21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 7 MAYIS 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Aşiret... Devlet... Güç... Mardin’in Mazıdağı ilçesinin 300 nüfuslu Bil- ge köyünde bir eve yapılan silahlı baskını “İki ai- le arasında ihtilaf ve husumet vardı” biçiminde de- ğerlendirebilir miyiz? Bir yaşındaki bir çocuğu, 16 yaşındaki bir kızı, hamile üç kadını çapraz ateşe tutan bir düşünce, ancak “aşiret toplumları”nda olur. Televizyona çıkan Güneydoğulu milletvekilleri- nin bu durumu “Aşiret reislerine, kanaat ön- derlerine iş düşüyor” diyerek geçiştirmeleri ise ayrı bir konu. İlkellik, bağnazlık, kin, nefret, öç alma! Ortaya çıkan fotoğraf bu! Ölen çocuklar, kadınlar, erkekler! Ellerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin verdiği uzun namlulu otomatik silahlar! Köyün erkeklerinin hemen hemen tümü korucu. Koruculuk sistemini tartışmaktan kaçanlar, Bil- ge köyündeki kan gölünü görmeli... Çünkü, bu silahlar devlet tarafından verilmiş. Geçmişte olduğu gibi, devlet tarafından da hiç denetlenmemiş. Oysa Güneydoğu’daki koruculuk sistemi öte- den beri hep tartışılır olmuştur! Köy düğünlerinde korucubaşları, korucular devletin verdiği o silahlarla havaya ateş açmışlar, o silahlarla coşkularını dışavurmuşlar ve yine o si- lahlarla daha önceleri nice cinayetler işlenmiş. Türkiye’nin bu gerçeği görmesi gerekir! Türkiye bu gerçeği görebiliyor mu? Kürt kökenli yurttaşlarımız olayın feodal ya- pıyla, aşiret toplumuyla, gelenek ve göreneklerle ilgisi olmadığını söyleyip işin içinden çıkmaya ça- lışıyorlar: “Bu tür cinayetler, salt Güneydoğu’da değil, Ege’de, Karadeniz’de, Trakya’da, Türkiye’nin dört bir yanında işleniyor.” Güneydoğu’da bir aşiret toplumu yaratıldığının, bu toplumun siyasal erk tarafından beslendiğinin nedense farkında değiliz. Elbet Mardin tüm renkleri, dinleri, dilleri içinde barındırır, sevgiyi bir yaşam biçimi olarak görür. Belki 50-60 yıl önce böyleydi bu görüntü... Ya şimdi? Feodal yapı ve şeyhlik bölgede mutlak ege- menliğini kurdu; koruculuk sistemi yörede aşi- retleri daha da güçlendirdi. Bu gerçeği görmezden gelirsek, Mardin’in Ma- zıdağı ilçesinin Bilge köyünde 44 kişinin neden katledildiğini kavramakta zorlanırız. Bu bir töre eyleminden öte, bir kıyımdır! Yasasızlık ikliminin geçerli olduğu toplumlarda eli silahlı korucular devleti arkalarına almanın getirdi- ği rahatlıkla bu kanlı eylemi gerçekleştirmişlerdir. Güneydoğu’da koruculuk sistemi yıllardır tar- tışma konusu olmadı mı? Devlet gücünü arkasına alan aşiretler, hem silahlandı hem de maaş aldı. Bu işten aşiret liderleri para kazandı... İçlerin- de uyuşturucu işine girenler oldu... Devlet bunları koruyup kolladı geçmişte. Saldırganların kanlı eylemi maske takarak ger- çekleştirmeleri ne anlama geliyor? Bazılarının aynı köyden olmadıkları, savlar ara- sında... Mardin 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetler- le adını duyurdu... Diyarbakır, Mardin ve Bat- man’da pek çok faili meçhul cinayet işlendi. Sokak ortasında insanlar infaz edildi! Cinayetlerin hiçbirisi aydınlatılamadı! Boşalan, yakılan köyler, kan davası, aşiret te- rörü, Hizbullah ve PKK... Bilge köyündeki katliamın amca kızıyla ev- lenmek için yapıldığı görüşü ne kadar inandı- rıcı olabilir? Köy yakınındaki alabalık tesisleri, piknik yeri an- laşmazlığı da var. Ancak katliamın bir başka boyutu daha var, o da şu: “Bizi devlet korur, ne yaparsak yanımıza ka- lır!” Bilge, bir korucu köyü... Ellerinde devletin verdiği silahlarla çocukları, hamile kadınları, erkekleri, kızları, yaşlıları öl- düren caniler o gücü nereden buldular? Silahlı bir aşiret toplumu yaratan devlet ca- nilere teslim etmişti Bilge köyünü! Katliamı bu boyutuyla değerlendirmek gerek- miyor mu? Mezopotamya ve İyonya tarihin, kültürün coğ- rafyasıydı Anadolu’da... İlkelliğin, bağnazlığın değil! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ‘Defin ile ilgili karar çıktı’ ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - BBP Genel Başkanõ Yalçõn Topçu, helikopter kaza- sõnda yaşamõnõ yitiren Muhsin Yazõcõoğlu’nun Tacettin Dergâhõ’na defnedilmesiyle ilgili Bakanlar Kurulu kararõ- nõn çõktõğõnõ açõkladõ. Bakanlar Kurulu kararõ daha önce Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğ- rul Günay’õn onay ver- memesi nedeniyle çõk- mamõştõ. Telekulak görüşülsün ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - CHP Konya Milletvekili Atil- la Kart, “telekulak” gibi bazõ dava dosyalarõnõn ivedilikle görüşülmesi” için Anayasa Mahkeme- si’ne başvurdu. CHP’li Kart başvuruda “Tele- kulak süreci ve 5271 sa- yõlõ Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. mad- desini değiştiren 5353 sayõlõ yasa, Hâkimler ve Savcõlar Kanununda De- ğişiklik Yapan 5720 sa- yõlõ Yasa, kamuda Geçi- ci İşçi Pozisyonunda Ça- lõşanlar Hakkõnda 5620 sayõlõ Yasa’yla ilgili da- valarõn ivedi olarak gö- rüşülmesi ve gündemde öne alõnmasõnõ” istedi. Sezer’den dönüş sinyali ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Eski DSP Genel Başkanõ Ze- ki Sezer, dün basõn men- suplarõnõn, “Parti tabanõ- nõn sizi yeniden genel başkan olarak görmek istediğine ilişkin haber- leri nasõl değerlendiri- yorsunuz” şeklindeki so- rusunu yanõtladõ. Sezer, “Niye beni õsrarla aday- lõğa çağõrõyorsunuz, di- yemem” yanõtõnõ verme- si dikkat çekti. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alemdar Yalçõn, DSP genel baş- kanlõğõna aday olduğunu açõkladõ. Kanal 7’den açıklama Haber Merkezi - Kanal 7 Yönetim Kurulu dün gazetemizde “Fener şirketi söndü” başlõğõyla yayõmlanan haberle ilgili gazetemize açõklama gönderdi. Açõklamada, “Yeni Dünya İletişim AŞ‘nin kõsmi bölünme yoluyla Hayat Görsel Yayõncõlõk AŞ ile birleş- tirilmesi sonucu Kanal 7 televizyonu ticari hayatõ- na Hayat Görsel Yayõn- cõlõk AŞ tüzelkişiliğinde devam etmektedir. Yeni Dünya İletişim’in faali- yeti devam etmektedir. Herhangi bir tasfiye söz konusu değildir” denildi. MEHMET FARAÇ Güneydoğu tarihinin en büyük töre saldõrõsõnda nasõl bu kadar ağõr bir so- nuç ortaya çõktõ? Aslõnda katliama yol açan tartõşma aile içinde değil iki aşi- ret arasõnda yaşanmõş olsaydõ ölü sayõsõ bu kadar artmayacaktõ. Saldõrganlar güç dengesini gözetecek ve karşõlõk ve- rileceği endişesiyle daha temkinli dav- ranacaktõ! Gözetilmeyen bu kaygõlar ra- hatlõkla bir sülalenin soyunu kurutma sürecine dönüşebildi! Bu katliam tö- renin bütün kurallarõnõ ve feodalitenin tüm yasalarõnõ da altüst etti. Vahşet ile ahlaksõzlõk insanlõktan çõktõ, barbarlõk doğu kültürünün bağrõna paslõ bir han- çer sapladõ!.. Töre denilen olgu her ne kadar dinin ahlakõ şekillendirmesiyle oluşsa da kendi içinde toplumlarõ kenetleyen, bir araya getiren ve hatta barõşa sü- rükleyen kurallarõ da içerir. Örneğin kan davalõ aşiretlerin çatõşmalarõnõ başka aşi- retler devreye girerek bitirir. Bazen bir kadõn yüzünden 10 kişinin öldüğü ça- tõşmalarõ sonlandõrabilmek için mağdur tarafa bir kõz verilerek törenin tarihsel paradoksu da deşifre edilir! Bu paradoks kadõnõn töre kültüründe nasõl hem ko- laylõkla kurban ve aynõ anda nasõl ba- rõşa götüren yücelik bireyine dönüştü- rüldüğünü gösterir! Ancak töre olgusu ve feodal yapõ ken- di içinde ne kadar geri, barbar ve per- vasõz olsa da şan ve raconun yanõ sõra derin ve sağlam etik kurallarõ da kap- sar. Bu gelenekler öylesine katõ ve öylesine soyludur ki, yanlõş yapan bi- rey de olsa, aşiret üyesi de olsa kitleler içinde aşağõlanõr ve dõşlanõr. İhanet ve kalleşlik, mertliği çevreleyen yasalar içinde hak ettiği cezayõ her zaman bu- lur! Bu katõksõz ve kesin kurallar ne- deniyle kan davasõ güden hiçbir düşman törenin çizdiği gelenekler içinde has- mõnõ secdeye yatarken vurmaz! Hiçbir töre tetikçisi düşmanõnõn çocuğuna, kõzõna, hele hamile kadõnõna kurşun sõk- maz! Ne kadar tahrik ve öfke içerse de hiçbir düşmanlõk gerekçesi kan uğru- na cenaze ve düğün evlerinin basõlma- sõna izin vermez! Mardin’de 44 kişiyi gözlerini kõrp- madan katledenler karşõlarõnda güçlü bir aşiret olmamasõnõn pervasõzlõğõyla kan akõttõlar. Misilleme yapõlamayacağõ duygusuyla rahat davrandõlar ve intikam alõnamamasõ için de ana karnõndaki be- beğe kadar kurşun sõktõlar!.. Olay bu yüzden bir töre ya da aşiret eylemi de- ğil soy kurutmaya yönelik bir vahşet olarak tarihin kara sayfalarõna yazõla- caktõr!.. Mazõdağõ’nda vahşetin bekçiliğine so- yunanlar salt insanlõklarõnõ ve doğunun mert İbrahim sofralarõyla bezenmiş kültürünü bir bataklõğõn cenderesine at- madõlar; varsõllõğõn, eliaçõklõğõn ve da- yanõşmanõn kürsüsü olan töresel yaşa- mõn gizemini de arkadan vurdular! Köylüsüne sahip çõkan, tarlasõndaki ürününü paylaşan ağalõk ve geniş ara- ziler içinde soyluluğu yürüten beylik ol- gusu bu vahşet karşõsõnda boynunu aşağõ eğdi, utancõn gözyaşlarõ kehribar bir tespihin erimiş tanelerine dönüştü!.. Hiç kuşku olmasõn ki barbarlõğõ red- deden töreler bile 44 canõn ardõndan gözyaşõ dökmüştür! Gelenekler göz- yaşlarõyla õslanmõş mendillerini isyan bayrağõna dönüştürmüş ve feodalitenin acõ kahveyle pekiştirdiği yas evlerinin kerpiç damlarõna asmõştõr!.. Uygarlõğõ hedef alan rejimler, birey- selliği yalnõzlõğa iten, toplumlarõ ise güç imparatoru aşiretlerin köleleri haline ge- tiren mekanizmalarõ bir an önce dağõt- malõdõr. Aşiretçiliği oy sandõğõ gibi gö- ren politik anlayõşlar terk edilmelidir! Devlet koruculuk adõ altõnda feodaliteyi körükleme zihniyetinden hõzla uzak- laşmalõdõr! Aksi halde mürit-maraba dü- zeninin hâkim kõlõndõğõ doğu kentle- rinde Mazõdağõ benzeri katliamlar bit- meyecektir!.. Bu vahşete töre bile ağlar Bilge köyündeki evlerden ağõtlar yükselirken çocuklar yakõnlarõnõn mezarlarõna sarõlarak gözyaşõ döktü 70 çocuk öksüz ve yetim kaldõYurt Haberleri Servisi - Mardin’deki kat- liam 70 çocuğun öksüz ve yetim kalmasõna yol açtõ. Köyde evlerden ağõtlar yükselirken çocuklar olayõn şokunu atlatamõyor. Yakõnlarõnõn me- zarlarõnõ ziyaret eden çocuklar, mezar taşlarõ- na sarõlarak ağlõyor. Saldõrõda yaşamõnõ yitiren 44 kişiden köyde toprağa verilen 39’u için 3 adet taziye çadõrõ ku- ruldu. Olayõ gerçekleştirdikleri gerekçesiyle tu- tuklananlarõn aileleri evlerinden çõkmazken, jan- darma da olasõ olaylara karşõ güvenlik önlem- leri aldõ. Bilge Köyü İlköğretim Okulu’nda da eğitime 11 Mayõs’a kadar ara verildi. Mardin Sosyal Hizmetler İl Müdürü Fevzi Hamidi, Mardin Valiliği’nin talimatõyla köy- deki çocuklara destek sunmak amacõyla çalõş- ma başlattõklarõnõ ve özel bir ekip oluşturduk- larõnõ söyledi. Saldõrõda 35 çocuğun hem an- nesinin hem babasõnõn öldüğünü belirten Ha- midi, “Annesi ölen 20, babası ölen 15 çocuk tespit ettik. Sayıda artış olabilir” diye konuştu. Hamidi, yetim ve öksüz kalan çocuklar içeri- sinde süt emen bebeğin de bulunduğuna işaret ederek, “Devlet olarak onlara sahip çıkaca- ğız” dedi. Türk Kõzõlayõ da saldõrõdan etkilenen vatandaşlara psikososyal destek sağlamak ama- cõyla 8 uzman personel gönderdi. ÇOCUKLAR KATLİAMI ANLATTI Annesini kaybeden 12 yaşõndaki S. Ç. olay gecesini şöyle anlattõ: “Annem nişana gitmişti. Biz kardeşlerimizle birlikte evdeydik. Silah sesleri duyduk. Olay yerine gittiğimizde çok yaralı vardı, her yer kan içindeydi. Ba- bam ve diğer köylüler, herkesi arabalara koy- du. Hastaneye götürdüler. Sonra annemin öl- düğünü duydum. Saldırıda annemin yanı sı- ra iki amcamı ve iki dayımı kaybettim.” Saldõrõda hem annesini hem de babasõnõ kaybeden 11 yaşõndaki C. Ç. de “Biz ortada kaldık. Teyzem bizi yanına alacağını söyle- di. Durumumuzun ne olacağını bilmiyoruz. Kardeşlerimle birlikte mezarın başından ayrılmak istemiyoruz” dedi. Yatalak hasta F.Ç. ise duygularõnõ “Gözaltına alınan benim kar- deşlerim. Ölenler de benim akrabam. Büyük bir şok yaşıyoruz” diye dile getirdi. Annesinin bulunduğu odaya gidince 5 ya- şõndaki kardeşini yerde yatarken gördüğünü söy- leyen S., “Onu alnından vurmuşlardı. Göz- leri de açıktı.” diye konuştu. KÖYDE GÖÇ BAŞLADI Katliamõ gerçekleştirdikleri için tutuklanan 8 kişinin yakõnlarõ köyü terk etti. Zanlõlarõn ya- kõnlarõnõn oluşturduğu 12 aile, eşyalarõ araçla- ra yüklenerek köyden ayrõldõ. Saldõrõda yaşamõnõ yitiren Hacı Halim’in evinde taziyeleri kabul eden bir grup kadõn, bir ara tutuklu kişilerin ev- lerine saldõrõ girişiminde bulundu. Durumu fark eden jandarma zamanõnda kadõnlara müdahale- de bulunarak saldõrõ girişimini engelledi. MAHMUT ORAL DİYARBAKIR - Mardin’in Mazõdağõ il- çesindeki katliamla ilgili silahlarõ ile birlik- te yakalanarak gözaltõna alõnan 12 kişiden 10’u tutuklandõ. Zanlõlardan birinin 14 ya- şõnda olduğu öğrenildi. Olayda yaralanan 18 yaşõndaki Hediye Çelebi’nin durumunun ise ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Mahkemeye çõkarõlan ve aralarõnda kat- liamõn emrini verdiği iddia edilen “Şıh Mehmet” lakaplõ Mehmet Çelebi ile Ab- dulkerim Çelebi, Mehmet Sait Çelebi, Süleyman Çelebi, Ömer Çelebi, Abdul- hakim Çelebi, Mustafa Çelebi ve 14 ya- şõndaki M.Ş.Ç’nin de bulunduğu 8 kişi tu- tuklandõ. Olayla ilgili olduğu gerekçesiyle ara- nan 2 kişinin de yakalandõğõ ve sorgularõnõn ardõndan tutuklandõklarõ öğrenildi. Tutuklunan Süleyman Çelebi’nin eşi Makbule Çelebi, saldõrõyõ kendi ailelerinin yapmadõğõnõ iddia ederek şöyle konuştu: “Olaydan sonra kocam evde otururken jandarma alıp götürdü. Köyde diğer korucular göreve gitmiş, bir tek evde ka- lanları alıp götürdüler.” Saldõrõnõn nedeniyle ilgili iddialara ise her gün yenisi ekleniyor. Bu iddialardan biri şöyle: “Bölgedeki çatışmalı ortam nedeniyle Bilge köyündeki bazı aileler şehre göç et- ti. Göç eden ailelerin toprakları köyde ka- lan korucu aileleri arasında paylaşıldı. 4 oğ- lu ve 3 akrabası ile birlikte katliamı ger- çekleştirdiği iddia edilen Abdülkadir Çelebi kendisine az toprak verildiğini ve haksız- lık yapıldığı gerekçesiyle köye yeniden dönmek isteyen ailelere tepki gösterdi. Es- ki muhtar Hamit Çelebi ile yeni muhtar Ce- mil Çelebi’nin ise akrabalarının köye dö- nüşünü desteklemesi üzerine kin duygula- rıyla dolup taşan Abdulkadir Çelebi ya- kınlarıyla birlikte katliamı gerçekleştirdi.” Ancak, Abdulkadir Çelebi ilk sorgusunda saldõrõyõ bir tecavüz olayõna dayandõrdõ. Çe- lebi, Hamit ve Cemil Çelebi’nin ailesinden birinin kendi ailelerinden bir kõza tecavüz et- tiğini ileri sürerek, “Biz de o ailedeki kızın, (öldürülen Sevgi Çelebi) bizim ailemize ge- lin verilmesini istedik. Ancak bu kızı düşmanımız olan aileye verdiler. Kaç ki- şi öldürmüşüz bilmiyorum” dediği belirtildi. Katliam şüphelilerinden birinin sorgusu es- nasõnda sorulan “Çocuk, kadın herkesi öl- dürmenizin nedeni neydi?” sorusuna da “ O ailelerin tamamının köklerini kazıyıp bizden intikam alacak kimseyi bırakma- mak için hepsini öldürmeye karar verdik” şeklinde yanõt verdiği öğrenildi. EMİNE KAPLAN ANKARA - Mardin’deki katlia- mõn nedenleri üzerindeki tartõşma- lar sürerken AKP, töre cinayetle- rinde feodal yapõ ve aşiret yapõlan- masõnõn etkili olduğu gerçeğini göz ardõ ediyor. Başbakan Tayyip Er- doğan, herkesi sorumlu davranma- ya çağõrõrken 3 yõl önce TBMM’de töre ve namus cinayetlerini araştõr- mak üzere kurulan komisyonun ra- porunda, töre cinayetlerinde feodal yapõnõn etkisine ilişkin hiçbir tespit yapõlmadõ. CHP’li üyelerin bu yön- deki önerileri kabul edilmedi. Ra- porda yer alan öneriler de uygula- mada yetersiz kaldõ. Mardin’de 44 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamla ilgili tartõş- malar sürüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, hiçbir töre, gelenek ve an- layõşõn bu katliamõ mazur göstere- meyeceğini belirterek bölgedeki tüm üniversiteler, medya kuruluşlarõ, sivil toplum örgütleri, eğitim ku- rumlarõ, kanaat önderlerini toplum- sal sorumluluğu yerine getirmeye davet etti. Ancak AKP, geçen ya- sama döneminde kurulan TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araş- tõrma Komisyonu’nun çalõşmalarõ sõ- rasõnda töre ve namus cinayetlerin- de feodal yapõnõn etkilerini gör- mezden geldi. Komisyonun çalõş- malarõ sõrasõnda CHP’li milletve- killeri, rapora “Bireyin özgürleş- mesini engelleyen her türlü olu- şuma karşılık, feodal yapının, aşiret düzeninin özgürlükler önündeki engel olduğu, namus ve töre cinayetlerinin de hazırla- yıcısı olduğu, feodal yapının or- tadan kaldırılması için gereken önlemlerin alınması; namus sai- kiyle işlenen cinayetlerin de nite- likli adam öldürme kapsamına alınması; anayasada pozitif ay- rımcılıkla ilgili düzenleme geti- rilmesi; Siyasi Partiler Yasası’nda cinsiyet kotasına yer verilmesi” önerilerinin konulmasõ talepleri ka- bul edilmedi. AKP’liler, başlõk parasõ, beşik kertmesi ve berdelin cezai yaptõrõm getirilerek yasaklanmasõna ilişkin önerileri de reddettiler. CHP’li üye- lerin muhalefet şerhi koyduklarõ raporda yer alan önerilerin çoğun- luğu ise aradan 3 yõl geçmesine kar- şõn yaşama geçirilemedi, uygula- nabilenler de yetersiz kaldõ. Ra- porda, şu öneriler yer almõştõ: ? Sis- tematik bir zihniyet dönüşümü için ders kitaplarõnda, günlük konuş- malarda, görsel ve yazõlõ basõnda, si- nema filmlerinde hatta akademik ça- lõşmalarda, vaaz ve hutbelerde kul- lanõlan geleneksel cinsiyet rol ve ka- lõplarõnõ, erkek egemen zihniyetin hâkim olduğu toplumsal yapõnõn yarattõğõ olumsuzluklarõ vurgula- yan bir söylem geliştirilmelidir. ? Diyanet İşleri Başkanlõğõ, töre ve namus cinayetlerinin önlenmesi konusunda, toplumu bilinçlendirmek üzere hutbe ve vaazlar vermeli, ya- zõlõ ve görsel yayõnlar yapmalõ ve çe- şitli etkinlikler düzenlemelidir. ? Töre ve namus cinayetleri ko- nusunda devlet, sivil toplum kuru- luşlarõ ve yerel yönetimler ortak kampanyalar düzenlemelidir. ? Töre ve namus cinayetlerinin önlenmesine yönelik olarak yerel düzeyde valilik, emniyet, jandarma, belediye, müftülük, üniversite, sivil toplum kuruluşlarõnõn temsilcileri- nin katõlõmõyla komiteler oluştu- rulmalõdõr. Saldırıdan sağ olarak kurtulmayı başaran 13 yaşındaki Sultan Arı, akrabaları damat Habip, annesi Kafiye, babası Mithat ve ailenin küçük kızı R. A’nın Diyarbakır’da top- rağa verilişini gözyaşlarıyla seyretti. Arı, katliamı şöyle anlattı: “Birden silah sesleri geldi. Odada bulunan büyüklerimiz hemen bizi başka odaya götürerek odanın ışığını kapattı. Odada yatak ve battaniyelerin konulduğu bir yer vardı. Biz oraya saklandık. Bir süre sonra silah sesleri kesildi. Ama tekrar adamlar eve gelerek ‘Her yeri arayın hiç kimse sağ kalmasın, herkesi öldürün’ diye bağırdılar. Bazı adamlar ayaklarıyla yerde yatanların ölüp ölmediğini kontrol ediyordu.” ‘ H E R K E S İ Ö L D Ü R Ü N K İ M S E S A Ğ K A L M A S I N ’ Atalay: Korucuların olması üzdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantõsõndan ayrõlõrken yap- tõğõ açõklamada Mardin’deki katliamda korucu- larõn olayõn içinde olmasõnõn üzüntü kaynağõnõ oluşturduğunu belirterek, “Silahlar da korucu silahlarõ. Bu önemli tabi. Biz o boyutu üzerinde de çok duruyoruz” dedi. Atalay, zanlõlardan bi- rinin 14 yaşõnda olduğunun anõmsatõlmasõ üze- rine de, “O bilgi bizde yok” dedi. DTP araştırma istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Şõr- nak Milletvekili Hasip Kaplan ve 20 arkadaşõ, koruculuk sistemiyle ilgili Meclis araştõrmasõ açõlmasõ istemiyle önerge verdi. TBMM Baş- kanlõğõ’na sunulan araştõrma önergesinde, “ko- ruculuk sisteminin yol açtõğõ tahribatlarõn ne- den ve sonuçlarõyla birlikte araştõrõlmasõ ve ay- nõ zamanda bu sistemin lağvedilmesi” amacõyla Meclis araştõrmasõ açõlmasõ istendi. İmam Ozan toprağa verildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mar- din’deki saldõrõda hayatõnõ kaybeden imam Ha- cõ Kâzõm Ozan Beypazarõ’nda toprağa verildi. Cenaze törenine katõlan Diyanet İşleri Başkanõ Ali Bardakoğlu, “Bu bir cinnet, vahşet ve gözü dönmüşlük halidir. Toplumun önde gelenleri- nin düşünme zamanõ geldi” dedi. ZANLILARDAN BİRİ 14 YAŞINDA 10 kişi tutuklandõ AKP’den töreye şaşı bakış TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştõrma Komisyonu’nda, AKP’li üyeler, feodal yapõ ve aşiret yapõlanmasõnõ görmezden gelmiş Dün sabahın erken saatlerinden itibaren köylülerle bir- likte çok sayıda çocuk, yakınlarının mezarını ziyaret et- ti. Köyde 3 adet taziye çadırı kuruldu. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle