25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 20 ŞUBAT 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Bir Tom ile Jerry Hikâyesi Toprağı bol olsun, Walt Disney’in miras bıraktığı en ünlü çizgi kahramalarının arasında Miki Mause, be- nim için çok daha değer taşır. Genelde insanların tiksindiği bir yaratığı sevimli ha- le getirerek ölümsüzleştiren, parasızlık içinde kıvra- narak iş aradığı günlerde tek barınağı olarak sığındı- ğı bir eski kilisenin garajında kendisi ile birlikte yaşa- mak zorunda olduğu küçük farelerden Disney’in çok korktuğunu ancak özgeçmişini okuyanlar öğrenecektir. O korkunun, sanatçının bilinçaltındaki tepkileri ile bir çizgi kahramanı haline dönüştürülen Miki Fare, Dis- ney’e şöhret kapısını açınca, önce kendisine bir de eş yaratılmış, ardından da farelerin en korktuğu hayvan olan bir kedi, ailenin ayrılmaz yeni bireyi yapılmış. Hep birlikte hatırlayalım. Beyaz kedi Jerry, ezeli düş- manı fare Tom’u yakalayıp yok etmek için damlarda aklına gelen her türlü tuzağı kurar: Ama karşısındaki o küçük yaratık, her defasında çok ustaca kullandı- ğı aklın gösterdiği yöntemlerle paçayı sıyırmayı başarır. Sadece sıyırmakla da kalmaz. Keskin dişleri, uzun tırnakları ile hamleler yapmaktan vazgeçmeyen has- mını çileden çıkaracak durumlar yaratır. Disney’in Türkiyeli meslektaşı Musa Kart’ın zaman zaman kedi görünümünde çizdiği Erdoğan’ın, ken- disini eleştiren basına karşı o kızgın tutumu ile sergi- lenen tepkiler, bana 65 yaşında yitirdiğimiz bu Ame- rikalı büyük animasyon ustasını hatırlattı. Medyaya kedi-fare oyunu Başbakanımız, son seçim kampanyasında da “mu- halif basın”la uğraşmayı inatla sürdürüyor. Onlarla bir kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaya kalkıyor. Bu tür medyaya karşı yinelediği boykot çağrılarının na- sıl bir sonuç verdiğini gösteren haftalık tiraj ve reyting raporları en keskin taraftarlarının bile Erdoğan’a ku- lak asmadığını gösterse de o usanmıyor. Başbakanlık Basın Merkezi aracılığı ile, akreditas- yonu iptal edilerek Başbakanlık binasına girmesi ya- saklanan Hürriyet muhabiri Hasan Tüfekçi’ye, ga- zetesinin verdiği görevi yapmasına kaba kuvvetle en- gel olunuyor! Hem de bana göre tam AİHM’lik bir yöntem uy- gulanarak. Erdoğan, AKP Genel Başkanı şapkası ile gittiği Nevşehir’de yoğun kar yağışı altında kendisi- ni dinlemeye gelen o binlerce yurttaş arasında Hasan Tüfekçi’nin bulunmasını içine sindiremediği için olmalı, polislere verilen direktif ile gazetecinin bir kent mer- kezindeki geniş ve kamusal alanda boy göstermesi- ne yasak konuluyor. Polisler, AB kapısının kendisine açılmasını bekle- yen bir ülkenin herkese açık olması gereken bir ala- nında, hoparlörlerle bütün kente, televizyonlarla bü- tün ülkeye yayılan bir konuşmayı izlemesine izin ve- rilmeyen gazetecinin, “beyefendinin görüş sahasından uzaklaşmasını” istiyorlar. ‘Mahcup’ tepki! Bu akıl almaz, yasalar dışı zorbalık, ertesi gün sa- dece gazetecinin görevli olduğu Hürriyet’te, o da iç sayfalarda, küçük, adeta mahcup bir haber olarak yer alabiliyor. İktidarın sistemli sindirme operasyonu karşısında, geri adım attırılmakta olan mesleğimizin öteki organları, gazeteler, televizyonlar, internet siteleri için bu zorbalık olayı, kayda değer bir haber olarak görülmüyor an- laşılan. Onlar için basın özgürlüğü, sadece 302. madde ile mi sınırlı? 60 yılı aşan meslek yaşamımda, iki elin parmağın- dan çok başbakanla, bakanlarla karşı karşıya geldim. Aralarında en çok uğraştığımız politikacı Adnan Menderes’ti. Nur içinde yat Adnan Bey İlanlarımız onun döneminde kestirildi. Baskı kâğı- dımızı paramızla almamıza engel olundu. Dergimiz ka- patıldı. Yargı karşısına çıkartıldık. Cezaevlerinde, özel basın koğuşları yaratılırcasına tutuklanan, mah- kûm olan meslektaşlarımız yabancı basının özel ko- nuları haline geldi. Ama nur içinde yatsın Adnan Bey, karşı karşıya geldiğimiz zaman, efendiliğini, nezaketini elden bı- rakmayan tavrını ısrarla sürdürdü. Doğan Yayın Holding’e son vergi olayında uygu- landığı gibi, belden aşağı vuran taktikler DP iktidarı- nın aklından bile geçmedi. Akreditasyon uygulamalarını üstlenenler ya da ya- saların açık hükümlerini görmezden gelerek, “bey- efendi”nin miting alanlarından gösterdiği tehdit si- lahlarını dolaylı vergi cezaları ile uygulamaya kalkışarak, muhalefet yapan medyanın hislerinin borsada değer yitirmesini sağlamaya çalışanların unutmaması gereken şey, iktidarların mutlaka geçici olduğudur. Sadece iktidarlar değil, üstlenilen görevler de ka- lıcı değildir. Öyle olsaydı, yakın zamanlara kadar Baş- bakanlık Basın Merkezi’nin yönetimini üstlenen bir meslektaşımız, oradan kendi isteği ile ayrılmaz; hele ayrılsa bile Başbakanı kızdıran o medya patronunun gazetelerinden birisinde görev almazdı. Çünkü, ne kadar güçlü görüntü verirse versin damdaki kızgın Jerry’ler, masum Tomi’cikler karşısında hep kaybetmeye mahkûm oluyorlar... Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Abant Platformu’nun Erbil’de yaptõğõ toplantõdan Irak anayasasõnõ göz ardõ eden talepler çõktõ ‘Ilõmlõ İslam’õn Kürt ilgisi Mor Gabriel Manastõrõ ve köylüler arasõnda yaşanan çekişmeyle ilgili olarak Claudia Roth devreye girdi Arazi davasına AB el koyuyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Fethullah Gülen’in onursal başkanõ olduğu Abant Platfor- mu’nun Selahattin Üniversitesi ve Mukriyani Enstitüsü ile birlikte Irak’õn kuzeyindeki Erbil’de dü- zenlediği konferans, ABD’nin õlõm- lõ İslam projesinin Iraklõ Kürtler ve Türkiye arasõnda yeni bir ilişki bi- çimi şekillendirme çabasõ içinde olduğunu gösterdi. Konferans, AKP’nin din/mezhep eksenli Kürt politikasõna “Fethullah Gülen” desteği olarak olarak yorumlandõ. Abant Platformu’nun 15-16 Şubat tarihleri arasõnda Erbil’de düzenle- diği “Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak” konferansõndan Türki- ye’nin bölgesel Kürt yönetimi ile olan ilişkilerini çok daha ileri nok- taya taşõmasõ talebi çõktõ. Bu talep toplantõnõn sonuç bildirgesine “Er- bil’de bir Türk konsolosluğu ve Ankara’da Irak Kürdistan Böl- gesel Yönetimi’nin bir temsilcili- ğinin açılması genel bir arzu ola- rak dile getirilmiştir” ifadesi ile yansõtõldõ. Oysa Irak anayasasõnõn “Federal Makamların Görev Alanları” baş- lõklõ 4. bölümün altõndaki 110. mad- dede, “Federal otoriteler sadece aşağıdaki görevleri yerine getirir. 1. Dış politikayı ve diplomatik temsil faaliyetlerini belirlemek, uluslar- arası sözleşme ve antlaşmaları mü- zakere etmek, imzalamak ve onay- lamak, dış borç politikasını müza- kere etmek, imzalamak ve onayla- mak, dış iktisat ve ticaret politika- sını belirlemek...” deniyor. Bu maddenin yanõ sõra, bölgesel yö- netimlerin yetki ve görevlerini dü- zenleyen 121. maddenin 4. fõkrasõnda, “Kültürel, sosyal işler ve kalkınmayı takip etmek üzere Irak büyükelçi- liklerinde ve diplomatik misyonla- rında bölgeler ve vilayetler için ofisler açılır” deniliyor. Bu iki mad- de uyarõnca, bölgesel Kürt yönetimi- nin bu sõfat ile yabancõ ülkelerde temsilcilik açmasõ söz konusu olamõ- yor. ‘Irak’tan bağımsız yapı’ Öte yandan Ankara’da hem Irak Büyükelçiliği hem de bölgesel Kürt yönetiminin lideri olduğu Irak Kür- distan Demokrat Partisi’nin (IKDP) “idari görevlisi” bulunuyor. Bütün bunlara karşõn toplantõdan bu talebin çõkmasõ, “Gülen cemaati, Türki- ye’nin bölgesel Kürt yönetimini - Irak’tan bağımsız bir yapı olarak- meşrulaştırma çabası içinde” yo- rumlarõnõ da beraberinde getirdi. Türkiye ile Irak arasõnda stratejik di- yalog mekanizmasõnõn göz ardõ edi- lerek toplantõnõn sonuç bildirisine, “Türkiye ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasındaki ilişkilerin ge- liştirilmesinde siyasetin yanında kültür, ekonomi, ticaret, eğitim ve sağlık alanlarında da çok daha ya- kın bir işbirliği gerçekleştirilmeli- dir” önerisinin de konmasõ dikkat çekti. Abant Platformu’nun 15-16 Şubat tarihleri arasõnda Erbil’de düzenlediği “Barõşõ ve Geleceği Birlikte Aramak” konferansõndan, Türkiye’nin bölgesel Kürt yönetimi ile olan ilişkilerini çok daha ileri noktaya taşõmasõ talebi çõktõ. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Türkiye ile AB ara- sõnda şimdi de “Mor Gabriel” sõ- kõntõsõ baş gösterdi. Mardin’in Mid- yat ilçesindeki Mor Gabriel Ma- nastõrõ ile civardaki iki köyün ara- zi anlaşmazlõğõ, AB’ye “Müslüman köylüler, Hıristiyan Süryanile- rin arazisine el koymak istiyor” diye yansõyõnca, Türkiye’deki Kürt sorununa ilgisi nedeniyle yakõn- dan tanõnan Alman Yeşiller Parti- si’nin eşbaşkanõ ve Alman Federal Parlamentosu’nda milletvekili olan Claudia Roth devreye girdi. Roth’un pazartesi günü geleceği Türkiye’deki programõna Mor Gab- riel Manastõrõ’nõ da aldõ. Bu geliş- meler Dõşişleri Bakanlõğõ’nda sõ- kõntõya neden oldu. Edinilen bilgilere göre manastõr arazisinin sõnõrlarõ, geçen yõla kadar bir sorun yaratmadõ. Ancak beş ay önce manastõra komşu Çandarlõ, Eğlence ve Yayvantepe köylerine ta- pu kadastro gelip, arazilerin sõnõr- larõnõ yeniden belirlemeye kalkõnca, kriz patlak verdi. Köylüler, toprak- larõnõn belirlenmiş olan sõnõrlardan daha geniş olduğunu ileri sürdü. Or- taya atõlan iddialar arasõnda ma- nastõrõn yõllardõr köylerin toprakla- rõnõ işgal etmesi de yer aldõ. Sonuçta varõlan bir orta yol for- mülü ile anlaşmaya varõldõ. Ma- nastõrõn, iki köye toplam 1100 dö- nüm toprak vermesi öngörüldü. An- cak manastõr bu duruma itiraz etti. Kadastro mahkemesi çizilen sõnõrlarõ onaylayõnca manastõrõn vakfõ bu kez sõnõrlarõnõn yeniden tespiti için Mid- yat Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtõ. Gelişmeler bu aşamadan sonra Avrupa’ya yansõdõ. Süryaniler Av- rupalõ siyasetçilerin ilgisini çeke- bilmek için yoğun bir çaba içine gir- diler. Konu, Avrupa’ya “Müslüman köylüler Süryanileri hem manas- tırlarından atmak hem de top- raklarına el koymak istiyor” diye yansõtõldõ. Süryaniler çarpıttı Bu görüntünün ortaya çõkmasõy- la eşzamanlõ olarak Irak’taki Sür- yanilerin de “Türklerin kendileri- ne yaptığı soykırımı ABD’nin ta- nıması için Obama’ya mektup yazması” gündeme gelince, AB devreye girdi. Bu amaçla, Claudia Roth gelecek hafta Midyat’a gitme kararõ aldõ. Roth’a komisyon üyesi beş milletvekili de eşlik edecek. Pazartesi günü İstanbul’da olacak Alman vekiller heyeti daha sonra Ankara’ya ardõndan da Midyat’a geçecek. Roth ve beraberindeki heyet Mor Gabriel Manastõrõ’nõ ziyaret edip, yaşanmakta olan sõkõntõ ile il- gili açõklama yapacaklar. Arazi davasõ olarak başlayõp, hõzla “Müs- lüman-Hıristiyan” anlaşmazlõğõ- na dönüşen konuyla ilgili, dünya kamuoyunun dikkatini çekmeye çalõşacak Roth’un gelişi Dõşişleri Bakanlõğõ’nda sõkõntõ yarattõ. An- kara, sorunun bu kadar büyütül- memesini isterken, bölgedeki ge- lişmeleri de yakõn takibe aldõ. Mor Gabriel Manastõrõ ile civardaki iki köyün arazi anlaşmazlõğõ, AB’ye “Müslüman köylüler, Hõristiyan Süryanilerin arazisine el koymak istiyor” diye yansõyõnca Claudia Roth devreye girdi. İçtüzükdeğişikliğitartışmasıbüyüyor İçtüzük Uzlaşma Komisyonu’nun hazõrladõğõ taslakta grubu bulunmayan ya da bağõmsõz milletvekillerinin Meclis faaliyetlerine önemli oranda kõsõtlama getirilmesi eleştiriliyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP, CHP, MHP ve DTP’li üyelerden oluşan Meclis İçtüzük Uzlaşma Komisyo- nu’nun “Avrupa ülkeleri ve Avrupa Parlamentosu’nu in- celedikten sonra” hazõrladõk- larõnõ belirttikleri içtüzük deği- şikliği taslağõyla ilgili, örnek alõnan ülkelerdeki uygulamala- ra ilişkin hiçbir bilgi vermeme- leri dikkat çekti. Meclis’te grubu bulunan 4 si- yasi partinin temsilcilerinden oluşan İçtüzük Uzlaşma Ko- misyonu’nun hazõrladõğõ taslak- ta grubu bulunmayan ya da ba- ğõmsõz milletvekillerinin Meclis faaliyetlerine önemli oranda kõ- sõtlama getirilmesi eleştirilirken, komisyon üyeleri, “Avrupa ül- kelerindeki uygulamaları ör- nek aldıklarını” bildirdiler. Uzlaşma komisyonunun hazõr- ladõğõ içtüzük değişikliği taslağõ iktidar partisine geniş avantajlar sağlarken birçok Avrupa ülke- sinde “çift meclis” bulunduğu için etkin denetim mekanizmasõ olduğuna dikkat çekiliyor. Nite- kim TBMM Başkanõ Köksal Toptan da geçen yõl “senato” önerisini gündeme getirmiş ancak başta kendi partisi AKP olmak üzere siyasi partiler tarafõndan kabul görmemişti. ‘Şüpheli yer’ için açma talebi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şõrnak Ba- rosu Başkanõ Nurşirvan Elçi, Tuncay Gü- ney’in ifadeleri ve itirafçõ Abdulkadir Ay- gan’õn, “1990’lı yıllarda öldürülen pek çok ki- şinin asitle yakılarak cesetlerinin BOTAŞ Tesisleri ve Cizre-Silopi güzergâhındaki bazı noktalara açılan kuyulara gömüldüğü” yö- nündeki iddialarõ üzerine BOTAŞ tesislerinde yap- tõklarõ incelemelerde şüpheli bir yer bulduklarõ- nõ ve açõlmasõ için talepte bulunduklarõnõ belirt- ti. BOTAŞ’a ait 80 dönümlük alanda önceki gün Silopi Cumhuriyet Savcõsõ Atilla Öztürk ve ba- roya üye yedi avukatla birlikte inceleme yapõldõ. Elçi, Sinan Lokantasõ’ndaki iki kuyuda da ince- leme yaptõklarõnõ belirterek “Kuyulardan biri 1997’de açılmıştı ve 3 ceset ile bir kafatası çı- karılmıştı. 2004’te de diğer kuyudan bir ceset çıktı. Bu iki kuyudan da şüpheliyiz ve buraların kazılmasını bekliyoruz” dedi. Bakanlık soruşturuyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Sağlõk Bakanlõğõ Teftiş Ku- rulu Başkanlõğõ, Ergenekon soruş- turmasõ kapsamõnda tutuklanan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün Haseki Hastanesi’nden başka bir hastaneye sevki ile eski Özel Hare- kât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin adõna İstanbul Lütfi Kõrdar Kartal Eğitim ve Araştõrma Hasta- nesi’nde daha önce düzenlenen sağ- lõk kurulu raporlarõ ile ilgili soruş- turma başlattõ. ‘Cezalar onansın’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargõtay Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ, 74 sanõklõ terör örgütü El Kaide davasõnda, İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin 24 sanõk hak- kõndaki beraat kararõ ile 16 sanõk hakkõndaki ağõrlaştõrõlmõş müebbet ve 25 sanõk hakkõndaki çeşitli hapis cezalarõnõn onanmasõnõ istedi. Meclis tatile giriyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - 29 Mart’ta yapõlacak yerel seçimler nedeniyle TBMM çalõşma- larõna 5 Mart’ta ara verecek. TBMM Genel Kurulu’nda, Meclis Danõşma Kurulu’nun Meclis’in 5 Mart’ta 15 gün süreyle çalõşmalarõ- na ara vermesi kabul edildi. En fazla 15 günlük “ara verme” kararõ alõna- bildiği için Genel Kurul’un 20 Mart’ta tekrar toplanarak ikinci ara verme kararõ almasõ gerekiyor. Akıl sağlığına bakılacak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Danõştay saldõrõsõnõn tetikçi- si ve gazetemize yönelik bombalõ saldõrõnõn sanõğõ Alparslan Arslan’õn koğuşunda yangõn çõkardõğõ gerek- çesiyle “kamu malõna zarar verme” suçundan yargõlandõğõ davaya Sin- can 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandõ. Mahkeme Arslan’õn, üze- rine atõlõ suçu işlediği sõrada akõl sağlõğõnõn yerinde olup olmadõğõnõn tespiti için Ankara Adli Tõp Kuru- mu’na sevkine karar verdi. ‘Sarı Gelin’ suç duyurusu İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul’da Üsküdar Cumhuriyet Sav- cõlõğõ’na başvuran doktor Serdar Ka- ya, Milli Eğitim Bakanlõğõ, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ve Üsküdar Ata İlköğretim Okulu yöneticileri hakkõnda suç duyurusunda bulundu. Kaya, 5. sõnõf öğrencisi kõzõnõn 13 Şubat günü okulda seyrettiği Sarõ Gelin belgeselinden olumsuz etki- lendiğini belirterek, kõzõnõn korku içerisinde “Ermeniler bizi kesti mi” gibi sorular sorduğunu söyledi. DTP’den ‘q,x,w’ teklifi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DTP Diyarbakõr Milletvekili Gültan Kõşanak, farklõ dil ve lehçe- lerde kullanõlan harflerin, alfabeye eklenmesi amacõyla yasa teklifi ver- di. Kõşanak daha sonra yaptõğõ açõk- lamada ise “Kimsenin Türk alfabe- sini değiştirmeye hakkõ yok, Türk alfabesi 29 harf kalacaktõr” dedi. Kõşanak’õn yasa teklifine göre, farklõ dil ve lehçelerde kullanõlan harflerin Türk alfabesine eklenmesi öngörülüyor. ANKARA (ANKA) - Tunceli Bağõmsõz Milletvekili Kamer Genç, iktidar ve muhalefetin açõkladõğõ Meclis İçtüzüğü tas- lağõna tepki göstererek, konunun komisyonda görüşülmeye başlanmasõ halinde Genel Kurul’da oturma eylemi yapaca- ğõnõ bildirdi. CHP ve MHP’den taslaktaki imzalarõnõ çekmesini isteyen Genç, “Salih Kapusuz kurnaz bir arkadaş. Muhalefeti öyle bir oyuna getirdi ki, bu teklif parlamentonun kapısına kilit vuracak” dedi. Genç, içtüzüğün de- ğiştirilmesi halinde hiçbir bağõmsõz milletvekilinin Meclis kürsüsüne çõkamayacağõnõ söy- ledi. Genç, kendisi Meclis’te konuşmasõn diye içtüzük değişikliği yapõldõğõnõ da iddia etti. KAMER GENÇ: OTURMA EYLEMİ YAPARIM Manastır yöneticileri ile köylüler arasındaki arazi davasının geçen günlerde yapılan duruşmasına ilgi yoğundu. KUYUDA CESET ARANACAK Haber Merkezi - Eski baş- bakanlardan Adnan Mende- res’in 27 Mayõs 1960 tarihinde gerçekleştirilen askeri müda- halenin ardõndan yargõlandõğõ davada yaşadõğõ aşkla gündeme gelen opera sanatçõsõ Ayhan Aydan 85 yaşõnda yaşamõnõ yi- tirdi. Aydan İzmir’in Çeşme il- çesinde yaşõyordu. Uzun za- mandõr damar sertliği, solunum yetmezliği gibi sorunlar yaşayan Ayhan Aydan dün yaşamõnõ yi- tirdi. Adnan Menderes’in, Yassõa- da’da yargõlandõğõ davada, “ya- sak aşk yaşadığı” Aydan’dan doğan bebeğini öldürttüğü ile- ri sürülmüştü. Mahkeme tuta- naklarõna “Bebek davası” ola- rak geçen davada Aydan mah- kemede, “Adnan Menderes’i evli olmasına rağmen büyük bir aşkla sevdim. Bütün eme- lim ondan bir çocuk sahibi ol- maktı. Hasta bünyem müsaa- de etmedi. Çocuğum 8 aylık doğdu ve öldü. Hangi vicdan- sız ana, üzerine titrediği be- beğinin ölmesine razı olabi- lir?” demişti. Menderes, ‘Bebek davası’ndan beraat etmişti. 1924 yõlõnda doğan, Ankara Devlet Konservatuvarõ Opera bölümünden mezun olan Ayhan Aydan, Figaro’nun Düğünü ope- rasõndaki rolüyle adõnõ duyurdu. 19 yaşõnda orkestra şefi Hasan Ferit Alnar’la evlendi ve bu ev- lilikten bir oğlu oldu. Ayhan Aydan yaşamõnõ yitirdi Sanatçõ Aydan, Menderes ile yaşadõğõ aşkla gündeme gelmişti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle