21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
‘Anlamõnõ yitiren bir gün’ İstanbul Haber Servisi - Basõn Konseyi Başkanõ Oktay Ekşi, “173 ülkede yapılan basın özgür- lüğü araştırmasına göre Türkiye 103. sırada. Arap ve Asya ülkele- rindeki gazeteciler, Türkiye’de- kilerden daha özgür” dedi. Haberleri, köşe yazõlarõ, karika- türleri nedeniyle gazeteciler hak- kõnda açõlan davalarõn her geçen gün arttõğõ Türkiye’de, bugün kut- lanan “3 Mayıs Dünya Basın Öz- gürlüğü Günü”nün giderek anla- mõnõ yitirdiğine dikkat çekildi. Basõn Konseyi Başkanõ Ekşi, Türkiye’de basõnõn görevini özgür- ce yaptõğõnõ söylemenin mümkün olmadõğõnõ belirtti. Bunu yalnõzca Türkiye’de görev yapan gazeteci- lerin değil, konuyla ilgili ölçüm yapan uluslararasõ kuruluşlarõn da objektif kriterlere dayandõrarak söylediğine dikkat çeken Ekşi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sınır Tanımayan Muhabirler adlı kuruluşa göre 2008 sonu iti- barıyla basını özgür olan ülkele- rin başında İzlanda, Lüksem- burg ve Norveç geliyor. 173 ül- kede yapılan araştırmaya göre Türkiye 103. Senegal, Congo, Kenya, Gana gibi Afrika, Katar, Bahreyn gibi Arap, Moğolistan gibi Asya ülkelerindeki gazeteci- ler Türkiye’dekilerden daha öz- gürler. Bangladeş, Rusya, Swazi- land ve Azerbaycan gibi Türki- ye’den berbat olanlar da var. Özgürlükçü görünen, Avrupa Birliği’ne üyelik iddiası taşıyan ve yedi yıla yakın zamandır Tür- kiye’yi yöneten iktidar bu ülkeyi acaba hangi yöne götürüyor?” ‘GÖNLÜM RAZI DEĞİL’ Ekşi, gazetemiz yazarlarõ Mus- tafa Balbay ile Erol Manisalı’nõn cezaevinde bulunmasõna gönlünün razõ olmadõğõnõ vurgulayarak, “Hem Balbay hem Manisalı sev- diğim dostlarım. Onların ve fi- kirlerini söylediği için özgürlüğü kısıtlanan hiç kimsenin bir daki- ka bile hapiste kalmasına razı olamam. Bu iki dostumun, bir an önce aklanmalarını ve hapis- ten çıkmalarını diliyorum” dedi. Oktay Ekşi CMYB C M Y B Muhalif sese tahammülsüzlükİstanbul Haber Servisi - Hü- kümet karşõtõ basõn emekçileri ve yayõn organlarõ, 2002’den bu ya- na olduğu gibi bu yõlõn ilk 4 ayõn- da da yine AKP’nin hedefi oldu. Gazete boykotu isteğini yinele- yen, basõna “çirkin, yalancı, fe- laket tellalı” gibi suçlamalar yö- nelten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn yanõ sõra, Doğan Grubu’na rekor vergi cezasõ ke- sildi, yazarlarõmõz Mustafa Bal- bay ve Erol Manisalı tutuklandõ. AKP iktidarõyla birlikte kendi- ni giderek daha fazla hissettiren basõna yönelik tepki ve baskõlar, bugüne kadar “muhalif haber yapan gazetecilerin akreditas- yonlarının iptali, muhalif gaze- te ve gazetecilere dava açılma- sı, köşe yazarlarının ülkeden kovulması, Erdoğan’ın medya- yı ‘muhalefet partilerinin yanda- şõ, terör örgütü propagandisti, sa- vaş yanlõsõ’ gibi sözlerle suçla- masına” kadar gitti. Bu yõl da tablo değişmezken, 2009’un geri- de kalan ilk 4 ayõnda, basõnõ he- def haline getiren, basõn emekçi- lerinin haklarõnõ elinden alan çok sayõda örnek yaşandõ. Özgür ba- sõnõ hedef alan 1 Ocak - 1 Mayõs 2009 arasõndaki girişimlerden ba- zõlarõ şöyle: ? 28 Ocak: Gazete almama çağrõsõndan geri adõm atmak yeri- ne, insanlarõ medya boykotuna yöneltmek için yeniden harekete geçen Erdoğan, “Yalan yanlış haber yapan medyaya karşı ge- lin, almama kampanyası yapa- lım. Boşuna paranızı niye veri- yorsunuz” dedi. ? 31 Ocak: Başbakan Erdo- ğan İstanbul’da yeni metro hattõ- nõn açõlõş töreninde yaptõğõ ko- nuşmada medyayõ eleştirince, “Vur de vuralım, öl de ölelim” sloganlarõ atan kalabalõk, ellerin- deki bayrak sopalarõyla gazeteci- lere saldõrdõ, hakaretler havada uçuştu. ? 13 Şubat: Sabah ve atv çalõ- şanlarõ haklarõnõ aramak için gre- ve başladõ. 5 gün sonra, Turku- vaz Medya Grubu, greve katõlan 10 çalõşanõnõ işten attõ. Sabah ve atv çalõşanlarõ, Basõn Özgürlüğü Günü’nü grevlerinin 80. gününde karşõladõ. ? 18 Şubat: Birbiri ardõna yaptõğõ AKP yolsuzluklarõna iliş- kin haberlerle hükümeti rahatsõz eden Doğan Grubu’na, Maliye tarafõndan 826 milyon TL’lik re- kor vergi cezasõ kesildi. ? 6 Mart: Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay tutuklandõ ve 59 gündür cezaevinde. ? 10 Mart: Erdoğan, ekono- mik krizle ilgili haberlerden dola- yõ medyayõ hedef tahtasõ yaparak, “Bakıyorsun medya felaket tel- lallığı yapıyor bu ülkede. Yap- tıkça kendileri batıyor aslında. Borsada benim param yok. Se- nin paran ve sen batacaksın” suçlamasõnda bulundu. ? 11 Nisan: Her yõl tatil için Antalya’yõ seçmesine karşõn, ye- rel seçimin ardõndan AKP’nin sa- hil şeridinde kazandõğõ tek il olan Hatay’a gitmeyi tercih eden Er- doğan, bu değişime dikkat çeken haberlere tepki gösterdi. Erdo- ğan, “Medyanın bu yaklaşımı çok çirkin. Biz gideceğimiz ad- resi, medyaya sorarak takip et- miyoruz” sözleriyle, basõna karşõ yine kavgacõ üslup takõndõ. ? 17 Nisan: Gazetemiz yazarõ Erol Manisalı tutuklandõ ve 18 gündür cezaevinde. ? 24 Nisan: Anayasa Mahke- mesi’nin kuruluş yõldönümü ve yeni binasõnõn açõlõşõ için düzen- lenen törene, foto muhabirleri ve kameramanlarõn girişine izin ve- rilmedi. ? 27 Nisan: Başbakan, İstan- bul Bostancõ’daki bir evde sakla- nan terörist ile güvenlik güçleri arasõnda çõkan çatõşmayõ haber- leştiren basõn kuruluşlarõna çattõ. Televizyonlarõn uluslararasõ med- ya etiğine uygun yayõn yapmadõ- ğõnõ savunan Erdoğan, “Çok çok abartılı yapılan yayınlarla yaş- ları küçük olanların üstünde meydana getirdiği olumsuzlu- ğun farkında olmamız gerekir” dedi. Ayrõca, çatõşma devam ederken konuyla ilgili haberlere yayõn yasağõ getirildi. Fikir suçu şereftir İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Sendi- kasõ (TGS) Genel Başkanõ Ercan Sadık İpekçi, mesle- ki faaliyetlerinden dolayõ ga- zetecilerin hapse atõldõğõnõ belirterek, “Gazeteciler zo- raki olarak birtakım yasa- dışı işlerle ilişkilendiriliyor. Bir gazeteci için fikir su- çundan yargılanmak şeref- tir. Gazeteciyi cezaevine koymanın onursuzluğu ise böyle bir ortamı yaratan siyasi çevrelere aittir” diye konuştu. BİLGİ KİRLİLİĞİ TGS Başkanõ İpekçi, “3 Mayıs Dünya Basın Özgür- lüğü Günü”nde Türkiye’de gerçek anlamda bir basõn ve ifade özgürlüğünden söz edi- lemeyeceğine dikkat çekti. Basõn - yayõn organlarõnda çok şeyin yazõlõyor olmasõ- nõn düşünce özgürlüğünün göstergesi olmadõğõnõ dile getiren TGS Başkanõ, “Tam tersine.. yaratılan bilgi kir- liliği özgür düşünmeyi ve tartışmayı baştan engelli- yor” dedi. İpekçi, basõn çalõşanlarõnõn üstündeki güçlere karşõ koru- masõz olduğunun altõnõ çize- rek, “Basın; hükümet ve patronların gücü nedeniy- le, gerçek görevini yapabil- me işlevini yitirdi. Artık hükümet eliyle sansüre ge- rek kalmaksızın, otosansür devreye giriyor.” HAK İHLALLERİ Basõn emekçilerine yöne- lik hapis baskõsõna ilişkin de- ğerlendirmelerde de bulunan İpekçi, yargõlama süreçlerin- de çok ağõr kişilik hakkõ ih- lalleri yapõldõğõnõ, artõk sade- ce yargõnõn bağõmsõzlõğõna vurgu yapmak ve bununla yetinmek zorunda kalõr hale gelindiğini ifade etti. İpekçi, “Gazeteciler zora- ki olarak birtakım yasadışı işlerle ilişkilendiriliyor. Görebildiğimiz kadarıyla, meslektaşlarımız bütünüy- le kalemlerinden, yazdıkla- rından, yaptıkları haber- lerle ilgili faaliyetlerinden.. yani bütünüyle mesleki ça- lışmalarından dolayı soruş- turmalara hedef oluyorlar. Elbette ki yargılama sonu- cunda gerçekler ortaya çı- kacaktır. Ancak bu sürece kadar meslektaşlarımız mağdur ediliyor. Bir gaze- teci için fikir suçundan yargılanmak şereftir, onur- dur. Bir gazeteciyi cezaevi- ne koymanın onursuzluğu ise böyle bir ortamı yara- tan siyasi çevrelere aittir” diye konuştu. TGS BAŞKANI: Ferai Tõnç: Basõn tehdit altõnda ÇGD: 65 gazeteci cinayeti karanlõkta İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanõ Ahmet Aba- kay, Türkiye’nin 40 yõldõr ba- sõn özgürlüğü konusunda ye- rinde saydõğõnõ belirterek, “40 yıl önce de gazeteciler hapse atılıyordu, bugün de” dedi. Abakay, 100 yõlda Türkiye’de 65 gazetecinin suikasta kur- ban gittiğini ve hiçbirinin ci- nayetinin aydõnlatõlamadõğõnõ da vurguladõ. “3 Mayıs Dünya Basın Öz- gürlüğü Günü”nü Türki- ye’nin kötü bir karne ile karşõ- ladõğõna dikkat çeken ÇGD Başkanõ, gazetecilerin “işten atılma tehdidi, uzun süre iş- siz kalma, sendikal örgüt- lenme yetersizliği, patron baskısı ve basında tekelleş- me”nin getirdiği sõkõntõlarla boğuştuğunu söyledi. Abakay, Başbakan Erdoğan’õn düşün- ce özgürlüğünde ileriye doğru adõmlar atõldõğõnõ savunduğu- nu ancak bunun gerçeği yan- sõtmadõğõnõ vurguladõ. Abakay, “Bir başbakanın ülkesine, partililerine daha çok okuyun, her şeyi okuyun demesi gerekirken, gazete almama, okumama kam- panyası başlatıyor” dedi. ‘Gazetelerhedefgösteriliyor’ İstanbul Haber Servisi - Türki- ye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanõ Orhan Erinç, gazetecile- rin karşõ karşõya kaldõklarõ kimlik, kişilik sorunlarõ ile sendikal örgüt- lenme haklarõna ilişkin sorunlarõ- nõn sürdüğüne dikkat çekerek ga- zetecilerin son dönemde “haksız suçlamalara, hedef göstermelere ve boykot çağrılarına maruz” kaldõğõnõ dile getirdi. TGC Başkanõ Erinç, TGC’nin geçen yõl “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü” nedeniyle orta- ya koyduğu sorunlarõn çözümüne ilişkin herhangi bir gelişme yaşan- madõğõnõ, bunun üzüntü verici ol- duğunu söyledi. Erinç, “Yetkilile- rin, ifade özgürlüğü ve basın öz- gürlüğüne ilişkin anayasa ve di- ğer yasalarda yer alan kısıtlama- lar ve gazetecilerin sorunları ko- nusunda çözüm arayışı içinde bulunmamaları dikkat çekici. Özellikle son dönemde gazeteci- lerin haksız suçlamalara maruz kalmaları ve hedef gösterilmele- rinin sıklıkla gündeme gelmesi üzücüdür. Bir grup gazete hak- kında boykot çağrılarında bulu- nulması da AB kazanımlarının yetkililerce yeterli düzeyde algı- lanmadığını gösteriyor” dedi. Anayasa değişikliği tartõşmalarõ- na da değinen Erinç, “Anayasanın değiştirilmesi tartışmalarında gündeme gelen maddeler arasın- da ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin maddeler yer almıyor. Basın özgürlüğü, düşünceyi yay- ma ve açıklama, haberleşme öz- gürlüğünün önünde engel oluş- turan mevcut maddelerin gözar- dı edilmesi eleştirilecek başka bir konu olarak gündemde du- ruyor. Dileriz gelecek yıl 3 Ma- yıs’ta daha olumlu değerlendir- meler yapabiliriz” diye konuştu. HAKSIZ SUÇLAMALAR Öte yandan TGC Yönetim Kuru- lu tarafõndan “3 Mayıs Dünya Ba- sın Özgürlüğü Günü” nedeniyle yapõlan açõklamada “Gazetecilere yöneltilen haksız suçlamalar, he- def göstermeler ve boykot çağrı- ları, son bir yıla damgasını vuran olumsuz girişimler olarak bellek- lerde yer etmiştir” denildi. Açõklamada, basõn özgürlüğünün halk için de vazgeçilmez özgürlük- lerin başõnda yer aldõğõ kaydedile- rek “Ancak Türkiye’de bu hak- kın uluslararası anlamda var ol- duğunu savunmak olanaksızdır” ifadesine yer verildi. Basõna yönelik baskõ AKP’yle kendini daha fazla hissettirdi. 2009’un ilk dört ayõnda hedef yine özgür basõndõ Haber Merkezi - ABD’de faaliyet gösteren Freedom House (Özgür- lük Evi) adlõ sivil toplum kuruluşunun yayõmladõğõ “2009 Basın Özgürlüğü” raporunda Türkiye 101’inci sõrada “kısmen özgür” ülkeler arasõnda gösterildi. Raporda Türki- ye, basõn özgürlüğünde Arnavutluk, Komor Adala- rõ ve Tanzanya’yla 101’in- ci sõrada gösterildi. Basõn Özgürlüğü açõsõn- dan en iyi ülkeler İzlanda, Finlandiya ve Norveç. En sorunlu ülkelerin ise Ku- zey Kore, Türkmenistan, Burma, Libya, Eritre, Kü- ba, Özbekistan ve Beyaz Rusya olduğu kaydedildi. En özgür kõta Avrupa’daki 25 ülkeden 23’ünde basõ- nõn özgür olduğu belirti- lirken Avrupa kõtasõnda İtalya ve Türkiye’de basõ- nõn kõsmen özgür olduğu ifade edildi. Raporun ya- zarlarõndan Özgürlük Evi uzmanõ Karin Deutch Karlekar, Amerika’nõn Se- si Radyosu’na “Türki- ye’deki basın özgürlüğü- ne ilişkin birtakım endi- şelerimiz var” diye konuş- tu. Karlekar görüşlerini şöyle anlattõ: “Örneğin, 301’nci madde, basına ve yazarla- ra yönelik baskı gibi ko- nulardaki kaygımız sürü- yor. Asıl sorun 301’nci maddede hâlâ gerekli dü- zenlemenin yapılamamış olması. Aynı zamanda basına yönelik sindirme ve yıldırma politikaları da sürüyor. Son birkaç yıl içinde hükümet yetkilile- rinin basına yönelik olumsuz tutumlarının arttığını görüyoruz. Bazı medya kuruluşlarına uy- gulanan yasal ya da eko- nomik baskılar da var.” Türkiye ilk 100’e giremedi ‘Kısmen özgür’ ülkelerden Orhan Erinç İstanbul Haber Servisi - Ba- sõn Enstitüsü Derneği (IPI) Ulusal Komitesi Üyesi Ferai Tınç, Türkiye’de ekonomik ve siyasi nedenlerle basõnõn büyük bir tehditle karşõ karşõya oldu- ğunu, bunun 1950’lileri anõm- sattõğõnõ söyledi. Tõnç, “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü”nde,Türk basõnõnõn tehdit altõnda olduğu- na dikkat çekerek “Bir yandan ekonomik, diğer yandan siya- si krizler, iktidar odaklarını muhalif olan herkesi bastır- maya yönlendiriyor. Türki- ye’de gazeteler kapatılıyor, gazeteciler cezaevine konulu- yor” dedi. Deniz Feneri davasõnda basõ- nõn nasõl baskõ altõna alõndõğõ- nõn bir kez daha kanõtlandõğõna dikkat çeken Tõnç şöyle konuş- tu: “Son dönemlerde basın öz- gürlüğüne yönelik 1950’leri anımsatan bir baskı var. ‘Bu gazeteleri almayõn’ türü kam- panyalarla basın hedef göste- riliyor. Bu gibi kısıtlamaların bir sonucu olarak gazetecilik mesleğinde eksiklikler ile ge- rilimler ortaya çıkıyor. Halka doğru haber verme endişesi yerini gazetecilerin birbirine karşı savunma mücadeleleri- ne dönüşüyor. Bu Türki- ye’nin demokratik geleceği açısından karanlık bir tablo.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle