Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
20 ŞUBAT 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Bir Tom ile Jerry Hikâyesi
Toprağı bol olsun, Walt Disney’in miras bıraktığı en
ünlü çizgi kahramalarının arasında Miki Mause, be-
nim için çok daha değer taşır.
Genelde insanların tiksindiği bir yaratığı sevimli ha-
le getirerek ölümsüzleştiren, parasızlık içinde kıvra-
narak iş aradığı günlerde tek barınağı olarak sığındı-
ğı bir eski kilisenin garajında kendisi ile birlikte yaşa-
mak zorunda olduğu küçük farelerden Disney’in çok
korktuğunu ancak özgeçmişini okuyanlar öğrenecektir.
O korkunun, sanatçının bilinçaltındaki tepkileri ile
bir çizgi kahramanı haline dönüştürülen Miki Fare, Dis-
ney’e şöhret kapısını açınca, önce kendisine bir de eş
yaratılmış, ardından da farelerin en korktuğu hayvan
olan bir kedi, ailenin ayrılmaz yeni bireyi yapılmış.
Hep birlikte hatırlayalım. Beyaz kedi Jerry, ezeli düş-
manı fare Tom’u yakalayıp yok etmek için damlarda
aklına gelen her türlü tuzağı kurar: Ama karşısındaki
o küçük yaratık, her defasında çok ustaca kullandı-
ğı aklın gösterdiği yöntemlerle paçayı sıyırmayı başarır.
Sadece sıyırmakla da kalmaz. Keskin dişleri, uzun
tırnakları ile hamleler yapmaktan vazgeçmeyen has-
mını çileden çıkaracak durumlar yaratır.
Disney’in Türkiyeli meslektaşı Musa Kart’ın zaman
zaman kedi görünümünde çizdiği Erdoğan’ın, ken-
disini eleştiren basına karşı o kızgın tutumu ile sergi-
lenen tepkiler, bana 65 yaşında yitirdiğimiz bu Ame-
rikalı büyük animasyon ustasını hatırlattı.
Medyaya kedi-fare oyunu
Başbakanımız, son seçim kampanyasında da “mu-
halif basın”la uğraşmayı inatla sürdürüyor. Onlarla bir
kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaya kalkıyor. Bu
tür medyaya karşı yinelediği boykot çağrılarının na-
sıl bir sonuç verdiğini gösteren haftalık tiraj ve reyting
raporları en keskin taraftarlarının bile Erdoğan’a ku-
lak asmadığını gösterse de o usanmıyor.
Başbakanlık Basın Merkezi aracılığı ile, akreditas-
yonu iptal edilerek Başbakanlık binasına girmesi ya-
saklanan Hürriyet muhabiri Hasan Tüfekçi’ye, ga-
zetesinin verdiği görevi yapmasına kaba kuvvetle en-
gel olunuyor!
Hem de bana göre tam AİHM’lik bir yöntem uy-
gulanarak. Erdoğan, AKP Genel Başkanı şapkası ile
gittiği Nevşehir’de yoğun kar yağışı altında kendisi-
ni dinlemeye gelen o binlerce yurttaş arasında Hasan
Tüfekçi’nin bulunmasını içine sindiremediği için olmalı,
polislere verilen direktif ile gazetecinin bir kent mer-
kezindeki geniş ve kamusal alanda boy göstermesi-
ne yasak konuluyor.
Polisler, AB kapısının kendisine açılmasını bekle-
yen bir ülkenin herkese açık olması gereken bir ala-
nında, hoparlörlerle bütün kente, televizyonlarla bü-
tün ülkeye yayılan bir konuşmayı izlemesine izin ve-
rilmeyen gazetecinin, “beyefendinin görüş sahasından
uzaklaşmasını” istiyorlar.
‘Mahcup’ tepki!
Bu akıl almaz, yasalar dışı zorbalık, ertesi gün sa-
dece gazetecinin görevli olduğu Hürriyet’te, o da iç
sayfalarda, küçük, adeta mahcup bir haber olarak yer
alabiliyor.
İktidarın sistemli sindirme operasyonu karşısında,
geri adım attırılmakta olan mesleğimizin öteki organları,
gazeteler, televizyonlar, internet siteleri için bu zorbalık
olayı, kayda değer bir haber olarak görülmüyor an-
laşılan.
Onlar için basın özgürlüğü, sadece 302. madde ile
mi sınırlı?
60 yılı aşan meslek yaşamımda, iki elin parmağın-
dan çok başbakanla, bakanlarla karşı karşıya geldim.
Aralarında en çok uğraştığımız politikacı Adnan
Menderes’ti.
Nur içinde yat Adnan Bey
İlanlarımız onun döneminde kestirildi. Baskı kâğı-
dımızı paramızla almamıza engel olundu. Dergimiz ka-
patıldı. Yargı karşısına çıkartıldık. Cezaevlerinde,
özel basın koğuşları yaratılırcasına tutuklanan, mah-
kûm olan meslektaşlarımız yabancı basının özel ko-
nuları haline geldi.
Ama nur içinde yatsın Adnan Bey, karşı karşıya
geldiğimiz zaman, efendiliğini, nezaketini elden bı-
rakmayan tavrını ısrarla sürdürdü.
Doğan Yayın Holding’e son vergi olayında uygu-
landığı gibi, belden aşağı vuran taktikler DP iktidarı-
nın aklından bile geçmedi.
Akreditasyon uygulamalarını üstlenenler ya da ya-
saların açık hükümlerini görmezden gelerek, “bey-
efendi”nin miting alanlarından gösterdiği tehdit si-
lahlarını dolaylı vergi cezaları ile uygulamaya kalkışarak,
muhalefet yapan medyanın hislerinin borsada değer
yitirmesini sağlamaya çalışanların unutmaması gereken
şey, iktidarların mutlaka geçici olduğudur.
Sadece iktidarlar değil, üstlenilen görevler de ka-
lıcı değildir. Öyle olsaydı, yakın zamanlara kadar Baş-
bakanlık Basın Merkezi’nin yönetimini üstlenen bir
meslektaşımız, oradan kendi isteği ile ayrılmaz; hele
ayrılsa bile Başbakanı kızdıran o medya patronunun
gazetelerinden birisinde görev almazdı.
Çünkü, ne kadar güçlü görüntü verirse versin
damdaki kızgın Jerry’ler, masum Tomi’cikler karşısında
hep kaybetmeye mahkûm oluyorlar...
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Abant Platformu’nun Erbil’de yaptõğõ toplantõdan Irak anayasasõnõ göz ardõ eden talepler çõktõ
‘Ilõmlõ İslam’õn Kürt ilgisi
Mor Gabriel Manastõrõ ve köylüler arasõnda yaşanan çekişmeyle ilgili olarak Claudia Roth devreye girdi
Arazi davasına AB el koyuyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Fethullah Gülen’in onursal
başkanõ olduğu Abant Platfor-
mu’nun Selahattin Üniversitesi ve
Mukriyani Enstitüsü ile birlikte
Irak’õn kuzeyindeki Erbil’de dü-
zenlediği konferans, ABD’nin õlõm-
lõ İslam projesinin Iraklõ Kürtler ve
Türkiye arasõnda yeni bir ilişki bi-
çimi şekillendirme çabasõ içinde
olduğunu gösterdi. Konferans,
AKP’nin din/mezhep eksenli Kürt
politikasõna “Fethullah Gülen”
desteği olarak olarak yorumlandõ.
Abant Platformu’nun 15-16 Şubat
tarihleri arasõnda Erbil’de düzenle-
diği “Barışı ve Geleceği Birlikte
Aramak” konferansõndan Türki-
ye’nin bölgesel Kürt yönetimi ile
olan ilişkilerini çok daha ileri nok-
taya taşõmasõ talebi çõktõ. Bu talep
toplantõnõn sonuç bildirgesine “Er-
bil’de bir Türk konsolosluğu ve
Ankara’da Irak Kürdistan Böl-
gesel Yönetimi’nin bir temsilcili-
ğinin açılması genel bir arzu ola-
rak dile getirilmiştir” ifadesi ile
yansõtõldõ.
Oysa Irak anayasasõnõn “Federal
Makamların Görev Alanları” baş-
lõklõ 4. bölümün altõndaki 110. mad-
dede, “Federal otoriteler sadece
aşağıdaki görevleri yerine getirir. 1.
Dış politikayı ve diplomatik temsil
faaliyetlerini belirlemek, uluslar-
arası sözleşme ve antlaşmaları mü-
zakere etmek, imzalamak ve onay-
lamak, dış borç politikasını müza-
kere etmek, imzalamak ve onayla-
mak, dış iktisat ve ticaret politika-
sını belirlemek...” deniyor.
Bu maddenin yanõ sõra, bölgesel yö-
netimlerin yetki ve görevlerini dü-
zenleyen 121. maddenin 4. fõkrasõnda,
“Kültürel, sosyal işler ve kalkınmayı
takip etmek üzere Irak büyükelçi-
liklerinde ve diplomatik misyonla-
rında bölgeler ve vilayetler için
ofisler açılır” deniliyor. Bu iki mad-
de uyarõnca, bölgesel Kürt yönetimi-
nin bu sõfat ile yabancõ ülkelerde
temsilcilik açmasõ söz konusu olamõ-
yor.
‘Irak’tan bağımsız yapı’
Öte yandan Ankara’da hem Irak
Büyükelçiliği hem de bölgesel Kürt
yönetiminin lideri olduğu Irak Kür-
distan Demokrat Partisi’nin (IKDP)
“idari görevlisi” bulunuyor. Bütün
bunlara karşõn toplantõdan bu talebin
çõkmasõ, “Gülen cemaati, Türki-
ye’nin bölgesel Kürt yönetimini -
Irak’tan bağımsız bir yapı olarak-
meşrulaştırma çabası içinde” yo-
rumlarõnõ da beraberinde getirdi.
Türkiye ile Irak arasõnda stratejik di-
yalog mekanizmasõnõn göz ardõ edi-
lerek toplantõnõn sonuç bildirisine,
“Türkiye ile Kürdistan Bölgesel
Yönetimi arasındaki ilişkilerin ge-
liştirilmesinde siyasetin yanında
kültür, ekonomi, ticaret, eğitim ve
sağlık alanlarında da çok daha ya-
kın bir işbirliği gerçekleştirilmeli-
dir” önerisinin de konmasõ dikkat
çekti.
Abant Platformu’nun 15-16 Şubat tarihleri arasõnda Erbil’de düzenlediği
“Barõşõ ve Geleceği Birlikte Aramak” konferansõndan, Türkiye’nin bölgesel Kürt
yönetimi ile olan ilişkilerini çok daha ileri noktaya taşõmasõ talebi çõktõ.
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Türkiye ile AB ara-
sõnda şimdi de “Mor Gabriel” sõ-
kõntõsõ baş gösterdi. Mardin’in Mid-
yat ilçesindeki Mor Gabriel Ma-
nastõrõ ile civardaki iki köyün ara-
zi anlaşmazlõğõ, AB’ye “Müslüman
köylüler, Hıristiyan Süryanile-
rin arazisine el koymak istiyor”
diye yansõyõnca, Türkiye’deki Kürt
sorununa ilgisi nedeniyle yakõn-
dan tanõnan Alman Yeşiller Parti-
si’nin eşbaşkanõ ve Alman Federal
Parlamentosu’nda milletvekili olan
Claudia Roth devreye girdi.
Roth’un pazartesi günü geleceği
Türkiye’deki programõna Mor Gab-
riel Manastõrõ’nõ da aldõ. Bu geliş-
meler Dõşişleri Bakanlõğõ’nda sõ-
kõntõya neden oldu.
Edinilen bilgilere göre manastõr
arazisinin sõnõrlarõ, geçen yõla kadar
bir sorun yaratmadõ. Ancak beş ay
önce manastõra komşu Çandarlõ,
Eğlence ve Yayvantepe köylerine ta-
pu kadastro gelip, arazilerin sõnõr-
larõnõ yeniden belirlemeye kalkõnca,
kriz patlak verdi. Köylüler, toprak-
larõnõn belirlenmiş olan sõnõrlardan
daha geniş olduğunu ileri sürdü. Or-
taya atõlan iddialar arasõnda ma-
nastõrõn yõllardõr köylerin toprakla-
rõnõ işgal etmesi de yer aldõ.
Sonuçta varõlan bir orta yol for-
mülü ile anlaşmaya varõldõ. Ma-
nastõrõn, iki köye toplam 1100 dö-
nüm toprak vermesi öngörüldü. An-
cak manastõr bu duruma itiraz etti.
Kadastro mahkemesi çizilen sõnõrlarõ
onaylayõnca manastõrõn vakfõ bu kez
sõnõrlarõnõn yeniden tespiti için Mid-
yat Asliye Hukuk Mahkemesi’nde
dava açtõ.
Gelişmeler bu aşamadan sonra
Avrupa’ya yansõdõ. Süryaniler Av-
rupalõ siyasetçilerin ilgisini çeke-
bilmek için yoğun bir çaba içine gir-
diler. Konu, Avrupa’ya “Müslüman
köylüler Süryanileri hem manas-
tırlarından atmak hem de top-
raklarına el koymak istiyor” diye
yansõtõldõ.
Süryaniler çarpıttı
Bu görüntünün ortaya çõkmasõy-
la eşzamanlõ olarak Irak’taki Sür-
yanilerin de “Türklerin kendileri-
ne yaptığı soykırımı ABD’nin ta-
nıması için Obama’ya mektup
yazması” gündeme gelince, AB
devreye girdi. Bu amaçla, Claudia
Roth gelecek hafta Midyat’a gitme
kararõ aldõ. Roth’a komisyon üyesi
beş milletvekili de eşlik edecek.
Pazartesi günü İstanbul’da olacak
Alman vekiller heyeti daha sonra
Ankara’ya ardõndan da Midyat’a
geçecek.
Roth ve beraberindeki heyet
Mor Gabriel Manastõrõ’nõ ziyaret
edip, yaşanmakta olan sõkõntõ ile il-
gili açõklama yapacaklar. Arazi
davasõ olarak başlayõp, hõzla “Müs-
lüman-Hıristiyan” anlaşmazlõğõ-
na dönüşen konuyla ilgili, dünya
kamuoyunun dikkatini çekmeye
çalõşacak Roth’un gelişi Dõşişleri
Bakanlõğõ’nda sõkõntõ yarattõ. An-
kara, sorunun bu kadar büyütül-
memesini isterken, bölgedeki ge-
lişmeleri de yakõn takibe aldõ.
Mor Gabriel Manastõrõ ile
civardaki iki köyün arazi
anlaşmazlõğõ, AB’ye
“Müslüman köylüler,
Hõristiyan Süryanilerin
arazisine el koymak istiyor”
diye yansõyõnca Claudia
Roth devreye girdi.
İçtüzükdeğişikliğitartışmasıbüyüyor
İçtüzük Uzlaşma Komisyonu’nun hazõrladõğõ taslakta grubu bulunmayan ya da bağõmsõz
milletvekillerinin Meclis faaliyetlerine önemli oranda kõsõtlama getirilmesi eleştiriliyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - AKP, CHP, MHP ve
DTP’li üyelerden oluşan Meclis
İçtüzük Uzlaşma Komisyo-
nu’nun “Avrupa ülkeleri ve
Avrupa Parlamentosu’nu in-
celedikten sonra” hazõrladõk-
larõnõ belirttikleri içtüzük deği-
şikliği taslağõyla ilgili, örnek
alõnan ülkelerdeki uygulamala-
ra ilişkin hiçbir bilgi vermeme-
leri dikkat çekti.
Meclis’te grubu bulunan 4 si-
yasi partinin temsilcilerinden
oluşan İçtüzük Uzlaşma Ko-
misyonu’nun hazõrladõğõ taslak-
ta grubu bulunmayan ya da ba-
ğõmsõz milletvekillerinin Meclis
faaliyetlerine önemli oranda kõ-
sõtlama getirilmesi eleştirilirken,
komisyon üyeleri, “Avrupa ül-
kelerindeki uygulamaları ör-
nek aldıklarını” bildirdiler.
Uzlaşma komisyonunun hazõr-
ladõğõ içtüzük değişikliği taslağõ
iktidar partisine geniş avantajlar
sağlarken birçok Avrupa ülke-
sinde “çift meclis” bulunduğu
için etkin denetim mekanizmasõ
olduğuna dikkat çekiliyor. Nite-
kim TBMM Başkanõ Köksal
Toptan da geçen yõl “senato”
önerisini gündeme getirmiş ancak
başta kendi partisi AKP olmak
üzere siyasi partiler tarafõndan
kabul görmemişti.
‘Şüpheli yer’
için açma talebi
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şõrnak Ba-
rosu Başkanõ Nurşirvan Elçi, Tuncay Gü-
ney’in ifadeleri ve itirafçõ Abdulkadir Ay-
gan’õn, “1990’lı yıllarda öldürülen pek çok ki-
şinin asitle yakılarak cesetlerinin BOTAŞ
Tesisleri ve Cizre-Silopi güzergâhındaki bazı
noktalara açılan kuyulara gömüldüğü” yö-
nündeki iddialarõ üzerine BOTAŞ tesislerinde yap-
tõklarõ incelemelerde şüpheli bir yer bulduklarõ-
nõ ve açõlmasõ için talepte bulunduklarõnõ belirt-
ti. BOTAŞ’a ait 80 dönümlük alanda önceki gün
Silopi Cumhuriyet Savcõsõ Atilla Öztürk ve ba-
roya üye yedi avukatla birlikte inceleme yapõldõ.
Elçi, Sinan Lokantasõ’ndaki iki kuyuda da ince-
leme yaptõklarõnõ belirterek “Kuyulardan biri
1997’de açılmıştı ve 3 ceset ile bir kafatası çı-
karılmıştı. 2004’te de diğer kuyudan bir ceset
çıktı. Bu iki kuyudan da şüpheliyiz ve buraların
kazılmasını bekliyoruz” dedi.
Bakanlık soruşturuyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Sağlõk Bakanlõğõ Teftiş Ku-
rulu Başkanlõğõ, Ergenekon soruş-
turmasõ kapsamõnda tutuklanan
emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün
Haseki Hastanesi’nden başka bir
hastaneye sevki ile eski Özel Hare-
kât Dairesi Başkanvekili İbrahim
Şahin adõna İstanbul Lütfi Kõrdar
Kartal Eğitim ve Araştõrma Hasta-
nesi’nde daha önce düzenlenen sağ-
lõk kurulu raporlarõ ile ilgili soruş-
turma başlattõ.
‘Cezalar onansın’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yargõtay Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ, 74 sanõklõ terör örgütü El
Kaide davasõnda, İstanbul 10. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nin 24 sanõk hak-
kõndaki beraat kararõ ile 16 sanõk
hakkõndaki ağõrlaştõrõlmõş müebbet
ve 25 sanõk hakkõndaki çeşitli hapis
cezalarõnõn onanmasõnõ istedi.
Meclis tatile giriyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - 29 Mart’ta yapõlacak yerel
seçimler nedeniyle TBMM çalõşma-
larõna 5 Mart’ta ara verecek.
TBMM Genel Kurulu’nda, Meclis
Danõşma Kurulu’nun Meclis’in 5
Mart’ta 15 gün süreyle çalõşmalarõ-
na ara vermesi kabul edildi. En fazla
15 günlük “ara verme” kararõ alõna-
bildiği için Genel Kurul’un 20
Mart’ta tekrar toplanarak ikinci ara
verme kararõ almasõ gerekiyor.
Akıl sağlığına bakılacak
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Danõştay saldõrõsõnõn tetikçi-
si ve gazetemize yönelik bombalõ
saldõrõnõn sanõğõ Alparslan Arslan’õn
koğuşunda yangõn çõkardõğõ gerek-
çesiyle “kamu malõna zarar verme”
suçundan yargõlandõğõ davaya Sin-
can 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde
başlandõ. Mahkeme Arslan’õn, üze-
rine atõlõ suçu işlediği sõrada akõl
sağlõğõnõn yerinde olup olmadõğõnõn
tespiti için Ankara Adli Tõp Kuru-
mu’na sevkine karar verdi.
‘Sarı Gelin’ suç duyurusu
İstanbul Haber Servisi - İs-
tanbul’da Üsküdar Cumhuriyet Sav-
cõlõğõ’na başvuran doktor Serdar Ka-
ya, Milli Eğitim Bakanlõğõ, İstanbul
Milli Eğitim Müdürlüğü ve Üsküdar
Ata İlköğretim Okulu yöneticileri
hakkõnda suç duyurusunda bulundu.
Kaya, 5. sõnõf öğrencisi kõzõnõn 13
Şubat günü okulda seyrettiği Sarõ
Gelin belgeselinden olumsuz etki-
lendiğini belirterek, kõzõnõn korku
içerisinde “Ermeniler bizi kesti mi”
gibi sorular sorduğunu söyledi.
DTP’den ‘q,x,w’ teklifi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DTP Diyarbakõr Milletvekili
Gültan Kõşanak, farklõ dil ve lehçe-
lerde kullanõlan harflerin, alfabeye
eklenmesi amacõyla yasa teklifi ver-
di. Kõşanak daha sonra yaptõğõ açõk-
lamada ise “Kimsenin Türk alfabe-
sini değiştirmeye hakkõ yok, Türk
alfabesi 29 harf kalacaktõr” dedi.
Kõşanak’õn yasa teklifine göre,
farklõ dil ve lehçelerde kullanõlan
harflerin Türk alfabesine eklenmesi
öngörülüyor.
ANKARA (ANKA) - Tunceli Bağõmsõz Milletvekili Kamer
Genç, iktidar ve muhalefetin açõkladõğõ Meclis İçtüzüğü tas-
lağõna tepki göstererek, konunun komisyonda görüşülmeye
başlanmasõ halinde Genel Kurul’da oturma eylemi yapaca-
ğõnõ bildirdi. CHP ve MHP’den taslaktaki imzalarõnõ
çekmesini isteyen Genç, “Salih
Kapusuz kurnaz bir
arkadaş. Muhalefeti
öyle bir oyuna getirdi ki,
bu teklif parlamentonun
kapısına kilit vuracak”
dedi. Genç, içtüzüğün de-
ğiştirilmesi halinde hiçbir bağõmsõz
milletvekilinin Meclis kürsüsüne çõkamayacağõnõ söy-
ledi. Genç, kendisi Meclis’te konuşmasõn diye içtüzük
değişikliği yapõldõğõnõ da iddia etti.
KAMER GENÇ: OTURMA EYLEMİ YAPARIM
Manastır yöneticileri ile köylüler arasındaki arazi davasının geçen günlerde yapılan duruşmasına ilgi yoğundu.
KUYUDA CESET ARANACAK
Haber Merkezi - Eski baş-
bakanlardan Adnan Mende-
res’in 27 Mayõs 1960 tarihinde
gerçekleştirilen askeri müda-
halenin ardõndan yargõlandõğõ
davada yaşadõğõ aşkla gündeme
gelen opera sanatçõsõ Ayhan
Aydan 85 yaşõnda yaşamõnõ yi-
tirdi. Aydan İzmir’in Çeşme il-
çesinde yaşõyordu. Uzun za-
mandõr damar sertliği, solunum
yetmezliği gibi sorunlar yaşayan
Ayhan Aydan dün yaşamõnõ yi-
tirdi.
Adnan Menderes’in, Yassõa-
da’da yargõlandõğõ davada, “ya-
sak aşk yaşadığı” Aydan’dan
doğan bebeğini öldürttüğü ile-
ri sürülmüştü. Mahkeme tuta-
naklarõna “Bebek davası” ola-
rak geçen davada Aydan mah-
kemede, “Adnan Menderes’i
evli olmasına rağmen büyük
bir aşkla sevdim. Bütün eme-
lim ondan bir çocuk sahibi ol-
maktı. Hasta bünyem müsaa-
de etmedi. Çocuğum 8 aylık
doğdu ve öldü. Hangi vicdan-
sız ana, üzerine titrediği be-
beğinin ölmesine razı olabi-
lir?” demişti. Menderes, ‘Bebek
davası’ndan beraat etmişti.
1924 yõlõnda doğan, Ankara
Devlet Konservatuvarõ Opera
bölümünden mezun olan Ayhan
Aydan, Figaro’nun Düğünü ope-
rasõndaki rolüyle adõnõ duyurdu.
19 yaşõnda orkestra şefi Hasan
Ferit Alnar’la evlendi ve bu ev-
lilikten bir oğlu oldu.
Ayhan Aydan yaşamõnõ yitirdi
Sanatçõ
Aydan,
Menderes
ile yaşadõğõ
aşkla
gündeme
gelmişti