Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2009 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Kaçırılmaz Fırsat
Ve Kürt Açılımı
Kürt sorununun çözümü için kaçırılmaz bir fırsat
doğduğu söyleniyor da, bunun ne olduğu doğru dü-
rüst anlatılmıyor. Arada da kimileri çıkıp devletin or-
ganları arasındaki uyumdan söz ediyorlar.
Oysa, devletin organları arasında uyumun bu den-
li bozuk olduğu bir dönem daha olmamıştır.
Her şeyden önce devletin başında, devletin nite-
likleriyle kavgalı, onun anayasal niteliklerini değiştir-
mek isteyen bir parti bulunmaktadır. Anayasa Mah-
kemesi’nin AKP’yi laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı ola-
rak kabul eden kararının Türkçe tercümesi budur.
Sivil darbe ile devletin niteliğini değiştirmek isteyen
AKP, devletin bir sürü kurumu ve erki ile de kavga ha-
lindedir.
AKP Fethullah Gülen cemaati ve polis içindeki
uzantılarıyla işbirliği yaparak, yanına yalaka yandaş
medyayı takarak TSK’ye karşı amansız bir saldırı baş-
latmış bulunmaktadır. Erdoğan iktidarı şu anda
TSK ile kavga halindedir.
AKP, Adalet Bakanı ve Müsteşarı vasıtasıyla HSYK
üzerinden yargı ile de kavgasını sürdürmektedir.
Bu durumda herhalde, devletin organları arasındaki
uyumun doğurduğu elverişli fırsattan söz etmek
mümkün değildir.
AKP iktidarının çarşamba günü Beşir Atalay’ın ağ-
zından yaptığı hiçbir şey açıklamayan açıklamasının
nedeni, Abdullan Öcalan’ın 15 Ağustos’ta yapaca-
ğı söylenen (avukatlarla görüşme günü dahi olmayan
15 Ağustos tarihinin seçilmiş olması dahi olayın di-
yaloğa yönelik olmayan küstah bir şovdan öte anlam
taşımadığını göstermektedir) açıklama yapılmadan ön
alma kaygısıdır.
Peki elverişli, yeni bir durum yok mu ortada?
Aslında var.
Fırsat, ABD’nin Irak’tan çekilirken, Türkiye’ye yük-
lemek istediği yeni misyon karşısında, PKK’nin Ku-
zey Irak’taki konumunun değişmesinden kaynakla-
nıyor.
Washington’ın Kuzey Irak’ta Araplara kök söktür-
müş olan Kürtlerin kendi gidişinden sonra, kimsesiz
kalmamaları için Türkiye’ye yüklemeye hazırlandığı
“Kuzey Irak Kürtlerinin hamisi” misyonu üzerine ar-
tık kimse PKK’yi eskisi gibi bölgede baş tacı etme-
yecektir. Söz konusu yeni durum ve yapılan üçlü gö-
rüşmelerde, müzakere konusu olan husus budur.
Cumhurbaşkanı Gül’ün olaya kendi konseptimiz açı-
sından yaklaşıldığını söylerken kastettiği budur. As-
lında salt bizim değil ama aynı zamanda ABD’nin ye-
ni konsepti açısından yaklaşmaktayız olaya ve çok-
ça dillendirilen uyum da, devletin organları ve erkle-
ri arasında değil, Türkiye ile ABD’nin yeni konsepti ara-
sındaki uyumdur.
Dikkat ederseniz son zamanlarda moda, bize dı-
şardan fısıldananları, ön alarak kendimiz yapıyoruz gi-
bi davranmak. Ekonomi alanında birbirini izleyen zam-
ların anlamı da bu. Yakında IMF ile anlaşma imzala-
nacak, IMF’nin isteklerini “eyvallah” diyerek yerine ge-
tirmemiş görünmek için, şimdiden bütün zamları ken-
dimiz yapıyor gibi görünüyoruz.
Politikamızda o kadar da özgürlük marjı var tabii.
Yine de Kürt sorununda bir fırsattan söz etmek
mümkün müdür?
Evet!
PKK’nin Kuzey Irak’taki konumunun zayıflaması, ta-
bii ki içerdeki tutumunu da etkileyebilecektir.
Böyle bir ortamda, yapılabilecek açılımın etki yap-
ması olasılık dışı değil.
Bir konuyu yanlış anlamamak gerek. Açılım, PKK
değil Kürt sorunu konusunda olacak ve herhalde te-
rör örgütü muhatap alınmayacaktır.
Ancak açılımın kapsamlı, geniş soluklu olması, ay-
nı zamanda sorunun çözümünün Türkiye çapında bir
uzlaşmayı gerekli kıldığının göz önünde bulundurul-
ması da zorunludur.
Türkiye bu açılımı yaparken, PKK ile Kürt sorunu-
nu birbirinden ayırarak, gerekli demokratik önlemle-
ri PKK’den ve terörden bağımsız olarak yaşama ge-
çirmelidir.
Ama hemen belirtelim ki, Atalay’ın açıklamaları bu
beklenen bir açılım değil, olsa olsa dağın doğurdu-
ğu faredir.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Ali Suat Ertosun iddialara yanõt verirken maksatlõ yayõnlardaki asõl hedefin kurul olduğunu söyledi
‘HSYKnoterdeğildir’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdü-
rü, Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kuru-
lu (HSYK) üyesi Ali Suat Ertosun, son
günlerde kendisi ve kurul hakkõndaki id-
dialara, Adalet Bakanlõğõ Ek Binasõ Kon-
ferans Salonu’nda düzenlediği basõn top-
lantõsõnda yanõt verdi.
Toplantõyõ, başta HSYK Başkanveki-
li Kadir Özbek olmak üzere kurulun se-
çilmiş üyeleri de izledi. Ertosun, eleşti-
ri amacõ taşõmayan hakaret etme, kara-
lama ve küçük düşürme maksadõyla ya-
põlan yayõnlarla ilgili olarak yasal yolla-
ra başvuracağõnõ bildirdi. Ertosun, ceza-
evlerine yönelik düzenlenen “Hayata Dö-
nüş” operasyonunun kendi kararõ ol-
mayõp; hükümet, MGK, özü itibarõyla
devletin kararõ olduğunu söyledi.
Duyar’ın öldürülmesi
Sabancõ suikastõnõn tetikçisi Mustafa
Duyar’õn öldürülmesine ilişkin olarak
kendisine yönelik iddialar olduğunu
anõmsatan Ertosun, o dönemde soruştu-
rulmasõna gerek olmadõğõna karar veril-
diğini belirtti. Aynõ incelemenin Afyon
Cezaevi’ndeki görevliler hakkõnda da
yapõldõğõnõ belirten Ertosun, şöyle devam
etti: “Oraya giren tabancanın ikinci
müdür tarafından sokulduğu belir-
lenmiştir. Bu kişi ve birinci müdür hak-
kında gereken tedbirler uygulanmış,
gereken davalar açılmıştır. Bir diğer id-
dia da Mustafa Duyar’ı öldürenlerin
(Ergin kardeşler) benim tarafımdan
nakillerinin Afyon Cezaevi’ne yapıl-
dığıdır. Duyar, kendi isteğiyle adı ge-
çenin öldürülmesine karışan asıl fail-
ler ise Kırklareli Cumhuriyet Başsav-
cılığı’nın istemi üzerine Afyon E Tipi
Kapalı Cezaevi’ne 1997 yılında, yani
benim genel müdür ol-
mamdan önce
nakledilmişler-
dir. Ben, 16 Ka-
sım 1998 tari-
hinde genel mü-
dürlük gö- re-
vine başladım.
Bu nakiller ben-
den önce gerçek-
leştirilmiştir.”
Duyar
para istedi
Mustafa Duyar
ile cezaevinde söy-
leşi yapmak için
izin alan gazeteci
Can Dündar’õn,
Duyar’õn görüşme-
yi para karşõlõğõnda
kabul etmesi nede-
niyle görüşme tale-
binin reddedildiğini
açõkladõ. Ertosun,
“Dündar’ın ifadesi
alınmıştır, ifade-
sinde de şahsıma
herhangi bir suçla-
yıcı beyanı olma-
mıştır. Ancak ne-
dense aradan 10 yıl
geçtikten sonra bu konular tekrar
gündeme getirilmiştir. Olay, davanın
seyri sırasında tüm boyutlarıyla ince-
lenmiş ve irdelenmiştir. Davayı ka-
zandım. Bunu Can Dündar da bil-
mektedir. Kendisine yöneltilen birta-
kım sorulara yazıyla cevap vermiştim
ama maalesef bu söylediklerimi tam
olarak sizlere aktarmamıştır” dedi.
Asıl hedefleri HSYK
Ertosun, hakkõnda sistematik ve orga-
nize şekildeki yayõnlarõn “asıl hedefinin,
HSYK’nin yapısını değiştirmek veya
zaafa uğratmak olduğunu” söyledi.
Ertosun, HSYK’de krize dönüşen karar-
nameye ilişkin şunlarõ söyledi:
“Korsan olarak nitelendirilebilecek
bir anlayış veya davranış varsa, bu
korsanlık anayasal teminat altındaki
HSYK üyelerinin anayasa ve kanun-
lar çerçevesinde görüşlerini, toplan-
tılarını serbestçe ifade etmelerinde de-
ğil, bazı basın ve yayın organlarının
tek elden ve organize bir şekilde ana-
yasal kurumları ve kurumlarda görev
alanları hedef göstererek insaf ölçü-
lerini aşan ve hakarete varan saldı-
rılarında aranmalıdır. Unutulma-
malıdır ki, yüksek kurul, Adalet Ba-
kanlığı’ndan gelen atama kararları-
nı olduğu gibi onaylayan noterlik
makamı değildir. Kurul üyeleri, de-
ğişiklik önerileri ve yeni teklifler ge-
tirip ekleme ve çıkarma yapabilirler.
Bunu yaparken de belli verilere,
inandırıcı gerekçelere ve nesnel öl-
çütlere dayanarak, mahkemelerin
bağımsızlığı, hâkim teminatı ve yar-
gının kurumsal kimliğini ölçü alırlar.”
Aydın aile dostum
Ertosun, Ceza ve Tevkifevleri Genel
Müdürü olduğu dönemde, Adalet Ba-
kanlõğõ’nda 2.5 yõl bakan müşaviri olarak
görev yapan Engin Aydın ile gizlice çe-
kilmiş fotoğrafõnõn bir kõsõm basõn or-
ganlarõna servis edilmesini değerlendi-
rirken de Engin Aydõn’la arkadaş oldu-
ğunu ve ailecek görüştüklerini söyledi.
Ertosun, “Engin Aydın ile ailevi
ilişkilerimiz var. Buluştuğum yer giz-
li bir yer değil. Kızılay’ın tam ortası-
dır. Çok gizli bir yerde de buluşabi-
lirdik. Yanımızda bulunan kişiler de
herkesin tanıdığı kişilerdir. Biri eski bir
hâkim, şu anda avukattır. Yaklaşık 10
yıldır kendisini tanırım. Diğeri de Da-
nıştay İdari Dava Daireleri Kurulu baş-
kanvekilidir. Kendisiyle birlikte baş-
müfettişlik yaptık. Görüşmede davaları
etkileme, o davalarda görev alan hâkim
ve savcıları değiştirme şeklinde bir ko-
nuşma olmamıştır. Genel çerçevenin
dışına çıkılmamıştır” diye konuştu. Er-
tosun, “Üzerinde durulması gereken bu
fotoğrafın neden ve kim tarafından çe-
kildiği veya çektirildiğidir. Eğer bu fo-
toğraf, devlet görevlileri tarafından çe-
kilmişse ortada daha vahim bir durum
söz konusudur. Bu konunun araştırıl-
ması için Ankara Cumhuriyet Baş-
savcılığı’na başvuracağım. Bu ülkede
bir Yargıtay, Danıştay üyesi takip
ediliyorsa, bu konu üzerinde çok du-
rulması gerekir. Gizlice olmuşsa, gay-
ri yasal dinlenmişsek, bu daha va-
himdir. Bu Türkiye’nin sorunudur. Bu
konu üzerinde durulması gerekir.
HSYK olarak bu konu üzerinde yak-
laşık 1 yıldır duruyoruz” dedi.
Ertosun, Diyarba-
kõr’da tutuklu bulu-
nan Jandarma Al-
bay Cemal Temi-
zöz’ü kurtarmak gi-
bi bazõ girişimlerde
bulunduğu yönün-
deki iddialarõn ise
gerçeği yansõtma-
dõğõnõ, Temizöz ile
de tanõşmadõğõnõ
söyledi. Ertosun,
resmi program için
gittiği Kayseri’de
Jandarma Bölge
Komutanõ Tuğge-
neral Ali Ay-
dın’õn misafiri
olarak Jandarma
Misafirhane-
si’nde kaldõğõnõ,
bağ evinde kal-
madõklarõnõ vur-
guladõ. HSYK
üyesi Ertosun, is-
tifa etmesinin is-
tendiğini belir-
terek “Ortada
istifa etmemi
gerektiren bir
neden bulun-
mamaktadır”
dedi. Gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan
Ertosun, Kent Otel’de bazõ toplantõlara ka-
tõldõğõnõ belirterek şunlarõ söyledi: “Ül-
kemizin genel sorunlarını görüşmek,
aydın olarak hepimizin görevidir. Kent
Otel’de bazı toplantılara katıldım.
Ama bunlar hiçbir zaman örgüt top-
lantısı mahiyetinde değildir, açıktır.
Koruma polislerimizle beraber gitti-
ğimiz, Ankara’nın ortasında yapılan bu
toplantılara nasıl bir niyet, gayretle ör-
güt toplantısı deniliyor anlamıyorum.”
Dursun Uyar hatırlatması mı?
Birçok bakanõn eski sanõklarla, tutuk-
lularla, hükümlülerle bir araya geldiğini,
bunlarla ilgili fotoğraflarõn da gündeme
geldiğini ifade eden Ertosun, “Olay çok
farklı, ben şu anda yargıç değilim, ida-
ri bir görev yapıyorum” dedi. YİMPAŞ
Yönetim Kurulu Başkanõ Dursun Uyar
ile, arandõğõ dönemde 3 Başbakan Yar-
dõmcõsõ ile İçişleri Bakanõ cenaze nama-
zõnda saf tutmuştu.
Ertosun, Hayata Dönüş operasyonuna
ilişkin sorularõ yanõtlarken, söyleyecek-
lerinin polemik konusu yapõlacağõnõ be-
lirterek “Ama, polemik konusu ko-
parsa kopsun. Bazı insanlar var, Tan-
rı’yı yanlarında zannediyorlar ve ge-
ri kalan herkese tepeden bakıyorlar.
Allah hepimizin Allah’ı. Bu cümle be-
nim değil. Bir romandan aldım. Sadece
kendi düşündüğünüzün doğru oldu-
ğunu sanmayın veya buna inanmayın.
Karşı fikre de değer verin. Bugün ce-
zaevi sorunu çözüldüyse bunda geç-
mişte yapılan icraatların tesiri olmuş-
tur” diye konuştu.
Korumalar foto muhabirini dõşarõ çõkartõnca arbede yaşandõ
Vakit’ten kışkırtma
Ali Suat Ertosun,
Vakit gazetesi fo-
to muhabirinin
provokatif soru-
sunu yanıtlarken
korumalar gazete-
ciyi apar topar dı-
şarı çıkardı. Va-
kit’in Ankara
Temsilcisi Serdar
Arseven, kürsüye
yaklaşarak arka-
daşının mağdur
olduğunu söyler-
ken Ertosun,
“Lütfen karşıdan
konuşun, herkes
duysun” diyerek
yeni bir provokas-
yonun önüne geç-
meye çalıştı. (Fo-
toğraf: AA)
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - HSYK
üyesi Ali Suat Ertosun’un hakkõndaki iddialarõ
yanõtladõğõ basõn toplantõsõnda, dinci Anadolu’da
Vakit gazetesi muhabiri olduğu belirtilen kişi ger-
ginlik yarattõ. Provokatif sorular yönelten ve mu-
habir olduğu belirtilen bu kişinin dõşarõ çõkarõl-
mak istenmesi üzerine kõsa süreli arbede yaşandõ.
Ertosun basõn toplantõsõnõn ardõndan sorularõ
yanõtladõ. Anadolu’da Vakit gazetesinin foto mu-
habiri olduğu belirtilen kişi, “İllegal örgüt sanık-
larıyla yemek yenmesini, görüşülmesini, bir
araya gelinmesini genç hâkimlere de tavsiye
eder misiniz” sorusunu yöneltti. Ertosun, soru-
nun maksatlõ olduğunu belirterek, “Bakın ben bu
arkadaşımızın (Engin Aydõn) muhatap olduğu
davanın savcısı ya da hâkimi değilim. Ben eski
bir arkadaşımla yemek yediğimi söylüyorum.
Tanıdığım bir arkadaşımın başına bir iş gelse
onunla görüşmekten çekinmem” dedi. Aynõ ki-
şinin ikinci sorusunu sormaya başladõğõ sõrada,
korumalardan biri, bu kişiye, gömlek cebi ve vü-
cudundan sarkan kablolarõ işaret ederek, “O ne”
diye sordu. Bu sõrada koruma, Vakit gazetesinin
muhabiri olduğu belirtilen kişiyi salon dõşõna çõ-
kardõ. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek yerin-
den kalkarak, korumalara “O çocuğu içeriye
alın. Ne yapıyorsunuz?” diye seslendi.
Canlı bomba istihbaratı
Ertosun, korumasõna dõşarõ çõkarõlan kişinin
içeri alõnmasõ talimatõnõ verdi. Korumalar, Erto-
sun’a soru soran kişiyi “gazeteci olmadığının ve
kimliği bulunmadığının” söylenmesi üzerine dõ-
şarõ çõkardõklarõnõ söyledi. Ertosun’un girişimle-
riyle bu kişi yeniden salona alõndõ. Ertosun, gaze-
tecilere, “Birtakım istihbarat çalışmaları var.
Canlı bomba olduğu, birtakım terör faaliyetle-
ri olacağı söyleniyor. Arkadaşımızın hassasiye-
tinin buna bağlı olacağını düşünüyorum” dedi.
Ertosun yaşananlardan dolayõ özür de diledi.
CHP: ASIL AMACINIZ NE?
‘Gözdağõ gibi
teftiş’ TBMM’de
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP mil-
letvekili İsa Gök, “Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül yargılansın” diyen Sincan 1. Ağõr Ceza
Mahkemesi Başkanõ Osman Kaçmaz’a “gözdağı
gibi teftiş”i TBMM gündemine taşõdõ. Gök,
TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu önergede, Adalet
Bakanõ Sadullah Ergin’den şu sorularõn yanõtõnõ
istedi: “Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi baş-
kan ve üyelerine karşı girişilen, hiç de saygın
olmayan bir yöntemle müfettiş görevlendirme-
nizin gerçek maksadı nedir? Mahkeme Baş-
kanı Osman Kaçmaz, olağan teftişlerini geçen
yıl geçirdiklerini açıkladığına göre, 1. Ağır Ce-
za Mahkemesi’nin karar kartonları neden
baskın şeklinde incelemeye alınmıştır? Erge-
nekon davasına ilişkin HSYK’ye yoğun şikâyet
başvurusu yapıldığı bilinmektedir. Bu atama
döneminde ve kurulacak özel yetkili yeni mah-
kemelere yapılacak atamalarda AKP yandaşı
yargı mensupları mı oluşturmaya çalışmakta-
sınız? Ergenekon savcı ve hâkimlerinin yaptı-
ğı usulsüzlüklerle ilgili kurula gelen 38 şikâ-
yetin 28’i hakkında soruşturma başlatılması-
na bakanlığınız tarafından gerek görülmemiş,
dilekçelerin sonuçları hakkında HSYK’nin
taleplerine yanıt verilmemiştir. İlgili dosyalar
incelenmek üzere bakanlığınızdan istenildiği
halde yüksek kurula neden gönderilmemiş-
tir? ‘Tüm işleri Adalet Bakanlõğõ halleder, ata-
malarõ o sonuçlandõrõr, yargõçlar bu işe karõş-
maz; soruşturmalarõ da Bakan kendine bağlõ mü-
fettişler eliyle yapar’ şeklindeki bir anlayış
yargının bağımsızlığını nasıl sağlayacaktır?”
HSYK üyesi Ertosun, hakkõnda sistematik ve organize şekilde,
maksatlõ yayõnlar yapõldõğõnõ belirterek “Asõl hedefin HSYK’nin
yapõsõnõ değiştirmek veya zaafa uğratmak olduğunu” vurguladõ.
Ertosun, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin “Ergenekon terör
örgütü olarak adlandõrõlan” ifadesini kullandõğõnõ belirterek “Ortada
terör örgütü olarak adlandõrõlan var, terör örgütü diye bir şey yok” dedi.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’nin “Ergenekon terör
örgütü olarak adlandırılan”
ifadesini kullandõğõnõ anõmsa-
tan Ertosun, “Ortada terör
örgütü olarak adlandırılan
var, terör örgütü diye bir şey
yok. Bu mahkeme kararıyla
ortaya çıkacaktır. Bugünden
lütfen insanları mahkûm et-
meyelim. Yargı hepimize la-
zım, hukuk hepimize lazım.
Önfikirli olmayalım. Bunlar
mahkeme kararıyla sabit
olur ondan sonra konuşu-
ruz” dedi. Ertosun, Engin Ay-
dõn ile ilgili davanõn önüne
gelmesi durumunda buna bak-
mayacağõnõ açõklarken, “Ama
bunun dışındaki sanıklarla
ilgili bir dava gelirse niye
bakmayayım?” dedi.
‘Ortada bir terör
örgütü yok’