17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 KASIM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İzmir’in İmbatı... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Gül’e Nobel ödüllü konuk ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül, 1987’de Nobel Barõş Ödülü alan Kostarika Cumhurbaşkanõ Oscar Arias’õ kabul etti. İlişkile- rin hukuki altyapõsõnõ da- ha iyi hale getirmek için mutabakat muhtõrasõ im- zaladõklarõnõ anlatan Gül, Serbest Ticaret Anlaşma- sõ imzalanmasõna her iki tarafõn da sõcak baktõğõnõ kaydetti. Arias da 2011’de Türkiye’de bü- yükelçilik açma arzusun- da olduklarõnõ söyledi. Erdoğan’dan Şener’e dava ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, katõldõğõ bir televizyon programõ ile partisinin Şanlõurfa il teşkilatõnõn açõlõşõnda “Başbakan’õn beni dinlet- tiğine inanõyorum” diyen Türkiye Partisi lideri Ab- düllatif Şener hakkõnda manevi tazminat davasõ açtõ. Şener’den 20 bin TL tazminat istendi. AKP’li Bozdağ: Yargıtay bozar ANKARA (ANKA) - AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Elazõğ’da, bir askerin eline pimi çe- kilmiş el bombasõ verip 4 askerin şehit olmasõna neden olan teğmene veri- len cezayõ eleştirdi. Boz- dağ, “9 yõl iki ay hapis, ortada bir trafik kazasõ mõ var? Burada neden Türk Ceza Kanunu’nun kasta ilişkin düzenleme- leri kullanõlmadõ? Bu as- kerin ego sorunundan başka bir şey değil” dedi. ‘Aleviler malzeme olmayacak’ ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanõ Ali Balkõz, politikacõlarõn di- linden Alevilerin düşme- diğini, “herkesin Alevi dostu olduğunu kanõtla- maya” çalõştõğõnõ vurgu- ladõ. Balkõz, “AKP, CHP, MHP Alevilerin dostlarõ iseler Alevilerin insani, vicdani, meşru ve yasal taleplerine yanõt vermelidirler... Sizlerin kendi aranõzdaki didişme- nin malzemesi olmayaca- ğõz” şeklinde konuştu. Saçan’a işkence soruşturması İstanbul Haber Ser- visi - Ergenekon soruştur- malarõnõn ilk dayanakla- rõndan birini oluşturan ifadeleri veren Tuncay Güney’e işkence yaptõğõ gerekçesiyle İkinci Erge- nekon davasõ sanõklarõn- dan eski polis müdürü Adil Serdar Saçan hak- kõnda soruşturma açõldõ. Saçan “Adamõ 2001’de almõşõm. 2009’da soruş- turma açõlõyor” dedi. Çek mağdurlarına ‘ceza ertelemesi’ ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - AKP’li Nurettin Canikli, Çek Ya- sa Tasarõsõ’na ilişkin ola- rak “Yürütülen soruştur- ma ve cezanõn infazõnõn ertelenmesini” önerecek- lerini belirtti. Canikli “Af düşünmüyoruz” dedi. DÜZELTME Gazetemizin dün 4. sayfa- sõnda Hamdi Yaver Ak- tan’õn YARSAV’dan isti- fa ettiğine ilişkin başlõk yer almõştõr. Aktan, YAR- SAV’dan değil, YAR- SAV Denetim Kurulu üyeliğinden istifa etmiştir. Düzeltir, özür dileriz. PKK’nin Kandil’deki sesi Murat Karayılan, Türkiye gazetesine ne diyor: “Habur’da o pankartları açanları araştırdık, bizden değiller!” Peki kim onlar? 9 aydır Silivri’de yatan Mustafa Balbay mı yoksa Tuncay Özkan mı? Belki Mustafa ve Tuncay, Silivri’de hazırlayıp, bir gece yarısı Habur’a gidip, o pankartları birilerinin eline verip geri döndüler(!). İzmir’de yaşananlara ne diyecek Karayılan, merak ediyorum... Yoksa İzmirliler Ergenekoncu(!) mu oldu? Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’ın, Aslı Aydıntaşbaş’a yaşanan olaylarla ilgili söylediklerine bakalım: “DTP konvoyu kente, solganlarla, gerilla giysili çocuklarla girince ortam gerildi. Yurttaşlar evlerinin pencerelerinden, balkonlarından bayrak asmaya başladılar. Erken davranıp önlem almasak, olayda ölenler olabilirdi.” Yılmaz, devam ediyor: “Sokaktan bakınca, DTP’nin kente girişi, Habur’da PKK’lilerin teslim oluşunda yaşanan tartışmalı görüntüleri anımsatıyor. İzmirli de olayı böyle algılamış. 2 bin araçlık konvoy zafer işaretleriyle ve kornalara basarak büyük bir ihtişamla kente giriş yapınca, sokakta gerilim artmış, yurttaşlar evlerine Türk bayrakları asmaya başlamış.” Aslı Aydıntaşbaş, Yılmaz’a soruyor: “Olaylar organize miydi?” Emniyet müdürü: “Evet organizeydi... DTP’nin programı organizeydi. Sokakta yaşananlar değil.” Üç gündür yazılıp çizilenlere bakıyorum... Özellikle bir gazetenin manşetini hâlâ unutmadım: “İzmir’de taş devri...” Türkiye’nin Başbakanı, iki-üç yıl önce “gâvur İzmir” dememiş miydi? İzmirliler özgürlüğe tutkundur... Çağdaş ve demokrattır... Yılmaz Özdil’in yazdığı gibi, İzmir’e “etnik gömlek” giydiremezsin... Bugün CHP’den belediye başkanı seçilen kaç kişi iki kuşak İzmirlidir? Hiçbiri! İzmir ırkçı değildir... İzmir demokrasinin kalesidir... Sapına kadar Atatürkçüdür, yurtseverdir, uygardır... Attilâ İlhan’dan Şükran Kurdakul’a; Samim Kocagöz’den Necati Cumalı’ya dek pek çok edebiyatçının anılarıyla yüklüdür İzmir... İzmir ve Ege çokpartili yaşamın öncülüğünü yapmış, siyasetin nabzı orada atmıştır. İzmirli ve Egeli, “kör parmağım gözüne” örneği, körü körüne bir partiyi tutmaz ama yobazlığa, ırkçılığa geçit vermez. Kör milliyetçiliğin yeri yoktur İzmir’de! Şimdi siz İzmir’e “etnik gömlek” giydirirseniz, aklınıza şaşarım! İzmirli ve Egeli tüm Türkiye gibi Cumhuriyet’in temel ilkelerine, Atatürk devrimlerine bağlıdır... Son yıllarda özellikle tüm İzmir’deki evlerin balkonlarında, pencerelerinde Atatürklü Türk bayrakları dalgalandığını görenler neler yazmışlardı: “İzmirli faşizmi seviyor!” Son olaylardan sonra ne diyorlar: “İzmir’de taş devri!” İzmirli Türk’üyle, Kürt’üyle... Alevisi, Sünnisi ve Levanteniyle... Boşnak’ı, Arnavut’uyla... Tüm renkleri içinde taşır... PKK çok can yakmıştır İzmir’de... Bombalar, kundaklamalar... İzmirli hiçbir zaman kışkırtmalara kapılmamış, yaşama daha sıkı sarılmıştır. Askeri darbelere karşı tavrını koyan, işçi eylemleriyle sesini duyuran bir kenttir İzmir. İzmir İnciraltı katliamının acısını hâlâ yüreğinde taşır; bizim takkeli ve takkesiz liboşlar ağızlarına almasalar bile... İzmirliler bir tepki verdi... Keşke taş atmasalardı! 40 bin insanımızın öldüğü bir ülkede, Apo ve PKK pankartları açanlara, çocuklara gerilla giysisi giydirenlere salt İzmir’de değil, İstanbul’da, Ankara’da, Trabzon’da, Kayseri’de, Antalya’da da tepki gösterilir. DTP’nin Türkiye’nin partisi olmaya hiç niyeti yok! Yarayı kaşımayı sürdürüyor... Kürt milliyetçiliği yapıyor... Karşısında Türk milliyetçiliğini görünce, bağırmaya başlıyor: “Faşistler!” DTP süreci iyi yönetemiyor, Apo’nun çizdiği yolda, Kandil’den gelen buyruklarla pişmiş aşa su katıyor... Kordonboyu’nun imbatıyla, Attilâ İlhan’ın, Şükran Kurdakul’un, Necati Cumalı’nın dizeleriyle yıkanan İzmir, ne bölücülüğe, ne dinciliğe ne faşizme geçit verir... Çünkü İzmir ve İzmirli özgürdür! Prof. Hilmioğlu’nun cezaevine gönderilmesinin hayati tehlike yaratacağõna dikkat çektiler CHP’den ‘imdat’ çağrõsõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya Millet- vekili Atilla Kart, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun hasta ol- masõna karşõn cezaevine gön- derilmek istenmesine tepki gös- terirken “Türkiye’nin yeni Kuddusi Okkõr olaylarını ya- şamaya tahammülü yoktur” uyarõsõnda bulundu. Kart, “Er- genekon davasına bakan Si- livri Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Sedat Sami Haşõloğlu ile Fatih Cumhuriyet Savcısı Ercan Altuncu’nun, icra sa- tışlarını takip ederek ucuza taşınmaz mal alma girişi- minde bulundukları” savlarõ- na da dikkat çekti. CHP Konya Milletvekili Atil- la Kart, Mersin Milletvekili İsa Gök ve İstanbul Milletve- kili Nur Serter dün parlamen- toda bir basõn toplantõsõ dü- zenledi. Kart, “Silivri yargıcı Haşıloğlu’nun Çatalca Sulh Ceza Mahkemesi hâkimi iken eşinin dayısı Eyüp Aytemur adına fiilen icra satışlarını takip ederek ucuza taşınmaz mal alma girişiminde bulun- duğu, bu süreçte de Çatalca İcra Müdürü’nü tehdit ettiği ve olayın 17 Mart 2008 tari- hinde Adalet Bakanlığı’na intikal ettirildiğine dair bilgi ve belgelerin kendilerine ulaş- tığını” anlattõ. Kart, “Adı geçen yargıç sözü edilen girişimleri yalnız başına yapmamıştır. Olay tarihinde Eyüp savcısı, halen Fatih Cumhuriyet Sav- cısı olarak görevini sürdü- ren Ercan Altuncu ile birlik- te gerçekleştirmiştir. Adı ge- çenlerin yargıç ve savcı nü- fuzunu bir şekilde kullan- dıkları olayın gelişiminden anlaşılmaktadır. Adalet Ba- kanlığı her 2 kişi yönünden de yasal sorumlulukların gere- ğini yapmaktan kaçınmak- tadır, bu kişileri himaye et- mektedir” dedi. ‘Hukuk çiğneniyor’ Kart, Prof. Dr. Fatih Hilmi- oğlu’nun sağlõk durumu hak- kõnda da bilgi verirken Cerrah- paşa Tõp Fakültesi’nin rapo- ruyla “Yüz felci ve kronik karaciğer hastalığının mevcut olduğunu, cezaevi koşulla- rında hastalığın olumsuz sey- rettiğini, bu durumun son derece tehlikeli sonuçları ol- duğunu ve hayatını tehdit edecek boyutlara ulaştığını, yakın aralıklarla karaciğer kanseri için kontrol altında tutulması gerektiğini, stresli koşulların bağışıklığı düşü- rerek enfeksiyon ve mide ka- namalarına zemin hazırladı- ğını, bu gibi bir durumun ortaya çıkmasının ciddi ölüm tehlikesi yaratacağının” tespit edildiğine dikkat çekti. Kart, “Hastalığın ciddiyeti ve seyri Adli Tıp 3. İhtisas Daire Kurulu tarafından da kabul edilmiştir. Ancak bu tıbbi tespiti yapan 3. İhtisas Dairesi Kurulu, cezaevi şart- larında hayati tehlike oluştu- racağına dair bulgu tespit edilemediği yolunda yorum yapabilmiştir. Adalet Ba- kanlığı; tüm gayret, imkân ve yetkileriyle Fatih Hilmioğ- lu’nu cezaevine gönderme ça- bası içine girmiştir. Faşizan ve siyasi amaçları uğruna bir bölüm yargıç ve savcıları kul- lanan, taammüden ölüme yol açmak ve hayati tehlike ya- ratmak pahasına hukuku çiğ- neyen bir iktidar anlayışından söz ediyoruz” dedi. Nur Serter de “Burada bir insanın yaşamı için bir ‘im- dat’ çağrısı yapıyoruz. Hil- mioğlu’nun laik cumhuri- yete sahip çıkmaktan başka bir suçu yoktur. Adalet Ba- kanlığı’nın, intikam alma duygusuyla olaya müdahil olması, ne insanidir, ne vic- danidir, ne de hukukidir” diye konuştu. CHP milletvekilleri Atilla Kart, İsa Gök ve Nur Serter dün parlamentoda bir basõn toplantõsõ düzenledi. Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu hakkõnda Cerrahpaşa Tõp Fakültesi tarafõndan düzenlenen raporda cezaevi koşullarõnõn mevcut hastalõklarõ nedeniyle hayati tehlikeye yol açacağõnõn tespitine rağmen, Adalet Bakanlõğõ’nõn kendisini cezaevine göndermek için çaba gösterdiğini belirterek yeni bir Kuddusi Okkõr vakasõ yaşanabileceğine dikkat çektiler. ‘Yargıda dinlemeler sistematik’ YARSAV Yönetim Kurulu, özellikle son 3 yõlda yargõç ve savcõlarõn sistematik şekilde dinlendiğine işaret ederek, bu uygulamanõn hu- kuk devleti ilkesine saldõrõ olduğunu belirtti. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - YAR- SAV Yönetim Kuru- lu’ndan yapõlan yazõlõ açõklamada, Adalet Ba- kanlõğõ müfettişlerince yargõç ve savcõlarõn din- lendiğinin kamuoyu gündemine taşõndõğõ anõmsatõlarak, “Baş- savcılar, ağır ceza mahkemesi başkanla- rı, Yargıtay Cumhuri- yet savcıları, adli ve idari yargıda görevli birçok yargıç ve savcı, hukuk devleti ilkesi- nin geçerli olmadığı totaliter rejimlerde rastlanabileceği bi- çimde, dinleme ve tek- nik araçlarla izleme işlemine tabi tutul- muşlardır. Bu durum, anayasanın 2. madde- sinde yer alan hukuk devleti ilkesine açık saldırı niteliğindedir. Yürütmenin yargı er- kini bağlı hale getirme çabasıdır” denildi. Açõklamada, adalet müfettişlerince yapõlan soruşturmalarda özel- likle son 3 yõlda yargõç ve savcõlarõn sistematik bir şekilde dinlenildiği belirtildi. Baskõ yönte- minin biçim değiştirdi- ğine işaret edilen açõk- lamada, Adalet Bakan- lõğõ’nca 56 yargõç ve savcõnõn dinlendiği bun- lardan 46’sõ hakkõnda soruşturmaya geçilme- sine yer olmadõğõna ka- rar verildiği anõmsatõldõ. ‘Haklar hiçe sayılıyor’ Açõklamada, şöyle de- nildi: “Hukuk dışı din- leme kararlarıyla yar- gıç ve savcıların temel hak ve özgürlükleri- nin hiçe sayıldığı, bu yolla baskı altına alın- maya çalışıldığı anla- şılmaktadır. Hukuka aykırı dinleme karar- ları hakkında yasa ya- rarına bozma girişi- minde dahi bulunul- mamış olması bu bi- çimdeki dinleme ka- rarlarının Adalet Ba- kanlığı’nca onaylandı- ğının ve hukuk dışı bu yola devam edileceğine dair iradesinin de bir göstergesidir.” Hukuk dõşõ dinleme kararlarõnõn meşru gös- terilmeye ve kamuoyu- nun tepkisizleştirilerek, hukuk dõşõlõklara alõştõ- rõlmaya çalõşõldõğõ göz- lendiği anlatõlan açõkla- mada, Başbakan Erdo- ğan’õn dinlendiği konu- sunda haberdar olan ka- mu görevlilerinin (TİB Başkanõ) bunu adli mer- cilere bildirme yüküm- lülüğü bulunduğu vur- gulanarak, “YARSAV olarak bu nitelikte açıklama yapan kamu görevlileri hakkında suç ihbarında bulunu- yoruz. Dinleme ve iz- leme kararı verilen bu kurumlar yasadışı si- lahlı terör örgütü ka- rargâhı mıdırlar ki, böylesine ağır bir ted- bire başvurularak din- lenmelerine karar ve- rilmiştir” değerlendir- mesi yapõldõ. DTP lideri Türk, İzmir’deki saldırı ve provokasyondan AKP’yi sorumlu tuttu. (Fotoğraf:AA) ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DTP Genel Başkanõ Ah- met Türk, İzmir’de partisine yö- nelik saldõrõ ve çõkan olaylardan AKP hükümetini sorumlu tuttu. Türk, İzmir’de parti konvoyuna yönelik saldõrõlarla ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan’õn eleştirileri ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’in “DTP adeta beni ka- patın diye bağırıyor” açõklama- larõna yanõt verdi. İzmir gezisinde, hassasiyetleri kaşõmak istemedik- lerini ve kõrmõzõ õşõklarda bile durmayõp emniyetle ortaklaşa be- lirlenmiş güzergâh üzerinden top- lantõ alanõna geldiklerini kaydeden Türk, üstü açõk arabalarda PKK giysili ya da yerel giysili çocuklar bulunmadõğõnõ, sadece toplantõ yerindeki platformda birkaç yerel giysili çocuğun kendisine çiçek verdiğini ileri sürdü. Ancak bu olayda hükümetin söylemlerinin daha vahim oldu- ğunu belirten Türk, hükümetin bu gerginliği kaşõyõp DTP ve MHP’ye mal ederek, halka “bakın ülkede istikrarı biz sağlıyoruz. Biz olmasak bu ülkenin istikra- rı bozulur” mesajõ vererek, ade- ta halkõ kendine mecbur etmeye çalõştõğõnõ söyledi. Hükümetin DTP’nin kapatõlmasõ için “psi- kolojik ortam hazırladığını” be- lirten Türk, Cemil Çiçek ve AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüse- yin Çelik’in söylemlerinden açõk biçimde anlaşõldõğõnõ ifade etti. Türk, “AKP açılımdan vazgeç- menin bahanelerini arıyor. Ki- mi kullanacak? İşte ‘DTP bu açõ- lõma destek vermedi, baltalamaya çalõştõ’ gibi mesajlar vererek, süreci kapatmak istiyor” dedi. İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergene- kon davasõnda asker ve polis 5 sanõk tahli- ye edildi. Tutuklu yargõlanan eski Özel Harekât Daire Başkanvekili İbrahim Şa- hin’in “demans” teşhisi konulan hastalõğõ- nõn cezai ehliyetini etkileyip etkilemediği- nin anlaşõlmasõ için Adli Tõp Kurumu’na sevk edilmesine karar verildi. 14 Aralõk ta- rihine ertelenen davada gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’õn tamamlana- mayan çapraz sorgusuna devam edilecek. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi tara- fõndan Silivri’de görülen İkinci Ergenekon davasõnõn önceki günkü 20. oturumunda ara kararlar gece yarõsõndan sonra açõklandõ. Mahkeme heyeti, Teğmen Onur Özdemir, jandarma astsubaylar İlhan Bulayır ve Mu- rat Eke, özel harekât şube müdürlüklerinde görevli polis memurlarõ Kemalettin Balcı ve Bülent Göngördü’nün, dosya kapsamõ, suç vasfõnõn değişme ihtimalini göz önüne alarak tahliye edilmesine karar verdi. CHP’Lİ HAKKI SÜHA OKAY, PKK LİDERİNE YENİDEN YARGILAMA YOLU AÇILDIĞINI SAVUNDU ‘Taşõn arkasõnda Öcalan’a af mõ var?’ TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Grup Başkanveki- li Hakkı Süha Okay, kamuoyunda “taş atan çocuklar” olarak anõlan ço- cuklarõn yargõlanmasõyla ilgili tasarõnõn içine “Öcalan’a af yolunu açan” bir düzenlemenin saklandõğõnõ söyledi. Terörle Mücadele Yasasõ ile bazõ ya- salarda değişiklik yapõlmasõna ilişkin tasarõ, Kürt açõlõmõ ön görüşmelerinin yapõldõğõ 10 Kasõm günü TBMM’ye sevk edilmişti. CHP Grup Başkanve- kili Okay, bayramdan sonra adalet komisyonunda görüşülecek tasarõnõn içine “Öcalan’a örtülü af” düzenle- mesinin gizlendiğini söyledi. Okay, bu görüşünün dayanaklarõnõ da şöyle özetledi: “Tasarının Ceza Mu- hakemesi Kanunu’nun 311. madde- sinin 2. fıkrası, yürürlükten kaldıran 9. maddesi önemli. 311. maddenin 1. fıkrasının f bendinde; ceza hükmü- nün, Avrupa İnsan Hakları Sözleş- mesi’nin ya da eki protokollerin ih- lali suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının AİHM’nin kesinleşmiş kararı ile tespit edilmiş ol- ması hali ‘hükümlü lehine yargõlama- nõn yenilenmesi’ nedenleri arasında sa- yılmıştır. Yürürlükten kaldırılması düşünülen ikinci fıkrada ise hüküm- lü lehine yargılamanın yenilenmesi- nin 4.2.2003 tarihinde AİHM’de ke- sinleşmiş kararlar ile 4.2.2003 tari- hinden sonra AİHM’ye yapılan baş- vurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanması öngörülmek- tedir. Dolayısıyla 4.2.2003 tarihi öncesi için yargılamanın yenilenmesi baş- vurularına getirilen kısıtlama kaldı- rılmıştır. AİHM’de Abdullah Öca- lan’ın başvurularının görüşülmesi devam etmektedir. Özellikle Öcalan’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına itirazı içeren başvurusu bu açıdan çok önem taşı- maktadır. Bu başvuruda Öcalan’ın cezasının müebbet hapse çevrilmesi talep edilmektedir. Siyasi iktidar bu tasarı ile olası AİHM kararına göre Abdullah Öcalan’a yeniden yargı- lanmasının yolunu açmaktadır.” ‘AKP, DTP’nin kapatılması için psikolojik zemin hazırlıyor’ Ergenekon’da 5 sanık için tahliye kararı YARSAV YÖNETİM KURULU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle