25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Vatanı Kurtarmak İçin Bir Öneri Geçen gün, çeşitli vesilelerle görüştüğüm, fizik yaşı ilerlemiş, ruh ve zekâ yaşı çok kişiyi kıskan- dıracak kadar genç kalmış, emekli öğretmen okurum Sayın Türkan Erkin’den bir ileti aldım. Mektubundan da anlaşılacağı üzere, Türkan Ha- nım ülke sorunlarıyla yakından ilgili, yakınmayıp çö- züm üretmeye çalışan bir kişi. İletisine göz atalım: “Sayın Sirmen, ‘Anıtkabir’de Atatürk ve İnönü’yü saygı ve öz- lemle selamlarken ülkesindeki ürkütücü değişimin ve çöküşün tek sorumlusu kendisiymişçesine yüreğinde bu sorumluluğun ezikliğini ve utancını taşıyordu.’ Yukarıda yazdığım üyesi olmakla övündüğüm ÇYDD’de çıkardığımız dergide on yıl önceki kısa bir anı yazımın son paragrafının son cümlesiydi. Biz- ler, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kuşağı, hep bu sorumluluğun bilincinde olduk. Ancak, bu so- rumluluk artan genç nüfusla paylaşılarak azalaca- ğı yerde, dağılarak, ayrıştırılarak daha da ağırlaş- maya başladı. Ülke sorunları toplumun bazı kat- manlarında algılanmadı, hafife alındı; bazen de de- mokrasi havarileri tarafından -dinozorluk olarak- hor görüldü. Sayın Sirmen, yukarıda sözünü ettiğim, yirmi yıl önce yaşadığım o acı ve utanç, son yıllarda öfke- ye dönüştü. Ve ben bugün bu öfkeli duyarlılığımı bu yaşımda güdü olarak kullanıyorum. Ya elime bir pankart alıp sokağa çıkıyorum, ya pencereme slo- ganlar yazıyorum ya da şimdi olduğu gibi, gaze- teme başvuruyorum. Yine de bunlar yetmiyor... Ne yapalım, diye sormuyorum size. Bu soruyu CUMOK toplantılarındaki konuşmalarınızdan sonra duy- muşsunuzdur koca koca insanlardan. Bu durum bana göre umarsızlıktan çok toplumumuzdaki inisiyatif eksikliğinden kaynaklanıyor. Düşünmek, üzülmek, eyvah demek yerine eyleme geçmek ge- rek diyorum. Hükümet Güneydoğu’daki mayın tarlalarını te- mizletecek para bulamazsa, sınır boyundaki ara- zisini yabancı bir devlete 44 yıllığına satacakmış. Biz, Türk halkı, buna razı değiliz. Değil o kadarına, anavatanımızın bir karış toprağının verilmesine ra- zı değiliz. Gereken parayı güzel insanlarımızla el ele vererek bulabiliriz, hiç değilse bir bölümünü... Bu- nun yollarını arayacağız ve eminim bulacağız. Böylece o güzelim topraklar da asıl sahiplerini, topraksız köylülerini bulmuş olacak.” Türkan Hanım umarsızlığı kabul etmeyen bir ay- dın örneği, her durumda mutlaka bir çare olduğuna inanıyor ve mayın sorununa da kendine göre bir çözüm öneriyor. “Eğer sorun parasızlıksa biz kendimize düşeni ya- par, gerekli parayı, hiç değilse bir bölümünü top- larız” diyor. Önerinin iktidarın utanacağı varsayımına da- yandığını belirtmek isterim. Eğer iktidarda utan- ma duygusu var ise gerçekten paranın hiç değil- se bir bölümünün toplanması halinde, harekete geçmeleri kaçınılmaz olur. Ama eğer yoksa? O zaman ne olacak? Paranın hepsinin toplanması gerekecek? Yetecek mi? O da malum değil... Tayyip Erdoğan mayınlı arazilerin temizlenmesi karşılığında yabancılara verilmesinde o denli ısrarcı ki, paranın bulunması halinde de yeni bahanele- re sarılması mümkün. CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen kaç kez TBMM kürsüsünden gerçekleri açıkladı. Bu işin ve- rilebileceği BM’ye bağlı çalışan, şimdiye dek 5 mil- yon mayın temizlemiş, 7 bin uzman elemanı olan, kâr amacı gütmeyen sivil toplum örgütü Ha- lo’nun adını verdi ama iktidar tınmadı, yasayı çı- kardı. Artık vatan toprağı mayınların temizlenme- si karşılığında 44 yıllığına yabancıya verilebilir. Türkan Hanım ise vatandaşın kıt olanaklarıyla se- ferber olarak, parasını verip vatan toprağını geri almayı öneriyor. Vatandaş kendi vatanını, parasını vererek geri almak istiyor. Kimden?... Müstevliden. Peki, bu durumda müstevli kim? Vatan toprağını savunmanın yöntemi bu mu ol- malı? Türkan Hanım’ın size sunduğum önerisi ne ka- dar uygulanabilir bilmiyorum. Ama bir gerçeği he- pimize bir kez daha bütün açıklığıyla gösterdiği için çok yararlı olmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum. asirmen@cumhuriyet.com.tr ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Seçim Ku- rulu’nun (YSK) çeşitli neden- lerle iptal ettiği 7’si ilçe, 23’ü belde olmak üzere toplam 30 yerde yapõlan “mini seçimde” belediye başkanlõklarõnõn bü- yük bölümü AKP ile CHP ara- sõnda bölüşülürken, AKP yüz- de 42 oyla birinci parti oldu. Saadet Partisi’nin (SP) oy ora- nõnõ arttõrmasõ da dikkat çekti. YSK’nin 29 Mart yerel se- çim sonuçlarõnõ iptal ettiği 30 yerde yapõlan seçimlerin 29’undan sonuç alõndõ. YSK, Yozgat Sorgun’a bağlõ Gülşeh- ri beldesinde, oy sayõmõ sõra- sõnda çõkan arbedede 403 oy pusulasõnõn yõrtõlmasõ nedeniy- le seçim sonucunu yeniden ip- tal etti. Sonuç alõnan 29 yerden AKP 12, CHP 10, Demokrat Parti 3, MHP 2, DTP 1 ve ANAP 1 belediye başkanlõğõ kazandõ. Seçimlerde siyasi partilerin oy dağõlõmõna bakõldõğõnda ise AKP yüzde 42 oy alarak rakip- lerine açõk ara fark attõ. Yerel seçimlerde MHP yüzde 16 oy- la ikinci parti konumunda gö- rünürken, SP yüzde 15 oyla üçüncü, belediye başkanlõğõ sayõsõnda AKP’nin hemen ar- kasõnda yer alan CHP ise yüz- de 14 oyla dördüncü sõrada yer aldõ. Yenileme seçimi yapõlan 7 ilçeden 4’ünü AKP’nin al- masõ bu partinin oy oranõnõn yüksek çõkmasõnda etkili olur- ken, CHP sadece iki ilçeyi ka- zandõ. Bu seçimlerde SP’nin oy oranõ açõsõndan önemli çõkõş yakalamasõ dikkat çekti. Almanya’nõn başlattõğõ vize muafiyeti uygulamasõ sõnõr polisinin değerlendirmesine bağlõ olacak Muafiyete‘geçersiz’belgeBAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Avrupa Birliği Ada- let Divanõ’nõn Soysal kararõ nede- niyle, sanatçõ, sporcu ve bilim adamlarõna vize muafiyeti getirdi- ğini ileri süren Almanya, bu mes- lek gruplarõnda çalõşan Türk va- tandaşlarõnõn ülkeye girişini, sõnõr polisinin “entelektüel düzeyine” bõraktõ. Türk sanatçõlarõn, bilim adamlarõnõn ve sporcularõn vizesiz olarak Almanya’ya girmesi, ancak sõnõr polisinin kendilerini “tanı- ması” durumunda mümkün olacak! Almanya’nõn Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz ise büyükelçilik ya da başkonsolosluklar tarafõndan bi- lim adamõ, sanatçõ ve sporcularõn “vize muafiyeti taşıdıklarına” ilişkin verilecek belgenin hukuksal açõdan hiçbir geçerliliğinin olma- dõğõnõ açõkladõ. Almanya’nõn geçen hafta basõn duyurusuyla başlattõğõ yeni uygu- lamada sanatçõ, bilim adamõ ve sporcularõn vizesiz olarak Alman- ya’ya girişi öngörüldü. Ancak söz konusu meslek gruplarõndaki Türk vatandaşlarõnõn vize muafiyeti, sõ- nõr polisinin değerlendirmesine bağ- lõ olacak. Almanya’nõn Ankara Büyükelçi- liği’nin açõklamõş olduğu vize mua- fiyeti koşullarõ içinde yer alan “Uluslararası düzeyde tanınan sanatçı ve sanatçı grupları, ki bu kişilerin sunumu veya gösterisi uluslararası bir mukayese yapıl- dığında çok üstün olmalı” ya da “Sadece geçimini, ağırlıklı olarak bu işten kazanan profesyonel sporcular” kriterlerini dikkate ala- cak sõnõr polisi, kendi öznel değer- lendirmesine göre karar verecek. Bu kriterlere göre söz konusu kişiler dünyaca ünlü olsalar bile, sõnõr po- lisinin kendilerini tanõmamasõ du- rumunda, Türkiye’ye geri gönderi- lebilecekler. Geri çevrilebilecek Sõnõr polisi bir sanatçõ grubunun gösterisinin uluslararasõ muadillerine göre “üstün” olmadõğõna karar ve- rirse, Türk sanatçõ grubunu hiç ta- nõmazsa, ya da spor organizasyonu çerçevesinde gelen bir kişinin ge- çimini başka bir işten kazandõğõna kanaat getirirse, vize muafiyetine konu olan kişi veya kişileri sõnõrdan geri çevirebilecek. Yine Almanya’nõn Ankara Bü- yükelçiliği’nin açõklamõş olduğu koşullara göre, vize muafiyetinden yararlanabileceğini düşünen Türk sanatçõ, bilim adamõ ve sporcular; sõ- nõr polisini ikna edebilmek için “organizatör ve organizasyonun yerine ilişkin telefon ve adres bil- gilerini, etkinliğin türü ve süresi- ni, etkinlik çerçevesinde söz ko- nusu kişinin fonkisyonunun ne ol- duğunun açıklanmasını ve alaca- ğı ücretin veya hizmet karşılığının türü ve miktarını; Almanya’daki ilgili yerlerle varılan mutabaka- ta ilişkin diğer uygun belgeleri” içeren ve Almanca hazõrlanmõş da- vet yazõsõnõ ibraz etmek zorunda bu- lunuyor. Ayrõca sanatçõlar sõnõr polisine, Kültür Bakanlõğõ’ndan onaylõ sa- natçõ derneğine veya benzeri yerlere üyelik kaydõnõ; bilim adamlarõ, ha- lihazõrdaki işlerine ilişkin belgele- ri, diplomalarõnõ; sporcular ise ilgi- li federasyonun teyidi ve lisansõ ile gelir belgelerini göstermek duru- munda olacak. Söz konusu kişilerin elinde Al- manya’nõn Ankara Büyükelçili- ği’nden ya da Türkiye’deki diğer başkonsolosluklarõndan alõnan “vi- ze muafiyetine tabi olduklarını gösteren belge” olsa bile, söz ko- nusu belgenin hukuksal bağlayõcõ- lõğõnõn olmamasõndan ötürü, sõnõr polisinin kişisel inisiyatifi ile geri gönderilmiş Türk vatandaşõnõn hak- kõnõ aramasõ da söz konusu olama- yacak. Almanya’nõn Ankara Büyükelçi- si Cuntz, büyükelçilik tarafõndan verilebilecek olan “vize muafiyet belgesinin” hukuki değeri olmadõ- ğõnõ ancak belgenin işleri kolaylaş- tõracağõnõ ileri sürdü. Almanya’nõn Ankara Büyükelçisi Cuntz, büyükelçilik ya da başkonsolosluklar tarafõndan bilim insanõ, sanatçõ ve sporculara verilecek “vize muafiyeti taşõdõklarõna” ilişkin belgenin hukuksal açõdan hiçbir geçerliliğinin olmadõğõnõ açõkladõ. Ceber davasõnda bilirkişinin hazõrladõğõ rapor tartõşma yarattõ. Yeni tanõklarõn dinlenmesi kararlaştõrõldõ Skandalõhaberyapanasuçduyurusu İstanbul Haber Servisi - Engin Çe- ber’in işkenceyle öldürülmesiyle ilgili 60 kamu görevlisinin yargõlandõğõ davada mahkeme, bilirkişi tarafõndan hazõrlanan “dudak okuma” raporunu haber yapan basõn kuruluşlarõ ve internet siteleri hak- kõnda savcõlõğa suç duyurusunda bulu- nulmasõnõ kararlaştõrdõ. Müdahil avu- katlar da dudak okuma uzmanõ Özgür Tekol’un raporu para karşõlõğõ Habertürk televizyonuna satmak istediğini belirte- rek, Tekol hakkõnda ilgili cumhuriyet baş- savcõlõğõna şikâyette bulunacaklarõnõ söy- ledi. Bakõrköy 14. Ağõr Ceza Mahkeme- si’ndeki duruşmaya tutuklu yargõlanan sa- nõklardan, olay tarihinde Metris Cezaevi İkinci Müdürü olan Fuat Karaosma- noğlu ile beraber toplam 6 tutuklu ve 16 tutuksuz sanõk ile Çeber’in arkadaşlarõ Aysu Baykal, Cihan Gün, Özgür Ka- rakaya, Çeber’in babasõ Ali Tekin ve ab- lasõ Şerife Çeber katõldõ. Mahkeme “İkinci müdür Fuat Ka- raosmanoğlu’nun tehdit içerikli söz söylediğine dair bulgunun elde edile- mediği” sonucuna ulaşan dudak okuma tekniğiyle incelenen bilirkişi raporunu dosyaya koydu. Çeber’in avukatlarõ ise bilirkişi Tekol tarafõndan hazõrlanan ra- pora itiraz etti. ‘Bilirkişi suç işledi’ Müdahil avukatlardan Taylan Tanay, raporun taraflõ hazõrlandõğõnõ söyledi. Tanay, “Bilirkişi sanık avukatı gibi açıklamalar yaptı. Daha dava dosya- ya konulmadan, raporu basına sat- maya çalıştı, atv televizyonuna açık- lamalar yaptı. Raporu, Habertürk’ün bana göndermiş olduğu e-mail adre- sinde gördüm. Bilirkişi raporu dağı- tarak suç işlemiştir” dedi. Duruşmada tanõk olarak dinlenilen tu- tuklu Şükrü Zeren de bilirkişi raporunu yalanlayan açõklamalarda bulundu. Zeren, Çeber’le D-8 koğuşunda kaldõklarõnõ, Çeber’in cezaevine geldiği zaman vü- cudunda ve başõnda morluklar bulundu- ğunu, gözünün morarmõş olduğunu, ye- mek yiyemediğini ve yediklerini de kus- tuğunu söyledi. Zeren, Çeber’in özellikle sabah ve ak- şam sayõmlarõnda ayağa kalkmayõ red- dettiğini ve 7 Ekim 2008’de de aynõ şe- kilde sabah sayõmõnda ayağa kalmak is- temediği için gardiyanlar tarafõndan dö- vüldüğünü anlattõ. Mahkeme, kamera görüntüleri ile ilgili bilirkişi raporunun hazõrlanmasõ için ek süre verilmesine, Çeber’le aynõ koğuşta kalan 8 kişinin de tanõk olarak dinlen- mesine karar verdi. Ayrõca mahkeme, bi- lirkişi Tekol’un hazõrladõğõ raporu mah- kemeye sunmadan bazõ basõn yayõn or- ganlarõna vermesi ile ilgili söz konusu ba- sõn yayõn organlarõna, Bakõrköy Cum- huriyet Savcõlõğõ’na yazõ yazarak “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” su- çundan soruşturma açõlmasõnõ kararlaş- tõrarak duruşmayõ erteledi. Mahkeme Heyeti Başkanõ, TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu’na ifade veren Ergenekon soruşturmasõ tu- tuklusu Adil Serçan Saçan’õn, Engin Çe- ber için “Bizim yanımızdaki odada kalıyordu. Onu orada öldürdüler” ve Tuncay Özkan’õn “Çeber yanımızda kaldı. Dövüyorlardı” şeklindeki ifade- lerini okudu. Özkan ve Saçan tanık oluyor Duruşmada söz alan müdahil avukat- lardan Tanay, Tuncay Özkan ve Adil Ser- dar Saçan’õn tanõk olarak mahkemede din- lenmesi gerektiğini anlattõ. Mahkeme heyeti, Saçan ile Özkan’õn Metris Ce- zaevi’nde hangi koğuşlarda ve hangi ta- rihlerde bulunduğuna dair cezaevine ya- zõ gönderilmesini ve ardõndan uygun görülmesi halinde tanõk olarak dinlen- mesine karar verdi.Engin Çeber. DSP’DEN İSTİFA ETMİŞTİ Rahşan Ecevit’ten ‘yeni oluşum’ sinyali ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - DSP’den istifa eden Rahşan Ecevit, “DSP, Ecevit çizgi- sinde bir yönetime kavuşmazsa, onun düşünce, inanç ve il- kelerine bağlı olanla- rın yeni bir iktidar al- ternatifinin oluşumu için bir araya gelebi- leceklerini” bildirdi. DSP’nin kurucu ge- nel başkanõ Rahşan Ecevit, geçtiğimiz haf- ta partisinden istifa et- mişti. Rahşan Ecevit dün yaptõğõ yazõlõ açõk- lamada, “Demokra- tik Sol Parti, çok kı- sa bir zaman içeri- sinde Ecevit çizgisin- de bir yönetime ka- vuşmazsa, onun dü- şünce, inanç ve ilke- lerine bağlı olanlar Türkiye’yi AKP’den kurtaracak yeni bir iktidar alternatifinin oluşumu için bir ara- ya gelebilirler” dedi. Rahşan Ecevit’in he- men arkasõndan parti- den istifa edenlerden Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı, bu açõklamayla ilgili ola- rak “Rahşan Ecevit DSP’deki yönetim değişsin istiyor. Çok arayan oluyor, mü- cadele edelim, diye. Belki yönetim ola- ğanüstü kurultay ka- rarı alabilir” dedi. MİNİ YEREL SEÇİM PETROL ARAMA SP’nin oyları yükseldi Yabancı şirketin payı yüzde 50 ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türkiye Petrolleri Anonim Or- taklõğõ (TPAO) ile ExxonMobil Şir- keti’nin, Karadeniz’de petrol ve do- ğalgaz aramalarõnda bulunmak için yaptõğõ işbirliği anlaşmasõnõn Türki- ye hükümeti tarafõndan onaylandõğõ bildirildi. Dünyanõn önde gelen petrol şir- ketlerinden ExxonMobil Corporati- on’dan yapõlan yazõlõ açõklamada, ExxonMobil ve TPAO’nun, Kasõm 2008’de, Karadeniz’in 8 bin 500 ki- lometrekarelik Samsun Bloku ve 21 bin kilometrekarelik 3921 sayõlõ Bloku’nun doğu kõsmõnda derin de- nizde belirlenen yapõlarõ araştõrmak üzere bir anlaşma imzaladõğõ anõm- satõldõ. Açõklamada, “Bu anlaşma- ya göre, ExxonMobil işletmecilik görevi yapacak ve her iki blokta da yüzde 50 oranında hisse sahibi olacaktır. ExxonMobil ve TPAO, petrol ve doğalgaz arama, değer- lendirme, ve potansiyel üretim faaliyet safhalarının tümünde bir- likte çalışacaklardır” denildi. Görevini 1 Ağustos’ta Anders Fogh Rasmussen’e devredecek olan NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer Türkiye’ye veda etti. Scheffer, Türkiye’yi NATO’nun Yeni Strateji Planı’nda yer alan “Akil Adamlar Grubu” içinde yer almaya davet etti. Scheffer dün sabah saatlerinde önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi ve Dışişleri Bakanı Ahmet Da- vutoğlu ile bir araya geldi. Scheffer daha sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’u ziyaret etti. Genelkurmay Karargâhı’ndaki görüşmenin ardından Scheffer, daha sonra Çankaya Köşkü’ne çıktı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edildi. (Fotoğraf: AA) Scheffer’den veda ziyareti Dışişleri’nde CHP sessizliği BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Dõşişleri Bakanlõ- ğõ’nõn ve dönemin Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan’õn, CHP’nin Alman- ya’nõn Friedrich Ebert Vakfõ’ndan bağõş aldõğõ haberlerini yalanlama- sõnõ istemesini görmezden geldiği or- taya çõktõ. Almanya’nõn Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz’un biz- zat Babacan’la görüşmesine ve 30 Nisan tarihinde de müsteşar Er- tuğrul Apakan’a “yalanlama açık- laması yapması için” resmi yazõy- la başvuruda bulunmasõna karşõn, Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn hiç ses çõ- karmamayõ tercih ettiği anlaşõldõ. Hükümet yanlõsõ basõn organlarõ, CHP’nin Friedrich Ebert Vakfõ’ndan bağõş aldõğõ haberlerini yayõmla- maya başladõ. Eylül ayõnda Vakit ga- zetesinde çeşitli belgelerin yayõm- lanmasõ üzerine, Almanya bu ha- berleri incelemeye aldõ. Söz konu- su haberler daha sonra Sabah gaze- tesinde de yer aldõ. Kapsamlõ olarak yürütülen ince- leme sonucunda, söz konusu ha- berlerde ortaya konan belgelerin sahte olduğu ortaya çõktõ. Bunun üzerine Cuntz, hem yazõlõ hem de sözlü olarak girişimde bulundu. Ancak Cuntz’un girişimleri boşta kaldõ. Çünkü, Dõşişleri Bakanlõğõ, CHP’yi haksõz suçlayan haberlerin asõlsõz olduğu yönünde resmi bir açõklama yapmamayõ tercih etti. Hükümet aleyhine yazõlan en küçük bir haberi bile yalanlamayõ tercih eden Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn CHP’yi haksõz yere hedef alan haberler ko- nusunda, üstelik Almanya’nõn res- mi girişimine karşõn sessiz kalma- sõ dikkat çekti. Ankara Büyükelçisi Cuntz’un, ‘CHP’nin Friedrich Ebert Vakfõ’ndan bağõş aldõğõ haberleri yalandõr. Resmi açõklama ile duyurun’ ricasõnõ Babacan’õn görmezden geldiği ortaya çõktõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle