Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 2009 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Darwin Tartışması ve
Liberal Entelijansiyanın
Dayanılmaz Sığlığı
TÜBİTAK’ın Darwin’i sansür etmesiyle başla-
yan tartışmalar, yaşamı, “uçları reddederek”,
karşıtların ortalamasını alarak idare etmeye çalı-
şan liberal entelijansiyanın sığlığını bir kez daha
gözler önüne serdi…
‘Bir’ mi, ‘Çokluk’ mu?
Belki ayırdında değiller ama, bu tartışmanın te-
melinde, varlığın bilgisine ilişkin, ortalaması alına-
mayacak, birbirini dışlayan iki ontolojik varsayım
yatıyor. Birinci varsayım: Varlık “bir”dir, “her şey”
ondan türemiştir. İkinci varsayım: Varlık “çok-
luk”tur, her şey “çokluğun” (hatta çoklukların)
sonsuz olasılıkta örgütlenme biçimleridir. “Bir”, bir
“sayma” işleminin sonucudur.
Birinci varsayım, Tanrı düşüncesine, dini “haki-
kat rejimine”, siyasi olarak da uyulması gereken mut-
lak bir otoritenin varlığını kabul etmeye, totaliter re-
jimlere açılır. İkincisi, Aydınlanma’nın “hakikat reji-
mine”, bilimsel yönteme, siyasi olarak da “çoklu-
ğun” ve “çoklukların” birlikteliğine, bireysel özgürlük
düşüncesine, eşitlik ve demokrasi ilkelerine açılır.
“Peki, ama kim sayıyor?” diye sorarak, hem “çok-
lukların çokluğunu” kabul edip hem de Tanrı dü-
şüncesine geri dönülemez. Çünkü o zaman, Tan-
rı ile saydığı “çokluk” karşı karşıya konulduğundan
yine çokluğa dönülmüş olur.
‘İnananlar’ için kurulmuş bir tuzak…
Aslında, ortalama alma çabası, öncelikle dini “ha-
kikat rejiminin” dibini oyar. Çünkü onu, Aydınlan-
ma’nın, bilimin koşullarını kabul etmeye, Tanrı’nın
varlığını ampirik düzeyde (fenomenler alanında) ka-
nıtlama çabalarına iter… Bu ortalama alma çaba-
sı, Aydınlanma’nın “hakikat rejimine” bir tehdit
oluşturmaz. Bilimsel düşünce zaten bu tip tartış-
malara, eleştirilere, sürekli değişmeye, kimi teori-
leri geride bırakıp yenilerini benimsemeye açıktır. Bi-
limsel düşünce zaten, birbiriyle etkileşim, diyalog
halindeki “bilimsel projelerin” evrimleşmesiyle
(İmre Lakatoş), paradigmalar kurarak ve yıkarak
(Kuhn) yoluna devam eder.
Bu iki “hakikat rejimi” arasındaki sorun önce zıt
ontolojik varsayımlardan, sonra, bilimin her şeyi sor-
gulama gereksiniminden kaynaklanıyor. Bilimsel dü-
şüncede kutsal yoktur. En önemli ahlaki ilkesiyse,
“haddini bilmemek”, her şeyi, her inancı, her za-
man, kendine bir kısıtlama getirmeden sorgulamaya
devam etmektir (buna “insana zarar vermemek” gi-
bi ilkeleri de ekleyebiliriz). Buna karşılık, “dini hakikat
rejimi”, son derecede haklı olarak kendini sorgu-
latmaz. Zamanla çevresine uymak üzere evrimle-
şebilir, ama sorgulanmayı özellikle “dışarıdan”, bi-
limsel yöntemlerle sorgulanmayı kabul etmez.
Dini “hakikat rejimini” benimseyenler, bu rejimi
kabul etmeyenlerle bir arada yaşama konusunda
büyük zorluk çeker, sürekli saldırı altında olduk-
larını, hakarete uğradıklarını düşünürler; her fırsatta
diğer “hakikat rejimlerinden” kurtulmaya, onları sil-
meye çalışırlar…
İnsanlık tarihi, uzun ve kanlı bir sürecin sonun-
da “dini hakikat” rejimini benimseyenlerin (çeşitli din-
lerin) birbirleriyle ve benimsemeyenlerle birlikte ya-
şamalarına olanak sağlayabilecek bir çözüm ola-
rak “Laiklik” (dinleri devletin -şiddet araçlarını kul-
lanma meşruiyetine sahip aygıtın- dışında tutma) il-
kesini bulmuştur.
Diğer taraftan, sorun salt mutlak bir “yaratana
inanç” sorunu değil. Karşımızda bu yaratanın me-
sajlarını içeren kutsal kitaplar var. Dini “hakikat re-
jimi” bu kitaplara dayanıyor. Bu yüzden örneğin şöy-
le diyemezsiniz: “Gelin siz de benim gibi kuramla-
yın: Fizik, kimya, biyolojinin yasaları Cenab-ı Allah’ın
yasaları, matematik ‘İlahi Güç’ün aklı olsun! Allah’ın
çocukları da aklı kullanarak Allah’ın gerçeklerini ara-
yadursunlar! O zaman teori ile inanç birbirlerini ku-
caklamazlar mı?” “Allahın çocukları” gibi, inanan-
lar açısından, insanla Tanrı arasında “organik bir
bağ”, türdeşlik ima ederek, bir ucu “küfüre” kadar
uzanan saçmalıklar bir yana, eğer derseniz, kutsal
kitaplardaki mesajları, bilimin astronomi, jeoloji, pa-
leontoloji, arkeoloji, hatta antropoloji gibi alanla-
rından, o çok güvendiğiniz matematiğin “küme teo-
risinden” gelen dinamitlerle patlatmaya başlarsınız.
Darwin tartışması aslında “dini hakikat rejiminin”,
okullarda bir inanç sistemi olarak okutulmasını aşan
bir talepten, “dini hakikat rejimine” uymayan bir bil-
ginin çocuklara verilmesinden duyulan rahatsızlık-
tan, bilimsel yöntemi tasfiye etme, onun yerine geç-
me arzusundan kaynaklanıyor. Bugün evrim teori-
si, yarın kutsal kitaplarla çelişen her şey: Paleon-
toloji, jeoloji, astronomi, küme teorisi vb…
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Baykal ve Koçoğlu’nun genel müdür ve yöneticiler hakkõndaki suç duyurularõ savcõlõkça reddedildi
TRT’ye Güney korumasõANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ankara Cumhuriyet Başsav-
cõlõğõ, TRT Genel Müdürü İbrahim
Şahin hakkõnda, Tuncay Güney’in,
“Büyüteç” programõna konuk ola-
rak katõlmasõyla ilgili, “genel mü-
dürü olduğu kurumun tarafsızlı-
ğını ve özerk yapısını ortadan
kaldırmak”, “kurumda kadro-
laşma yapmak” ve “görevi kötü-
ye kullanmak” gerekçeleriyle su-
nulan suç duyurusu dilekçelerinin,
iddialarõn “soyut ve genel” olma-
sõ nedeniyle işleme konulmamasõ-
na karar verdi.
Edinilen bilgiye göre Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Tuncay
Güney’in, Büyüteç programõna ko-
nuk olarak katõlmasõyla ilgili CHP
ve Genel Başkanõ Deniz Baykal ile
İşçi Partisi Ankara İl Başkanõ Sefa
Koçoğlu’nun suç duyurularõ üzeri-
ne başlattõğõ soruşturmayõ tamam-
ladõ. Memur Suçlarõ Soruşturma
Bürosu Savcõsõ Şadan Sakınan ta-
rafõndan yürütülen soruşturmada,
Şahin yönünden “işleme konul-
mama”, diğer TRT yöneticileri
hakkõnda ise “kovuşturmaya yer
olmadığı” kararõ verildi.
Kararda, programda kamuoyu-
nun gündeminde olan ve çok sayõ-
da ulusal yayõn organlarõnda haber
değeri görülen Ergenekon terör ör-
gütü iddialarõ ile ilgili program for-
matõnõn belirlenmesinin, rekabet
kurallarõ sõnõrõ içerisinde olduğu, bu
nedenle yayõn formatõnda suç un-
suru bulunmadõğõ kaydedildi.
Suçlamalar soyut bulundu
Müşteki CHP, Deniz Baykal ve
Sefa Koçoğlu’nun suç duyurusu
dilekçelerinde, TRT Genel Müdü-
rü İbrahim Şahin yönünden, “genel
müdürü olduğu kurumun taraf-
sızlığını ve özerk yapısını ortadan
kaldırmak”, “kurumda kadro-
laşma yapmak” ve Büyüteç adlõ
programõn yapõmõ ve yayõmlanma-
sõ ile ilgili “görevi kötüye kullan-
mak” gibi iddialara yer verildiği
anõmsatõldõ. İddialarõn “genel ve so-
yut” nitelikte olmasõ nedeniyle
4483 sayõlõ yasanõn 4/son madde-
sinde belirtilen yasal şartlar oluş-
madõğõndan, bu hususlar yönün-
den dilekçelerin işleme konulma-
masõna karar verildiği belirtildi.
Şahin hakkõnda, “soruşturmanın
gizliliğini ihlal etmek”, “CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal’a
karşı işlenen hakaret suçuna iş-
tirak etmek” ve “yönetim ve de-
netiminde bulunan kurumun bu
suça alet olmasına sebebiyet ver-
mek” iddialarõna da yer verildiği
aktarõlan kararda, Şahin’in TRT
Genel Müdürü olduğu, Büyüteç
programõnõn Haber ve Spor Ya-
yõnlarõ Dairesi’ne bağlõ olarak ça-
lõştõğõ, program formatõnõn yapõm-
cõ ve Daire Başkanlõğõ’nca belir-
lendiği ve Genel Müdür İbrahim
Şahin ile herhangi bir irtibatõnõn ve
sorumluluğunun bulunmadõğõ kay-
dedildi.
Diğer şüpheliler Haber ve Spor
Yayõnlarõ Dairesi Başkanõ Ahmet
Çavuşoğlu, program yapõmcõsõ
Cengiz Yel ve program sunucusu
İbrahim Gürkan Sarı hakkõndaki
CHP’nin suç duyurusu dilekçesin-
de, “hakaret” ve “iftira” iddiala-
rõnõn yer aldõğõ hatõrlatõldõ.
“CHP ve Genel Başkanı Deniz
Baykal’a yönelik hakaret ve ifti-
ra niteliği içeren iddiaların canlı
yayın ortamında sorulardan ve
konulardan bağımsız olarak ka-
tılımcı Tuncay Güney tarafın-
dan sarf edildiği, şüpheliler tara-
fından bu sözlere ilişkin herhan-
gi bir soru sorulmadığı ve ko-
nuşma geçmediği, ayrıca şüphe-
lilerin sözlere iştirak ettiklerine
dair bir beyanın bulunmadığı ve
yayın akışı içerisinde yayında is-
mi geçenlerin cevap haklarının
kullanılması hususunda beyanda
bulundukları” belirtilen kararda,
“suçların şahsiliği ilkesi gereğin-
ce canlı yayın içerisinde suç içe-
ren sözlerden, sarf edenlerin so-
rumlu olacağı” ifade edildi.
Ergenekon soruşturmasõna kaynaklõk eden dosyalarõn
sahibi Tuncay Güney’in kamu televizyonu aracõlõğõyla
Deniz Baykal ve İP yöneticileri hakkõnda yaptõğõ suçla-
malar savcõlõk tarafõndan soruşturulmaya gerek görül-
medi. Memur Suçlarõ Soruşturma Bürosu Savcõsõ Şadan Sakõnan tarafõndan
yürütülen soruşturmada, Şahin yönünden “işleme konulmama”, diğer TRT
yöneticileri hakkõnda ise “kovuşturmaya yer olmadõğõ” kararõ verildi.
ERGENEKON
Emin Şirin de
şüpheli
İstanbul Haber Servisi - Er-
genekon operasyonunun ikinci
aşamasõ olan 1909 sayfalõk ek
iddianamenin İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi tarafõndan in-
celenmesi sürüyor. Genç Par-
ti’nin eski İstanbul milletvekili
Emin Şirin’in de ikinci iddiana-
mede şüpheli olduğu ileri sürül-
dü. Şirin, Ergenekon operasyonu
kapsamõnda gözaltõna alõnmõş,
20 Ağustos 2007’de savcõya iki
saat ifade verdikten sonra ser-
best bõrakõlmõştõ. Ergenekon
operasyonunun ilk iddianamesi-
nin eklerinde Şirin’in 72 ayrõ te-
lefon görüşmesi yer almõştõ. Şi-
rin’in dosyanõn klasörlerinde yer
alan telefon tapeleri, Gündüz
Aktan, Vural Savaş, Ayseli
Göksoy gibi emekli bürokrat ve
siyasetçilerle ve kõz arkadaşõyla
yaptõğõ görüşmeleri içeriyor.
CİZRE - KUŞTEPE KÖYÜ
Tarlalar
kemik, evler
silah dolu
Cizre’nin Kuştepe köyünde yapõlan
kazõlarda 20 kemik parçasõ bulundu. Savcõyõ
bölgeye yönlendiren itirafçõ, korucularõn
burada PKK’ye yardõm edenleri sorgulayõp
öldürdüklerini söylerken iddialara ilişkin
olarak 5 kişi gözaltõna alõndõ.
DİYARBAKIR (Cum-
huriyet Bürosu) - Şõr-
nak’õn Cizre ilçesinde de-
vam eden kazõlarde 20
kemiğin çõkmasõnõn ar-
dõndan aralarõnda koru-
cularõn da bulunduğu 5
kişi gözaltõna alõndõ. Eski
Cizre Belediye Başkanõ
ve korucubaşõ Kamil
Atak hakkõnda arama ka-
rarõ çõkarõlõrken, bölgenin
daha önceden Hizbullah’õn
eğitim kampõ olduğu ileri
sürüldü. Şõrnak Barosu
Başkanõ Nurşivan Elçi,
Türkiye’nin, geçmişiyle
yüzleşmesi için büyük bir
fõrsat yakaladõğõnõ belirtti.
Diyarbakõr Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na başvuran
bir itirafçõ, 1990’lõ yõllar-
da dönemin Cizre Beledi-
ye Başkanõ ve korucubaşõ
olan Kamil Atak’õn
PKK’ye yardõm ve yatak-
lõk eden bazõ kişileri alõp
sorgulanmak üzere Hiz-
bullah’a teslim ettiğini ve
bu kişilerin Kuştepe kö-
yünde sorgulandõktan son-
ra öldürülüp gömüldüğü-
nü iddia etti.
İtirafçõnõn köyün o dö-
nemde Hizbullah tarafõn-
dan eğitim amaçlõ kulla-
nõldõğõnõ ve sorgulanõp öl-
dürülen kişilerin cesetle-
rinin gömüldüğü yerleri
gösterebileceğini söyle-
mesi üzerine Diyarba-
kõr’dan özel yetkili bir
savcõ Cizre’de inceleme-
lerde bulundu. İtirafçõnõn
da katõldõğõ çalõşmalarda
Cizre’ye 2 kilometre me-
safede bulunan Kuştepe
köyünde üç ayrõ noktada
kazõ yapõldõ. Kazõlarda 20
kemik parçasõ bulunurken
Kamil Atak’õn evine bas-
kõn düzenlendi. Atak’õn
iki oğlu, kardeşi ve akra-
balarõ olan 5 kişi gözaltõ-
na alõnõrken, evde 2 MP5
makineli tüfek ve 2 ta-
banca ele geçirildi. Göz-
altõna alõnan 5 kişi sorgu-
lanmak için Diyarbakõr’a
götürülürken eski beledi-
ye başkanõ ve korucubaşõ
Kamil Atak hakkõnda ara-
ma kararõ çõkarõldõğõ be-
lirtildi.
Diyarbakõr ve Şõrnak
barosu yöneticileri ile Tür-
kiye Barõş Meclisi de ka-
zõlarla ilgili olarak Diyar-
bakõr Barosu Seminer Sa-
lonu’nda açõklama yaptõ.
Şõrnak Barosu Başkanõ
Nurşivan Elçi, önce Silo-
pi’deki BOTAŞ kuyularõ
ve Sinan Lokantasõ’ndaki
kazõ çalõşmalarõnda çok
sayõda kemik parçasõ bu-
lunduğunu belirterek,
“Bütün bunlar Türki-
ye’nin önünde büyük bir
fırsat. Ergenekon dava-
sı ile beraber Türki-
ye’nin geçmişle yüzleş-
mesi için büyük bir
avantaj yakaladığına
inanıyorum. Toplumu-
muzda geçmişle yüzleş-
me alışkanlığı yok ama
Türkiye geçmişle yüz-
leşme cesareti gösterme-
lidir” diye konuştu.
Ardõndan konuşan Tür-
kiye Barõş Meclisi Sözcü-
sü Hakan Tahmaz ise
BOTAŞ kuyularõ, Sinan
Lokantasõ ve Kuştepe kö-
yünün yanõ sõra Silopi
Kimsesizler Mezarlõğõ ve
Doruklu köyündeki me-
zarlõğõn da açõlmasõnõ is-
tediklerini söyledi.
Perinçek’e hakaret suçundan dava
İşçi Partisi lideri, Ergenekon davasõnda Cumhuriyet savcõlarõ Nihat Taşkõn ve
Mehmet Ali Pekgüzel’e, ‘F savcõlarõ’ dediği için bugün yargõç karşõsõna çõkacak
İstanbul Haber Servisi -
Ergenekon davasõnda tutuklu
yargõlanan İşçi Partisi (İP) Genel
Başkanõ Doğu Perinçek,
duruşma sõrasõnda Cumhuriyet
savcõlarõ Nihat Taşkın ve
Mehmet Ali Pekgüzel’e hakaret
ettiği gerekçesiyle yargõlanacak.
Perinçek, savcõlara “F savcıları”
dediği için bugün yargõç
karşõsõna çõkacak.
Silivri Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nca hazõrlanan
iddianamede, Ergenekon davasõna
bakan Cumhuriyet savcõlarõ
Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat
Taşkõn mağdur olarak yer alõyor.
Savcõlarõn İstanbul 13. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nce görülen davada
iddia makamõnõ temsil ettikleri
belirtilen iddianamede,
Perinçek’in davanõn 28 Ekim 2008
tarihli oturumunda savcõlarõ
kastederek “Savcıları anladık. F
savcısıdırlar. Cumhuriyet
savcısı değil. Cumhuriyetin,
kanunun adına burada
konuşmuyorlar, F adına
konuşuyorlar. Fethullah Hoca
adına. Tayyip Erdoğan ve
Amerika’nın savcısıdırlar. Onu
anladık, F savcılarını anladık”
dediği belirtiliyor. Perinçek’in bu
sözleriyle savcõlara yaptõklarõ
görev nedeniyle hakaret ettiği
kaydediliyor. Perinçek’in hakaret
etti iddiasõyla yargõlanmasõna
bugün Silivri 2. Sulh Ceza
Mahkemesi’nde başlanacak.
ELE GEÇİRİLEN TABANCA SANIĞA VERİLMİŞTİ
Zirve davasõnda 7 polise
‘ihmalden’ 5’er ay hapis
MALATYA (Cumhuriyet) - Malatya’da,
Zirve Yayõnevi davasõnda 3 kişiyi öldürdükleri
iddiasõyla tutuklu bulunan sanõklarõn, olaydan
1 gün önce ele geçirilen kurusõkõ tabancanõn,
olay yerinde ele geçirildiği yönündeki iddialar
üzerine, haklarõnda “ihmalde bulundukları”
gerekçesiyle soruşturma açõlan biri başkomiser
7 polis, 5’er ay hapis cezasõna çarptõrõldõ.
Malatya Emniyet Müdürü Ali Osman
Kahya, konuyla ilgili yaptõğõ açõklamada,
cinayetin ardõndan olay yerinde bulunan bir
kurusõkõ tabancanõn, olaydan 1 gün önce ele
geçirildiği ve sanõklardan Emre Günay-
dın’a tekrar verildiği yönündeki iddialar
üzerine Bakanlõk tarafõndan görevlendirilen
müfettişlerin soruşturma başlattõğõnõ hatõrlat-
tõ. Emniyet Müdürü Kahya, soruşturma so-
nunda Malatya 1. Asliye Ceza Mahkeme-
si’nde haklarõnda dava açõlan 1’i başkomiser
7 polisin, 5’er ay hapis cezasõna çarptõrõldõ-
ğõnõ belirtti. Emniyet Müdürü Kahya, verilen
bu cezanõn ertelendiğini söyledi.
BAĞIŞ ‘PİYASA EKONOMİSİ’Nİ SAVUNDU
‘Sosyalizmin iPhone’u,
plazmasõ olmamõştõr’
Haber Merkezi - Devlet Bakanõ ve Başmü-
zakereci Egemen Bağış, “Piyasa modelinin
işlemediği ve devletçiliğe geri dönüleceği,
hatta Karl Marks’ın hayaletinin geri dön-
düğü gibi görüşler aldatıcıdır. Sosyalizmin
ne iPhone’u olmuştur, ne plazma televizyo-
nu... Dolayısıyla piyasa ekonomisinden vaz-
geçmek ihtimal bile değildir” diye konuştu.
Rekabet Kurumu’nun kuruluşunun 12. yõldö-
nümü dolayõsõyla düzenlenen sempozyumda
konuşan Bağõş, Cumhuriyetin ilanõndan sonra-
ki en önemli çağdaşlaşma projesi olarak gör-
dükleri AB sürecinin,Türkiye’de çok önemli
gelişmeler sağladõğõnõ kaydetti. Türkiye ekono-
misinin AB ile rekabetten yana hiçbir eksiği
bulunmadõğõnõ vurgulayan Bağõş, ekonomik
kalkõnma yolunun rekabetçi ekonomiden geçti-
ğini savundu. Bağõş, şunlarõ kaydetti: “Dün-
yada devletçiliğin her aşaması sadece yok-
sulluğun paylaşılmasını sağlamıştır. Devlet-
çilik dünyada refah yaratamamıştır. Bun-
dan sonra da yaratamayacaktır.”
Taluci’nin evinde gizli bölme
Silopi’de Ergenekon
operasyonu: 8 gözaltı
Yurt Haberler Servisi - Şõrnak’õn Silo-
pi ilçesinde düzenlenen operasyonda 1’i
PKK itirafçõsõ 8 kişi gözaltõna alõndõ. Silo-
pi Cumhuriyet Savcõlõğõ’nõn talimatõ doğ-
rultusunda, Diyarbakõr Emniyet Müdürlü-
ğü Terörle Mücadele ekiplerinin de katõl-
dõğõ operasyonun Ergenekon soruşturmasõ
kapsamõnda yapõldõğõ ileri sürüldü.
Silopi Savcõlõğõ’nõn talimatõ doğrultu-
sunda eski PKK itirafçõsõ Abdulkadir
Aygan’õn açõklamalarõnda adõ geçen ve
eski JİTEM elemanõ olduğu ileri sürülen
Koçero Taluci’nin Silopi’deki evinde
gözaltõna alõndõğõ bildirildi. Diyarbakõr
polisinin de katõldõğõ eşzamanlõ operas-
yonda Taluci dõşõnda 7 kişinin de gözaltõ-
na alõndõğõ ve operasyonun genişletileceği
belirtildi. Taluci’nin evinin gizli bölmele-
rinde arama yapõldõğõ öğrenildi. Operas-
yonun Ergenekon soruşturmasõyla bağlan-
tõlõ olarak gerçekleştirildiği ileri sürüldü.
Emre Günaydın. Egemen Bağış.