Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ
4 HABERLER
2000’Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Öğrenilmiş Dayanıklılık...
Psikolog Martin Seligman ‘Öğrenilmiş Çare-
sizlik’ olgusunu buldu.
Bir canlı, insan ya da hayvan, giriştiği her ça-
banın sonuçsuz kaldığını görünce artık hiçbir ça-
ba harcamaz. Bütün girişimlerinden vazgeçer.
Martin Seligman, bu duruma ‘Öğrenilmiş Ça-
resizlik’ diyor ve ‘depresyon’un temel nedeni ola-
rak bu gerilemeyi gösteriyor.
Yaşadığımız kişisel olaylarda da, toplumsal olay-
larda da bu durumu yaşayabiliriz.
İki öğeden birisi ‘çaresizlik’tir.
Tehlikede olduğu duygusuyla paniğe kapılıp bir
şey yapamayacağına inanmak.
Hakkının yendiğini düşünüp derdini kimseye an-
latamamak.
Bir kayıp yaşadığında yapacak hiçbir şey bu-
lamamak.
Bütün bu ve benzeri durumlar insanda ‘çare-
sizlik’ duygusu yaratır.
İkinci öğe ise bunun ‘öğrenilmesi’dir.
Tehlikedesiniz ve sizi kurtaracak kimse yok.
Hakkınız yeniyor ve kimse aldırmıyor.
Bir kayıp yaşıyorsunuz ve yapacağınız hiçbir şey
yok.
Depresyon, bu duruma alışmaya çalışmanın yo-
ludur.
Ama insanın hayvandan farkı işte tam da bu-
rada.
İnsan bunu aşabilir.
Martin Seligman buna ‘Öğrenilmiş İyimserlik’ di-
yor (Learned Optimism).
Hekimler Yayın Birliği yayını. 2007.
İşte insan bu durumu ‘bilinçli düşünce’ ile
aşabiliyor.
Bilişsel terapinin aslı da bu.
Tehlikenin iyice anlaşılması gerekiyor. Boyut-
ları nedir? Nereden geliyor?
Anlıyorsunuz ki hiç de başa çıkılamaz değil. Yo-
lunu buluyorsunuz.
Hakkınız yeniyorsa tek başınıza da olsanız
mücadele etmeniz gerekiyor.
‘Tek başıma ne yaparım ki?’ çıkmazından kur-
tulmanız gerekiyor.
Bir kaybı yerine koyamıyorsunuz, onsuz yaşa-
mayı öğrenmeniz gerekiyor.
ÖĞRENİLMİŞ DAYANIKLILIK budur.
Dayanıklı olmayı öğrenmek zorundayız.
Unutmamak gerekir ki, dayanıklılığı yaratan zor-
luklardır.
Hazır bulduğumuz her şey bizi dayanıksız yapar.
Zorluklarla mücadele ederek ‘dayanıklılık’ ka-
zanırız.
Yakınmak değil, mücadele etmek gerekiyor.
İnsanlar gibi toplumlar da ‘dayanıksız’ olabilir.
Dayanıksız olanlar sığınacak yer ararlar.
Sığınacak yer.
Kimi zaman bir kişidir, kimi zaman bir kurum,
kimi zaman bir inanç.
Bunu anlamak gerekir.
Ama asıl dayanıklılık ‘İnsanın kendi dayanıklılı-
ğı’dır.
Bilinçli düşüncenin her koşulda direnen gücü.
Bugün her şeyden çok gereksinmemiz olan budur.
Krizler mi?
Krizler hiçbir zaman bitmez.
Bizim krizlere direnmemiz ‘ÖĞRENİLMİŞ DA-
YANIKLILIK’ ile olacaktır.
Şaşırmamak, yanlışı kabul etmemek, haksızlı-
ğı içimize sindirmemek.
Haklı olan, doğru olan kazanacaktır...
erdalatak@gmail.com
AKP askeri yargõyõ etkisizleştirirken karargâhõn sivil savcõlarca soruşturulabilmesinin önünü açtõ
Genelkurmay’agözdağõgibiİLHAN TAŞCI
ANKARA - AKP’nin gece yarõsõ
operasyonuyla, askeri kişilerin aske-
ri mahalde işledikleri “anayasal dü-
zene karşı suçlarda” sivil yargõnõn so-
ruşturmaya yetkili kõlõnmasõyla, Ge-
nelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker
Başbuğ da dahil tüm karargâhõn sivil
savcõlarca olasõ bir darbe iddiasõyla so-
ruşturulmasõnõn önü açõlmõş oldu. As-
keri kişilerin, askeri mahalde işle-
dikleri suçlara ilişkin sivil yargõ, Ce-
za Muhakemesi Kanunu’nun 250.
maddesinde belirtilen “çete, terör ve
anayasal düzene karşı suçlarla” sõ-
nõrlõ olmak üzere, doğrudan soruştur-
ma açabilecek. YARSAV Başkanõ
Ömer Faruk Eminağaoğlu, rütbe-
si ne olursa olsun görevdeki askerle-
rin sivil mahkemelerin yetki alanõna
sokulduğuna dikkat çekti.
AKP’lilerin önergesiyle, Ceza Mu-
hakemesi Kanunu’nun 250. madde-
deki değişiklikle, savaş ve sõkõyönetim
hali dõşõnda çete, terör ve anayasal dü-
zene karşõ işlenen suçlara karõşan as-
kerlerin, askeri mahkemeler yerine si-
vil yargõda yargõlanmalarõnõn önü
açõldõ. Askeri Mahkemelerin Kuruluş
ve Yargõlama Usulü Kanunu’na göre
“askeri mahalde” işlenen suçlar as-
keri yargõnõn yetkisine giriyordu. An-
cak yapõlan değişiklikle askeri kişilerce
çete, terör, anayasal düzene karşõ iş-
lenen suçlar (darbe, cunta), askeri
mahalde işlense bile askeri kişilerin so-
ruşturulmasõ ve yargõlamasõ sivil yar-
gõ tarafõndan yapõlacak.
Düzenlemenin anayasanõn “As-
keri Yargı” üst başlõklõ 145. mad-
desine aykõrõ olduğu görüşü öne çõk-
tõ. Anayanõn 145. maddesine, göre,
askeri yargõnõn, “Asker kişilerin, as-
keri olan suçları ile bunların asker
kişiler aleyhine veya askeri ma-
hallerde yahut askerlik hizmet ve
görevleri ile ilgili olarak işledikle-
ri suçlara ait davalara bakmakla
görevli” olduklarõ hükmünü içeriyor.
Ancak CMK’de yapõlan değişiklik-
le bu yetki kaldõrõlmõş oldu.
Ancak yapõlan düzenlemenin hu-
kuken yaratacağõ sonuçlarõn da dü-
zenleme kadar tartõşmalõ sonuçlar do-
ğurabileceğine dikkat çekiliyor. Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün düzen-
lemeyi onaylamasõ durumunda kanun
yürürlüğe girecek. Gül’ün yasayõ
onaylamasõnõn ardõndan, anayasaya ay-
kõrõlõğõ iddiasõyla düzenlemenin ipta-
li ancak iki yöntemle mümkün olabi-
lecek. Birinci yönteme göre, bir da-
vanõn görülüşü sõrasõnda yerel mah-
keme, düzenlemenin anayasaya aykõ-
rõ olduğu iddiasõyla iptali için Anayasa
Mahkemesi’ne taşõyabilecek. Savcõlõk
aşamasõnda düzenlemenin anayasaya
aykõrõlõğõ iddiasõ gündeme getirilemi-
yor. Savcõlõk soruşturmasõndaki iş-
lemler de davadan sayõlmadõğõ için dü-
zenlemenin olasõ iptaline kadar aske-
ri kişilerin gözaltõ ve tutuklamalarõna
da bu anlamda itiraz edilemeyecek.
Düzenlemenin iptaline yönelik di-
ğer yöntem ise ana muhalefet partisi
CHP doğrudan düzenlemenin anaya-
saya aykõrõlõğõ iddiasõyla iptali için
Anayasa Mahkemesi’ne başvurabile-
cek. TBMM’deki diğer temsil edilen
partilerin ise bu yola başvurabilmesi
için 110 milletvekilinin imzasõnõ al-
masõ gerekecek.
Cumhurbaşkanõ Gül’ün onayõyla
birlikte yürürleğe girecek düzenleme,
hem Ergenekon soruşturmasõnda as-
keri “zanlılara” yönelik ön alma
olarak değerlendirilirken hem de Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ’na üstü örtü-
lü bir gözdağõ olarak görülüyor.
Çünkü askeri kişilerin askeri mahal-
de işledikleri suçlar nedeniyle sivil
yargõyõ yetkili kõlõnmasõ, Başbuğ da
dahil tüm karargâh personelinin sivil
yargõ tarafõndan soruşturulmasõ ve
hatta yargõlanmasõ gündeme gelebi-
lecek. Sivil yargõda soruşturma ve
yargõlama, Ceza Muhakemesi Ka-
nunu’nun 250. maddesinde sayõlan,
savaş ve sõkõyönetim hali dõşõnda,
“çete, terör suçları ve anayasal
düzene karşı işlenen” suçlarla sõnõrlõ
olma koşuluyla uygulanabilecek. Bu
kapsamda, sivil savcõlõk bir darbe pla-
nõ iddiasõyla doğrudan askeri kişile-
ri soruşturabilecek.
Hukukçu görüşü
YARSAV Başkanõ Ömer Faruk
Eminağaoğlu, yapõlan değişiklik ve
CMK’nin 250. maddesinin son fõkra-
sõ da dikkate alõndõğõnda “rütbesi ne
olursa olsun görevdeki askerlerin si-
vil mahkemelerin yetki alanına”
sokulduğuna dikkat çekti. Eminağa-
oğlu, bu çerçevede, sivil savcõlarõn, as-
ker kişiler hakkõnda soruşturma ya-
pabileceğini ve gerek görmeleri ha-
linde dava açabileceklerini kaydetti.
YARSAV Başkanõ, getirilmek istenen
düzenlemenin anayasanõn 145. mad-
desinin ilk iki fõkrasõna açõkça ayrõlõk
oluşturduğunu anlattõ.
Anayasanõn 145. maddesinde as-
keri yargõnõn görev alanõ çiziliyor.
CMK’de yapõlan değişiklikle ana-
yasada askeri yargõya verilen yetki,
sivil yargõya devredilmiş oldu. Bu ne-
denle anayasa ile yasa arasõnda ça-
tõşma doğuyor. Sivil yargõ, yasal
düzenleme anayasaya aykõrõlõğõ ne-
deniyle iptal edene kadar geçerli sa-
yarak, anayasa kuralõnõn doğrudan
uygulanõr bir kural olmadõğõ görü-
şüyle soruşturma yapabilecek.
yışına girdi. Oysa devam eden
yargı süreci var, gerçek nedir
sorusu hiçbir şekilde doğru
bir yaklaşım değil” dedi.
‘Çift başlılık yok’
AKP hükümetine yakõn isim-
lerin “askeri savcılığın yargı-
da çift başlılık yarattığı” yö-
nündeki söylemlerinin gerçeği
yansõtmadõğõnõ belirten Tür-
men, birçok ülkede askeri yar-
gõnõn bulunduğunu belirterek
özetle şunlarõ söyledi: “Aske-
ri yargının yargıda çift baş-
lılık yarattığı düşüncesi doğ-
ru değil çünkü askeri yargı
tabii ki birçok ülkede var.
Ancak burada dikkat edil-
mesi gereken, askeri yargının
sivilleri yargılamaması.
AİHM kararları da askeri
yargının sivilleri yargılaya-
mayacağına işaret ediyor. Bu
kararlar askeri yargının var-
lığı çift başlılık yarattığı şek-
linde yorumlanmamalı.”
İçli: Gül
yasayı geri
göndermeli
Eski AİHM Yargõcõ Rõza Türmen, belge konusunun spekülatif bir hal aldõğõnõ belirtti
‘Herkeskendikampõndanbakõyor’
Yargõtay: Siyasiler
eleştirileri karşõlamalõ
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Yargõtay, Başbakan Tayyip Er-
doğan’õn kendisine “Kalkıyor, böbürlenerek
diyor ki, ‘Ben Güneydoğu’dan oy aldõm.’ Sen
Güneydoğu’dan ırkçılık yaparak oy alıyorsun,
etnik bölücülük yaparak oy alıyorsun” diyen
emekli Tümgeneral Osman Özbek’e 10 bin TL
tazminat istemiyle açtõğõ davayõ reddetti. Yargõ-
tay, Özbek’in sözlerini eleştiri kapsamõnda değer-
lendirirken “siyasilerin eleştirileri karşılayacak
durumda olmaları gerektiğine” hükmetti.
Özbek’in, katõldõğõ bir televizyon programõnda,
yaptõğõ değerlendirmeler üzerine Erdoğan’õn avu-
katlarõ, Özbek hakkõnda 10 bin TL tazminat iste-
miyle dava açtõ. Erdoğan’õn avukatlarõ, Özbek’in
sözlerini, “Erdoğan’ın şahsiyet haklarına teca-
vüz niteliğinde şeref, haysiyet ve onuruna yö-
nelik tahkir ve tevzid edici beyanlarda, iftira-
larda, fevkalade ağır, katlanılması ve taham-
mülü gayri kabil hareketler” olarak nitelendir-
di. Özbek’in avukatõ Bülent Erdoğan ise mü-
vekkilinin kendi fikirlerini beyan ettiğini, davacõ-
nõn kişilik haklarõnõ zedeleyecek bir unsur bulun-
madõğõnõ belirterek davanõn reddini istedi.
‘Özbek’in sözleri eleştiri sınırında’
Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Öz-
bek’in, sözleri ile görüşlerini açõkladõğõna ve Er-
doğan’õ eleştirdiğine işaret etti. Mahkeme, “da-
vacının (Erdoğan) kişilik haklarını zedeleye-
cek nitelikte ağır ve haksız ithamlarda bulu-
nulmadığı gibi, sarf edilen sözlerin de eleştiri
niteliğinde olup, siyasilerin bu eleştirileri kar-
şılayacak durumda olmaları gerektiğinden da-
vacının davasının reddine” karar verildiğini
vurguladõ. Erdoğan’õn avukatlarõ, Yargõtay 4.
Hukuk Dairesi’ne başvurarak kararõ temyiz etti.
Temyiz başsavurusunda, “Kullanılan sözcükler,
konu gereği kullanılması zorunlu olmayan,
aşırıya kaçan, gereksiz sözcüklerdir” denildi.
Yargõtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin
kararõnõ, “özellikle delillerin değerlendirilme-
sinde bir isabetsizlik görülmemesine göre ye-
rinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının
reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün
onanmasına oybirliğiyle” karar verdi.
MELTEM YILMAZ
Eski Avrupa İnsan Haklarõ
Mahkemesi (AİHM) Yargõcõ
Rıza Türmen, İrticayla Müca-
dele Eylem Planõ başlõğõyla or-
taya atõlan belgenin ardõndan ge-
rek basõnõn gerek diğer kesim-
lerin kendi kampõ açõsõndan bir
tür “gerçek” arayõşõna girdiği-
ni belirterek “Oysa şu an de-
vam eden bir yargı süreci
var, gerçek nedir sorusu hiç-
bir şekilde doğru bir yaklaşım
değil. Konu spekülatif bir hal
aldı” dedi. Türmen, İrticayla
Mücadele Eylem Planõ başlõğõ
altõnda yaşanan belge tartõşma-
sõnõn ardõndan ortaya atõlan “as-
keri savcılığın yargıda çift
başlılık yarattığı” yönündeki
söylemlere yönelik, askeri yar-
gõnõn Türkiye’ye özgü olmadõ-
ğõnõ, yargõda çift başlõlõk yarat-
masõnõn ise söz konusu olma-
dõğõnõ belirtti.
Demokratik ülkelerde başka
bir örneğinin olmadõğõ iddiasõ-
na AKP’ye yakõn isimlerin or-
taya attõğõ “askeri savcılığın
yargıda çift başlılık yarattığı”
tartõşmasõna Türmen de katõldõ.
Taraf gazetesinde yayõmlanan
ve “İrticayla Mücadele Eylem
Planı” olduğu iddia edilen bel-
genin “spekülatif bir konu
halini aldığını” belirten Tür-
men, “Askeri savcılık belgeyi
inceledi ve belgenin, karar-
gâhtan çıkmadığını ifade etti
ve sivil savcılığa devretti, sivil
savcılık da soruşturma yapı-
yor. Burada yargı süreci de-
vam ettiği için söylenecek tek
bir kelime dahi olmamalı an-
cak bu konu maalesef spekü-
latif bir hal aldı” dedi.
Belge tartõşmasõnda tüm ke-
simlerin gerçeği kendi kampõ
açõsõndan ele aldõğõna dikkat
çeken Türmen, yargõya intikal
etmiş olaylarda “gerçek ne-
dir” sorusunun doğru bir yak-
laşõm olmadõğõnõ ifade etti. Tür-
men, “İrticayla Mücadele Ey-
lem Planı başlığıyla ortaya
atılan belgenin ardından ge-
rek basında gerek diğer ke-
simlerde herkes kendi kampı
açısından bir tür ‘gerçek’ ara-
ANKARA/ESKİŞEHİR (Cum-
huriyet) - Eskişehir bağõmsõz mil-
letvekili Tayfun İçli, “TCK’de
değişiklikle ilgiyi yasa tasarısına
AKP’lilerin gece yarısı önergele-
ri ile bazı hükümlerin sokuştu-
rulduğunu, bunların anayasaya
aykırı olduğunu” vurgularken
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün
bu yasayõ geri göndermesi gerekti-
ğini söyledi. İçli, “AB’ye uyum
adı altında hazırlanan tasarının
sabaha karşı gerçekleştirilen hu-
kuka aykırı bir AKP operasyonu
ile amacından saptırıldığına”
dikkat çekti. Askeri yargõ ile ilgili
bir yasal düzenleme yapmanõn ön-
celikli koşulunun anayasa değişik-
liği olduğunun altõnõ çizen İçli, “
Gece yarısı önergeleri ile kurnaz-
ca birkaç kelime ya da bir cüm-
leyi ilgisiz bir kanuna eklemek,
hukuk düzenimizin içerisine bir
mayın gibi sokmak, eğer kötü ni-
yet yoksa, en hafif deyimiyle bir
cehalet göstergesidir” görüşünü
dile getirdi. İçli, “Bu yasanın ön-
celikle Cumhurbaşkanı’nca veto
edilmesi, ana muhalefet partisi
ya da 110 milletvekili tarafından
anayasaya aykırılık iddiası ile
Anayasa Mahkemesi’ne götürül-
mesi zorunludur” dedi.
Sav: Uzlaşma olmadı
CHP Genel Sekreteri Önder
Sav asker kişilerin, barõş zamanõn-
da CMK’nin 250. maddesi uyarõn-
ca kurulan ağõr ceza mahkemeleri-
nin yargõ yetkisine giren bir suçu
işlemeleri halinde bu mahkemeler
tarafõndan yargõlanmasõnõ öngören
düzenleme ile ilgili soru üzerine il-
gili kanun değişikliği için partiler
arasõ yürütülen bir anlaşma olma-
dõğõnõ ancak daha sonra bu konuda
grup başkanvekillerinin anlaştõğõnõ
söyledi. Adalet Bakanõ Sadullah
Ergin’in İsviçre’ye gideceğini, bu
nedenle AB uyum yasalarõ çerçe-
vesinde böyle bir yasanõn çõkmõş
olarak gitmesinde yarar gördüğünü
ifade ettiğini belirten Sav, “Bunun
üzerine gece yarısı böyle bir yasa
tasarısının görüşülmesi gündeme
geldi. Ancak tasarı görüşülürken
maddeye eklenen bir fıkra sıkın-
tı yarattı” diye konuştu.
Okay: Sivil darbe
CHP Grup Başkanvekili Hakkı
Süha Okay, AKP’nin gece yarõsõ
değişikliğinin “getiriliş yöntemi-
nin çirkin ve yapılan işin yanlış
olduğunu” vurguladõ. Okay,
“Adalet Bakanı geldi, ‘AİHM ka-
rarlarõ uyarõnca asker kişi askeri
mahkemede, sivil kişi sivil mahke-
mede yargõlansõn’ dedi. Ben de ‘ta-
mam’ dedim. Sonra Bakan,
‘Türkçesini düzelteceğiz’ dedi. Bu
içerikte bir değişiklik yapılabilir.
Ama hukukun olağan olarak işle-
diği, yargının bağımsız olduğu
bir sistemde. Bizzat Başbakan ta-
rafından biçimlendirilmek iste-
nen bir yargı süreci var. Birileri
hukuku kendine göre biçimlen-
dirmek, birilerini kendi huku-
kunda yargılamak istiyorsa bu si-
vil darbedir. Yapılan değişikliğin
zamanlaması ilginç, yapılış yön-
temi ilginç. Böyle bir konjonk-
türde, bir yargılama sürerken
böyle bir değişiklik kabul edilebi-
lir mi?” görüşünü dile getirdi.
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin
Cindoruk, partisinin Türkiye genelinde kazandığı
tek il belediyesi olan Yalova’da, TİGEM arazileri
içinde bulunan Tatil Park’ta, DP ve ANAVATAN’lı
30 belediye başkanıyla bir araya geldi. Gazetecilerin
“irticayla mücadele eylem planı”yla ilgili sorularını
yanıtlayan Cindoruk, “Siyasi parti seçimle biter. Bu
nedenle belgenin içeriğini çok yanlış ve geçersiz bu-
luyorum. Siyaset yoluyla AKP iktidarı da bitecek-
tir” diye konuştu. AKP’yi “kuruntulu” bulduğunu
belirten Cindoruk, “Darbelerden korkuyor. Korka-
cak şeyler yaptılar çünkü. Ne var ki, bu kâğıt parça-
ları ve darbe teşebbüsleriyle bu iş olmaz” dedi. (AA)
Gece yarısı operasyonu
ATİNA (AA) - Devlet Bakanõ ve
Başmüzakereci Egemen Bağış,
Heybeliada Ruhban Okulu’nun, Türk
vatandaşlarõnõn ihtiyaçlarõ olan hiz-
metleri sunabilmek için açõlmasõ ge-
rektiğini söyledi.
Atina’da yayõmlanan Kathimerini
gazetesine demeç veren Bağõş, Hey-
beliada Ruhban Okulu’nun açõlma-
sõyla ilgili bir soru üzerine, “Hey-
beliada Ruhban Okulu’nun, Tür-
kiye’nin vatandaşları olan Or-
todoks cemaatinin ihtiyaçları
olan hizmetleri sunabilmek için
açılması gerektiğine inanıyorum.
Bu bizim iç meselemiz. Batı Trak-
ya Türk azınlığının sorunları da
Yunanistan’ın iç sorunlarıdır. Yu-
nan hükümeti de din adamlarının
sorunlarına, liderlik, işsizlik ve
azınlık dernekleriyle ilgili sorun-
lara çözüm getirmek zorundadır.
Bu konuda karşılıklılık ilkesi mec-
buri değildir. Ancak, iç sorunları-
mızı çözmeye bakmalıyız ve bunu
aynı zamanda yapmalıyız.”
Günay da ‘açılacak’ demişti
Kültür Bakanõ Ertuğrul Günay da
önceki gün katõldõğõ bir televizyon
programõnda hükümetin Heybeliada
Ruhban Okulu’nun açõlmasõ konu-
sunda çalõşma yaptõğõnõ açõklamõştõ.
“Edindiğim genel eğilim Ruhban
Okulu’nun açılacağı yönünde” di-
yen Günay “Okul, şu andaki üni-
versite sistemine uymuyor, bir
formül bulunacak” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çu-
bukçu’nun talimatõyla konuya ilişkin
rapor hazõrlandõğõ öğrenildi. Başba-
kan’a sunulacak rapordaki ilk formül,
okulun lise kõsmõnõn Milli Eğitim Ba-
kanlõğõ’na bağlõ özel din lisesi statü-
sünde açõlmasõ, yüksek okul bölü-
münün YÖK’e bağlõ olmasõ. Bir baş-
ka formül ise Ruhban Okulu’nun
bir vakõf bünyesinde açõlmasõ.
YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, yapõlan değişiklik ve CMK’nin 250. maddesinin
son fõkrasõ dikkate alõndõğõnda “rütbesi ne olursa olsun görevdeki askerlerin sivil mahkemelerin yetki
alanõna” sokulduğuna dikkat çekti. Eminağaoğlu, bu çerçevede, sivil savcõlarõn, asker kişiler
hakkõnda soruşturma yapabileceğini ve gerek görmeleri halinde dava açabileceklerini kaydetti.
Türmen, ‘AİHM’nin, askeri yargõnõn sivilleri
yargõlayamayacağõ şeklindeki kararlarõ, askeri yargõnõn
çift başlõlõk yarattõğõ şeklinde yorumlanmamalõ’ dedi.
Rıza Türmen.
Erdoğan’ın tazminat davasına ret
‘AKP seçimle bitecek’
SHP
‘Çayan’
krizini
PM’de
tartışacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Başkanõ Hüseyin Ergün’ün Taraf
gazetesine verdiği röportajda AKP’ye yaklaşõmõ, türban, Mahir Çayan, sol ve libera-
lizm ilişkisi konularõnda yaptõğõ değerlendirmeler önceki gün MYK toplantõsõnda tartõ-
şõldõ. Toplantõda Genel Başkan Ergün ile Genel Sekreter Ahmet Abakay arasõnda iple-
rin kopma noktasõna geldiği öğrenildi. Edinilen bilgiye Ergün, “Eleştirileri anlayışla
karşılıyorum. Ben kitabımda da bu görüşleri ifade etmiştim” dedi. MYK’de kap-
samlõ bir tartõşmaya girilmediği, konunun 11 Temmuz’da toplanacak 60 kişiden oluşan
PM’de ele alõnmasõnõn kararlaştõrõldõğõ bildirildi. PM toplantõsõnda sert tartõşmalar ya-
şanmasõ beklenirken bazõ üyelerin Ergün’ü istifaya çağõrmaya hazõrlandõğõ kaydedildi.
Bağış: Ruhban okulu açılmalı
KONUYU GÜNDEME TAŞIYAN HÜKÜMET FORMÜL ARAYIŞINDA