23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Türkiye’nin Yugoslavya’ya benzeme olasılığı za- man zaman gündeme geliyor. Dağılan Yugoslavya’nın içinden çıkan devletler dahil, bütün Balkanlar’ı, sırt çantasıyla dolaştım. Ayrıca resmi gezilerle gördüğüm ülkeler oldu. Balkanlar için yapılan tanımlardan biri şudur: “İnsanların birbirini çok sevdiği ve çok kolay öl- dürebildiği bir coğrafya.” İşte bu tanım nedeniyle de ortak yanları ya da ayrılıkları öne çıkarmak ayrıca önemli. Balkan gezim sırasında şöyle bir kavramla kar- şılaştım. Komşuluk kapısı... Anlatan kişi bu kapıyı öylesine içten tarif etmişti ki, adeta o kapıların birini açıp birini kapatıyordu. Balkan şehirlerinde çoğunlukla evler bitişik, önü ve arkası bahçe... Komşuların birbirlerine rahat gi- dip gelebilmesi için yan duvarda çok küçük bir ka- pı açılırmış. Havanın çok kötü olduğu bir günde sokağın en başından sonuna dek hiç dışarı çık- madan bu kapılardan geçerek gidilebilirmiş. Bir sokakta yaşayan insanlar birbirlerine duy- dukları güveni, sevgiyi bundan daha güzel inşa edemezler! İşte bu şehirlerde gün geldi insanlar birbirini bo- ğazladı. Nasıl oldu? Ahmet Taner Kışlalı’nın aktardığı gerçek,yanıt- lardan biri. O sokaklarda yaşayanlardan biri kardeşlikten kan dökmeye geçişi şöyle özetlemişti: “Bir sabah beraber büyüdüğümüz çocukluk ar- kadaşım bana cellat gibi bakmaya başladı. Neden dedim. Sen bizden değilmişsin, dedi. Bir daha gö- rüşmedik...” Devamında anlattıklarının özeti şuydu: Etnik ya da dini ayrımcılık başladı mı, sonu gel- miyor... Bu ve benzeri anlatımların da etkisiyle Balkan- lar kitabını yazarken şu yaklaşımı benimsemiştim: “Bal” tadının ve “kan” kokusunun çok keskin ol- duğu Bal-kan-lar! Türkiye bütün komşularından olduğu gibi tabii ki Balkanlar’dan da etkileniyor. Üstelik içimizde he- men hemen bütün Balkan ülkelerinden göçüp gel- miş insanlar var. Türkiye kesinlikle Yugoslavya’ya benzemez, atın bu gereksiz korkuları demek de yanlış... Bu gidişle yarın Yugoslavya’ya döneriz demek de... İki ucu bir kenara bırakırsak böyle bir tehlikenin varlığını da göz ardı edemeyiz. Bu tehlikeyi korkuya dönüştürmeden ufuk dışı bırakmanın başlıca yolu şudur: İç barışı güçlendirmek... Bunu yapmadan alınacak her önlem ikincil ka- lacaktır. Bunun gizli reçeteleri, sihirli formülleri yok: Ortak paydaları öne çıkarmak ve ortak payda- ları ortak faydalar haline getirmek yeterli... Türkiye’nin sancısı bu... Burada temel sorumluluk ülkeyi yönetenlere dü- şer... Türkiye’de “bütünlük” deyince akla ilk toprak bü- tünlüğü geliyor. Bu doğal ve evrensel bir gerçek. Ama en az toprak bütünlüğü kadar önemli unsurlar da var. Örneğin; insan dokusunun bütünlüğü... Aynılığı değil ama bütünlüğü! Bir ülke düşünün; toprak bütünlüğünü korumuş ama insanları ayrışmış... Ne anlamı var? “İnsanları” sözcüğünün yerine “kurumları”, “meslekleri” de diyebilirsiniz! AB sürecinin çok tartışmalı olduğu günlerde gün- deme gelen konulara bakıp sık sık şu tanımı yap- ma gereği duymuştum: “Bu gidişle AB’ye değil, birbirimize gireceğiz!” AB süreci ikincilleştiğine göre, geriye ne kaldı? Birbirimize girmek mi? Soruyu çengelli bırakalım, bir fıkra ile bağlaya- lım... Fıkra bu ya; 2 Türk Suudi Arabistan’da mah- kemelik olmuş. Kadı, suçu daha az olana demiş ki: - Arkadaşına, sana vereceğim cezanın iki katı- nı vereceğim; sana ne ceza vermemi istersin? Bizimki hemen yanıt vermiş: - Benim bir gözümü kör edin! Dileriz böylesi Türk tanımları sadece fıkralarda kalır! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada kararıyla mı ilgiliydi? Yorumlar, asker-sivil kanattan açıklamalar bir- birini kovalıyor. Gazeteler meşreplerine göre darbe belgesini yo- rumluyor. Askerin açıklamalarını inandırıcı bulmayanlar, el- bette ordu karşıtı olanlar. Fırsat bu fırsattır diye belgeyi bir albayın değil, Genelkurmay karargâhının verdiği emri yerine ge- tirdiğini ima eden yorumlar yapıyorlar. Şu akla bakın: Genelkurmay, Ergenekon da- vasıyla darbe suçlamalarının ayyuka çıktığı bir sı- rada, üstelik Nisan 2009’da, iktidar partisini de- virmeyi ve Feto grubunu bitirecek darbe planı ha- zırlayacak, hazırlatacak! Genelkurmay Harekât Başkanlığı 3’üncü Des- tek Şube Müdürlüğü’nde hazırlandığı söylenen dar- be planını kimi çevreler, Genelkurmay komuta he- yetine mal etmeye çalıştı. Bu türden yorumlarla askeri yıpratma girişim- leri yeni bir ivme kazandı. Askeri savcılığın ve Genelkurmay Başkanlı- ğı’nın açıklamaları deli saçması söylentilerin önü- nü kesmedi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ; Ertuğrul Özkök’ün komuta kademesinden böy- le bir çalışma talimatı verildi mi sorusuna gayet açık, kesin bir yanıt verdi: “…Bana bu soruyu sormanız bile abestir, ha- karettir. Böyle bir talimat kesinlikle verilmemiştir…” Çok dikkatle kaleme alınan açıklamalara karşın, Genelkurmay Başkanı’na, madem ki böyle bir bel- ge yok, neden sahtedir demediği sorulabiliyor. Belgenin gerçek olup olmadığı kriminal incele- me sonunda ortaya çıkacak. Genelkurmay Baş- kanı bu incelemenin sonucunu görmeden belge sahtedir veya değildir diye açıklayabilir mi? Darbe belgesi ile ilgili bir yığın soru üretildi, üre- tilecek de... Örneğin Genelkurmay Savcılığı’nın açıklamasını “çok muğlak” bulanlar da var. Genelkurmay Karargâhı’nın ilgili daireden dar- be belgesi hazırlamasını istediğini iddia etmek an- cak aklını peynir ekmekle yiyenlerin harcı: Genelkurmay Başkanı Başbuğ’a göre; “ilgili şa- hıs ve şahıslar ifadelerinde böyle bir çalışma yapmadıklarını” söylemişler. Belgenin sahteliği ya da Genelkurmay’da bir dai- renin hazırlamadığı ortaya çıkarsa, üretilen sah- te belgelerle ordunun bir komplo karşısında olduğu kanıtlanmayacak mı? Başbakan, “davalar açacaklarını” söyledi. Kimi dava edecekler; Genelkurmay’ı mı yoksa belgeyi imzalayan albayı veya o dairede çalışan- ları mı? Başbakan, bir gazetenin haberine kapılarak ola- yın önünü arkasını araştırmadan ulu orta hiddet- li ve şiddetli açıklamalar yapıyor. Askeri suçladığı ilk akla gelen olasılık. Nitekim AKP Genel Merkezi adına konuşanlar “askeri savcılık açıklamasının belgeyi güçlendir- diğini” söylüyor. İktidar partisinin elinde belgeyi araştıracak on- ca istihbarat örgütü var. Ama başbakanları da genel merkez sorumluları da bir gazetenin haberine sarılmış… eğriyi doğ- ruyu araştırmadan ordu üzerine kuşku tohumla- rı ekiyorlar. İç siyasette mazlum rolü oynamaktan, kamuo- yunu askere karşı kışkırtmaktan kaçınarak… Varlığı yokluğu tartışmalı belge sorununu akıl- cı yöntemlerle çözmeye çalışmak varken… sinir- leri daha da gerecek bir ortam… askeri suçlaya- cak bir zemin hazırlamak… …ancak bizde eksikliği hissedilen devlet umu- ru gören yöneticilere özgü bir davranış olsa ge- rek! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 17 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 29 Edirne B 34 Kocaeli PB 30 Çanakkale PB 31 İzmir B 35 Manisa B 36 Aydın B 38 Denizli B 35 Zonguldak B 24 Sinop B 24 Samsun PB 24 Trabzon Y 23 Giresun Y 23 Ankara B 28 Eskişehir B 29 Konya B 26 Sıvas Y 22 Antalya B 34 Adana Y 34 Mersin Y 31 Diyarbakır Y 33 Şanlıurfa Y 34 Mardin Y 32 Siirt Y 32 Hakkâri Y 19 Van Y 21 Kars Y 18 Oslo Y 19 Helsinki Y 16 Stockholm Y 18 Londra B 23 Amsterdam B 22 Brüksel Y 22 Paris B 23 Bonn B 27 Münih B 23 Berlin B 21 Budapeşte B 27 Madrid B 35 Viyana PB 25 Belgrad Y 25 Sofya Y 31 Roma B 26 Atina B 32 Zürih PB 27 Moskova Y 23 Aşkabat PB 31 Astana PB 27 Taşkent PB 34 Bakû B 26 Bişkek PB 25 Tiflis B 31 Kahire A 33 Şam PB 32 Ülkemizin kuzey ve do- ğusu parçalı çok bulut- lu, Doğu Karadeniz, İç Anadolu’nun Güney- doğusu, Doğu Akde- niz, Doğu ve Güneydo- ğu Anadolu ile akşam saatlerinden sonra Trakya yağışlı geçecek. Yağışlı diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı iç kesimlerde 2 ila 4 derece azalacak. Direniş unutulmadıSendikal hak ve özgürlüklerin başlangõcõ sayõlan ve 3’ü işçi, 5 kişinin yaşamõnõ yitirdiği, “15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi” 39’uncu yõldönümünde eylemlerle anõldõ Öğretim üyelerinden Ergenekon soruşturmasõna ilanlõ protesto Akademisyenlerden uyarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Aralarõnda ODTÜ, Ankara, Hacettepe, Gazi, Bilkent, Başkent, İstanbul, Marma- ra, Yõldõz Teknik, Mimar Sinan, Ege, Do- kuz Eylül, Anadolu, Osmangazi, Kocaeli, Balõkesir, Abant İzzet Baysal, Uludağ, Çukurova, Cumhuriyet, Namõk Kemal üniversitelerinden öğretim üyelerinin bu- lunduğu 400’ü aşkõn akademisyen gazete- lere verdikleri ilanla Ergenekon soruştur- masõ kapsamõnda gözaltõna alõnan ya da tu- tuklanan akademisyenlere yönelik uygu- lamalara tepki gösterdi. “Cumhuriyet’i ve Hukuk Devletini Savunuyoruz” başlõklõ metinde akade- misyenler, tüm yaşamõnõ bilime adamõş bu- lunan bilim insanlarõnõn ve rektörlerin hu- kuka ve insan haklarõna aykõrõ uygulama- lar ile karşõ karşõya bõrakõlmalarõndan ra- hatsõzlõk duyduklarõnõ bildirdiler. Akade- misyenler şunlarõ kaydettiler: “Akade- misyenlerin evlerinin, çalışma odalarının basılmasını, sağlıklarının tehlikeye atıl- masını, üniversitelerde bir suç yuvası gi- bi aramalar yapılmasını, üniversitelerde çatışmalara karşı her zaman özveriyle gö- rev yapmış rektörlerin ve saygın bilim in- sanlarımızın kamuoyuna ‘terör suçlusu’ olarak tanıtılmasını kabul etmiyoruz. Üniversitelerin, Atatürk ilke ve devrim- leri konusunda taraf olması gerektiğine inanan bizler, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında toplumumuzun tepkilerini paylaşıyor, bu süreçte tutuklanan, göz- altına alınan veya soruşturmaya uğrayan değerli aydınlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz. Cumhuriyet değerlerini savunup geliş- tirmeyi, yaşamlarının en önemli amacı haline getirmiş aydınlarımıza karşı yü- rütülen ‘sürek avõ’, Türk toplumunun say- gınlığını da zedelemektedir. Bu koşul- larda devleti, basını ve halkımızı uyara- rak tepki göstermeyi sorumluluğumuzun gereği olarak görüyoruz.” Haber Merkezi - DİSK, Türkiye’de işçi sõnõfõnõn büyük mücadeleler sonucu kazandõğõ sendikal hak ve özgürlüklerin başlangõcõ sa- yõlan ve 3’ü işçi, 5 kişinin yaşamõnõ yitirdiği, “15-16 Haziran Büyük İşçi Dire- nişi”ni 39’uncu yõldönü- münde eylemlerle andõ. İş- çiler sendikal mücadele için dayanõşma çağrõsõ yaptõ. 39 yõl önce sendikal hak- larõ kõsõtlayan yasaya karşõ yapõlan 2 günlük direnişin yõldönümü, İzmir Dikili’de de anõldõ. Dikili Atatürk Meydanõ’nda önceki akşam yapõlan anma törenine, DİSK Genel Başkanõ Sü- leyman Çelebi, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Azad Fazla, Genel-İş 5 No’lu Şube Başkanõ Mehmet Çı- nar, Dikili Belediye Başka- nõ Osman Özgüven ve meclis üyeleri katõldõ. Bele- diyede çalõşan sendika tem- silcilerinin konuşmalarõnõn ardõndan söz alan Çelebi, Özgüven’in 15-16 Hazi- ran’õ belediye işçilerine üc- retli tatil ilan etmesinin an- lamlõ olduğunu söyledi. Öz- güven de yaşanan olaylarõ her zaman anõmsayacaklarõ- nõ ve anõmsatacaklarõnõ vur- guladõ. Adana’da İnönü Parkõ’nda bir araya gelen çok sayõda sendika ve oda yöneticileriy- le üyeleri, “Yaşasın 15-16 Haziran direnişimiz”, “Krize karşı genel grev, ge- nel direniş”, “Krizin yükü patronlara” ve “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganlarõ atarak bölge çalõş- ma müdürlüğü önüne dek yürüdü. 12 Eylül’ün getirdi- ği yasalarõn günümüz çalõş- ma koşullarõna yakõşmadõğõ vurgulayan DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal As- lan, “Bu ‘deli gömleği’ için- de çalışma hayatı tam bir çağdışı görünümdedir” di- ye konuştu. ‘İşçilerin birliği sermayeyi yenecek’ İ stanbul’da Unkapanõ’nda bulunan Ça- lõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlõğõ İs- tanbul İl Müdürlüğü önünde toplanan DİSK’liler, “İşçilerin birliği serma- yeyi yenecek”, “İnadına sendika inadına DİSK”, “Zafer direnen emekçinin ola- cak” sloganlarõ attõ. DİSK Avrupa Yakasõ Bölge Başkanõ Mehmet Karagöz, “O gün sokaklara çıkan işçiler, DİSK’in ka- patılmasına karşı olan kişilerdi. O gün yapılmak istenen, ancak püskürtülen yasal değişikliklerin hepsi 12 Eylül as- keri darbesiyle gerçekleştirilmiştir” diye konuştu. ‘Gençsen haykõr sendika haktõr’ İstanbul Haber Servisi - Tür- kiye’nin ilk öğrenci gençlik sen- dikasõ Genç-Sen üyeleri, sendi- kalarõ hakkõnda açõlan kapatma davasõnõ protesto etti. Sirkeci Ad- liyesi önünde bir araya gelen Genç-Sen üyeleri “Gençsen hay- kõr sendika haktõr” pankartõ taşõ- dõ, “Asla yalnõz yürümeyecek- sin”, “Eşit, parasõz, anadilde hay- kõr” sloganlarõ attõ. Genç-Sen adõna konuşan Hacer Korkmaz, Türkiye’de sendikal mücadele önünde engellerin devam ettiğini belirterek, “Türkiye ILO rapor- larõnda sendikal özgürlükler ko- nusunda en kötü durumda bulu- nuyor. Patronlarõn sendikalaş- maya karşõ sistemli hareketleri ve bu hareketlere karşõ yasal bir müdahalenin bulunmamasõ, sen- dikal mücadelemizde en büyük engeldir” dedi. 15-16 Haziran iş- çi direnişine değinen Korkmaz, “Bundan 39 yõl önce Sendikalar Yasasõ’nda yapõlmak istenen de- ğişikliklere karşõ Türkiye işçi sõnõfõ sokağa çõkarak sendikal haklarõ- nõ yok etmek isteyen burjuvaziye gereken dersi vermiştir” diye ko- nuştu. Genç-Sen hakkõnda “işko- lu tanõmlamasõ olmadõğõ” gerek- çesiye kapatma davasõ açõlmõştõ. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanõ Abdullah Gül, TBMM Genel Kurulu’nda muhalefetin yoğun engellemeleri nedeniyle yakla- şõk dört haftada çõkan Suriye sõnõrõndaki mayõnla- rõn temizlenmesine ilişkin yasayõ onayladõ. Cumhurbaşkanlõğõ Basõn Merkezi’nden yapõlan yazõlõ açõklamada, 5903 sayõlõ “Türkiye Cumhu- riyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Dev- leti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemle- ri Hakkında Kanun” yayõmlanmak üzere Başba- kanlõk’a gönderildi. Yasaya göre, mayõn temizle- me işini öncelikli olarak Milli Savunma Bakanlõğõ yaptõracak. Bu usulle gerçekleşmezse, Maliye Ba- kanlõğõ devreye girecek ve hizmet satõn alarak yap- tõracak. Genelkurmay Başkanlõğõ, Milli Savunma, Maliye, Tarõm ve Köyişleri bakanlõklarõ temsilci- lerinden oluşacak komisyon, yapõlacak işin mua- yene ve kabulünün yanõ sõra ihale şartnamesini de hazõrlayacak. Mayõn temizleme bu iki yöntemle de olmazsa mayõndan temizlenecek alanlar, tarõmsal faaliyetlerde kullandõrõlmasõ karşõlõğõnda ihale edi- lecek. Mayõn temizleme ihalesi, kullanõm süresin- den en fazla indirimi teklif edene verilecek. Mali- ye Bakanlõğõ’nca yapõlacak kullanõm karşõlõğõ te- mizleme ihalesinde mayõnlar, taşõnmazlarõn yükle- niciye tesliminden itibaren 5 yõl içinde temizlene- cek. Taşõnmazlarõn temizleme karşõlõğõ tarõmsal faaliyetlerde kullanõldõrõlmasõ süresi kabul işlemle- rinin yapõlmasõndan itibaren 44 yõlõ geçmeyecek. PROF. DR. YURTKURAN ANJİYO OLDU Ergenekon İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklu bulunan eski Uludağ Üniver- sitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, İs- tanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde anjiyo oldu. Haseki Eğitim ve Araştõrma Hastanesi Üro- loji Servisi’nde tedavisi süren Yurtkuran, anjiyo so- nucu belirlenen damarlarõndaki tõkanõklõk nedeniyle Kardiyoloji Enstitüsü’ne acil olarak yatõrõldõ. 1999 yõlõndan bu yana kalp hastalõklarõ sorun- larõyla mücadele eden Yurtkuran’õn ilk olarak sağ kroner damarõnõn tõkanõk olduğu belirlenmiş, sol ana damarlardan birine de stend takõlmõştõ. Yurt- kuran’õn, dün yapõlan anjiyosunda ise “sol ana da- marın başlangıç noktasında ciddi tıkanıklık” tespit edildi. Yurtkuran’õn avukatõ Mehmet İpek, müvekkilinin kalp sorunlarõ ile ilgili tedavi pro- tokolüne cuma günü karar verileceğini, ancak bü- yük ihtimalle “by-pass ameliyatı“ olacağõ bilgi- sinin verildiğini aktardõ. 3 Mart’ta testis kanseri nedeniyle ameliyat olan Yurtkuran’õn, radyote- rapisinin planlandõğõ dönemde tutuklanmasõ ne- deniye tedavisi yarõm kalmõştõ. Mehmet İpek, kalp sorunlarõ ile ilgili tedavisinin ardõndan Yurtku- ran’õn, testis kanseri tedavisine geçileceğini ancak Yurtkuran’õn yeniden testis ameliyatõ olma ihti- malinin ortaya çõktõğõnõ ifade etti. MERKEZ BANKASI Faizler 8.75’e indi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez Bankasõ, kõsa vadeli faiz oranlarõnõ 0,50 puan düşürdü. Merkez Bankasõ’ndan yapõlan açõkla- maya göre, Para Politikasõ Kurulu, Bankalar- arasõ Para Piyasasõ ve İstanbul Menkul Kõymet- ler Borsasõ Repo-Ters Repo Pazarõ’nda uygula- nan kõsa vadeli faiz oranlarõnõn indirilmesine karar verdi. Buna göre, gecelik borçlanma faiz oranõ yüzde 9,25’ten yüzde 8,75’e, borç verme faiz oranõ ise yüzde 11,75’ten yüzde 11,25’e çekildi. Geç likidite penceresi uygulamasõ çer- çevesinde, bankalar arasõ para piyasasõnda saat 16.00–17.00 arasõ gecelik vadede uygulanan Merkez Bankasõ borçlanma faiz oranõ yüzde 5,25’ten yüzde 4,75’e, borç verme faiz oranõ ise yüzde 14,75’ten yüzde 14,25’e indirildi. Açõk- lamada, son dönemde açõklanan verilerin, ikti- sadi faaliyete dair kõsmi toparlanma işaretleri içerdiği, bununla birlikte, küresel ekonomideki olumsuzluklarõn giderilmesinin uzun zaman alabileceğinin anlaşõldõğõ belirtildi. GÜL, YASAYI ONAYLADI Çankaya’dan ‘Mayın’a vize
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle