14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Bugün öyle mi? Devlete ait bilgilerle donanan Çan- kaya’daki dindar AKP’linin Allah birdir sözü dışında he- men hiçbir değerlendirmesi, açıklaması inandırıcı ol- muyor. Ortada fol da yok yumurta da yokken, gün bugün- dür, Kürt sorununda önümüze çıkan tarihsel fırsatı ka- çırmayalım, dedi. Ama bir zamanların devletin babası diye saygı, sev- gi duyulan Cumhurbaşkanlığı böyle konuşunca.. durup durduk yerde tarihsel fırsatı kaçırmamaktan söz edin- ce.. medyanın, yazarların, hatta kimi siyasetçilerin etekleri tutuştu... …Çankaya’ya bir destek.. bir destek.. sormayın git- sin. Kürt sorununda bir adım atılmadığı, atılmayacağı anlaşılınca, tarihsel fırsat iflas ederek tarihe geçti. Toplumun inanç ve güvenme duygularını tahrip eden olaylar başka alanlara da egemen. Devletin sağlam kurumlarına saldırıyı amaç edinen bir gazetenin yayımladığı darbe belgesinin gerçekliği ve- ya belgenin altındaki imzanın adı geçene ait olup ol- madığı kriminal incelemelerden geçiyor. Ne askerden ne de resmi sivil kanallardan incelemenin sonuçlarıyla ilgili tek satır açıklama yapılmadığı gün.. an- lı şanlı, insan haklarına, hukuk devletine saygılı, doğ- ruları yalnız doğruları yazdığı iddiasında olan medya- mızın sergilediği manzaraya bakınız. İncelemenin sonuçları resmen açıklanmamış ama: Medyanın bir bölümüne göre belge yüzde 90 gerçek! Bir bölümüne göre yüzde 90 sahte! Yalakalar, başka amaçlar peşinde koşanlar belgenin gerçek olduğunun derhal açıklanmasını istiyor. Bu kam- pın adamları TSK “içinde” dün olduğu gibi bugün de darbe yapmaya hazır olanlar bulunduğunu ve dolayı- sıyla demokrasiye inanmadığını kanıtlamanın.. askeri ka- ralamanın, ağzına fermuar vurmanın peşinde. Devletin polisine güvenin sarsıldığını kanıtlayan bir olay gelip geçti. Sorgulanması sırasında “İrticayla Mücadele Eylem Pla- nı” belgesi ofisinden çıktığı iddia edilen emekli yüzba- şı, avukat Serdar Öztürk’ün önüne dosyaları arasın- da çıktığını söylenen darbe belgesi konuldu. Öztürk çıplak elle, önüne sürülen kâğıdın üzerinde bı- rakacağı parmak izinin yarın polis tarafından belgenin kendisine ait olduğunu kanıtlamak için kullanılacağın- dan kuşkulanıp kaygılandı ve.. ancak ameliyat eldive- ni kullandıktan sonra belgeyi eline aldı. Ve.. dinci ve yalaka medyaya, siyaseti darbe söy- lentileriyle besleyen iktidara bekledikleri fırsatı veren Ta- raf’ın kurucu yazarı Ahmet Altan geçen cuma günü (19.6.2009) yazısında olayları anlatıyor, anlatıyor ve ya- zının bir yerinde halk adına konuşarak şöyle diyor: “Andıç tarafından medyanın ‘olayı saptırmaya’ çalı- şan mırıltıları sizi aldatmasın, halkın içinden gelen sesi dinleyin. O ‘uğultuyu’ duyun… Halk öfkeli… Öfkeli olmakta da çok haklı…” Çok doğru, halk öfkeli. Ne ki Ahmet Altan öfkeyi can- lı olarak ekranlarda izlemediği için halk adına, halk için yanlış değerlendirmeler yapıyor. CNNTÜRK’te bir iki gün önce “Sokak Medya” adın- da bir program canlı olarak yayımlandı. İstanbul Bakırköy’de bir meydan. CNNTÜRK’ün genç programcısı, çevrelerine toplanan genç, yaşlı, ka- dın, erkek yüzlerce insana günlerdir kamuoyunda fır- tınalar yaratan malum belge üzerinde görüşlerini soruyor. Konuşanların yüzde 95’inin yargısı, Ahmet Altan’ı şa- şırtıp belki de isyan ettirecek içerikte. Belgenin bir kom- plo olduğu yönünde. Hemen hepsinin askere güveni tam. Ülkenin onca iç ve dış sorunu varken sahte olup olmadığı tartışmalı bel- gelerle kurumların karşı karşıya getirilmek istendiğini söy- lüyorlar. Bu ülkede devleti temsil eden, siyasal akımlar ve ge- lişmeler karşısında devletin tarafsızlığını temsil eden bir vali, Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar… Fethullah Gü- len’e yakınlığıyla tanınan Gazeteciler ve Yazarlar Vak- fı’nca düzenlenen Abant Platformu’ndaki konuşmasında “AKP ve Gülen’i bitirme planını” konu alıyor. Tam bir partizan ağzı. Askere şöyle saldırıyor: “Hal- kın iradesine karşı plan yapmaktan ne usanıyorlar ne de utanıyorlar.” Devletin tarafsız valisi AKP yanlısı görüşlerini sıralarken ön sırada kapalı eşiyle oturan Başbakan Yardımcısı Bü- lent Arınç’ın yüzünde güller açıyor. Kürsüde bir devlet adamı olarak, devletin valisine si- yasete taraf olarak bulaşmamasını salık vereceği yer- de övgüler yağdırıyor. Devletin güvenirliğine, tarafsız yönetime inanca sivil darbeyi önce hükümet, yıllardır AKP hükümetleri vuruyor. 2002’de iktidara geldikleri günden beri. / IŞIL ÖZGENTÜRK Hani derler ya, “Ankara’nın en güzel yanı İstanbul’a dönmektir” bu söze ol- dum olasõ katõlmam, çünkü benim için Ankara en başta Türkiye Cumhuriye- ti’nin başkentidir ve bunun en güzel temsil edildiği yer de Anadolu Medeni- yetleri Müzesi’dir. Ankara’ya gittiniz mi, Medeniyetler Müzesi’ne gitmemek ol- maz, en azõndan benim için, şimdi par- mak hesabõ yapõyorum, belki on defa mü- zeyi tavaf etmişim ve sõrdaşõm olan Ana tanrõça heykelleriyle en evrensel dille, ka- dõn diliyle konuşmuşum. Müzede Ana tanrõçalarla sohbetimiz bittiğinde, en sevdiğim yere Hitit uy- garlõğõnõn görkemli eserlerinin bulundu- ğu geniş salona geçerim ve orada bir san- dalyeye oturup her şeye yeniden, yeniden bakarõm ve her zamanki gibi salonun bir köşesinde duran Atatürk’ün en sevdiğim fotoğrafõnõ görürüm, belli ki, sabahõn er- ken saatleridir, Atatürk Alacahöyük ka- zõsõndaki gelişmeleri öğrenmek için ora- dadõr, çevresinde yoksul Cumhuriyetin di- şinden tõrnağõndan arttõrarak yurtdõşõna gönderip okuttuğu genç arkeologlar ve yoksulluklarõ giysilerinden hemen belli olan kazõda çalõşan köylüler vardõr. Her- kes sanki kutsal bir õşõk haresiyle ay- dõnlatõlmõş gibidir. Bu, bana göre Cum- huriyetin fotoğrafõdõr. Eğer yanõmda biri varsa hemen hikâ- yeyi anlatõrõm, Atatürk çok hasta ve An- kara’dadõr. Bir sabah vakti kimseye, ya- verine bile haber vermeden, şoförünü uyandõrõr ve onu kazõya götürmesini ri- ca eder. Giderler, sabahõn ilerleyen sa- atlerinde köşkte Atatürk’ün yokluğu an- laşõlõr, bir telaştõr başlar. Aynõ saatlerde Atatürk kazõda kendine sunulan ayranõ içerken sabah serinliğini kaçõrmamak için bir an önce işe koyulan arkeologla- ra, yoksul köylülere bakõp belki de ak- masõna engel olamadõğõ sevinç gözyaş- larõnõ siliyordur. Ben de gözyaşlarõmõ si- lip işe koyulayõm, birincisi müzenin gi- rişinden itibaren canõm sõkõldõ. Çünkü mü- ze giriş ücreti yabancõlar ve Türkler için aynõ fiyat, on beş lira, bu fiyat Türkler için çok, yabancõlar için ise çok az, aşağõ yu- karõ yedi Avro’ya geliyor. Dünyanõn neresinde böyle bir fiyat var? Bu kadar Türk misafirperverliğine pes doğrusu. Canõm girişte sõkõlmaya başla- dõ dedim ya, yani anlamõyorum neden bu ülkede en küçük işler bile karmaşõk ha- le geliyor. Gelmişken bir müze kartõ al- mak istedim. Bu kartla bir yõl boyunca Türkiye’nin 300’ü aşkõn müze ve ören ye- rini dilediğiniz zaman ve dilediğiniz ka- dar sõk gezebileceksiniz. Fiyat gayet ucuz, yirmi lira. Çok iyi bir uygulama ama şimdi o küçük olay başlõyor, müze- deki görevli kõzcağõz, bana geçici bir kart verebileceğini, bu kartõ en geç iki ay için- de aslõyla değiştirmem gerektiğini söy- lüyor. Sormaz mõsõnõz, “neden ben iki ay içinde, geçici kartın üstünde belir- tilen yerlerden birine gidip onu aslıy- la değiştirmek zorunda kalıyorum? Ayrıca iki ay içinde değiştirme yeri- ne gittiğimde bakalım kartın aslı var mı?” Yanõt çok net, benim yurttaş ola- rak her türlü ihtimali göze alõp değiştir- me yerine gitmem gerekecek, çünkü el- lerinde kartõn aslõ kalmamõş, geçici olan- larla idare ediyorlar. Allahaşkõna bir kart basmak bu kadar mõ zor? Tamam canõmõ sõkmamaya kararlõyõm ama müzenin tuvaletlerinde tepem atõ- yor. Kimin de sifon bozuk, kimi son de- rece kirli, oysa orada iki temizlik görev- lisi boş boş duruyor. Neyse okurlarõm beni tuvalet bekçisi diye ilan etmeden ufaktan başka konulara geçelim, bunu neden mi söylüyorum, bir gün Trabzon’a gitmiş ve o güzel ve ye- şil toprak parçasõnda belediyenin yolla- ra Çin işi kötünün kötüsü plastik palmi- ye ağaçlarõ diktiğini görmüştüm. Dehşete kapõlõp durumu yazmõş ve pek çok elek- tronik posta almõştõm, “şurada da plas- tik palmiye var, burada da” sonra ek- şi sözlükte adõm “palmiye avcısına” çõk- tõ. Peki, ben neden Ankara’daydõm, yaz- mõştõm, bu yõl Çankaya Belediyesi 16. Uluslararasõ Değirmendere Zühtü Müri- doğlu Ahşap Heykel Sempozyumu’nu Ankara’da gerçekleştiriyor. Tabii ben de teftişe gittim, kambersiz düğün olur mu? Sakarya Caddesi Yaya Bölgesi’nde ça- dõrlar kurulmuş, kütükler getirilmiş üçü yurtdõşõndan gelen üçü Türkiyeli altõ yontucu sabahtan akşama kadar çalõşõ- yorlar. Hollandalõ sanatçõ Jerome Symons, bir kadõn ve bir erkek heykeli yapõyor, kadõn gayet hoş, kulaklõğõnõ takmõş müzik dinliyor, gözleri kapalõ, baş- ka dünyalara gitmiş, erkek ise bõyõkla- rõnõ burkarak ona bakõyor, Jerome, ka- dõnlarõn gücüne ve güzelliğine tapan bi- ri, o “hep kadınlar” diyor. Esra Sağlık, Hacettepe Üniversite- si’nden, bir yandan bir eski zaman ha- nõmefendisi heykeli yontarken bir yandan da gülerek soru soranlarõ yanõtlõyor, adam soruyor, “abla bu kütükler han- gi ağaçtan”, “Kestane”, “Öyle mi sen hiç malzemesiz kalmazsın bu alanda bunlardan çok var”. Esra gülerek işi- ne devam ediyor, adam üsteliyor: “Bu in- ce espriyi anlamadın galiba?” Ece Akay Başkent Üniversitesi’nden o da bir kadõn heykeli yontuyor ama bu kadõnõn gövdesinde kocaman bir delik var çünkü o bizi iç dünyalarõ anlamaya ça- ğõrõyor, o derin ve karmaşõk karanlõğõ. An- tonis Myrodias Yunan, bir kadõn bir er- kek heykelini yan yana getirip birleştiri- yor sanki, “işte dünya bu” diyor, Sõr- bistanlõ Goran Cpajak bir büyük kütü- ğe çemberler doluyor, hayat hep birlik- te çevirdiğimiz çemberlerden başka ne- dir ki? Mimar Sinan Üniversitesi’nden Ayla Turan türbanlõ bir kadõn yontuyor ama türbanõ rüzgâra kapõlacakmõş gibi... Yerim gene azaldõ, Ankara’ya gel- mişken biraz yüksek politika konuşmak istiyordum bana pek kõsmet olmuyor, ne yapalõm. isilozgenturk gmail.com SAYFA 21 HAZİRAN 2009 PAZARCUMHURİYET 18 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 29 Edirne B 32 Kocaeli PB 32 Çanakkale PB 30 İzmir B 32 Manisa B 33 Aydın B 34 Denizli B 34 Zonguldak PB 26 Sinop PB 26 Samsun B 28 Trabzon Y 28 Giresun Y 28 Ankara PB 34 Eskişehir Y 33 Konya PB 32 Sıvas PB 30 Antalya B 34 Adana B 35 Mersin B 31 Diyarbakır Y 35 Şanlıurfa PB 37 Mardin PB 35 Siirt Y 33 Hakkâri Y 22 Van Y 22 Kars Y 19 Oslo Y 18 Helsinki Y 16 Stockholm Y 19 Londra PB 18 Amsterdam PB 31 Brüksel Y 16 Paris Y 19 Bonn Y 19 Münih Y 21 Berlin Y 18 Budapeşte Y 19 Madrid B 28 Viyana PB 21 Belgrad Y 20 Sofya Y 27 Roma Y 22 Atina Y 28 Zürih Y 18 Moskova Y 21 Aşkabat B 33 Astana PB 31 Taşkent PB 40 Bakû PB 17 Bişkek B 33 Tiflis PB 29 Kahire B 34 Şam B 34 Ülkemizin doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Do- ğu Karadeniz, Doğu Ana- dolu ve Güneydoğu Ana- dolu’nun doğusu ile Bursa, Bilecik, Eskişehir, Bolu ve- Düzce çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bu- lutul ve açık gececek. Ha- va sıcaklğı iç ve doğu ke- simlerde 2-4 derece arta- cak diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Yüksek Politikanın Ötesinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KESK Başkanõ Sami Evren, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan ve bütün iş kollarõndan sorumlu bakanlarõ toplusözleşme masasõna çağõrdõ. Ev- ren, bu çağrõnõn karşõlõksõz kalmasõ halinde yanõtlarõnõn “grev” olacağõnõ bildirdi. Türkiye’nin birçok ilinden gelen KESK üyeleri, Maltepe GMK Bulvarõ’nda toplanarak Başbakanlõk Merkez Binasõ’nõn yanõndaki otobüs ve dolmuş duraklarõnõn bulunduğu ala- na yürüdü. Evren, toplanma yerinde yaptõğõ konuşmada, “toplu görüşme komedisi”nin tõkandõğõnõ ilan etmek, toplusözleşme talep- lerini haykõrmak için Başbakanlõk’a yürü- düklerini söyledi. Evren, “Önümüzdeki toplusözleşme sürecinde ‘toplu görüşme al- datmacasõ’nda ısrar ederseniz, KESK’in si- ze bir tek yanıtı olacaktır: TİS (toplu iş söz- leşmesi) yoksa grev var” diye konuştu. Evren, toplu iş sözleşmesine yönelik ta- leplerinden bazõlarõnõ da şöyle sõraladõ:  Temel ücret 1500 TL olmalõdõr.  Kamu emekçilerine yõlda 2 kez net üc- retleri kadar ikramiye verilmelidir.  Herkese güvenceli iş, kadrolu istihdam ve insanca ücret sağlanmalõdõr.  Çeşitli statülerde güvencesiz çalõşan ka- mu çalõşanlarõ kadroya alõnmalõdõr.  Vergide adalet sağlanmalõ, çalõşanlardan alõnan gelir vergisi 10 puan düşürülmelidir.  Kamu emekçilerinin siyaset yapma hakkõ güvenceye kavuşturulmalõdõr. Evren ayrõca, konfederasyon üyelerine yönelik “baskı, sürgün ve işten çıkarma- lara” son verilmesini, tutuklanan arkadaş- larõnõn serbest bõrakõlmasõnõ istedi. KESK masaya çağõrdõ Başbakan ve ilgili bakanlarõn toplusözleşme görüşmelerine katõlmasõ istendi CMYB C M Y B Başbakan sağlõk sorunlarõ nedeniyle bazõ programlarõnõ iptal ederek dinlenmeye çekildi Erdoğan’ın tansiyonu çıktı OZAN YAYMAN İZMİR - İzmir’de partisinin 3. olağan il kongresinde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, “Bu ülkede artık kimse ar- kasına çeteleri alarak, mafya- yı alarak, hukuk dışı güçleri alarak siyaset üretemez, siya- seti yönlendiremez. TBMM’yi millet iradesi dışında hiçbir güç yönlendiremez” dedi. Bit- kin olduğu gözlenen ve konuş- masõnõ kõsa kesen Erdoğan’õn tansiyonundaki yükselmeye bağ- lõ olarak Atina ve Kahramanma- raş programõnõ iptal ettiği açõk- landõ. Erdoğan dün, AKP İzmir il ör- gütünün Karşõyaka Spor Salo- nu’nda yapõlan 3. olağan kon- gresine katõlarak, beklenenden kõ- sa bir konuşma yaptõ. Kongre ön- cesi programõnda yer alan Nev- val-Salih İşgören Eğitim Kam- pusu’nun açõlõş töreninde yer al- mayan Erdoğan, rahatsõzlõğõ ne- deniyle Atina’daki Akropolis Müzesi’nin açõlõşõna katõlõm ve bugünkü Kahramanmaraş prog- ramlarõnõ da iptal etti. Kongrenin ardõndan İzmir Valiliği’nde din- lenen Başbakan, daha sonra İşa- damõ Rıza Akça’nõn kõzõnõn ni- kâh törenine katõldõ. Erdoğan, va- lilikte bir süre dinlenirken gaze- tecilerin sağlõk durumuna ilişkin sorusu üzerine, durumu doktor- larõn bildiğini, kendisinin bir şey söyleyemeyeceğini kaydetti. Ke- meraltõ çarşõsõnda bir süre geze- rek esnafla sohbet eden Erdoğan, sağlõğõyla ilgili sorular üzerine, “Atlattım. Yüksek tansiyon” karşõlõğõnõ verdi. Kongrede yap- tõğõ konuşmada, irticayla müca- dele belgesi konusuna değinen Erdoğan, “Hukuk işliyor. Geri çekilmedik, sessiz kalmadık. Mağduru ya da mazlumu oy- namadık, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işleme- sini sağladık. Demokrasi ve millet için ne gerekiyorsa onu yaptık. Şu an Türkiye’de tüm kesimler bu belgenin aydınla- tılmasını bekliyor. Deniz Bay- kal ise bu belge üzerinden de si- yasi çıkar sağlama peşinde” dedi. Muhalefetin AKP’ye yö- nelik iftira atma kampanyasõ baş- lattõğõnõ öne süren Erdoğan, “Al- manya’daki bir dava ile parti- mizi ilişkilendirmeye çalışı- yorlar. Partimizin kasasına sö- zü edilen olayla ilgili bir tek ku- ruş girmemiştir” diye konuştu. Erdoğan İstanbul’a giderek dinlenmeye çekildi. Başbakan Er- doğan rahat- sızlığı nede- niyle Atina ve Kahraman- maraş prog- ramlarını ip- tal etti. (Fo- toğraf: AA) KIZILCAHAMAM’DA KATLİAM GİBİ KAZA: 10 ÖLÜ Yurtseverler yine alanlarda İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Yurtsever- lerin, ülkenin içinde bulunduğu olumsuz duru- ma dikkat çekmek ve “tam bağımsızlık” vur- gusu yapmak için düzenlediği İzmir Cumhuri- yet Mitingi, bugün saat 17.00’de Kordonbo- yu’ndaki Cumhuriyet Alanõ’nda gerçekleştiri- lecek. İzmir Cumhuriyet İçin Güçbirliği Plat- formu Dönem Sözcüsü avukat Erdoğan Özer, “Gündoğdu’yu da dolduracağız. Yurtsever- leri ellerinde Türk bayraklarıyla alana bek- liyoruz” dedi. Ege Bölgesi’nin yanõ sõra Mar- mara, Akdeniz ve İç Anadolu yerleşimlerinden de yoğun katõlõmcõ beklenen mitingin sunucu- luğunu İlker Yücel ve Kıvılcım Erdem yapa- cak. Miting için yurttaşlar saat 16.00’da Al- sancak Limanõ tarafõnda toplanacak ve bura- dan Gündoğdu Meydanõ’na yürüyecek. Alanda toplanacak kitleye TOBAV Genel Başkanõ Tamer Levent, TÜMÖD Genel Başkanõ Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli, TGB Genel Başkanõ Osman Yılmaz, TÜMÖD Genel Sekreteri Suay Ka- raman seslenecek. İzmir Barosu Başkanõ Öz- demir Sökmen, İzmir Tabip Odasõ Başka- nõ Suat Kaptaner, Erdoğan Özer, sanatçõ Levent Kırca ve Bedri Baykam da “selamla- ma” adõ altõnda kürsüye çõkacak. AKP’YE İŞSİZLİK TEPKİSİ - Serinevler Spor Salonu’nda yapılan AKP Adana il kongresi, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun sa- lona girmesiyle birlikte protesto gösterisine sah- ne oldu. İmamoğlu ilçesinde DP’li belediyenin işten çıkardığı işçiler, AKP’yi protesto etti. Se- çimde AKP’yi destekledikleri için işten atıldık- larını öne süren işçiler, “Biz size oy verdik, siz bi- zi sahipsiz bıraktınız” dediler. (Fotoğraf: AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara’nõn Kõzõlca- hamam ilçesi Çeltikçi beldesi yakõnlarõnda bir minibüsün devrilmesi sonucu üniversite öğrencisi 10 genç kõz öldü. Alõnan bilgiye göre, Bolu’nun turistik yörelerinden Abant’ta düzenlenen piknikten döndükleri bildirilen Gazi ve Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin bulunduğu Hacı Tan- rıkurt yönetimindeki minibüs, TEM otoyolunun Çeltikçi beldesi Yakakaya köyü yakõnlarõnda devrildi. Kazada, 10 öğrenci hayatõnõ kaybetti. Yetkililer, araçta 28 kişi bulundu- ğunu, yaralõ öğrencilerin bazõlarõnõn vatandaşlar tarafõndan, bazõlarõnõn da ambulanslarla Ankara ve Gerede’deki hasta- nelere kaldõrõldõğõnõ bildirdi. Kaza nedeniyle TEM otoyolu bir süre araç trafiğine kapatõldõ. Görgü tanõklarõ, başka bir aracõn sõkõştõrdõğõ minibüsün kontrolden çõkarak refüje çarp- tõğõnõ ve yaklaşõk 90 metre sürüklendikten sonra durabildi- ğini, araçtaki bazõ öğrencilerin dõşarõ fõrladõğõnõ belirtti. BABALAR GÜNÜ KUTLANIYOR Haber Merkezi - Bugün çocuklarõnõ her şeyin üzerinde tutan “babaların gü- nü”... Kimi çiçek alacak, kimi babasõ- nõn sevdiği bir şeyi armağan edecek. Ki- mi de, artõk aramõzda olmayan Şair Can Yücel’in, “En son teftişine çıkana de- ğin/Koştururken ardından o uçmak- taki devin/Daha başka tür aşklar, ge- niş sevdalar için/Açıldı nefesim, fik- rim, canevim/Hayatta ben en çok ba- bamı sevdim” mõsralarõndaki gibi baba- sõna sevgisini şiirlerle ifade edecek. Ge- nelkurmay Başkanlõğõ DA “Babalar Günü” dolayõsõyla 4 adet afiş hazõrlattõ. Afişlerde, Atatürk’ün, manevi kõzõ Ül- kü Adatepe ile çekilmiş bir fotoğrafõ ile bazõ askerlerin babalarõyla çekilmiş fotoğraflarõ bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle