16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2009 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Rezalet Diz Boyu Başbakan Erdoğan, çok önceden Ergenekon davasının savcısı olduğunu bağıra bağıra ilan et- mişti tüm Türkiye’ye ve dünyaya. Siyasal içerikli bir davanın savcısı olduğunu söylüyorsa yürüt- menin başı, orada ne kuvvetler ayrılığı kalmıştır, ne de yargı bağımsızlığı. Önceki gün de, Türkiye Cumhuriyeti içinde, ar- tık laiklik karşıtı kadrolaşmanın odaklarından biri haline gelmiş olan Milli Eğitim Bakanlığı’nın başında oturan Hüseyin Çelik, dostu Prof. Dr. Mehmet Haberal’a destek veren Süleyman Demirel’i suçlayarak, gözaltına alınan profesörleri, darbe- cilik ve darbe destekçiliği ile suçlamış, bunların ba- zılarının “1 numara ile gizlice telefonla görüştüğünü” söylemiştir. Milli Eğitim Bakanı Çelik, henüz açıklanmayan, Ergenekon’un 1 numaralısını nereden biliyor? Bu bilgi kendisine kim tarafından sızdırılmıştır? Milli Eğitim Bakanı, hangi bilgi veya belgeye da- yanarak, hangi hukuki kanıta dayanarak, gözaltı- na alınan profesörlerin darbe destekçiliği yaptık- larını söyleyebiliyor? Unutmayalım ki, Milli Eğitim Bakanı konuşurken, profesörler henüz tutuklanmış değillerdi. Ama bel- ki de, Çelik nasıl olsa tutuklama kararı verilece- ğinden emindi. Buyurun buradan yakın! Artık rezalet diz boyu. Başbakan’dan sonra, Milli Eğitim Bakanı da, Er- genekon davasına taraf olduğunu ortaya koyan bir açıklama yaparak yargıyı etki altında bırakmaya yö- nelik bir girişimde bulunmuştur. Sevgili okurlar, sıradan bir vatandaşla, iktidar par- tisinin başının ve mensubu bir bakanın görülmekte olan davayla ilgili açıklamalar yapmalarının aynı şeyler olmadığını, her ikisinin de görülmekte olan davayı aynı derecede etkilemesinin söz konusu ol- madığını belirtmeye bile gerek yok. Ayrıca görülmekte olan davanın hukuka uygun olmayan seyrini yazmanın ve hukukun neyi em- rettiğini bildirmenin de bir görev olduğu ortada. Ergenekon davasında bilim adamlarının tutuk- lanması konusuna gelince: Dün de belirtmiştim, eski rektörlerin adı daha ön- ce iddianamede geçtiği halde, hiçbiri adaletten kaçmadı, peki bu durumda istisnai bir tedbir olan tutuklama yoluna neden başvuruldu? Artık tutuklama talepleri ortak bir formülle ifa- de ediliyor mahkemelere, mahkemeler de, her sa- nık için ayrı ayrı ayrıntıları da veren gerekçeler ye- rine, herkes için klişeleşmiş bir formülle tutukla- ma kararı veriyorlar. Bu hukukun özünün çiğ- nenmesidir ve bu durum karşısında “Yargılama sü- recinin sonlanmasını bekleyin” demenin de bir an- lamı yoktur. Artık yürütme davanın tarafı olduğunu ilan etmiş, sanık sandalyesine oturtulanlar, yargının kararı bek- lenmeden suçlanmaya başlamışlardır. Buna karşı çıkmak bizim görevimizdir. Sayın Hü- seyin Çelik de emin olabilir ki, yarın öbür gün ken- disi de benzeri bir duruma düştüğünde, masumiyet karinesi gereği, yargı kararını verene kadar onun da, keyfi olarak suçlanmaması için mücadele ede- ceğiz. Bu arada hukuku savunanlar, iktidarın hışmına uğramaya devam ediyorlar. Son olarak da, Adalet Bakanı’nın isteği üzerine YARSAV Başkanı Eminağaoğlu hakkında so- ruşturma açıldı. Kendisinin meslekten ihracı iste- niyor. HSYK’de istem görüşülürken, bakan ve müs- teşar kurula katılacaklar. Yani şekvacı Şahin aynı zamanda kadı olacak. Ama göreceksiniz işin bu yanına kimse dokun- mayacak da, kimi HSYK üyelerinin YARSAV’a da üye olmaları öne sürülerek, o kurul üzerinde de baskı oluşturulmaya çalışılacak. Bütün bunların amacı hâkim ve savcıları yıp- ratmak ve gelecekte yapılacak anayasa değişik- liğiyle, HSYK’yi de tümden teslim almaktır. Görüyorsunuz rezalet diz boyu. [email protected] Eminağaoğlu, kendisi hakkõnda açõlan soruşturmada hukuk devleti kurallarõnõn gözetilmediğini söyledi ‘Bakanlõk Yargõtay’a el uzattõ’ CHP’DEN SORU ÖNERGESİ ‘AKP yargısı yaratmak istiyorlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Adalet Bakanlõğõ’nõn hak- kõnda meslekten ihraç istemiyle soruşturma başlattõğõ Yargõçlar ve Savcõlar Birliği (YARSAV) Başkanõ Ömer Faruk Emina- ğaoğlu, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basõn toplantõsõ düzenle- di. 12 Eylül döneminin alõşkan- lõklarõnõn hâlâ atõlamadõğõnõ ve son olarak da YARSAV Başkanõ ola- rak kendisinin hedef alõndõğõnõ an- latan Eminağaoğlu, “Bizim eli- mizde sadece hukuk var. Bu sü- reç hukuk devletini perçinleş- tirecek, hukuka aykırılıkları yine hukuk ortadan kaldırla- cak” diye konuştu. ‘Gizlemem istendi’ Adalet Bakanlõğõ’ndan kendi- sine gönderilen yazõda, “Sakın bu savunma konusunda gizliliği ihlal etme” dendiğini vurgulayan Eminaoğlu, şunlarõ söyledi: “Adalet Bakanlığı bana gön- derdiği yazıda, bana hitaben bu savunmayı asla açıklamama- mı ve basınla paylaşmamamı vurgulamış. Hangi çağda yaşı- yoruz? 1985 yılında kabul edi- len BM Yargı Bağımsızlığı Te- mel İlkeleri var. Bu temel ilke- ler ne diyor? Ben istersem bu gizlilik ortadan kalkar, bu ba- na bağlıdır. Adalet Bakanlığı kendi yaptığı hukuksuzlukları gizlemek için, ortaya çıkma- ması, kamuoyundan uzakta tu- tulması için evrensel kuralları görmezden geliyor. Bu hukuki bir davranış değildir. Bu yap- tıkları yanlışların saklanması, gizlenmesi, örtülmesi yolunda bir adımdır. Neden bu kadar kesin ve net konuşuyorum. Al- dığım yazıda şu tarih, şu saat- te şu kişiyle görüşmede, telefon konuşmasında, şu kişiye gön- derdiğiniz mesajın içeriğinde gi- bi şeyler yazıyor. Türk yargısı askeri ve ara rejimlerde böyle bir uygulamaya muhatap ol- madı.” Bugüne değin hiçbir bakanõn Yargõtay personeliyle ilgili Ada- let müfettişi görevlendirmediğine işaret eden Eminağaoğlu, “Çün- kü Yargıtay’ın, yüksek yargının bağımsızlığı gözetildi. Şimdi ise Adalet Teftiş Kurulu, Yargı- tay’a, yüksek yargıya el uzattı” dedi. Bugüne değin Yargõtay per- soneliyle ilgili olarak Adalet mü- fettişleri değil, Yargõtay’da be- lirlenen muhakkik üyeler aracõlõ- ğõyla inceleme ve soruşturma ya- põlõyordu. Ancak ilk kez Yargõtay savcõsõ olan Eminağaoğlu’na yö- nelik müfettiş eliyle soruşturma yapõlmõş oldu. Kendisinin ayrõcalõklõ olmadõ- ğõnõ, hakkõnda yasal prosedürün gerektirdiklerinin yapõlabilece- ğini söyleyen Eminağaoğlu, “An- cak hukuk devletinin kuralları gözetilmek zorundadır. Bu ku- rallar herkesin bakışına göre ayaklar altına alınmakta ya da farklı farklı şekilde uyarlan- makta, yorumlanmaktadır” de- ğerlendirmesini yaptõ. Eminağaoğlu, yargõç güvence- sinin ortadan kalktõğõnõ, sõkõyö- netim yasalarõnõn uygulanõr hale geldiğini kaydederek “Sıkıyöne- timde şüpheli çağrılmaz, doğ- rudan götürülürdü. Uzun süreli gözaltı kuraldı. Tek bir nokta- dan tüm ülkede soruşturma yapılırdı. Bugün de aynı şeyler yaşanıyor” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu’na Adalet Bakanlõğõ tarafõndan soruşturma başlatõlmasõnõ Meclis gündemine taşõdõ. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin tarafõndan yanõtlanmasõ istemiyle verdiği soru önergesinde, Eminağaoğlu’nun Ergenekon soruşturmasõndaki hukuksuzluklarõ ve iktidarõn yasadõşõ telefon ve ortam dinlemesindeki rolünü dile getirdiğini anõmsattõ. Bu eylemleri nedeniyle Eminağaoğlu hakkõnda soruşturma başlatõldõğõna dikkat çeken Ersin, Adalet Bakanlõğõ’nõn bu tavrõnõn, hükümetin yargõ üzerindeki baskõlarõ ağõrlaştõrdõğõ ve “AKP yargısı yaratmak istediğinin” göstergesi olduğunu ifade etti. Bakan Şahin’e, “yargının siyasi baskılardan arındırılmasını istemek suç mudur” diye soran Ersin, “ihraç” istemiyle başlatõlan soruşturmanõn gerekçesi konusunda bilgi istedi. Ayrõca Ersin, “YARSAV’ı yok etmek mi istiyorsunuz. Bu tavrınızla, AKP siyasetinin zaten kuşattığı yargıyı, tümüyle ele geçirmesini mi hedefliyorsunuz” sorusunu yöneltti. ‘YARSAV hükümetin hedefi’ CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da, Meclis’te düzenlediği basõn toplantõsõnda Eminağaoğlu hakkõndaki soruşturmaya tepki gösterdi. Soruşturma açõlmasõna şaşõrmadõğõnõ belirten Kart, AKP hükümetinin muhalif gördüğü kişi ve kurumlarõ belli bir listeye alarak, Ergenekon soruşturmasõ veya başka süreçlerde, kendince “haddini bildirdiğini” söyledi. YARSAV’õn, hukukun üstünlüğü noktasõnda kararlõ şekilde çalõşmalarõnõ sürdürdüğünü, bu çalõşmalarõn Avrupa Parlamentosu raporlarõnda göz önünde tutulduğunu dile getiren Kart, bu nedenle de YARSAV’õn hükümet nezdinde hedef alõnan bir kurum olduğunu bildirdi. YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, düzenlediği basın toplantısında ‘‘Türk yargısı as- keri ve ara rejimlerde böyle bir uygulamaya muhatap olmadı” dedi. (Fotoğraf: AA) Kazan: Yargıyı sindirme girişimi İstanbul Haber Servisi - Eski İstanbul Barosu Başkanõ avukat Turgut Kazan, Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’in, YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu için ihraç istemiyle inceleme başlatmasõnõ, “Yargıyı tam teslim alma girişimi” olarak değerlendirdi. Kazan yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Adalet Bakanõ’nõn, YARSAV Başkanõ için soruşturma izni vermesinin ardõndan Şahin’in bir süre önce yaptõğõ “Yargı bağımsızdır” açõklamasõnõn da temelden çürüdüğünü vurguladõ. Kartal’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aleyhine açõlan davayõ, tazminat kararõyla sonuçlandõran yargõç için soruşturma izni verildiğini anlatan Kazan, “Bu konuda yaşanan gelişmeler, yargıçlarla savcılarda büyük korku yaratmıştır. Şimdi iktidarın duyarlı davranacağı düşünülen, örneğin Deniz Feneri gibi davalarda, bir korku egemendir. Böyle bir ortamda, YARSAV Başkanı için verilen soruşturma izni, siyasal iktidarın, yargıyı tümüyle sindirme ve teslim alma girişimidir” dedi. YARSAV BAŞKANI’NA YÖNELİK SUÇLAMALAR Cumhuriyet’i ziyaret soruşturma nedeni ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlõğõ’nõn meslekten ihraç istemiyle soruşturma başlattõğõ YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu’na yönelik suçlamalar Cumhuriyet’i ziyaret etmekten Başbakan Tayyip Erdoğan’õ eleştirmeye, Cumhuriyet mitingine katõlmaktan gazetecilere açõklama yapmaya kadar uzanõyor. Adalet Başmüfettişi’nin savunmasõnõ istediği Ömer Faruk Eminağaoğlu’na yönelik 10 sayfalõk “suçlamalar”dan kimileri şöyle:  29 Ekim tarihli telefon konuşmasõnda bir gazeteciye Zekeriya Öz’ün terfi ettirilmemesi hususunu konuştuğunuz, HSYK üyelerinin telefonunu ilettiğiniz...  10 Ocak 2009, saat 14.13’te T.K. ile yaptõğõnõz telefon görüşmesinde saat 17.00-17.30 arasõnda Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’õ ziyaret etme hususunda randevulaştõğõnõz...  Cumhuriyet gazetesinin 7 Mart 2009 nüshasõna göre, destek ziyaretinde bulunduğunuz. Bu ziyarette kişilerin aç susuz bõrakõlmasõ ve yorgun ifade alõnmasõnõn kötü muamele olduğu beyanõnda bulunduğunuz...  21 Mart 2008’de Kanaltürk ana haber bülteninde, (İlhan Selçuk’un gözaltõna alõnmasõ) 83 yaşõndaki kişiyi gözaltõna almak için birtakõm şüphe olmalõ, delil karartma, kaçma gibi. Gözaltõna alabilirsiniz ama kurallarõ var şeklinde beyanõnõz...  Pek çok gazetede yer alan hukuki konulara ilişkin değerlendirmeler.  10 Ocak 2009 tarihinde saat 23.02’de A.A’ya gözaltõndaki bazõ şüphelilerin durumunu sorduğunuz, Turan Bey’le (Başsavcõvekili Turan Çolakkadı olduğu değerlendirildi) konuştuğunuz ve saat kaç olursa olsun haber vermelerini istediğiniz...  28 Ocak 2007’de Aktüel dergisine verdiğiniz röportaj.  Mahmut Esat Bozkurt Hukuk Ödülü törenindeki, “Bugün ülkemizde uluslararası kuruluşların yargıya müdahaleyi de aşan sözlerine o gün Çankaya’dan çıkan ses bugün maalesef çıkamamaktadır” sözleriniz...  14 Nisan 2007’de Tandoğan Meydanõ’ndaki Cumhuriyet Mitingi’nde yaptõğõnõz konuşma...  Başbakan Tayyip Erdoğan hakkõndaki eleştirel açõklamalar.  Türban düzenlemelerinin devrim yasalarõyla bağdaşmadõğõna ilişkin değerlendirmeler.  Yargõtay binasõnda basõn açõklamasõ yapõlmasõ.  Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün AKP hakkõndaki kapatma davasõnda isminin yer almasõyla ilgili “Siyasi parti davası, ceza davası değil. Kendine özgü bir dava” sözleriniz...  Yeni anayasa taslağõnõn 12 Eylül’ün izlerini devam ettiren taslak olduğuna ilişkin açõklamanõz...  Adalet müfettişleri dinleme yapabilecek açõklamasõyla kamuoyunda infial yaratmak. Adalet Başmüfettişi’nin Eminağaoğlu’ndan savunma istediği 10 sayfalõk suçlamalar arasõnda, Erdoğan’õ eleştirmekten, hukuki konulara ilişkin medyaya değerlendirme yapmaya kadar pek çok başlõk var. ERGENEKON DAVASI Kerinçsiz: Belgeler Emniyet’te üretildi HATİCE TUNCER Ergenekon davasõnda savunmasõnõ sürdüren tu- tuklu sanõk Kemal Kerinçsiz, “İddianamede bü- tün uydurma belgeler gerçekmiş gibi yazıl- makta, bir fiili durum varmış gibi yargılan- mamız istenmektedir. Sözde örgütün belge- leriyle bugüne kadarki celselerde sanıkların birinin dahi bağı kurulamadı” diye konuştu. Silivri Cezaevi’nde İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nce görülen davanõn 77. duruşmasõnda, tutuklu sanõk avukat Kemal Kerinçsiz savunmasõnõ sürdürdü. Kerinçsiz, iddianameye dayanak olan Ergenekon ve Lobi belgelerinin uydurma oldu- ğunu, 3 Mart 2001’e yakõn tarihlerde Emniyet tarafõndan imal edildiğini öne sürdü. MİT şemayı elden vermiş Duruşmada, Mersin’de 20 Mart 2005’te Nev- ruz kutlamalarõ sõrasõndaki bayrak yakma pro- vokasyonunu yapmakla suçlanan tutuklu sanõk Ali Kutlu’ya ait olduğu iddia edilen fotoğraflar dosyaya konurken, “Resimlerin farklı şahısla- ra ait olduğunun kuvvetle mümkün olduğu” belirtildi. MİT Müsteşarlõğõ’ndan mahkemeye gönderilen yazõda Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn, kurumlarõnda bulunmadõğõnõ ifade etmesine kar- şõn, tartõşmalõ Ergenekon şemasõnõ içeren rapo- run dönemin MİT Müsteşarõ Şenkal Atasagun tarafõndan dönemin Genelkurmay Başkanõ emek- li Orgeneral Hilmi Özkök’e elden sunulduğu bil- dirildi. MİT yazõsõnda kamuoyuna mal olmuş as- ker/sivil şahõslarla ilgili olmasõ nedeniyle bu tür dosyalarda teslim tutanağõ yapõlmadõğõ kaydedildi. YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, Türk yargõsõnõn bu dönemde askeri ve ara rejimlerde bile muhatap olmadõğõ uygulamalarla karşõ karşõya kaldõğõnõ vurguladõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle