Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
24 MART 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Ateşle Oynayacak Kadar
Gözleri Kararanlar...
Bir süreden beri, Kayseri’de esnaflarla ilgili ola-
rak kara liste tutulduğuna değgin sevimsiz haberler
dolaştırıIdığı söyleniyordu. Kentteki 2. Hava İkmal Ba-
kım Merkezi’nin Komutanı Tümgeneral Ulugü-
rer’in imzası ile garnizondaki birliklerin er ve erbaş-
larının, izin günlerinde gitmelerinde sakınca görülen
otel, lokanta ve kahvelerin listesini birlik komutan-
larına ileten bir emir yazısının eklendiği bir mektuba
dayanıyordu söylentiler.
Güya komutan, kanunsuz bir emir vererek bu iş-
yerlerini fişlemişti. “Sayın işletme sahipleri bu ka-
nunsuz emir nedeni ile, Cumhurbaşkanı’na, Başba-
kan’a, Genelkurmay Başkanı ve Kayseri Cumhuriyet
Başsavcılığı’na haksız rekabeti duyurmalı, gazete ve
televizyonları da harekete geçirmeliydiler.”
Tahrikin dik âlâsı!
Komutan hakkındaki söylentiler bununla da kal-
mamış, Ergenekon soruşturması nedeni ile tu-
tuklanan bir albayın İç Hizmet Kanunu’na ve amir-
lerinin emirlerine mutlak itaat bilinci ile TSK’ye yıl-
lardır hizmet verdiği hatırlatılmış, silah ve kader
arkadaşlarının onun arkasında olduklarını dost,
düşman herkese göstermelerini isteyen ve su-
baylara dağıtılan bir başka sahte ve “sözde” gizli emir
düzenlenmişti...
O emrin okunup gereği yerine getirildikten sonra
imha edilmesi istenerek komutanın yasadışı ve giz-
li kapaklı işlerin arkasında olduğu kanısı yaratılmak
isteniyordu.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın
açtığı bir soruşturma, halk ile onun gözbebeği gibi
güvenmesi gereken silahlı kuvvetleri karşı karşıya ge-
tirmeyi amaçlayan bu tezgâhın arkasında “F” tipi bir
örgütün olduğunun ipuçlarını verdi.
Birkaç gün önce Kayseri’de gözaltına alınan ve Ha-
va İkmal Merkezi’nde görevli üç astsubaydan biri-
sinin, olayın görünen şüpheli sorumlusu olarak tu-
tuklandığı bazı gazetelerimizde yer aldı.
O haberlere göre, ortaöğretimini Denizli Lisesi’nde
tamamlayan ve o sırada tanıştığı bir kişinin ışık ev-
lerinde yaptığı eğitimden geçen bu şüpheli, Astsu-
bay Meslek Okulu’nu bitirerek Kayseri Garnizonu’na
atanıyor. “F” tipi örgütün Kayseri’deki üyeleri ken-
disi ile ilişki kurarak garnizonda görevli subay ve ast-
subaylar hakkında bilgi istemekle kalmıyor, bir flash
belleği vererek içindeki belgelerin, komutanlığın
“Doküman Yayın Sistemi”ne aktarılmasını istiyor.
Aktarma işinin başarılması için de garnizonda görevli
Yzb. Mesut Okutan’ın bilgisayar şifresini veriyor.
Savcıya anlatılanlar
Şüpheli astsubayın, Hava Kuvvetleri Askeri Sav-
cısı’na verdiği ifadeye göre, o şifre ile adı geçen yüz-
başının bilgisayarının şifresi ile komutanlığın İcra Ko-
ordinasyon Kısım Amirliği’ndeki bir bilgisayara yer-
leştirilerek sisteme kopyalanan bu sözde belgeler-
le de arzulanan ajitasyona başlanılıyor.
Bazı “iliştirilmiş gazeteci”ler gibi henüz soruştur-
ması tamamlanmamış, hele yargı tarafından karara
bağlanmamış bu olay hakkında insafsızca hüküm-
ler verecek değilim. O nedenle de şüpheli olarak tu-
tuklanan astsubayın da, askeri savcıya adlarını ver-
diği öteki kişilerin adlarını da özellikle yazmadım.
Ama açık söyleyeyim, Kayseri haberini okurken
gerçekten irkildim. Endişeye kapıldım. İçeride terör
belası ile uğraşarak şehitler veren, sınırlarda dış düş-
manlara karşı gerektiği zaman kendilerinden bekle-
nilen savunma görevini yapması için psikolojik ba-
kımdan da taciz edilmemesi gereken silahlı kuvvet-
lerimiz ile halkın Allah korusun sürtüşmesine, dahası
ani bir kıvılcım ile çatışmasına yol açabilecek bu hı-
yanetin tüm yönleri ile ortaya çıkarılması için Sayın
Başbakan’ı bekleyen görevin yerine getirilmesini is-
temek için bu yazıyı yazdım.
Sayın Başbakan, ATV’de Sabah gazetesinin üç ya-
zarı ile yaptığı söyleşide “TSK ile hükümetin birbirine
güveni ülkem için, milletim için önemli. Şüphe do-
ğarsa bedelini millet öder” demiyor muydu? “Sa-
bah 21 Mart”.
Kayseri olayı karşısında sessiz kalırsa, öyle bir gü-
venin en azından hükümet tarafında sarsıldığı kuş-
kusunun yayılmasını önlemek Başbakan’ın görevi-
dir. Onun için, Ergenekon savcılığını üstlendiği ka-
dar, bu konunun altındaki derin örgütlenmenin so-
rumlularının da maskelerini düşürmek hükümetin gör-
evi olmalıdır.
Silahlı kuvvetlere ışık evlerinde yetiştirilen kimse-
lerin yerleştirilmesi için bitip tükenmeyen çabaları han-
gi amaçla sürdürmektedir o örgüt? Subay ve ast-
subayları izlemek, gerektiği zaman onların kullandıkları
bilgisayarların şifrelerini öğrenerek sistemlerine bel-
ge yerleştirmeyi göze alan ve başarabilen o örgüt,
daha başka hangi marifetlerin sahibi olacak kadar
devlete sızmıştır? Soruşturma ya da yargı aşamasında
olan başka hangi dosyalara aynı sızmalar yapılabil-
mektedir?
Başbakan bunları en azından merak etmeyecek
midir?
Partisinin İstanbul mitinginde aralarındaki karşı-
lıklı tartışma nedeni ile CHP Genel Başkanı hakkın-
da niçin soruşturma yapmadıklarını yargıya sora-
cağına, şüpheli astsubayın askeri savcıya verdiği bil-
gilerin derinliğine ulaşmak amacıyla devletin güvenlik
birimlerini derhal harekete geçirmelidir.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
ENTERNET / MEHMET SUCU
Yazının sonunda soracağımız so-
ruyu en başta soralım. Siz hiç etraftaki
bayraklara bakıp da oy kullandınız mı?
Kullanacağınız oyun hangi partiye gi-
deceğine bu bayraklara ve afişlere ba-
kıp karar verdiniz mi?
Bu yazıyı okuyanların arasında
bu iki soruya da evet diyecek oldu-
ğunu sanmıyorum.
İstanbul’da artık sokaklarda ve
caddelerde gökyüzü görünmüyor.
Yer gök bayrak, afiş, pankart dolu.
Tonlarca petrol türevi kumaş gök-
yüzünün görünmesini engelliyor.
Renkler birbirine karışmış. Bazıları
kopup yerlere düşmüş çamurlar
içinde kalmış. Bunların hepsi çöp
olacak ve doğada yüz yıllarca bo-
zulmadan kalacak. Sağda solda
rüzgârla sürüklenen çeşitli renkler-
de el ilanları dolaşıyor. Zaman zaman
yanınızdan geçen araçlardan bu el
ilanlarından atılırken diğer yandan da
bangır bangır ne olduğu anlaşılma-
yan bir gürültü yükseliyor. Tüm bun-
larla birlikte sizin de tansiyonunuz
yükseliyor. Evinize dönerken yürü-
düğünüz sokakta ayağınıza dolaşan
çamur içinde kalmış bayrağın han-
gi partiye ait olduğunu bile anlaya-
mıyorsunuz.
Dahası bunların ne işe yaradığını
anlayamıyorsunuz. Çünkü yaşantı-
nız boyunca hiçbiriniz bu bayrakla-
ra bakıp oy vermediniz. Peki, o za-
man niye bu bayraklar. Partiler bizi
bu kadar aptal mı sanıyorlar, diyo-
rum içimden. Neden kirletiyorsunuz?
Diye soruyorum. Yanıtı ne onlar bi-
liyor ne de ben.
Yanıtı ve galibi olmayan bu bay-
rak asma yarışı bu hafta sonu biti-
yor. Bundan sonra artık bayraklar
toplanacak. Ve çöpe atılacak.
Peki, kim toplayacak. Kim olacak,
yerel yönetimler toplayacak. Hem
asacaklar hem toplayacaklar. Hem de
hiçbir faydasını görmeyecekler. Bu na-
sıl bir mantıktır anlamak olası değil.
Bu delicesine sürdürülen bayrak
yarışının tek kazananı bayrak ima-
latçıları ve petrol bazlı kumaş üreti-
cileri. Bunun dışında bayraklarını
asan partilerden kirlilikten yakınan
yurttaşlara, bunları temizlemek zo-
runda kalan belediyelere kadar her-
kes zarar ediyor.
Bayrak asma faaliyeti propagan-
da için olmazsa olmaz olarak ta-
nımlanıyor. Vikipedi’ye göre pro-
pagandanın tanımı şöyle: “Propa-
ganda çok sayıda insanın düşünce
ve davranışlarını etkilemek amacını
taşıyan önceden planlanmış bir me-
sajlar bütünüdür. Propaganda ta-
rafsız bilgi sağlama yerine, en te-
melde kendi kitlesini etkileyecek bil-
giyi sunar. Mesaj doğru olsa da
yönlü olabilir ve olayın tümünü den-
geli bir şekilde sunmayabilir. Ge-
nellikle politikada kullanılır ve hükü-
metler ve politik partiler tarafından
desteklenir. Propaganda genellikle
politik veya milliyetçi temalar içerir.
Propaganda broşürler, posterler,
TV veya radyo yayınları ve bunların
dışındaki her türlü bilgi taşıyan med-
ya aracılığıyla yapılır.
Kelimenin daha dar ve sık kulla-
nılan anlamıyla propaganda politik
bir amacı veya iktidarın çıkarlarını
destekleyen bilerek çarpıtılmış ve-
ya saptırılmış bilgiye denir. Propa-
gandacılar bir grubun istekleri yö-
nünde halkın bir konu veya olayla il-
gili görüşlerini değiştirmeyi amaç-
larlar... Propagandayı diğer me-
totlardan ayıran, propagandacının
halkın fikrini ikna etme ve anlatma
yerine kandırma ve kafa karıştır-
mayla değiştirme isteğidir. Organi-
zasyonun liderleri bilginin tek taraflı
veya doğru olmadığını bilmelerine
rağmen propagandayı yayan daha
düşük rütbeli üyeler durumu bil-
meyebilirler.”
Bu tanımlara bakınca her yere
bayrak asmak nafile bir gayret.
Çünkü kimse bu partinin bayrağı da-
ha çok diye fikrini değiştirmiyor.
Yazının sonunda aynı soruyu tek-
rar soralım. Siz hiç etraftaki bay-
raklara bakıp da oy kullandınız mı?
Kullanacağınız oyun hangi partiye gi-
deceğine bu bayraklara ve afişlere
bakıp karar verdiniz mi?
mehmet@cumhuriyet.com.tr
Bayraklara Göre Oy Verir misiniz?
Bolu’da düzenlenen mitinge katõlan Erdoğan, anlatõlanlar gibi bir şeyin olmadõğõnõ söyledi
‘Evet,krizteğetgeçecek’
RUJHAT AVŞAR
BOLU - Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, yine krizin teğet geçtiğini id-
dia etti. Erdoğan, “Evet, teğet geçe-
cek. En az zararla bunu biz atlata-
cağız Efendim, bak şu kadar teks-
til fabrikası kapanmış, şu olmuş, bu
olmuş. Anlattıkları gibi de bir şey
yok ortada. Yani işini bilmeyen ba-
şarısız varsa, kapanmış da olabilir”
dedi.
AKP’nin Bolu Hükümet Meyda-
nõ’nda düzenlediği mitinge katõlan
Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde gö-
rülmemiş hizmetleri 6.5 yõla sõğdõr-
dõklarõnõ iddia etti.
Muhalefet partilerinin hakaret ve ça-
mur atmaktan başka bir şey yapma-
dõğõnõ ileri süren Erdoğan, Baykal’õn
“AKP yüzde 52’nin altında oy alır-
sa başarısızlıktır” sözleri üzerine
şöyle konuştu:
“Baykal mağlup olmayı zaten ka-
bul etmiş de şimdi kaç gol yiyeceğini
konuşuyor. Yani ‘ne kadar az gol yer-
sem o kadar lehime’ diyor. Böyle mu-
halefete can kurban. Yeter ki böy-
le rakipleriniz olsun. Onun için,
durmak yok, yola devam.”
Kocaeli’nde Yuvacõk Barajõ’nõn 4.5
milyar dolara mal olduğunu ifade
eden Erdoğan, iki kat büyüklükteki ba-
rajõ Ankara Büyükşehir Belediye-
si’nin Yuvacõk’tan yüz kat daha ucu-
za mal ettiğini ve iki kat daha fazla su
rezervi bulunduğunu anlatan Erdoğan
“Şu anda böyle birini CHP kalktı,
yine büyükşehir belediye başkan
adayı yaptı. Ondan sonra sıkılma-
dan meydanlara çıkıyor, kırtasiye-
ciden bir kırmızı dosya almış eline,
onunla dolaşıp duruyor. Sayın Bay-
kal, dosyanın içinde neler var, onu
anlat. Çağlayan’da konuşuyor. Der-
nekler varmış, organizeymiş, şuy-
muş, buymuş... Burası gukuk dev-
leti değil, hukuk devleti. Elinde gü-
vendiğin, inandığın dosya varsa
savcıya git. Niye gitmiyorsun sav-
cıya? Kardeşim bunlar palavracı.
İnanıyorum ki benim milletim bu
dosyalara da prim vermeyecek,
bunların iftira at tutmazsa iz bıra-
kır mantığını bu seçimlerde çöker-
tecek” dedi.
CHP iktidarõnda Türk Lirasõ’na
Atatürk’ün fotoğrafõ yerine İnö-
nü’nünkinin konulmasõyla ilgili ola-
rak da “Çağlayan’da bayağı kız-
mış. Kimyası bozulmuş. Diyor ki
‘Sen İnönü’yü ağzõna alamazsõn.’ Be-
nim ağzımın tapusu senin elinde de-
ğil ki. CHP’nin tapusu senin elinde,
bunu biliyoruz ama kusura bakma.
Biraz insan haddini bilir” dedi.
Erdoğan, ekonomik krizin teğet
geçtiği iddiasõnõ yineleyerek, şöyle de-
vam etti:
“Amerika’dan kaynaklanan kü-
resel bir kriz. Bu dalgaya rağmen
evvel Allah biz sarsılmadık, ayakta
duruyoruz. Benim ‘teğet geçiyor’ ifa-
demden rahatsız oluyorlar. Aynısı-
nı söylüyorum. Evet, teğet geçe-
cek. Efendim, bak şu kadar tekstil
fabrikası kapanmış, şu olmuş, bu ol-
muş. Anlattıkları gibi de bir şey yok
ortada. Yani işini bilmeyen başarı-
sız varsa, kapanmış da olabilir. Ya-
ni bizden önceki iktidar döneminde
yüzlerce, binlerce, on binlerce esnaf
kapattı. 400 bini aşkın esnaf kepenk
indirdi. O dönemde. Böyle gittik biz
seçimlere.”
Deniz Baykal’õn “AKP yüzde 52’nin altõnda oy alõrsa başarõsõzlõktõr” sözlerini eleştiren
Başbakan Erdoğan, “Baykal mağlup olmayõ zaten kabul etmiş de şimdi kaç gol yiyeceğini
konuşuyor. Böyle muhalefete can kurban” dedi.
DEVLET BAHÇELİ
‘Yerel seçim
önemkazandı’
Konya’da konuşan Bahçeli,
seçimlerin ciddiye alõnmasõ
gerektiğini vurguladõ.
NUMAN KURTULMUŞ
‘Millet dur bir
dakika diyecek’
AKSARAY (Cumhuriyet) - Saa-
det Partisi Genel Başkanõ Numan
Kurtulmuş, AKP’nin dõş politi-
kasõnõ eleştirerek Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn Davos’taki
“One minute (bir dakika)” çõkõ-
şõna göndermede bulundu. Kurtul-
muş, “29 Mart seçimleri bu mil-
letin ‘durun bir dakika’ diyeceği se-
çim olacaktır” dedi.
Aksaray’da düzenlenen mitingde
konuşan Kurtulmuş, sanayi kuru-
luşlarõnõn üretimlerini durdurduğu-
nu, ziyaret ettikleri her kentte yurt-
taşlarõn işsizlikten, esnafõn iş yapa-
mamaktan şikâyet ettiğini dile ge-
tirdi. Kurtulmuş, “Türkiye, bu ha-
le dün gelmedi. Uygulanan yanlış
ekonomi politikaları ile bu hale
getirildi” görüşünü kaydetti.
Kurtulmuş, mazot ve gübre fi-
yatlarõnõn iki-üç kat artmasõna kar-
şõn çiftçinin ürününün IMF iste-
mediği için para etmediğini ifade et-
ti. Erdoğan’õn Davos’ta gereken
tepkiyi verdiğini de ifade eden Kur-
tulmuş, “Ancak biz olsaydık ‘ABD
askerlerine durun bir dakika’ der-
dik. Bizim üslerimizi kullandır-
mayız. IMF politikaları ile şeker
pancarını bitiren, çiftçisini, es-
nafını bitiren, IMF komiserlerine
‘bir dakika çõkõn dõşarõ’ derdik.
Türkiye’yi AB terbiye salonunda
bekletenlere ‘durun bir dakika’
derdik. Biz ‘One minute’ ile değil
ilkeli siyasetle bunu yapardık. 29
Mart seçimleri bu milletin ‘durun
bir dakika’ diyeceği seçim ola-
caktır” diye konuştu.
BARIŞ YAMAN
KONYA - MHP Genel Başkanõ Dev-
let Bahçeli, yurtdõşõ gezilerindeki harcõ-
rahlarla ilgili tartõşmalar üzerine “Sayın
Bahçeli, sen uçak özürlüysen biz ne ya-
palım” diyen Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’a “Biz uçağa binmekten biraz
çekinebiliriz. Ama sen de ata binme
özürlüsün. Gel şu Konya’nın sokakla-
rında bir ata bin de görelim” diye kar-
şõlõk verdi.
Partisinin Konya Hükümet Meyda-
nõ’nda düzenlediği mitingde konuşan
Bahçeli, yaşanan siyasi, ekonomik ve
sosyal krizlerin yerel seçimlere daha faz-
la önem ve anlam yüklediğini söyledi. Se-
çimlerin ciddiye alõnmasõ gerektiğini vur-
gulayan Bahçeli, “MHP olarak ‘Ülke se-
nin, Konya senin, karar senin’ diyoruz”
dedi.
Konuşmasõnda Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn üslubunu eleştiren Bahçeli,
“Sayın Başbakan si-
yaseti kirleten, ka-
baca bir Türkçeyle,
üslup bozukluğuyla
konuşuyorsun. Ya-
lan söylüyorsun, ha-
karet ediyorsun, ifti-
ra ediyorsun. Çiftçi-
yi, memuru azarla-
dığı gibi şimdi de si-
yasi partilere, ken-
disinden olmayan
herkese hakaret edi-
yor. Böyle bir üslupla bir yere varıla-
maz” diye konuştu.
Hõzlõ tren projesi ve IMF’yle ilgili an-
laşmalarla ilgili de eleştirilerde bulunan
Bahçeli şöyle devam etti:
“Bu hızlı treni siz mi hayal ettiniz,
yoksa 57. hükümet döneminde 17 Ey-
lül 1999’da ihalesi yapılan ve 23 Eylül
2000 tarihinde sözleşmesi imzalanan ve
TCDD’nin gerçekleştirdiği bu hayali
aradan geçen 9 yıl sonra hangi rüyayı
gördün de gerçekleştirdin? Kredileri
sağlanmış, sözleşmeleri hazırlanmış,
böyle bir mirasa konmuşsun, şimdi
buna sahip çıkıyorsun. IMF’yle ilgili de
yalan söylüyorsun. Çiftçi ipotek altın-
da. Çiftçiye ‘Ananõ da al git’ diyorsun,
yarında Yunanlılara ‘al şu topraklarõ git’
mi diyeceksin.”
Bilecik’te konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, çiftçinin sorunlarına değindi. (AA)
Baykal, Türk çiftçisinin perişan edildiğini söyledi
‘Çiftçiye sahip çõkõlmalõ’
BİLECİK (Cumhuriyet) -
CHP Genel Başkanõ Deniz Bay-
kal, Türk çiftçisi perişan edilip
yurtdõşõndan buğday getirildi-
ğine dikkat çekerek “Dünyanın
her yerinde tarım kalkınma-
nın temeli. Toprağın bereke-
tinin hakkını vereceksin, sır-
tını dönmeyeceksin” dedi.
Baykal, partisince Bilecik
Cumhuriyet Meydanõ’nda dü-
zenlenen mitingde Bilecik’in
tarõm, hayvancõlõk ve sanayide
önemli bir yeri olduğunu vur-
guladõ. AKP hükümetinin, Rus-
ya’dan, Romanya’dan buğday
getirilsin diye tüccara yetki ver-
diğini anlatan Baykal, “Kendi
çiftçimizin alın terini bir ke-
nara bıraktık, dudak bük-
tük, önemsemedik, dışardan
satın almayı tercih ettik” diye
konuştu. Kalkõnmayõ toprağõ,
köylünün, çiftçinin üzerine otur-
tacağõnõ ifade eden CHP lideri
Deniz Baykal, “Dünyanın her
yerinde tarım kalkınmanın
temeli. Toprağın bereketinin
hakkını vereceksin, sırtını
dönmeyeceksin” dedi.
Deniz Baykal, emeklilerin de
durumunun kötü olduğuna işa-
ret ederek, “Eskiden emekli
kendi ve eşini geçindirirdi,
şimdi emeklinin oğlu işten
atıldı, onun eşi ve üç çocuğu
var. Onlara da bakma ihtiyacı
var. Dünyanın her yerinde
emekliler uçakla dünya gezi-
si yapıyor, bizimkiler kahve-
ye çıkıp çay içemiyor” diye ko-
nuştu.
DSP Genel Başkanı Sezer, İzmir’de düzenlenen mitingde CHP ve AKP’ye yüklendi
‘Kayõkçõ kavgasõna devam ediyorlar’
OZAN YAYMAN
İZMİR - DSP Genel Başkanõ
Zeki Sezer, CHP Genel Başkan
Deniz Baykal ve AKP Genel
Başkanõ Recep Tayyip Erdo-
ğan’õn birbirleriyle mücadelesi-
nin “kayıkçı kavgası” olduğunu
söyleyerek “Yoksulluğu, işsizliği
unutmuşlar kayıkçı kavgasına
devam ediyorlar. Halkın ihti-
yaçlarından uzakta siyaset ya-
pıyorlar” dedi. Sezer, DSP’nin
de kavgaya hazõr olduğunu söy-
leyerek “Ama biz kavgayı yok-
sullukla, işsizlikle, gericilikle,
bölücülükle yaparız” dedi.
Sezer partisinin İzmir’de dü-
zenlediği mitinge katõlarak, DSP
adaylarõna oy istedi. Partisinin
adaylarõnõn yetkin olduğunu be-
lirten Sezer, “DSP adayları di-
ğer iki partinin adaylarının
her birine on basar” ifadesini
kullandõ. Medyanõn seçimi CHP
ve AKP arasõnda geçiyor gibi
gösterdiğini söyleyen Sezer, “29
Mart günü herkes ne kadar ya-
nıldığının farkına varacak. Biz
halkın içindeyiz. Milyonlarca
vatandaşla bir araya geldik.
DSP yeniden halkın seçeneği
olacaktır” dedi.
Devlet Bahçeli.
‘Yardım dağıtılıyor’ diye beyaz
eşya yüklü aracı yakmak istediler
Yurt Haberleri Servisi - Van’da kent merke-
zindeki bir mağazadan beyaz eşya alan yurt-
taşlarõn eşyalarõnõ götüren kamyonet, beyaz
eşyalarõn AKP’liler tarafõndan gönderildiğini
iddia eden DTP’liler tarafõndan yakõlmak is-
tendi. DTP Merkez İlçe Başkanõ Selahattin
Endakçi, araya girerek eşyalarõn yakõlmasõnõ
önlerken, “Beyaz eşya alacaklar seçim sonra-
sõna kadar beklesin. 5 gün daha çamaşõr, bula-
şõk makinesi olmadan idare edebilirler” dedi.
‘Diyarbakır Valisi hiç sopa yememiş’
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
DTP’liler Diyarbakõr’da kutlanan Nevruz’a
katõlõm sayõsõnõ valiliğin 70 bin kişi olarak
açõklamasõna tepki gösterip 500 bin kişinini
katõldõğõnõ savundu. DTP Diyarbakõr Milletve-
kili Gültan Kõşanak, Vali Hüseyin Avni Mut-
lu’yu eleştirirken, “Diyarbakõr Valisi, Nasret-
tin Hoca’nõn dediği gibi ya sayõ saymasõnõ bil-
miyor ya da hiç sopa yememiş” diye konuştu.
Sezer, kavgaya hazır olduklarını söyledi.