21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 29 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İyileşme için kõsa vadede olumlu işaretler var ancak uluslararasõ koordinasyon sağlanmazsa bunalõmlar devam edecek Bu kriz ne ilk ne de sondurForum İstanbul’da bir araya gelen uzmanlar, krizin etkilerini azaltmak için küresel finansal istikrarõn kurulmasõ gerektiğini belirtti. Ekonomi Servisi - Forum İstanbul 2009 “Dünya Finansal ve Ekono- mik Krizinden 2023 Türkiye’si- ne” toplantõsõnda bir araya gelen bi- lim adamlarõ, ekonomistler dünyayõ kasõp kavuran küresel ekonomik kriz- den çõkõş için ülkelerin korumacõlõk politikalarõndan vazgeçmesi gerekti- ğine işaret etti. Küresel yönetişimde yeni bir finan- sal istikrar kurulunun kurulmasõ, IMF’nin de yeni bir çehre kazanmasõ gerektiğine işaret edilen Forum’da kü- reselleşmenin hõz kaybedeceği, krizin çözümünün, küresel dengesizliklerin çözümüyle olacağõ kaydedildi. Ulus- lararasõ anlamda daha fazla makro- ekonomik koordinasyona ihtiyaç ol- duğuna işaret eden uzmanlar, uzun vadede daha büyük krizlerin yaşan- mamasõ için de bütün ülkelerin üstüne düşeni yapmasõ gerektiğine vurgu yap- tõ. Forum İstanbul’da uzmanlar, “Kriz- den herkes yandı, yine de yeterli ders- leri alabilmemiz gerekiyor” mesajõ- nõ verdi. Türkiye güçlü çıkacak Forum’un açõlõşõnda konuşan Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Ali Ba- bacan, bu zor dönem geçtikten sonra, borç yükü açõsõndan Türkiye’nin, dün- yanõn en az borçlu ülkelerinden birisi olacağõnõ söyledi. Babacan, istihda- mõn artmasõna yönelik bazõ önlemlerin de yakõnda hayata geçirileceğini belir- terek, teşviklere dönük çalõşmanõn bitmek üzere olduğunu aktardõ. Emekçiler tasarruf yapabilsin Brooking Enstitüsü Başkan Yardõmcõsõ ve Akbank Uluslar- arasõ Danõşma Kurulu üyesi Kemal Derviş: Türkiye’de işsizlik var, talep eksikliği var, ihracat düşüşü var. Bu ortamda maliye po- litikasõnda daha da kõsõtlayõcõ yola başvur- mak ne kadar doğru? Türkiye’de maliye po- litikasõnõn iç talebe destekçi olmasõ lazõm. Emekçilerin vatandaşõn da tasarruf etmesi sağlanmalõ. Büyüme geçici Eğer Türkiye yüzde 7-8 büyüme hõzõnõ ger- çekleştirmek istiyorsa, Doğu Asya, Hin- distan’a, Çin’e yakõn bir performans sergi- lemek istiyorsa, ki böyle bir performansa ih- tiyaç var, o zaman bunu yüzde 16-17’lik bir iç tasarruf oranõyla yapamaz. Yüzde 25-30 arasõ tasarruf oranõyla Türkiye sağlam ve sürdürülebilir bir şekilde yüzde 7 ile 8 ara- sõnda büyüyebilir. Bunu yapamadõğõmõz sü- rece bu büyüme geçici olur ve başõmõza so- nunda dert açar. IMF kaynağı uygun IMF’nin finansal kaynaklarõnõn, bugünkü pi- yasa şartlarõ içerisinde faiz açõsõndan mali- yet açõsõndan uygun, istenilen kaynaklar. Bu kaynağõ kullanabilmek veya bu kaynağõn hiç olmazsa var olduğunu hissettirebilmek iyi bir şey olur. Anlaşmada tabii ki bugünkü Türkiye’nin koşullarõnõ da düşünerek, ya- ni yapõcõ ve ileriye dönük şey gerekiyor. 20 yıl içinde yenisigelir Eski IMF Birinci Başkan Yar- dõmcõsõ Anne Krueger: Uluslar- arasõ anlamda daha fazla makroeko- nomik koordinasyona ihtiyaç var. Ancak, dün- yanõn henüz bu aşamada, bu tür mekanizmalarõ yerleştirmek için hazõr olduğunu düşünmüyo- rum. Eğer bunu gerçekleştiremezsek önümüz- deki 20 yõl içerisinde aynõ şeyler yaşanacak. Dünyanõn hiçbir ülkesinde, politik olarak bu ira- deyi görmüyorum. O yüzden bu bağlamda, çok iyimser değilim. Korumacılık zarar verir Bu resesyonun risklerinden bir tanesi de bütün ülkelerin, ‘Daha fazla para harcayacaksak ve bir ivme sağlayacaksak, bunu kendi vatan- daşlarımıza harcamak istiyoruz’ demeleridir. Eğer herkes bunu yapacak olursa, bu, büyük bir korumacõlõk olur ve dünyaya çok zarar verir. Re- sesyon, ne kadar sürerse, o kadar tehlikeli ola- cak. Kõsa vadede daha iyimserim, ama uzun va- dede endişeliyim. Büyük buhrandan bu yana, en şiddetli durumdayõz. IMF’ye kısa süreli bakın Kriz döneminde bazõ ülkeler hem toplam talepte hõzlõ düşüşler yaşadõ hem de çok güçlü nega- tif bilanço etkisiyle karşõlaştõ. Onlar, çok kötü durumdalar, ama Türkiye o kategoride değil. Türkiye borç sorununun bir kõsmõnõ halletti. IMF ile anlaşmasõ da Türkiye’nin kõsa vadede ihti- yacõnõ karşõlamasõ ama uzun vadeli politikalar oluşturmasõ gerekiyor. Dõş borca güvenmeyi bõrakõn Harvard Üniversitesi Öğre- tim Üyesi Prof. Dr. Dani Rod- rik, iç dinamikleri kuvvetli bir ül- ke olan Türkiye’nin finansman açõsõndan dõş borçlanmaya bağõmlõlõğõnõ azaltmasõ gerektiğini belirterek “Bu da ancak iç ta- sarrufların arttırılmasıyla mümkün. Kamu tasarrufları arttırılmalı, özel tasarruflar özendirilmeli” dedi. Rodrik şu değerlendirmelerde bulundu: Küreselleşmede geri vites ABD kõsa zamanda eski büyüme hõzõnõ ya- kalayamayacak. Dünyada önümüzdeki süreçte küreselleşmeye sõcak bakmayan siyasiler güçlenecek. Küreselleşmede ge- ri vitese geçme ihtimali yüksek. Bu 1930’lara değil, 1960-70 felsefesine dö- nüştür. Sorunlar devam edecek Önümüzdeki yõllarda dõş ticaret ve ser- maye arttõrõmõ geçen çeyrek yüzyõla oran- la daha yavaş olacak. Gelişmekte olan ül- keler için birinci derecede önemli olan şey, dõş ticaret ve sermaye gidişatõndan son- ra kendi iç yapõsal dönüşümlerini sağla- mak. Türkiye iç dinamikleri kuvvetli olan bir ülke. Dõş borçlanmasõnõ azaltmasõ, ancak iç tasarruflarõn arttõrõlmasõyla müm- kün. Bu krizin ertesinde Türkiye’nin so- runlarõ kriz öncesinden çok da değişik ol- mayacak. ETİ, ÇEKÜL ile 4 bin kültür elçisi yetiştirecek Ekonomi Servisi - ETİ; Çevre ve Kültür Değerleri- ni Koruma ve Tanõtma Vakfõ (ÇEKÜL) işbirliği ile Tür- kiye’nin kültürel değerlerini bilen, bu varlõklarõ koru- ma sorumluluğuna sahip bilinçli kuşaklar yetiştirmeyi amaçlayan “ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri” projesine 3 milyon TL bütçe ayõrdõ. Projede bugüne kadar bin çocuk bölgesel el sanatla- rõ, gelenek haline gelmiş yaşam kültürü, mimari, örf ve âdetler, yerel ezgiler gibi kültürel değerler konusunda eğitimler alarak “Kültür Elçisi” olarak görevlerini yü- rütüyorlar. 2012 yõlõna kadar 77 kentte toplam 4 bin “Kültür Elçisi” yetişecek. Sõvas’ta düzenlenen basõn top- lantõsõnda projenin geldiği noktayõ anlatan ETİ Şirket- ler Grubu Yönetim Kurulu Başkanõ Firuzhan Kanat- lı, projenin hedefinin “Kültür Elçileri” kanalõyla, Tür- kiye’nin sahip olduğu değerleri, birikimleri kuşaktan ku- şağa aktarmak olduğuna dikkat çekti. Çukurova Kolombiya gazına da ortak oldu Ekonomi Servisi - Çukurova Holding bünyesindeki Genel Enerji, Kolombiya’da doğalgaz çõkarmak için TPAO iştiraki TPIC ile ortaklõk yaptõ. Operatörlüğünü TPIC’nin yürüteceği projede, TPIC yüzde 51, Genel Enerji yüzde 40 ve Multi Servicios yüz- de 9 ortaklõk hisselerine sahip oldu. Hidrokarbon po- tansiyeli bakõmõndan zengin görünen Maria Conchita ara- ma bloğunda açõlan kuyudan yaklaşõk 500 bin metreküp doğalgaz test edildi. Arama periyodu 6 yõllõk süreyi kapsayan proje, 6 faz- dan oluşuyor. 18 ay sürecek birinci fazda, 120 kilomet- rekarelik alanda gerçekleştirilecek 3 boyutlu sismik ve- ri toplama maliyetleri tamamen Genel Enerji tarafõndan üstlenilecek. İlk kuyunun sondajõna 2011 yõlõnda baş- lanacak. Elveda Rumeli Makedon’a Türk Renault MİYASE İLKNUR PRİŞTİNE - Türk İhracatçõlar Meclisi üyeleri ile birlikte Tica- ri ve Ekonomik İşbirliği Foru- mu’na katõlmak üzere Make- donya ve Kosova’ya gelen dõş ti- caretten sorumlu Devlet Bakanõ Zafer Çağlayan, gezisinin ilk etabõ olan Makedonya’da önem- li gelişmeler kaydedildiğini açõk- ladõ. Makedonlarõn Fransa’dan al- dõklarõ Renault otolarõn bazõ mo- dellerini Türkiye’den almak is- tedikleri bilgisini veren Çağlayan, Makedonlarõn Renault’nun Fran- sa’daki merkezi ile görüşüp ge- rekli izinlerin Türkiye tarafõndan alõnmasõnõn istendiğini kaydetti. Suriye ile dört aydan beri ya- şanan çimento krizinin de çö- züldüğünü bildiren Çağlayan, “Suriye Başbakan Yardımcısı Dardani ile yaptığım telefon görüşmesi sonucunda Türk çi- mentolarına uygulanan am- bargo önümüzdeki haftadan itibaren kalkıyor” dedi. Bakan Çağlayan, ilk gün 10’a yakõn Türk firmasõnõn distrübü- törlük verme aşamasõna geldiği- ni belirtti ve şunlarõ aktardõ:  Ortak prefabrik beton üretimi, tekstil ve Makedonya ile Slo- venya arasõnda yapõlan otobüs ta- şõmacõlõğõnda kullanõlacak oto- büslerin Bursa’dan alõnmasõ ko- nusunda ön anlaşma sağlandõ.  Ayrõca, fuarcõlõk ve müteah- hitlik konusunda da işbirliği için el sõkõşõldõ.  20 milyon Avro’luk alõşveriş merkezinin Türk-Makedon or- taklõğõyla yapõmõ konusunda da ortak görüş oluştu.  Üsküp belediyesinin açmõş olduğu otobüs ihalesinde Bur- salõ Güleryüz firmasõ birinci du- rumda. Beraberindeki işadamı heyetiyle Makedonya’ya ziyarette bulunan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, çekimleri bu ülkede gerçekleştirilen ‘Elveda Rumeli’ dizisinin setini ziyaret etti. Çağlayan, ayrıca Atatürk’ün de bir dönem kaldığı manastırı gezdi. PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ Babalar Gibi Satılık Mayınlı Tarla [email protected] AKP iktidarının mayınlı toprakları İsrail köken- li bir şirkete 44 yıllığına kiralama tezgâhının ar- dında, bütçe açıklarının hızla derinleşmesi yatı- yor. Bu yılın ilk 4 ayında gerçekleşen 20 milyar TL’lik bütçe açığı, 2009’un tamamına ait açık he- defini (10.4 milyar TL) ikiye katladı bile… 2008 Yı- lı Katılım Öncesi Ekonomik Programı’nın (KEP) re- vize edilmiş 48 milyar TL’lik hedefi bile 4 ayda ne- redeyse yarılanmış durumda… Aslında, gerçek bütçe açığı bundan daha faz- la. Nisan ayı bütçesine 1.8 milyar TL’lik özelleş- tirme geliri ile 2.1 milyar TL’lik kamu bankaları- nın kârlarından Hazine’ye alınan temettü geliri gir- di. Bunlar bir defalık gelirlerdir ve bu kalemler ol- masaydı açık 4 milyar TL daha fazla olacaktı. İç talebi canlandırmak için getirilen bazı sektörler- de dahilde alınan KDV’de ve ÖTV’deki indirim- lerin uyardığı talebin nisanda yarattığı gelir ar- tışlarının özellikle yılın ikinci yarısında devam ede- bilmesi de mümkün değil... Bu durumda, revize edilmiş rakam olan 48 mil- yar TL hedefinin yakalanabilmesi bile oldukça güç. 1990’lardaki gibi doludizgin kamusal borçlanma ve bunun için de yerli-yabancı bankalara avuç do- lusu faizler ödemek, o yılların kısır döngüsüne ge- ri dönülüyor… Bütçenin muazzam bir açık baskısı altında ol- ması, “özelleştirme” ipine can havliyle sarılmayı kaçınılmaz hale getirmiş.. Ne var ki, AKP iktida- rı maliyesini 2003’ten bu yana ayakta tutmada çok işe yarayan, “Babalar gibi yapılan” özelleştirme- lerin artık sonuna gelindi. Tüpraş, Telekom, Er- demir, Petkim satışlarıyla 2005-2008’de yıllık or- talama 6.5 milyar $’ı bulan gelirlerle Lale Devri ya- şatan özelleştirme işlemleri, 2009’un 4 ayında 1.8 milyar $’a kadar gerilemiş durumda. Üstelik ar- tık satılacak fabrikalar, tesisler tükenmiş.. sıra, el- de avuçta kalan arsalara, köprülere, otoyollara, binalara gelmiştir. Limanların, elektrik dağıtım şirketlerinin dibi ka- zınırken artık satılığa çıkarılan ve haraç-mezat sa- tılanların başında TCDD’nin, eski Tekel’in, TE- DAŞ’ın, hatta DMO’nun binaları, arazileri var... İstanbul’un, İzmir’in, Ankara’nın rantı en yük- sek kamu taşınmazları saptanmakta ve ihaleye çıkarılmakta, ama doğrusu bu bezirgânlıktan da kolay kolay para çıkmamaktadır. İşte mayınlı tarlaların İsrail firmasına “satılma- sı” da böyle bir acizlik içinde gündeme gelmiş- tir. Meclis’e sunulan yasa tasarısı, bölgeyi para talep etmeden mayından temizleyecek şirkete ta- rım amaçlı kullanılmak üzere 44 yıl kiralama yo- lu açıyor. İş, mayından temizleme ihalesi gibi gö- rünse de, gerçekte tarım arazisi ihalesidir. Mayın temizleme, kılıftır. İhaleye mayın şirketleri değil, küresel gıda-tarım şirketleri girecek ve mayın işi- ni taşeron firmalara yaptıracaklardır. Kafamızı kaldırıp dünyaya baktığımızda gıda- nın stratejik bir sektör olma yolunda olduğunu gö- rüyoruz. Asya’dan Çin, Güney Kore; Ortado- ğu’dan petrol zengini ülkeler, İsrail; Afrika’nın, La- tin Amerika’nın topraklarını kiralıyorlar. Bu top- raklarda üretecekleri ürünleri kendi ülkelerine ta- şımayı planlıyorlar. Buralarda üretilen gıdanın ta- mamı veya tamamına yakın bir bölümü kiralayanın ülkesine ihraç edilecek. Türkiye’nin yıllarca dinlenmiş, organik tarıma çok elverişli mayınlı toprakları da şimdi hedefler arasındadır ve AKP iktidarının sıkışık durumu da fırsat bilinerek bu topraklar oldubittiye getirilmek istenmektedir. Hedefler arasında TİGEM’e (eski Devlet Üretme Çiftlikleri) ait Dalaman, Yalova gi- bi bölgelerdeki büyük araziler de vardır. İsrailli ka- pitalistlerin bölge topraklarına ilgisi tarımla sınır- lı kalmamakta; su, potansiyel petrol ve diğer yer- altı zenginlikleri de ağız sulandırmaktadır. Bütçe bunalımı yaşayan AKP’ninki, olmayacak duaya amin demek… Doğru olan, mayını temiz- letip yoksul köylüleri sürece katarak bu atıl top- raklarda esaslı bir toprak reformu ve koopera- tifleşme ile tarımsal üretimi arttırmak ve gelirini hakça bölüştürmektir. Hele ki topraksız köylünün feodalitenin kıskacından kurtarılamadığı Güney- doğu’da bunu öncelikle yapmak gerek.KOSOVA, CUMHURBAŞKANI PROTOKOLÜ UYGULADI Kosova’ya geçen Devlet Bakanõ Çağlayan, önce Kosova Cumhurbaşkanõ Famir Seyidu ile ardõndan da Türk kökenli Çevre ve Alan Bakanõ Mahir Yağcõlar ile bir görüşme yaptõ. Kosova Cumhurbaşkanõ’nõn kendisine cumhurbaşkanõ protokolü uygulamasõnõn bu ülkede Türkiye’ye verilen önemi gösterdiğini kaydeden Çağlayan şunlarõ söyledi: “Burada 17 milyon dolarlõk otoyol yapõmõ, yaklaşõk 100 milyon Avro’luk Priştina havalimanõ inşasõ ve dünyanõn beşinci büyük linyit yataklarõna sahip Kosova’ya termik santral kurma konusunda Türk işadamlarõna iş çõkacak yatõrõm alanlarõ bulunuyor.” KONUT VE PERAKENDE VERİLERİ UMUT VERDİ Konut satõşlarõ ile perakende sektörü ciro- larõna ilişkin veriler, piyasada canlanma sin- yali verdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2009 yõlõ birinci dönemin- de konut satõşlarõ, bir önceki yõlõn aynõ dö- nemine kõyasla yüzde 2.95 oranõnda düşe- rek 108 bin 861 olarak gerçekleşti. Satõşlar önceki döneme göre ise Türkiye genelinde yüzde 17.67 arttõ. 2009 yõlõ birinci döneminde (ocak-şubat-mart) konut satõşlarõnda, bir ön- ceki yõlõn aynõ dönemine kõyasla en fazla ar- tõş, yüzde 41.12 ile istatistik bölge sõnõflamasõ dahilinde, Gaziantep, Adõyaman, Kilis böl- gesinde tespit edildi. Diğer bir olumlu ha- ber de perakendeden geldi. AMPD Pera- kende Endeksi By Nielsen Nisan 2009’a gö- re, 2008 nisandaki yõllõk artõş 2007 Nisan’a kõyasla yüzde 13 oldu, 2009 Nisan ayõnda- ki yõllõk ciro artõşõ ise yüzde 3. 2009’un ilk 4 ayõ 2008’in aynõ dönemiyle kõyaslan- dõğõnda, organize perakende cirosu yüzde 2 oranõnda arttõ. Ancak çalõ- şan sayõsõnda Ara- lõk 2008 sonundan bu yana yüzde 5 düşüş gerçekleşti. BSH KÂRINI YÜZDE 295 ARTTIRDI BSH Ev Aletleri İcra Kurulu Başkanõ Norbert Klein, şirketin Türkiye’deki pazar payõnõ yüzde 26’ya yükselttiğini belirterek “İlk çeyrekte ihracatta yüzde 33 artõşla 199 milyon TL ciro elde ettik, toplam satõşlarõmõz ise 376 milyon TL ile geçen yõla yakõn bir seyir izledi. Bununla birlikte, mali destek paketleri ve ham madde fiyatlarõndaki düşüşün etkisiyle, 3 aylõk kârõmõz yüzde 295 gibi ciddi bir artõşla, 20 milyon TL’ye ulaştõ” dedi. Klein düzenlenen basõn toplantõsõnda BSH’nin 2008 yõlõ cirosunu bir önceki yõla göre yüzde 9 artõşla, 2 milyar TL’ye çõkarmayõ başardõklarõnõ anlatarak “Genel olarak değerlendirdiğimizde, küresel mali krizin sektör üzerindeki olumsuz etkilerine karşõn, BSH’nin zorlu bir dönemi başarõyla geçirdiğini söyleyebiliriz” diye konuştu. EFES PİLSEN, 40. YILINI KUTLUYOR 40. yaşõnõ coşkuyla kutlayan Efes Pilsen, 40. yõla özel yeni reklam filmini sine- malarda izleyicilerle buluşturuyor. Yapõlan açõklamaya göre, Lowe İstanbul ta- rafõndan çekilen reklam filminde, Efes Pilsen’in yõllardõr, bizi bizden iyi tanõyan bir arkadaşõmõz gibi olduğu vurgusu yapõlõyor. Filmin yönetmenliğini, çekti- ği reklam filmlerinin yanõ sõra G.O.R.A, Sõnav, Vizontele ile tanõnan Ömer Faruk Sorak üstlendi. Çekimler 7 farklõ me- kânda ve 3 günde gerçekleşti. Oyuncu se- çiminin titizlikle yapõldõğõ reklam filminde 100 kadar oyuncu ve geniş bir prodük- siyon ekibi görev yaptõ. Efes Pilsen eki- bi, Lowe İstanbul ve Böcek Yapõm’õn uyumlu çalõşma sürecinin ardõndan film beyaz perdede izleyicisiyle buluşuyor. Bakan Çağlayan, Makedonya ve Kosova’da Türk şirketlerinin onlarca anlaşma yaptõğõnõ açõkladõ. Asgari ücret sadece 6.5 gün geçinmeye yetiyor Ekonomi Servisi - Türk-İş’in yaptõğõ araştõrmaya göre çekirdek bir ailenin açlõk sõnõrõ 744, yoksulluk sõnõrõysa 2 bin 424 TL oldu. Asgari ücretin, açlõk sõnõrõ olarak tanõmlanan tutarõn yüzde 71’ini, yoksulluk sõnõrõ olarak tanõmlanan tutarõnsa, ancak yüzde 22’sini karşõlayabildiğini belirten Türk-İş uzmanlarõ “Asgari ücret almakta olan bir çalışan ailesi, ancak 21 gün dengeli beslenebilmekte, insan onurunun gerektirdiği yaşama düzeyiniyse sadece 6.5 gün için sağlayabilmektedir. Krize karşı öncelikli çare çalışanların satınalma gücünün iyileştirilmesidir” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle