Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 2009 PAZAR
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Siyasetin Katil Yüzü
1) Sözü sakınmanın gereği yok. Siyasetin ve
yönettiği devlet erkinin 31 yıldır sürdürdüğü Tak-
sim Yasağı bitirildi. 1977’de bayram kutlaması
için yüz binlerin katıldığı 1 Mayıs mitingini, dev-
letteki katil güçler basmıştı, tezgâhladıkları pro-
vokasyon ile 34 kişinin canını almışlardı. Kim ol-
duklarını merak ederseniz, 12 Eylül 1980 dar-
besine giden patikalardan yürüyün. 12 Eylül ve
sonrasının kapsamlı siyasi, sosyal ve ekonomik
paket programlarına bakın.
Tabii, 12 Eylül Askeri Rejimi’nin, ülkeyi
ABD’nin nasıl Yeşil Kuşak stratejisinin parça-
sı haline getirdiğine de... Amerika’nın çocukları,
yani (Our Boy’s), bugünkü siyasal İslamı bi-
çimlendirdi. Bu nedenle Kenan Evren’e ce-
maatin lideri Cennet’te yer ayırtarak tapusunu
hazırladı. “Bay Netekim” Çankaya’ya tebrik ve
teşekkür ziyaretleri yapıyor! Cennetliğinin ta-
pusunu almaya ABD’ye ne zaman gidecektir,
merak konusudur!
31 yıl öncesinin kâbusunu tezgâhlayanlar,
Taksim Yasağını “seçilmiş” siyasetler devret-
ti, onlar bu yasağı uygulamakla kalmadı, kâbusu
1 Mayıslarda parça parça yaşattılar emekçi güç-
lere!
Bu 1 Mayıs’ta da yine “devlet” ve “halk güç-
leri”, savaşa hazırlanmışlardı. Devletin “cep-
hede” görevlendirdiği “komutan”, bütün muh-
temel “savaş alanı”nı bütün heybetiyle dolaştı
ve “birliklere” bizzat komuta etti!
Oysa, siyasetin 1 Mayıs’ı bayram ilan etme-
sinin aslında bir oy dalkavukluğu amacını ta-
şıdığı, “savaş hazırlıkları” ile açıkça belliydi. Böy-
le olunca, mitinge katılmak isteyen “güçler” de,
sapanları ile “karşı mevzilerde” yerlerini aldı!
İktidar, bir hafta önce 1 Mayıs’ın bayram ola-
rak kutlanacağını açıklasaydı, Taksim’i herke-
sin katılımına açsaydı, güvenliği sağlasaydı, kim-
se 1 Mayıs’a “savaşçı” ruhuyla hazırlanmaya-
caktı! Şenlik içinde, sloganlarını bağırıp çağı-
racaktı! “Demokratik ve sivil” iktidar, yüz binlerin
protestosunu göze alamadı, savaşı yeğledi!
2) Hikmet Sami Türk, Bilkent’te bir suikasttan
kıl payı kurtuldu. Geçmiş olsun. “Hayata Dö-
nüş” operasyonu döneminin Adalet Baka-
nı’ydı. 2000 yılının 19-22 Aralık tarihleri arasında
Bayrampaşa Cezaevi’ne yapılan baskınla 28 tu-
tuklu veya hükümlü öldürülmüştü.
Böyle bir operasyona, ancak Türkiye’nin si-
yasetçileri veya güvenlik güçleri “hayata dönüş”
gibi bir “yaratıcı bir isim” koyabilirdi! Sözde, tu-
tuklu veya hükümlüleri açlık grevinden “kurta-
racak” ve hayata döndüreceklerdi! Bu amaçla
kullandıkları güçler ise “insan öldürme”ye
odaklı “savaş güçleri”ydi!
3) Güneydoğu Anadolu’da, terörist veya si-
vil Kürt siyaseti, epey bir süredir çocukları “sa-
vaş alanı”na sürüyor. Siyasi iktidar da güven-
lik güçlerini, üstelik yargısıyla birlikte çocukla-
rın üzerine salıyor! Son olarak bir çocuğa uy-
gulanan vahşeti izledik! Üstelik binlerce çocuk,
terör yasası uygulamasına sokularak, mahkûm
ediliyor! Bu çocuklar için bütün “sivil” yasalar
rafa kaldırıldı. Bu ne rezillik ve geleceği göre-
memektir!
Geçmişin Diyarbakır Cezaevi uygulamala-
rından, devlet denen bu akılsız ve kaba güç hiç
bir şey öğrenememiş! Çünkü arkasında bir “öğ-
renen” buna göre “yöneten” bir siyasi kafa ve
akıl yok! Acıma da yok, hukuk da!
Bu çocukların hapishanelerde nasıl yetişe-
ceklerini, büyüyünce ne olacaklarını sanıyorlar!
Diyarbakır Cezaevi rezilliği, bu ülkeye neler kay-
bettirdi! Ayrılıkçı güçlere neler kazandırdı!
Kürt ayrılıkçılığı, gelecek neslini, çocukları “sa-
haya sürerek” yetiştiriyor! Kendilerine “Türk” di-
yenler de onların başyardımcıları!
Hemen her alanda kullanılan “devlet şidde-
ti”, bu ülkeyi yiyip bitiriyor. Karşı tarafta yıllar
sürecek kin ve intikamı bir “politika”ya dönüş-
türüyor. Böylece “kurban” ve “şehit” verme üze-
rinden gerçekleştirilen bir dizi örgütlenme ha-
yat ve taraftar buluyor, öldürme planları ger-
çekleştiriyor! Ayrıca bu tür örgütlenmeler her tür-
lü siyasi “istismara” da açık hale geliyor.
Bir özgürlükçü siyaset anlayışı, demokrasi-
yi ve hukuku içine sindirmiş bir siyasi kültür bu
ülkede yeşermediği sürece, siyaset ve devlet
hep “savaş taraftarlığı” ile siyasette yerini ala-
caktır. Ve Türkiye hep kaybedecektir!
Devleti ve siyasi kültürü, nasıl bir tedavi ile iyi-
leştirmek mümkün?
Bu pazar, gördüğünüz gibi, yine keyifler ka-
çık!
obursali@cumhuriyet.com.tr
10 MAYIS 2009 PAZAR S: 11.00’DE
2009’un TÜRKİYE’ye
GETİRDİKLERİ
KONULU KAHVALTILI TOPLANTIDA;
DEĞERLİ BİLİM İNSANI-YAZAR
Sayın
YALÇIN KÜÇÜK
İLE BULUŞUYORUZ.
SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ
Yer: ADEN OTEL
Vapur İskelesi Karşısı-KADIKÖY
LÜTFEN YER AYIRTINIZ
İletişim: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17
- 0532 281 54 54
CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI
www.cumokistanbul.org
Erdoğan’dan gerilim kabinesi
Erdoğan’õn 338 milletvekili içinden Dõşişleri Bakanõ atamak yerine Davutoğlu’nu bakanlõğa getirmesi parti içinde şok etkisi
yaratõrken Milli Görüş ağõrlõklõ bir kabine oluşturulmasõ, AKP’li vekillere bile “Bu kabine yapõsõyla gerilim artar” dedirtti
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn yeni kabinede Milli Gö-
rüş kökenli isimlere ağõrlõk vermesi,
özellikle Türk Silahlõ Kuvvetleri ile
sõk sõk gerilim yaşayan Bülent
Arınç’õ Milli Güvenlik Kurulu’na da
üye olacak şekilde Başbakan Yar-
dõmcõlõğõ’na getirmesi; Dõşõşleri Ba-
kanlõğõ’na 338 milletvekili arasõndan
bir atama yapmak yerine dõşarõdan
Ahmet Davutoğlu’nu getirmesi par-
ti içinde deprem yarattõ. Yerel se-
çimden, daha liberal bir kabine me-
sajõ alõnmasõ gerektiğini dile getiren
bazõ milletvekilleri, “Merkez parti
hedefi rafa mı kaldırılıyor? Bu
kabine yapısıyla gerilim azalmaz,
artar” değerlendirmesini yaptõ. Ye-
rel seçim sonuçlarõndan gerekli me-
sajlarõ alarak kabinede değişiklik
yapacağõnõ açõklayan Başbakan Er-
doğan’õn yeni kabinesi, parti içinde
hayal kõrõklõğõ yarattõ. Özellikle
TBMM Başkanlõğõ döneminde laik-
likle ilgili açõklamalarõ nedeniyle
sõk sõk TSK ile karşõ karşõya gelen,
tartõşmalar yaratan Bülent Arõnç’õn
Başbakan Yardõmcõlõğõ’na getiril-
mesi; laikliğin yerinin İslam kural-
larõnõn almasõ gerektiği yönünde
makalesiyle eleştiri oklarõna hedef
olan Ömer Dinçer’in kabineye gir-
mesi, partinin liberal kanadõnda en-
dişelere yol açtõ.
Milletvekilleri, “Biz merkez par-
tisi miyiz, yoksa daha Milli Gö-
rüşçü muhafazakâr bir yapıya
doğru mu gidiyoruz? Yerel se-
çimde, millet artık gerilim ve ça-
tışma istemediğini açıkça ortaya
koydu. Ancak bu kabine yapısıy-
la gerilim azalmaz, daha da artar.
Daha liberal, üslup sorunu olma-
yan, yargı kurumlarıyla kolay di-
yalog kurabilecek isimlerin kabi-
neye alınması gerekirdi. Ama bu
kabinede Arınç, Ömer Dinçer ve
Sadullah Ergin gibi üslup sorunu
olan arkadaşlar var. Arınç’ın üs-
lubu ve geçmişi biliniyor. Şimdi
MGK toplantılarına da katılacak”
görüşünü dile getirdiler.
Milletvekilleri, Erdoğan’õn Arõnç’õ
Saadet Partisi’nin yükselişine karşõ
bir sübap olarak düşündüğünü dile
getirdiler.
‘ B İ R T A N E A D A M Y O K M U ? ’
P
artinin 338 tane milletvekili olduğuna, tek
başõna iktidar ve bu kadar etkili büyük bir
grubu bulunan partiden bir tane Dõşişleri Ba-
kanõ çõkarõlamadõğõna dikkat çeken bazõ mil-
letvekilleri de, Erdoğan’õn dõş politika başdanõşmanõ
Ahmet Davutoğlu’nu Dõşişleri Bakanlõğõ’na dõşarõ-
dan atamasõna tepki gösterdiler. Parti içinde, “Kos-
kaca Meclis grubunda bir tane adam yok mu Dış-
işleri Bakanı yapılabilecek? Demek ki Sayın
Başbakan, bu gruptan bir milletvekilinin Dışiş-
leri Bakanlığı’nı yürütebileceğini düşünmüyor,
güvenmiyor. O zaman Davutoğlu, 22 Temmuz se-
çimlerinde milletvekili yapılsaydı, en azından böy-
le bir görüntü oluşmazdı” dediler.
DAVUTOĞLU PERDE ARKASINDA DURMAYI TERCİH ETTİĞİ DİPLOMASİ SAHNESİNDE BAŞROLDE
‘Neo-Osmanlõ’ dönemiBAHADIR SELİM
DİLEK
ANKARA - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn
yeni kabineyi açõklamasõ
ile birlikte, Başdanõşmanõ
Ahmet Davutoğlu da bu-
güne kadar perde arkasõnda
durmayõ tercih ettiği diplo-
masi sahnesinde artõk baş-
rol aldõ.
Diplomasi kulislerinde
AKP’nin dõş politika pusu-
lasõ olarak tanõmlanan Da-
vutoğlu, 2002 yõlõndan
AKP’nin iktidara gelme-
sinden sonra başta Orta-
doğu olmak üzere, hükü-
metin dõş politikasõnõn be-
lirlenmesinde son derece
etkin bir isim oldu. AKP
hükümeti, Davutoğlu’na 17
Ocak 2003’te aldõğõ ve 18
Ocak 2003’te Resmi Ga-
zete’de yayõmlanan karar-
la “Büyükelçi” unvanõnõ
verdi.
Davutoğlu, Erdoğan’õn
“başdanışmanı” sõfatõnõ
taşõmasõna karşõn ön plana
çõkmamayõ, dõş politikada-
ki gelişmeleri perde arka-
sõndan yönlendirmeyi tercih
etti. Adeta gölge Dõşişleri
Bakanõ gibi faaliyet yürüten
Davutoğlu, ilk olarak 2003
yõlõndaki tezkere krizinde
Irak’a asker göndermenin
hatalõ olacağõnõ savunmasõ,
işgal öncesi ve sonrasõnda
Irak’a komşu ülkeleri se-
ferber etmeye çalõşmasõ ile
öne çõktõ. Davutoğlu daha
sonraki süreçte Suriye ile
yakõn ilişki kurulmasõnõ ve
İran’a yönelik bir operas-
yona karşõ çõkmasõ ile de
diplomasi gündemine dam-
gasõnõ vurdu.
Başdanõşman olarak gö-
rev yaptõğõ süre içinde
“Stratejik derinlik” ve
“komşu ülkelerle sıfır
problem” politikalarõyla
Türkiye’yi Ortadoğu’ya ya-
kõnlaştõrmaya çaba gösteren
Davutoğlu, Türkiye’nin
dünyada pergel ucu olma-
sõnõ istemesi nedeniyle neo-
Osmanlõcõ olarak tanõnõ-
yor.
Özellikle, Erdoğan’õn
Hamas odaklõ Ortadoğu
diplomasisini tek başõna
yürütmüş olan Davutoğlu,
2006 yõlõnda yine Hamas’õn
Türkiye’ye davet edilme-
sinde önemli bir rol oyna-
dõ. Son olarak İsrail’in Gaz-
ze operasyonu sonrasõnda
kalõcõ ateşkesin sağlanma-
sõ ve İsrail-Filistin anlaş-
mazlõğõnõn çözümünde et-
kin olarak devreye giren
Davutoğlu, Şam ve Kahire
arasõnda yoğun mekik dip-
lomasisi yürütmesine karşõn
Erdoğan’õn beklediği ba-
şarõyõ sağlayamadõ. Davu-
toğlu, Türkiye’nin geçen
yõl Iraklõ Kürt liderlerle
resmi diyalog kurma süre-
cinde de yer aldõ ve geliş-
meleri yine perde arkasõn-
dan yönlendirmeye çalõştõ.
Çoğu zaman özellikle
başta Irak olmak üzere Or-
tadoğu politikasõ konusun-
da Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn
deneyimli diplomatlarõ ile
derin görüş ayrõlõklarõna
düşse de arkasõnda sürekli
Başbakan Erdoğan’õn des-
teğini buldu.
A T A M A D I Ş B A S I N D A G E N İ Ş Y E R B U L D U
Davutoğlu’na özel ilgi
Dış Haberler Servisi - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn danõşma-
nõ Ahmet Davutoğlu’nu Dõşişleri Ba-
kanõ olarak atamasõ dõş basõnda geniş
yer buldu. Davutoğlu’nun bakanlõğõ,
“Türk dış politikasının mimarı olan
Erdoğan’ın danışmanı Davutoğlu
yeni Dışişleri Bakanı oldu” şeklinde
lanse edildi.
ABD’nin önde gelen gazetelerinden
Wahington Post, “Erdoğan, Türki-
ye’yi Ortadoğu ile yakınlaştıran po-
litikaların mimarı olan danışmanı-
nı dışişleri bakanı olarak atadı. Da-
vutoğlu, aynı zamanda İsrail - Suriye
görüşmelerinde arabuluculuk yap-
mıştı” şeklinde duyurdu. New York
Times ise, “Erdoğan, ekonomik so-
runlar ve yolsuzluk iddiaları nede-
niyle seçimlerde oylarının azalma-
sının ardından yaptığı kabine re-
vizyonunda, Türkiye’nin dikkatini
tekrar Ortadoğu’ya yönelten da-
nışmanı Davutoğlu’nu Dışişleri Ba-
kanı yaptı. Eski bakan Babacan ise
yeni Ekonomi Bakanı oldu” dedi.
İngiliz gazetesi Financial Times ha-
beri şu ifadelerle duyurdu: “Erdo-
ğan’ın kabine değişikliğinde en
dikkat şekici olan nokta Davutoğ-
lu’nun Dışişleri Bakanı olması.
Davutoğlu, Türkiye’nin sıfır sorun
diplomasisi üzerine kurulu yeni dış
politikasının mimarı. Yeni Dışişleri
Bakanı Türkiye’nin Ortadoğu ile
sıkı bağlar kurmasını destekle-
mesi nedeniyle, bazı çevrelerde ye-
ni Osmanlıcı olduğu kuşkularını
uyandırıyor.”
Fransõz gazetesi Le Monde ise mec-
lis dõşõndan birinin hükümete girme-
sinin altõnõ çizerken, “Türkiye’nin
tekrar diplomatik sahneye güçlü
bir şekilde dönmesinin mimarı, Er-
doğan’ın etkili danışmanlarından
Uluslararası İlişkiler Profesörü Da-
vutoğlu yeni Dışişleri Bakanı oldu”
yorumunu yaptõ.
YENİ KABİNEYLE UZUN SÜREDİR BAKANLIK BEKLEYENLERİN UMUDU BAŞKA BAHARA KALDI
Bakanlık hayalleri suya düştü
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn yeni kabine listesini açõk-
lamasõyla birlikte uzun süredir
bakanlõk hayali kuranlar da hayal
kõrõklõğõna uğradõ. Beklentilerine
karşõn Anayasa Komisyonu Baş-
kanõ Burhan Kuzu, Ankara Mil-
letvekili Salih Kapusuz, Dõşişle-
ri Komisyonu Başkanõ Murat
Mercan, AKP Grup Başkanveki-
li Nurettin Canikli’nin de arala-
rõnda bulunduğu birçok milletve-
kilinin bakanlõk hayali başka ba-
hara kaldõ. Erdoğan, yeni kabine-
ye sürpriz isimleri getirirken;
uzun süredir bakanlõk beklentisi
içinde olan milletvekillerinin yi-
ne istedikleri olmadõ. Adalet Ba-
kanlõğõ bekleyen Anayasa Ko-
misyonu Başkanõ Burhan Kuzu,
Milli Eğitim Bakanlõğõ bekleyen
Mehmet Sağlam, Dõşişleri Ba-
kanlõğõ bekleyen Murat Mercan,
Alevilerle ilgili olarak çalõşma
yapan ve bu konuda bir devlet
bakanlõğõ bekleyen Reha Çamu-
roğlu, Maliye Bakanlõğõ bekle-
yen Nurettin Canikli, herhangi
bir bakanlõğa atamasõnõ bekleyen
Salih Kapusuz, Sanayi ve Ticaret
Bakanlõğõ bekleyen Mustafa Eli-
taş, Dõşişleri Bakanlõğõ bekleyen
Suat Kınıklıoğlu’nun bakanlõk
hayalleri, başka kabine revizyo-
nuna kaldõ.
‘Kabine dõşõ
kalõr diyene
geçmiş
olsun’
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kabine revizyonunun
ardõndan yeni bakanlar, ilk kez
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği’nin (TOBB) 64. Genel
Kurulu’nda kamuoyu ve basõ-
nõn karşõna çõktõ.
Kültür ve Turizm Bakanõ Er-
tuğrul Günay, kabine reviz-
yonuna ilişkin sorular üzerine,
siyasette kabine değişikliğinin
bir nöbet değişikliği olduğunu
söyledi. Kabine dõşõnda kalacağõ
yönündeki yorumlarõn anõmsa-
tõlmasõ üzerine Günay, kabi-
nede kalmasõnõn kendisi için
sürpriz olmadõğõnõ belirterek,
“Ama onu umut edenler için
sürpriz olmuştur herhalde.
Geçmiş olsun dileklerimi su-
narım” dedi.
Yeni Bayõndõrlõk ve İskân
Bakanõ Mustafa Demir, benzer
yöndeki sorular üzerine her
milletvekilinin bakan olarak
atanmasõnõn mümkün olduğunu
belirterek, “Bunlar sürpriz de-
ğil, verilen görevin sorumlu-
luğunu yerine getirme nokta-
sında elimizden gelen her şe-
yi yapacağız” dedi. Tarõm ve
Köyişleri Bakanõ Mehdi Eker,
yetkinin Başbakan Tayyip Er-
doğan’da olduğunu belirterek,
“O; Türkiye için, AKP için,
hükümet için ne gerekiyorsa
onu yapar. Dolayısıyla yapılan
her şey doğru” dedi.
Sağlõk Bakanõ Recep Ak-
dağ, “Önemli bir dönüşüm
programı içindeyiz. 6.5 sene
bunu hükümetle Başbakanı-
mızın önderliğinde yürüttük.
Daha yapacak çok işimiz var.
Buna odaklandık” dedi.
Yeni Sanayi ve Ticaret Ba-
kanõ Nihat Ergün, şimdiye ka-
dar yasalar, demokraksi, insan
haklarõ, Kürt sorunu ve özgür-
lükler ile ilgili konularda çalõş-
tõğõnõ, bundan sonra ise sanayi
ve ticaret konularõ, teşvikler, es-
naf sorunlarõ ile ilgili çalõşaca-
ğõnõ söyledi.
Sanayi ve Ticaret Bakanlõ-
ğõ’ndan Devlet Bakanlõğõ’na
kaydõrõlan Zafer Çağlayan da
revizyonla ilgili olarak “Sayın
Başbakanımızın takdiri her
şeyin üstündedir” dedi.
Türkiye’nin
Kissenger’õ
Davutoğlu son ola-
rak 24 Nisan öncesin-
de Beyaz Saray’dan
yapõlacak başkanlõk
açõklamasõnda “soykõ-
rõm” ifadesinin kulla-
nõlmasõnõn önüne geç-
mek ve Kongre’deki
sözde soykõrõm tasarõ-
sõnõn gündeme alõn-
masõnõ engellemek için
ABD’ye gitti. Burada
adeta “bir Dõşişleri
Bakanõ gibi” görüş-
melerde bulunan Da-
vutoğlu, Washing-
ton’da yoğun diplo-
masi yürüttü.
ABD ile yakõn tema-
sa verdiği önem ile de
bilinen Davutoğlu için
ABD’nin eski Ankara
Büyükelçisi Mark Par-
ris, “Türkiye’nin
Henry Kissenger’õ”
benzetmesini yapmõştõ.
Kissinger, Soğuk Savaş
döneminde özellikle
Ortadoğu ve Güney
Amerika’da anti-ko-
münist faaliyetleri des-
teklemesi ve Ortado-
ğu’da politikasõnõ giz-
li operasyonlarla yü-
rütmesi ile biliniyor.
Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan’dan Dışişleri Bakanlığı görevini devraldı.
ERTUĞRUL GÜNAY