Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
17 NİSAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 15
KEDİ GÖZÜ
VECDİ SAYAR
Genç Günler
Sanat dünyamız hareketli günler yaşıyor. Bir yan-
da “İstanbul Film Festivali”, öte yanda mevsim sonu-
nun geleneksel tiyatro ödülleri ve yeni Yürütme Ku-
rulu’nun oluşumuyla, yeni bir ivme kazanması bekle-
nen “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti” çalışma-
ları… Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’e ve
çalışma arkadaşlarına başarılar dilerken, 2010’un İs-
tanbul için önemini bir kez daha vurgulamak isterim.
Kuşkusuz, tek başına “Kültür Başkenti” sıfatı İs-
tanbul’a bir şey kazandırmaz. “Sahne Senin İstanbul”
gibi içeriksiz reklamlarla kendimizi oyalamak yerine,
kentin kültürel mirasına ve yaratıcı geleneğine sahip
çıkmamız, kültür–sanat alanındaki potansiyelimizi
dünyaya daha iyi tanıtmak için çaba sarf etmemiz ge-
rekir.
Kültürel mirasa ilişkin duyarlık konusunda elbette he-
pimiz hemfikiriz. Ne var ki, yalnızca kente yeni kültür
yapıları kazandırmak, mevcut yapıları onarmakla iş bit-
miyor. Bu binaların kentin kültür yaşamına katılması-
nı sağlayacak örgütlenmeleri de düşünmek gerekiyor.
Bunun yolu da, insan sermayesine yatırım yapmak-
tan, katılımcılığı sağlamaktan geçiyor.
Başından beri altını ısrarla çizdiğimiz üç husus var:
Katılım, saydamlık ve ‘ehliyet’e değer veren adil bir yö-
netim… Türkiye’nin (özellikle, İstanbul’un) kültür-sa-
nat alanındaki dinamizmi şu anda dünyanın tüm kül-
tür merkezlerinde ilgiyle izleniyor. Genç sanatçılarımız,
yazarlarımız, mimarlarımız, tasarımcılarımız, sinema-
cılarımız uluslararası planda ciddi başarılar kazanıyor.
Çoğunlukla, kamudan hiç destek almaksızın elde edi-
len başarılar bunlar. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın
sinemaya, tiyatroya, kitap fuarlarına verdiği desteği bil-
miyor değilim, ama bu desteğin çok daha geniş bo-
yutlara ulaşması gerektiğini düşünüyorum. Avru-
pa’da sanatçılara sağlanan desteklerin, yarışmaların
sanatın gelişmesi adına ne denli hayati olduğu tartış-
ma götürmez bir gerçek. Benzer yöntemlerle, gele-
ceğimizin mimarları genç sanatçıların önünü açmak
gerekiyor. Gençlere yapılacak yatırımın yanı sıra, us-
talara verilecek ‘sipariş’lerle de, sanat dünyamıza ye-
ni eserler kazandırılabilir.
İstanbul 2010 için yola çıktığımız günlerde, sahip çık-
tığımız ‘yönetişim’ anlayışının (kamu-sivil toplum or-
taklığı), kültür yönetimi alanında tüm kamu kuruluşlarına
model oluşturabileceği özlemini taşıyorduk. Sonraki
zamanlarda, bu coşkunun yerini ‘tek adam kim olacak’
tartışması aldı… Şimdi, yeniden başlarken, bu özle-
mimizi hatırlamakta, “İstanbul 2010” sanat tekelleri-
nin güçlenmesine mi, yoksa sanat alanında yeni di-
namiklerin oluşmasına mı destek sağlayacak sorusunu
sormakta yarar var…
2010’un yeni yönetiminin, bu oluşumdan umudu-
nu kesmiş, büyük ölçüde heyecanını yitirmiş sanat-
çılarımızla tutarlı, ilkeli bir ilişki içine girmesi, 2010 üze-
rindeki kuşku bulutlarını dağıtmak adına atılacak bi-
rinci adım olmalı. Onlara, ‘işveren-işçi” ilişkisi pence-
resinden değil, ‘proje ortağı’ penceresinden yaklaşıl-
dığında, bakın nasıl değişecek her şey…
Her şeyden önce, sanatçılarımıza güvenmemiz
gerekiyor. İstanbul üstüne kısa filmler yaptırılacaksa,
neden yabancı yönetmenler aransın, neden bir pro-
je yarışması ile bizim sinemacılarımız teşvik edilme-
sin? Bugün, çağdaş sanattan tasarıma, mimariden ede-
biyata, hemen her alanda uluslararası başarılara im-
za atan sanatçılarımız var. Sinemamızın yakaladığı ba-
şarı çizgisinin en güzel kanıtı, bu yıl “İstanbul Film Fes-
tivali” programında yer alan 42 Türk filmi.
Gençlerin başarısını, sinemada olduğu kadar tiyat-
roda da gözlemlemek olası. Mekânsal sorunlarla
boğuşan, göçebeler gibi bir salondan ötekine koştu-
rarak oyunlarını sergileyen genç tiyatrolarımızın ça-
balarını hayranlıkla izliyorum. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın “Genç Günler”ini dört
gözle beklerken, bu kuruma bir Gençlik Birimi ve Ço-
cuk Tiyatrosu kazandıran Orhan Alkaya’ya ve Üs-
küdar’daki Tekel depolarından çağdaş bir tiyatro ya-
ratan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin’e
teşekkürler… Ve İstanbul’un en ‘genç’ sahnelerine mer-
haba…
vecdisayar@yahoo.com
kultur@cumhuriyet.com.tr
S
ahnede bir ateş parçasõydõ… Sahnede bir
buz dağõydõ… Âşõktõ, vamptõ, afacan ço-
cuktu, erotikti, dişiydi, erkeksiydi, ko-
mikti. Tarih bilincini üstlenmişti. Eleştiriyi, he-
saplaşmayõ, ironiyi üstlenmişti. Tiyatro, müzik,
şan, kabare, dans, mim, pantomim sanatlarõnõ ikin-
ci bir ten gibi.. eti, kemiği gibi içselleştirmişti! Geç-
mişle gelecek arasõnda durmuş bize sesleniyordu!
Önceki akşam, İş Sanat’õn ağzõna dek dolu sa-
lonunda Ute Lemper bir kez daha İstanbul izle-
yicisini avcuna alõp peşi sõra sürükledi!
Ute Lemper’in İstanbul’la 3. buluşmasõydõ. İl-
ki 1995’te Uluslararasõ Tiyatro Festivali’nde; ikin-
cisi 2000’de Caz Festivali’ndeydi. (Teşekkürler
İKSV-İstanbul Kültür Sanat Vakfõ!) İlkinde
Kurt Weil’õn müziği, Brecht’in sözleri, ikinci-
sinde Philip Glass, Elvis Castello, Tom Waits,
Nick Cave besteleri ağõr basõyordu. Bu kez her
ikisi birden! Beni en çok etkileyen, “mükemmel”i
yakalamõş bir sanatçõnõn, kendini bunca değişti-
rebilmesi, geliştirebilmesi ve her daim yenile-
mesiydi...
BERLİN’DEN DÜNYAYA
Konsere ve tüm yolculuklara hep Berlin’den
başlõyordu. (1963 doğumlu) “Tepeden tırnağa
aşk için koşullandırılmışım” diyen buğulu ve gi-
zemli sesi, Almancanõn tüm renklerini ortaya ko-
yarken Alman tarihini sorguluyordu.
“Dün ile yarın arasında işte İstanbul’dayım”
derken, geçmişin hayaletleriyle birlikte İstanbul
cinlerini de sahneye çağõrdõ ve İstanbullu “Mi-
lord”lara Piaf’ça seslendi.
Berlin’de “r”leri yuvarladõ, İstanbul sözcüğü-
nü bin çeşit söyledi, iki kent arasõnda gidip gelirken
Berlin’in tarihini birkaç dakikada özetledi. “Su-
rabaya Johny”yi yeryüzünün en sessiz fõsõltõsõyla
söyledi. Sevdiği Johny’ye “domuz herif” diye
küfrederken aşkõn tarifini yapõyordu. Brell’in
“Amsterdam”õnda bir dinamit, patlayan bir
volkandõ. Lotte Lenya’nõn “Nana’nın Sui-
ti”nde, Piaf’õn “Akordiyoncusu”nda, Léo Fer-
ré’nin gel git’lerinde avuçlarõyla yüreğinize do-
kunuyordu.
Şarkõlarõnõ yalnõz sesiyle değil, saçlarõyla,
omuzlarõyla, kollarõyla, bacaklarõyla, parmak
uçlarõyla söylüyordu. Zaman zaman yüzünü bir
“maske” olarak kullanõyordu.
“Maskeleri” sürekli değiştiri-
yordu. Sahnede var olma biçimi
çarpõcõydõ.
Kâh piyanonun üzerine uzanõ-
veriyor, kâh öndeki tabureye tünüyor-
du. Ayağõnõ her savuruşta savrulan ba-
cak mõ, ses mi, yoksa haksõzlõğa bir tek-
me miydi anlamadõm. Almanca, Fran-
sõzca, İngilizce şarkõlarõ ve bol bol ko-
nuşmalarõ, doğaçlamalarõyla ses yelpa-
zesinin, beden yelpazesinin sõnõr tanõ-
mayan açõlõmlarõnõ ortaya döküyordu!
ERGENEKON’DAN
MI KORKTU?
Ute Lemper tiyatro ve ka-
bare ustasõ aynõ zamanda.
New Yorklu dört müzisyen
ve çalgõlarõyla “oynuyor-
du”.
Bir ara boynuna dola-
dõğõ kõpkõrmõzõ “Boa”nõn
öyküsünü anlattõ: (Boa,
bol tüylü bir zamazingo)
Marlene Dietrich’ten Pi-
af’a.. onlardan Tatcher’a,
Merkel’e derken Carla
Bruni’ye geçen (her bi-
rini “oynuyor”) bu boa..
derken Bayan Erdo-
ğan’õn eline geçmemiş
mi!
Millet çok gülmeye
başlayõnca Ute Lem-
per “Şaka, şaka” diye
geri adõm attõ. O an
acaba Ergenekon so-
ruşturmasõndan mõ
korktu diye düşünme-
dim değil. Bu düşüncemi doğrularcasõna tam fi-
nalde, dinmeyen alkõşlar karşõsõnda bu kez de “Üç
Kuruşluk Opera”, “Cabaret” ve “All That
Jazz” potburisine girişmez mi!
Uzun ince bedenini, beyazdan daha beyaz sõrt
ve göğüs dekoltesini, kollarõnõ örten siyah pardösü
ve başõna geçirdiği melon şapkayla gözlerimize
baka baka söyledi: “Hoş geldiniz! Yolsuzluklara
hoş geldiniz! Ekonominin çöküşüne, demok-
rasinin çöküşüne, özgürlüğün çöküşüne hoş gel-
diniz! Bugünlere hoş geldiniz!..”
Aslõnda Ute Lemper, Brecht’in dün söylediği-
ni, yani “Üç Kuruşluk Opera”nõn Mackie
Messer şarkõsõnõ söylüyordu!
Ancak bu sözleri bugün burada söylediği için,
salt bizim için söylenmiş gibi geldi. İşte sanatõn
gücü bu olsa gerek. Ustalarõn elinde söz, müzik,
tiyatro müthiş bir silaha dönüşüyor! İktidardaki-
lerin korkmasõ boşuna değil!
Teşekkürler Ute Lemper. Teşek-
kürler İş sanat.
TEŞEKKÜRLER
GENCO ERKAL
Bütün zamanlarõn en büyük
teşekkürü Genco Erkal’a… Bu-
güne dek Genco Erkal ve tiyatro-
su üzerine çok yazõ yazdõm. Bugün
sadece ve sadece ona teşekkür etmek
istiyorum. Yalnõz eşsiz bir sanat-
çõ olduğu için değil, insan olduğu
için. Yüreğiyle aklõnõ bütünlediği
için. Oynanan oyunlarõ bozmakta
kararlõ olduğu için. Direnmekten
vazgeçmediği için…
Bugüne dek kazandõğõ sayõsõz
ödülden daha değerli bir ödülü bu-
gün ülkesini seven her çağdaş birey,
Genco Erkal’a şu son davranõşõ ne-
deniyle veriyor. Teşekkürler Gen-
co. İyi ki varsõn!
P.S: Sevgili Okurlar, yarõn 14. İz-
mir Kitap Fuarõ açõlõyor. Fuar
alanõna yolu düşenleri saat
13.30’da Cumhuriyet Kitapla-
rõ standõna beklerim.
www.zeyneporal.com
faks: 0 212 257 16 50
‘Hoş geldiniz ekonominin çöküşüne, demokrasinin çöküşüne,
özgürlüğün çöküşüne… Bugünlere hoş geldiniz!’ diye sesleniyordu
UteLemperbüyüledi!
TMK
mağduru
çocuklara
şiirler
Kültür Servisi- 30 şair bugün saat
14.30’da PEN Yazarlar Derneği mer-
kez binasõnda, Diyarbakõr’da yargõ-
lanan 14 - 16 yaşlarõndaki çocuklarõn
duruşmasõyla eşzamanlõ olarak, onlar
için yazdõklarõ şiirleri okuyacak. Te-
rörle Mücadele Kanunu (TMK) mağ-
duru çocuklar için düzenlenen ve ka-
tõlõmcõ şairlerin bu çocuklar için yaz-
dõğõ şiirleri okuyacağõ etkinlik, ‘Ço-
cuklar İçin Adalet Çağırıcıları’ ad-
lõ platform tarafõndan düzenleniyor.
Katõlõmcõ şairler ise Berfin Zender-
lioğlu, Bilal Kayabay, Bilgin Adalı,
Cahit Koytak, Enver Ercan, Fatma
Şengil Süzer, Fikri Cumhur, Gül-
süm Cengiz, Halil İbrahim Özcan,
Kawa Nemir, Kemalettin Bal, Kü-
çük İskender, Metin Cengiz, Mirza
Metin, Murathan Mungan, Müslim
Çelik, Neşe Yaşın, Nihat Ziyalan,
Nurullah Can, Onur Caymaz,
Ömer Erdem, Roni Margulies, Sen-
nur Sezer, Seyhan Erözçelik, Sezai
Sarıoğlu, Şeymus Diken, Tarık Gü-
nersel, Tekin Gönenç, Tevfik Taş
ve Zeynep Arkan. (0212 292 00 26)
ETKİNLİK YARIN
Tahsin Yücel’le
buluşma
Kültür Servisi - Tahsin Yücel, son ki-
tabõ ‘Golyan Devrimi’ üzerine ko-
nuşmak üzere Nâzõm Hikmet Kültür
Merkezi’nde yarõn saat 16.00’da
Ruhi Su Salonu’nda okurlarõyla bu-
luşuyor. Hayristan Cumhuriyeti’nde
geçen öykülerden oluşan Golyan
Devrimi, yarõm akõllõ Golyan balõ-
ğõnõn peşine takõlan sürüyü anlatõyor.
Golyan, Erich von Holst adõndaki bi-
lim adamõnõn üzerinde araştõrma
yaptõğõ bir balõk türü. Bu araştõrma-
da, golyan balõklarõndan birinin bey-
ninin, sürüde birlikteliği sağlayan ön
kõsmõ çõkarõlõyor ve sonra bu balõk
türdeşlerinin arasõna bõrakõlõyor. Ya-
rõm beyinli balõğõn sürüyü rahatlõk-
la bõrakõp başka bir yöne gidebildi-
ği gözleniyor. Ayrõca diğer balõklar
da hangi yöne gittiğini bilmeyen
yarõm akõllõ balõğõ, sürü halinde takip
ediyorlar. (0 216 414 22 39)
‘Rahat ‘Yaşamaya
Övgü’ sahnede
Kültür Servisi - 2008 - 2009 Sadri Alõ-
şõk Tiyatro Ödülleri’nde ‘Müzikal ya
da Komedi Dalında’ ‘Yılın En İyi
Yapımının Yönetmeni’ (Nesrin Ka-
zankaya); ‘Yılın En İyi Erkek
Oyuncusu’ (Levent Öktem); ‘Yar-
dımcı Rolde Yılın En İyi Kadın
Oyuncusu’ (Başak Meşe); ‘Yar-
dımcı Rolde Yılın En İyi Erkek
Oyuncusu’ (Erdinç Anaz) ödülleri-
ni alan ‘Rahat Yaşamaya Övgü’
oyunu cuma, cumartesi 20.00’de;
pazar 18.30’da sahneleniyor. Bertolt
Brecht’in metinlerinden Nesrin Ka-
zankaya uyarlayõp yönetiyor.
(0 212 245 44 60)
Ute Lemper bir
kez daha İstanbul
izleyicisini avcuna
alıp peşi sıra
sürükledi.
(Fotoğraf:
Mehmet
Çağlarer)
T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU
ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ
BAŞKANLIĞI’NDAN
1. Anne veya babasõ, işi veya görevi nedeniyle yurtdõşõnda bulunduğu sõrada, lise öğre-
nimlerinin en az son üç yõlõnõ bu ülkelerin lise veya dengi meslek okullarõnda yapan öğ-
renciler için yükseköğretim kurumlarõmõzõn Türk Dili ve Edebiyatõ, Türk Dili ve Edebiyatõ
Öğretmenliği, Tarih, Tarih Öğretmenliği, Coğrafya, Coğrafya Öğretmenliği, İlahiyat, Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği, İşitme Engelliler Öğretmenliği, Zihin Engelliler
Öğretmenliği, Alman Dili ve Edebiyatõ, Almanca Öğretmenliği, Fransõz Dili ve Edebiya-
tõ, Fransõzca Öğretmenliği, İngiliz Dili ve Edebiyatõ, İngilizce Öğretmenliği, Sõnõf Öğret-
menliği, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik, Konaklama İşletmeciliği, Konaklama İşletme-
ciliği Öğretmenliği, Seyahat İşletmeciliği, Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği, Se-
yahat İşletmeciliği veTurizm Rehberliği Öğretmenliği, Radyo, Sinema ve Televizyon, Ga-
zetecilik, Halkla İlişkiler ve Tanõtõm, Sosyoloji, İktisat, İşletme, Kamu Yönetimi, Ulus-
lararasõ İlişkiler, Uluslararasõ Ticaret, Bankacõlõk ve Finans, Mütercim - Tercümanlõk, Si-
yaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Siyaset Bilimi ve Uluslararasõ İlişkiler, Turizm İşletme-
ciliği, Turizm ve Otel İşletmeciliği, Turizm ve Otelcilik programlarõnda T.C. Yükseköğ-
retim Kurulu’nca ayrõlan 1500 kişilik kontenjana öğrenci seçmek amacõyla Yurt Dõşõnda
Çalõşanlarõn Çocuklarõ İçin Yükseköğretime Giriş Sõnavõ (YÇS) yapõlacaktõr.
Bu sõnava başvuru koşullarõ 2009 YÇS Kõlavuzu’nda yer almaktadõr.
2. Sõnav, 5 Temmuz 2009 tarihinde Türkiye’de Ankara ve Almanya’da Köln şehirlerinde
yapõlacaktõr.
3. Sõnavla ilgili ayrõntõlõ bilgi içeren Kõlavuz ile 2009 YÇS Aday Bilgi Formu 6-24Ni-
san 2009 tarihlerinde ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden sağlanabi-
lecektir. Kõlavuz satõşõ ve dağõtõmõ yapõlmayacaktõr.
4. Sõnava başvurmak isteyen adaylarõn 2009-YÇS Kõlavuzu’nu dikkatle incelemeleri
gerekmektedir.
İlgililere duyurulur.
ÖSYM BAŞKANLIĞI Basõn: 18908
TC
DÜZCE 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN
TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 2008/2268 E.
Bir borçtan dolayõ hacizli ve aşağõda cins, miktar ve kõymetleri yazõlõ mallar üzerinde
Düzce İş Mahkemesi’nin 2008/413 E. sayõlõ dosyasõ üzerinden konulan ihtiyati tedbir ka-
rarõ baki kalmak kaydõ ile satõşa çõkartõlmõştõr.
Birinci arttõrma 06.05.2009 günü saat 11.05-11.10’da Sarõçökek köyü Poyrazlar mevkii
Kaynaşlõ/Düzce’de yapõlacak ve o günün kõymetlerinin %60’õna istekli bulunmadõğõ tak-
dirde 11.05.2009 günü aynõ yer ve saatte 2. arttõrma yapõlarak satõlacağõ, şu kadar ki, art-
tõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõnõn ve satõş isteyenin ala-
cağõna rüçhanõ olan alacaklõnõn toplamõndan fazla olmasõnõn ve bundan başka paraya çe-
virme ve paylarõn paylaştõrma masraflarõnõ geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satõş bede-
li üzerinden KDV’nin alõcõya ait olacağõ ve satõş şartnamesinin icra dosyasõnda görülebi-
leceği, masrafõ verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, sa-
tõşa iştirak etmek isteyenlerin muhammen bedelin %20’si oranõnda nakit para ya da eşde-
ğerde banka teminat mektubu vermeleri şarttõr. Fazla bilgi almak isteyenlerin yukarõda ya-
zõlõ dosya numarasõyla dairemize başvurmalarõ ilan olunur. 10.04.2009
Muhammen kõymeti
LİRA: 200.000,00 YTL
ADEDİ: 1
CİNSİ: ASSYST BULLMER MARKA PROCOT XL7501 KESİM MAKİNASI, ÜZE-
RİNDE BİLGİSAYAR MEVCUT
200.000,00 YTL Toplam
(İc. İf. K. 114/1, 114/3)
Basõn: 20488