oluyor. Demek ki esas olan özel harcamalarda- ki artõştõr ve bu yüzden kampanya ile orta vade- li programõn hedefleri uyuşuyor.  Orta vadeli program bizim kendi çalõşma- mõz olacak. Daha sonra buna uluslararasõ kuruluşlar destek vermeye karar verirlerse, bu kuruluşlarõn desteğini de almayõ arzu ederiz. IMF ile yapõlacak anlaşma Tür- kiye ile alakalõ güveni bir miktar daha arttõracaktõr ama tek başõna hiçbir zaman yeterli değildir. Ortaya ko- nacak program hepsinden daha önemlidir ve güven ve- ren bir program olmalõdõr. Türkiye Reklam Konseyi’nin dün başlattığı Ekonomik Canlılık Kampanyası’nda birçok ün- lü isim de ücretsiz olarak rol aldı. Prof. Dr. De- niz Gökçe “sakız satan bakkal”, gazeteci Me- liha Okur “çiçekçi kız”, ekonomi yazarı ve es- ki bakanlardan Yaman Törüner “oyuncakçı” ve bankacı Akın Öngör de “simitçi” ro- lü ile TV reklamlarında ve ilanlarda boy göstererek kampanyaya destek verdiler. Reklamların tasarımını DDB & Co / Karpat Po- lat, yönetmenliğini Kağan Erturan yürüttü. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kulak Tırmalıyor... İyi bir sesin okuduğu doğal bir ezanla, mikrofon- ları çok açılmış, aynı anda başlatılmamış, her biri bir başka ses tonu, makamla okunan birbirine karışmış ezan seslerinin kulak tırmayıcılığı arasındaki farkı bir düşünün... Dün gece haberlerde Müslüm Gür- ses’in kasete alınan ezan okumasının haberi sırasında banttan verilen düzgün ses kulağımda, sabah eza- nında çıkan garip gürültünün etkisinde, daldığım uy- kudan gürültüyle önce ne olup bittiğini anlayamadan uyandım. Fatih bölgesinde farklı camilerden çıkan farklı seslere kulağım yatkın olsa da, bu kadar kulak tırmalayan bir karmaşayı hiç anımsamıyorum. Bir sü- re iyi niyetle kimi camilerin minarelerinden yapılan banttan yayında teknik bir takılma, bozukluk olabi- leceğini düşündüm... Hayır, inananların içini kıpır- datacak ezan sesi yerine, camilerden yapılan ortak ezan çağrısı adına bile, her kafadan, pardon mikro- fondan bağırtı ile nasıl bir korkunç, kulak tırmalayan gürültü yaratılabildiğini düşündüm... Sizi bilmem ama ben Kürt açılımıyla ilgili yapılan son günlerin sözde demokratik tartışmaları, açık otu- rumları, siyasi, yetkin kurumlar adına düşünce, görüş açıklamalarının bütününden de benzer algı- yı almaktayım. Hiç bu kadar karşısındakini yok sa- yan, incitmemek adına özensizi unutun, kırmaya, in- citmeye, vurmaya yönelik, hakaret, suçlama yarı- şında, bağıra bağıra, yüksek sesli konuşmalar, açıklamaların, birbirini dinlemeye niyetsiz, niyetli ol- sa da dinlenmesi olanaksız kulak tırmalayan bir ku- ru gürültüyle karşı karşıya kaldığım duygusunu al- mamıştım... Gündemimize dayatılan, çerçevesi, içeriği, ilkeleri çizilmeden kabul etmeye zorlandığı- mız, Kürt açılımının iyi bir şey olduğu üzerine fetva verenler neden bu kadar kulak tırmalayan, uyumsuz, bağırtılı sesler çıkarıyorlar ki? Akan kanın durdurulmasını sağlayacak uzlaşma yol- ları, çözüm reçeteleri olanlar, haksızlık yapmadıkla- rına da inanıyorlarsa, güvenle, görüşlerini kamuoyuna açıklarlar değil mi? Cumhuriyet’in dünkü manşeti gel- diğimiz noktayı gazeteci gözüyle gerçekten en an- laşılır şekilde özetleyivermişti. Her zaman bu kadar iyi spot başlıklar bulunamaz, arkadaşlarımı kutlarım: “Siyasette kopan kavgada yöneltilen suçlamalar açıklama yapmaya zorladı Başbuğ, açılıma çerçeveyi çizdi”. İktidarı, muhalefeti 3 parti de anayasa içeriği olan Başbuğ’un kırmızı çizgiler açıklamasına onay verdiler. Çok farklı sonuçlar, yorumlarla birlikte. İyi güzel de, Kürt açılımını gündeme getiren çoğunluk iktidarı ne- den en başından, muhalefet partilerini de yanına ala- rak bu kadar yaşamsal bir sorun üzerinde uzlaşma sağlamaya çalışmadı ki? Neden uzlaşmayı değil, uz- laşmamayı getirecek bir üslupla, açılımın içeriği üzerinde en küçük bir görüş ortaya koymadan, so- ru işaretlerini güvensizliği katlaya katlaya büyüten bir ortamın yaratılmasına yol açtı ki? Açıklama zorunlu- luğu, bu kaygılar üzerinden TSK’ye bırakıldı ki?.. En azından MGK’de, devletin kurumları arasında sağlandığı duyurulan mutabakattan sonra, bir çerçeve açıklama yapılamaz mıydı? Neden yetkili, çoğunluk iktidarı şimdi itirazı olmadığını söylediği TSK açıkla- masını zorunlu kılan gelişmelere ortam yarattı ki? TSK tam mutabakat açıklamasının ardından hükümetin yapmadığı bir açıklamayı neden yapmak zorunda ka- labilir?.. Ankara kulislerinden kulaklara, MGK muta- bakat metninin hükümet tarafından açıklanmamış, ek- sik açıklanmış olması gibi dedikodular fısıldanıyor... Doğru ise daha da güveni sarsan, gerçekten yaşamsal bir sorun üzerinden yaratılan umutları umutsuzluğa çevirebilecek bir tutarsızlık değil mi? İsterseniz hep birlikte ABD’nin, emperyalizmin, Or- tadoğu, Irak bataklığındaki çıkmazına çözüm arayışları reçetelerinden kaynaklanıyor olsa da; Kürt açılımının, ülkemizde barışa gidiş arayışlarının gündeme gel- mesinin yarattığı toplumsal umutların kırılmasının si- yaseten gaftan öte, affedilemeyecek bir suç olaca- ğı saptamasından yola çıkalım. AKP iktidarının, Er- doğan hükümetlerinin durmadan gündem, umut ya- ratıp, sonrasında bunların boşa çıkarılması diğer gaf- larından, ülke çıkarlarına aykırı sonuçlar veren fi- yaskolarından beter bir son olabileceği üzerinde de duralım. Ülkemiz için, AB üyelik eşiği derken daha uzağına düşmek, Ermeni, Kıbrıs.. açılımlarının boşa düşmesinden daha yıkıcı sonuçları olabilir çünkü. Önceki gece göreceli sakin değerlendirme yap- maya çalışan kimi profesyonel gazeteciler, AKP ik- tidarının ucu açık Kürt açılımı sonrası Anadolu’nun her yerinden gelen güvensizlik tepkilerinin hiç is- tenmeyecek bir karşı tehdidi yaratmakta olduğunun altını çiziyorlardı.. Çoksesli orkestra, insan için, en zengin, en güzel müziği, ortak güzel sesi yaratmak içindir. Ancak birbirinden güzel bestelerin ortak se- sini yaratacak güzel müziğin çıkmasını sağlayan iyi eğitimli, çalışmış, sesleri doğru veren sanatçılar ya- nında, orkestra şefi, yönetimini gerektirir. Aksi, her kafadan çıkan cırtlak seslerle müzik değil kakafo- ni, kulak tırmalayan gürültü olur... [email protected] DOĞUŞ OTOMOTİV’DEN 20 MİLYON TL KÂR Kampanya orta vadeli programla örtüşüyor Programõn hamiliğini üstlenen Devlet Bakanõ Ali Babacan, “Devlet harcamalarõnõ arttõramayõz. Özel harcamalardaki artõşõn büyümeye etkisi daha fazla. Kampanya hedeflerimizle uyumlu” dedi. Geçen yılı bile mumla ararız Sonuçlarõ değerlendiren İSO Başkanõ Küçük, “Bu veriler, 2009’un hiç olmazsa kalanõnõ kazanç hanesine yazabilmek için bir uyarõ olmalõ. Aksi halde, 2008’i mumla aratabilir” dedi. İSO Başkanı’nın şirketi ilk kez listede “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesine bu yıl ilk kez İSO Başkanı Tanıl Küçük’ün gıda sektöründe faaliyet gösteren şir- keti Elit Çikolata ve Şekerleme de girdi. Şirket, 51 milyon 307 bin 198 liralık net üretimden satışla 388’inci sırada yer alıyor. ULUSOY, 501. BÜYÜK “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2008 Rapo- ru”nda ilk sõrada 39 bin 438 li- ralõk net üretimden satõşla Sam- sun’dan Ulusoy Un San. ve Tic. AŞ. yer aldõ. 176 sõra birden at- layan Uludağ Un geçen yõl 177’nci sõradaydõ. Ulusoy Un’u 104 milyon 12 bin 123 lira ile Selçuk İplik San. ve Tic. AŞ iz- ledi. Üçüncü olan şirket adõnõn açõklanmasõnõ istemedi. Dör- düncü sõrayõ 103 milyon 782 bin 307 lira ile Norm Cõvata San. ve Tic. AŞ, beşinci sõrayõ 103 milyon 721 bin 596 lira ile Setaş Kimya Sanayi AŞ aldõ. 2008’de ikinci olan Selçuk İplik 2007’de ilk 500 içinde 478’inci sõrada yer almõştõ. Ekonomi Profesörü bakkal, eski bakan oyuncakçı oldu İSO’nun raporuna göre, 2008 yõ- lõnda vergi öncesi en fazla kâr eden kuruluş da Eti Elektro- metalurji AŞ. oldu. İkinci sõra- da Erikli Su ve Meşrubat Sana- yi ve Ticaret AŞ. yer aldõ. Ra- pora göre, vergi öncesi dönem kârlõlõğõnda 2008 yõlõnda üre- timden satõşlara göre 121’inci sõ- rada bulunan Eti Elektrometa- lurji AŞ. 40 milyon 926 bin 135 liralõk vergi öncesi kâr rakamõ ile ilk sõrayõ aldõ. Bunu üretimden satõşlara göre 75. sõradaki Erik- li Su ve Meşrubat Sanayi ve Ti- caret AŞ. 34 milyon 473 bin 157 liralõk kârlõlõkla izledi. KÂRDA BİRİNCİ ETİ Ekonomi Servisi - Anadolu Efes’in ilk yarõda kon- solide net kârõ 226.3 milyon lira ile beklentilerin üze- rinde gelirken, geçen yõlõn aynõ dönemine göre ne- redeyse aynõ kaldõ. Şirket, 2008’in ilk yarõsõnda 226 milyon lira kâr açõklamõştõ. Coca-Cola İçecek de ilk yarõda yüzde 14.5 ar- tõşla 88.11 milyon lira konsolide net kâr açõkla- dõ. Şirketin geçen yõl aynõ dönemdeki net kârõ ise 76.93 milyon lira olmuştu. Anadolu Efes ve Coca-Cola sonuçtan memnun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle