Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
telden çõkõp okyanus
kõyõsõnda yürürken sõra sõra balõkçõ
teknelerini görüyoruz. “Ah Santiago, sen
yetişemedin bu Küba’ya” diyorum kendi
kendime, “İhtiyar Balıkçı”ya bir selam
göndererek...
Evet, bir selamlaşma yeri oluyor
benim için Küba. Orada sadece
tiyatroyu değil, uzun bir geçmişi de
soluyorum yeniden; yaşayan,
yaşamasa da hep bizimle olan
arkadaşlarõmla, akõl almaz bir
şekilde hâlâ hapiste olanlarla
söyleşiyorum içimden. Okyanus
boyunca yürüyüp Katedral
Meydanõ’na gidilirken bir parktan
geçiliyor. Bu parkta, dünyanõn
devlerine meydan okumuş devrim
kahramanlarõnõn heykelleri
sõralanmõş. Mustafa Kemal’in de
tunçtan yapõlmõş güzel bir büstü
var. Altõnda, “Türkiye
Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk / Yurtta sulh, cihanda
sulh.” Rehberimiz, “Biz Atatürk’ü
emperyalizme karşı ilk başarılı
kurtuluş savaşını vermiş lider diye
biliriz” diyor. Devrim Müzesi’nde de bir
heykeli bulunuyor Gazi’nin. Castro, “O,
yedi düvele karşı kurtuluş savaşı
vermesiyle bize de örnek olmuştur. O
başardıysa biz niye başaramayalım,
dedik” diye anlatmõş Mustafa Kemal’in
kendileri için taşõdõğõ önemi.
Tito’nun atölyesi
12 Mart mahkemeleri geçiyor gözümün
önünden. Savunmalarõnda Che’nin
“Ölüm nereden gelirse gelsin hoş geldi,
sefa geldi” diyen sözleriyle Mustafa
Kemal’in Bursa nutkunu birleştiren
yoldaşlarõma selam gönderiyorum gönül
dolusu. “Rahat yatın, hayattaysanız,
aynı duruşu koruyorsanız da huzur
dolsun içinize, doğru söylemişsiniz,
doğru söylemişiz” diyorum bir kez daha.
Büyük Katedral Meydanõ (Antonio
Banderas’õn oynadõğõ “Desperados” filmi
burada çekilmiş bizi gezdiren rehberin
anlattõğõna göre) kiliselerin, restoranlarõn,
kafelerin, müzelerin iç içe geçtiği çok
güzel bir alan. Meydana açõlan sokaklar da
tarihi binalarla dolu. Hem meydanda hem
de meydana açõlan dar
sokaklarda birçok sanatçõ
atölyesi var. Ressamlar,
heykeltõraşlar, elişi ve ahşap
oyma sanatçõlarõ bu
atölyelerde hem çalõşõyor,
hem de ürünlerini
sergiliyorlar. Ben kõzõm
Zeynep için yağlõboya bir
Che tablosu arõyorum.
Girdiğim dükkânõn sahibi,
“Bizde yok, ama biraz
ileride Tito’nun atölyesi var,
onda güzel Commandante
resimleri var” diyor. Tito ile
tanõşõyoruz ve aradõğõm resmi
buluyorum gerçekten orada.
Yoksulluk ve sıkıntı
Havana’da dolaşõrken insan
çevresinin estetik bir
atmosferle kuşatõldõğõnõ
hissediyor. Her şey zevkli,
uyumlu, rengârenk.
Restoranlardaki sofra estetiği
bile hemen göze çarpõyor.
Küba mutfağõnda ağõrlõk
haliyle balõk ve deniz ürünlerinde.
Istakozun bu kadar ucuz olduğu bir başka
memleket var mõdõr bilmiyorum. Etleri de
olağanüstü lezzetli. Hormonsuz gõdalarõn
etkisi olsa gerek. Buna karşõlõk, ekmek
olağanüstü pahalõ. Hâlâ devam eden
Amerikan ambargosu yüzünden buğday
ve un çok pahalõ olduğundan, ekmek
neredeyse õstakoz fiyatõna. Süt ürünleri de
zor bulunuyor anlaşõlan. Hemen göze
çarpan bir diğer sõkõntõ ise
sabun yokluğu. Yabancõ
olduğumuzu anlayan insanlar
yolumuzu çevirip sabun
istiyorlar durmadan. Evet, bir
yoksulluk, daha doğrusu
belirli ürünlerde bir kõtlõk
durumu olduğu besbelli.
İnsanlar sizden para değil,
ama bir markete girip süt,
peynir, sabun alõp vermenizi
istiyorlar. Hortensia ile
konuşuyorum bu konuyu.
Hortensia, festivalin yurtdõşõ
ilişkiler sorumlusu. “Doğru
Ayşe, bir yoksulluk var,
ama bunun en büyük nedeni
ambargo” diyor bana: “Ama
temel ihtiyaçlarımız da
olduğu gibi karşılanıyor.
Küba’da konut, sağlık,
eğitim ve en önemlisi işsizlik
derdi yok.”
Sanat ve eğitim
Sanat alanõndaki durumu
öğrenince hayret ediyorum.
Gençler hangi sanat dalõnda eğitim
görmek isterlerse, görebiliyorlar. İçlerinde
ukde kalmõyor. Bir yõlõn sonunda
öğrencilerin doğal eğilimleri eğitmenler
tarafõndan saptanõyor ve ona göre
yönlendiriliyorlar. Herhangi bir sanat
eğitiminden mezun olan her genç kendi
alanõnda mutlaka iş bulabiliyor. Kendini
ifade edebiliyor. Belki çuval dolusu para
kazanamõyor ama... Doğru ya, sanat denen
faaliyetin para kazanmaktan başka
amaçlarõ var aslõnda. İnsan Küba’da bunu
doyasõya hatõrlõyor.
11.5 milyonluk Küba’da tam 400 tiyatro
var. Alicia Alonso yönetimindeki Küba
Ulusal Balesi dünya çapõnda bir üne sahip.
Ressamlarõn, heykeltõraşlarõn,
müzisyenlerin, bestecilerin önünü tõkayan
hiçbir engel yok.
Adaletsizlik duygusuna
rastlanmıyor
Rant ekonomisinin olmamasõ kent
dokusunu nasõl koruyorsa, insan ve
toplum dokusunu da öyle koruyor. Evet,
yoksulluk var; evet, evlerin önemli bir
bölümü bakõmsõz; evet, belli ki birçok
temel madde kolay bulunmuyor (bütün
bunlarda, ABD’nin yõllardõr ezici bir
biçimde uyguladõğõ ambargonun payõnõ
asla azõmsamamak gerek). Ama
eşitsizlikten kaynaklanan bir adaletsizlik
duygusuna rastlanmõyor; yoksa böyle bir
durumda, her yerine müziğin ve dansõn
egemen olduğu bir kent ortaya çõkar mõ?
İnsan Küba’da şu kâinatta tüketmekten
başka amaçlarõmõz da olabileceğini
hatõrlõyor; kapitalizmin, tüm o õşõltõlõ
muzaffer görüntüsü arkasõnda bir yanõyla
ne kadar saçma bir sistem olduğunu
duyumsuyor. Nâzım’la başladõk, Nâzõm’la
bitirelim: “Küba’dan döndüm bu sabah
/ Küba meydanında altı milyon kişi akı
karası melezi ışıklı bir çekirdek dikiyor
çekirdeklerin çekirdeğini güle oynaya /
sen mutluluğun resmini yapabilir misin
Abidin / işin kolayına kaçmadan ama /
gül yanaklı bebesini emziren melek
yüzlü anneciğin resmini değil / ne de ak
örtüde elmaların / ne de akvaryumda su
kabarcıklarının arasında dolanan
kırmızı balığınkini / sen mutluluğun
resmini yapabilir misin Abidin / 1961
yazı ortalarındaki Küba’nın resmini
yapabilir misin / çok şükür çok şükür
bugünü de gördüm ölsem de gam
yemem gayrının / resmini yapabilir
misin üstat.”
Çok şükür bugünü de gördüm.
BİTTİ
CMYB
C M Y B
Dostlara selam
Bir selamlaşma
yeri oluyor
Küba...
6 ARALIK 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
HABERLER
O
Evet, bir
selamlaşma yeri
oluyor benim
için Küba.
Orada sadece
tiyatroyu değil,
uzun bir geçmişi
de soluyorum
yeniden;
yaşayan,
yaşamasa da
hep bizimle olan
arkadaşlarõmla,
akõl almaz bir
şekilde hâlâ
hapiste
olanlarla
söyleşiyorum
içimden.
Mustafa Kemal Atatürk büstünün önünde Devlet Tiyatroları
Genel Müdürü Lemi Bilgin.
RTÜK üyesi Dadak, lojman yardõmõnõn 4 bin liraya çõkarõlmasõnõ yargõya taşõdõ
‘Villadan lojman olmaz’FIRAT KOZOK
ANKARA - RTÜK’ün, başkanlõk
görevini bõraktõktan sonra aldõğõ loj-
man yardõmõ 3 bin 500 TL’ye düşen
Zahid Akman’õn “mağduriyetini gi-
dermek için” tüm üyelere ayda 4 bin
lira yardõm yapõlmasõna ilişkin kara-
rõ yargõya taşõndõ.
Oyçokluğuyla alõnan karara muha-
lefet şerhi koyan CHP kontenjanõndan
seçilen üye Mehmet Dadak, “Loj-
man ifadesi villa için değil, apartman
dairesi için kullanılır. Böyle bir kriz
ortamında 4 bin TL’lik lojman yar-
dımı olmaz” dedi. Dadak, avukatõ ara-
cõlõğõyla idare mahkemesine başvurdu.
Deniz Feneri e.V davasõyla bağlan-
tõlõ olarak hakkõnda gündeme gelen id-
dialarõn ardõndan RTÜK Başkanlõ-
ğõ’nõ bõrakan ancak kurul üyeliği de-
vam eden Zahid Akman’õn ismi, üst
kurulun 17 Eylül 2009 tarihli toplan-
tõsõnda alõnan bir kararla yine tartõşma
konusu olmuştu. Üst Kurul’un tartõş-
malara sahne olan toplantõsõnda kurul
üyelerine yapõlan lojman yardõmõ öde-
neğine “Zahid Akman ayarı” yapõl-
mõştõ. Akman’õn daha önce başkan sõ-
fatõyla aldõğõ 4 bin TL’lik lojman yar-
dõmõ, koltuğunu bõrakõnca 3 bin 500
TL’ye düşünce, kirasõ aylõk 2 bin 850
dolar olan bir villada oturan Akman’õn
“mağdur olmaması” için İdari ve Ma-
li İşler Başkanlõğõ devreye girmişti.
Başkanlõk, Akman’a ödenen yardõ-
mõn kirasõnõ karşõlayacak şekilde sür-
mesini önermişti. CHP’li üyelerin iti-
razlarõ üzerine Akman’a özel zam ka-
rarõndan vazgeçilmiş ve tüm kurul
üyeleri için yardõm tavanõ ayda 4 bin
TL’ye yükseltilmişti. Böylece Ak-
man’õn 3 katlõ “lojmanında” maddi sõ-
kõntõ yaşamasõnõn önüne geçilmişti.
E C Z A C I L A R E Y L E M L E R İ N İ S Ü R D Ü R E C E K
Gözler 10 Aralõk’ta
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İlaçta tasarruf uygula-
masõnõ protesto etmek amacõyla
1 günlük kepenk kapatma eylemi
yapan eczacõlar seslerini duyur-
mak için eylemlerini sürdüre-
cek. Türk Eczacõlar Birliği (TEB)
Büyük Kongresi’nin 10 Ara-
lõk’taki toplantõsõnda yeni yol
haritasõ belirlenecek.
TEB Başkanõ Erdoğan Ço-
lak, kepenk kapatma eyleminin
ardõndan önümüzdeki dönemde
nasõl bir strateji izleyeceklerini an-
lattõ. Eylemin ardõndan ilk olarak 10-11-12 Ara-
lõk’ta TEB’in Büyük Kongresi’nin yapõlacağõ-
nõ anlatan Çolak, kongreye Türkiye’nin dört bir
yanõndan eczacõ odalarõnõn yöneticileri ve de-
legelerinin katõlacağõnõ ve çözüm arayacaklarõnõ
söyledi. Çolak, “Eylemlerimiz devam edebi-
lir çünkü sorun çözülmedi, hâlâ ortada du-
ruyor. Biz bu önlemlerle 7 bin eczane kapa-
nacak diyoruz ama önlemleri gündeme ge-
tirenler uluslararası ilaç tekellerine bir gecede
800 milyon TL’yi geri verebildiler” dedi. Ey-
lemlerine Ankara ve İstanbul’daki birkaç ec-
zanenin dõşõnda Türkiye gene-
linden binlerce eczanenin katõl-
dõğõna dikkat çeken Çolak, yurt-
taşlarõn da kendilerini destekle-
diğini söyledi.
Demokratik bir hakkõn kulla-
nõmõ konusunda yurttaşlarõn ver-
diği destekten memnun oldukla-
rõnõ söyleyen Çolak, Sosyal Gü-
venlik Kurumu ve bazõ yetkili-
lerin kamuoyunu yanlõş yönlen-
dirdiğine tanõk olduklarõnõ anlattõ.
Çolak, “Türkiye’de hak ara-
yanların yanlış olgularla baş
başa bırakılması doğru değil” görüşünü di-
le getirdi.
SGK’den katılmayanlara teşekkür
Öte yandan Sosyal Güvenlik Kurumu eyleme
katõlmayan eczacõlara teşekkür mesajõ gönder-
di. Kurumun, eylemde yer almayan 7 bin 857
eczacõya gönderdiği mesajda, “Kapatma ey-
lemine katılmayan siz değerli eczacılara te-
şekkür eder, bundan sonra da aynı duyarlı-
lık ve işbirliği içinde çalışmalarımızı sürdü-
receğimizi belirtiriz” denildi.
Dadak, Türkiye’yi
günden güne daha çok
etkileyen kriz
ortamõnda RTÜK
üyelerine 4 bin TL
lojman yardõmõ
verilmesinin doğru
olmadõğõnõ ifade etti.
Dadak, mahkemeye
başvurdu.
Türkiye’nin dört
bir yanõndan eczacõ
odalarõnõn yöneticileri
ve delegeleri 10
Aralõk’ta yapõlacak
kongrede bir araya
gelecek. Kongrede,
önümüzdeki dönemin
yol haritasõ
belirlenecek.
MEHMET MENEKŞE
AMASYA - Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF)
Başkanõ Ali Balkız, bazõ sivil toplum örgütleri-
nin içinde yer aldõğõ parti kuracaklarõ yönündeki
açõklamasõnõn ardõndan gelen eleştirileri değer-
lendirirken, “Ne Alevi partisi ne de inanç te-
melli bir parti kuruyoruz. Laik ve demokratik
bir Türkiye’nin yaratılmasının ancak yüzü so-
la dönük ve iktidarı hedefleyen bir kitle parti-
sinden geçtiğine inanıyoruz. Bir alternatifi ya-
ratmaya el veriyoruz” dedi.
Ali Balkõz, 30 Kasõm’da Milliyet gazetesinde ya-
yõmlanan söyleşisinin “Aleviler parti kuruyor”
yorumlarõna yol açmasõ ve ardõndan federasyon
bileşenleri arasõnda tartõşma yaşanmasõ üzerine
yazõlõ açõklama yaptõ. Balkõz, açõklamasõnda ko-
nunun çarpõtõldõğõnõ belirterek, bu doğrultuda da
federasyonun yõpratõlmak istendiğini vurguladõ.
Balkõz, ABF olarak parti kurmadõklarõ gibi fede-
rasyonun da partileşmeye gitmeyeceğinin altõnõ
çizdi. ABF’nin 29 Mart yerel seçimlerinin ardõn-
dan 12 Nisan’da yaptõğõ açõklamadaki “laik, de-
mokratik bir Türkiye özlemi”ne işaret eden
Balkõz, “Başta iktidar partisi AKP ve ana mu-
halefet partisi CHP olmak üzere, mevcut par-
tiler, Türkiye’nin, işsizlik, gelir dağılımı ada-
letsizliği, eğitim, sağlık, Kürt sorunu, Alevi ta-
lepleri, laiklik, demokratikleşme, 12 Eylül ar-
tığı kurumlar ve yasalar gibi, temel sorunları-
nı halktan yana politikalarla çözebilecek niye-
te ve iradeye sahip değillerdir” yönündeki gö-
rüşünü yineleyerek, ABF’nin sol-sosyal demo-
krat bir toplumsal muhalefeti birlikte oluşturma-
yõ görev olarak gördüğünü anlattõ. Balkõz açõkla-
masõnda şu görüşlere yer verdi: “Alevilerin,
Kürtlerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin
sorunlarının çözümünün laik, demokratik bir
Türkiye’nin yaratılmasından, demokratik bir
değişim ve dönüşümden geçtiğini de biliyoruz!
Bu değişimi yaratacak gücün ise yüzü sola dö-
nük bir kitle partisi olduğunu da iyi biliyoruz!
İşte biz, böyle bir alternatifi yaratmaya el ve-
riyoruz! Güç veriyoruz.”
ABF BAŞKANI ALİ BALKIZ:
Alevi partisi
kurmuyoruz
Metrobüs’e yapılan yüzde 33’lük zam, İstiklal Caddesi’nde yüzlerce kişi
tarafından alkışlarla, sloganlarla, davullarla protesto edildi. Tünel’de top-
lanan İstanbul Halkevi, Liseli Genç Umut ve İstanbul Öğrenci Kolektifleri
üyesi yüzlerce kişi Taksim Meydanı’na kadar yürüdü. Galatasaray Mey-
danı’nda yapılan tiyatro gösterisinde Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş’ı başında sarığıyla taht üstünde taşınan bir genç temsil etti. “Ula-
şım haktır, zamlar geri alınsın” ,“AKP’ye yuh, zamlara çüş, Topbaş’a oha!”
yazılı dövizler taşıyan grup, çeşitli sloganlar attı. Grup, Taksim Meydanı’nda
yapılan basın açıklamasının ardından dağıldı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
Metrobüs zammına tepki büyüyor