16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 18 NİSAN 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Sultan Başbakan Başbakan diktatör olabilir mi? Evet, çünkü ısıtmakta olduğu anayasal reform- ların hepsi; hareket alanını kısıtlayan anayasal den- geleri yok etmeye yönelik. Diktatör olmak ister mi peki? Buna ancak sezgilerimizle yanıt verebiliriz. Benim sezgilerimce Başbakan, canı ne isterse onu yapmak istiyor. Kendisini çok yetkin gördü- ğünden, elinin kolunun tümüyle serbest kalması- nı istiyor. Megalomanisi artıyor. Medyaya sataşı- yor. Karşısına, frene basanların çıkmasından hiç mi hiç hoşlanmıyor. Dilediğine ikbal kapısı aralayıp, ba- kan yapıyor; dilemediğini kişisel hizmetkârı gibi ka- pı önüne koyuyor. Şahsi malı olan partisinin ba- kanları da “gık”ını çıkaramıyor. Bir “ah” dahi ede- meden; boyunlarını büküp evlerinin yolunu tutu- yorlar. Bunun adı bir sultanlık... Sultan tanımını yeğlememin nedeni, bunun hem debdebe ve güç, hem despotizmi çağrıştırması. Eskiden ‘kamuflaj’ gerekmiyordu Diktatörlük öyle rasgele kullanılacak bir sözcük değil. Diktalar iki dünya savaşı arasında, parlamenter demokrasileri yıkan; nazi-faşizmlerin savaştan yenik çıkmasıyla yıkılan ve fakat.. farklı kılıflarda dünyanın dört bir yanında yaşamaya devam eden rejimler. Dünya savaşları arasındaki diktatörlüklerin ayırt edici özelliği; kamuflaja gereksinim duymaksızın yü- celtilmeleriydi. 20’li, 40’lı yılların diktatörlükleri; devrimci “kızıl- ların” kaosunu yönetemeyen, düzen sağlamakta etkisiz kalan hükümetler ve de yoz, zengin nüfuz- lular sınıfına dayanan itibarsız demokrasileri alaşağı etmekle övünüyorlardı. Diktatörlükler o yıllarda ken- dilerini, “demokrasileri sollayan” meşru rejimler ola- rak görüyordu. Günümüz demokrasilerinde yeniden (20’li, 40’lı yıllar gibi) bir inandırıcılık sorunu nüksetti. Bu ba- riz kredibilite kaybına rağmen, demokrasiler ayak- ta durmaya devam ediyor. Bunun nedeni “tartışıl- maz meşruiyet ilkesinin” günümüzde “aşağıdan yu- karıya yükselen bir iktidar”, konsensüs ile halk ira- desinin özgür ifadesine dayanması gereğidir. Diktatörlüklerin artık “çirkin” olmalarının, kendi- lerini doğrudan “diktatörlük” adı altında takdim ede- memelerinin nedeni de bu “meşruiyet ilkesindeki” köklü değişikliktir. Afrika ve dünyanın çok yerinde çok diktatörlük var. Ama hepsi de kendilerini giz- lemek; ‘demokrasi’ ya da ‘gelişmekte olan de- mokrasi’ kisvesiyle tanıtmak çabasında. Yetmiş yıl öncesinin faşizmleriyle bugünküler ara- sındaki bu fark, kamuflaj ardındaki “gizli diktaların” ne olduğunu çözmeyi zorunlu kılıyor. Sinsi tehlike: Gizli diktatörlük Mutlak gücü tek elde toplayan şahıslar, “dikta- tör” olur. Tebaası üzerinde keyfince uyguladığı ya- saların üzerine çıkan kişilere “diktatör” denir. “Özü” aynı kalmakla birlikte diktatörlüklerin or- taya çıkış aşamalarında kullanılan stratejiler, bugün değişmiştir. 20. yüzyıl diktatörleri; meclis ve ana- yasaları feshederek yola koyuluyor, aleni emir-ko- muta zinciri kuruyor ve “Anayasa benim!” diyordu. Günümüz diktatörleri ise usulca sisteme sızıyor, giderek demokrasilerin içini boşaltıyorlar. Azerbaycan Cumhurbaşkanõ, Rus lider Medvedev ile Karabağ sorununu görüştü Rusya Aliyev’e sahip çõktõ Dış Haberler Servisi - Ermenistan sõnõrõnõ açmaya hazõrlanan Türkiye’ye tepkili olan Azerbaycan Cumhurbaşkanõ İlham Aliyev, Moskova’yõ ziyaret ederek Rusya Devlet Başkanõ Dimitriy Medvedev’le görüştü. Rus basõnõ, Azerbaycan’õn Yukarõ Karabağ sorunuyla ilgili olarak Moskova’nõn arabuluculuğunu istemesi halinde, Rusya’nõn Azerbaycan’a silah, Ermenistan’a da para yardõmõna hazõr olduğunu yazdõ. Aliyev, Medvedev’le görüşmesi öncesinde yaptõğõ açõklamada, Rusya’nõn Azerbaycan’õn “dostu, komşusu ve stratejik ortağı” olduğunu söyleyerek, “İki devlet arasındaki ilişkilerin olumlu şekilde gelişmesinin başlıca nedeni, iki ülke liderleri arasındaki iyi ilişkilerdir” dedi. Medvedev de açõklamasõnda, Bakû ile ilişkileri sürekli üst seviyede tutmaya çalõştõklarõnõ ifade ederek, “Devamlı, düzenli şekilde görüşüyoruz ve iki ülkeyi ilgilendiren konuları ele alıyoruz” dedi. Nabucco’yu etkiler İki liderin görüşmesinde, Dağlõk Karabağ sorununun ve Azeri doğalgazõnõn satõşõ konusunun ele alõndõğõ bildiriliyor. Doğalgaz konusunda varõlacak bir anlaşmanõn Türkiye üzerinden Avrupa’ya gaz ulaştõrõlmasõnõ öngören ve Rusya’yõ devre dõşõ bõrakan Nabucco projesini etkileyebileceği belirtiliyor. Rusya’da yayõmlanan Kommersant gazetesi ise Aliyev ve Ermenistan Devlet Başkanõ Serj Sarkisyan’õn haziran ayõnda St. Petersburg’da Rusya’nõn arabuluculuğuyla bir araya gelebileceğini yazdõ. Gazeteye göre, Sarkisyan, Aliyev ile St. Petersburg’da görüşmeye “ilkesel olarak hazır olduğunu” söyledi. Gazete, Rusya’nõn girişimleriyle yapõlacak görüşmelerin başarõyla sonuçlanmasõ halinde, Rusya’nõn Ermenistan’a vereceği 500 milyon dolar kredinin yanõ sõra, “EVRAZES” (Avrasya Ekonomik Örgütü) çerçevesinde krizle mücadele için oluşturulan 10 milyar dolarlõk fondan da, bu ülkeye kaynak aktarabileceğini kaydetti. Haberde, Azerbaycan’õn da Rusya’dan füze ve tank gibi silahlar alabileceği belirtildi. Türkiye’ye kõrgõn olan İlham Aliyev, Moskova’da Medvedev’le görüşmesi öncesi yaptõğõ açõklamada, “Rusya dostumuz, stratejik ortağõmõz” dedi. Aliyev’in Rusya’nõn arabuluculuğuyla Ermenistan Devlet Başkanõ Sarkisyan’la bir araya gelmeye hazõrlandõğõ bildiriliyor. Demokrasilerin dikta- törler tarafından böyle içerden, kademeli fethi - eskiye göre- rafine stra- tejiler gerektiriyor. Bu stratejilerin başlı- cası; “anayasal olmayan anayasacılık”tır. “Anayasal olmayan anayasacılık”tan kasıt, anayasal sistemdeki gü- vencelerin sinsice yok edilmesidir. Demokratik anayasa- lar, denetim ve dengeler sistemine dayanır. Yurt- taşlar özgürlüklerini çün- kü ancak böyle kullana- bilirler ve güç istismarın- dan böyle korunurlar. Denetim-dengeler or- tadan kalktığında; ana- yasalar keyfi her şekil ve yapıyı alır. Keyfiliğin be- deli de yurttaşların, öz- gürlüklerini yitirmesi olur… Günümüz diktatörlük- lerinde, siyasi güç işte böyle “anayasal olmayan anayasalarla” denetim- den çıkıyor… Kimse kendine artık uluorta diktatör demiyor. Diktatör olduğunu her- kes gizliyor. Ama fiiliyat- ta bu, onları diktatör ol- maktan alıkoymuyor. Yazıda adı geçen Baş- bakan; İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’dir. Ya- zı da benim değil zaten; ünlü İtalyan siyaset bilim- cisi Giovanni Sartori’nin. Elçiye zeval olmaz… Ben aracıyım. Arda Ö. isimli bir okurum “Corriere della Sera”da (16 Nisan - “De- mokratik Sultan”) gördüğü bu yazıyı, altına iliştirdiği şu ufak notla yollamış: “Siz bu yazıdan esinlene- rek süper bir yazı hazırlar- sınız!” Basitleştirmek adına ben yazının sadece so- nunu başa aldım ve biraz kısalttım. Süper olup ol- madığına siz karar verin. Okurlarımız her halü- kârda şahane, “süper!”. Helal olsun… nilgun@ cumhuriyet.com.tr Sarı Tişörtlülerin liderine suikast Dış Haberler Servisi - Son dönemde eski Başbakan Taksin Şinavatra yanlõsõ muhalefetin gösterilerine sahne olan Tayland’da, Şinavatra’nõn 2006’da devrilmesine yardõm eden “Sarõ Tişörtlüler” grubunun lideri, kimliği belirlenemeyen kişilerce düzenlenen silahlõ saldõrõda yaralandõ. Şinavatra’nõn devrilmesinin ardõndan, geçen yõl başbakanlõk binasõnõ işgal ederek Abhisit Vejjajiva hükümetinin iktidara gelmesine de yardõm eden Halkõn Demokrasi Birliği lideri Sondi Limtongkul, dün Bangkok’ta aracõna düzenlenen saldõrõnõn ardõndan hastaneye kaldõrõldõ. Doktorlar, omuriliğine kurşun isabet etmesi nedeniyle ameliyat edilen Limtongkul’un hayati tehlikesi bulunmadõğõnõ belirttiler. Olayda Limtongkul’un şoförü ağõr yaralandõ. Göçmen gemisinde patlama Dış Haberler Servisi - Avustralya’da dün ülkeye sõğõnmak isteyen kaçak Afgan göçmenleri taşõyan bir gemide meydana gelen patlamada 3 kişi öldü, onlarca kişi yaralandõ. 2 kişinin kaybolduğu patlamanõn nedeninin bilinmediği belirtilirken, Batõ Avustralya eyaleti Başbakanõ Colin Barnett, sõğõnmacõlarõn sõnõr dõşõ edilmekten kurtulmak amacõyla gemide yangõn çõkardõğõnõ öne sürdü. Muhalefet, olayõn hükümetin göçmen politikalarõnõ yumuşatmasõndan kaynaklandõğõnõ belirtirken, Başbakan Kevin Rudd hükümetin politikalarõnõn yeterince sert olduğunu ifade etti. Komünistler yine galip KİEV (Cumhuriyet) - Moldova’da parlamento seçimlerinin ilk açõklanan sonuçlarõnõn ülkede büyük gerilimlere ve çalkantõlara neden olmasõ nedeniyle Merkezi Seçim Komisyonu, oylarõ yeniden saydõ. Önceki gün açõklanan yeni sonuçlarda da Moldova Komünist Partisi, bir önce açõklanan sonuçlarda olduğu gibi, yüzde 49.5 oranõnda oyla ve 101 sandalyeli parlamentoda 60 sandalye edinerek, tek başõna iktidar oldu. Çeçenistan’da çatışma MOSKOVA (AA) - Rusya’nõn Çeçenistan’da 10 yõllõk olağanüstü hal durumunun kaldõrõldõğõnõn ve terörle mücadele operasyonlarõnõn sona erdiğinin açõklanmasõndan birkaç saat sonra Çeçenistan’da Rus güvenlik güçleri ve Çeçen militanlar arasõnda çatõşma çõktõğõ bildirildi. Medvedev-Aliyev görüşmesine, Karabağ ve enerji konuları damgasını vurdu. (Fotoğraf: AFP) Karabağ’ıhızlandırmaplanı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - AKP hükümeti- nin Ermenistan sõnõrõnõn açõl- masõnda Karabağ’õn önkoşul ol- masõndan vazgeçtiği yönündeki haberler Ankara ile Bakû ara- sõnda soğuk rüzgârlar estirir- ken, Ankara umudunu Azeri- Ermeni görüşmelerinin yoğun- laştõrõlmasõna bağladõ. Karabağ sorununun çözümünde ciddi bir adõm atõlmasõ durumunda, Tür- kiye-Ermenistan görüşmeleri- nin önünün daha kolay açõlaca- ğõnõ düşünen Ankara, gelecek dönemdeki diplomasinin odak noktasõna bu konuyu oturtacak. Son dönemde Azerbaycan’dan gelen sert mesajlar ve Cumhur- başkanõ İlham Aliyev’in Mos- kova’ya giderek, gerek Türkiye gerekse ABD açõsõndan stratejik önemi olan konularda görüş- melerde bulunmasõ, Ankara’da kaygõya neden oldu. Amaç, Kafkaslar’da dengeleri korumak Ankara’da Aliyev’in, ABD yönetiminin desteklediği Na- bucco projesine verilmesi ön- görülen Azeri gazõnõn Rusya’ya satõlmasõna karşõlõk, Karabağ’da Moskova’nõn desteğinin sağ- lanmasõ denklemini kurduğu, bunun da bölgesel dengeleri ciddi anlamda etkileyeceği gö- rüşü öne çõkmaya başladõ. Azer- baycan’õn gösterdiği hassasiyet nedeniyle ortaya çõkan bu kritik tablonun ortadan kaldõrõlmasõ ve Kafkaslar’da dengenin bo- zulmamasõ için Ankara, “Azer- baycan ile Ermenistan ara- sında Karabağ’a ilişkin te- masların yoğunlaştırılması” yaklaşõmõnõ benimsedi. Ankara’nõn böylece Karabağ sorununun çözümünün, Türki- ye-Ermenistan ilişkilerini nor- malleştirecek görüşmelerin hõz- lanmasõnõ ve daha kõsa sürede sonuçlanmasõnõ sağlayacağõ gö- rüşü öne çõktõ. Bu bağlamda, Türkiye’nin, Azerbaycan Cum- hurbaşkanõ Aliyev ile Erme- nistan Cumhurbaşkanõ Serj Sarkisyan arasõndaki görüş- meleri desteklemesi kararõ alõn- dõ. İki cumhurbaşkanõnõn 2009 yõlõ sonuna kadar, 4-5 kez bir araya gelmesi bekleniyor. Borusan Oto Adana - Mersin (324) 651 53 53 Bursa Köprülü Oto (332) 342 33 33 0212 337 66 22 BMW
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle