21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Irkçı-Faşist Kafa... Üç gündür sorduğum soruyu yineliyorum: “44 kişiyi genç yaşlı, çoluk çocuk demeden kat- leden canilere o silahları kim verdi?” Devlet!.. Bu soykırımın adresini irdelemek gerekir. İşin içine “yasak aşk” sosu katarak bu gerçeği görmezden gelirsek, yeni katliamlarla karşılaşırız! Önce yakın tarihimizle hesaplaşmamız ge- rekir. Geri kalmışlığın, ilkelliğin, bağnazlığın arkasın- da yatan nedenleri “feodal yapılanma” gibi kavramlarla bir çırpıda atlarsak, yeni katliamlar- la karşı karşıya kalırız. Bir dönem “bir avuç eşkıya” diye hafife aldı- ğımız PKK’yi kan gölünden besleyen düşünce or- taya çıkarılmalı önce. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın şu sözleri de as- ker, sivil bürokrasi tarafından önemsenmeli: “Olayın üzücü bir tarafı korucuların olayın için- de olması...” Ölen erkekler de korucu, öldürenler de! Bakıyorum, “terör uzmanı” olarak ekranlara çı- kan konuşmacılar, siyasetçiler “koruculuk sis- temini” şu ya da bu biçimde, örtülü-örtüsüz des- tekliyorlar: “60 bin korucunun geçim kaynağını ellerinden alamayız. Koruculuk sistemine karşı olanlar PKK’nin ya destekçisi ya da sempatizanı!” Bu kafalarla nereye gider Türkiye? Terörün acımasızlığını, koruculuğun devleti ar- kasına alarak yaptığı eylemleri eleştirmek şu an- lama geliyor kan gölünden beslenenler için: “Potansiyel terörist!” Mardin’in Mazıdağı ilçesinin Bilge köyünde 44 kişinin vahşice katledilmesini “ırkçılığa” dönüş- türen Hürriyet yazarı Hadi Uluengin’e ne deme- li? Irkçı-faşist Hadi Kürtlere saldırıyor... Kanlı saldırıyı “töresel geleneklere” bağlaya- rak Kürtlerin Ortadoğu ortaçağının dehşet verici “töre ve düşünceleri”nden kaynaklandığını ya- zıp ekliyor: “...Yurttaşı oldukları ülke kadar burjuvalaşmak zorundadırlar. Zamanı çoktan geçmiştir.” Sanki Türkiye burjuvalaştı... Trafik kazalarında dünyanın birinci ülkesi olan Türkiye çağdaş, uygar bir toplum oldu, Kürtler ise buna uyum sağlayamadı. Sıvas Madımak’ta 35 aydın, yazar, sanatçının diri diri yakıldığı Türkiye’de Güneydoğu’da, ya- şanan katliam geri kalmışlıktan kaynaklanmıyor. Kız çocuklarının okula gönderilmediği Güney- doğu’nun geri kalmışlığını “Kürt İslam Sentezi”yle çözmeye yetinenleri de örtülü olarak destekliyor Hadi. Yazı baştan aşağı ırkçılık yani etnik milliyet- çilik kokuyor. Güneydoğu ve Doğu’yu geri kalmışlığın, ce- haletin, sefaletin içine itenler kim? Gerici-faşist siyasal iktidarlar! Güneydoğu ve Doğu’ya yatırımlar 1923-40 yıl- ları arasında olmuştur... Erzurum Pulur, Diyarbakır Ergani / Dicle, Van Erciş / Ernis, Malatya Akçadağ, Kars Cilavuz, Sıvas Köy Enstitüleri 1940-1948 yılları arasında açılmıştır. Neredeyse 70 yıl önce köy enstitülerinde kırsal kökenli kızlar ve erkekler bir arada öğrenim gör- müş ve öğretmen olmuşlardır. Hayvancılığa, tarıma önem verilmiş, Devlet Üretme Çiftlikleri kurulmuştur. 2009 Türkiyesi’nde kız çocuklarının erkeklerle birlikte okula gönderilmemesi, dini siyasette araç olarak kullananların bir başyapıtıdır... Türkiye’de aklı başında herkes bu gerçekle yüz- leşmelidir... Üç gündür içimiz yanıyor... Bir vali, bölgede cehaletin kol gezdiğini söyle- yip, yörenin inançları gereği kız okulları açılmasını istiyor! 80 bin Kuran kursunun bulunduğu Türkiye’de bağnazlığı, cehaleti, sefaleti isteyen kimler? Aşiret liderleri, şıhlar! Irk ayrımcılığı yapan Hadi’yle Güneydoğu’nun geri kalmışlıktan kurtuluşunu Kürt-İslam sente- zinde gören tarikat şeyhlerinin ne farkı var? 44 insanımız vahşice katledildi, devletin terö- ristle mücadele etmek için verdiği silahlarla! O silahlar, mermiler benim, sizin, hepimizin ver- diği vergilerle alınıyor! İstanbul’dan Diyarbakır’a, İzmir’den Mardin’e, Antalya’dan Kars’a kadar tüm çocuklar, insan- lar bizimdir! Hiçbir ayrım yapmadan... Canımızdır, yüreği- mizdir, ciğerimizdir... Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıy- la, Lazıyla, Çerkeziyle, Süryanisiyle... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 259TL 399TL 599TL Milli Görüş çizgisinde dönüşüm yaşadõğõnõ, artõk muhafazakâr demokrat olduğunu söyledi Bülent Arõnç Fener’e kefilANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar- dõmcõsõ Bülent Arınç, Mardin Vali- si’nin bölgede kõz ve erkek öğrenci- lerin ayrõ okumasõna ilişkin önerisinin pedagojik olarak değerlendirilebile- ceğini söyledi. Koruculuk sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğini belir- ten Arõnç, Türkiye’deki Deniz Fene- ri’ne de kefil oldu. Arõnç, dün NTV’de gündemdeki ko- nulara ilişkin sorularõ yanõtladõ. Ka- binede Milli Görüş ağõrlõğõ olduğu yö- nündeki yorumlarõn anõmsatõlmasõ üzerine, kendisinin Milli Görüş çiz- gisinden geldiğini, ancak bugün mu- hafazakâr demokrat olduğunu söyle- di. Arõnç, TSK ile ilgili daha önceki açõklamalarõnõn MGK üyesi olarak bir sorun ya da diyalog eksikliği yaratõp yaratmayacağõnõn sorulmasõ üzerine, eksikliğin varsa iki tarafta da oldu- ğunu, kendisi açõsõndan bir eksiği ve yanlõşõ varsa düzelteceğini söyledi. Arõnç, koruculuk sistemiyle ilgili tar- tõşmalarõn anõmsatõlmasõ üzerine, sis- temin yeniden gözden geçirilebilece- ğini söyledi. Arõnç, Mardin Valisi Hasan Duruer’in yöre halkõnõn kõz çocuklarõnõ okula göndermediğini be- lirterek, kõz ve erkek öğrencilerin ay- rõ eğitim görmeleri yönündeki öneri- sinin anõmsatõlmasõ üzerine şu görüş- leri dile getirdi: “Çocukların ayrı okullarda okutulması belki özen- dirme amacıyla konuşulmuş olabi- lir. Ama salt şu söyleniyorsa ‘kõzlarla erkekler aynõ okullarda ayrõ sõralarda okumasõn’ katılmam şahsen. Peda- gojik açıdan bunun değerlendiril- mesinde fayda vardır.” Deniz Feneri davasõnõn hõzlõ ilerle- mediği, Ergenekon kadar üstüne dü- şülmediğine ilişkin değerlendirmele- rin anõmsatõlmasõ üzerine Arõnç, Tür- kiye’deki Deniz Feneri’ni yakõndan ta- nõdõğõnõ, tüm yardõm faaliyetlerinde yer aldõğõnõ belirtti. Arõnç konuşmasõnõ şöyle sürdürdü: “Ben Türkiye Deniz Feneri’nin tüm faaliyetlerine katıl- dım. Yaptıkları çalışmanın kuruşu kuruşuna yayımlandığını biliyo- rum. Almanya’dan yemin ediyorum haberim yok. Ama Almanya’da da aynı isimle bir dernek kurulmuş. Belki Türkiye’deki Deniz Fene- ri’nin ismini kullanarak yarar sağ- lamış. Ben kendi notlarıma baktım. 2004/2005’te zamanın İçişleri Ba- kanı Aksu’ya yazılı soru önergesi ve- rilmiş. Buna cevap verilmiş. Verilen cevapta diyor ki Türkiye’deki De- niz Feneri kayıt altındadır. Al- manya’daki Deniz Feneri’yle bir alakası yoktur. 6 milyon dolar bir yardım amacıyla gönderilmiştir. Türkiye’deki kayıtlara bakılıyor, gi- rişi de var çıkışı da var.” Türkiye’deki Deniz Feneri’ni yakõndan tanõdõğõnõ, tüm yardõm faaliyetlerinde yer aldõğõnõ belirten Arõnç, Almanya savcõlarõnõn ortaya çõkardõğõ ilişkilere karşõn Türkiye ve Almanya Deniz Feneri dernekleri arasõnda bir bağlantõ olmadõğõnõ savundu CMYB C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle