Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C Y B
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 2009 PAZARTESİ
16
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Atatürk: “Tarihin şeklini
değiştiren bir liderdir”
29 Ekim 1923’te laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşun-
dan sonra, Türkiye’ yi çağdaş uygarlõklar düzeyine çõkarmak
için, gereken devrim yasalarõ, “ardı arkası kesilmeksizin” bir
bir çõkarõlmõş ve uygulanmasõna da hiç zaman yitirilmeden baş-
lanmõştõr.
1924 yõlõnda yürürlüğe giren 430 sayõlõ “Tevhidi Tedrisat
(Öğretim Birliği) Kanunu” devrim yasalarõnõn öncüsüdür.
Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen
devrimler birbirini izleyerek Türk ulusunu, dünya devletleri ara-
sõnda çok saygõn bir konuma getirmiştir. Ne yazõk ki bu say-
gõnlõk 1950’den son sonra hõzla yitirilmeye başlandõ.
Devrim yasalarõ, kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni, çok kõsa
sürede, her alanda çağdaş uygarlõk düzeyine taşõmayõ amaçlõ-
yordu ve bu uğurda epey de yol alõnmõştõ.
1950’den sonra “demokrat” görünümlü “karşıdevrimle”
Türk toplumu, ortaçağa sürüklenmeye başlamõştõr.
Oysa ki devrim yasalarõ tam anlamõyla uygulanabilseydi, Tür-
kiye bugün, dünyada “çağdaş görünümlü” çok saygõn bir Av-
rupa ülkesi konumunda olurdu.
1950’den sonra, toprak ağalarõnõn, şeyhlerin, mollalarõn yö-
netimdeki ağõrlõğõ Türkiye’yi uygar bir ülke görünümünden
uzaklaştõrõp, geri kalmõş ülkeler düzeyine yaklaştõrmõştõr.
Türkiye’nin bugünkü görünümünün, insanõn içini acõtan ya-
nõ da laik Türkiye Cumhuriyeti’nin dünyanõn en kolay oku-
ma-yazma öğreten “alfabesiyle” yapõlan eğitim sisteminden
yararlanarak yetişip, bilim insanõ, kamu yöneticisi, devlet ada-
mõ düzeyine kadar yükselenlerin, bu düzenin altõnõ oymaya
çalõşanlara ve ülkeyi Cumhuriyet dönemi öncesine, daha doğ-
rusu “ortaçağa” geri götürmeye çabalayanlara göz yum-
malarõdõr.
Devrim yasalarõ, çağdaş Türkiye’nin yolunu açmõş, gelecek
kuşaklarõn “ilim ve irfan sahibi” olmalarõnõn önündeki bütün
engelleri kaldõrmõştõr.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ulusuyla “el ele vererek”
gerçekleştirdiği bu devrimler birbirini izleyerek Türkiye’yi, dün-
ya devletleri arasõnda saygõn bir konuma getirmişti...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarõnõn, köylüsüyle,
kasabalõsõyla, kentlisiyle el ele vererek kurduklarõ Türkiye Cum-
huriyeti’nin devrim yasalarõndan sonuna kadar yararlananlar-
dan kimileri, Türk alfabesiyle birkaç ay içinde okuma yazma
öğrenip yükseköğrenimini devrim yasalarõnõn sağladõğõ ola-
naklarla tamamlayõp toplumda saygõn bir yere ulaştõktan son-
ra, laik Türkiye Cumhuriyeti ile Atatürk’e en ağõr eleştiriler-
de bulunmaya başlamõşlardõr.
ABD Başkanõ Obama, Anõtkabir Defteri’ne yazdõklarõ ve Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden söyledikleriyle bun-
lara gereken yanõtõ vermiştir:
“Vizyonu, kararlılığı ve cesaretiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni
demokrasiye yönelten ve mirası tüm dünyaya kuşaklar bo-
yunca ilham vermeye devam eden Kemal Atatürk’e saygıla-
rımı sunmak, benim için onurdur.
Kendisi, tarihin şeklini değiştiren bir liderdir. Ama Ata-
türk’ün yaşamına ait en büyük anıt, hiçbir şekilde taştan ya
da mermerden inşa edilemez. Kendisinin bıraktığı en büyük
miras, Türkiye’nin canlı, laik demokrasisidir.”
(…)
“Tabii ki bugünlere kolay ulaşılmadı.
Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda, Türkiye rahatlıkla ya-
bancı güçlere teslim olabilirdi; bunun yanı sıra, bir impa-
ratorluğu devam ettirmeyi de tercih edebilirdi.
Ama Türkiye farklı bir gelecek benimsedi.
Kendisini yabancı kontrolden uzaklaştırdı...
Bir cumhuriyet kurdu...
Bu Cumhuriyet, hem ABD’nin hem de diğer dünya ülke-
lerinin saygısını kazandı.”
Yazõmõza bir atasözü ile nokta koyalõm.
“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.”
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com
(ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com
HARBİ SEMİH POROY
13 Nisan
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Obama Medeniyetler İttifakına
Niye Katılmadı?
“ABD Başkanı Medeniyetler İttifakı Forumu’na ne-
den katılmadı? Erdoğan’ın Zapatero ile eşbaşkanlık
yaptığı forumu, neden kısa bir konuşmayla da olsa onur-
landırmadı? Conrad ile Çırağan arası ne ki? Başkan, bu
kısacık mesafeyi kat etmekten neden kaçındı?”
Obama’nın İstanbul çıkarması bağlamında en sık so-
rulan sorulardan biri bu. Bazı dostlar bu soruya şunu
da ekliyor: “İspanya’dan bari getirilen bir açıklama var
mı?”
Sondan başlayım: Hayır! Madrid’den de verilen bir
açıklama yok.
Hillary Clinton, Obama’nın Türkiye ziyaretini müj-
deler müjdelemez, Başkan’ın “Medeniyetler İttifa-
kı”na katılacağı haberi oysa, ilk elde İspanya’dan çık-
mıştı:
“..Foruma Obama da katılıyor. İspanya Başbakanı Za-
patero’nun dış politika alanındaki en önemli inisiyati-
fi, böylece (ABD Başkanı’ndan) güçlü destek alı-
yor…” (El Pais, 9 Mart)
Gelmeyeceği ‘29 Mart’ta’ açıklandı
İstanbul’da 40 saati aşkın süre geçiren Obama’nın
“Medeniyetler Forumu”nu bizzat varlığıyla taçlandı-
racağına ilişkin bu ve benzeri haberler mart sonuna dek
böyle devam etti. İspanyol haber ajansları ve “web-si-
telerinde” ABD Başkanı’nın “Forumun kapanış ko-
nuşmasını yapacağı” (27 Mart, Europa Press) dahi ilan
edildi. Sonra ne olduysa oldu ve tam bizim 29 Mart;
yerel seçimlerinin yapıldığı gün, İspanyol haber ajan-
sı EFE -Washington kaynaklarına dayanarak Obama’nın
son kertede “Medeniyetler İttifakı Forumuna katılma-
yacağını” kesin bir dille duyurdu.
“Obama geri adım attı”, “son anda katılmaktan vaz-
geçti”, “zaman darlığı” filan değil…
“Katılmayacak!” nokta.
Haber böyle çok kısa, kesin, öz; hiçbir yan ya da ila-
ve açıklama olmaksızın veriliyordu. Bundan sonrası spe-
külasyona kalıyordu.
ABD Başkanı’nın, foruma katılmayacağının; “29
Mart” tarihinde açıklanması tabii ilginç.
Türkiye’de, neredeyse “referandum” niteliği taşıyan
bir seçim yapılıyor. Ve bir kısım anketler, RTE ile öz-
deşleşen iktidar partisinin sandıkta darbe alacağına işa-
ret ediyor…
ABD Başkanı olsanız, yara bere alan/almaya aday
bir liderin; eşbaşkan sıfatıyla ziyadesiyle “kişiselleşti-
rerek” sahiplendiği ve neredeyse isminin “alameti fa-
rikasına” dönüştürdüğü bir projenin içinde/yanında gö-
rünmek ister misiniz? Uluslararası camiada üstelik de
zaten pek anlaşılmamış, bir dizi itiraz ve çekinceyle ma-
lul, son derecede muğlak bir projeyi “yaralanmış bir li-
derle” parlatmak adına, özel gayret sarf eder misiniz?
Bence olan budur. Barack Hüseyin Obama, Con-
rad’dan Çırağan’a bu nedenle geçmemiştir.
RTE; AKP’nin düşlerindeki yüzde 50’yle “29 Mart fa-
tihi” ilan edilseydi, “Medeniyetler İttifakı” toplantısın-
da Obama’yı da görürdük. Eli bu denli güçlenmiş bir
evsahibini -‘model ortak’ kontenjanından kafa alma-
ya çalıştığı sırada tam- ABD Başkanı, muhatabını “gü-
cendirmemek” adına bu jesti yapmaya zorlanabilirdi.
“29 Mart” itibarıyla, “jest”in gerekçesi kalmadı.
Obama’nın “Medeniyet İttifakı” toplantısına katılması
aslında, her halükârda zoraki bir “jest” olacaktı.
“Medeniyetler İttifakı”; Türkiye’den başka -konuy-
la birinci dereceden ilgili- her yerde sorgulanıyor. İs-
panya muhalefeti, “kiminle, kime karşı, ne üzerinde it-
tifak?” diyerek ilk günden ortalığı yıkıyor. Amacı ve ma-
hiyeti belirsiz bulunan “örgütün” nasıl ve kim/kimler-
ce fonlandığı soruluyor. “Radikal İslam”ın değirmeni-
ne su taşıdığı söylenen “ittifakın”, “medeniyetten” baş-
ka her şeye hizmet ettiği iddia ediliyor. (Bkz. www.for-
bes.com/2009/03/25/alliance-of-civilizations-
opinions-columnists-obama-un.html)
Temelleri üstelik “Bush döneminde” atılmış ve
Bush’la özdeşleşen “medeniyetler çatışması” muci-
bince kurulmuş bir platform bu.
Obama’nın en ayırt edici özelliklerinden birinin oy-
sa; Bush yıllarını maziye gömmek olduğunu biliyoruz.
Başkanlık yemini ettiği 20 Ocak tarihinden bu yana
Obama’nın ilk önceliği bu: Bush döneminden mesa-
fe almak!
Hal böyleyken sorulması gereken soru gerçekte
“Obama neden Conrad’dan Çırağan’a geçmedi?”
değil. Olsa olsa “Niye geçsin ki?” olmalıydı.
NOT: “Sağnak”; salı, çarşamba, perşembe, cu-
martesi (haftada dört gün) günleri bundan böyle
okurlarıyla “Dış Haberler” sayfasında buluşacak…
7. Paket Kampanyası
Ekonomik bunalımın se-
çim gündemi içinde unutulup
gittiğini düşünen birkaç du-
yarlı yurttaş 30 Mart’ta bu-
luştular. Bunalıma karşı so-
mut istemler oluşturmayı ve
bunların üzerinden bireyden
bireye çağrı çıkarmayı ka-
rarlaştırdılar. 7 Nisan’da yap-
tıkları toplantıda daha da ço-
ğaldılar. “No minute! Vakit
yok!” başlıklı bir ortak metin
üzerinde anlaştılar:
“Krize karşı yurttaşların acil
7 talebi:
- Temel gıda maddelerin-
den ve ilaçtan KDV’nin kaldı-
rılmasını ve bunlara 1 yıl bo-
yunca zam yapılmamasını is-
tiyoruz. Elektrik, su, doğalgaz,
telefon, internet faturalarına
uygulanan tüm vergiler, sabit
ücretler ve fon kesintilerinin
kaldırılmasını istiyoruz.
- Kişilere ait kredi kartı borç
faizlerinin silinmesini, kalan
borçların 2 yıllık ödeme pla-
nıyla takside bağlanmasını
istiyoruz.
- Asgari ücretin iki katına çı-
kartılmasını, vergiden muaf tu-
tulmasını istiyoruz.
- İşten çıkartmaların yasak-
lanmasını, çalışma sürelerinin
ücret kaybına yol açmaksızın
kısaltılmasını istiyoruz.
- Bütün işsizlere ‘işsizlik
kartı’ verilmesini, bu kart sa-
hiplerine elektrik, su, doğal-
gaz, telefon, internet fatura-
larında yüzde 50 indirim ya-
pılmasını ve toplu ulaşımın
ücretsiz olmasını istiyoruz.
İşsizlik ödeneğinin arttırılma-
sını ve kapsamının genişletil-
mesini istiyoruz.
- Yoksulluk sınırı altında
yaşayan konut kiracılarına
nakdi kira desteğinin sağlan-
masını istiyoruz. Kentsel dö-
nüşüm uygulamalarının dur-
durulmasını istiyoruz.
- En düşük gelire sahip ke-
simlerden başlayarak ‘vatan-
daşlık geliri’ uygulamasına
bir an önce geçilmesini isti-
yoruz.”
Grubun sözcüsü Özgür
Erbaş, 23 Nisan ile 1 Mayıs
arasında tüm Türkiye’yi kap-
sayan bir kampanya yürüt-
mek istediklerini belirtiyor:
“Hükümetin krize karşı açık-
ladığı 5 paket sermayeye ve
üst gelir grubuna yönelikti. 6.
paket ise IMF’nin belirleye-
ceği çizgide olacak. Bizimki-
si 7. paket. Biz; kamu kay-
naklarının, işsizler ile işleri ol-
sa da yoksullara merkezi ida-
re ve yerel yönetimler aracı-
lığıyla bir bölümünün aktarıl-
masını, sosyal devletin en
azından bu haliyle hayata ge-
çirilmesini, yakıcı biçimde ya-
şanan işsizlik, yoksulluk ve aç-
lığın biraz hafifletilmesini isti-
yoruz.”
7. paket kampanyasına ka-
tılmak isteyenler için bilgisu-
nar adresi:
“7.paket@gmail.com”
Ekümenik
Beyaz Saray’ın
resmi bilgisunar
sayfasına, ABD
Başkanı Obama’nın
Türkiye’yi ziyareti
sırasında
Bartholomeos ile
yaptığı görüşmeden
bir fotoğraf konmuş.
Üstüne de şu not
düşülmüş:
“Salı, Nisan 7,
2009, 12.01.
Ekümenik Patrik
Bartholomeos ile
görüşme.”
Fotoğrafın
altındaki bilgi ise
şöyle:
“Başkan Barack
Obama, Rum
Ortodoks Ekümenik
Patrik Bartholomeos
ile 7 Nisan 2009 Salı
günü İstanbul
ziyareti sırasında
görüştü.”
Beyaz Saray,
bizim “Fener
Patriği” olarak
bildiğimiz
Bartholomeos’u
“ekümenik” yapmış
bile.
Karşılaştırma
Endüstri mühendisi
Müfit Akyos, 9 Nisan gü-
nü TRT-2’de, kendilerini
Amerikan Converse mar-
ka ayakkabı ile özdeş-
leştiren “Genç Siviller Ha-
reketi”nin çağrılısı olarak
Türkiye’ye gelen Güney
Afrika Bayındırlık Bakanı
Geoff Doidge ile yapılan
söyleşiyi izlemiş. Doid-
ge’ye sorulan sorular
özetle “Sivil bir anayasa
hazırlamanın dili ve içeri-
ği nasıl olmalıdır? Türki-
ye’de anayasanın başlan-
gıcında laik olduğumuz
yazıyor, geniş bir Müslü-
man kesim var, farklı dil-
ler konuşuluyor. Sizdeki
durumla karşılaştırabilir
misiniz?” yönündeymiş.
Konuk bakan, Türkiye
özelinde yorumda bulun-
ma saygısızlığına düş-
meden kimi yanıtlar ve-
rirken “Üçte iki çoğunlu-
ğumuz vardı. ‘Anayasayı
değiştirdik’ diyebilirdik,
demedik. Kuvvetler ayrı-
mına dikkat etmek gere-
kir” sözleri ile adeta biz-
dekilere ders vermiş.
Müfit Akyos’un, prog-
ram sonrası yanıtını ara-
dığı bir sorusu var:
“Güney Afrikalı bakan-
la Türkiye’nin anayasa de-
ğişikliği konusunu konuş-
ma gereğini duyabilmek
için Güney Afrika’nın Tür-
kiye ile benzerliğini, Güney
Afrika’nın dünyanın en
güçlü ve vahşi ırkçılığına
dayalı sömürge geçmi-
şinde mi aramamız gere-
kiyor, yoksa ülkemizin bir
ulusal kurtuluş savaşı son-
rası kuruluşunda mı?”
Sizce hangisi?
Ciddi bir koleksiyoncu olan Haldun
Cezayirlioğlu’nun belgeliğinin en
önemli parçaları Köy Enstitüleri ile il-
gili. Cezayirlioğlu’nun Köy Enstitüle-
ri’ne düşkünlüğü, öğretmen okulu
yıllarına dayanıyor. Konuyla ilgili ilk ki-
tabını 1974’te satın almış: Varlık Ya-
yınları’ndan, 1974 basımı Mehmet
Başaran’ın “Tonguç Yolu”.
Cezayirlioğlu, bu alanda 300 kadar
kitap ve bir o kadar da belgeye sahip:
“Kitaplarımın bu sayısı henüz ciddi
olarak hiçbir yerde yayımlanmamış bir
‘Köy Enstitüsü Üzerine Kitaplar Bib-
liyografyası’na da zemin hazırlayabi-
lecek niteliktedir.
Koleksiyonumda, Mevlüt Kaplan’ın
‘Aydınlanma Devrimi ve Köy Ensti-
tüleri’ adlı Özgür Eğitim Yayınla-
rı’ndan çıkmış eserinin aynı zamanda
‘matbaa nüshası’nın da yer alması
başka bir özelliktir. Ayrıca, koleksi-
yonculuğum süresince kütüphaneler
dahil bir başka örneğini hiçbir yerde
görmediğim kitaplara sahip olmanın
sorumluluğunu taşımaktayım. Örne-
ğin; Hidayet Gülen’in hazırladığı ve
Hasanoğlan Köy Enstitüsü Basım-
evi’nde basılan 1945 tarihli ‘Köy Ens-
titülerinde Söylenen Halk Türküleri’
adlı küçük el kitabı bunlardan sade-
ce biridir.
Koleksiyonumu zamanı (!) geldi-
ğinde benden daha iyi sahip çıkacak
biri veya birilerine devretmeyi arzula-
maktayım.”
Unutmadan...
Haldun Cezayirlioğlu, tüm Cum-
huriyetçilerin 17 Nisan Köy Enstitüleri
Günü’nü yürekten kutluyor.
Köy Enstitüleri koleksiyonu
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Deprembilim. 2/
Utanç duyma...
Kurnaz, açõkgöz...
Küçük mağara. 3/
Brezilya’nõn eski
başkentinin kõsa
söylenişi... İtal-
ya’nõn ikinci uzun
õrmağõ. 4/ Halõ ya
da kilim dokunan
tezgâh... Afrika’da
yaşayan bir antilop.
5/ Antalya’nõn El-
malõ ilçesinin Likya dö-
nemindeki adõ. 6/ İlkel
benlik... Temel, esas... Se-
vinç belirten bir ünlem. 7/
Eyerin ya da palanõn üze-
rine örtülen halõ, kilim gi-
bi örtü. 8/ Metal eşya üze-
rine vurulan bir cins cila...
Eksi sözcüğünün karşõtõ.
9/ Oğuzlarla akraba olan
eski bir Türk kabilesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Artvin yöresine özgü bir halk oyunu. 2/ “Süsen” de de-
nilen, kokulu bir süs bitkisi... Rusya parlamentosuna ve-
rilen ad. 3/ Serbest meslek adamlarõnõ içinde toplayan res-
mi birlik... Sözsüz oynanan köy seyirlik oyunlarõna veri-
len genel ad. 4/ Kuzu sesi... Ankarakeçisinin, yünü kah-
verengi ya da siyah olan türü. 5/ Yumurta biçimli ve se-
kiz delikli bir tür flüt. 6/ Diyotlu aydõnlatma yönteminin
kõsa yazõlõşõ... Dişi geyik. 7/ Yapma, etme... Karakter. 8/
Yaşlõ kadõnlarõn tuttuklarõ genç âşõk... Türkiye’nin plaka
imi. 9/ 1571’de yapõlan ve Osmanlõ donanmasõnõn Batõ-
lõlara karşõ yenilgisiyle sonuçlanan deniz savaşõ.
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
J A N E F O N D A
Ü R E M P İ A N
P A Y Y A Z M A
O K K O L İ
N A N A İ P K A
O R U N A N
R U T İ N A S T
U R A N İ L K E
J A M E S D E A N
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
nilgun@cumhuriyet.com.tr