21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 NİSAN 2009 PAZARTESİ 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN [email protected] 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Lider mi? Örgüt mü?... ‘Güçlü lider’ toplumları vardır. Bizim toplumumuz bu özellikte bir toplumdur. Onun için de gözümüz hep bir örgütün liderinde odaklanır. Oysa demokrasi, ‘güçlü örgüt’ toplumlarında do- ğar ve yaşar. Dikkatimizden kaçmamalıdır, ‘güçlü lider’ top- lumları otokrasi eğilimlidir. 29 Mart yerel seçimlerinde de nerelere odak- landığımıza bakalım. CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu rüzgârı esti. Gerçekten de İstanbul’da CHP oyları bu rüzgârla yükseldi. Hemen sesler yükseldi, istemler başladı: - Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin başına geçsin. Kemal Bey CHP’nin başına geçince ne olsun? Oyları arttırsın, CHP iktidar olsun. Gene kolaycılık, gene hazırcılık, gene kişilerden çözüm beklemek. Oysa doğrusu şu değil midir?: - CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu gibiler çoğalsın. - CHP’de Mustafa Akaydın gibi adaylar olsun. CHP örgütü güçlensin, çoğalsın, etkinleşsin. İktidarın anahtarı ‘güçlü örgüt’tür. CHP merkezi örgüt gücünü sağlayamıyor ya da sağlamıyorsa, yanlışı oradadır. Çok iyi görülmüştür ki, planlı, programlı, he- yecanlı, ortak bir mücadele başarıya ulaşır. AKP’nin ‘lider odaklı’ olması yapısından gel- mektedir. AKP, cemaat kültürünün temsilcisidir. Cemaat, yapısı gereği, tek lidere bağlıdır ve ona itaate dayanır. CHP’nin temsil ettiği ulus kültürü ise itaate da- yanmaz.. eleştirel aklın birleşmesine dayanır. Ama CHP acaba neyi temsil ettiğini yeterince düşünüyor mu? Sorun buradadır. Bu seçimlerde CHP-DSP seçmeni ortak hare- ket etti. Bu çok büyük bir kazançtır. İstanbul’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun oyları art- tı. (CHP) Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen böyle kazandı. (DSP) Kadıköy’de Selami Öztürk oylarını arttırdı. (CHP) Şişli’de Mustafa Sarıgül büyük oyla yeniden se- çildi. (DSP) Bu buluşmaya dikkat etmek gerekiyor. Gene de bu seçimlerde CHP-DSP seçimi ka- zanmış değildir. İstanbul’da gene AKP kazanmıştır. Ankara’nın kaybı ise üzerinde durulmaya değer bir başarısızlıktır. DTP’nin artan kazancı yapılan bütün yanlışla- rın bir sonucu gibidir. Bakılması gereken yer, ‘halkın ne istediği?’dir. Topluma çok dikkatle bakmak gerekiyor. Halk, birçok olguya sanıldığından daha dikkatle bakıyor. Ekonomik adalet. Sosyal adalet. Yurttaş adaleti. Siyasal iktidarın anahtarı ‘güçlü örgüt’tür. Doğru liderlik, örgütünü güçlendiren liderliktir. Ülkenin her yerinde topluma ulaşan örgütlenme. Ne istediğini bilen hedefler demeti. Yapmak istediğini anlatan insanların ortak gücü. Halka sürekli kulak veren bir iletişim. Gücünü hep arttıran bir etkileşim. Başarının yolu budur. Tek kişiden beklemek.. Tek kişiye bağlanmak.. Tek kişiden kurtuluş ummak.. Demokrasinin değil, otokrasinin yoludur. Önce ne istediğimize karar verelim. Biz, demokrasi istiyoruz... [email protected] [email protected] www.erdalatabek.com Fransa’nõn NATO’nun askeri kanadõna dönüşü ve Rasmussen’in genel sekreterliği tartõşma konusu oldu ‘Türkiye rüşveti kabul etti’BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn NA- TO zirvesinde, Fransa’nõn itti- fakõn askeri kanadõna dönmesi- ne ve Danimarka Başbakanõ Anders Fogh Rasmussen’in genel sekreterliğine onay ver- mesi tartõşma yarattõ. Eski NA- TO Daimi Temsilcisi emekli Büyükelçi Onur Öymen, genel sekreterliğe onay karşõlõğõnda hükümetin kendisine verilen si- yasi rüşveti kabul ederek itibar kaybettiğini söyledi. Öymen, NATO zirvesinde alõnan kararlarõ gazetemize de- ğerlendirdi. Onur Öymen, şun- larõ söyledi: “Bu ülke bir NATO ülkesi olarak bir başka NATO ülke- sine yönelik terörist faaliyetleri destekleyen bir televizyon is- tasyonuna izin veriyor. Tür- kiye’nin yıllardan beridir yap- tığı girişimleri de olumsuz ce- vaplandırdı. Şimdi biz ‘tat- min olduk’ diyoruz. Nasıl tat- min olduk? ‘Yeterli kanõt gös- terilirse, mahkeme kararõ olur- sa kapatõrõz’ diyorlar. Zaten bunu söylüyorlardı. Şimdiye kadar gösterilen kanıtları ye- terli bulamadılar. Roj TV gi- bi açıkça PKK propagandası yapan bir yayın organının bu- nu yaptığını kanıtlayan o ka- dar çok belge Türkiye sundu ki Danimarka tarafına; bun- ların hiçbiri muteber sayıl- madı. Demek ki Danimar- ka’nın tutumunda bir deği- şiklik yok. Karikatür krizi konusunda da, özür dileye- cekmiş filan.. bunlar boş laf- lar.” Yarõn öbür gün buna benzer bir karikatün yayõmlanmayaca- ğõnõn da hiçbir garantisi olma- dõğõnõ belirten Öymen, ABD Başkanõ Barack Obama’nõn verdiği sözü de yakõn tarihe atõf yaparak şu örnekle değerlen- dirdi: “‘Obama söz verdi, güvence verdi’, diyorlar. Daha önce bu konuda bizim acı bir de- neyimimiz oldu. 1980’li yılla- rın başında Yunanistan NA- TO’nun askeri kanadına dö- neceği zaman NATO Başko- mutanı Rogers geldi ve Kenan Evren’e söz verdi. ‘Asker sözü veriyorum. Ege’de komuta sa- halarõ ile ilgili Yunanistan lehi- ne olan durumu değiştireceğiz. Adil bir düzen getireceğiz’ de- di. Kenan Evren de asker sö- züdür diyerek güvendi, biz de Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşüne onay verdik. Aynen şim- di Rasmussen’e oy ver- diğimiz gibi. Fakat son- ra bu sözü tutmadılar.” Rasmussen’e onay kar- şõlõğõnda genel sekreter yardõmcõlõğõ ve NATO’da üst düzey askeri temsil verilmesi önerilmesini de, “Türkiye’nin ağzına bir parmak bal çalma” ola- rak nitelendiren Öymen, “Bunun Roj TV’nin ka- patılması ile bir alakası var mı? Bir başka ko- nuda ağzınıza bir par- mak bal çalarak, rüşvet vererek sizin direncinizi kırıyor. Biz, NATO ge- nel sekreter yardımcılı- ğı görevi vermedikleri için Rasmussen’e itiraz etmedik ki... Genel sek- reter yardımcılığı zaten kıymeti harbiyesi olma- yan bir iştir. Hiçbir ağır- lığı yoktur. Söz sahibi olan genel sekreterdir” diye konuştu. Öymen, sözlerini, “Hü- kümet bu siyasi rüşveti kabul etti. Başbakan’ın yaptığı çıkış havada kal- dı. Türkiye itibar kay- betti. ‘NATO’nun itibarõ- nõ kaybetmemesi için yap- tõk’ diyorlar ama Türki- ye itibar kaybetti” şek- linde sürdürdü. NATO ZİRVESİ Türkiye’ninitirazı dünya basınında Dünya basõnõnda, “Obama, NATO hükümetlerini utançtan kurtardõ”, “Çatlak önlendi” ifadeleri kullanõldõ. PARİS (ANKA) / KOPENHAG (AA) - NATO zirvesinde Tür- kiye’nin, Danimarka Başbakanõ Anders Fogh Rasmussen’in NATO genel sekreterliği aday- lõğõna ilişkin itirazlarõ konusunda varõlan uz- laşõ, yabancõ basõnda ge- niş yer buldu. Haber ve analizlerde “Obama, NATO hükümetlerini utançtan kurtardı”, “Çatlak önlendi”, “Ge- nel sekreterin seçimi NATO zirvesini gölge- ledi”, “Türkiye sonun- da vetoyu kaldırdı” gi- bi yorumlar yapõldõ. Bu arada Danimarka muha- lefeti, Başbakan Ras- mussen’in NATO Ge- nel Sekreterliği’ne ge- çerek boşaltacağõ baş- bakanlõk makamõna Ma- liye Bakanõ Lars Lokke Rasmussen’in getiril- mesi talebi üzerine erken seçim çağrõsõnda bulun- du. Rasmussen, yaptõğõ bir açõklamada, bugün istifasõnõ sunacağõnõ da bildirdi. Dünya basõnõn- da konu özetle şu cüm- lelerle aktarõldõ: Spiegel: Obama, NATO hükümetlerini zirve utancõndan kurtar- dõ. Barack Obama tara- fõndan yapõlan bir telefon konuşmasõ, tõkanõklõğõn aşõlmasõnõ sağladõ. Dip- lomatik kaynaklarõna gö- re Obama, Gül ile ko- nuştu ve Erdoğan’õ te- lefonla aradõ. W a s h i n g t o n Post: Yeni genel sek- reter seçimi, NATO zir- vesini gölgeleyen iki ko- nudan biri oldu. Sar- kozy ve Merkel, Türki- ye’nin daha fazla istişa- relerin yapõlmasõ öneri- sini geri çevirdi ve ka- rarõn Strasbourg’da ve- rilmesinde õsrar etti. New York Times: Kapõlarõn ardõnda bir an- laşmaya varõldõ. Oba- ma’nõn, Türkiye’nin (Rasmussen’i) kabul- lenme kararõnda önemli bir rol oynadõğõ belirtili- yor. Observer: Türkiye sonunda Danimarka Başbakanõ’na koyduğu vetoyu kaldõrdõ. Independent: İki günlük zirvenin en sõ- kõntõ verici anlaşmazlõk- lardan biri, toplantõnõn sonuna doğru Danimar- ka Başbakanõ’nõn, Tür- kiye’nin, yeni NATO genel sekreteri olmasõna muhalefetinin aşõlmasõ ile çözüldü. Financial Times: Türkiye’nin zirvenin ço- ğunu, adaylõğõna karşõ çõkarak geçirmesinden sonra Sayõn Rasmus- sen’in atanmasõ, NATO liderlerini rahatlattõ. Telegraph: Anders Fogh Rasmussen, Tür- kiye’nin, ittifakõn Afga- nistan’daki operasyon- larõn kritik bir aşamada bulunduğu bir sõrada Müslümanlar arasõnda tepki yaratacağõ korku- larõna karşõn yeni NATO genel setreteri olarak ata- nacak. El Pais: Türkiye, Danimarka hükümetinin başkanõnõ, 2006 yõlõn- daki Hz. Muhammed karikatürleri krizinde Müslümanlarõn protes- tolarõnõ dikkate almadõ- ğõ için eleştiriyordu. Le Monde: Türkiye çekincelerini kaldõrmasõ üzerine Danimarka Baş- bakanõ Rasmussen, yeni NATO genel sekreteri olacak. ‘Tek kozumuz kapılar’ Marmara Grubu Başkanõ Dr. Akkan Suver, Ermenistan sõnõr kapõlarõnõn açõlmasõnõn Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine ağõr bir darbe vuracağõnõ söyledi LEYLA TAVŞANOĞLU Ankara’nõn Ermenistan’la ilişkile- ri normalleştirme yolunda sõnõr kapõ- sõnõ açmaya hazõr olduğu haberlerinin Azerbaycan’da yarattõğõ rahatsõzlõk sü- rerken konuyu Marmara Grubu Baş- kanõ Dr. Akkan Suver’le değerlen- dirdik. Mayõs başõnda 12. Avrasya Zir- vesi’ne ev sahipliği yapmaya hazõr- lanan vakfõn başkanõ Dr. Suver, “Ben Kafkas bölgesiyle ilişkilerde bulu- nan bir vakfın başkanı olarak bu- günlerde bir telaşımızı ve endişemizi sizinle paylaşmak istiyorum. O da Ermenistan’la açılması düşünülen sınır kapısıyla ilgili” dedi. Suver, Er- menistan sõnõr kapõlarõnõn karşõlõksõz olarak açõlmasõnõn Türkiye-Azerbay- can ilişkilerine ağõr bir darbe vuraca- ğõnõ söyledi. Marmara Grubu Başkanõ Dr. Suver sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz komşularımızla zenginliği paylaşmayı savunan insanlarız. Er- menistan konusuna ne kadar önem verdiğimizi en çok bilenlerden birisi de sizsiniz. Yalnız Türkiye’nin sa- hip olduğu hassasiyetlerin göz önü- ne alınarak yaklaşımda bulunma- nın yararlı olacağına inanıyoruz.” Türkiye’nin hassasiyetlerinden bi- risinin Ermenistan’õn Türkiye’yi söz- de Ermeni soykõrõmõyla suçlamasõ, ikincisinin de Türkiye’nin sõnõrlarõnõ tanõmamakta diretmesi olduğuna dik- kat çeken Suver, şöyle dedi: “Yakın bir geçmişte sayısız dip- lomatımız şehit edildi. Bir Orly katliamı var. Bunların Ermenistan adına yapıldığını çok iyi biliyoruz. Karabağ’da yaşananları, o yaşa- nanların 1 milyon insanı evinden barkından ettiğini de biliyoruz. Hatta nice insanın nahak yere öl- dürüldüğünü de unutmadık. Ka- rabağ’ın AGİT, BM ve AB tara- fından Azerbaycan toprağı olarak tescil edildiğine, Karabağ’ın Azer- baycan’a bir an önce geri verilme- si konusunda kararlar olduğuna da dikkatinizi çekmek isterim. Bütün bunlar olurken Türkiye büyük ülke olmanın verdiği hava içinde Ermenistan’da iki milli takım arasında yapılan futbol maçına cumhurbaşkanı seviyesinde katı- lacak kadar da büyük iyi niyet gös- terdi. Daha da öte, ABD Kongre- si’nde her yıl bir şantaj gibi önü- müze konan sözde Ermeni soykırım tasarısı da gündemdedir.” ‘Türkiye-Azerbaycan ilişkileri gerilir’ Ermenistan’la sõnõr kapõlarõ açõldõ- ğõ takdirde bu soykõrõm tasarõsõnõn da ortadan kalkacağõ sanõsõnõn çok yan- lõş olduğunu vurgulayan Suver, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin elindeki tek koz, tek yaptırım gücü sınır ka- pılarıdır. Sınırlar açılırsa ne olur? Hiç kimse bana kızmasın ama Kars’ta, Iğdır’da 40-50 ki- şi zengin olur. Ama Türkiye elindeki çok büyük bir kozu karşılıksız olarak kaybeder. İkincisi de, Türkiye-Azerbay- can ilişkileri ne ölçüde gerilir? Düşünmek dahi istemiyorum. On beş yıldır bu ilişkilerin ge- lişmesi için çaba harcayan bir vakıf başkanı olarak üzülerek söylüyorum. Büyük çabalar harcayarak yarattığımız bu dostluğu bozmaya hiç kimsenin hakkı olmadığına inanıyorum.” Suver ayrõca Medeniyetler İt- tifakõ toplantõsõna baştan gele- ceğini duyuran Azerbaycan Cumhurbaşkanõ İlham Aliyev’in Türkiye-Ermenistan ilişkileri- nin normalleşmesi için yakõnda anlaşma olacağõ haberleri üzeri- ne toplantõya gelmekten son an- da vazgeçtiğini açõklamasõnõn da Türkiye-Azerbaycan ilişkile- rinin gitmekte olduğu nokta ko- nusunda son derece üzücü oldu- ğuna işaret etti. DTP Genel Başkanı Türk, NATO zirvesindeki gelişmeleri eleştirdi ‘Roj TV pazarlõğõ düşündürücü’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokratik Top- lum Partisi (DTP) Genel Başkanõ Ahmet Türk, NA- TO Genel Sekreterliği için Roj TV’nin pazarlõk konusu yapõlmasõnõn düşündürücü olduğunu kaydetti. Türk, Şanlõurfa’da çõkan olaylarda partili milletvekillerinin he- def alõnarak dövülmesini de eleştirdi. Türk, düzenlediği basõn toplantõsõnda, Ağrõ ve Şan- lõurfa’da çõkan olaylarla ilgili değerlendirmelerde bulun- du. İstanbul, Adana ve An- kara illerinde de seçim so- nuçlarõndan sonra yapõlan gösterilere polisin müdaha- le etmediğine dikkat çeken Türk, ancak Ağrõ’da polisin gaz bombasõ ve silah kulla- narak, halkõn üzerine ateş et- tiğini savundu. Seçim so- nuçlarõna yaptõklarõ itirazla- rõn günlerce sonuçsuz kal- dõğõna işaret eden Türk, bu durumun gerginliğin oluş- masõna zemin hazõrladõğõnõ söyledi. Abdullah Öca- lan’dan “sayın” diye söz eden Türk, Şanlõurfa’daki gösterilerde bizzat partili milletvekillerinin dövülüp tehdit edildiğini söyledi. NATO Genel Sekreterliği için Roj TV’nin pazarlõk ko- nusu yapõlmasõnõn düşün- dürücü olduğunu kaydeden Türk, bu durumu protesto et- tiklerini bildirdi. İstanbul, Adana ve Ankara illerinde seçim sonuçlarõndan sonra yapõlan gösterilere polisin müdahale etmediğini ama Ağrõ’da gaz bombalarõyla, si- lah kullanõlarak halkõn üze- rine ateş edildiğini öne süren Türk, seçim sonuçlarõna iti- razlarõn günlerce yanõtsõz bõrakõldõğõnõ, böylece ger- ginliğin oluşmasõna neden olunduğunu savundu. “Kürt sorununun çözü- mü için terör örgütü PKK ve Abdullah Öcalan’ın mu- hatap alınmasından iste- yecekleri” yönündeki ha- berlerin sorulmasõ üzerine de “Kürt sorununun çözü- münün nasıl olacağına da- ir partinin düşüncelerini, zaman olmadığı için yazı- lı olarak ileteceklerini” bil- dirdi. Ahmet Türk, “Oba- ma’dan somut talepleri- niz olacak mı?” sorusuna, “Bizim somut talebimiz, meselenin ancak diyalogla çözülebileceğidir” karşõlõ- ğõnõ verdi. Emekli Büyükelçi Onur Öymen, Rasmussen’in genel sekreterliğine onay karşõlõğõnda hükümetin kendisine verilen siyasi rüşveti kabul ederek itibar kaybettiğini söyledi. ÜNİVERSİTELER TEPKİLİ Rotasyon rötarõ memnun etmedi HİCRAN ÖZDAMAR İZMİR - Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK), yeni açõlan tõp fakülteleri arasõnda ya- põlacak rotasyonda gö- rev süresini 7 aya dü- şürmesi ve uygulama- nõn 1 Ağustos’ta başla- tõlacağõnõ açõklamasõ, İzmir’deki üniversite- leri hoşnut etmedi. YÖK Yürütme Ku- rulu, 2547 sayõlõ Yük- seköğretim Kanu- nu’nun 41. maddesi uyarõnca çeşitli üniver- sitelerin tõp fakülteleri- nin ana bilim ve bilim dalõ esasõna göre belir- lenen öğretim üyeleri- nin yeni açõlan 13 tõp fa- kültesine bir yõl sürey- le görevlendirilmesini istemişti. Öğretim üyeleri ve üniversitelerin karara tepki göstermesi üze- rine YÖK, yeni bir açõklama yayõmladõ. Üniversiteler ise, YÖK’ün daha hoşgö- rülü davrandõğõnõ an- cak yeni fakültelerin desteklenmesi konu- sunda kendilerine söz hakkõ verilmesini istedi. Üniversiteler, “kar- deş üniversite” uygu- lamasõnõn kurumlar için daha yararlõ olacağõnõ, görevlendirme duru- munda kendi kurumla- rõndaki bilimsel araş- tõrmalarõn, sağlõk hiz- metlerinin aksayacağõ uyarõlarõnõ sürdürüyor. Dokuz Eylül Üniver- sitesi Tõp Fakültesi De- kanõ Prof. Dr. Hakan Abacõoğlu, “Bu uy- gulamanın ne gidile- cek ne de giden kuru- ma yararı olacaktır. Bu sorunun çözümü- nün bize bırakılması gerekir. Sürenin 7 aya indirilmesi sorunu çözmeyecektir” dedi. Ege Üniversitesi Tõp Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. Serhat Bor da YÖK’ün kararõnõn daha hoşgörülü olduğunu be- lirterek, “kardeş üni- versite” uygulamasõna yönelik proje hazõrla- dõklarõnõ söyledi. Prof. Dr. Serhat Bor, “Kardeş tıp fakültesi- nin oluşturulmasına yönelik içi dolu bir çalışma hazırlıyoruz. Bu çalışmayı hazırla- dıktan sonra YÖK’e sunacağız” diye ko- nuştu. Onur Öymen. Ahmet Türk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle