Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye’nin Yugoslavya’ya benzeme olasılığı za-
man zaman gündeme geliyor.
Dağılan Yugoslavya’nın içinden çıkan devletler
dahil, bütün Balkanlar’ı, sırt çantasıyla dolaştım.
Ayrıca resmi gezilerle gördüğüm ülkeler oldu.
Balkanlar için yapılan tanımlardan biri şudur:
“İnsanların birbirini çok sevdiği ve çok kolay öl-
dürebildiği bir coğrafya.”
İşte bu tanım nedeniyle de ortak yanları ya da
ayrılıkları öne çıkarmak ayrıca önemli.
Balkan gezim sırasında şöyle bir kavramla kar-
şılaştım.
Komşuluk kapısı...
Anlatan kişi bu kapıyı öylesine içten tarif etmişti
ki, adeta o kapıların birini açıp birini kapatıyordu.
Balkan şehirlerinde çoğunlukla evler bitişik, önü
ve arkası bahçe... Komşuların birbirlerine rahat gi-
dip gelebilmesi için yan duvarda çok küçük bir ka-
pı açılırmış. Havanın çok kötü olduğu bir günde
sokağın en başından sonuna dek hiç dışarı çık-
madan bu kapılardan geçerek gidilebilirmiş.
Bir sokakta yaşayan insanlar birbirlerine duy-
dukları güveni, sevgiyi bundan daha güzel inşa
edemezler!
İşte bu şehirlerde gün geldi insanlar birbirini bo-
ğazladı.
Nasıl oldu?
Ahmet Taner Kışlalı’nın aktardığı gerçek,yanıt-
lardan biri.
O sokaklarda yaşayanlardan biri kardeşlikten kan
dökmeye geçişi şöyle özetlemişti:
“Bir sabah beraber büyüdüğümüz çocukluk ar-
kadaşım bana cellat gibi bakmaya başladı. Neden
dedim. Sen bizden değilmişsin, dedi. Bir daha gö-
rüşmedik...”
Devamında anlattıklarının özeti şuydu:
Etnik ya da dini ayrımcılık başladı mı, sonu gel-
miyor...
Bu ve benzeri anlatımların da etkisiyle Balkan-
lar kitabını yazarken şu yaklaşımı benimsemiştim:
“Bal” tadının ve “kan” kokusunun çok keskin ol-
duğu Bal-kan-lar!
Türkiye bütün komşularından olduğu gibi tabii
ki Balkanlar’dan da etkileniyor. Üstelik içimizde he-
men hemen bütün Balkan ülkelerinden göçüp gel-
miş insanlar var.
Türkiye kesinlikle Yugoslavya’ya benzemez, atın
bu gereksiz korkuları demek de yanlış...
Bu gidişle yarın Yugoslavya’ya döneriz demek
de...
İki ucu bir kenara bırakırsak böyle bir tehlikenin
varlığını da göz ardı edemeyiz.
Bu tehlikeyi korkuya dönüştürmeden ufuk dışı
bırakmanın başlıca yolu şudur:
İç barışı güçlendirmek...
Bunu yapmadan alınacak her önlem ikincil ka-
lacaktır.
Bunun gizli reçeteleri, sihirli formülleri yok:
Ortak paydaları öne çıkarmak ve ortak payda-
ları ortak faydalar haline getirmek yeterli...
Türkiye’nin sancısı bu...
Burada temel sorumluluk ülkeyi yönetenlere dü-
şer...
Türkiye’de “bütünlük” deyince akla ilk toprak bü-
tünlüğü geliyor. Bu doğal ve evrensel bir gerçek.
Ama en az toprak bütünlüğü kadar önemli unsurlar
da var.
Örneğin; insan dokusunun bütünlüğü...
Aynılığı değil ama bütünlüğü!
Bir ülke düşünün; toprak bütünlüğünü korumuş
ama insanları ayrışmış... Ne anlamı var?
“İnsanları” sözcüğünün yerine “kurumları”,
“meslekleri” de diyebilirsiniz!
AB sürecinin çok tartışmalı olduğu günlerde gün-
deme gelen konulara bakıp sık sık şu tanımı yap-
ma gereği duymuştum:
“Bu gidişle AB’ye değil, birbirimize gireceğiz!”
AB süreci ikincilleştiğine göre, geriye ne kaldı?
Birbirimize girmek mi?
Soruyu çengelli bırakalım, bir fıkra ile bağlaya-
lım...
Fıkra bu ya; 2 Türk Suudi Arabistan’da mah-
kemelik olmuş. Kadı, suçu daha az olana demiş
ki:
- Arkadaşına, sana vereceğim cezanın iki katı-
nı vereceğim; sana ne ceza vermemi istersin?
Bizimki hemen yanıt vermiş:
- Benim bir gözümü kör edin!
Dileriz böylesi Türk tanımları sadece fıkralarda
kalır!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
kararıyla mı ilgiliydi?
Yorumlar, asker-sivil kanattan açıklamalar bir-
birini kovalıyor.
Gazeteler meşreplerine göre darbe belgesini yo-
rumluyor.
Askerin açıklamalarını inandırıcı bulmayanlar, el-
bette ordu karşıtı olanlar.
Fırsat bu fırsattır diye belgeyi bir albayın değil,
Genelkurmay karargâhının verdiği emri yerine ge-
tirdiğini ima eden yorumlar yapıyorlar.
Şu akla bakın: Genelkurmay, Ergenekon da-
vasıyla darbe suçlamalarının ayyuka çıktığı bir sı-
rada, üstelik Nisan 2009’da, iktidar partisini de-
virmeyi ve Feto grubunu bitirecek darbe planı ha-
zırlayacak, hazırlatacak!
Genelkurmay Harekât Başkanlığı 3’üncü Des-
tek Şube Müdürlüğü’nde hazırlandığı söylenen dar-
be planını kimi çevreler, Genelkurmay komuta he-
yetine mal etmeye çalıştı.
Bu türden yorumlarla askeri yıpratma girişim-
leri yeni bir ivme kazandı.
Askeri savcılığın ve Genelkurmay Başkanlı-
ğı’nın açıklamaları deli saçması söylentilerin önü-
nü kesmedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ;
Ertuğrul Özkök’ün komuta kademesinden böy-
le bir çalışma talimatı verildi mi sorusuna gayet
açık, kesin bir yanıt verdi:
“…Bana bu soruyu sormanız bile abestir, ha-
karettir. Böyle bir talimat kesinlikle verilmemiştir…”
Çok dikkatle kaleme alınan açıklamalara karşın,
Genelkurmay Başkanı’na, madem ki böyle bir bel-
ge yok, neden sahtedir demediği sorulabiliyor.
Belgenin gerçek olup olmadığı kriminal incele-
me sonunda ortaya çıkacak. Genelkurmay Baş-
kanı bu incelemenin sonucunu görmeden belge
sahtedir veya değildir diye açıklayabilir mi?
Darbe belgesi ile ilgili bir yığın soru üretildi, üre-
tilecek de...
Örneğin Genelkurmay Savcılığı’nın açıklamasını
“çok muğlak” bulanlar da var.
Genelkurmay Karargâhı’nın ilgili daireden dar-
be belgesi hazırlamasını istediğini iddia etmek an-
cak aklını peynir ekmekle yiyenlerin harcı:
Genelkurmay Başkanı Başbuğ’a göre; “ilgili şa-
hıs ve şahıslar ifadelerinde böyle bir çalışma
yapmadıklarını” söylemişler.
Belgenin sahteliği ya da Genelkurmay’da bir dai-
renin hazırlamadığı ortaya çıkarsa, üretilen sah-
te belgelerle ordunun bir komplo karşısında olduğu
kanıtlanmayacak mı?
Başbakan, “davalar açacaklarını” söyledi.
Kimi dava edecekler; Genelkurmay’ı mı yoksa
belgeyi imzalayan albayı veya o dairede çalışan-
ları mı?
Başbakan, bir gazetenin haberine kapılarak ola-
yın önünü arkasını araştırmadan ulu orta hiddet-
li ve şiddetli açıklamalar yapıyor.
Askeri suçladığı ilk akla gelen olasılık.
Nitekim AKP Genel Merkezi adına konuşanlar
“askeri savcılık açıklamasının belgeyi güçlendir-
diğini” söylüyor.
İktidar partisinin elinde belgeyi araştıracak on-
ca istihbarat örgütü var.
Ama başbakanları da genel merkez sorumluları
da bir gazetenin haberine sarılmış… eğriyi doğ-
ruyu araştırmadan ordu üzerine kuşku tohumla-
rı ekiyorlar.
İç siyasette mazlum rolü oynamaktan, kamuo-
yunu askere karşı kışkırtmaktan kaçınarak…
Varlığı yokluğu tartışmalı belge sorununu akıl-
cı yöntemlerle çözmeye çalışmak varken… sinir-
leri daha da gerecek bir ortam… askeri suçlaya-
cak bir zemin hazırlamak…
…ancak bizde eksikliği hissedilen devlet umu-
ru gören yöneticilere özgü bir davranış olsa ge-
rek!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 17 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 29
Edirne B 34
Kocaeli PB 30
Çanakkale PB 31
İzmir B 35
Manisa B 36
Aydın B 38
Denizli B 35
Zonguldak B 24
Sinop B 24
Samsun PB 24
Trabzon Y 23
Giresun Y 23
Ankara B 28
Eskişehir B 29
Konya B 26
Sıvas Y 22
Antalya B 34
Adana Y 34
Mersin Y 31
Diyarbakır Y 33
Şanlıurfa Y 34
Mardin Y 32
Siirt Y 32
Hakkâri Y 19
Van Y 21
Kars Y 18
Oslo Y 19
Helsinki Y 16
Stockholm Y 18
Londra B 23
Amsterdam B 22
Brüksel Y 22
Paris B 23
Bonn B 27
Münih B 23
Berlin B 21
Budapeşte B 27
Madrid B 35
Viyana PB 25
Belgrad Y 25
Sofya Y 31
Roma B 26
Atina B 32
Zürih PB 27
Moskova Y 23
Aşkabat PB 31
Astana PB 27
Taşkent PB 34
Bakû B 26
Bişkek PB 25
Tiflis B 31
Kahire A 33
Şam PB 32
Ülkemizin kuzey ve do-
ğusu parçalı çok bulut-
lu, Doğu Karadeniz, İç
Anadolu’nun Güney-
doğusu, Doğu Akde-
niz, Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu ile akşam
saatlerinden sonra
Trakya yağışlı geçecek.
Yağışlı diğer yerler az
bulutlu geçecek. Hava
sıcaklığı iç kesimlerde 2
ila 4 derece azalacak.
Direniş unutulmadıSendikal hak ve özgürlüklerin başlangõcõ sayõlan ve 3’ü işçi, 5 kişinin yaşamõnõ yitirdiği,
“15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi” 39’uncu yõldönümünde eylemlerle anõldõ
Öğretim üyelerinden Ergenekon soruşturmasõna ilanlõ protesto
Akademisyenlerden uyarı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Aralarõnda ODTÜ, Ankara, Hacettepe,
Gazi, Bilkent, Başkent, İstanbul, Marma-
ra, Yõldõz Teknik, Mimar Sinan, Ege, Do-
kuz Eylül, Anadolu, Osmangazi, Kocaeli,
Balõkesir, Abant İzzet Baysal, Uludağ,
Çukurova, Cumhuriyet, Namõk Kemal
üniversitelerinden öğretim üyelerinin bu-
lunduğu 400’ü aşkõn akademisyen gazete-
lere verdikleri ilanla Ergenekon soruştur-
masõ kapsamõnda gözaltõna alõnan ya da tu-
tuklanan akademisyenlere yönelik uygu-
lamalara tepki gösterdi.
“Cumhuriyet’i ve Hukuk Devletini
Savunuyoruz” başlõklõ metinde akade-
misyenler, tüm yaşamõnõ bilime adamõş bu-
lunan bilim insanlarõnõn ve rektörlerin hu-
kuka ve insan haklarõna aykõrõ uygulama-
lar ile karşõ karşõya bõrakõlmalarõndan ra-
hatsõzlõk duyduklarõnõ bildirdiler. Akade-
misyenler şunlarõ kaydettiler: “Akade-
misyenlerin evlerinin, çalışma odalarının
basılmasını, sağlıklarının tehlikeye atıl-
masını, üniversitelerde bir suç yuvası gi-
bi aramalar yapılmasını, üniversitelerde
çatışmalara karşı her zaman özveriyle gö-
rev yapmış rektörlerin ve saygın bilim in-
sanlarımızın kamuoyuna ‘terör suçlusu’
olarak tanıtılmasını kabul etmiyoruz.
Üniversitelerin, Atatürk ilke ve devrim-
leri konusunda taraf olması gerektiğine
inanan bizler, hukuksuzluk ve adaletsizlik
karşısında toplumumuzun tepkilerini
paylaşıyor, bu süreçte tutuklanan, göz-
altına alınan veya soruşturmaya uğrayan
değerli aydınlarımızla dayanışma içinde
olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz.
Cumhuriyet değerlerini savunup geliş-
tirmeyi, yaşamlarının en önemli amacı
haline getirmiş aydınlarımıza karşı yü-
rütülen ‘sürek avõ’, Türk toplumunun say-
gınlığını da zedelemektedir. Bu koşul-
larda devleti, basını ve halkımızı uyara-
rak tepki göstermeyi sorumluluğumuzun
gereği olarak görüyoruz.”
Haber Merkezi - DİSK,
Türkiye’de işçi sõnõfõnõn
büyük mücadeleler sonucu
kazandõğõ sendikal hak ve
özgürlüklerin başlangõcõ sa-
yõlan ve 3’ü işçi, 5 kişinin
yaşamõnõ yitirdiği, “15-16
Haziran Büyük İşçi Dire-
nişi”ni 39’uncu yõldönü-
münde eylemlerle andõ. İş-
çiler sendikal mücadele için
dayanõşma çağrõsõ yaptõ.
39 yõl önce sendikal hak-
larõ kõsõtlayan yasaya karşõ
yapõlan 2 günlük direnişin
yõldönümü, İzmir Dikili’de
de anõldõ. Dikili Atatürk
Meydanõ’nda önceki akşam
yapõlan anma törenine,
DİSK Genel Başkanõ Sü-
leyman Çelebi, DİSK Ege
Bölge Temsilcisi Azad
Fazla, Genel-İş 5 No’lu
Şube Başkanõ Mehmet Çı-
nar, Dikili Belediye Başka-
nõ Osman Özgüven ve
meclis üyeleri katõldõ. Bele-
diyede çalõşan sendika tem-
silcilerinin konuşmalarõnõn
ardõndan söz alan Çelebi,
Özgüven’in 15-16 Hazi-
ran’õ belediye işçilerine üc-
retli tatil ilan etmesinin an-
lamlõ olduğunu söyledi. Öz-
güven de yaşanan olaylarõ
her zaman anõmsayacaklarõ-
nõ ve anõmsatacaklarõnõ vur-
guladõ.
Adana’da İnönü Parkõ’nda
bir araya gelen çok sayõda
sendika ve oda yöneticileriy-
le üyeleri, “Yaşasın 15-16
Haziran direnişimiz”,
“Krize karşı genel grev, ge-
nel direniş”, “Krizin yükü
patronlara” ve “İşçilerin
birliği sermayeyi yenecek”
sloganlarõ atarak bölge çalõş-
ma müdürlüğü önüne dek
yürüdü. 12 Eylül’ün getirdi-
ği yasalarõn günümüz çalõş-
ma koşullarõna yakõşmadõğõ
vurgulayan DİSK Çukurova
Bölge Temsilcisi Kemal As-
lan, “Bu ‘deli gömleği’ için-
de çalışma hayatı tam bir
çağdışı görünümdedir” di-
ye konuştu.
‘İşçilerin birliği sermayeyi yenecek’
İ
stanbul’da Unkapanõ’nda bulunan Ça-
lõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlõğõ İs-
tanbul İl Müdürlüğü önünde toplanan
DİSK’liler, “İşçilerin birliği serma-
yeyi yenecek”, “İnadına sendika inadına
DİSK”, “Zafer direnen emekçinin ola-
cak” sloganlarõ attõ. DİSK Avrupa Yakasõ
Bölge Başkanõ Mehmet Karagöz, “O
gün sokaklara çıkan işçiler, DİSK’in ka-
patılmasına karşı olan kişilerdi. O gün
yapılmak istenen, ancak püskürtülen
yasal değişikliklerin hepsi 12 Eylül as-
keri darbesiyle gerçekleştirilmiştir”
diye konuştu.
‘Gençsen haykõr sendika haktõr’
İstanbul Haber Servisi - Tür-
kiye’nin ilk öğrenci gençlik sen-
dikasõ Genç-Sen üyeleri, sendi-
kalarõ hakkõnda açõlan kapatma
davasõnõ protesto etti. Sirkeci Ad-
liyesi önünde bir araya gelen
Genç-Sen üyeleri “Gençsen hay-
kõr sendika haktõr” pankartõ taşõ-
dõ, “Asla yalnõz yürümeyecek-
sin”, “Eşit, parasõz, anadilde hay-
kõr” sloganlarõ attõ. Genç-Sen
adõna konuşan Hacer Korkmaz,
Türkiye’de sendikal mücadele
önünde engellerin devam ettiğini
belirterek, “Türkiye ILO rapor-
larõnda sendikal özgürlükler ko-
nusunda en kötü durumda bulu-
nuyor. Patronlarõn sendikalaş-
maya karşõ sistemli hareketleri ve
bu hareketlere karşõ yasal bir
müdahalenin bulunmamasõ, sen-
dikal mücadelemizde en büyük
engeldir” dedi. 15-16 Haziran iş-
çi direnişine değinen Korkmaz,
“Bundan 39 yõl önce Sendikalar
Yasasõ’nda yapõlmak istenen de-
ğişikliklere karşõ Türkiye işçi sõnõfõ
sokağa çõkarak sendikal haklarõ-
nõ yok etmek isteyen burjuvaziye
gereken dersi vermiştir” diye ko-
nuştu. Genç-Sen hakkõnda “işko-
lu tanõmlamasõ olmadõğõ” gerek-
çesiye kapatma davasõ açõlmõştõ.
(Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU)
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül, TBMM Genel Kurulu’nda
muhalefetin yoğun engellemeleri nedeniyle yakla-
şõk dört haftada çõkan Suriye sõnõrõndaki mayõnla-
rõn temizlenmesine ilişkin yasayõ onayladõ.
Cumhurbaşkanlõğõ Basõn Merkezi’nden yapõlan
yazõlõ açõklamada, 5903 sayõlõ “Türkiye Cumhu-
riyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Dev-
leti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak
Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemle-
ri Hakkında Kanun” yayõmlanmak üzere Başba-
kanlõk’a gönderildi. Yasaya göre, mayõn temizle-
me işini öncelikli olarak Milli Savunma Bakanlõğõ
yaptõracak. Bu usulle gerçekleşmezse, Maliye Ba-
kanlõğõ devreye girecek ve hizmet satõn alarak yap-
tõracak. Genelkurmay Başkanlõğõ, Milli Savunma,
Maliye, Tarõm ve Köyişleri bakanlõklarõ temsilci-
lerinden oluşacak komisyon, yapõlacak işin mua-
yene ve kabulünün yanõ sõra ihale şartnamesini de
hazõrlayacak. Mayõn temizleme bu iki yöntemle de
olmazsa mayõndan temizlenecek alanlar, tarõmsal
faaliyetlerde kullandõrõlmasõ karşõlõğõnda ihale edi-
lecek. Mayõn temizleme ihalesi, kullanõm süresin-
den en fazla indirimi teklif edene verilecek. Mali-
ye Bakanlõğõ’nca yapõlacak kullanõm karşõlõğõ te-
mizleme ihalesinde mayõnlar, taşõnmazlarõn yükle-
niciye tesliminden itibaren 5 yõl içinde temizlene-
cek. Taşõnmazlarõn temizleme karşõlõğõ tarõmsal
faaliyetlerde kullanõldõrõlmasõ süresi kabul işlemle-
rinin yapõlmasõndan itibaren 44 yõlõ geçmeyecek.
PROF. DR.
YURTKURAN
ANJİYO
OLDU
Ergenekon İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturmasõ
kapsamõnda tutuklu bulunan eski Uludağ Üniver-
sitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, İs-
tanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde anjiyo
oldu. Haseki Eğitim ve Araştõrma Hastanesi Üro-
loji Servisi’nde tedavisi süren Yurtkuran, anjiyo so-
nucu belirlenen damarlarõndaki tõkanõklõk nedeniyle
Kardiyoloji Enstitüsü’ne acil olarak yatõrõldõ.
1999 yõlõndan bu yana kalp hastalõklarõ sorun-
larõyla mücadele eden Yurtkuran’õn ilk olarak sağ
kroner damarõnõn tõkanõk olduğu belirlenmiş, sol
ana damarlardan birine de stend takõlmõştõ. Yurt-
kuran’õn, dün yapõlan anjiyosunda ise “sol ana da-
marın başlangıç noktasında ciddi tıkanıklık”
tespit edildi. Yurtkuran’õn avukatõ Mehmet İpek,
müvekkilinin kalp sorunlarõ ile ilgili tedavi pro-
tokolüne cuma günü karar verileceğini, ancak bü-
yük ihtimalle “by-pass ameliyatı“ olacağõ bilgi-
sinin verildiğini aktardõ. 3 Mart’ta testis kanseri
nedeniyle ameliyat olan Yurtkuran’õn, radyote-
rapisinin planlandõğõ dönemde tutuklanmasõ ne-
deniye tedavisi yarõm kalmõştõ. Mehmet İpek, kalp
sorunlarõ ile ilgili tedavisinin ardõndan Yurtku-
ran’õn, testis kanseri tedavisine geçileceğini ancak
Yurtkuran’õn yeniden testis ameliyatõ olma ihti-
malinin ortaya çõktõğõnõ ifade etti.
MERKEZ BANKASI
Faizler 8.75’e indi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez
Bankasõ, kõsa vadeli faiz oranlarõnõ 0,50 puan
düşürdü. Merkez Bankasõ’ndan yapõlan açõkla-
maya göre, Para Politikasõ Kurulu, Bankalar-
arasõ Para Piyasasõ ve İstanbul Menkul Kõymet-
ler Borsasõ Repo-Ters Repo Pazarõ’nda uygula-
nan kõsa vadeli faiz oranlarõnõn indirilmesine
karar verdi. Buna göre, gecelik borçlanma faiz
oranõ yüzde 9,25’ten yüzde 8,75’e, borç verme
faiz oranõ ise yüzde 11,75’ten yüzde 11,25’e
çekildi. Geç likidite penceresi uygulamasõ çer-
çevesinde, bankalar arasõ para piyasasõnda saat
16.00–17.00 arasõ gecelik vadede uygulanan
Merkez Bankasõ borçlanma faiz oranõ yüzde
5,25’ten yüzde 4,75’e, borç verme faiz oranõ ise
yüzde 14,75’ten yüzde 14,25’e indirildi. Açõk-
lamada, son dönemde açõklanan verilerin, ikti-
sadi faaliyete dair kõsmi toparlanma işaretleri
içerdiği, bununla birlikte, küresel ekonomideki
olumsuzluklarõn giderilmesinin uzun zaman
alabileceğinin anlaşõldõğõ belirtildi.
GÜL, YASAYI ONAYLADI
Çankaya’dan
‘Mayın’a vize