21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CM C M Y B BYCMYB C M Y B 4 23 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA ŞANLIURFA İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Rabia İlknur Sak Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişli-İstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı Tel: 0 212 251 98 74-75 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri turizm cumhuriyet.com.tr Harran’da yaşamHarran’da yaşamHarran’da yaşamHarran’da yaşam Yazı ve fotoğraflar Yıldız ÇELİK İlkel dinlerin en eski, çok tanrõlõ din- lerin de dünyada bilinen en önemli merkezi, peygamberler şehri diye bi- linen Şanlõurfa üzerinde uçağõmõz alçalmaya başlõyor. Aşağõya şöyle bir baktõğõmõzda, sanki Urfalõ, uzun renkli elbiseli esmer kadõnõn etekle- ri ile salõna salõna yürüyerek iz bõ- raktõğõ izlenimini veren tarlalarõn üzerinden süzülüyoruz. Şanlıurfa Havaalanı’na inip, şehir merkezine doğru yol aldõğõmõzda, sağlõ sollu dizili reklam tabelalarõndan Urfa’nõn da büyük şehir olmaktan nasibini al- dõğõnõ fark ediyoruz. Büyük mağaza- lar, alõşveriş merkezleri, oteller, ta- tilciler için fõrsatlara ait reklam tabe- lalarõ bizleri karşõlõyordu. Aracõmõz- da çalan, Urfalõ İbrahim Tatlõses’in “Gelmezsen Gelme” türküsü Ur- fa’da olduğumuzu biraz olsun hatõr- latõyordu. Urfa’da daha bozulmamõş yer neresi olabilir dediğimde, ilk ak- lõma gelen Harran oldu. Çantamõ kal- dõğõm otele bõrakarak Harran’õn yo- lunu tuttum. Şehir merkezinden bindiğimiz dol- muşla Harran’a doğru giderken, yol boyunca uzanan sağlõ sollu pamuk tar- lalarõnõn arasõndan ilerliyoruz. Yol üzerinde, her pamuk tarlasõnõn önün- de toplanmõş pamuk çuvallarõ müş- terilerini bekliyorlardõ. Kimilerinin müşterileri ise, çuvallar dolusu pa- muklarõ römörklerine yerleştiriyor- lardõ. Urfa merkez’den 44 kilometre uzaklõkta Suriye sõnõrõna yakõn olan sarõ sõcak 11. yüzyõla kadar büyük bir bilim merkezi olan Harran’a 45 dakika sonra ulaşõyoruz. Bir tiyatro sahnesi gibi, salõna salõna rengarenk elbiseleri ile yürüyen kadõnlar, mor poşulu er- kekler ata binmiş edasõyla motosik- letlerini kullanõyorlardõ. Kimileri, dümdüz olan Harran’da küçük de olsa bulduklarõ bazõ tepeciklerin üzer- lerine oturmuşlar gelen geçenleri iz- liyorlardõ. Böyle bir görüntünün arasõnda okuldan çõkan çocuklar etrafõmõ sar- dõ. Sadece sakin bir gülümsemeyle merak ederek bakõyorlardõ, bana… Harran’õ gezdirebileceklerini söylü- yorlar... Tekliflerini kabul edince hep beraber, bir çok bilim adamõnõ yetiş- tirmiş, 1200 yõllõk tarihi geçmişi olan Abbasi Hükümdarõ Reşid’ in yaptõr- dõğõ Harran Üniversitesi’ne doğru yürürken bir yandan da sohbet edi- yoruz. Bu kadar çok pamuk tarlasõ olunca, pamuklarõ burada kimler top- lar diye sorduğumda; Sabuha; “me- sela benim ailem, zamanı gelince her gün tarlaya pamuk toplamaya giderler. Topladıkları pamuk kaç kilo ise ona göre para kazanıyorlar. Gittikleri tarladan da akşam eve dönerken pamuğun çalılarını eve getirirler. Biz onları kışın ısınmak için yakarız ya da ekmek yaptığımız ateş için kullanırız” diyor. Konik evler... Üniversitenin yanõna geldiğimiz- de çocuklar “Dünyanın ilk üniver- sitesi burasıymış, hatta dünya ile ay arasındaki mesafeyi burada ölçü- yorlarmış” diye övünerek anlatõyor- lar. Ama şimdi, din, gökbilim, tõp, ma- tematik ve felsefe başta olmak üzere beş bölümden oluşan, ilk çağ felsefe ekolünün merkezi olan, Moğol istila- sõnda da yõkõlan üniversiteden bugü- ne yalnõzca (astronomi) kulesi kalmõş. Yõllar önce geldiğimde, konik şek- lindeki 3000 yõllõk Mezopotamya ev- leri vardõ. Ama şimdi onlar çok ara- larda kalmõşlar ve yok olma tehlike- si ile yüz yüzeler. Çocuklarõn yaşla- rõ çok küçük olduğu için ancak aile- lerinden duyduklarõnõ söylüyorlar; Kadriye; “Annemler daha önceleri kümbet evlerde yaşıyorlarmış. O zaman demir ve tahta olmadığı için kümbet evler yapıyorlarmış. Ama şimdi tahta, demir olduğu için biz düz evlerde yaşıyoruz. O ev- ler kışın sıcak, yazın serin oluyor- muş. Anneannemler daha önce ya- şadıkları kümbeti ekmek pişirmek için kullanıyorlar. Kendileri de düz evde yaşıyorlar“ diye bir hika- ye gibi anlatõyor. Günün sonunda çocuklardan Ayşe, ailesi ile tanõştõrmak istiyordu. Onun evinde olanõ ise hayatõm boyunca unutamayacağõm. Hep beraber, soh- bet ederken annesinin hamile oldu- ğunu fark edince, “bebek ne zaman geliyor“ diye sordum..O da az bildi- ği Türkçesi ile “A ha şimdi..!” dedi. Birden şaşkõna döndüm; “Nasıl yani!” anlaşmakta bize Ayşe yardõm etti. “Annem, bizim konuşmamız bi- tince doğuma gidecek“ dediğinde, benim eteklerim tutuştu. İnanamadõm bu kadar mõ olur misafire saygõ ve ki- barlõk..! Hõzla, Ayşe’nin üç kardeşi, babasõ ve annesi arabaya binip has- taneye gittik. Annenin yüzünden gü- lümseme hiç eksik olmuyordu, acõsõ- na rağmen. Harran’ õn nüfusu benim bildiğim, bir kişi daha artarak günü noktalayõp Urfa’daki otelimize dönüyoruz. [email protected] Sarı sıcak 11. yüzyıla kadar büyük bir bilim merkezi olan Harran’a ulaşıyoruz. Bir tiyatro sahnesi gibi, salına salına rengarenk elbiseleri ile yürüyen kadınlar, mor poşulu erkekler ata binmiş edasıyla motosikletlerini kullanıyorlardı. Zemheride Toroslar’da olmakYazı ve fotoğraflar: Zeki OĞUZ Birkaç yõl önce Beyşehir tarafõna fo- toğraf çekmeye gideceğiz... Sabah rek- törlüğün önünde toplandõk ki hava kõş kõ- yamet, kar yağõyor. Ballõkayalar’dan son- ra hava açõlmaya başladõ, Beyşehir’de ise bahardan çalma bir gün karşõladõ bizi. Selçuk Üniversitesi Fotoğraf Toplu- luğu’nun girişimi ile Fen Edebiyat Fa- kültesi’nde açtõğõm fotoğraf sergisi sõra- sõnda, topluluğun yöneticisi Nadir Ka- ya ile kõş ortasõnda Toroslar’da bir kamp yapma kararõ almõştõk. Gezginliğin bir yararõ da gittiğimiz yer- lerde sõkõ dostluklar kurma. Çetmili Hamza Ayvat da bunlardan biri. Onun Çetmi Ayboğazõ şelalesi yakõnlarõnda yaz- lõk bir evi var. Ben öğrenci gençlerin gelebileceğine hiç ihtimal vermiyordum. Zemherinin or- tasõnda, toroslarda kamp yapma pek iyi bir fikir gibi gelmeyebilirdi gençlere. Fa- kat geldiler. Bu karda kõyamette Eğitse deresini aşmak, Taşkent’ten Çetmi’ye ka- dar inen Kuzyaka yolunu inmek olduk- ça riskliydi. Fotoğraf Topluluğu ile birlikte on kampçõ düştük yola. Bu güzergahta ilk durağõmõz Sarõoğlan olur. Burada bir yorgunluk çayõndan sonra Taşkent’e ulaştõk. Toroslar demek, her şeyin en do- ğalõ demektir. Taşkent’te bir kasaptan, dağlarõn türüm türüm kokan kekiği ile beslenen keçilerin etinden aldõk. Pirler- kondu Oteli’nin yanõ başõndaki alabalõk tesisinden balõk aldõk. Yeniden düştük yo- la. Gençler, Hamza’nõn evine ulaşõp yüklerimizi indirir indirmez makineleri- ni kapõp Ayboğazõ şelalesine gittiler. Gece yakacağõmõz odunu tedarik etmek kuzine sobasõnõ hazõrlamak da Hamza ile bana kalmõştõ. Hamza’nõn akrabasõ İbra- him’in hakkõnõ da yememek gerekiyor. Odunlarõ hazõrlayan, yemeklerimizi ya- pan oydu. Yusuf da bizi rahat ettirmek için elinden geleni yapõyordu. Hamza bir çuval patates çõkarmõşõ sobayõ kurduğu- muz odaya. Gün batarken herkes sobanõn başõn- daydõ. Yemekten sonra gençleri içerde tutmak mümkün değildi. Ertesi sabah Çet- mi’ye indik ama yolda lastikleri bağla- dõğõmõz zincirler koptu. Zincir olmadan Kuzyakayõ aşmak çok zor oluyordu. Hamza ile oğlu zincirleri tamir ederken gençlerde köye dağõlmõş, fotoğraf çeki- yorlardõ. Damlarda Çetmili yaşlõlar dam kürüyorlardõ. Bizi gören herkes yanõmõ- za sokularak, güleryüzle “hoş geldiniz” diyorlardõ. Zincir tamir olunca, hava ka- rarmadan Eğitse deresini geçmek için yo- la düştük. Çetmi, Taşkent ilçesine bağlõ bir belde. Konya’ya yaklaşõk 170 kilo- metre, ağustos ayõnõn sonunda Çetmili- ler Günü yapõlõyor, gelen konuklara ge- leneksel Çetmi yemekleri ikram ediliyor. Çetmi özellikle ilkbahar ve sonbaharda çok güzel oluyor. Ayboğazõ kamp için ideal alanlardan biri. Ayrõca Çetmi’de kamp yapõlabilecek onlarca yayla var. [email protected] Hatay uçuşları arttı Türk Hava Yollarõ haftada 14 kez gerçekleştirilen Hatay uçuşlarõnõ, 7 Ocak 2010 tarihinden itibaren haftada 21 sefer olarak düzenledi. 7 Ocak’tan itibaren uygulanacak seferlerin tarifesi ise şöyle: İstanbul-Hatay Kalkõş/Varõş Her gün 08:15, 10:05 15:30, 17:15 22:55, 00:40 Hatay-İstanbul Kalkõş/Varõş Hergün 10:50, 12:45 18:00, 19:45 06:00, 07:45 Sabiha Gökçen’den Roma seferleri İtalyan özel hava yolu şirketi Blue- Panorama’nõn low-cost (düşük maliyetli) markasõ Blu-Express, Sabiha Gökçen Havalimanõ‘ndan Roma’ya uçmaya başladõ. Uçuşlarõn başlamasõ nedeniyle düzenlenen törende konuşan Sabiha Gökçen Havalimanõ CEO’su Gökhan Buğday, Türkiye ve yurt dõşõ uçuş noktalarõna her geçen gün bir yenisini eklediklerini belirtti. Buğday, “amacõmõz, yurt dõşõna gitmek isteyenler için hem uçuş kalitesi hem de uygun fiyat açõsõndan en iyisini sunmak. Blu-Express Havayolu ile başlayan Roma uçuşlarõnõ tüketicilere bir kampanyayla birlikte sunuyoruz. İstanbul- Roma uçuşlarõnõn başlamasõ sebebiyle bin adet koltuk tek yön vergiler dahil 49 euro’dan satõşa sunuldu” dedi. Turkcell 3G kayak merkezlerinde Turkcell İleşitişim Hizmetleri, altyapõ çalõşmalarõnõ tamamladõğõ kayak merkezleri ve 453 kilometrelik İstanbul- Ankara otoyolunun tamamõnõ da 3G kapsamasõ altõna aldõ. Uludağ, Kartalkaya, Palandöken, Kartepe, Sarõkamõş, Erciyes, Ilgaz, Davraz, Saklõkent gibi yerli ve yabancõ turistlerin gözde kayak merkezlerinde de artõk Turkcell 3G kullanõlabilecek. Turkcell’in Şebeke Operasyonlarõndan Sorumlu Genel Müdür Yardõmcõsõ İlter Terzioğlu, 30 Temmuz’dan beri yatõrõmlarõnõ aralõksõz sürdürerek 3G ile şimdiden Türkiye nüfusunun yüzde 67’sini kapsadõklarõnõ belirtti: “Şehir merkezleri ve yazlõk tatil yörelerinden başladõğõmõz 3G kapsamamõzõ her geçen gün daha da genişletiyoruz. Kõsa süre önce yaptõğõmõz yatõrõmla da kõş tatilleri süresince müşterilerimizin 3G hizmetlerinden yararlanmasõnõ sağlõyoruz.” Terzioğlu, kayak merkezlerinin yanõ sõra yõl boyunca yoğun turist çeken Nevşehir Kapadokya, (Ürgüp, Göreme, Avanos), Karabük Safranbolu, Bartõn Amasra ve İnkumu, Trabzon Uzungöl, Bolu Abant ile Amasya Kral Mezarlarõ, Sivas Gökmedrese, Ağrõ İshak Paşa Sarayõ gibi tarihi ve turistik önemi olan yerlerde de Turkcell 3G kapsamasõnõn sağlandõğõnõ vurguladõ. Harran’da yaşam
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle