23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 2 TEMMUZ 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Barenboim’in ‘Şeytan Tüyü’ ASLI KAYABAL MİLANO - Haftalõk haber dergisi Pa- norama’da yazan araştõrmacõ gazeteci Gianluigi Nuzzi, “Vatikan Spa” adlõ ki- tabõnda Vatikan’õn bankasõ Istituto per Le Opere di Religione’un (Ior) 1980’lerin so- nu ile 1990’lõ yõllarda yolsuzluk ve fi- nansal skandallara karõştõğõnõ, Vatikan’a ait Spellman Vakfõ ile hayõr işleriyle uğ- raşan Bisceglie rahibelerine ait hayõr ku- rumunun hesaplarõna yüksek miktarda pa- ralar yatõrõldõğõnõ ortaya çõkardõ. Nuzzi, kitabõnda ayrõca Vatikan-mafya ilişkisine de değinerek, Si- cilya mafyasõnõn ünlü isimleri Bernardo Pro- venzano ve Toto Riina’nõn finansal açõdan des- teklendiğini öne sürdü. İtalya’da bu yõl basõlan ve birkaç ay içinde 70 bin adet satan kitabõ Chiarelettere Yayõn- evi’nden çõkan Nuzzi, City gazetesinde ya- yõmlanan söyleşisinde Vatikan bankasõyla ilgili araştõrmaya 2007 sonunda Vatikan’õn üst düzey yönetiminde söz sahibi olan bazõ rahiplerin ken- disiyle bağlantõ kurmasõyla başladõğõnõ anlattõ. Nuzzi geçen yõl Vatikan rahiplerinin gizli arşi- vinde araştõrma yapma şansõnõ elde etti. Nuzzi’nin araştõrmasõnõn hedefinde Vatikan yönetiminde geçmişte söz sahibi olan Mon- signor Dardozzi önemli bir role sahip. Nuzzi’ye aktarõlan bilgilere göre Dardozzi Vatikan’õn is- mini karalayabilecek skandallarõ engellemekle yükümlüydü. Kara paranõn aklanmasõ, gizli hesaplar vs. gibi baş ağrõtacak konularõn aşõl- masõna Dardozzi bakõyordu. 275 milyon Avro’ya varan işlemler Nuzzi, kitabõnda Ior bünyesinde şüpheli he- saplarõn varlõğõna dikkat çekerek, paravan he- saplar açõldõğõnõ da öne sürüyor. Banka siste- minin 1987’de rahip Donato De Bonis tara- fõndan kurulduğuna, 1992 yõlõ ağustos ayõnda Ior’da açõlan 17 şüpheli hesabõn kontrolünün ise De Bonis’e verildiğini iddia ediyor. 1989-1993 yõllarõ arasõnda bu özel hesaplara 275.2 milyon Avro’ya varan işlemler yapõldõğõ vurgulanõyor. Nuzzi’nin belgeler õşõğõnda ortaya koyduğu bir başka gerçek ise Vatikan bünyesinde faali- yet gösteren Kardinal Francis Spellman Vakfõ’na ait özel hesaplarda odaklanõyor. Giulio An- dreotti’nin imzasõyla resmiyet kazanan bu he- saplarda astronomik düzeylere varan paralarõn ciro edildiği öne sürülüyor. Bir psikayatri mer- kezindeki hastalara yardõmda bulunmasõ ama- cõyla kurulan, hayõr işleri yaptõğõ görünümü ve- ren Bisceglie Rahibeleri Hayõr Kurumu’nun he- sabõnda henüz Avro’nun kullanõlmadõğõ dö- nemde 55 milyar İtalyan Lireti para yatõrõlmõş olmasõ şüpheyle karşõlanõyor. Vatikan bankasõnda 20 yõl önce yaşananlar bir casus hikâyesini anõmsatsa da Nuzzi, “Ne ya- zık ki tüm olup bitenler gerçek” yorumunda bulunuyor. Nuzzi’nin araştõrmasõnda başvurduğu Dordozzi’nin gizli arşivinde kayõtlõ, skandala işa- ret eden 4 bin dolayõnda belge, kitabõn yayõm- cõsõ Chiarlettere Yayõnevi tarafõndan www.chia- relettere.it adlõ sitede araştõrmacõlarõn bilgisine ücretsiz olarak aktarõlõyor. Nuzzi’nin kitabõnda bir başka önemli iddia ise Vatikan ile mafya arasõndaki gizli ilişkilerin açõ- ğa çõkmasõ oldu. Sicilyalõ mafya babalarõ Pro- venzano ve Riina’nõn geçmişte Ior’dan finanse edildiği, “Temiz Eller” operasyonu sõrasõnda kõs- men açõğa çõkan bu kirli ilişkide Dardozzi’nin arşivindeki belgeler mafyaya savcõlarõn iddia et- tiğinin çok üzerinde para akõşõ yapõldõğõnõ yan- sõtõyor. Bir başka iddia ise Temiz Eller operas- yonu sõrasõnda mafyayla bağlantõsõ nedeniyle yar- gõlanan Giulio Andreotti’nin avukatõ Odoar- do Ascari’ye yine Vatikan bankasõndan 400 mil- yon para akõşõ sağlandõğõ yönünde. Nuzzi, Vatikan’dan çok Vatikan’õn sahibi ol- duğu banka Ior’un bir tür “vergi cenneti” ol- duğuna dikkat çekiyor. Nuzzi’ye göre Ior Va- tikan’õn kalbinde, off-shore bir banka şeklinde, kurallar ve kontrollerden bağõmsõz, başõna buy- ruk faaliyette bulunmaya devam ediyor. Panorama dergisinden gazeteci Nuzzi, belgeler ışığında Vatikan’a bağlı Spellman Vakfı’nın hesabına yüklü miktarda paralar yatırıldığına, Vatikan-mafya ilişkilerine dikkat çektiği kitabında, Bernardo Provenzano ve Toto Riina gibi Sicilya mafyasının önemli isimlerinin doğrudan Vatikan tarafından finanse edildiğini öne sürüyor. Darbeyi savunan Independent’a tepki yağdı Dış Haberler Servisi - İngiliz Independent ga- zetesinin önceki gün ya- yõmlanan baş yazõlardan birinde, “Honduras’ta- ki darbenin demokrasi- ye hizmet ettiğinin” sa- vunulmasõ, okurlarõn bü- yük tepkisini çekti. Ma- kalede, darbeye tepkinin doğal olmasõna rağmen, ordunun aslõnda Hondu- ras’ta demokrasiye hizmet etmiş olmasõnõn mümkün olduğu öne sürüldü. Yeni demokratikleşen “ülkelerde görev süre- si sona ermek üzere olan bir devlet başka- nının ülkenin kendisi olmadan yapamayaca- ğına karar vererek ik- tidarını sürdürmek için şüpheli yollara başvur- duğunu” yazan gazete, görev süresini uzatmak için anayasa değişikliği- ne giden Venezüella Devlet Başkanõ Hugo Chavez’i örnek gösterdi. İktidardan vazgeçmeyi reddeden seçilmiş lider- lerin, Afrika’daki Sahra altõ ülkelerinin on yõllar- dõr kurtulamadõğõ bir be- la olduğunu belirten ga- zete, demokrasi için se- çimlerin yeterli olmadõ- ğõnõ, iktidarõn barõşçõl olarak el değiştirmesi ola- sõlõğõnõn da gerektiğini iddia ederek dolaylõ ola- rak darbenin meşru ol- duğunu savundu. Bir okur, makalenin al- tõndaki yorum bölümün- de, Independent’õ Latin Amerika’da geçmişte or- dunun siyasetteki rolüne bilgisizlikle ve duyarsõz- lõkla yaklaşmakla eleştir- di. Bir diğer okur da, “ik- tidarın el değiştirmesi için darbeyi referandu- ma ve seçimlere tercih eden” Independent gaze- tesine “Yazık sana” ifa- desiyle tepki gösterdi. OKURLAR: ‘YAZIK SANA’ Zelaya’ya destek, darbecilere baskõ Honduras’õn devrik başkanõ ülkesine dönüşünü ertelediğini açõkladõ Dış Haberler Servisi - Hondu- ras’ta darbe sonucu sürgüne gön- derilen Devlet Başkanõ Manuel Zelaya, ikinci kez başkanlõğa aday olmayacağõnõ yineledi. Ön- ceki gün New York’ta 192 üyeli Birleşmiş Milletler Genel Kuru- lu’nun ülkesindeki darbeyi kõna- yan kararõ oybirliğiyle kabul et- mesinin ardõndan kurula hitaben yaptõğõ konuşmada, askerlerin si- lah zoruyla kendisini bir uçağa bindirdiğini, ne suç işlediğini bi- le bilmediğini söyledi ve “Eğer ortada bir suç varsa mahke- meler devreye girer” dedi. Zelaya, düzenlediği basõn top- lantõsõnda da, ikinci kez seçilmek için anayasa değişikliği istediğine dair eleştirilere karşõ yeniden aday olmayacağõnõ vurguladõ. Geçici hükümete ültimatom OAS, darbe yönetimine, Zela- ya’yõ yeniden görevinin başõna ge- tirmesi için 3 gün süre tanõdõ. Bu açõklamanõn ardõndan Zela- ya, Honduras’a dönüşünü ertele- diğini bildirdi. Zelaya; Honduras’a bugün dö- neceğini ve BM Genel Kurulu Başkanõ Miguel D’escoto Brock- mann, Arjantin Devlet Başkanõ Cristina Fernandez, Ekvador Devlet Başkanõ Rafael Correa ve Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) Başkanõ Jose Miguel In- sulza’nõn kendisine eşlik edece- ğini söylemişti. Geçici Devlet Başkanõ Robert Micheletti ise istifaya niyetli de- ğil. Honduras Başsavcõsõ Luis Alberto Rubi de, Zelaya’nõn ül- keye dönmesi durumunda 20 yõl hapis istemiyle tutuklanacağõ teh- didinde bulundu. Darbe yöneti- minin Dõşişleri Bakanõ Enrique Ortez, Zelaya’yõ ABD’ye yapõlan “uyuşturucu kaçakçılığıyla bağ- lantılı olmakla” suçladõ. Honduras’õn başkenti Teguci- galpa’da, önceki gün hem darbe yanlõlarõ hem de karşõtlarõ göste- ri düzenledi. Darbe yanlõlarõ “De- mokrasiye evet, komünizme ha- yır” sloganlarõ attõ. ABD vatandaşına af DENİZ BERKTAY KİEV - Belarus’ta casusluk suçundan hü- küm giyen ve bir yõldan beri cezaevinde bulu- nan ABD’li avukat Emanuel Zeltser, ABD’nin diplomatik gi- rişimleri sonucunda, Be- larus Devlet Başkanõ Aleksandır Lukaşen- ko’nun kararõyla ser- best bõrakõldõ. Zeltser’in sağlõk ne- denlerinden ötürü tahli- ye edildiği söylenirken tahliye kararõnõn ABD Kongresi’nden bir he- yetin başkent Minsk’e düzenlediği ziyaretten sonra gerçekleşmesi dikkat çekti. ABD Dõş- işleri Bakanlõğõ, karar- dan duyduğu memnu- niyeti iletti. Belarus ile ABD arasõndaki ilişkiler ABD’nin Belarus reji- mini “diktatörlük” ola- rak nitelendirmesi ve Belarus’un Rusya’yla çok yakõn ilişkilere sa- hip olmasõ nedeniyle, uzun yõllardan bu yana gergin durumda. İlişkiler, Belarus’un ABD’nin Minsk Bü- yükelçisi’ni ülkeyi terk etmek zorunda bõrak- masõ nedeniyle geçen yõlõn başlarõnda, en ger- gin noktaya gelmişti. Ancak, Rusya ile özel- likle enerji konusunda sorunlar yaşayan Bela- rus yönetimi, geçen yõ- lõn sonlarõndan itibaren ABD ve AB ile ilişkile- ri normalleştirme politi- kasõnõ izlemeye başladõ. Papa’nõn bankasõ Ior’un geçmişte karõştõğõ iddia edilen yolsuzluklar ve mafya bağlantõsõ bir kitaba konu oldu Vatikan’õn karanlõk hesaplarõ Honduras’ın başkenti Tegucigalpa’da önceki gün dü- zenlenen gösteride Zelaya yanlısı öğretmen ve işçi- ler darbeyi protesto etti. (Fotoğraf: AFP) ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ GENEL MERKEZİ VE TÜM ŞUBELERİ OLARAK 2 Temmuz 1993’te, Sivas’ta, 37 canımızı yitirdiğimiz “Madımak Katliamı”nın acısı, yüreğimizi bir kor gibi yakmayı sürdürüyor. BİZLER DE ? Cumhuriyetimizin temelini oluşturan “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesinin onur ve sorumluluğunu taşımayı, ? İnsanlarımızın tüm farklılıklarının zenginliğinde, sevgi ve kardeşlik duygularıyla barış içinde yaşamasını, ? Her türlü bağnazlığın çağdaş ve laik Türkiye’mizden uzak olmasını istemeyi KARARLILIKLA SÜRDÜRÜYORUZ. ÇYDD Genel Merkez ve Tüm Şubeleri adına Prof. Dr. Aysel Çelikel Genel Başkan T.C. BOZKIR İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2009/2 Tal. Bir borçtan dolayõ, Konya ili, Bozkõr ilçesi, Demirasaf Mahallesi, Yassõpara mevkii, 2 Ada, 22 Parsel, 1/53 Arsa paylõ, B Blok, Zemin Kat, 6 nolu Bağõmsõz bölüm satõşa çõkarõlmõştõr. 2 Ada 22 nolu taşõnmaz 53 adet işyeri kagir tek katlõ 4 blok bina ve iki katlõ idare binasõ ve arsasõ vasfõ ve 12727 .84 M2 olarak kayõtlõ olup, halen zeminde bulunan B blok 53/1 hisseli ve 6 bağõmsõz numaralõ dükkânõn değeri: 60.000 TL’dir. SATIŞ ŞARTLARI: 1.) Satõş günü 07.08.2009 Cuma günü saat: 10.00 ile 10.10 arasõnda Bozkõr Hükümet Konağõ Adliye Binasõ Önü Bozkõr/Konya adresinde açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen kõymetin %60’õnõ ve rüçhanlõ alacak- lõlar varsa alacaklarõ mecmuunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhü- dü baki kalmak kaydõyla: 2.) Satõş günü 17.08.2009 Pazartesi günü saat: 10.00-10.10 arasõnda avnõ adreste açõk artõrma sureti ile ikinci artõrmaya çõkarõla- caktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilmemişse gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak üzere artõrma ilanõnda gös- terilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bul- masõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanlõ olan varsa başkaca alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. Arttõrmaya iştirak edecek- lerin tahmin edilen kõymetlerin %20’sõ nispetinde nakit pay akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve süresiz teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga pu- lu bedeli, tapu alõm harcõ, masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye satõş bedelinden ödenir. İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir.) bu taşõnmazlar üzerindeki haklarõn hususiyle faiz ve masrafa da- ir olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr. İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine se- bep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilin mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ verildiğinde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul et- miş sayõlacaklarõ başkaca bilgi almak isteyenlerin müdürlüğümüzün 2009/2 Tal. sayõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvur- malan ilan olunur. 15.06.2009 (Basõn: 36527) Bir yürek de sizin katkılarınızla çarpsın. TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Telefon: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr İyi ki sanat, iyi ki müzik, iyi ki Daniel Barenboim var… Barenboim’le Lütfi Kırdar’da iki saat kanatlandık, uçtuk önceki gece. Başka bir yerlere göçtük. Yer- yüzünden başka bir yere konduk. Gittik, geldik… ve galiba cennete dokunduk. Dışarıda ayak oyunlarının, ketenperenin bini bir pa- raymış... “Demokrasi”, “demokratikleşme”; namı diğer “şef- faflaşma”, “şeffaf yönetim”(!) adına çıkarılan yasalar, şeytana külahını ters giydirecek cambazlıklarla, ge- ce yarıları kotarılmış… Uzun uzadıya MGK oturumları yapılmış… filan… Barenboim, bunların hepsini -iki saat için olsun- bi- ze unutturdu… Müzikle bizi sardı sarmaladı. “La Scala” Filarmoni Orkestrası ile birlikte yalnız “mükemmeliyet”, “özen” ve “sanatın soyluluğunun” geçer akçe, altın değer olduğu bir yere götürdü... Dünyanın durmuş, oturmuş; dingin, uygar coğ- rafyalarından birinde de böylesi bir Barenboim kon- seri dinlesem, etkilenirdim… Ama sürekli biçimde yüksek voltajlı gerilim hattı- na yapışmış gibi yaşadığımız bu garip, gerçek öte- si ortamda; birkaç saat için olsun, bu denli yoğun bir “yalıtılmış” duygusunu bize armağan ettiği için, bü- yük müzisyene minnettar kaldım... Konserden çıkarken -ayaklarım henüz daha tam ye- re ermemişken(!)- “Sahi!” diye kendime hatırlattım: “Başka bir dünya da var... Başka bir dünya da mümkün!!!” ‘Türkiye kilit oyuncu olmalı!’ Duvarları yıkan, sınırları kaldıran, kültür farklarının keskin, bilenmiş uçlarını; sanatın Doğu-Batı divan- larıyla törpülemeye çalışan, diyalog, us, uzlaşmanın sesi, gelişmiş aydın bilincinin simgesi Barenboim; as- lında tam da böyle bir mesaj vermeyi; “bir başka dün- yanın mümkün olabileceğini cümlemize hatırlatma- yı” kendisine sürekli iş/misyon edinen bir sanatçı… İletişimini müziğiyle sınırlamayan, konserlerinde iz- leyiciye daima kıssadan hisse siyasi mesajlar da ile- ten Barenboim, İstanbul’da bu geleneğini bozmadı. Konser öncesi kendisine sunulan “Yaşam Boyu Ba- şarı Ödülü’nü” alırken -özetle- “Yeni bir dünya ku- ruluyor!” dedi ve ekledi: “İstanbul, bir ayağı Avrupa, diğer ayağı Asya’da olan bir kent. Bu sadece kendisini coğrafi gerçek- likle sınırlayan bir olgu olarak kalmamalı. Türkiye, ku- rulmakta olan ‘yeni dünyanın’ en önemli oyuncula- rından biri olmalı!” Barenboim’in bu güzel temenni dopinginin ardın- dan önce Beethoven’in Do minör piyano konçer- tosunu, ardından da Berlioz’un Fantastik Senfoni- si’ni dinledik… Hem çaldı, hem yönetti Avrupa’nın en iyi orkestralarından biri olan “La Sca- la” Filarmoni’yi dâhi müzisyen, hem yönetti hem pi- yanoda çaldı… Programın Beethoven bölümünde piyano başın- da “solo” yaptığında, salonda “çıt” çıkmaz olmuştu. Sahnede Scala müzisyenleri de salonun gerisi gi- bi tıpkı; nefeslerini tutup biz fanilerle birlikte “usta”yı izlediler... Ne piyano çalarken ne orkestra yönetirken Ba- renboim, kendini oradan oraya atmıyor. “Mim sa- natçılarını” çağrıştıran aşırı jestler yapmıyor. Ve hop- layıp zıplamıyor. Gerilimli, stresli, “çalalım da gör- sünler!” havasında bir gösteriş içinde değil; her no- tanın tadını çıkararak hakkını vererek keyifle çalıyor ve yönetiyor sanki… Orada, o sahnede olmaktan ala- bildiğine memnun, sonuna dek hoşnut olduğu izle- nimi bırakıyor. Eh! Haliyle siz de “mümkünse bu konser hiç bit- mesin!” oluyorsunuz. Barenboim’un bu “şeytan tüyünü”, konser çıkışı Yekta Kara’ya da sordum: “Müziğiyle, bakışıyla, yorumuyla… Barenboim kendisine -hem müzisyen ve hem de aydın kimliğiy- le- ayrı bir dünya kuruyor” dedi: “Olağanüstü piyanist ve orkestra şefi olarak kendi yorumuyla inanılmaz bir bütün yaratıyor. Beethoven’i bu kadar başka okumak ve yeniden yaratmak az mü- zisyene nasip olur. Barenboim bu gece Beethoven’i Alman olmaktan çıkardı ve yumuşacık yorumladı. Kos- koca bir senfoni orkestrasını da oda orkestrası gibi tın- lattı. Daha ne olsun?” “Bu akşamki konseri, festivalin gelmiş geçmiş ‘en unutulmazları’ arasına koyar mısın?” şeklindeki ikin- ci soruma da Kara, “New York Filarmoni-Zubin Mehta ve gene Ricardo Muti-Scala ile birlikte İstan- bul festivalinin, iz bırakan en önemli üç konserinden biridir bu geceki konser” yanıtını verdi. Aralarında çok sayıda gencin bulunduğu izleyici- ler, festivalin köşetaşları arasında uzun yıllar anılacak Barenboim ve Scala Filarmoni’yi; bir rock konseri kı- vamında, ıslık kıyamet dakikalarca ayakta alkışladı. nilgun@cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle