17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 2009 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Siyasetin Katil Yüzü 1) Sözü sakınmanın gereği yok. Siyasetin ve yönettiği devlet erkinin 31 yıldır sürdürdüğü Tak- sim Yasağı bitirildi. 1977’de bayram kutlaması için yüz binlerin katıldığı 1 Mayıs mitingini, dev- letteki katil güçler basmıştı, tezgâhladıkları pro- vokasyon ile 34 kişinin canını almışlardı. Kim ol- duklarını merak ederseniz, 12 Eylül 1980 dar- besine giden patikalardan yürüyün. 12 Eylül ve sonrasının kapsamlı siyasi, sosyal ve ekonomik paket programlarına bakın. Tabii, 12 Eylül Askeri Rejimi’nin, ülkeyi ABD’nin nasıl Yeşil Kuşak stratejisinin parça- sı haline getirdiğine de... Amerika’nın çocukları, yani (Our Boy’s), bugünkü siyasal İslamı bi- çimlendirdi. Bu nedenle Kenan Evren’e ce- maatin lideri Cennet’te yer ayırtarak tapusunu hazırladı. “Bay Netekim” Çankaya’ya tebrik ve teşekkür ziyaretleri yapıyor! Cennetliğinin ta- pusunu almaya ABD’ye ne zaman gidecektir, merak konusudur! 31 yıl öncesinin kâbusunu tezgâhlayanlar, Taksim Yasağını “seçilmiş” siyasetler devret- ti, onlar bu yasağı uygulamakla kalmadı, kâbusu 1 Mayıslarda parça parça yaşattılar emekçi güç- lere! Bu 1 Mayıs’ta da yine “devlet” ve “halk güç- leri”, savaşa hazırlanmışlardı. Devletin “cep- hede” görevlendirdiği “komutan”, bütün muh- temel “savaş alanı”nı bütün heybetiyle dolaştı ve “birliklere” bizzat komuta etti! Oysa, siyasetin 1 Mayıs’ı bayram ilan etme- sinin aslında bir oy dalkavukluğu amacını ta- şıdığı, “savaş hazırlıkları” ile açıkça belliydi. Böy- le olunca, mitinge katılmak isteyen “güçler” de, sapanları ile “karşı mevzilerde” yerlerini aldı! İktidar, bir hafta önce 1 Mayıs’ın bayram ola- rak kutlanacağını açıklasaydı, Taksim’i herke- sin katılımına açsaydı, güvenliği sağlasaydı, kim- se 1 Mayıs’a “savaşçı” ruhuyla hazırlanmaya- caktı! Şenlik içinde, sloganlarını bağırıp çağı- racaktı! “Demokratik ve sivil” iktidar, yüz binlerin protestosunu göze alamadı, savaşı yeğledi! 2) Hikmet Sami Türk, Bilkent’te bir suikasttan kıl payı kurtuldu. Geçmiş olsun. “Hayata Dö- nüş” operasyonu döneminin Adalet Baka- nı’ydı. 2000 yılının 19-22 Aralık tarihleri arasında Bayrampaşa Cezaevi’ne yapılan baskınla 28 tu- tuklu veya hükümlü öldürülmüştü. Böyle bir operasyona, ancak Türkiye’nin si- yasetçileri veya güvenlik güçleri “hayata dönüş” gibi bir “yaratıcı bir isim” koyabilirdi! Sözde, tu- tuklu veya hükümlüleri açlık grevinden “kurta- racak” ve hayata döndüreceklerdi! Bu amaçla kullandıkları güçler ise “insan öldürme”ye odaklı “savaş güçleri”ydi! 3) Güneydoğu Anadolu’da, terörist veya si- vil Kürt siyaseti, epey bir süredir çocukları “sa- vaş alanı”na sürüyor. Siyasi iktidar da güven- lik güçlerini, üstelik yargısıyla birlikte çocukla- rın üzerine salıyor! Son olarak bir çocuğa uy- gulanan vahşeti izledik! Üstelik binlerce çocuk, terör yasası uygulamasına sokularak, mahkûm ediliyor! Bu çocuklar için bütün “sivil” yasalar rafa kaldırıldı. Bu ne rezillik ve geleceği göre- memektir! Geçmişin Diyarbakır Cezaevi uygulamala- rından, devlet denen bu akılsız ve kaba güç hiç bir şey öğrenememiş! Çünkü arkasında bir “öğ- renen” buna göre “yöneten” bir siyasi kafa ve akıl yok! Acıma da yok, hukuk da! Bu çocukların hapishanelerde nasıl yetişe- ceklerini, büyüyünce ne olacaklarını sanıyorlar! Diyarbakır Cezaevi rezilliği, bu ülkeye neler kay- bettirdi! Ayrılıkçı güçlere neler kazandırdı! Kürt ayrılıkçılığı, gelecek neslini, çocukları “sa- haya sürerek” yetiştiriyor! Kendilerine “Türk” di- yenler de onların başyardımcıları! Hemen her alanda kullanılan “devlet şidde- ti”, bu ülkeyi yiyip bitiriyor. Karşı tarafta yıllar sürecek kin ve intikamı bir “politika”ya dönüş- türüyor. Böylece “kurban” ve “şehit” verme üze- rinden gerçekleştirilen bir dizi örgütlenme ha- yat ve taraftar buluyor, öldürme planları ger- çekleştiriyor! Ayrıca bu tür örgütlenmeler her tür- lü siyasi “istismara” da açık hale geliyor. Bir özgürlükçü siyaset anlayışı, demokrasi- yi ve hukuku içine sindirmiş bir siyasi kültür bu ülkede yeşermediği sürece, siyaset ve devlet hep “savaş taraftarlığı” ile siyasette yerini ala- caktır. Ve Türkiye hep kaybedecektir! Devleti ve siyasi kültürü, nasıl bir tedavi ile iyi- leştirmek mümkün? Bu pazar, gördüğünüz gibi, yine keyifler ka- çık! [email protected] 10 MAYIS 2009 PAZAR S: 11.00’DE 2009’un TÜRKİYE’ye GETİRDİKLERİ KONULU KAHVALTILI TOPLANTIDA; DEĞERLİ BİLİM İNSANI-YAZAR Sayın YALÇIN KÜÇÜK İLE BULUŞUYORUZ. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ Yer: ADEN OTEL Vapur İskelesi Karşısı-KADIKÖY LÜTFEN YER AYIRTINIZ İletişim: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 - 0532 281 54 54 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org Erdoğan’dan gerilim kabinesi Erdoğan’õn 338 milletvekili içinden Dõşişleri Bakanõ atamak yerine Davutoğlu’nu bakanlõğa getirmesi parti içinde şok etkisi yaratõrken Milli Görüş ağõrlõklõ bir kabine oluşturulmasõ, AKP’li vekillere bile “Bu kabine yapõsõyla gerilim artar” dedirtti EMİNE KAPLAN ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yeni kabinede Milli Gö- rüş kökenli isimlere ağõrlõk vermesi, özellikle Türk Silahlõ Kuvvetleri ile sõk sõk gerilim yaşayan Bülent Arınç’õ Milli Güvenlik Kurulu’na da üye olacak şekilde Başbakan Yar- dõmcõlõğõ’na getirmesi; Dõşõşleri Ba- kanlõğõ’na 338 milletvekili arasõndan bir atama yapmak yerine dõşarõdan Ahmet Davutoğlu’nu getirmesi par- ti içinde deprem yarattõ. Yerel se- çimden, daha liberal bir kabine me- sajõ alõnmasõ gerektiğini dile getiren bazõ milletvekilleri, “Merkez parti hedefi rafa mı kaldırılıyor? Bu kabine yapısıyla gerilim azalmaz, artar” değerlendirmesini yaptõ. Ye- rel seçim sonuçlarõndan gerekli me- sajlarõ alarak kabinede değişiklik yapacağõnõ açõklayan Başbakan Er- doğan’õn yeni kabinesi, parti içinde hayal kõrõklõğõ yarattõ. Özellikle TBMM Başkanlõğõ döneminde laik- likle ilgili açõklamalarõ nedeniyle sõk sõk TSK ile karşõ karşõya gelen, tartõşmalar yaratan Bülent Arõnç’õn Başbakan Yardõmcõlõğõ’na getiril- mesi; laikliğin yerinin İslam kural- larõnõn almasõ gerektiği yönünde makalesiyle eleştiri oklarõna hedef olan Ömer Dinçer’in kabineye gir- mesi, partinin liberal kanadõnda en- dişelere yol açtõ. Milletvekilleri, “Biz merkez par- tisi miyiz, yoksa daha Milli Gö- rüşçü muhafazakâr bir yapıya doğru mu gidiyoruz? Yerel se- çimde, millet artık gerilim ve ça- tışma istemediğini açıkça ortaya koydu. Ancak bu kabine yapısıy- la gerilim azalmaz, daha da artar. Daha liberal, üslup sorunu olma- yan, yargı kurumlarıyla kolay di- yalog kurabilecek isimlerin kabi- neye alınması gerekirdi. Ama bu kabinede Arınç, Ömer Dinçer ve Sadullah Ergin gibi üslup sorunu olan arkadaşlar var. Arınç’ın üs- lubu ve geçmişi biliniyor. Şimdi MGK toplantılarına da katılacak” görüşünü dile getirdiler. Milletvekilleri, Erdoğan’õn Arõnç’õ Saadet Partisi’nin yükselişine karşõ bir sübap olarak düşündüğünü dile getirdiler. ‘ B İ R T A N E A D A M Y O K M U ? ’ P artinin 338 tane milletvekili olduğuna, tek başõna iktidar ve bu kadar etkili büyük bir grubu bulunan partiden bir tane Dõşişleri Ba- kanõ çõkarõlamadõğõna dikkat çeken bazõ mil- letvekilleri de, Erdoğan’õn dõş politika başdanõşmanõ Ahmet Davutoğlu’nu Dõşişleri Bakanlõğõ’na dõşarõ- dan atamasõna tepki gösterdiler. Parti içinde, “Kos- kaca Meclis grubunda bir tane adam yok mu Dış- işleri Bakanı yapılabilecek? Demek ki Sayın Başbakan, bu gruptan bir milletvekilinin Dışiş- leri Bakanlığı’nı yürütebileceğini düşünmüyor, güvenmiyor. O zaman Davutoğlu, 22 Temmuz se- çimlerinde milletvekili yapılsaydı, en azından böy- le bir görüntü oluşmazdı” dediler. DAVUTOĞLU PERDE ARKASINDA DURMAYI TERCİH ETTİĞİ DİPLOMASİ SAHNESİNDE BAŞROLDE ‘Neo-Osmanlõ’ dönemiBAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn yeni kabineyi açõklamasõ ile birlikte, Başdanõşmanõ Ahmet Davutoğlu da bu- güne kadar perde arkasõnda durmayõ tercih ettiği diplo- masi sahnesinde artõk baş- rol aldõ. Diplomasi kulislerinde AKP’nin dõş politika pusu- lasõ olarak tanõmlanan Da- vutoğlu, 2002 yõlõndan AKP’nin iktidara gelme- sinden sonra başta Orta- doğu olmak üzere, hükü- metin dõş politikasõnõn be- lirlenmesinde son derece etkin bir isim oldu. AKP hükümeti, Davutoğlu’na 17 Ocak 2003’te aldõğõ ve 18 Ocak 2003’te Resmi Ga- zete’de yayõmlanan karar- la “Büyükelçi” unvanõnõ verdi. Davutoğlu, Erdoğan’õn “başdanışmanı” sõfatõnõ taşõmasõna karşõn ön plana çõkmamayõ, dõş politikada- ki gelişmeleri perde arka- sõndan yönlendirmeyi tercih etti. Adeta gölge Dõşişleri Bakanõ gibi faaliyet yürüten Davutoğlu, ilk olarak 2003 yõlõndaki tezkere krizinde Irak’a asker göndermenin hatalõ olacağõnõ savunmasõ, işgal öncesi ve sonrasõnda Irak’a komşu ülkeleri se- ferber etmeye çalõşmasõ ile öne çõktõ. Davutoğlu daha sonraki süreçte Suriye ile yakõn ilişki kurulmasõnõ ve İran’a yönelik bir operas- yona karşõ çõkmasõ ile de diplomasi gündemine dam- gasõnõ vurdu. Başdanõşman olarak gö- rev yaptõğõ süre içinde “Stratejik derinlik” ve “komşu ülkelerle sıfır problem” politikalarõyla Türkiye’yi Ortadoğu’ya ya- kõnlaştõrmaya çaba gösteren Davutoğlu, Türkiye’nin dünyada pergel ucu olma- sõnõ istemesi nedeniyle neo- Osmanlõcõ olarak tanõnõ- yor. Özellikle, Erdoğan’õn Hamas odaklõ Ortadoğu diplomasisini tek başõna yürütmüş olan Davutoğlu, 2006 yõlõnda yine Hamas’õn Türkiye’ye davet edilme- sinde önemli bir rol oyna- dõ. Son olarak İsrail’in Gaz- ze operasyonu sonrasõnda kalõcõ ateşkesin sağlanma- sõ ve İsrail-Filistin anlaş- mazlõğõnõn çözümünde et- kin olarak devreye giren Davutoğlu, Şam ve Kahire arasõnda yoğun mekik dip- lomasisi yürütmesine karşõn Erdoğan’õn beklediği ba- şarõyõ sağlayamadõ. Davu- toğlu, Türkiye’nin geçen yõl Iraklõ Kürt liderlerle resmi diyalog kurma süre- cinde de yer aldõ ve geliş- meleri yine perde arkasõn- dan yönlendirmeye çalõştõ. Çoğu zaman özellikle başta Irak olmak üzere Or- tadoğu politikasõ konusun- da Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn deneyimli diplomatlarõ ile derin görüş ayrõlõklarõna düşse de arkasõnda sürekli Başbakan Erdoğan’õn des- teğini buldu. A T A M A D I Ş B A S I N D A G E N İ Ş Y E R B U L D U Davutoğlu’na özel ilgi Dış Haberler Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn danõşma- nõ Ahmet Davutoğlu’nu Dõşişleri Ba- kanõ olarak atamasõ dõş basõnda geniş yer buldu. Davutoğlu’nun bakanlõğõ, “Türk dış politikasının mimarı olan Erdoğan’ın danışmanı Davutoğlu yeni Dışişleri Bakanı oldu” şeklinde lanse edildi. ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wahington Post, “Erdoğan, Türki- ye’yi Ortadoğu ile yakınlaştıran po- litikaların mimarı olan danışmanı- nı dışişleri bakanı olarak atadı. Da- vutoğlu, aynı zamanda İsrail - Suriye görüşmelerinde arabuluculuk yap- mıştı” şeklinde duyurdu. New York Times ise, “Erdoğan, ekonomik so- runlar ve yolsuzluk iddiaları nede- niyle seçimlerde oylarının azalma- sının ardından yaptığı kabine re- vizyonunda, Türkiye’nin dikkatini tekrar Ortadoğu’ya yönelten da- nışmanı Davutoğlu’nu Dışişleri Ba- kanı yaptı. Eski bakan Babacan ise yeni Ekonomi Bakanı oldu” dedi. İngiliz gazetesi Financial Times ha- beri şu ifadelerle duyurdu: “Erdo- ğan’ın kabine değişikliğinde en dikkat şekici olan nokta Davutoğ- lu’nun Dışişleri Bakanı olması. Davutoğlu, Türkiye’nin sıfır sorun diplomasisi üzerine kurulu yeni dış politikasının mimarı. Yeni Dışişleri Bakanı Türkiye’nin Ortadoğu ile sıkı bağlar kurmasını destekle- mesi nedeniyle, bazı çevrelerde ye- ni Osmanlıcı olduğu kuşkularını uyandırıyor.” Fransõz gazetesi Le Monde ise mec- lis dõşõndan birinin hükümete girme- sinin altõnõ çizerken, “Türkiye’nin tekrar diplomatik sahneye güçlü bir şekilde dönmesinin mimarı, Er- doğan’ın etkili danışmanlarından Uluslararası İlişkiler Profesörü Da- vutoğlu yeni Dışişleri Bakanı oldu” yorumunu yaptõ. YENİ KABİNEYLE UZUN SÜREDİR BAKANLIK BEKLEYENLERİN UMUDU BAŞKA BAHARA KALDI Bakanlık hayalleri suya düştü ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tayyip Erdo- ğan’õn yeni kabine listesini açõk- lamasõyla birlikte uzun süredir bakanlõk hayali kuranlar da hayal kõrõklõğõna uğradõ. Beklentilerine karşõn Anayasa Komisyonu Baş- kanõ Burhan Kuzu, Ankara Mil- letvekili Salih Kapusuz, Dõşişle- ri Komisyonu Başkanõ Murat Mercan, AKP Grup Başkanveki- li Nurettin Canikli’nin de arala- rõnda bulunduğu birçok milletve- kilinin bakanlõk hayali başka ba- hara kaldõ. Erdoğan, yeni kabine- ye sürpriz isimleri getirirken; uzun süredir bakanlõk beklentisi içinde olan milletvekillerinin yi- ne istedikleri olmadõ. Adalet Ba- kanlõğõ bekleyen Anayasa Ko- misyonu Başkanõ Burhan Kuzu, Milli Eğitim Bakanlõğõ bekleyen Mehmet Sağlam, Dõşişleri Ba- kanlõğõ bekleyen Murat Mercan, Alevilerle ilgili olarak çalõşma yapan ve bu konuda bir devlet bakanlõğõ bekleyen Reha Çamu- roğlu, Maliye Bakanlõğõ bekle- yen Nurettin Canikli, herhangi bir bakanlõğa atamasõnõ bekleyen Salih Kapusuz, Sanayi ve Ticaret Bakanlõğõ bekleyen Mustafa Eli- taş, Dõşişleri Bakanlõğõ bekleyen Suat Kınıklıoğlu’nun bakanlõk hayalleri, başka kabine revizyo- nuna kaldõ. ‘Kabine dõşõ kalõr diyene geçmiş olsun’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kabine revizyonunun ardõndan yeni bakanlar, ilk kez Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 64. Genel Kurulu’nda kamuoyu ve basõ- nõn karşõna çõktõ. Kültür ve Turizm Bakanõ Er- tuğrul Günay, kabine reviz- yonuna ilişkin sorular üzerine, siyasette kabine değişikliğinin bir nöbet değişikliği olduğunu söyledi. Kabine dõşõnda kalacağõ yönündeki yorumlarõn anõmsa- tõlmasõ üzerine Günay, kabi- nede kalmasõnõn kendisi için sürpriz olmadõğõnõ belirterek, “Ama onu umut edenler için sürpriz olmuştur herhalde. Geçmiş olsun dileklerimi su- narım” dedi. Yeni Bayõndõrlõk ve İskân Bakanõ Mustafa Demir, benzer yöndeki sorular üzerine her milletvekilinin bakan olarak atanmasõnõn mümkün olduğunu belirterek, “Bunlar sürpriz de- ğil, verilen görevin sorumlu- luğunu yerine getirme nokta- sında elimizden gelen her şe- yi yapacağız” dedi. Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Mehdi Eker, yetkinin Başbakan Tayyip Er- doğan’da olduğunu belirterek, “O; Türkiye için, AKP için, hükümet için ne gerekiyorsa onu yapar. Dolayısıyla yapılan her şey doğru” dedi. Sağlõk Bakanõ Recep Ak- dağ, “Önemli bir dönüşüm programı içindeyiz. 6.5 sene bunu hükümetle Başbakanı- mızın önderliğinde yürüttük. Daha yapacak çok işimiz var. Buna odaklandık” dedi. Yeni Sanayi ve Ticaret Ba- kanõ Nihat Ergün, şimdiye ka- dar yasalar, demokraksi, insan haklarõ, Kürt sorunu ve özgür- lükler ile ilgili konularda çalõş- tõğõnõ, bundan sonra ise sanayi ve ticaret konularõ, teşvikler, es- naf sorunlarõ ile ilgili çalõşaca- ğõnõ söyledi. Sanayi ve Ticaret Bakanlõ- ğõ’ndan Devlet Bakanlõğõ’na kaydõrõlan Zafer Çağlayan da revizyonla ilgili olarak “Sayın Başbakanımızın takdiri her şeyin üstündedir” dedi. Türkiye’nin Kissenger’õ Davutoğlu son ola- rak 24 Nisan öncesin- de Beyaz Saray’dan yapõlacak başkanlõk açõklamasõnda “soykõ- rõm” ifadesinin kulla- nõlmasõnõn önüne geç- mek ve Kongre’deki sözde soykõrõm tasarõ- sõnõn gündeme alõn- masõnõ engellemek için ABD’ye gitti. Burada adeta “bir Dõşişleri Bakanõ gibi” görüş- melerde bulunan Da- vutoğlu, Washing- ton’da yoğun diplo- masi yürüttü. ABD ile yakõn tema- sa verdiği önem ile de bilinen Davutoğlu için ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Par- ris, “Türkiye’nin Henry Kissenger’õ” benzetmesini yapmõştõ. Kissinger, Soğuk Savaş döneminde özellikle Ortadoğu ve Güney Amerika’da anti-ko- münist faaliyetleri des- teklemesi ve Ortado- ğu’da politikasõnõ giz- li operasyonlarla yü- rütmesi ile biliniyor. Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan’dan Dışişleri Bakanlığı görevini devraldı. ERTUĞRUL GÜNAY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle