18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ 6 PAZARTESİ SÖYLEŞİLERİ CMYB C M Y B Şişecam’õn Cam Ambalaj Grubu Başkanõ Teoman Yenigün tasarõmõn önemini anlattõ ÖZLEM YÜZAK Anadolu Cam Sanayii, Şişecam Toplu- luğu’nun cam ambalaj üreten kuruluşu. 1935 yõlõndan beri faaliyetini sürdürü- yor. Gõda, su, madensuyu, meşrubat, meyve suyu, süt, bira, şarap ve diğer yüksek alkollü içecekler ile ecza ve kozmetik sektörlerine, çeşitli hacim ve renklerde ambalaj üretiyor. Avrupa’nõn dördüncü, dünyanõn ise beşinci en bü- yük cam ambalaj üreticisi. Türkiye’nin yanõ sõra Rusya ve Gürcistan pazarõnda da lider konumda. Bir yandan küresel ölçekte büyüme hedeflerini gerçekleş- tirme yolunda ilerlerken bir yandan da Türkiye’de şu sõralar tasarõm konusuna odaklanmõş durumda. Türk zeytinyağõ- nõn dünya pazarõnda hak ettiği yeri bul- masõ, markalaşabilmesi için uluslarara- sõ boyutta Türk tasarõmcõlarla çalõşarak son derece özgün cam şişeler tasarlõ- yor. Şişecam Cam Ambalaj Grubu Başkanõ Teoman Yenigün ile yaptõğõ- mõz sohbette gerek şirketin dünya ça- põndaki vizyonunu, gerekse tasarõmõn geldiği noktayõ ele aldõk... - Önce tasarım konusundan başlaya- lım isterseniz... Zeytinyağı üreticileri için cam ambalaj tasarlama fikri ne- reden doğdu? YENİGÜN - Markalaşmada ambalajõn önemi giderek büyüyor. Günümüzde insanlar satõn alma kararõnõ daha güzel bulduklarõ ürün için kullanma eğili- mindeler. Üretim sektörü ile birlikte çalõştõğõmõz için bizim tasarõmda ve teknolojide sunduğumuz her türlü yenilik, diğer sektörlerin başarõsõna da katkõda bulunuyor. Buradan yola çõkarak Türk zeytinyağõ için Cam Şişe Tasarõm Projesi’ni gerçekleştirdik. Türk zeytinyağõnõn dünya pazarõnda hak ettiği yeri bulmasõ, marka- laşabilmesi için öncelikle kendini doğru tanõm- layan özgün şişelerde sunulmasõ gerekiyor. Bu çerçevede Anadolu Cam olarak Türkiye İhracat- çõlar Meclisi’nin gücünü de arkamõza alarak bir proje başlattõk. Öncelikle tüm zeytinyağõ üretici- lerini, ihracatçõ birliklerini ziyaret ettik, toplantõ- lar düzenleyerek sorunlarõ ve şişelerde özellikle bekledikleri kriterleri saptadõk. Tasarõmcõlar için, zeytinyağõ, şişe tasarõmõ ve üretimi ile ilgili tüm diğer küresel bilgileri de içeren çok kap- samlõ dosyalar oluşturduk. Tasarõmcõlarõmõz bu bilgiler doğrultusunda, kendi yorumlarõyla bu tasarõmlarõ gerçekleştirdiler. - Kimler bu tasarımcılar? - Biz Anadolu Cam olarak, özellikle Türki- ye’yi yurtdõşõnda da tanõtan, uluslararasõ bo- yutta Türk tasarõmcõlarla çalõşmayõ arzu ettik. Sonuçta davetimizi kabul eden Alev Ebuzziya Siesbye, Aziz Sarıyer, Gamze Güven ve Def- ne Koz’la görüştük ve şişenin teknik özellikle- ri, proje hedefleri ve ruhunu anlatmak amacõy- la hazõrlanan çalõşmayõ onlarla paylaştõk. He- yecanlõ bir bekleyiş sürecinden sonra, dört ta- sarõmcõmõzõn çizimleri bize ulaştõ. İlk örnekler Anadolu Cam tarafõndan üretildi. Hepsi birbi- rinden özel şişeler ortaya çõktõ. Türk zeytinyağı çok kaliteli - Bu projenin rakamsal anlamda hedefi ne- dir? Türkiye’ye kazandırdığınız yeni cam şi- şe tasarımlarının ülkemize getirileri neler olacak? - Türkiye, dünya zeytinyağõ üretiminde, İspan- ya, İtalya, Yunanistan ve Tunus’la birlikte ilk 5’te yer alõyor. Türk zeytinyağõ çok kaliteli bir yağ. Ama ne yazõk ki, hem tanõtõm eksikliği hem de dökme tabir edilen büyük hacimlerde satõlmasõ nedeniyle bizim zeytinyağõnõn kalitesi dõş pazarda pek bilinmiyor. Şu anda pazar konu- mu olarak yõllara göre değişmekle birlikte dün- yada 3. - 5. sõradayõz. Son yõllarda devlet ve özel sektörün sistemli ve hõzlõ bir şekilde tanõtõma önem vermesi ise gelecek için önemli bir reka- bet avantajõ yaratõyor. Türk zeytinyağõ sektörü, 15 milyon litrelik bir ihracat hedefliyor. Şu anda kaliteli zeytinyağõ en fazla AB ülkelerinde üreti- liyor ve yine AB ülkelerinde satõlõyor. Dolayõ- sõyla Türkiye’nin bu alandaki hedefi yeni cam şişe tasarõmõ ile Türk zeytinyağõ için beğeniyi arttõracak algõyõ yaratmak ve kalitesini öne çõka- rarak dünya çapõnda hak ettiği yeri almasõnõ sağ- lamak. Türkiye, böyle bir hamle ile hem var ol- duğu ülkelerde pazar payõnõ arttõrabilir hem de Rusya, İran, Ukrayna, Uzakdoğu gibi yeni pa- zarlarda kaliteli ürün algõsõnõ yerleştirebilir. Bu alanda üreticiye düşen özgün bir lezzet yakala- maksa, bize düşen de özgün bir ambalaj yarat- mak diye düşündük. Hangi şişelerin üretileceği kararõ ortak olarak verilecek. Sanõyorum her 4 tasarõmcõmõzõn da birer ürünü uygulamaya alõ- nacaktõr. Biz fazla miktarda üretim yapacağõmõz için maliyet de düşük olacak. İsteyen üretici gel- sin depolarõmõzdan satõn alsõn, kendi etiketini koyarak satsõn istiyoruz... Su, cama girecek - Zeytinyağı gibi başka bir ürün için de cam ambalaj geliştirme projeniz var mı? - Evet. Biz suyu cama sokmayõ çok istiyoruz. Hem su çok daha büyük bir sektör olduğu için hem de sağlõk açõsõndan. Avrupa ile kõyaslandõ- ğõnda cam şişe ile su kullanõm alõşkanlõğõ bizde yok denecek kadar az. Hedefimiz evde cam şi- şede su kullanõmõ değil, biz lokanta sektörünü hedefliyoruz. En azõndan gelir düzeyi yüksek ki- şilerin gittiği lokantalarda satõlmasõ lazõm. Konuşarak, göstererek tasarım - Tasarım özellikle de özgün şişe tasarımı Anadolu Cam açısından da yeni sanıyorum. Nasıl bir geçiş oldu bu alana? - Yõllardõr bir tasarõm birimimiz vardõ ama daha çok endüstriyel tasarõm ve kalõp tasarõmõ üzeri- neydi. Fakat piyasa geliştikçe, talep arttõkça farklõ tasarõma da ihtiyaç çõktõ. Eskiden 3 tip şi- şe üretirdiniz, bütün sene giderdi. Bir 70’lik, bir de 35’lik iki rakõ şişesi vardõ, ikisi zaten 200 milyon şişe ederdi. 3 tane makine yeterdi tüm sene için. Tekel özelleştikten sonra yüksek al- kollü içkilerde 70’e yakõn farklõ şişe çeşidi doğ- du. Herkes malõnõ satabilmek için yeni bir ürün ve ambalaj arayõşõna girdi. Yurtdõşõnda da gör- düğümüz örnekler interaktif ortamda müşteri ile konuşarak, görerek ve gösterek tasarõm yapmak. Müşterilerimizin çoğu aile şirketi, öyle kurum- sallaşmõş, sistematik çalõşan şirketler değil, tasa- rõm güçleri de yok haliyle. Biz de buradan yola çõkarak, birlikte çalõşabileceğimiz bir mekân ya- ratmaya karar verdik. Topkapõ’daki fabrikamõ- zõn içinde tasarõm merkezi kurduk. 10 kişi çalõ- şõyor. Bir de zeytinyağõ şişesi örneğinde olduğu gibi dõşardan proje bazõnda çalõştõğõmõz sanatsal tasarõm yapan kişiler var. 3 boyutlu şekilde di- zayn ediyoruz. 180 derece etrafõnda dönen si- mülaslar üzerine etiket koyup, baskõ yapõp bilgi- sayar ortamõnda sunuyoruz müşterinin beğenisi- ne. Hatta bir süpermarketteki rafta diğer ürünle- rin yanõnda nasõl gözüktüğünü bile görebiliyor. Bu müşterilerle ilişkilerimizi de daha farklõ bo- yuta getirdi. Piyasa çeşitlenip rekabet arttõkça bu tarz talepler de artõyor. 1952 yılında Karadeniz Ereğlisi’nde doğan Teoman Yenigün, 1969 yılında Vefa Lisesi’nden, 1975 yılında da Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 1975 yılında Paşabahçe Cam Sanayii AŞ’de mekanik atölye şefi olarak göreve başlayan Yenigün, 1981- 1986 yılları arasında Kırklareli Cam Sanayii AŞ’de Yardımcı İşletmeler ve Teknik İşler Müdürlüğü, 1986-1991 arasında ise Paşabahçe Cam Sanayii AŞ Teknik İşler Müdürlüğü görevlerinde bulunduktan sonra 1991 yılında, Kırklareli Cam Sanayii AŞ Genel Müdürlüğü’ne, 1994’te Cam Ev Eşyası Grubu Üretim Başkan Yardımcılığı’na, 1998’de de Cam Ambalaj Grup Başkanlığı’na atandı. Anadolu Cam San. AŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı, TOBB Cam ve Cam Ürünleri Sektör Meclisi Başkanlığı ve FEVE (Avrupa Cam Ambalaj Üreticileri Federasyonu) Yönetim Kurulu üyeliği görevlerini sürdüren Yenigün, evli ve iki çocuk babası. Anadolu Cam, Türk zeytinyağõnõn dünya pazarõnda markalaşmasõna katkõda bulunmak amacõyla, dünyaca ünlü dört tasarõmcõyla “Türk Zeytinyağõ İçin Cam Şişe Tasarõm Projesi”ni hayata geçirdi. Ambalajõn ürün kadar önemli olduğu düşüncesiyle yola çõktõlar. Türk zeytinyağõnõ temsil edecek şişelerde olmasõ gereken özellikler belirlendi. PORTRE - Türkiye’de yanılmıyorsam 3 yerde fab- rika var... - Evet. İstanbul, Mersin ve Bursa Yenişe- hir’de. - Yeni yatırım planınız var mı? - Şimdilik yok. Yenişehir zaten daha yeni. 4 fõrõnlõ bir tesis bu. 2005, 2006 ve 2007 yõl- larõnda peş peşe 3 fõrõn devreye girdi. 4. fõ- rõnõ bu sene yapacaktõk, kriz nedeniyle askõ- ya aldõk, işler açõlmaya başlayõnca yatõrõmõ- nõ yapacağõz. Rusya’da pazar lideri - Peki ya yurtdışındaki yatırımlarınız? - Gürcistan’da 1, Rusya’da ise 5 fabrikamõz var. Rusya’daki büyüklüğümüz Türki- ye’den fazla. 1 milyon 200 bin tonluk üre- tim kapasitemiz var. Türkiye’de ise 800 bin ton. Rusya’da da pazar lideriyiz. Cam am- balaj pazarõnõn yüzde 20’si bizim. Oradaki şirketimizin adõ Ruscam. - Ne zaman girdiniz Rus pazarına ve ra- kipleriniz kim? - Biz Rusya’ya 1998 krizinden sonra girdik. 1997 yõlõnda Gürcistan’da özelleştirme so- nucu satõn altõğõmõz bir fabrika vardõ. Şişe Cam’õn yurtdõşõndaki ilk operasyonu bura- sõdõr. Türkiye’deki büyüme hõzõ belli, çok hõzlõ büyümeniz mümkün değil. Cam am- balaj ise ihraç edilebilir bir ürün değil. 2 bin km. uzakta satamazsõnõz, maksimum 500 km’dir alanõ. Biz bu doğrultuda arayõşlarõ- mõzõ sürdürürken Rusya’daki talep ve arz açõğõ bizi cezbetti. Bir diğer unsur da Türki- ye’deki en büyük müşterimiz olan Efes Bi- racõlõk oldu tabii. 1999 yõlõnda Rusya’daki kriz şişeleri da karaborsaya düşürdü. Rusya’da bira pazarõnda tek bir tane şişe vardõ. 2. el şişeler toplanõyor ve yeniden kullanõlõyordu. Üstelik birinci el fiyatõna. Kimi zaman onu dahi bulamõyorlardõ. Bu- na karşõn bira pazarõnõn büyümesi o dö- nemde yüzde 24’lerde idi. Efes bizi teşvik etti. Paldõr küldür 2001’de yatõrõma başla- dõk, 2002’de fabrikayõ devreye soktuk. 1 fabrika ve 1 fõrõn ile başlayõp yavaş yavaş büyümeyi planlamõştõk. Aynõ anda birkaç yerde bunu yapar hale geldik. 2002-2007 arasõnda 5 fabrika sahibi olduk. Şu anda orada 2 bin 700 çalõşanõmõz var, yüzde 20 ile pazar lideriyiz ve 1 milyon 200 bin kapasiteye sahibiz. Rus pazarõna giren ilk yabancõ cam ambalaj şirketi biziz. Bu da bize ciddi avantaj sağladõ. Bizden sonra Fransõz St. Goben şirketi girdi ki o da dün- yanõn ikinci en büyük üreticisi... - Nasıl bir büyüme stratejisi geliştirdiniz? - Biz hazmederek büyümeyi seviyoruz. Ön- celikle bildiğimiz işi yapõyoruz. “Camda iyiyiz, biraz da plastik ya da teneke am- balaj yapalım” demiyoruz. Türkiye’de tek- noloji ve sermaye olarak belli bir büyüklü- ğe ulaştõk, en iyi altyapõyõ kurduk ve artõk Türkiye’ye sõğamaz hale geldik. 2000’in başõnda 400 bin ton üretimi olan yerel bir şirkettik. 100 milyon dolar civarõnda bir de ciromuz vardõ. Ara malõ üretiyorduk sade- ce. Şimdi 2 milyon tona dayandõk, kriz ön- cesi ciromuz 1 milyar dolara çõkmõştõ, şimdi 800 milyon dolar civarõnda. Tüm bunlar bi- zi Avrupa’da 4. yaptõ. Kriz, planları erteletti - Kriz sizi nasıl etkiledi? - Tabii kriz birtakõm planlarõn ertelenmesi- ne neden oldu. Rusya’daki büyümeyi bir müddet yavaşlattõk, ama zaten yatõrõmlarõ- mõzõ ve projelerimizi bitirmemiştik. Son olarak St. Petersburg’da satõn aldõğõmõz te- sisin büyütülmesi ile uğraşõyoruz. 70 mil- yon Avro’luk bir yatõrõm bu. Kriz olmasay- dõ bizim Sibirya’da da bir yatõrõmõmõz ola- caktõ. Sibirya’yõ askõya aldõk, çünkü krizin getirdiği birtakõm fõrsatlar olacak. Türk zeytinyağõ marka olacak Türkiye’de 3, yurtdışında 6 fabrikamız var BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Asker Üzerinden Siyaset Genelkurmay Başkanı, demokrasiye bağlılık- larını, demokrasiye karşı ordu içinde herhangi bir komplonun söz konusu olamayacağını vurgula- dıkça, Fetocu, siyasetini asker üzerinden yapa- rak para ve ün kazanmayı amaçlayan “ucuzcu ta- kım”, daha bir üst perdeden saldırılarını yoğun- laştırıyor: Hayır, sen darbe yapmaya hazırlanı- yorsun! Bu nedir? Bu “vurun abalıya!”dır! Zamanıdır! Çünkü askerin darbe yapmaya ni- yeti yok! Eğer öyle bir olasılık olsaydı, bugün ço- ğu böyle “dik kuyrukla” gezmezdi! TSK, seçilmiş iktidarla yasalar çerçevesinde son derece uyumlu çalışıyor. Hilmi Özkök dönemi ile Başbuğ dönemi arasında fark görmüyorum! Peki, Özkök’ü “bağırlarına basanlar”, Başbuğ’a neden böyle saldırıyor? Asker siyasete karışmak istemediği halde, as- keri neden zorla siyasetin içine itiyorlar? Bunu sadece, “zamanıdır, vurun abalıya” dü- şüncesiyle açıklayabilir miyiz? Asker-sivil ilişkilerinin doğal seyrinde ilerlediği bugünkü ortamda... Türkiye’nin, karşı karşıya olduğu sorunları çöz- mek için, tam tersine, gerilimsizliğe, sessizliğe, fi- kir birliğine, paydaşlığa, oydaşlığa gereksinimi var- ken... Bu “gerilim ve korku filmleri” yönetmenliğini üst- lenmek neden? Hiçbir zaman öyle kolay kolay söylemeyeceğim bir tanımlama yapacağım: Yaptıkları, ülke düş- manlığıdır! Askeri güreş-dövüş minderine çağır- malarını başka türlü nitelemek zor! Ama askerin karşısında kendileri aday değil! Pehlivan adayları Erdoğan! Ellerinde kamçı, Erdoğan’ın sırtında şaklatıyorlar! Kimisi onun için “Paşaların başbakanı” diyor! Ağır hakaret! Kimileri ise, özellikle hakkında CIA ve Penta- gonca görevlendirilip buraya yollandığı dediko- duları ayyuka çıkanı, “Erdoğan uzlaşırsa, kendi- si tasfiye olur ve onun yerini yeni bir parti alır!” di- yor. Hımm! Büyük laf! Arkasında “Hadi, bu tehdidi de savur” diyebilecek itici bir güç olduğuna iliş- kin bir kanıt gibi! Erdoğan’a tehdit: “Yalpalarsan, seni değiştiririz!” (Bu, gerçekten de AKP ve Er- doğan’ın en iyi anlayacağı bir sözdür!) “Hükümet yanlısı” basına yerleştirilmiş “entel” yazarlar da aynı telden çalıyor! Erdoğan’ın sırtın- da ve kafasında kamçılarını şakırdatıyorlar: Haydi, korkak, yürü er meydanına! Başbakan da “belge”nin, sahiciliğine “inan- mak”tan çok, kendisi için yarattığı fırsatlardan ya- rarlanıyor! “Fotokopinin aslını bulup savcıya tes- lim edeceğiz” sözünü bile etti! Karşısında, onun diliyle konuşan bir siyasetçi olsa da “...Bulmaz- san namertsin!” dese!.. Ancak önceki gün “askeri yıpratmayalım” de- mesini, gelecek hafta yapılacak Milli Güvenlik Kon- seyi toplantısına bir “savunma hazırlığı” olarak mı algılamalıyız! Veya, sürülmek istendiği “savaş”a hazır olma- dığını mı gösteriyor? Asker, böyle bir belge olmadığını biliyor ve bu- na gerçekten inanıyorsa, sonuna kadar gitmeli, bu meydan okumayı kabul etmelidir! Bütün hukuk yollarını zorlamalıdır! Bir bedel ödemek zorunda kalsa bile! Çünkü ödeyeceği bedel, eğer fotokopinin bir karşılığı yok- sa, ancak en büyük alçaklıklardan biri olarak ni- telendirilebilecek bu iğrenç kampanyanın kendi- sine vereceği zarar karşısında, hiç şüpheniz ol- masın, solda sıfır kalır! Çünkü, fotokopinin gerçek olduğu masalını ile- ri sürerek, büyük yasal, anayasal hazırlıklar, de- ğişiklikler gelecektir. Bunun minik bir örneği üç gün önceki gece yarısı yasa değişikliğidir! TSK’nin İstanbul Başsavcılığı’na ihbarda bu- lunması önemlidir! Gündemdeki en önemli sorulardan biri şudur: Belgeye sahip olan “Ergenekon savcılarının” da bu kampanyada bir rolü var mı? Genelkurmay, bu soruşturmanın en kısa süre- de sonuçlandırılması için, işini sıkıca takip etmeli! [email protected] KARADENİZ'İN ÇOCUĞU KAZIM KOYUNCU UNUTULMADI SONSUZLUĞA UĞURLAYIŞIMIZIN ÜZERİNDEN 4 YIL GEÇTİ TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN HOPA'YA GELEREK ACIMIZI PAYLAŞAN HERKESE, DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİNE TEŞEKKÜR EDERİZ. KOYUNCU AİLESİ ADINA BABASI CAVİT KOYUNCU KARADENİZ'İN ÇOCUĞU KAZIM KOYUNCU UNUTULMADI SONSUZLUĞA UĞURLAYIŞIMIZIN ÜZERİNDEN 4 YIL GEÇTİ TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN HOPA'YA GELEREK ACIMIZI PAYLAŞAN HERKESE, DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİNE TEŞEKKÜR EDERİZ. KOYUNCU AİLESİ ADINA BABASI CAVİT KOYUNCU VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI Cemiyetimiz Üyesi, Değerli Arkadaşõmõz LEVENT AKIN 27 Haziran 2009 Cumartesi günü trafik kazasõnda yaşamõnõ yitirmiştir. Kaybõ topluluğumuzda üzüntü yaratan Akõn’õn cenazesi 28 Haziran 2009 Pazar günü Eyüp Sultan Camii’nde kõlõnan ikindi namazõnõn ardõndan Eyüp Sultan Mezarlõğõ’nda toprağa verilmiştir. Arkadaşõmõzõ saygõ ve sevgiyle anarken ailesine, Basõn topluluğuna başsağlõğõ dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ Türkiye Gazileriyle Elele TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ELELE VAKFI OYAKBANK Ankara Turan Güneş Ş. 505 0 505 YTL Tel: 0312 431 99 36, www.elele.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle