Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 AĞUSTOS 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 9
CMYB
C M Y B
Eyfel Kulesi
önünde kolbastı
KONYA (AA) - Ge-
çen yõl dans yarõşmasõnda
dünya birincisi olan Selçuk
Üniversitesi Halk Danslarõ
Topluluğu, festival için git-
tikleri Fransa’da Eyfel Ku-
lesi’nin önünde kolbastõ oy-
nadõ. 42 kişilik ekibiyle
Fransa’ya giderek Türki-
ye’yi temsil eden topluluk,
Fransa’nõn 5 ayrõ kentinde
festivallerde gösteri yaptõ,
Türk halk danslarõnõ başa-
rõyla temsil etti. Kolbastõ
gösterisi Fransõzlardan ve
Paris’e gelen turistlerden de
büyük ilgi gördü.
Hamile kadını yerde
sürüklediler
İZMİR (AA) - İz-
mir’in Yeşildere semtinde
pazardan dönen 8 aylõk ha-
mile Elif Kaymak’õn (30) ar-
kasõndan yaklaşan bir kişi,
omuzundaki çantayõ almak
istedi. Kendisine direnen
Kaymak’õ saçõnõ çekerek ye-
re düşüren ve sürükleyen
zanlõ, içinde cep telefonu
bulunan çantayõ aldõ. Saldõr-
gan, Kaymak’õn boynundaki
altõn kolye ve kolundaki bi-
leziği de alarak kaçtõ. İhbar
üzerine bölgede çalõşma
başlatan polis zanlõ A.B’yi
kõsa sürede yakaladõ. Olayõ
hafif sõyrõklarla atlatan Elif
Kaymak, “Saçõmdan tutarak
beni yerde sürükledi. Gözü
dönmüş gibiydi. Beni öldü-
rebilirdi” dedi.
Düğün magandası
can aldı
NİĞDE (AA) - Niğ-
de’nin Ulukõşla ilçesine bağ-
lõ Darboğaz beldesinde bir
düğünde havai fişek gösteri-
si yapõlõrken aynõ anda bazõ
kişiler, silahla havaya ateş
etmeye başladõ. Bu sõrada
aniden yere düşen Mehmet
Ulupõnar (40), yakõnlarõ ta-
rafõndan Ulukõşla Devlet
Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Vü-
cuduna kurşun isabet eden
Ulupõnar, kurtarõlamadõ.
Olayla ilgili geniş çaplõ araş-
tõrma başlatõldõ.
Pehlivanlar
kavga etti
FETHİYE (AA) -
Fethiye’nin Seki beldesinde
bu yõl on dokuzuncusu
düzenlenen “Seki Yaylasõ
Yağlõ Pehlivan Güreşleri”
sõrasõnda bazõ pehlivanlar
arasõnda tartõşma çõktõ.
Tartõşmanõn kavgaya
dönüşmesi üzerine kimi
izleyiciler de sahaya gelerek
kavgaya karõştõ. Olay
yerinde bulunan güvenlik
güçleri, taş ve sopalarõn
kullanõldõğõ kavgayõ
güçlükle önleyebildi. Kavga
sõrasõnda yaralanan bir
güreşçiye sağlõk ekipleri
müdahale etti.
‘Ellik Halayı’
Guinness’te
TOKAT (AA) - To-
kat’ta vatandaşlar, yörenin
halk oyunlarõndan olan El-
lik Halayõ’nõ 1000 kişinin
katõlõmõyla çekerek Guin-
ness Rekorlar Kitabõ’na gir-
mesini sağladõ. Cumhuriyet
Meydanõ’nda sabah saatle-
rinden itibaren toplanmaya
başlayan yurttaşlar, gelişle-
rinde Guinness Rekorlar
Kitabõ yetkilisi Jenny Ka-
rampaiki’ye imza verdi.
Daha sonra toplam 1000 ki-
şi hep birlikte meydanda
Ellik Halayõ oynadõ. Ka-
rampaiki, rekoru onayladõ.
MAHMUT LICALI
ANKARA - Eski Başbakan Yardõmcõsõ ve
Türkiye Partisi Genel Başkanõ Abdüllatif Şe-
ner, AKP hükümetinin ekonomik krizin olma-
dõğõnõ savunmasõnõn milyonlarca yurttaşla alay
etmek anlamõna geldiğini kaydetti. Şener, 13
milyon insanõn yoksulluk sõnõrõnda yaşadõğõ
Türkiye’de AKP’nin krizin faturasõnõn yoksul
halka yüklediğini belirtti. Şener’e yönelttiğimiz
sorular ve yanõtlarõ şöyle:
- AKP, krizin artık Türkiye’yi etkilemedi-
ğini savunuyor. Sizce bu doğru mu?
- İktidar krizin Amerika’da olduğunu, Türki-
ye’de olmadõğõnõ ve krizin bizi teğet geçtiğini
söylüyor. Ama kriz var dedikleri ülke, yani
Amerika 2009 ikinci çeyreği itibarõyla yüzde
2.5 küçülüyor. Türkiye ise yüzde 13.8 oranõn-
da küçülüyor. Amerika’da işsizlik yüzde 9 ci-
varõnda, Türkiye’de gerçek işsizlik yüzde
30’larõn üzerinde... Şimdi sormak lazõm: Kriz
Amerika’da mõ, Türkiye’de mi var? Neden
ekonomik göstergelerin en fazla bozulduğu ül-
ke Türkiye’dir? OECD ülkeleri içinde büyü-
me, işsizlik rakamlarõna bakõn Türkiye’deki
veriler diğer ülkelere göre çok daha vahim ve
kötü olduğunu görüyorsunuz. O halde Türki-
ye’de yanlõş olan bir şeyler var. Yanlõş yapõlan
bir şeyler var. Buna bağlõ olarak da kriz Türki-
ye’yi etkilemiştir.
‘MİLYONLARLA ALAY EDEN
BİR BAŞBAKAN VAR’
- Ekonomik kriz Türkiye’yi nasıl etkiledi?
- Finans piyasalarõ sorunlu görünmüyor şu
anda. Türkiye’de 2008’in son çeyreğinde eko-
nomi yüzde 6.2 küçüldü. 2009’un ilk çeyreğin-
de ise 13.8 küçüldü. 2009’un ikinci çeyreğinde
de ekonominin yüzde 10 civarõnda küçüleceği
anlaşõlõyor. Bu küçülme trendinin 3. çeyrekte
de devam edeceği şu anki verilere göre göz-
lemleniyor. Şöyle bir durum var. 4 çeyrek üst
üste küçülmüş bir ekonominin görüntüsü -he-
nüz süreç tamamlanmamõş olmakla birlikte-
ortaya çõkmõş durumda. Böyle bir ekonomide
kriz yoktur derseniz, kriz teğet geçti derseniz,
kriz nedeniyle acõ çeken õstõrap çeken milyon-
larca insanla alay ediyorsunuz demektir. Şu
anda başbakanõn ve hükümetin yaptõğõ şey, ge-
çim sõkõntõsõ içinde varlõk mücadelesi veren bu
ülkenin insanlarõyla alay etmektir. Bugün 13
milyon insan yoksulluk sõnõrõnõn altõnda yaşõ-
yor. Bu ülkede vesika almak için 60 bin kadõn
başvuru yapõyor. Emekliler bile yoksulluğa
mahkûm olmuşlar. Geçim sõkõntõsõ içerisinde-
ler. Aylõklarõna ya 5 TL, ya 10 TL tutarõnda
yapõlan zamlarlar hükümet tarafõndan alay edi-
len büyük bir emekli kitlesi var. Esnaf kepenk
kapatõyor. Vergi mükelleflerinin sayõlarõ belir-
gin bir şekilde azalõyor. Üst üste fabrikalar ka-
panõyor. Çiftçi maliyetlerini karşõlayamõyor.
Bu ülkenin başbakanõ, ekonomiden sorumlu
bakanlarõ ekonominin iyi olduğunu, Türki-
ye’de krizin olmadõğõnõ söylüyorlar. Bunun tek
bir anlamõ vardõr. Bu ülkelede geçim sõkõntõsõ
nedeniyle mücadele eden geleceğiyle ilgili
umutlarõnõ kaybetme noktasõna gelmiş milyon-
larca yurttaşõmõzla alay ediyorlar. Bir ülkenin
insanõyla alay eden, onu tiye alan bir başbakan
olamaz, ama bu ülkede var.
‘TÜRKİYE’DEKİ İŞSİZLİK HİÇBİR
YERDE YOK’
- Diğer ülkelerle kıyasladığınızda krizin
Türkiye’yi etkileme ölçüsü nasıl?
- The Economist dergisinde 44 ülkenin kü-
çülme ve işsizlik rakamlarõ var. Buna göre
ABD birinci çeyrekte yüzde 2.5 küçülmüş. Di-
ğer ülkelere baktõğõnõz zaman Türkiye’deki gi-
bi yüzde 13.8’lik bir küçülmeyi yaşamõş tek
bir ülke yoktur. Krizin teğet geçtiği ülkeler
var: Mesela Çin büyümeye devam ediyor. Yu-
nanistan, Norveç, Polonya Avustralya, Hindis-
tan da yüzde 6’nõn üzerinde büyümeye devam
ediyor. Türkiye’nin verileri krizin damardan
girdiğini gösteriyor. İşsizlik verileri de böyle...
44 ülke arasõnda en yüksek işsizlik oranlarõn-
dan biri Türkiye’de. Üstelik Türkiye’de işsiz-
lik verileri devletin açõkladõğõ resmi rakamlara
göre değerlendiriliyor. Resmi rakamlarda bile
genç nüfusta işsizlik oranõ yüzde 30’a yakõn-
dõr. Tarõmdaki işsizlik oranõ da yüzde 30’a ya-
kõndõr. Devlet resmi işsizlik rakamlarõ güvenil-
meyecek rakamlardõr. Türkiye’deki işsizlik
dünyanõn hiçbir yerinde yoktur.
- Yılın yarısında hedefin 2.5 katı kadar
bütçe açığı oluşmasını nasıl anlamlandır-
mak gerek?
- 2009 yõlõ bütçe açõğõ 10 milyar TL olarak
öngörülmüştü. Yõlõn ilkyarõsõ itibarõyla açõk 24
milyar TL olarak gerçekleşti. Yani yõlõn yarõ-
sõnda öngörülenden 2.5 katõ kadar bir bütçe
açõğõ ortaya çõktõ. Hükümet bununla ilgili ne
yapõyor; borçlanma yetkisini arttõrõyor. 75 mil-
yar TL’ye kadar borçlanma yetkisini genişlet-
tiler. Böylece 2009 yõlõ için bütçenin sürekli
açõk vereceğini, mevcut bütçe yasasõna göre
elbisenin içerisinde yönetemeyeceklerini bil-
dikleri için sürekli borçlanacaklarõnõ ilan etmiş
oldular. Bu önemli bir finansal sorundur. 2001
krizinden bugüne kadar Türkiye’de bütçe den-
gelerinde bu derece bir bozukluk ortaya çõk-
mamõştõ. Şimdi hükümet yõllardõr gelir gider
dengesi içerisinde yönetilen bütçenin dengesi-
ni de bozmuştur. Bozulan yalnõzca ekonomik
aktörler değil, devletin kendi finans dengeleri-
dir. Bu ülkenin 70 yõllõk birimleri satõldõ. AKP
eline ne geçtiyse, neyi satabildiyse her şeyi
sattõ. Bu kadar kamu kuruluşunu piyasaya çõ-
karan, satan, yabancõlaştõran ve buradan gelen
gelirlerin Hazine’ye aktarõldõğõ bir dönemde
bu paralar nereye gitti? Nereye gitti bu paralar
da üstüne bütçe açõğõ patladõ? Bunun hesabõnõ
vermeleri lazõm.
‘ÜRETİM TASFİYE EDİLİYOR’
- Bu kötü tablonun nedeni AKP’nin yöne-
tim anlayışından mı kaynaklanıyor?
- Yönetim tarzlarõ şu: Türkiye’de üretimi tas-
fiye ediyorlar. Çalõşanõ, alõn terini ülke için har-
cayan insanlarõ mağdur ve perişan ediyorlar.
Türkiye’nin küresel rekabet gücünü yok edi-
yorlar. AKP’nin ekonomi politikalarõnõn özü
budur. Her alanda böyle; tarõmda, sanayide...
Sanayi üretim endeksi rakamlarõna göre tüm
sektörlerde ekonomi küçülüyor. Üretim kapasi-
tesini kaybediyor. Madencilik, gõda, içecek,
tekstil, giyim sektöründe üretim kan kaybedi-
yor. Sanayide istih-
dam korkunç bir
şekilde düşüyor.
Eskiden Türkiye daha demokratik bir ülkey-
di. Artõk Türkiye’de insanlar, hak taleplerini
bile demokratik yollarla ortaya koyamõyor-
lar. İnsanlar bir baskõ rejimi altõndalar. Sen-
dikalar, dernekler, çiftçi kuruluşlarõ, sanayi
ve ticaret erbabõnõn temsilcileri suskun...
Ne kadar garip bir ülkeyiz. İnsanlarõ
okuyamõyor, çocuklarõnõ okutamõyorlar.
Öğrenci harçlarõna zam yapõlõyor. Hükümet
öğrenci harçlarõnõ arttõrarak, maliyeti
öğrenci ve öğrenci velilerinin üzerine
yõkmak suretiyle soruna çözüm arõyor.
Mevcut iktidar elindeki kamu gücünü
siyasi maksatlar için kullanmaktadõr.
Siyasal iktidar, hukuku elindeki bir
sopa gibi tutuyor. Havuç ve sopa
yöntemi. Türkiye hiçbir zaman siyasal
iktidarlarca böyle yönetilmemiştir.
‘AKP yurttaşla alay ediyor’
Gerçek işsizliğin yüzde 30’un üzerinde olduğunu, 13 milyon insanõn yoksulluk sõnõrõnõn altõnda yaşadõğõnõ
söyleyen Türkiye Partisi lideri Şener ‘Kriz yok demek milyonlarca yurttaşla alay ediyorsunuz demektir’ dedi
- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Ada-
let Bakanlığı arasında yaşanan atama krizini na-
sıl değerlendiriyorsunuz?
- Anayasada erkler ayrõlõğõ diye temel bir prensip
vardõr. Yasama, yürütme, yargõ birbirinden ayrõdõr.
Bu güç dengesi Türkiye’nin demokratik niteliğini
ortaya çõkarõr. Son yõllarda Türkiye’nin bu niteliğin-
de bozulmalar yaşanõyor. Siyasal iktidar tek güç ha-
line dönüşmektedir. Bir siyasal iktidar tek güç hali-
ne dönüşmeye başladõysa ülkenin demokratik niteli-
ği sorgulanmalõdõr. Demokrasi sandõktan çõkan de-
mek değildir. Elbette demokrasilerde sandõk vardõr.
Sandõktan çõkanõn yönetimde yasama organõnda ço-
ğunluğu oluşturma demokrasinin mekanizmalarõn-
dan biridir. Ama demokratik toplumun gereklilikleri
vardõr. Sadece sandõk yeterli değil. Asõl demokrasi
gücün bir yerde toplandõğõ bir rejim değil, yetki ve
gücün paylaşõldõğõ ve dağõldõğõ bir rejimdir. Demok-
ratik ülkelerde özerk kurumlar vardõr, gelişmiş sivil
toplum, özgür basõn vardõr. Türkiye’de özgür basõn
mõ var? Gelişmiş özgür cesurca hak taleplerin-
de bulunma iradesine sahip sivil toplum
mu var? Tek güç haline dönüşmüş bir
siyasal iktidarõn etkisinde yönlen-
dirmesinden arõnmõş bir yargõ mõ
var Türkiye’de? Bağõmsõz düzen-
leyici kurumlar var. Hangisi Baş-
bakan’õn iradesinden bağõmsõzdõr?
Türkiye’de demokrasi sorunu vardõr.
Asõl söylemek istediğim budur.
‘İnsanlar bir baskı rejimi altında’ ‘AKP’nin havuç ve sopa yöntemi’ ‘Çözümü zamda arıyorlar’
Eskiden Türkiye daha demokratik bir
ülkeydi. Artõk Türkiye’de insanlar,
gelir gruplarõ, değişik meslek örgütleri
hak taleplerini bile demokratik yollarla
ortaya koyamõyorlar. İnsanlar bir baskõ
rejimi altõndalar. Bunun en açõk görüntü-
sü herkesin suskunluğundan belli. Sendi-
kalar, emekli dernekleri, çiftçi kuruluşla-
rõ, sanayi ve ticaret erbabõnõn temsilcileri
suskun... Şu yaşadõğõmõz süreçlerin çok
küçük bir benzeri geçmişte Türkiye’de
ortaya çõkmõş olsaydõ mitingler olurdu.
Şimdi görüyor muyuz böyle bir şey? İkti-
dar emeklileri unutmuş durumda. Bir hak
talebiyle ilgili çõkõş ve direnç göremiyo-
ruz. Demokratik bir toplumda böyle bir
şey olur mu? İşçi grev kararõ almõştõ yüz-
de 1’lik zammõn ardõndan bundan vaz-
geçti. İnanabiliyor musunuz, yüzde 1
zam ile tüm memurlar ve kamu işçileri
haklarõndan vazgeçiyorlar. Kriz bütün
sektörleri sallõyor. Sektörlerin temsilcileri
olan kurumlar, hükümetin kriz programõ-
na destek olmasõ amacõyla tüketimi arttõr-
ma kampanyasõ yapõyorlar. Niye yapõyor-
lar? “Başbakan’ın elinde bir sopa var,
o sopa kafamıza gelmesin, Başbakan’a
şirin bir görüntü verelim.” Mevcut ik-
tidar elindeki kamu gücünü siyasi mak-
satlar için kullanmaktadõr. Siyasal iktidar,
hukuku elindeki bir sopa gibi tutuyor.
Havuç ve sopa yöntemi.
- AKP’nin ‘Kürt açõlõmõ’ adı altında
başlattığı süreci nasıl yorumluyorsu-
nuz?
- Türkiye’de bazõ gerçeklikler var. Kürt
gerçeği bunlardan biridir. Son günlerde
açõlõm kapsamõnda konu gündeme otur-
muştur. Şu anda ne olup bittiğini kimse-
nin fazla bildiğini zannetmiyorum. Birta-
kõm aydõnlar toplanõyor, birtakõm çalõş-
taylara katõlõyorlar. Hükümetten açõklama
yapõlõyor, ne anlama geldiği belli değil.
İşin özünün açõklanmasõna şerh koyarak
basõn toplantõsõ yapõlõyor. Başta terörle
bağlantõlõ boyutu olmak üzere konunun
uluslararasõ boyutlarõ vardõr. ABD çeki-
lirken Kuzey Irak’la bağlantõlõ olarak ne-
yi hedeflemektedir? Diğer taraftan Kuzey
Irak yönetimi hem Irak hükümetiyle hem
de Türkiye’yle nasõl bir ilişki planlamak-
tadõr? Bu ikisi de son derece önemli ve
bizi doğrudan etkileyecek konulardõr. Bu
bir anlamda bizim dõşõmõzda gelişme sağ-
layan bir yapõdõr. İkincisi, bu konuda
Türkiye’de bir devlet politikasõ oluşturu-
labilecek bir zemin var mõ? Bu konuda
kararlarõ uluslararasõ güçler mi verecek,
yoksa kararõ Türkiye mi verecek? Konuy-
la ilgili kararõ Türkiye’nin verebilecek
iradeye sahip olmasõ için ülkedeki ku-
rumlarõn birbirine güven duymasõ ve
mutlak işbirliği sağlayacak zeminin oluş-
masõ lazõm. Türkiye’de güvensiz bir or-
tam var. Siyasal iktidar kamu gücünü
elinde kõrbaç olarak kullanõyor. Güven-
sizliğin derinleştiği bir dönemde bu ko-
nuyla ilgili Türkiye’nin bir devlet politi-
kasõ üretebilecek bir noktada olabileceği-
ni düşünmüyorum. Türkiye’nin bir an ön-
ce normalleşmesi lazõm. Türkiye’nin de-
mokratik yapõsõnõ güçlendirmesi lazõm.
Bu açõdan baktõğõmda bu konunun yeni
güvensizlik ortamlarõnõn oluşturmasõndan
endişe ediyorum.
- AKP hükümetinin krize karşı önlem olarak getirdiği iki pa-
ket oldu. Sizce bu paketler işe yaradı mı?
- Paket diye yapõlan açõklamalar, görüntüyü düzeltmeye yönelikti.
Daha sonra üzerinde tartõşmaya değer iki paket çõktõ. Biri teşvik pa-
ketiydi. Bu paket tamamõyla ülkenin sorunlarõyla ilişkili değil. Mev-
cut sektörler çöküyor, mevcut fabrikalar kapanõyor. Bir kere eldeki-
ler batarken, piyasada yeterli talep yokken, yeni yatõrõm yapana teş-
vik vereceğim demenin hiçbir pratik faydasõ yoktur. İkinci paket ise,
bir zam furyasõdõr. Dünyada akaryakõt üzerinden vergi en yüksek
Türkiye’dedir. Benzinin aşağõ yukarõ yüzde 70’i vergidir. Bütçe açõğõ
da artmaya başlayõnca başta akaryakõt olmak üzere geniş kitleleri
doğrudan ilgilendiren bazõ harcamalar üzerine ilave vergiler konuş-
muştur ya da mevcut vergi oranlarõnõ arttõrmõştõr. Ne kadar garip bir
ülkeyiz. İnsanlarõ okuyamõyor, çocuklarõnõ okutamõyorlar. Öğrenci
harçlarõna zam yapõlõyor. Romanya’da da bütçe sorunu yaşanõyor.
Bu nedenle Romanya’da başbakan ve bakanlarõn maaşlarõ yüzde 20
oranõnda azaltõlmõştõr. Bizde ise hükümet öğrenci harçlarõnõ arttõra-
rak, maliyeti öğrenci ve öğrenci velilerinin üzerine yõkmak suretiyle
soruna çözüm arõyor. Krizin maliyetini, faturasõnõ fakir halkõn sõrtõna
yüklüyorsunuz demektir. Krizde bazõ dengeler bozulmuşsa bunun fa-
turasõnõ maliyetini kime yükleyeceksiniz. Hükümet yoksul halkõn sõr-
tõna yüklüyor. Halka karşõ bir politika uyguluyor.
‘ K R İ Z İ N F A T U R A S I N I Y O K S U L H A L K A Y Ü K L Ü Y O R L A R ’
‘ B A S K I R E J İ M İ V A R , H E R K E S S U S K U N ’
>>
>>
>>‘AKP İKTİDARI KAMU GÜCÜNÜ
KIRBAÇ OLARAK KULLANIYOR’
>>
Şener ekonomi-
deki kötü gidişi
verilerle
açıkladı. (Fotoğ-
raflar: NECATİ
SAVAŞ)
‘ T Ü R K İ Y E ’ D E D E M O K R A S İ S O R U N U V A R ’