25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 AĞUSTOS 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 CMYB C M Y B Eyfel Kulesi önünde kolbastı KONYA (AA) - Ge- çen yõl dans yarõşmasõnda dünya birincisi olan Selçuk Üniversitesi Halk Danslarõ Topluluğu, festival için git- tikleri Fransa’da Eyfel Ku- lesi’nin önünde kolbastõ oy- nadõ. 42 kişilik ekibiyle Fransa’ya giderek Türki- ye’yi temsil eden topluluk, Fransa’nõn 5 ayrõ kentinde festivallerde gösteri yaptõ, Türk halk danslarõnõ başa- rõyla temsil etti. Kolbastõ gösterisi Fransõzlardan ve Paris’e gelen turistlerden de büyük ilgi gördü. Hamile kadını yerde sürüklediler İZMİR (AA) - İz- mir’in Yeşildere semtinde pazardan dönen 8 aylõk ha- mile Elif Kaymak’õn (30) ar- kasõndan yaklaşan bir kişi, omuzundaki çantayõ almak istedi. Kendisine direnen Kaymak’õ saçõnõ çekerek ye- re düşüren ve sürükleyen zanlõ, içinde cep telefonu bulunan çantayõ aldõ. Saldõr- gan, Kaymak’õn boynundaki altõn kolye ve kolundaki bi- leziği de alarak kaçtõ. İhbar üzerine bölgede çalõşma başlatan polis zanlõ A.B’yi kõsa sürede yakaladõ. Olayõ hafif sõyrõklarla atlatan Elif Kaymak, “Saçõmdan tutarak beni yerde sürükledi. Gözü dönmüş gibiydi. Beni öldü- rebilirdi” dedi. Düğün magandası can aldı NİĞDE (AA) - Niğ- de’nin Ulukõşla ilçesine bağ- lõ Darboğaz beldesinde bir düğünde havai fişek gösteri- si yapõlõrken aynõ anda bazõ kişiler, silahla havaya ateş etmeye başladõ. Bu sõrada aniden yere düşen Mehmet Ulupõnar (40), yakõnlarõ ta- rafõndan Ulukõşla Devlet Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Vü- cuduna kurşun isabet eden Ulupõnar, kurtarõlamadõ. Olayla ilgili geniş çaplõ araş- tõrma başlatõldõ. Pehlivanlar kavga etti FETHİYE (AA) - Fethiye’nin Seki beldesinde bu yõl on dokuzuncusu düzenlenen “Seki Yaylasõ Yağlõ Pehlivan Güreşleri” sõrasõnda bazõ pehlivanlar arasõnda tartõşma çõktõ. Tartõşmanõn kavgaya dönüşmesi üzerine kimi izleyiciler de sahaya gelerek kavgaya karõştõ. Olay yerinde bulunan güvenlik güçleri, taş ve sopalarõn kullanõldõğõ kavgayõ güçlükle önleyebildi. Kavga sõrasõnda yaralanan bir güreşçiye sağlõk ekipleri müdahale etti. ‘Ellik Halayı’ Guinness’te TOKAT (AA) - To- kat’ta vatandaşlar, yörenin halk oyunlarõndan olan El- lik Halayõ’nõ 1000 kişinin katõlõmõyla çekerek Guin- ness Rekorlar Kitabõ’na gir- mesini sağladõ. Cumhuriyet Meydanõ’nda sabah saatle- rinden itibaren toplanmaya başlayan yurttaşlar, gelişle- rinde Guinness Rekorlar Kitabõ yetkilisi Jenny Ka- rampaiki’ye imza verdi. Daha sonra toplam 1000 ki- şi hep birlikte meydanda Ellik Halayõ oynadõ. Ka- rampaiki, rekoru onayladõ. MAHMUT LICALI ANKARA - Eski Başbakan Yardõmcõsõ ve Türkiye Partisi Genel Başkanõ Abdüllatif Şe- ner, AKP hükümetinin ekonomik krizin olma- dõğõnõ savunmasõnõn milyonlarca yurttaşla alay etmek anlamõna geldiğini kaydetti. Şener, 13 milyon insanõn yoksulluk sõnõrõnda yaşadõğõ Türkiye’de AKP’nin krizin faturasõnõn yoksul halka yüklediğini belirtti. Şener’e yönelttiğimiz sorular ve yanõtlarõ şöyle: - AKP, krizin artık Türkiye’yi etkilemedi- ğini savunuyor. Sizce bu doğru mu? - İktidar krizin Amerika’da olduğunu, Türki- ye’de olmadõğõnõ ve krizin bizi teğet geçtiğini söylüyor. Ama kriz var dedikleri ülke, yani Amerika 2009 ikinci çeyreği itibarõyla yüzde 2.5 küçülüyor. Türkiye ise yüzde 13.8 oranõn- da küçülüyor. Amerika’da işsizlik yüzde 9 ci- varõnda, Türkiye’de gerçek işsizlik yüzde 30’larõn üzerinde... Şimdi sormak lazõm: Kriz Amerika’da mõ, Türkiye’de mi var? Neden ekonomik göstergelerin en fazla bozulduğu ül- ke Türkiye’dir? OECD ülkeleri içinde büyü- me, işsizlik rakamlarõna bakõn Türkiye’deki veriler diğer ülkelere göre çok daha vahim ve kötü olduğunu görüyorsunuz. O halde Türki- ye’de yanlõş olan bir şeyler var. Yanlõş yapõlan bir şeyler var. Buna bağlõ olarak da kriz Türki- ye’yi etkilemiştir. ‘MİLYONLARLA ALAY EDEN BİR BAŞBAKAN VAR’ - Ekonomik kriz Türkiye’yi nasıl etkiledi? - Finans piyasalarõ sorunlu görünmüyor şu anda. Türkiye’de 2008’in son çeyreğinde eko- nomi yüzde 6.2 küçüldü. 2009’un ilk çeyreğin- de ise 13.8 küçüldü. 2009’un ikinci çeyreğinde de ekonominin yüzde 10 civarõnda küçüleceği anlaşõlõyor. Bu küçülme trendinin 3. çeyrekte de devam edeceği şu anki verilere göre göz- lemleniyor. Şöyle bir durum var. 4 çeyrek üst üste küçülmüş bir ekonominin görüntüsü -he- nüz süreç tamamlanmamõş olmakla birlikte- ortaya çõkmõş durumda. Böyle bir ekonomide kriz yoktur derseniz, kriz teğet geçti derseniz, kriz nedeniyle acõ çeken õstõrap çeken milyon- larca insanla alay ediyorsunuz demektir. Şu anda başbakanõn ve hükümetin yaptõğõ şey, ge- çim sõkõntõsõ içinde varlõk mücadelesi veren bu ülkenin insanlarõyla alay etmektir. Bugün 13 milyon insan yoksulluk sõnõrõnõn altõnda yaşõ- yor. Bu ülkede vesika almak için 60 bin kadõn başvuru yapõyor. Emekliler bile yoksulluğa mahkûm olmuşlar. Geçim sõkõntõsõ içerisinde- ler. Aylõklarõna ya 5 TL, ya 10 TL tutarõnda yapõlan zamlarlar hükümet tarafõndan alay edi- len büyük bir emekli kitlesi var. Esnaf kepenk kapatõyor. Vergi mükelleflerinin sayõlarõ belir- gin bir şekilde azalõyor. Üst üste fabrikalar ka- panõyor. Çiftçi maliyetlerini karşõlayamõyor. Bu ülkenin başbakanõ, ekonomiden sorumlu bakanlarõ ekonominin iyi olduğunu, Türki- ye’de krizin olmadõğõnõ söylüyorlar. Bunun tek bir anlamõ vardõr. Bu ülkelede geçim sõkõntõsõ nedeniyle mücadele eden geleceğiyle ilgili umutlarõnõ kaybetme noktasõna gelmiş milyon- larca yurttaşõmõzla alay ediyorlar. Bir ülkenin insanõyla alay eden, onu tiye alan bir başbakan olamaz, ama bu ülkede var. ‘TÜRKİYE’DEKİ İŞSİZLİK HİÇBİR YERDE YOK’ - Diğer ülkelerle kıyasladığınızda krizin Türkiye’yi etkileme ölçüsü nasıl? - The Economist dergisinde 44 ülkenin kü- çülme ve işsizlik rakamlarõ var. Buna göre ABD birinci çeyrekte yüzde 2.5 küçülmüş. Di- ğer ülkelere baktõğõnõz zaman Türkiye’deki gi- bi yüzde 13.8’lik bir küçülmeyi yaşamõş tek bir ülke yoktur. Krizin teğet geçtiği ülkeler var: Mesela Çin büyümeye devam ediyor. Yu- nanistan, Norveç, Polonya Avustralya, Hindis- tan da yüzde 6’nõn üzerinde büyümeye devam ediyor. Türkiye’nin verileri krizin damardan girdiğini gösteriyor. İşsizlik verileri de böyle... 44 ülke arasõnda en yüksek işsizlik oranlarõn- dan biri Türkiye’de. Üstelik Türkiye’de işsiz- lik verileri devletin açõkladõğõ resmi rakamlara göre değerlendiriliyor. Resmi rakamlarda bile genç nüfusta işsizlik oranõ yüzde 30’a yakõn- dõr. Tarõmdaki işsizlik oranõ da yüzde 30’a ya- kõndõr. Devlet resmi işsizlik rakamlarõ güvenil- meyecek rakamlardõr. Türkiye’deki işsizlik dünyanõn hiçbir yerinde yoktur. - Yılın yarısında hedefin 2.5 katı kadar bütçe açığı oluşmasını nasıl anlamlandır- mak gerek? - 2009 yõlõ bütçe açõğõ 10 milyar TL olarak öngörülmüştü. Yõlõn ilkyarõsõ itibarõyla açõk 24 milyar TL olarak gerçekleşti. Yani yõlõn yarõ- sõnda öngörülenden 2.5 katõ kadar bir bütçe açõğõ ortaya çõktõ. Hükümet bununla ilgili ne yapõyor; borçlanma yetkisini arttõrõyor. 75 mil- yar TL’ye kadar borçlanma yetkisini genişlet- tiler. Böylece 2009 yõlõ için bütçenin sürekli açõk vereceğini, mevcut bütçe yasasõna göre elbisenin içerisinde yönetemeyeceklerini bil- dikleri için sürekli borçlanacaklarõnõ ilan etmiş oldular. Bu önemli bir finansal sorundur. 2001 krizinden bugüne kadar Türkiye’de bütçe den- gelerinde bu derece bir bozukluk ortaya çõk- mamõştõ. Şimdi hükümet yõllardõr gelir gider dengesi içerisinde yönetilen bütçenin dengesi- ni de bozmuştur. Bozulan yalnõzca ekonomik aktörler değil, devletin kendi finans dengeleri- dir. Bu ülkenin 70 yõllõk birimleri satõldõ. AKP eline ne geçtiyse, neyi satabildiyse her şeyi sattõ. Bu kadar kamu kuruluşunu piyasaya çõ- karan, satan, yabancõlaştõran ve buradan gelen gelirlerin Hazine’ye aktarõldõğõ bir dönemde bu paralar nereye gitti? Nereye gitti bu paralar da üstüne bütçe açõğõ patladõ? Bunun hesabõnõ vermeleri lazõm. ‘ÜRETİM TASFİYE EDİLİYOR’ - Bu kötü tablonun nedeni AKP’nin yöne- tim anlayışından mı kaynaklanıyor? - Yönetim tarzlarõ şu: Türkiye’de üretimi tas- fiye ediyorlar. Çalõşanõ, alõn terini ülke için har- cayan insanlarõ mağdur ve perişan ediyorlar. Türkiye’nin küresel rekabet gücünü yok edi- yorlar. AKP’nin ekonomi politikalarõnõn özü budur. Her alanda böyle; tarõmda, sanayide... Sanayi üretim endeksi rakamlarõna göre tüm sektörlerde ekonomi küçülüyor. Üretim kapasi- tesini kaybediyor. Madencilik, gõda, içecek, tekstil, giyim sektöründe üretim kan kaybedi- yor. Sanayide istih- dam korkunç bir şekilde düşüyor. Eskiden Türkiye daha demokratik bir ülkey- di. Artõk Türkiye’de insanlar, hak taleplerini bile demokratik yollarla ortaya koyamõyor- lar. İnsanlar bir baskõ rejimi altõndalar. Sen- dikalar, dernekler, çiftçi kuruluşlarõ, sanayi ve ticaret erbabõnõn temsilcileri suskun... Ne kadar garip bir ülkeyiz. İnsanlarõ okuyamõyor, çocuklarõnõ okutamõyorlar. Öğrenci harçlarõna zam yapõlõyor. Hükümet öğrenci harçlarõnõ arttõrarak, maliyeti öğrenci ve öğrenci velilerinin üzerine yõkmak suretiyle soruna çözüm arõyor. Mevcut iktidar elindeki kamu gücünü siyasi maksatlar için kullanmaktadõr. Siyasal iktidar, hukuku elindeki bir sopa gibi tutuyor. Havuç ve sopa yöntemi. Türkiye hiçbir zaman siyasal iktidarlarca böyle yönetilmemiştir. ‘AKP yurttaşla alay ediyor’ Gerçek işsizliğin yüzde 30’un üzerinde olduğunu, 13 milyon insanõn yoksulluk sõnõrõnõn altõnda yaşadõğõnõ söyleyen Türkiye Partisi lideri Şener ‘Kriz yok demek milyonlarca yurttaşla alay ediyorsunuz demektir’ dedi - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Ada- let Bakanlığı arasında yaşanan atama krizini na- sıl değerlendiriyorsunuz? - Anayasada erkler ayrõlõğõ diye temel bir prensip vardõr. Yasama, yürütme, yargõ birbirinden ayrõdõr. Bu güç dengesi Türkiye’nin demokratik niteliğini ortaya çõkarõr. Son yõllarda Türkiye’nin bu niteliğin- de bozulmalar yaşanõyor. Siyasal iktidar tek güç ha- line dönüşmektedir. Bir siyasal iktidar tek güç hali- ne dönüşmeye başladõysa ülkenin demokratik niteli- ği sorgulanmalõdõr. Demokrasi sandõktan çõkan de- mek değildir. Elbette demokrasilerde sandõk vardõr. Sandõktan çõkanõn yönetimde yasama organõnda ço- ğunluğu oluşturma demokrasinin mekanizmalarõn- dan biridir. Ama demokratik toplumun gereklilikleri vardõr. Sadece sandõk yeterli değil. Asõl demokrasi gücün bir yerde toplandõğõ bir rejim değil, yetki ve gücün paylaşõldõğõ ve dağõldõğõ bir rejimdir. Demok- ratik ülkelerde özerk kurumlar vardõr, gelişmiş sivil toplum, özgür basõn vardõr. Türkiye’de özgür basõn mõ var? Gelişmiş özgür cesurca hak taleplerin- de bulunma iradesine sahip sivil toplum mu var? Tek güç haline dönüşmüş bir siyasal iktidarõn etkisinde yönlen- dirmesinden arõnmõş bir yargõ mõ var Türkiye’de? Bağõmsõz düzen- leyici kurumlar var. Hangisi Baş- bakan’õn iradesinden bağõmsõzdõr? Türkiye’de demokrasi sorunu vardõr. Asõl söylemek istediğim budur. ‘İnsanlar bir baskı rejimi altında’ ‘AKP’nin havuç ve sopa yöntemi’ ‘Çözümü zamda arıyorlar’ Eskiden Türkiye daha demokratik bir ülkeydi. Artõk Türkiye’de insanlar, gelir gruplarõ, değişik meslek örgütleri hak taleplerini bile demokratik yollarla ortaya koyamõyorlar. İnsanlar bir baskõ rejimi altõndalar. Bunun en açõk görüntü- sü herkesin suskunluğundan belli. Sendi- kalar, emekli dernekleri, çiftçi kuruluşla- rõ, sanayi ve ticaret erbabõnõn temsilcileri suskun... Şu yaşadõğõmõz süreçlerin çok küçük bir benzeri geçmişte Türkiye’de ortaya çõkmõş olsaydõ mitingler olurdu. Şimdi görüyor muyuz böyle bir şey? İkti- dar emeklileri unutmuş durumda. Bir hak talebiyle ilgili çõkõş ve direnç göremiyo- ruz. Demokratik bir toplumda böyle bir şey olur mu? İşçi grev kararõ almõştõ yüz- de 1’lik zammõn ardõndan bundan vaz- geçti. İnanabiliyor musunuz, yüzde 1 zam ile tüm memurlar ve kamu işçileri haklarõndan vazgeçiyorlar. Kriz bütün sektörleri sallõyor. Sektörlerin temsilcileri olan kurumlar, hükümetin kriz programõ- na destek olmasõ amacõyla tüketimi arttõr- ma kampanyasõ yapõyorlar. Niye yapõyor- lar? “Başbakan’ın elinde bir sopa var, o sopa kafamıza gelmesin, Başbakan’a şirin bir görüntü verelim.” Mevcut ik- tidar elindeki kamu gücünü siyasi mak- satlar için kullanmaktadõr. Siyasal iktidar, hukuku elindeki bir sopa gibi tutuyor. Havuç ve sopa yöntemi. - AKP’nin ‘Kürt açõlõmõ’ adı altında başlattığı süreci nasıl yorumluyorsu- nuz? - Türkiye’de bazõ gerçeklikler var. Kürt gerçeği bunlardan biridir. Son günlerde açõlõm kapsamõnda konu gündeme otur- muştur. Şu anda ne olup bittiğini kimse- nin fazla bildiğini zannetmiyorum. Birta- kõm aydõnlar toplanõyor, birtakõm çalõş- taylara katõlõyorlar. Hükümetten açõklama yapõlõyor, ne anlama geldiği belli değil. İşin özünün açõklanmasõna şerh koyarak basõn toplantõsõ yapõlõyor. Başta terörle bağlantõlõ boyutu olmak üzere konunun uluslararasõ boyutlarõ vardõr. ABD çeki- lirken Kuzey Irak’la bağlantõlõ olarak ne- yi hedeflemektedir? Diğer taraftan Kuzey Irak yönetimi hem Irak hükümetiyle hem de Türkiye’yle nasõl bir ilişki planlamak- tadõr? Bu ikisi de son derece önemli ve bizi doğrudan etkileyecek konulardõr. Bu bir anlamda bizim dõşõmõzda gelişme sağ- layan bir yapõdõr. İkincisi, bu konuda Türkiye’de bir devlet politikasõ oluşturu- labilecek bir zemin var mõ? Bu konuda kararlarõ uluslararasõ güçler mi verecek, yoksa kararõ Türkiye mi verecek? Konuy- la ilgili kararõ Türkiye’nin verebilecek iradeye sahip olmasõ için ülkedeki ku- rumlarõn birbirine güven duymasõ ve mutlak işbirliği sağlayacak zeminin oluş- masõ lazõm. Türkiye’de güvensiz bir or- tam var. Siyasal iktidar kamu gücünü elinde kõrbaç olarak kullanõyor. Güven- sizliğin derinleştiği bir dönemde bu ko- nuyla ilgili Türkiye’nin bir devlet politi- kasõ üretebilecek bir noktada olabileceği- ni düşünmüyorum. Türkiye’nin bir an ön- ce normalleşmesi lazõm. Türkiye’nin de- mokratik yapõsõnõ güçlendirmesi lazõm. Bu açõdan baktõğõmda bu konunun yeni güvensizlik ortamlarõnõn oluşturmasõndan endişe ediyorum. - AKP hükümetinin krize karşı önlem olarak getirdiği iki pa- ket oldu. Sizce bu paketler işe yaradı mı? - Paket diye yapõlan açõklamalar, görüntüyü düzeltmeye yönelikti. Daha sonra üzerinde tartõşmaya değer iki paket çõktõ. Biri teşvik pa- ketiydi. Bu paket tamamõyla ülkenin sorunlarõyla ilişkili değil. Mev- cut sektörler çöküyor, mevcut fabrikalar kapanõyor. Bir kere eldeki- ler batarken, piyasada yeterli talep yokken, yeni yatõrõm yapana teş- vik vereceğim demenin hiçbir pratik faydasõ yoktur. İkinci paket ise, bir zam furyasõdõr. Dünyada akaryakõt üzerinden vergi en yüksek Türkiye’dedir. Benzinin aşağõ yukarõ yüzde 70’i vergidir. Bütçe açõğõ da artmaya başlayõnca başta akaryakõt olmak üzere geniş kitleleri doğrudan ilgilendiren bazõ harcamalar üzerine ilave vergiler konuş- muştur ya da mevcut vergi oranlarõnõ arttõrmõştõr. Ne kadar garip bir ülkeyiz. İnsanlarõ okuyamõyor, çocuklarõnõ okutamõyorlar. Öğrenci harçlarõna zam yapõlõyor. Romanya’da da bütçe sorunu yaşanõyor. Bu nedenle Romanya’da başbakan ve bakanlarõn maaşlarõ yüzde 20 oranõnda azaltõlmõştõr. Bizde ise hükümet öğrenci harçlarõnõ arttõra- rak, maliyeti öğrenci ve öğrenci velilerinin üzerine yõkmak suretiyle soruna çözüm arõyor. Krizin maliyetini, faturasõnõ fakir halkõn sõrtõna yüklüyorsunuz demektir. Krizde bazõ dengeler bozulmuşsa bunun fa- turasõnõ maliyetini kime yükleyeceksiniz. Hükümet yoksul halkõn sõr- tõna yüklüyor. Halka karşõ bir politika uyguluyor. ‘ K R İ Z İ N F A T U R A S I N I Y O K S U L H A L K A Y Ü K L Ü Y O R L A R ’ ‘ B A S K I R E J İ M İ V A R , H E R K E S S U S K U N ’ >> >> >>‘AKP İKTİDARI KAMU GÜCÜNÜ KIRBAÇ OLARAK KULLANIYOR’ >> Şener ekonomi- deki kötü gidişi verilerle açıkladı. (Fotoğ- raflar: NECATİ SAVAŞ) ‘ T Ü R K İ Y E ’ D E D E M O K R A S İ S O R U N U V A R ’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle