Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
8 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Cindoruk Rüzgârı
Siyaset dünyamızın tanıdık isimlerinden Hü-
samettin Cindoruk’un, 16 Mayıs’ta toplanacak
olan DP Büyük Kongresi’nde genel başkanlık
için yarışa katılacağını bildiren açıklaması gaze-
te sayfalarının haber bölümlerinde kaybolmadı.
Tam aksine, o haberle birlikte, politika dünya-
mızın bu eski ve deneyimli adamı ile ilgili yorum-
lar da yayımlandı.
Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi, Ankara Hukuk
Fakültesi’nde aynı dönemlerde öğrenci iken ta-
nıdığını belirterek, TBMM başkanlığına kadar
yükselmiş olan Cindoruk’u, verdiği karar için
“Merhaba” diye selamlarken, Vatan’da Okay Gö-
nensin’in, olayı bir “hırsı piri” olarak yorumlama-
sı kamuoyumuzda, özellikle 12 Eylül’den sonra
yerleşmiş olan bir “görüş”ü yeniden tartışma ko-
nusu haline getiriyor.
Toplumun bütün atardamarlarını kesen askeri
darbe; eski politikacıları 80 öncesinin başlıca so-
rumlusu olarak suçlarken, siyaset sahnesinin ka-
pılarını da denetim altına aldı. Dahası o sahnede
görev almayı düşünen geleceğin aktörlerini, po-
litika ile uğraşmayı “tu kaka” olarak belleten öğ-
retilerle yetiştiren yöntemlere önem verdi.
Lider sultalı dönem..
O yöntemler merkez sol ve merkez sağ kaynaklı
görüşlerin önünü seçim yasalarına baraj engel-
leri yerleştirerek kesmekle yetinmedi. Lider sul-
talarını, siyaseti yönetmenin doğal ve vazgeçil-
mezleri olarak öğretip uygulattı. Partilerin iç yö-
netimlerinde olduğu gibi ülkeyi yönetecek kad-
rolarının oluşmasında da “tek adam”ların irade-
lerini egemen kıldı.
2009 yılında demokratikleşme ve sivilleşme gi-
bi son derecede çekici ama aslında aldatıcı pa-
ketlere sarılarak sunulmaya hazırlanan anayasa
değişiklikleri önerisine bakınız:
“Çoğunluk partisinin üye ağırlığını taşıyacak bir
Anayasa Mahkemesi. O mahkemede yargılan-
ması başsavcı tarafından istenilen parti için par-
lamentodan izin alınması koşulu...
.... Bu tür hazırlıkları desteklemek için şartlan-
dırılmış emir kullarından oluşan yandaş medya.
Parlamentoda o hazırlıkları yasalaştıracak görüş-
me koşullarını düzenlemek amacıyla yeni içtüzük
hazırlıkları...”
Cindoruk gibi feleğin her türlü çarkından geç-
miş, ununu eleyip eleğini duvara asmış, helal pa-
ra sahibi bir ünlü eski politikacının, “Merkez si-
yasetinde gençlere ihtiyaç var. Bu gençlerden bi-
ri de benim” açıklaması ile yeniden aktif politika-
ya dönüş girişiminin altında yatan gerçek nede-
ni araştırıp kamuoyunun desteğini istemek yeri-
ne; yolunu kesmeye kalkışmak için bu acele kır-
mızı kart gösteriminin kime ne yararı olur ki?
Cindoruk, genç kuşaklardan beklediğinin özel-
likle merkez siyasette yaşama geçtiğini görmüş
olsaydı, o yolculuğa yeniden çıkmayı göze alır
mıydı? Oktay Ekşi’nin de yazdığı gibi elini taşın
altına sokmak istediği şey “iktidar adayı bir par-
ti değil; bir zamanlar öyle olan bir partinin en-
kazıdır”.
DP’nin 12 Eylül öncesi devamı olan Adalet Par-
tisi’nin kan damarlarını kesen darbenin yol ver-
diği yeni siyaset anlayışının yetiştirdiği “lider”le-
rin, o arada Tansu Çiller’lerin, Mehmet Ağar’la-
rın bugünkü hastalıklı duruma getirdikleri o mer-
kez partisi, yeniden hayata dönebilirse, bu du-
rumdan öncelikle siyaset dünyamız ve demok-
rasimiz kazançlı çıkmış olur.
Eskişehirli bir başka deneyimli politikacımız
Yılmaz Büyükerşen, ömrünün son döneminde
Bülent Ecevit’in ısrarla yaptığı önerileri anlaşıl-
mayan bir inatla direnerek geri çevirmiş olma-
saydı; DSP bugünkü hazin durumuna sürüklen-
memiş olacaktı.
...Ve politikamızda iki dürüst, birikimli Eskişe-
hirli Ankara’da sahne alacaklardı.
Büyükerşen’in göze alamadığını denemek is-
teyen Cindoruk’u bu nedenle de desteklemeliyiz.
Onun başarısı, merkez ve merkez sağı haksız
bir şekilde temsil iddiasına kalkan bugünkü ikti-
dar için de önemli bir ders olacaktır.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Mardin Valisi Hasan Duruer’in ‘Kõzlar ayrõ okullarda okusun’ açõklamasõ tepki çekti
Aşiret düzenini savunduANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Mardin’de 44 kişinin öldürüldüğü tö-
re vahşetinin ardõndan sosyolog ve eği-
timcilerden bölgede çağdaş yaşamõn
yerleştirilmesine ilişkin çağrõlar ya-
põlõrken, Mardin Valisi Hasan Du-
ruer’in aşiret düzenini savunan açõk-
lamalarõ tepki çekti.
Mardin’de 44 kişinin katledildiği tö-
re vahşetinin ardõndan bölgedeki aşi-
ret düzeni ve feodal yapõnõn yerine
çağdaş yaşamõn yerleştirilmesinin
önemine işaret edilirken Mardin Va-
lisi Hasan Duruer’den töreyi savunan
bir açõklama geldi. Vali Duruer, önceki
akşam katõldõğõ bir televizyon prog-
ramõnda 44 kişinin öldürülmesinin
eğitimsizlikten kaynaklandõğõnõ be-
lirterek, bölgede hâkim olan töre an-
layõşõna uygun bir istekte bulundu. Du-
ruer, “Yörenin inançları gereği, kız
çocuklarının ayrı okullarda oku-
masının faydalı olacağını düşünü-
yorum. Erkeklerle aynı okullarda
okumaları istenmiyor. Bu çocukla-
rı eve mahkûm etmemek için, çok
sayıda kız okullarına, yurtlarına ih-
tiyacımız olacaktır” diye konuştu.
Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel
Adıbelli, feodal yapõda şeyhlerin ve
şõhlarõn öne çõkmasõ ve eğitimsizliğin
hâkim olmasõ nedeniyle bölgede çağ-
dõşõ bir anlayõşõn hâkim olduğunu
kaydetti. Vali Duruer’in açõklamala-
rõnõ eleştiren Adõbelli, “Kim yetiş-
tirdi? Fethullah. Kim atadı? AKP
hükümeti... Zaten devletin valisi
gibi davranmıyorlar. AKP’nin il
başkanı gibi davranıyorlar. Şimdi
de imam gibi davranmış. Müftü bi-
le bunu demiyor” diye konuştu. Tür-
kiye’de eğitim birliği ve laik eğitim sis-
teminin bulunduğunu belirten Adõbelli,
valinin bölgedeki insanlarõn sosyal ya-
şamõnõ daha ileri götürmesi ve eğitim
yuvalarõ açmasõ gerekirken tam tersi
bir anlayõşta hareket ettiğini kaydetti.
Adõbelli, şunlarõ dile getirdi: “Hükü-
met, olayı bir adli vaka olmanın öte-
sinde değerlendirmeli, sosyal, eko-
nomik, psikolojik açılardan en
önemlisi de eğitim açısından ele al-
malı ve gerekli tedavi yöntemlerini
ortaya koymalıdır.”
Kõz çocuklarõnõn ayrõ okullarda okutulmasõnõ isteyen Duruer’i
eleştiren Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adõbelli, “Kim yetiştirdi?
Fethullah. Kim atadõ? AKP hükümeti... Zaten devletin valisi gibi
davranmõyorlar. AKP’nin il başkanõ gibi davranõyorlar. Şimdi de
imam gibi davranmõş. Müftü bile bunu demiyor” diye konuştu.
TÜREY KÖSE
ANKARA - CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ
Yılmaz Ateş, Mardin’de katliam yapõlan köyde yap-
tõklarõ inceleme sonuçlarõnõ anlatõrken “Ne törenin
ne de korucu sisteminin arkasına saklanmasın-
lar, baş sorumlu iktidar. Yarım saat insanlar kat-
lediliyor, yaralılara bakılıp kafalarına kurşun sı-
kılıyor; 5 dakika mesafedeki karakol kılını kı-
pırdatmıyor” dedi.
Ateş, “aydınların telefonlarını dinleyen, ne-
feslerini takip eden iktidarın bölgedeki vur-
dumduymazlığı” konusunda Meclis araştõrma
önergesi verebileceklerini söyledi. CHP Genel Baş-
kan Yardõmcõsõ Yõlmaz Ateş başkanlõğõnda, CHP Ge-
nel Sekreter Yardõmcõsõ Mesut Değer, Adõyaman
Milletvekili Şevket Köse ve eski Mardin milletvekili
Mahmut Duyan’dan oluşan heyet Mardin’e gide-
rek incelemeler yaptõ.
Yõlmaz Ateş, izlenimlerini şöyle anlattõ: “Köyde
insanlara, olay nasıl olmuş, diye sorduğunuz za-
man kimse konuşmuyor. Acaba devlet yetkili-
lerini ya da illegal örgütü üzecek bir söz çıkar mı
ağzımızdan diye korkuyorlar. Valiler AKP’nin
il başkanı gibi davranıyor. Olayın husumet,
rant, koruculuk sistemi boyutları var. Bu katli-
amda devletin koruculara verdiği silahlar kul-
lanıldıysa facia, eğer kaçak silahlar kullanıldıy-
sa, devletin güvenlik gücü statüsünde olan biri-
lerinin kaçak silah kullanması daha da vahim...
Böyle hassas, sıcak çatışmanın olduğu bir bölgede
devletin hiçbir güvenlik sistemi yok. 5 dakika me-
safede karakol var, yarım saat sürüyor çatışma.
Aydınların, bilim adamlarının telefonlarını din-
leyen, nefeslerini takip eden iktidar nasıl bu ka-
dar vurdumduymaz olabilir? Nerede istihbarat?”
CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Ateş, “Köyden
göçler başlamış. Şimdi gittikleri yerde de bu in-
sanların işi, aşı, evi yok. Orada da sorun olma-
ya devam edecek. 70 çocuk kimsesiz kaldı. Va-
li, kız okulları ayrı olsun diyor. Bu sözler dehşet
verici. Facia noktasına bu zihniyet getirdi Tür-
kiye’yi” dedi. Yõlmaz Ateş “töre” değerlendir-
melerinin “iktidarın sorumluluğunu perdele-
me” anlayõşõndan kaynaklandõğõnõ kaydetti
‘Aksaklıklar
gözden
geçirilebilir’
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanõ Abdullah
Gül, dün Çek Cumhuri-
yeti’nin başkenti Prag’a
gitmeden önce sorularõ
yanõtladõ. Gül, Mardin’de
44 kişinin korucularõn si-
lahlarõyla öldürüldüğü-
nün anõmsatõlmasõ üzeri-
ne şunlarõ söyledi: “Mar-
din’deki olay çok üzücü.
Tamamen cehaletle ilgili
bir iş. Bunun giderilmesi
için en önemli konu eği-
timdir. Aksaklõklarõ varsa
gözden geçirilebilir.”
‘Eğitim şart
ancak yetersiz’
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Mar-
din’de yaşanan katliamõ
değerlendiren Başbakan
Tayyip Erdoğan, olayõ
“insanlõk dõşõ bir vahşet”
olarak nitelendirdi. Erdo-
ğan, töre vahşetiyle ilgili
olarak “Eğitim şart ancak
yeterli değil. Tabii ki for-
mel (örgün) eğitim bir
yere kadar çok önemli,
ancak belli bir sõnõrdan
sonra yetersiz kaldõğõnõ
hepimiz görüyoruz” dedi.
Kokulu kalem ve
silgiye yasak
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
TBMM’de, Uçucu Mad-
delerin Zararlarõndan İn-
san Sağlõğõnõn Korunma-
sõna Dair Kanun Teklifi
kabul edilerek yasalaştõ.
DTP milletvekili Sevahir
Bayõndõr, çocuk işçi ça-
lõştõranlara verilen ceza-
nõn ağõrlaştõrõlmasõnõ iste-
di. Yasa gereği çocuklara
yapõştõrõcõ, kokulu kalem,
defter, silgi gibi bağõmlõ-
lõğa yol açabilecek kõrta-
siye malzemelerini satan-
lar 1 yõla kadar hapisle
cezalandõrõlacak.
Hâkim davadan
çekildi
İZMİR (Cumhuri-
yet Ege Bürosu) - İz-
mir’de, uyarõya karşõn
durmadõğõ gerekçesiyle
polisin açtõğõ ateş sonucu
yaşamõnõ yitiren Baran
Tursun’un babasõ Meh-
met, annesi Berrin, kar-
deşi Şelale ve amcasõ Sü-
leyman Tursun’un, “yar-
gõ görevini yapanõ etkile-
mek ve görevlileri tehdit”
suçlamasõyla yargõlan-
dõklarõ mahkemenin hâ-
kimi davadan çekildi. Şi-
kâyetçi polislerin avukatõ
Tolga Yurdakul, hâkimin
çekilme isteminin yerin-
de görülmesi durumunda
yeni bir hâkimin görev-
lendirileceğini söyledi.
‘Kötü muamele
incelensin’
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DTP, top-
lumsal olaylarda güven-
lik güçlerinin müdahalesi
sõrasõnda yaşanan şiddet-
le ilgili Meclis araştõrma-
sõ açõlmasõnõ istedi. Mec-
lis’e sunulan önergede
Hakkâri’de bir çocuğun
özel tim görevlisi tarafõn-
dan dipçikle kafasõna vu-
rulmasõ örnek gösterile-
rek güvenlik güçlerinin
açtõğõ ateşte öldükleri id-
dia edilen çocuklarõn
isimleri sõralandõ.
İnşaat alanında
kemik çıktı
DOĞUBEYAZIT
(AA) - Ağrõ’nõn Doğu-
beyazõt ilçesinde yaşa-
yan Ahmet Alkan, arsa-
sõna ev yaptõrmak için
inşaat temeli attõrõrken
kemikler çõkmasõ üzerine
durumu yetkililere bil-
dirdi. Savcõ ve olay yeri
inceleme ekipleri inşaatõ
durdurarak kemikleri in-
celemek için aldõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Yardõmcõsõ Ce-
mil Çiçek, Mardin’deki kõyõmõn
ardõndan koruculuk sistemi ile il-
gili tartõşmalarõ değerlendirirken
konuya çok yönlü bakmak ge-
rektiğini belirterek “Islahı ge-
rekiyorsa ıslah edilebilir, kal-
dırılması gerekiyorsa kaldırı-
labilir, o ayrı konu” dedi.
Çiçek, Anakent Belediyesi’nin
yeni hizmet binasõnõn açõlõş töre-
ninin ardõndan gazetecilerin so-
rularõnõ yanõtladõ. Mardin’deki
saldõrõdan sonra koruculuk siste-
minin tartõşõldõğõnõ belirten bir
gazetecinin, sorusu üzerine Çiçek,
şunlarõ söyledi:
“Sistem içerisinde zaman za-
man yanlış yapanlar olabilir.
Bugün de bu tartışma gün-
demde. Konuyu böyle ayaküs-
tü, hemen bir olayın arkasından
değerlendirmek yerine, çok
yönlü değerlendirmekte fayda
var. Aksi takdirde birçok insa-
nı da zan altında bırakmış olu-
ruz. Bunların hepsini aynı ke-
feye koyarak bir tartışmanın içi-
ne çekmek ne kadar doğru
olur? Islahı gerekiyorsa ıslah
edilebilir, kaldırılması gereki-
yorsa kaldırılabilir, o ayrı konu.
Ama değerlendirmeleri hemen
tepkisel olarak yapmak bazı
sakıncaları geçmişte de bera-
berinde getirdi.”
CHP: Katliamõn baş sorumlusu iktidar
Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek “Korucularõn tümünü aynõ kefeye koyamayõz” dedi
‘Islah da edilir, kaldırılır da’
Olayõ Meclis’e taşõyacaklarõnõ belirten Ateş: AKP ne törenin ne de korucu sisteminin arkasõna saklansõn
‘BARIŞTIRAN ADAM’ SAİT ŞANLI
‘Bölgede 59
dava daha var’
MEHMET PİŞKİN
DİYARBAKIR - Diyarbakõr’da pek çok kan
davasõnõ ve husumeti çözdüğü için “Barıştıran
Adam” olarak bilinen Kasaplar Odasõ Başkanõ Sa-
it Şanlı, bölgede Bilge köyündeki aileler arasõn-
daki husumet gibi 59 tane davanõn daha bulun-
duğunu, bunlarõn çözümlenmemesi durumunda
benzer felaketlerin yaşanabileceği uyarõsõnda
bulundu.
Şanlõ, 44 kişinin öldürüldüğü katliamla ilgili
gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Olayõ
şiddetle kõnadõğõnõ belirten Şanlõ, yüzlerce kan da-
vasõ gördüğünü ancak böylesi bir olayla ilk de-
fa karşõlaştõğõnõ söyledi. Olayõ “soykırım” ola-
rak nitelendiren Şanlõ, koruculuk sistemindeki ak-
saklõklara işaret etti. Bölgede Bilge köyündeki ai-
leler arasõndaki husumete benzer 59 davanõn da-
ha varlõğõna dikkat çeken Şanlõ, sorunun çözümü
için her köyde bir komite kurulmasõnõ önerdi. Şan-
lõ sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçen yaz temmuz
ayında da bölgenin kanaat önderleri ile 6 sa-
atlik bir toplantı yaptık. Bölgedeki olayların
çoğunun arazi yüzünden olduğu tespitinde bu-
lunduk ve her köyde bu tür sorunlarla ilgile-
nen birilerinin bulunması için karar kıldık. An-
cak rahatsızlığım nedeniyle bunu tam olarak
hayata geçiremedik. Her köyde bir komite ku-
rulacak. Bunlar köylerde resmi nikâhsız ev-
liliklere, birden çok eş getirmeye, berdele ve
benzeri durumlara izin vermeyecekler. Kızlar
rızaları olmadan evlendirilmeyecekler.”
MAHMUT ORAL / MEHMET PİŞKİN
DİYARBAKIR - Mardin’in Mazõ-
dağõ ilçesine bağlõ Bilge köyünde 44
kişinin yaşamõnõ yitirmesine neden
olan katliamla ilgili yeni iddialar ortaya
atõldõ. Olayõn ardõndan tutuklananlar ise
iddialarõ kabul etmedi.
Olayõn nedenleriyle ilgili her geçen
gün yeni bir iddia ortaya atõldõ. Bir id-
diaya göre olayõn nedeni “yasak aşk.”
Bir tanõğõn yetkililere verdiği bilgiye
göre, saldõrõda yaşamõnõ yitiren aileden
bir kişi, katliam emrini verdiği öne sü-
rülen “Şeyh Mehmet” lakaplõ Meh-
met Çelebi’nin eşiyle iki yõl boyunca
yasak aşk yaşadõ. İlişkiyi öğrenen
Mehmet Çelebi, yakõnlarõnõ toplayarak,
akrabalarõ olan diğer ailenin katledil-
mesine karar verdi.
Bir diğer iddia ise korucularõn esrar
rantõnõ paylaşamadõğõ yönünde. Yak-
laşõk 30 yõl önce Bilge köyüne yerle-
şen Çelebi ailesi 1987 yõlõnda koru-
culuğun uygulamaya geçmesiyle bi-
likte bu sistemi Mardin’de ilk kabul
edenler arasõnda yer aldõ. Bunun üze-
rine birbirleriyle birinci dere-
ceden akraba olan Çelebi aile-
si çevre köylerde yaşayanlara
baskõ yaparak, buralardaki or-
manlõk alanlarõ diledikleri gi-
bi kesip satmaya ve çevre köy-
lüleri arazilerinde zorla çalõş-
tõrmaya başladõ. Baskõlara da-
yanamayan Bilge köyündeki
arazilerin asõl sahipleri olan
Süryani ve Ermeni kökenli
yurttaşlarõn da buradan göç
etmesi sonucu araziler Hazine
malõ oldu. Fakat araziler üzerindeki hak
iddialarõ nedeniyle Çelebi ailesi ikiye
bölündü. 40 dönüm araziye sahip olan
köyde yapõlan esrar ekimi de birbirle-
riye akraba olan korucular arasõnda rant
kavgasõnõ ortaya çõkardõ. Geçtiğimiz
aylarda köyde “kadastro” çalõşmasõ
yapõlõnca köy muhtarõ Hamit Çele-
bi’nin arazilerin büyük çoğunluğunu
kendi üzerine yapmasõ da fitili ateşle-
di ve katliamõn emrini verdiği iddia edi-
len Şeyh Mehmet lakaplõ Mehmet
Çelebi’nin talimatõyla olay gerçek-
leştirildi.
Mehmet Çelebi ise ifadesinde olay
gecesi evinde olduğunu belirterek, “Si-
lah sesleri 21.30 sıralarında yatsı
namazı kıldığım esnada geldi. Dışa-
rı çıktığımda Abdulvahapoğlu Sait
Çelebi’yi gördüm. Sait bana terö-
ristlerin köyü bastığını söyledi. Ben
de havaya yaklaşık 10 el ateş ettim.
Ömer, Mehmet Sait, Abdulhakim, Sü-
leyman ve ben duvar dibine mevzi-
lendik. Bu sırada havadan mermiler
yağıyordu. Ölü ve yaralıları Abdur-
rahman Çelebi, Ali Çelebi ve Cemil Çe-
lebi’nin pikabına taşıdık. Üzerime atı-
lı suçları kabul etmiyorum” dedi.
Mehmet Şirin Çelebi de ifadesinde,
olayõn işlendiği gün saat 19.30 sõrala-
rõnda keçi gütmekten döndüğünü söy-
ledi. Silah seslerini duymadõğõnõ an-
latan Çelebi, “Niye beni olay yerin-
de gördüklerini söylediklerini anla-
madım” diye konuştu.
Abdulhakim Çelebi de olay akşamõ
Ömer Çelebi’nin evinde yemek ye-
diklerini ve bu sõrada 3-4 el ateş edil-
diğini duyduklarõnõ belirtti. Dõşarõya
koştuğunu ve köyü teröristlerin bas-
tõğõnõ sandõğõnõ ifade eden Çelebi,
şöyle konuştu: “Teröristlerin geldi-
ği tarafa doğru bir şarjör boşalttım.
Bizim hemen yanımızdakilerle su
deposunun olduğu yere gittik ve
mevzilendik. Su deposunun önünde
bölük komutanını aradık. Daha
sonra Ayhan başçavuş panzerle ge-
lerek bize olay yerini sordu. Ömer
Çelebi panzerin üzerine binerek
bize yol gösterdi. Biz Mehmet Sait
ve Sülayman Çelebi’yle mevzide
kaldık. Son olarak Ahmet üsteğmen
gelerek bizleri toparladı ve
götürdü. Bu nedenle üzeri-
me atılı suçu kabul etmiyo-
rum.” Ömer Çelebi de silah
seslerini duyunca hemen
156’yõ aradõğõnõ ve suçlama-
larõ kabul etmediğini ifade
etti. Mehmet Sait Çelebi ve
Süleyman Çelebi de iddiala-
rõ yalanlarken Emin Çelebi 5
yõl koruculuk yaptõktan son-
ra istifa ettiğini, olaylara ka-
rõşmadõğõnõ savundu.
Katliamõ üstlenmediler
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - İnsan Haklarõ Derneği
(İHD) Diyarbakõr Şube Başkanõ
Muharrem Erbey, 1985 ve 2006
yõllarõ arasõnda 5 bin 139 koru-
cunun suç işlediğine dikkat çe-
kerek sistemin gözden geçiril-
mesinin şart olduğunu söyledi.
Ayrõca İHD Diyarbakõr Şubesi,
Diyarbakõr Barosu ve Tabip Oda-
sõ tarafõndan Bilge köyünde 44 ki-
şinin öldüğü katliamõn araştõrõl-
masõ amacõyla bir heyet oluştu-
ruldu. Köyde ilk incelemelerini
yapan heyet adõna açõklama yapan
Baro Başkan Yardõmcõsõ Esat
Aktaş, İçişleri Bakanlõğõ’nõn ko-
nu ile ilgili dosyayõ kapattõğõnõ be-
lirterek “Köydeki görüşmelerde
olayın rant mı, namus mu, yok-
sa kan davası yüzünden mi iş-
lendiğini sorduk. Bütün soru-
lara ‘hayõr’ cevabını verdiler.
Olay basına yansıdığı gibi değil.
Arkasında başka işler var” di-
ye konuştu.
İHD: 5 BİN 139
KORUCU SUÇ İŞLEDİ
Mardin’deki katliamı gerçekleştirenlerin yakınları Bilge köyünü terk etti. 12 aile eşyalarını kamyonlara yükleyerek
köyden ayrılırken suskunluklarını korudular. Kamyon kasasındaki ‘Anlamı kalmadı’ yazısı dikkat çekti. (AA)
Saldõrõyla ilgili yeni iddialar ortaya atõldõ. Tutuklananlar suçlamayõ kabul etmedi