17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2009 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B Ünlü Ergenekon Raporu’nu yazan İngiliz gazeteci Gareth Jenkins ağõr saldõrõlara uğradõğõnõ söylüyor: Doğrularõyazdõğõmiçinkorkuyorlar Ergenekon davasõnõn iddianamelerinden yola çõkõlarak hazõrlanan “Gerçekle Düş Arasında: Türkiye’nin Ergenekon Soruşturması” başlõklõ raporun yazarõ İngiliz gazeteci Gareth Jenkins’le konuşuyoruz. Jenkins iddianamelerde ciddi mantõksõzlõklar olduğunu vurguluyor. Dõş dünyada Ergenekon davasõnõn gittikçe daha fazla sorgulanmaya başlandõğõnõ belirtiyor. Davanõn AKP hükümeti muhaliflerini bastõrmak amacõyla açõldõğõ kanõsõnõn yaygõnlaşmaya başladõğõna işaret ediyor ve Gülen Cemaati’nin işin arkasõnda olduğu kuşkularõnõ dile getiriyor. “Rapor nedeniyle bana hakaretler edildi, yalanlar söylendi. Bu rapor iddianameleri temel alıyor. Bana karşı çıkanlar önce iddianameleri okusunlar. Üstelik İslami Cihad sitesinde beni hedef gösterdiler. Beni öldürebilirler. Ama sonuna kadar gerçek ve doğru bildiklerimi söylemeye devam edeceğim. Neden korkuyorlar? Demek gizlemek istedikleri bir şeyler var” diyor. - Siz Ergenekon davasına neden bu kadar merak duydunuz da 5 bin 800 sayfayı bulan iddianameleri satır satır okuyup rapor yazdınız? Bir de Ergenekon davasının arkasında Gülen Cemaati olduğunu telaffuz ettiniz. Neden? - Aslõnda Ergenekon olayõ Haziran 2007’de ortaya çõkõnca fazla önemsenmedi. Ancak Ocak 2008’de Türk kamuoyunun çok iyi tanõdõğõ isimler içeri alõnõnca o zaman ben bu işi merak etmeye başladõm. Bu kişiler Susurluk davasõndan tanõdõğõmõz Veli Küçük ve birkaç askerdi. Ondan sonra iş büyümeye başladõ. Ben Ocak 2008’de, “Bu galiba Susurluk’un devamı olacak” diye düşündüm. Derken yeni gözaltõ dalgalarõ geldi. O zaman Ergenekon’un benim düşündüğüm amacõndan sapmaya başladõğõnõ gördüm. Dış dünyanın Ergenekon’a bakışı değişti Bildiğim kadarõyla şu anda Fethullah Gülen ABD’nin Pennsylvania eyaletinde yaşõyor. Ben Fethullah Gülen’in birebir bu işle ilişkili olduğunu sanmõyorum. Ben raporumda da yazdõm. Gülen Hareketi’nin kimi basõn organlarõ var. Bunlar bu davanõn itici güçleri oluyor. Bu yayõn organlarõnda, “İddianame böyle böyle yazıyor” diye haber yapõyorlar, köşe yazõlarõ çõkõyor. Ama iddianameye bakõyorsunuz, böyle bir şey yok. Bu tür kanõtlar onlarõn iddia ettikleri gibi iddianamede yer almamõş. Ben Gülen Hareketi’ni tümüyle suçlamak istemiyorum. Ama bu harekete bağlõ bir avuç aktivist bütün bunlarõ yapõyor. İşte, gördük. Benim bu rapor kamuoyunda duyulduktan sonra bana etmedikleri hakaret, iftira kalmadõ. Tam bir karalama kampanyasõ açtõlar. Ama öte yandan ne rapora ne de söylediklerime bakõyorlar. Şimdi panik halindeler. Çünkü artõk herkes raporun gerçekleri yansõttõğõnõ görmeye başladõ. - Yani kamuoyunun büyük bölümü raporun içeriğine inandı ve kafasında soru işaretleri oluşmaya mı başladı? - Soru işaretleri zaten oluşmaya başlamõştõ. Bu da nisan ayõnda “Baba Beni Okula Gönder” kampanyasõna yapõlan baskõn, Prof. Türkan Saylan’õn evinin ve ÇYDD’nin genel merkez ve şubelerinin aranmasõ, bilgisiyarlara el konmasõ, ÇEV’e yapõlan baskõn üzerine oldu. Ayrõca Prof. Mehmet Haberal’õn içeri alõnmasõ dikkat çekti. Dõş dünyada tanõnan bir isim. Haberal’õn kesinlikle bu işlerle ilgisi olmadõğõ biliniyordu. Yurtdõşõnda Türkiye’deki derin devletin varlõğõ biliniyordu. Ben de raporda bunu yazdõm. Ergenekon davasõ açõldõğõnda dõş dünyada Türkiye’nin derin devleti tasfiye sürecine girdiği düşünüldü. Ama daha sonra yavaş yavaş işin içinde başka bir iş olduğunu düşünmeye başladõlar. Tabii toplam 5 bin 800 sayfalõk iddianameyi okumak kolay değil. Ama ben hepsini okudum. Dõş dünyada tabii ki bu iddianameyi Türkçe bilmedikleri için okuyamadõlar. Ama bu konuda İngilizce bir rapor yazõlõnca çok merak uyandõ. Çünkü dõş dünyada Ergenekon davasõyla derin devletin üzerine gidildiği izlenimi doğmuştu. Ben de zaten raporumda derin devletin gerçek olduğunu yazdõm. Daha sonra dõş dünyada davaya bakõş yavaş yavaş değişmeye başladõ. Milliyet’te benim raporumun ABD’de davaya bakõşõ 180 derece değiştirdiği yazõldõ. Bu doğru değil. Ben raporu yazmadan önce düşünceler değişmeye zaten başlamõştõ. Çok tuhaf ve mantõksõz işler olunca yabancõlarõn aklõnda soru işaretleri doğal olarak uyanõyor. Fethullahçı militanlardan hakaretler - Yapılanlar gerçekten mantıksız mı? Vakıf üniversitelerinin, devlet üniversitelerinin muhalif rektörleri, burs veren vakıfların yöneticileri içeri alınıyor. Acaba bu insanlar Fethullah Gülen okullarının rakipleri görüldükleri için mi içeri alındılar? - Böyle bir imaj var. Benim de aklõma bu sorular geliyor. Ama yüzde yüz emin olmadan bir şey söylemek güç. - İlginç bir açıklama da raporun konu edildiği Washington’da 18 Kasım günü düzenlenen Arı Vakfı toplantısını yöneten Yurter Özcan’dan geldi. “Ergenekon’a inanmayan ve Gülen Cemaati’yle ters düşen herkes şu anda saldırıya uğruyor. Bu kişiler üzerinde inanılmaz bir terör estiriliyor” dedi. Sizce neden böyle yapılıyor? - Bunlar Washington’a kadar gittiler, “Biz demokratız” diyorlar. Ama gördüğümüz kadarõyla onlara karşõ çõkanlarõ sürekli karalamaya çalõşõyorlar. Hakaret ediyorlar. Kendimize demokrat diyorsak birbirimizin fikirlerine tahammül etmeliyiz. En azõndan karşõmõzdakini susturmaya çalõşmamalõyõz. Dediğim gibi, şimdi korkuyorlar. Çünkü sonunda biri çõktõ ve 5 bin 800 sayfalõk üç iddianamenin tamamõnõ okudu. Belki bir dördüncü iddianame yoldadõr. Ama olsun. Ben hazõr olanlarõ okumuş bulunuyorum. Burada şunu vurguluyorum: Raporda yazdõklarõmõ kafadan atmadõm. Bütün alõntõlar iddianamelerdendir. O nedenle korkuyorlar ve beni susturmaya, karalamaya çalõşõyorlar. Eğer demokratsak, terbiyeli, kibar bir biçimde tartõşalõm. Hiç kimse yazdõklarõma katõlmak zorunda değil. Ama hiç kimse de iddianameyi okumadan ahkâm kesmesin. Fethullah Gülen’in basõn organlarõ bana bunun için karşõ çõkõyor. Çünkü biliyorlar ki iddianamenin tamamõnõ okuyan olursa gerçekler de ortaya çõkacak. - Sizce Gülen Cemaati’nin aktivistleri ve yayın organları neden böyle bir davanın açılmasını can ve yürekten desteklediler? - Bu davayõ destekleyen iki taraf var. Bir taraf 28 Şubat’õn, öbür taraf da 12 Eylül’ün rövanşõnõ almak istiyor. Tam anlamõyla intikam duygularõyla hareket ediyorlar. Örneğin bir Taraf gazetesi var. İnanõlmaz bir biçimde intikam duygularõyla yayõn yapõyor. Bu da en büyük sorun. Böyle bir davada intikam duygularõna yer olmamalõ. Dava adil bir biçimde görülmeli. Adaletin temeli kanõttõr. İddianameye bakõyorsunuz. Ergenekon diye bir örgütün varlõğõna dair tek bir kanõt yok. - Ergenekon davası, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in günlüklerinde yazılanlardan yola çıkılarak açıldı. Ama Örnek bugün ifadesine başvurulana kadar ne tanık ne da sanık oldu. Bu durum sizce de tuhaf değil mi? - Bu darbe günlüklerini okuduğunuz zaman içinin boş olduğunu görüyorsunuz. Günlüklerden adamõn kendini yalnõz bõrakõlmõş hissettiğini anlõyorsunuz. AKP’ye karşõ anlaşõlan harekete geçmek istemiş. Eski Genelkurmay Başkanõ Hilmi Özkök’e de kendisini desteklemediği için sinirlendiği belli. Ama örgüt kurulmasõyla ilgili günlüklerde en ufak bir kanõt yok. Raporuma gösterilen tepkinin amacõ bana saldõrmak, bana hakaret etmek ve hakkõmda yalanlar uydurmaktõr. İstediklerini yapsõnlar. İsterlerse beni öldürsünler. Hiçbir şey değişmez. Ben sonuna kadar doğru ve gerçek bildiğimi söylemeye devam edeceğim. İddianameler orada duruyor. Ben iddianamelerden yola çõkarak o raporu yazdõm. İddianamelerde yazõlanlardan konuşmak yerine bana saldõrmayõ tercih ederseniz gizlemek istediğiniz bir şeyler var demektir. Ayrõca hiç kimsenin benimle aynõ fikri paylaşmasõ gerekmez. Benimle aynõ fikirde değillerse iddianameleri okusunlar. Bana karşõ çõkanlarõn çoğu raporu bile okumadõlar. Bir de şunu belirteyim. İslami Cihad’õn bir sitesi var. Buna Zaman ve Taraf’ta yayõmlanan benim raporu, ayrõca bütün bağlantõ numaralarõmõ ve adresi koymuşlar. Zaman ve Taraf bundan memnunsa o onlarõn sorunu. Yazdõklarõmõ eleştirecek yerde bana saldõrõyorlarsa demek ki gizlemek istedikleri bir şeyler var. Orta yaşlõ bir adamdan neden korkuyorlar, anlamõyorum. Bugün Türkiye’deki en büyük güç Fethullah Gülen cemaati - Sizin rapordan anladığım kadarıyla Gülen Cemaati’nin Türkiye’de, özellikle bu davada çok etkili olduğunu söylüyorsunuz. Yoksa Gülen Cemaati mi artık Türkiye’yi yönetiyor? - Şu anda Türkiye’de en güçlü onlar. Bakõn, o kadar hâkim ve savcõ dinlendi. Talep de birkaç savcõdan geldi. Ergenekon savcõlarõ bugün inanõlmaz güçlüler. Bakõn, “Baba Beni Okula Gönder” kampanyasõ, ardõndan ÇYDD baskõna uğradõ. Sonra ÇYDD bursuyla okuyan çocuklarõn kayõtlarõ PKK’yle ilgileri var mõ yok mu diye incelendi. Bütün bu işler için inanõlmaz paralar, zaman, enerji harcanmasõ, sayõsõz insan çalõştõrõlmasõ lazõm. Kimse bunlara dur diyemiyor. Ergenekon davasõna dönersem... Bu dava, sonunda Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’ne (AİHM) gider ve Türkiye suçlu bulunur. Bugün Türkiye’de AKP’yi desteklemeyen herkes korku içinde. - Cumhuriyet’e atılan el bombalarıyla Ümraniye’deki evde bulunan bombaların seri numaralarının birbirini tuttuğu kimi köşe yazarları tarafından savunuldu. Ama siz raporda bunun kesin bir durum olmadığını yazıyorsunuz... - Çõkan haberlere bakarsak şunu görüyoruz: Bu bombalardan Türkiye’nin hemen hemen her yerinde kullanõlmõş. Ortada somut bir kanõt yok. Dediğim gibi adaletin temeli somut kanõttõr. Aynõ durum Alparslan Arslan için de geçerli. Evet, Danõştay baskõnõnõ yaptõğõnõ biliyoruz, ama azmettiricisi var mõ yok mu bilmiyoruz. Kanõt yok. Eğer Alparslan Arslan’õn arkasõnda ordu var demek istiyorlarsa kanõt göstersinler. Tek kanõt Osman Yıldırım’õn ifadeleri. Zaten Osman Yõldõrõm daha sonra sözlerini geri aldõ. Birinci iddianamede Osman Yõldõrõm’õn verdiği Ergenekon’un ölüm listesi var. İçinde Şener Eruygur, Bülent Eczacıbaşı, Tuncay Özkan, Ahmet Necdet Sezer, Orhan Pamuk olmak üzere pek çok kişi var. Ama bakõyorsunuz, ikinci iddianamede Şener Eruygur Ergenekon’un lider kadrosunda yer alõyor. Adam hem örgütü kuracak hem de kendini o örgüte öldürtecek. Böyle mantõksõzlõk mõ olur? Zaten sözüne güvenilmez ve kişilik bozukluğu olduğu doktor raporuyla sabit Osman Yõldõrõm’õn ifadelerinden nasõl yola çõkõlabilir? Bu şekilde kafa karõştõrõlarak hiçbir zaman gerçeğe varõlamaz. Gerçekten böyle bir çete var mõ? Hiçbir zaman anlaşõlamayacak. Suçsuzlar içerde kalacak, suçlular serbestçe ortalõkta dolaşacak. İşin bu tehlikesi var. Zaten herkes de bundan şikâyet ediyor. Bakõn, bu dava er ya da geç düşecek. Düşmezse AİHM’den dönecek. Bu yüzde yüz kesindir. Kimsenin şüphesi olmasõn. Zaten iddianame şaka gibi. Beş yaşõnda bir çocuk bile bunu ciddiye almaz. - Ortalıkta uçuşan belgeler hep aynı gazeteye yani Taraf’a servis ediliyor. Geçen gün Taraf gazetesi rapordan yola çıkarak size fena halde yüklenmiş. Sizce Taraf ne yapmaya çalışıyor? - Aynõ Taraf Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterini NTV’nin düşürdüğünü de ileri sürdü. Böyle bir gazeteyi ne kadar ciddiye alabiliriz? Bilmiyorum. Yöneticisi eski solcu. İntikam almaya çalõşõyor. Yarõn TSK kansere çare buldu diyelim. Taraf hemen şiddetle karşõ çõkar. Tõpkõ CHP’nin AKP’ye yaptõğõ gibi. Taraf yönetiminde TSK’ye karşõ ciddi bir nefret duygusu var. Doğru olup olmadõğõna bakmadan ellerine ne gelirse yayõmlõyorlar. Zaten umurlarõnda da değil. Tek amaçlarõ askere karşõ olsun. Vur askere... Tuncay Güney kafadan hasta - İddianamede İlhan Selçuk çalıştığı ve yönettiği gazeteyi bombalatmış oluyor. Buna ne diyorsunuz? - İddianameye göre bombalarõ İslamcõlarõ suçlatmak için Ergenekon attõ. İlhan Selçuk da bunu köşe yazõsõnda itiraf etti. Yani, böyle bir şey olur mu? İnsan böyle bir şey yaparsa en azõndan gizlemek ister. Açõk açõk yazar mõ? Mantõğa sõğõyor mu? İddianamede buna benzer binlerce mantõksõzlõk var. Dolayõsõyla bugüne kadar Örnek’in çağrõlmamasõ da mantõksõzlõğõn başka bir örneği. - Raporunuzda Tuncay Güney’e atıfta bulunuyorsunuz ve “Tuncay Güney’in Türkçesi, evinde ele geçirilen belgeleri yazmaya yeterli değil” diyorsunuz. Siz Güney’i tanıyor musunuz? - Güney’in Türkçesi benimkinden beter. Onu tanõmõyorum. Ama bazõ yazdõklarõnõ okudum. Adam cümle bile kuramõyor. O nedenle de evinde ele geçirilen belgeleri onun yazdõğõnõ hiç sanmõyorum. Ayrõca Tuncay Güney güvenilmez birisi. Onun ifadelerine nasõl inanabilirsiniz ki? - Sizce Tuncay Güney kim? - Bana kalõrsa hasta bir insan. Onun doktora ihtiyacõ var. Tam bir doğuştan yalancõ. - Tamam da, doğuştan yalancı olduğu besbelli bir adama bunca zaman inanıp iddianameler hazırlandı, onlarca insan içeri atıldı. Bu nasıl iş? - Onu bilemem. Size bu adamõn nasõl güvenilmez olduğunu örneğiyle anlatayõm: “Veli Küçük eroin kaçakçılığı yapıyordu. Biliyorum. Çünkü Fransız istihbaratı OGD bana söyledi” dedi. OGD diye bir Fransõz istihbarat örgütü yok. OGD Fransa’da bir gazete ve dergi dağõtõm kuruluşu. Ayrõca kendisinin, anneannesinden dolayõ Yahudi olduğunu iddia etti. Ama bakõyorsunuz, anneannesinin adõ Ayşe. - Tuncay Güney’in psikopat olduğu da söylendi... - Evet. Bence de adam hasta. Ama buna rağmen devlet televizyonunda onu dört saat konuşturdular. Olacak şey mi? GARETH JENKINS 1989’dan beri İstanbul’da yaşayan İngiliz, Galli gazeteci, yazar ve analist. Üniversitede eski Yunanca ve Latince okudu. The Sunday Times gazetesi, Jane’s yayõnlarõna ve kimi düşünce kuruluşlarõna yazõlar yazõyor. The Economist Intelligence Unit’e birkaç rapor hazõrladõ. Türkiye ve bulunduğu bölgeyle ilgili siyaset, ekonomi ve güvenlik konularõnda pek çok yazõ yazdõ. Özel ilgi alanlarõ sivil-asker ilişkileri, siyasi İslam ve terörle mücadele. “Türk Silahlõ Kuvvetleri ve Siyaset” ile “Türkiye’de Siyasi İslam: Batõya Koşarken Yönünü Doğuya mõ Çeviriyor?” isimli iki kitap yazdõ. Üçüncü kitabõ da yolda. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU - Yani sizce AKP ve Gülen Cemaati’ne karşı olan herkes Ergenekoncu mu ilan ediliyor? - Evet. Ama gördüğüm kadarõyla bunu Tayyip Erdoğan yönetmiyor. Ama anladõğõm kadarõyla karşõ da çõkmõyor. Bu öğrenci katsayõsõ meselesinde Danõştay’õn yürütmeyi durdurma kararõnõ ideolojik olarak niteledi. Ama Ergenekon söz konusu olunca “Adalete güvenmemiz lazım” diyor. Burada çifte standart var. Gülen Cemaati’ni de tümüyle suçlamak istemem. Demin de söylediğim gibi bir grup miltanlarõ var. Onlar yapõyor. Bir de AKP yandaşõ birkaç maliye müfettişi. - Ergenekon’un Gladio türü bir örgüt olduğu iddiaları var. Varsayalım ki doğru. Ama bundan yıllar önce İP lideri Doğu Perinçek, Aydınlık dergisinde “Türkiye’de Gladio türü bir yapılanma vardır. Bu da Süper NATO’dur” dedi. Bunu yazan adamı bugün Ergenekon davasından içeri attılar. O zaman bu nasıl yaman bir çelişki? - Gerçekten bu davanõn mantõğõnõ bulmak çok zor. Doğu Perinçek bir zamanlar solcuydu. Hatta PKK’yle konuşmak için Bekaa Vadisi’ne gitmişti. Sonra değişti. İddianameye göre Ergenekon PKK’yi kontrol ediyor. Bu kadar büyük mantõksõzlõk olamaz. Bakõn, Gladio hiçbir zaman tek bir teşkilat olmadõ. Bunun içinde bir sürü çete vardõ. O zaman baştan yanlõş bir model ortaya konuyor. Ergenekon; Hizbullah’õ, İBDA-C’yi, PKK’yi kontrol ediyor. Ergenekon 33 askeri öldürüyor. Yani her şey tek bir merkezden yönetiliyor buna göre. Nasõl iş bu? İslami Cihad’õn sitesine Zaman ve Taraf’ta yayõmlanan raporu, benim bütün bağlantõ numaralarõm ve adresimi koymuşlar. Yazdõklarõmõ eleştirecek yerde bana saldõrõyorlarsa demek ki gizlemek istedikleri bir şeyler var. İstediklerini yapsõnlar. İsterlerse beni öldürsünler. Hiçbir şey değişmez. Ben sonuna kadar doğru ve gerçek bildiklerimi söylemeye devam edeceğim. İddianameler orada duruyor. İddianameler mantıksızlıklarla dolu P O R T R E [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle