22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 23 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 CHP’li Elekdağ, PKK’yi tasfiye planõ için ABD’ye giden Erdoğan’õn eli boş döndüğünü belirtti: 7 Aralõk zirvesi fiyaskoBAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - CHP İstanbul Millet- vekili, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, hükümetin dõş politikasõnõ ağõr bir dille eleştirirken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn, PKK’yi tasfiye planõna destek sağlamak için gittiği Washington’dan eli boş dön- düğünü söyledi. “Eğer, hükümet bu hususu Barack Obama yönetimine kabul ettiremeyecek kadar yete- neksiz ve dirayetsiz ise Başba- kan’ın ‘Türkiye’yi, bölgesel ve kü- resel roller üstlenen yõldõz gibi par- layan bir bölgesel güç’ yaptık açık- lamaları gülünç, boş ve kof bö- bürlenmeler olmaktan ileri git- mez” diyen Elekdağ, Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’nu gökte yõldõz ararken önündeki kuyuya düşen mü- neccime benzetti. Elekdağ, Erme- nistan ile imzalanan protokoller ko- nusunda ise, “Ermeni tarafı, onay iş- lemlerinin yerine getirilmesinden itibaren iki ay içinde sınırın açıla- cağını, İlişkilerin Geliştirilmesi Hakkındaki Protokol’e kayıt et- tirmek suretiyle güvence altına al- mış. Türk tarafı ise, bu son derece tartışmalı konuda oyuna gelmiş ve onay işlemlerinin Karabağ so- rununun halline bağlı olduğunu protokole kaydettirememiş. Bu ka- dar saftiriklik, bu kadar akıl fu- karalığı olabilir mi?” eleştirisini yöneltti. Elekdağ’õn Cumhuriyet’in soru- larõna verdiği yanõtlar şöyle: - Başbakan Washington’dan ne istedi. İstediğini alabildi mi? - Washington ziyaretinin, Türkiye açõsõndan yaşamsal önemde olan yö- nü, kuşkusuz, Irak’õn kuzeyinde ko- nuşlanmõş bulunan PKK unsurlarõnõn tasfiyesiydi... Esasen Erdoğan da Washington yolunda uçaktaki gaze- tecilerle yaptõğõ sohbet sõrasõnda bu hususu açõklamõş ve Obama ile ya- pacağõ görüşmenin ana gündemini PKK’yi tasfiye planõnõn teşkil ettiği- ni vurgulamõş. Ayrõca, PKK’ye kar- şõ Kandil ve Mahmur’u da kapsaya- cak bir ortak strateji oluşturulacağõ üzerinde durmuş. Bu hususlar, basõn haberlerinde yer aldõ. Ne var ki, gö- rüşmelerden sonra Beyaz Saray’da düzenlenen ortak basõn toplantõsõnda, Obama yaptõğõ açõklamayla, PKK’nin tasfiyesi ve Kandil’in temizlenmesi hususunda Türkiye’ye hiçbir destek vermeyeceğini kesin bir şekilde or- taya koymuştur. Yani, Erdoğan “PKK’yi tasfiye planı” üzerinde anlaşmak için Washington’a gitmiş ve eli boş dönmüştür. Önerileri redde- dilmiştir. Bu bakõmdan, Başbakan’õn ABD ziyaretinin bilançosu, sõfõra sõ- fõr, elde var sõfõrdõr. Afganistan’da Türkiye gerçeği Bir NATO üyesi olarak Türkiye, Afganistan savaşõna, kapsamlõ ve boyutlarõ herkesçe takdir edilen kat- kõda bulunuyor. Bu bağlamda, Kâ- bil’in komutasõnõ bir kere daha üst- lenmiş ve buranõn korunmasõ için 1700 askerini göndererek ABD ile omuz omuza teröre karşõ mücadele veren bir Türkiye gerçeği var. Buna rağmen hükümet, Türkiye’ye büyük önem verdiğini ve “Model Ortaklık” kurmak istediğini söylediği Obama yönetiminin, PKK’yi tasfiye planõna destek vermesini sağlayamõyor... - Bu nedenle mi bütçe görüşme- lerinde Dışişleri Bakanı Davutoğ- lu’na yönelttiğiniz sorulara yanıt alamadınız? - TBMM’de milletvekillerinin ko- nuşmalarõndan sonra ilgili bakan kürsüye gelir ve kendisine yöneltilen sorularõ yanõtlar. Kural ve gelenek bu- dur. Davutoğlu gibi dõş politikada id- dialõ bir kişinin sorularõmõ yanõtla- maktan kaçmasõnõ garip buluyorum. - Ama, anlaşılan, Obama Türki- ye’ye “anlõk istihbarat” verilmesini ve Irak hava sahasının Türkiye’ye açık tutulmasını sağlayacak... - Türkiye’ye anlõk istihbarat veril- mesi ve Irak hava sahasõnõn açõlma- sõ üzerinde Erdoğan’õn Bush’la yap- tõğõ 5 Kasõm 2007 görüşmelerinde mutabõk kalõnmõştõ. Başbakan’õn Obama ile yaptõğõ 7 Aralõk görüş- mesinde buna ilaveten kõymet-i har- biyesi olan hiçbir yeni imkân sağla- namamõştõr. Ayrõca, ABD’den alõnan kõsõtlõ istihbarat karşõlõğõnda hükümet, ABD’nin izni olmadan Kuzey Irak’a harekât yapmayacağõ yükümlülüğü altõna girmiştir. Yani, Türkiye kutsal bir hak olan, meşru savunma hak- kõndan ve uluslararasõ hukuktan do- ğan müdahale hakkõndan feragat et- miştir. Bu Türkiye’nin siyasi tarihi- ne bir kara leke olarak geçmiştir. Za- manõn Genelkurmay Başkanõ olan Yaşar Büyükanıt’õn, “anlık istih- barat” sayesinde TSK’nin Kuzey Irak’õ BBG evi gibi göreceği ve te- röristleri imha edebileceği yolunda- ki değerlendirmesi tamamen yanlõş çõkmõştõr. ABD verdiği istihbaratla, Türkiye’ye terör ağacõnõn gövdesini vurdurtmamõş, dallarõnõ budatmõş- tõr. ABD’nin iki yõldõr Türkiye’ye ver- diği istihbarat bir şeye yarasaydõ, Türkiye bugün hâlâ karşõsõnda, ar- kasõnõ Barzani’ye dayayarak Türk hükümetine meydan okuyan bir PKK bulmazdõ. Türkiye’nin bu konuda beklediği yardõm, ABD’nin fiilen PKK ile mücadeleye girişmesi de- ğildir. Türkiye’nin beklediği, ABD’nin, Türkiye’nin Kuzey Irak’ta kendi özgür iradesiyle kara ve hava operasyonlarõ yapmasõna getirdiği kõsõtlamalarõ kaldõrmasõ ve Türki- ye’nin Kuzey Irak’taki terör yuvala- rõnõ imha için gerekli operasyonlarõ kendi iradesiyle yapabilmesidir. Eğer hükümet, bu hususu Obama yöneti- mine kabul ettirmeyecek kadar yete- neksiz ve dirayetsiz ise Başbakan’õn söylediği “Türkiye’yi, bölgesel ve küresel roller üstlenen yıldız gibi parlayan bir bölgesel güç” yaptõk yolundaki açõklamalar gülünç, boş ve kof böbürlenmeler olmaktan ileri gitmez. Şükrü Elekdağ, Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’nu gökte yõldõz ararken önündeki kuyuya düşen müneccime benzetti. Elekdağ “hü- kümet, Türkiye’ye büyük önem verdiğini ve ‘Model Ortaklõk’ kur- mak istediğini söylediği Obama yönetiminin, PKK’yi tasfiye planõ- na destek vermesini sağlayamõyor... Bu nedenle, malum basõn tara- fõndan ‘büyük başarõ’, ‘Washington’da tam mutabakat’ diye nite- lenmiş ve manşetler atõlmõş olan 7 Aralõk zirvesinin sonuçlarõ Tür- kiye açõsõndan tam bir fiyaskodur” değerlendirmesinde bulundu. ELEKDAĞ: Beyaz Saray’da düzenlenen ortak basın toplantı- sında, Obama yaptığı açıklamayla, PKK’nin tasfiyesi ve Kandil’in temizlen- mesi hususunda Tür- kiye’ye hiçbir destek vermeyeceğini kesin bir şekilde ortaya koymuştur. Yani, Er- doğan “PKK’yi tasfi- ye Planı” üzerinde anlaşmak için Was- hington’a gitmiş ve eli boş dönmüştür. Öne- rileri reddedilmiştir. Bu bakımdan, Başba- kan’ın ABD ziyareti- nin bilançosu, sıfıra sıfır, elde var sıfırdır. Öneriler reddedildi ERMENİ AÇILIMI Erdoğan ABD’de farklõ konuştu - Erdoğan’ın Türkiye-Ermenistan sı- nırının açılması şartları konusunda Obama’ya söyledikleri ile Azerbaycan Parlamentosu’ndaki açıklaması birbi- riyle çelişiyor... Bu durum devlet adam- lığı niteliğine gölge düşürmez mi? - Tamamen öyle. Bilindiği üzere, Erme- nistan’la imzalanan protokollerin akõbeti 7 Aralõk Washington zirvesinde ele alõndõ ve Obama bu konuda tüm ağõrlõğõnõ Ermenis- tan Cumhurbaşkanõ Sarkisyan’dan yana koyarak, Erdoğan’a şu uyarõda bulundu: Protokolleri gecikmeden TBMM’den geçi- rerek onaylayõn, Ermenistan’la diplomatik ilişkileri kurun ve sõnõrõ açõn. ABD Kong- resi’nde soykõrõm tasarõsõnõ durdurmamõz çok zor olur. Erdoğan’õn bu uyarõya karşõ yanõtõ, protokoller hakkõndaki son kararõn TBMM tarafõndan verileceği yolunda ol- du. Oysa Başbakan, 13 Mayõs’ta Azerbay- can Parlamentosu’nda Azeri halkõna şeref sözü vermiş ve “Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgali sona ermeden sınır ka- pısı açılmaz” demişti. Başbakan’õn Was- hington’da ve Bakû’da yaptõğõ açõklamalar birbiriyle çelişkilidir. Bu hususta TBMM’de Davutoğlu’ndan dürüst ve açõk bir yanõt istedim. Bakan sorumu yanõtla- maktan kaçtõ… - Ermeni tarafı, Davutoğlu’nun proto- kolleri önşart koymadan imzaladığını, bu nedenle protokollerin TBMM tara- fından onayının Karabağ sorununa bağlanamayacağını vurguluyor. Hatta protokolleri feshetme tehdidinde bulu- nuyor... - Obama yönetimi, Kafkasya’ya yönelik stratejik hedeflerinin ve Ermenistan’õ Rusya’nõn yörüngesinden çõkaracak bir sü- reci başlatma arzusunun yanõ sõra, Anka- ra-Erivan ilişkilerinin normalleşmesi yo- luyla Kongre’ye sunulan Ermeni soykõrõm tasarõlarõyla uğraşmaktan kurtulmak isti- yor. Oysa, Moskova, Kafkaslar’daki son kalesi olan Ermenistan’õ kesinlikle kaybet- mek istemez ve bunun için de Karabağ so- rununa çözüm bulunmasõnõ engeller. Ön- şart konusuna gelince, Davutoğlu, Kara- bağ sorununun çözümü ile onay işleminin yapõlmasõ arasõnda Ermeni tarafõyla bir mutabakata varõldõğõnõ ileri sürse de bunu kanõtlayamõyor. Ermeni tarafõnõn ise eli hukuken kuvvetli. Türk tarafõ ise, bu son derece tartõşmalõ konuda oyuna gelmiş ve onay işlemlerinin Karabağ sorununun hal- line bağlõ olduğunu protokole kaydettire- memiş. Bu kadar saftiriklik, bu kadar akõl fukaralõğõ olabilir mi? Türkiye’yi yõldõz gi- bi parlayan ve küresel roller üslenen bir bölgesel güç yapma hayali peşindeki Dõş- işleri Bakanõmõzõn hali Ziya Paşa’nõn bey- tindeki gökte yõldõz arayan müneccimin önündeki kuyuya düşmesini anõmsatõyor. - Erdoğan, Obama’yı ikna ederek Türkiye’ye İran ile ABD arasında arabuluculuk yapma rolünü kopardı. Fakat ertesi gün, daha Erdoğan Was- hington’dan ayrılmamışken, İran hükümeti bir açıklama yaparak “Bizim Türkiye’nin arabuluculuğuna ihtiyacõmõz yok” dedi… - Obama’nõn, Başbakan’õn ara- buluculuk önerisine “kerhen” de olsa sõcak baktõğõ anlaşõlõyor. Basõn toplantõsõnda bu hususu açõkladõ da… Ancak bunun he- men arkasõndan, İran Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcüsü Ramin Mih- manperest’in Türkiye’nin ara- buluculuğuna ihtiyaçlarõ olmadõğõ yolunda bir açõklama yapmasõ muhakkak ki Başbakan’õ ABD yönetimi karşõsõnda müşkül bir duruma sokmuş ve Türkiye’nin itibar ve inandõrõcõlõğõna gölge dü- şürmüştür. Fakat bu skandalõn bence bir yönü daha var. Bu da Sayõn Davutoğlu’nun ağzõndan düşürmediği “pro-aktif dış po- litika”nõn, “pro-komiğe” dö- nüşmesidir. Zira, gerekli önlem- lere önceden başvurarak böyle ta- lihsiz bir olayõn vukuu önlene- bilirdi. Ankara’nõn girişimi so- nunda olacak, bu skandaldan bir- kaç gün sonra Tahran ağõz de- ğiştirdi. Ama Washington’da olan oldu. Bad el harabül Basra… - Askerlerini çektikten sonra, ABD’nin Irak’ta Türkiye’ye ihtiyacı var. Ama neden PKK’nin tasfiyesi konusunda Barzani üzerinde baskı kur- muyor? - Obama yönetiminin, 2011’de kuvvetlerini Iraktan çektiği za- man arkasõnda nispeten istikrar- lõ, “ABD yörüngesinden çık- mayan” ve bütünlüğünü koruyan bir Irak bõrakmayõ ve Irak Böl- gesel Kürt yönetimini Sünni ve Şii Araplarõn hõşmõndan korumak için Türkiye’ye emanet etmeyi öngören bir tasarõmõ varsa, Tür- kiye’nin, Kuzey Irak’taki PKK unsurlarõnõ tamamen tasfiye et- mesi için gerekli şartlarõn Obama yönetimi tarafõndan yaratõlmasõ gerekir. Nitekim, Türkiye tara- fõnda 2008 yõlõ başõnda Barza- ni’ye gönderilen talep listesinde şu hususlar yer alõyordu: PKK’nin terör örgütü olarak ilan edilmesi. Örgütün elebaşõlarõnõn Türkiye’ye teslim edilmesi. PKK’nin siyasi bürolarõnõn ka- patõlmasõ ve kamplarõnõn tecrit edilmesi, kapatõlmasõ. PKK’ye lo- jistik desteğin kesilmesi... Bar- zani, Ankara’nõn bu meşru ta- leplerinin hiçbirini yerine getir- meyerek PKK’nin Türkiye’ye yönelik kanlõ terör eylemlerine destek vermeyi sürdürdü. Eğer ABD, Barzani üzerinde gerekli baskõyõ yaparak Ankara’nõn bu ta- leplerini gerçekleştirseydi, PKK’nin dağ kadrosunun mora- li çoktan tarumar olurdu. Arkadan da, Afganistan ve Pakistan dağ- larõnõ Drone denilen insansõz uçaklarla gece gündüz bombar- dõman ettirmekte beis görmeyen Obama yönetimi, bu Drone’lar- dan sadece birkaçõnõ Kandil’e gönderseydi, PKK’ye silah bõ- raktõrõlmasõ çoktan sağlanõrdõ. Pro-komik dõş politika - ABD’nin övdüğü ve önem verdiğini söylediği müttefiki Tür- kiye’ye destek vermekten neden kaçınıyor? - Bunun sebebi Bush döneminden bu yana aynen devam ediyor. Bush yönetiminin Barzani ile sõkõ bir dayanõşma içine girmesinin nedeni, Irak’õn parçalanmasõ durumunda kurulacak bağõmsõz Kürt devletine yerleşerek burayõ bir “protektora” ve askeri üsse dönüştürme ve Or- tadoğu stratejisinin önemli bir da- yanak noktasõ yapma planõndan kaynaklanõyordu. Obama yönetimi de “protektora” ve bağõmsõz Kürt devletine yerleşme planõndan vaz- geçmemiştir. Bu nedenle Barza- ni’yi kollamakta ve onu el üstünde tutmaktadõr. Tabii, bu arada, AKP’yi de Kürt/PKK konusunda bir ölçüde rahatlatarak kontrol al- tõnda tutmak istemektedir. İşte bu nedenle siyasi çözüm sürecine iv- me kazandõrmak isteyen ABD, ha- len bu konuda Barzani’nin ayak sü- rümesiyle karşõlaşõyor. PKK kartõ- nõ özellikle Kerkük meselesinde Türkiye’ye karşõ kullanmak isteyen Barzani, ABD’ye, “Türkiye, PKK unsurlarını dağdan indirmek için gerekli önlemleri almadan ben hiçbirşey yapmam” diyor. Oysa, Ankara, şimdiye kadar Barzani’nin PKK ile mücadelede Türkiye’nin ta- lebi doğrultusunda bazõ önlemler al- masõnõn, Türk kamuoyundan ve muhalefetten gelebilecek dirence karşõ elini güçlendireceğini ve ge- nel af ve anadilde eğitim alanla- rõnda adõmlar atmasõnõ kolaylaştõ- racağõnõ umut etmişti. TÜRKİYE’YE KARŞI PKK KARTI VE AÇILIM SÜRECİ KUVEYT (AA) - Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül, son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili siyasetçilerin kullandõğõ üslubun yarala- yõcõ olduğunu belirterek “Bu, Türkiye’ye yakışmaz. Bu rahatsızlık büyürse dışarı- daki görüntümüz zedelenir” dedi. Kuveyt’teki temaslarõnõ izleyen Türk gaze- tecilerle sohbet toplantõsõ düzenleyen Gül, “yargı içinde bazı ayrışmalar olduğunun ve herkesin hesap verebilirliğiyle ilgili tar- tışmalar yaşandığının” ifade edilmesi üze- rine, yargõ, Türk Silahlõ Kuvvetleri gibi ku- rumlarõn büyük camialar olduğunu söyledi. Gül, “Hukuk devletinde kurallar, ilkeler neyse makamlara bakılmadan uygulanır. Gönül arzu eder ki şahsi düşünceler mes- leğin gerektirdiği titizliği zedelemesin. Te- lefon dinleme ayrı bir şey. Tabii kanunsuz dinlemeler suçtur. Yetkili organlar mah- keme kararı olmadan dinleme yaparsa bu büyük bir suç olur, delil olarak da sayıla- maz. Mahkeme kararıyla yapılan dinle- melere de kimse bir şey diyemez” dedi. Gül, yasama, yürütme ve yargõ organlarõ- nõn başkanlarõnõ geçen yõllarda yeni yõl ye- meğinde bir araya getirdiğini hatõrlatarak, bu yõl da böyle yemek düzenleneceğini bildirdi. Gül, Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a suikast iddiasõyla ilgili olarak Türkiye’ye dö- nünce ayrõntõlõ bilgi alacağõnõ söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, dün Kuveyt Emiri El Sa- bah’ın onuruna verdiği akşam yemeğine katıldı. El Sabah, Gül’e Kuveyt’in en yüksek nişanını takdim etti. Bu sırada El Sabah plaketin ka- pağını düşürdü. Gül’ün parmakları sıkışsa da El Sabah plaketi açarak durumu kurtardı. Türkiye ile Suriye arasındaki 3. demiryolu ge- çiş kapısı olan Çobanbey Demiryolu Sınır Kapısı, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Su- riye Ulaştırma Bakanı Yarob Süleyman Badr’ın katıldığı törenle açıldı. Yıldırım, bü- yük bir hayali daha gerçekleştirdiklerini belirtti. ‘Suikast iddiası düşündürücü’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yar- dõmcõsõ Bülent Arınç’a yönelik suikast iddia- sõ konusunda, “Şu andaki tespitlere, du- yumlara baktığımız zaman bu süreç va- him, düşündürücü” dedi. Suriye’ye gidişi öncesinde Esenboğa Ha- valimanõ’nda sorularõ yanõtlayan Erdoğan, ziyarette demokratik açõlõm, Mahmur Kampõ konusunun gündemlerinde olup olmadõğõna yönelik soru üzerine, “Demokratik açılım süreciyle alakalı, işin diplomatik boyutu- nu ve komşularımızla olan boyutunu da ele alacağız” dedi. Bir soru üzerine Arõnç’a yönelik suikast iddialarõnõn yargõya aksetti- ğini söyleyen Erdoğan, olayla ilgili yaşanan süreci “vahim” ve “düşündürücü” olarak nitelendirerek “Temenni ederiz ki savcılık- ta olan bu süreç, yargı süreci endişeleri yok edecek şekilde çıksın” dedi. Erdoğan, Fener Rum Patriği Bartholomeos’un “çar- mıha gerilmek” ile ilgili sözlerinin anõmsa- tõlmasõ üzerine, açõklamanõn mayõs ayõnda yapõldõğõnõ, Bartholomeos ile ağustos ayõnda görüştüklerinde de kendisinin bu yönde bir açõklamasõnõn olmadõğõnõ anlattõ. ‘Kanunsuz dinleme suçtur’ Fotoğraf:AA SURİYE İLE YENİ SINIR KAPISI NİŞAN TAKDİMİNDE KAZA Erdoğan Suriye’ye gitti Gül’den telekulak yorumu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle