16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2009 CUMA 14 KÜLTÜR K A M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K [email protected] F estivalde Altõn Lale için yarõşan yerli filmlerden Mommo-Kızkardeşim, belgesel ve reklam filmi yönetmenli- ğinden gelen, Konya -1964 doğumlu Atalay Taşdiken’in Konya’nõn bir köyünde kõt kana- at olanaklarla çektiği ilk uzun metrajõ. Senar- yosunu da yazdõğõ Mommo’da, ölen karõsõnõn ardõndan yeniden evlenen, yarõm akõllõ ve kõlõ- bõk babalarõ Kazõm’õn (Mustafa Uzunyılmaz) elden ayaktan kesilmiş, yaşlõ, çolak kayõnpederi Hasan’õn (Mete Dönmezer) yoksul evine mec- buren bõraktõğõ, köylük yerde apansõz ilgisiz ve sevgisiz, ortada kalakalmõş, iki masum çocuğun, Ahmet’le (Mehmet Bülbül) küçük kõzkarde- şi Ayşe’nin (deneyimli bir profesyonel oyun- cu gibi, olanca masumiyeti ve şirinliğiyle filmi çekip götürüyor Elif Bülbül) duygu ve duyar- lõlõk katsayõsõ yüksek, yalõn ve dokunaklõ hi- kâyesini anlatmõş Taşdiken. Konya kõrsalõndan seçilmiş mekânlarda, yerel yaşam tarzõna ve insan ilişkilerine ala- bildiğine doğal ve gerçekçi bir yaklaşõmla ba- kan ilk filminde doğrusu zamanõ-mekânõ aşa- rak evrenselliğe ulaştõğõ söylenebilecek Taş- diken, öteki köy çocuklarõnca da dõşlanan, şim- diden kararmõş gelecekleri hacõ dedelerinin in- safõna bõrakõlmõş bu iki yoksul öksüz karde- şe odaklanõyor. Baba sevgisi durmadan nükseden küçük Ay- şe’yle sürekli kol kanat gerdiği kõzkardeşinin her derdine koşan, hayatõn sillelerini yedikçe bü- yüttüğü öfkesini içine atarak yaşõndan olgun, bilgece davranan ağabeyi Ahmet’in kõrsaldaki tekdüze yaşamlarõna, aile içi ve dõşõndaki acõk- lõ durumlarõna, büyüme serüvenlerine (çeşitli sa- mimi gözlem ve saptamalarla) değinerek, yer yer dokunaklõ, yer yer gülünçlü olabilen, yer yer de seyirciyi yüreğinden yakalayan sahneler çek- miş yönetmen. Futbolla oyun ağõrlõklõ çocuk dünyasõndaki çatõşma ve sürtüşmelerden aile içi entrikalara, fesat komşu dedikodularõndan bi- siklet gezilerine ve lirik-panoramik doğa çe- kimlerine kadar. Bir ayağõ aksak, sünepe babanõn dediğim de- dikçi, yeni karõsõ Döndü’nün evine istemediği iki öksüzü, dedelerinin de onayõyla Alman- ya’daki teyzeleri yanõna almak isterse de bu ger- çekleşmez ve saçlarõ bit-pire kaygõsõyla dede- si tarafõndan sõfõr numaraya vurulan Ayşe, ha- li vakti yerinde, varlõklõ, arabalõ bir çifte, ev- lerinde 24 saat çalõştõrõlacak bir evlatlõk (ya da besleme) olarak veriliyor, dedenin aklõnõ çe- len kimi komşularõn aşõrõ çabasõ sonucunda. İki kardeşin birbirinden ayrõldõğõ, acõtõcõ bir finale bağlanan, basit ama tõkõr tõkõr işleyen, duru, yalõn ve samimi bir anlatõma sahip Mommo’yla etkileyici olabilen, alabildiğine duyarlõ ve nahif bir ilk film kotarmõş Taşdiken, kameraman Ali Özel’in görüntüleri ve usta mü- zisyen Erkan Oğur’un duyarlõ müzikleri eş- liğinde. Adõnõ öcü misali, çocuklarõ korkutmaya iliş- kin, Konya yöresine ait bir sözcükten alan Mommo’da, yüreği bahtsõz torunlarõ için kay- gõlanan, hacõ dede rolündeki Mete Dönmezer, bir ayağõ aksak, kötü baba Kazõm’õ canlandõ- ran Mustafa Uzunyõlmaz ve iki kardeşin uzak- tan akrabasõ olan İstanbullu bakkalõ oynayan, genç yetenek Mehmet Usta’nõn gibi deneyimli oyuncularõn başarõlõ performanslarõna ilk kez kamera karşõsõna geçen amatör Bülbül kar- deşlerin de ayak uydurduğu Mommo, sonuna yaklaşan festivalde gördüğümüz iz bõrakan Türk filmlerinden biriydi özetle. Son iki günündeki festivalin ulusal yarõşmasõnda yer alan ve iz bõrakan bir Türk filmi OKUYUCU: AŞKI ÖĞRETEN NAZİ B ir ay kadar önce baş- lõyor diye yazdõğõ- mõz oysa ancak ge- çen cuma (adeta festivalle re- kabet edercesine) gösterime sokulan The Reader-Oku- yucu’ya değinmeden geç- mek yakõşõk almayacağõ için, Kate Winslet’a en iyi kadõn oyuncu Oscar’õnõ kazandõran bu filmi de şöyle bir anõmsa- talõm. Milenyum başõndaki Billy Elliot (2000), Virgina Woolf üstüne Nicole Kidman’lõ Saatler (2003) gibi iki ilginç filmiyle dik- kati çekmiş İngiliz yönetmen Stephen Daldry’nin Alman yazar Bernhard Schlink’in çok satan romanõ Der Vorle- ser’den uyarladõğõ Okuyucu, 15 yaşõndaki sivilceli bir oğlanla (David Kross) ona yaz boyunca sevişmeyi öğreten annesi ya- şõndaki tramvay kondüktörü bir kadõnõn (Winslet) aykõrõ ilişkisine ilişkin, 3-4 büyük flash back halinde kurulmuş, tipik Anglosakson yapõmõ, düzeyli bir dram. Winslett, Ralph Fiennes gibi İngiliz oyuncularõn Alman aksanõyla konuştuğu, Alman oyuncularõnsa İngilizce paraladõ- ğõ bu film, Winslet’õn başarõyla oynadõ- ğõ savaş suçlusu Hanna karakte- rini aşõrõ sempatikleştirme çaba- sõ içerdiği gerekçesiyle kimi eleş- tirmenlerce yerilse de, sonuçta nicesini seyrettiğimiz türden, Na- zi gaddarlõğõ hakkõnda çekilmiş, Yahudilerin tavuk gibi boğazlandõğõ sõradan soykõrõm filmlerinden ayrõ- lõyor kuşkusuz. İnsanlõğõn dibe vur- duğu ‘utanç verici bir dönemi es- tetize etme’ riskini göze almõş bu film, hem seyirciyi doyasõya yaşan- mayan bir aşkõn nostaljisiyle karõşõk bir melodramõn karanlõklarõna çekiyor, hem de Alman toplumunun geçmişini sor- gulamasõ ya da Nazi suçlarõyla yüzleşmesi gibisinden kimi ahlaki hesaplaşma so- runlarõna gark ediyor. Salt Winslet’õn so- nunda şeytanõn bacağõnõ kõrõp Oscar’a uza- nacağõ, görkemli oyununu seyretmek açõsõndan bile seyre değer Okuyucu, Al- kazar’da gösteriliyor. Winslet’aEnİyiKadõnOyuncuOscar’õnõkazandõrmõştõ  Emek’te saat 11.00’de ‘Rumba’, 13.30’da ‘Agnès’in Plajları’, 16.00’da ‘Kiraz Çiçekleri’, 19.00’da ‘Ali’nin Sekiz Günü’, 21.30’da ‘Başka Semtin Çocukları’. (0 212 293 84 39)  Yeni Rüya’da 11.00’de ‘Yeryüzü Cenneti’, 13.30’da ‘Son Durak 74’, 16.00’da ‘Korkma Benden’, 19.00’da ‘Firaaq’, 21.30’da ‘Ricky’. (0 212 244 54 57)  Atlas’ta 11.00’de ‘Rövanş’, 13.30’da ‘Şarkı Söylemenin Keyfi’, 16.00’da ‘Afyon Savaşı’, 19.00’da ‘Yabancılar’, 21.30’da ‘Bir Noel Masalı’. (0 212 252 85 76)  Beyoğlu’nda 11.00’de ‘Dilber’in Sekiz Günü’, 13.30’da ‘Kör Domuz Uçmak İstiyor’, 16.00’da ‘İki Dil Bir Bavul’, 19.00’da ‘Çöl Tutsağı’, 21.30’da ‘8. Harikalar Diyarı’, 24.00’te ‘Pontypool’. (0 212 251 32 40)  Rexx’te 11.00’de ‘Liverpool’, 13.30’da ‘Şarkı’, 16.00’da ‘Bir Buçuk Oda’, 19.00’da ‘Ağaçsız Dağ’, 21.30’da ‘Bu Filmde Ben Varım’. (0 216 336 01 02)  Pera Müzesi Salonu’nda saat 16.00’da ‘Kara Altından Altın Mikrofona’, 19.00’da ‘5 No’lu Cezaevi’, 21.30’da ‘Nâzım’ın Küba Seyahati’. (0 212 334 99 00) FİLM FESTİVALİ’NDE BUGÜN Kültür Servisi - Uluslararası İstan- bul Film Festivali bugün de birbirinden ilginç film gösterimleri ve etkin- liklerle devam ediyor. ‘Ali’nin Sekiz Günü’, ‘Başka Semtin Çocukları’, ‘Dilber’in Se- kiz Günü’, ‘Kara Altın- dan Altın Mikrofon’, ‘5 No’lu Cezaevi’, ‘Nâzım’ın Küba Seyahati’ bugün izlenebilecek ilgi çeki- ci Türk filmleri arasõnda. 19 Nisan Pazar günü sona erecek olan 28. Uluslararasõ Film Festivali’nde bugün izleyiciy- le buluşacak, merak uyandõ- ran filmler ara- sõnda ‘Yeryüzü Cenneti’, ‘Firaaq’, ‘Afyon Savaşı’, ‘Ya- bancılar’, İki Dil Bir Bavul’, ‘8. Harikalar Diyarı’ bulunuyor. Gösterimlere filmlerin yönetmen ve oyuncu- larõ da katõlacaklar. İstanbul Film Festivali’nin artõk gele- nekselleşen Boğaz gezisi, bu yõl Avru- pa Konseyi İnsan Hakları Film Ödü- lü ‘FACE’nin üçüncü yõlõnõ kutlamak amacõyla Avrupa Konseri Genel Sekre- ter Yardõmcõsõ Maud de Boer-Bu- quicchio’nun ev sahipliğinde düzenle- niyor. Tüm festival konuklarõnõn katõla- cağõ Avrupa Konseyi’nin İstanbul Film Festivali Özel Boğaz Gezisi, bugün sa- at 13.00-15.30 arasõnda Keyif Style Teknesi’yle yapõlacak. FestivaldegelenekselBoğazgezisi... Rumba MommoMiayadaKızkardeşim Heykeltıraşlarımız New York’ta NEW YORK (AA) - ABD’nin New York kentinde düzenlenen 2009 Uluslararasõ Heykel Objeleri ve Fonksiyonel Sanat Fuarõ’na (SOFA) ülkemizden üç heykel sanatçõsõ da katõlõyor. Sanatçõlar Meriç Hõzal, Seçkin Pirim ve Esma Paçal Turam’õn yapõtlarõ, SOFA’da Türk Kültür Vakfõ’nõn (Turkish Cultural Foundation) standõnda sergileniyor. New York Park Avenue Armory’de düzenlenen fuar 19 Nisan’a dek sürecek. Hõzal, fuarla ilgili görüşü sorulduğunda “Başka ülkelerin sanatçõlarõyla karşõlaşmanõn yeni bakõş açõsõ kazandõrdõğõnõ” söyledi. Mimar Sinan’da felsefe günleri Kültür Servisi - Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü’nün düzenlediği ‘Felsefe Sorunu Olarak Güzel ve İyi’ konulu sempozyum dün üniversite oditoryumunda başladõ. Rektör Prof. Rahmi Aksungur ve Bölüm Başkanõ Prof. Ömer Naci Soykan’õn konuşmalarõyla başlayan toplantõda dün, aralarõnda Prof. Afşar Timuçin, Prof. Sabri Büyükdüvenci, Prof. Naci Soykan, Prof. Melih Başaran’õn da olduğu birçok akademisyenin katõlõmõyla toplam dört oturum düzenlendi. Sempozyumda bugün aralarõnda Prof. Ayhan Bõçak, Prof. Sara Çelik, Prof. Sevgi İyi, Prof. Hakan Poyraz, Doç. Kubilay Aysevener, Doç. Hülya Yetişken’in de bulunduğu birçok akademisyen ‘güzel ve iyi’ konulu bildirilerini sunacak. (0 212 243 57 60) Cevat Çapan şiirlerini okudu Kültür Servisi - Yapõ Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Salonu’nda düzenlenen “Okuma Saati” etkinliklerine önceki gün yazarõmõz şair, dilbilimci Prof. Dr. Cevat Çapan konuk oldu. Çapan, “Bana Düşlerini Anlat” adlõ 1985-2006 yõllarõnõ kapsayan Toplu Şiirler kitabõndan yaptõğõ okumalara, en eskilerden örnekle başladõ. Ardõndan sonsuzluğa sõçrayanlarõ selamlayan, Osip Mandelştam’la başlayan bir çeşit saygõ şiirleri “Ölümsüz”, “Umut” ve diğerleri geldi. Şair, şiirlerle gelen o günlerin acõ tatlõ anõlarõnõ anõmsadõ, salondakilerle paylaştõ. Etkinliğe katõlanlar, Enki Bilal Sergi’sinin ortasõnda çok geniş bilgi, deneyim sahibi bir dil ustasõnõn şiirini kendi sesinden tanõmak ayrõcalõğõnõ yaşadõlar. BÖBREK SAĞLIĞINIZA DİKKAT EDİN 0 212 557 70 70 / PBX
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle