19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Son padişah, son halife yakıştırmaları tencere ol- du, yuvarlandı. Kapağını buldu. RTE’nin gönlünde, kafasında yaşattığı özlemle yat- masına, son bir gece olsun şöyleee renkli düşlerle uyumasına olanak sağlayan son halife, son padişah dövizlerini açanlar sağ olsun! Hiç değilse bırakalım düşlerinde kendini padişah, son halife görerek rahatlasın; bu yakıştırmalar ol- mayacak dualara amin demekmiş. Varsın öyle olsun. Ne umuruna! Yeter ki saldırganlığını arttıran diyabetik şekeri yük- selmesin... Son miting konuşmalarında daha önce sergiledi- ği övünmeler böbürlenmeler hız kesti. 29 Mart’ta yüzde 47 ne demek, yüzde 50’yi aşa- cağını söyleyen RTE ve çevresi; artık 2004’teki ye- rel seçimlerde AKP’nin aldığı yüzde 42’ye rıza gös- teriyorlar. Bu, AKP’nin yüzde 42’nin altında oy alacağına inan- dıklarının da bir göstergesi. Sokak AKP oylarının yüzde 34-35’lere düşebile- ceğini düşünebilir; lakin AKP mitinglerindeki kalabalığa ne demeli? Ne çare RTE oy oranı yüzde 34-35’lere düşerse beş yıllığına geldiği iktidarı erken seçimle bırakmaya gö- nüllü olacak gibi görünmüyor; bu da ayrı bir sorun. Zira ulusal sorunların yanı sıra kendisi ulusal bir so- runa dönüşen RTE’nin sözde padişahlığı, sözde ha- lifeliği düşlerinden çıkarabilmesi.. öylesine zor ki.. in- sanın köpeği ısırması gibi çok spekülatif bir haber olur. Uğraştı didindi, uzun zaman medyaya olan nefretini gizlemeyi başardı. Bu nefret sokağa taştı. Batı dünyasına sarktı. Alman Der Spiegel dergisi, RTE’nin “eleştiriye ta- hammülü olmadığını” yazıyor. Dergi “Gücünü kaybetmekten korkuyor. Şu anda da ekonomik kriz onun başarı öyküsünü tehdit edi- yor... Aynı zamanda RTE için yalnızca Doğan med- yası can sıkıcı bir durum değil, onu makamından uzak- laştırmak isteyen asker, sermaye ve politik etkiler de koalisyonun bir parçası…” diyor. Bu saptamalar iyi güzel de sokaktaki adam ne di- yor: Örneğin AKP’nin İstanbul mitingine katılanlardan kimilerinin söyledikleri... Şu örneklere bakarak halkın uyandığını nasıl söy- leyeceğiz? Yaşı 62. Ekonomik sıkıntılar mı, hadi canım sen de! RTE’yi “aşkla şevkle seviyorum, canım feda olsun”. TÜSİAD, hükümet önlemleri erken alsaydı işsizli- ğin böyle tavana vurmayacağını açıklıyor. Yaşı 19: “Kriz miriz yok, hepsi iftira” diyor. “Hoca, hoca dedikleri benim” diyerek yeniden mey- dana çıkan Necmettin Erbakan; “Tayyip yaptığın çok yanlış. Bak getirdin arabayı toslattın” diye RTE’nin ku- lağını çekiyor. Lakin öğrencisi hocasını dinleyecek ol- gunlukta değil artık. Erbakan, eşi türbanlı birinin cumhurbaşkanı olacağı kimin aklına gelirdi diye bugünkü gericilik hamlele- rini istediği kadar kendine yontsun. RTE’ye göre geçmiş hoş bir sedadır. Bu söylem- leri sür eşeğini Niğde’ye Hocam diye algılıyor, yo- rumluyor. 30 yıl önce dinci tayfaların mitinglerini parmakla sa- yılacak bir kalabalık izlerdi. Ya bugün? Meydan dolu. Neden? Zira Hoca’nın öğrencileri olan bugünkü- ler her ilde düzenledikleri mitinge civar illerden kamyon kamyon, otobüs otobüs insan taşıyor. Boynuz kulağı çoktaaan geçti Hoca Erbakan! SAYFA 24 MART 2009 SALICUMHURİYET 18 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 14 Edirne PB 15 Kocaeli PB 16 Çanakkale PB 14 İzmir PB 15 Manisa PB 16 Aydın PB 17 Denizli PB 14 Zonguldak PB 13 Sinop PB 12 Samsun B 12 Trabzon Y 9 Giresun Y 9 Ankara PB 9 Eskişehir PB 10 Konya PB 10 Sıvas K 3 Antalya PB 18 Adana PB 18 Mersin PB 19 Diyarbakır Y 10 Şanlıurfa Y 13 Mardin Y 10 Siirt Y 10 Hakkâri Y 2 Van Y 6 Kars Y 2 Oslo K 2 Helsinki K 0 Stockholm K 2 Londra Y 12 Amsterdam Y 9 Brüksel Y 8 Paris Y 10 Bonn K 7 Münih K 6 Berlin K 7 Budapeşte Y 10 Madrid B 23 Viyana Y 9 Belgrad Y 12 Sofya Y 13 Roma Y 16 Atina Y 18 Zürih K 6 Moskova K 2 Aşkabat Y 26 Astana K 6 Taşkent Y 25 Bakû Y 14 Bişkek Y 18 Tiflis Y 8 Kahire B 17 Şam B 13 Yurtta doğu kesimler parçalı çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun do- ğusu, Doğu Karade- niz, Güneydoğu Ana- dolu ile Ordu Tokat, Sı- vas, Kayseri, Malatya ve Hatay çevreleri ya- ğışlı, diğer yerler par- çalı az bulutlu geçe- cek. Sıcaklık yurdun batı kesimlerinde 2 ila 4 derece artacak. IŞIL ÖZGENTÜRK / Keşke Küba’da Kalsaydım Baştarafı Arka Sayfada Arkadaşlarla buluştuk, benim aklõma müthiş bir plan geldi, bir yerlerden para bulup öldürmek istediğimiz yüz kişiyi New York’ta açõlan bir sergiye davet ede- cektik. Uçak New York’a yaklaşõrken ben bir şişe vis- ki içip şeker krizine girecektim ve o arada bulduğum silahla insanlarõ öldürecektim. Herkes uçağa davet edeceğimiz isimler üstünde ça- lõşmaya başladõ. Heyhat öldürülecek hiç kimseyi bu- lamadõk ve bu plan suya düştü. Tõpkõ bir darbe girişimi gibi. Hayõr bu kadarõ fazla, cõk cõk öten kumrulardan bõk- tõm, ama o da ne, benim evin balkonunda yuva kur- muşlar. Anne kumru yavrularõnõ beklerken erkek kumru onlara mama getirmek için canla başla çalõşõ- yor, bak şu işe. Kumru yavrularõ ne yer ne içer bil- miyorum, neyse ki kitaplarõm var, bu işi çözüp onla- ra yardõm edebilirim. Bu arada darbelerden, acõmasõz infazlardan bir süre uzak kalabilirim. Kumrulardan bi- rine bir ad bile koydum. Nergis, malum bu aylar ner- gis aylarõdõr, bõrakõn her şeyi nergisleri koklayõp, kuş- lara yardõm edin, emin olun bu daha fazla hayat. İstanbul Haber Servisi - An- kara Temsilcimiz Mustafa Bal- bay’õn tutuklanmasõna gösterilen tepki aralõksõz devam ediyor. Okurlarõmõzõn yanõ sõra dün sa- natçõlar Tarık Akan, Rutkay Aziz, Zeki Ökten ve Arif Kes- kiner gazetemize gelerek, des- teklerini iletti ve Balbay’õn bir an önce özgürlüğüne kavuşarak ya- zõlarõna dönmesini diledi. Gazetemiz okurlarõ dün de Cum- huriyet’in Şişli’deki merkez bina- sõnõn bahçesinde bir araya geldi. Okurlarõmõz, yağõşa ve soğuk ha- vaya karşõn Balbay için tuttuklarõ 2 saatlik nöbete devam etti. Gazete- miz bahçesindeki “Balbay’la da- yanışma nöbeti”ne, dün sanat dünyasõndan anlamlõ bir katõlõm da geldi. Tarõk Akan ve Rutkay Aziz, Zeki Ökten ve Arif Keskiner, gazetemize gelerek, okurlarõmõzõn arasõna karõştõ ve yaptõklarõ eyleme destek verdi. Sanatçõlar Cumhuri- yet’in bahçesinde bir süre bekleyip, sembolik olarak “nöbete katılır- ken”, “Balbay çıkacak yine ya- zacak / Biz susarsak kim konu- şacak” sloganlarõna eşlik etti. Ta- rõk Akan, “Her şeyimizle destek- liyoruz. Bu yanlış ortadan kalk- sa, başka yanlışlar gelecek... On- lar gelince de biz yine burada ola- cağız; ömrümüzün sonuna kadar bu böyle devam edecek” dedi. Rutkay Aziz de, “Bu yıldırma, sindirme ve korkutma oyunları- nın, er geç ilerici, demokrat, ba- rışsever güçler tarafından ke- sinkes bitirileceğinin inancını ta- şıyorum. Diliyorum ve umut edi- yorum ki Mustafa Balbay bir an önce köşesine ve kalemine ka- vuşsun” dedi. Cezaevinde tek kişilik hücrede tutulan Balbay: Notlarõm istenilen kõvama getirilip servis edilmiş ‘Notlar montajlõ ve işlenmiş’Haber Merkezi - Tutuklanmasõnõn üzerinden 19 gün geçen gazetemiz yazarõ ve Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, 8 kişilik koğuşta kalmak is- temesine rağmen Silivri Cezaevi’nde fiili “tecrit” uygulanarak tek kişilik koğuşta tutuluyor. Diğer tutuklular- dan ayrõ, adeta “hücre cezasına çarptırılmış” bir mahkûm muame- lesine tabi tutulan Mustafa Balbay, havalandõrmaya da tek başõna çõka- rõlõyor. Avukatõ, Adalet Bakanlõ- ğõ’na başvurarak “bu haksız ve hu- kuka aykırı uygulamaya bir an ön- ce son verilmesini” istedi. Balbay, geçen hafta Silivri Ceza- evi idaresine verdiği dilekçede, “yal- nız başına fiili bir tecrit altında bu- lunmak istemediğini, aynı soruş- turma kapsamında tutuklu olan- ların bulunduğu 8 kişilik koğuş- larda boş yerler olduğunu” kay- dederek bu koğuşlara geçmek iste- diğini belirtti. Dilekçe işleme konmadı Ancak sõnõrlõ olarak haftada bir gün ve 45 dakika yalnõzca ailesiyle kapalõ görüş olanağõna sahip Balbay’õn bu dilekçesi bir haftadõr işleme konul- madõ. Avukatlarõ Akın Atalay ve Bü- lent Utku, Balbay’a diğer tutuklu- lardan ayrõ bir muamele yapõlmasõ- nõn nedenini anlamakta zorlandõkla- rõnõ belirttiler. Balbay’õn ifade hürriyeti de ce- zaevinde kõsõtlandõ. Yazõlarõnõ dü- zenli olarak yazabilmek için yaptõ- ğõ başvuru da reddedildi. Yazõlarõ- nõ gazeteye gönderemeyeceği, ce- zaevi idaresince kendisine bildiril- di. Hükümlülerin dahi ifade öz- gürlüğü çerçevesinde yayõn etkin- liğinde bulunabilecekleri, ilgili tü- zükte açõkça güvence altõna alõnmõş iken tutuklu statüsündeki Balbay’a hukuk dõşõ olarak bu iznin veril- memesi ve tek kişilik koğuşta tu- tulmasõ soru işaretleri yarattõ. ‘Farklı bir metin’ Balbay dün avukatõyla yaptõğõ gö- rüşmede konuyla ilgili olarak şunlarõ aktardõ: “Günlük köşe yazılarımı yazma ve gazeteye gönderme ta- lebim kabul edilmedi. Aynı şekil- de, gazetede duyurusu yapılan ‘Gerilimli Yõllar’ yazı dizisini de, gazeteye gönderip yayımlanması- na da izin verilmedi. Bu durumda, hakkımda çıkan yazılara gazete- deki köşemden cevap vereceğimi düşünerek yazdığım yazıları ne ya- zık ki, okurlara ve kamuoyuna ile- temiyorum. Avukatımın geçen hafta bana iletilmek üzere cezaevi idaresine verdiği ve basında bana ait günlükler olduğu iddiasıyla yayımlanan notlar, cezaevi idare- si tarafından ancak bugün (dün) tarafıma verildi. İlk bakışta bu notlarla ilgili söyleyebileceğim şu- dur. Medyada tartışılan şekilde be- nim bir günlüğüm yoktur. Ya- yımlanan notlara ilişkin ilk de- ğerlendirmem şudur: Benim farklı zamanlarda, fark- lı yerlerde yaptığım görüşmelere dayalı olarak tuttuğum birbirin- den farklı notların, montaj yapı- larak bir araya getirilip birileri ta- rafından işlendiğini, yorumlar ek- lendiğini ve kamuoyuna sunulmak üzere farklı ve özel bir metin oluşturulduğunu gördüm. Öyle yorumlar ve işlemeler yapılmış ki, bazı notlarımı ben de tanıyama- dım. Sızdırılan ve yayımlanan notlarda, benim zamanında tut- muş olduğum notlarda yer alma- yan, o notlarla örtüşmeyen kı- sımların yanı sıra, olması gereken birçok yerin ise, olayın ve sözlerin anlamını değiştirecek şekilde, ara- dan çıkarıldığını, böylece özel ola- rak istenilen kıvama getirilip ser- Mustafa Balbay’ın avukatı Akın Atalay, bir dilekçeyle Adalet Ba- kanlığı’na başvurdu. Balbay’ın haftanın 6 günü köşe yazısı yaz- dığını anamsatan Atalay, cezaevi idaresince, bu yayın faaliyetini sürdürmesine izin verilmemesinin haklı ve hukuki gerekçesi olamayacağını belirtti. Balbay’a cezaevinde uygulanan infaz re- jimine de dikkat çekilen dilekçede, “Müvekkil tek başına hava- landırmaya çıkarılmakta, tek başına bir koğuşta tutulmak sure- tiyle tecrit edilmektedir. Müvekkilimizin, diğer tutuklulara ta- nınan olanaktan yararlanarak, halen 8 kişilik koğuşlarda 3-4 kişinin kaldığı bir koğuşa alınması talebinin de yerine getirilme- sinin gerekli olduğu, müvekkilimize özel bir infaz uygulanması- nın haklı ve hukuki bir nedeninin bulunmadığı açıktır” denildi. ADALET BAKANLIĞI’NA BAŞVURU YAPILDI vis edildiğini anladım. Eğer gazeteye yayımlanmak üze- re hazırladığım dizi yazıyı, bana yönelik sansürü aşabilip yayınlat- ma olanağı bulursam, gerçekleri herkes öğrenecek. Şunun bilin- mesini isterim ki, notlara temel olan bütün görüşmeler, sadece ga- zetecilik güdüsü, kaygısı ve ama- cıyla yapılmıştır. Bu görüşmeler- den, bana ait olmayan ve benim notlarımın tahrif edilerek oluştu- rulmuş özel bir metni esas alarak, farklı anlamlar ve yorumlar üre- tenleri kendi mesleki ve ahlaki duruşları ile baş başa bırakıyorum. ‘Haksız ve ağır karalama kapanyası devam ediyor’ Tekrar ediyorum. Ben gazete- ciyim ve gazetecilik mesleği dı- şında hiçbir işe ve olaya bulaş- madım, bundan sonra da yalnız- ca gazetecilik yapmaya çalışaca- ğım. Umarım, hükümlü olmayıp tutuklu olduğum dikkate alınacak ve hiç olmazsa, özgürlüğümden yoksunluğumun yanına bir de ifade özgürlüğümün elimden alın- masına, birileri -bu kadar da ol- maz- diyerek tepki gösterecek- lerdir. Bana, bu zor günlerde des- tek verenlere teşekkür ediyorum. Onların yüzünü kızartacak hiçbir faaliyetin içinde olmadığımı bil- melerini isterim. Benim görüşle- rim ve bu konudaki söyleyecek- lerim dinlenmeden, cezaevinde bana bu olanağın da tanınmadığı dikkate almadan, hakkımda de- vam eden haksız ve ağır karalama kampanyasını içinde bulundu- ğum koşullar nedeniyle üzüntüy- le izliyorum. Tek tesellim, bu- günlerin de geçeceği ve yakında tüm ithamlara cevap verme ola- nağına kavuşacağımdır.” Akan: Her şeyimizle destekliyoruz Gazetemiz bahçesindeki “Balbay’la dayanışma nöbeti”ne, dün sanat dünyasından anlamlı bir destek gel- di. Tarık Akan, Rutkay Aziz, Zeki Ökten ve Arif Keskiner okurlarımızla birlikte bir süre nöbet tuttu. ‘İktidarın sindirme ve baskı aracı’ İstanbul Barosu Başkanõ Muammer Aydõn, Ergenekon soruşturmasõ sõrasõnda ‘adil yargõlanma’, ‘soruşturmanõn gizliliği’ ve ‘yargõnõn bağõmsõzlõğõ’ ilkelerine gölge düştüğüne dikkat çekti İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu Başkanõ Muammer Aydın, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda yaşanan hak ihlallerinin hukuk dev- leti ve adaleti açõsõndan endişe veri- ci olduğuna dikkat çekerken gazete- miz Ankara Temsilcisi ve yazarõmõz Mustafa Balbay’õn tutuklanmasõ- nõn da bu endişelerin bir parçasõ ol- duğunu vurguladõ. Aydõn “Anayasal düzeni savunanları, ‘biat etmedi’ di- ye muhalif yazarları ve siyasi inanç olarak ulus devletten yana olanla- rı bir biçimde soruşturmak ve de- vasa bir dava havuzunun içine atarak hak ve hukuk kurallarını ih- lal etmek, asla demokratik hukuk devletine yakışan bir tutum olarak değerlendirilemez” diye konuştu. İstanbul Barosu Başkanõ Muammer Aydõn, dün İstanbul Barosu binasõn- da İstanbul Barosu Başkan Yardõm- cõsõ Prof. Dr. Selçuk Demirbulak ve Yönetim Kurulu Üyesi Turgay De- mirci ile basõn toplantõsõ düzenleye- rek Ergenekon soruşturmasõ, Anayasa Mahkemesi’nde bekleyen davalar, TÜBİTAK olayõ, ekonomik kriz ve işçi kõyõmõ ile yerel seçimlerin şai- besiz yapõlmasõna ilişkin İstanbul Barosu’nun görüşünü açõkladõ. ‘Siyasi maksatlı açıklamalar gölge düşürdü’ Ergenekon soruşturmasõ kapsa- mõnda yaşanan gelişmelere değinen Başkan Aydõn, “Siyasi maksatlı açıklamalar, en başından itibaren ve de hukuk adına ne yazıktır ki ‘adil yargõlanma’, ‘soruşturmanõn gizliliği’ ve ‘yargõnõn bağõmsõzlõğõ’ il- kelerine gölge düşürmüştür. Hü- kümet kanadından bu yöndeki en- dişeleri giderecek en ufak bir adım atılmamış olması da kamuoyunda bu soruşturmanın bir sindirme ve yıldırma politikasında araç olarak kullanıldığı yönünde ciddi kuşku- lar uyandırmaktadır” dedi. ‘Mustafa Balbay’ın tutuklanması endişe verici’ Balbay’õn Ergenekon soruşturma- sõ kapsamõnda tutuklanmasõna dikkat çeken Aydõn, “Demokrasiler için bir milletvekilinin kürsü dokunul- mazlığı ne denli önemli ise bir ga- zetecinin bilgi toplama ve bu bil- giler yayımlanıncaya değin gizli tutma hakkı ve bu konudaki öz- gürlüklerinin korunması da o den- li önemlidir. Şüphelinin tutukla- maya itiraz yönündeki yasal hak- kını kullanması aşamasında gün- lüklerinin basında yayımlanması da baskının, hukuksuzluğun, ma- sumiyet ilkesi ve adil yargılanma il- kesine aykırılığın diğer gösterge- leridir” dedi. Aydõn, Ergenekon so- ruşturmasõnda “sorgunun yorma ve benzeri yöntemlerle yapılması halinde elde edilen sonuçların da tartışılır hale geleceğini” ifade ede- rek “Bir insanın uykusuz, aç, susuz 20 saat sorgulanmasını ve elde edilen bilgilere güvenerek o kişi hakkında işlem yapılmasını ka- bul edebilmek mümkün değil” de- di. 1909 sayfalõk ek iddianame ile görülmekte olan davada sayfa sayõ- sõnõn 4 bin 500’e yaklaştõğõnõ anlatan Aydõn, “Okunması uzun zaman alacak bir iddianameye karşı sa- vunma yapılması uzun yıllara sar- kacaktır. Bu davanın öncesindeki bilgi ve kanıt toplama ile soruş- turma yöntemi de savunma hak- kını temelden zedelemektedir.” Yargıtay bozmuştu Danıştay davası yeniden başladı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargõtay 9. Ceza Daire- si’nin, Ergenekon davasõyla bir- leştirilmesinde zorunluluk bu- lunduğuna işaret ederek bozma kararõ verdiği Danõştay üyelerine ve gazetemize yönelik saldõrõlara ilişkin dava, Ankara 11. Ağõr Ce- za Mahkemesi’nde yeniden gö- rülmeye başlandõ. Duruşmada, sanõklar ve avu- katlarõ ile müdahil avukatlarõna, Yargõtay’õn bozma ilamõna uyu- lup uyulmamasõ yönündeki gö- rüşleri soruldu. Kõrmõzõ eşof- manla duruşmaya gelen ve diğer sanõklardan ayrõ yerde bir astsu- bayõn başõnda beklediği sanõk Alparslan Aslan, “Bu konuda konuşacak bir şeyim yok” dedi. Sanõk Erhan Timuroğlu, diren- me kararõ verilmesini talep eder- ken, “Benim, Ergenekon ile ya- kından uzaktan ilgim yok. Os- man Yıldırım denilen adam, ajan mıdır, nedir, bilmiyorum” dedi. Ergenekon davasõnda itirafçõ olan sanõk Osman Yıldırım, be- yanlarõ sorulduğunda gazetemiz başyazarõ İlhan Selçuk’u hedef alarak şöyle konuştu: “Türk Si- lahlı Kuvvetleri’nin içinde yer almadığı kanlı ikinci 28 Şubat süreci işte bu Danıştay saldırı- sının faili, Danıştay avukatları ve yargı şehidimizin çocukları kendi katilleriyle kol kola gir- mişler burada oturuyorlar. Ay- nı filmi izliyoruz. O İlhan Selçuk denilen adam gidip şahlara yal- varıyor ki, kanlı 27 Mayıs olsun, 28 Şubat kansız oldu.” Müdahiller Mustafa Yücel Öz- bilgin’in mirasçõlarõnõn avukatõ Hüseyin Avni Karabeyoğlu “Bu davayla ilgisi olmayan ki- şilerle bu davanın birleştiril- mesi, bir bardak suyu bataklı- ğa döküp, ayıklamaya benze- yecektir” dedi. Bozma ilamõna uyulmasõnõ talep eden Karabe- yoğlu, eğer iki dava arasõnda irti- bat varsa, azmettirici ve yardõm edenlerin dosyasõnõn Ergenekon davasõndan tefrik edilmesini ve birleştirmenin Ankara’da yapõl- masõnõ istedi. Duruşmaya kõsa bir süre ara ve- ren mahkeme heyeti, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin, da- vanõn, Ergenekon davasõyla bir- leştirilmesi konusundaki görüşü- nün beklenilmesi, Yargõtay’õn bozma kararõna uyulup uyulma- masõna ise bunun ardõndan karar verilmesini kararlaştõrdõ. 2. iddianame için karar günü İstanbul Haber Servisi - Er- genekon soruşturmasõnda ikinci iddianameyi inceleyen İstanbul 13’üncü Ağõr Ceza Mahkemesi iddianamenin kabul ya da reddi- ne ilişkin kararõnõ 15 günlük sü- renin son günü olan 25 Mart Çar- şamba günü (yarõn) açõklayacak. Ergenekon soruşturmasõna ilişkin ikinci iddianame 10 Mart 2009’da yargõlamanõn yapõldõğõ İstanbul 13’üncü Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti. Öte yandan tutuk- lanan eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin’in avukatõ aracõlõğõyla İstanbul 10’uncu Ağõr Ceza Mahkemesi’ne yaptõğõ tahliye talebi reddedildi. DİYARBAKIR(Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr Koşuyolu Parkõ’nda 2006 yõlõnda düzenlenen ve 7’si çocuk 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalõ sal- dõrõyla ilgili 10 kişi gözaltõna alõndõ. Diyarbakõr Em- niyet Müdürlüğü’nce Diyarbakõr, Konya, Gazian- tep, Mersin, Mardin, Batman, Sakarya, Şanlõurfa’da düzenlenen operasyonda gözaltõna alõnanlardan 3’ünün PKK’nin dağ kadrosunda bomba eğitimi gö- rüp, eylemi gerçekleştirdiği belirtildi. “Ergenekon” davasõnõn görüldüğü mahkemenin talebi üzerine bombalama ilgili dosya Diyarbakõr Cumhuriyet Sav- cõlõğõ’nca bir süre önce İstanbul’a gönderilmişti. isilozgenturk gmail.com Diyarbakır’daki bombalı saldırıyla ilgili 10 gözaltı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle