22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA SÖYLEŞİ 9 CMYB C M Y B ‘Youth Republic’in Genel Müdürü Gürcü, gençlere yönelik markalara pazarlama yöntemleri sunarak sektörde önemli oyunculardan biri haline gelişlerini anlattõ ÖZLEM YÜZAK Youth Republic bir gençlik ajansõ. Gençleri hedefleyen markalar için pazar- lama çözümleri üretiyor. 5 yõl önce ku- ruldu ve kõsa sürede pazarõn büyük oyuncularõndan biri haline geldi. Voda- fone, Unilever, Coca-Cola, Ülker, Mons- ter, Avon, Cadburry, Mey gibi büyük fir- malar müşterileri. ‘Yarattığımız her projede, içinde gençlerin olduğu özel fikirler bulun- ması bizi sektörde öncü konumuna ge- tirdi. En önemli özelliğimiz ise Türki- ye’de bir ilk olan iş modelimiz. Tama- men gençlerden oluşturduğumuz ağ ile aynı anda Tüm Türkiye’ye ulaşabi- liyoruz’ diyen Youth Republic’in kuru- cu ortağõ ve genel müdürü Serhat Gür- cü ile konuştuk. - Sohbete önce “en yenilikçi yanõmõz” diye bahsettiğiniz iş modelinizle başla- yalım isterseniz. Nedir farklı olan yö- nü? SERHAT GÜRCÜ - İş modelimizin merkezinde bir ağ var. Bu ağõn içinde binlerce genç bulunuyor. Ağõn kalbinde Kampus Marka Yöneticiliği denen bir sistem var. Gençleri, iyi kariyer hedefi olan başarõlõ gençleri seçiyoruz. Kendi içinde bir liyakat sistemi var. Çaylak olarak başlõyorlar, ardõndan junior ve senior olunuyor. Yaklaşõk 3 bin öğrenci ile iş yapõyoruz. Okulda, vapurda, sokak- ta.. anlayacağõnõz her yerde marka tanõtõ- mõnõ onlar yapõyor. Bu çocuklarõn temel motivasyonu sa- dece para kazanmak değil. Bir kariyer politikasõ olarak baktõklarõnda da ciddi bir performans çõkõyor ortaya... ‘Çaylak havuzu’nda 2 bin öğrenci - Yani hem para, hem de kariyer? - Aynen öyle. Ciddi para da kazanõyor- lar. Çaylak havuzunda her zaman 2 bine yakõn öğrenci bulunur. Bunlar çeşitli gö- revler alõrlar, bir sene sonunda başarõlõ olurlarsa terfi eder ve junior olurlar. Hem aldõklarõ para artar hem de sigorta- lanmaya başlarlar. Burada da bir sene sonunda hâlâ başarõlõ iseler senior merte- besine yükselirler. Şu anda 200 kadar se- nior çalõşanõmõz var. 500-600 da junior var. İşin yönetimini senior’ler yapar. Üniversite kampuslarõnda ya da dõşarda sokaklarda standlar kurulur, özel festi- valler düzenlenir. Gerilla marketing çalõşmalarõ yapõlõr. Bir ağ oluşturduğunuz zaman 45-50 şe- hirde aynõ anda çalõşabiliyorsunuz. Ör- neğin bir marka için 2 milyon gence ula- şõlmasõ gerekiyordu. Aynõ anda 90 üni- versite, 500 lise, sokaklar, alõşveriş mer- kezlerinde her yerde bu gençler göründü. İyi bir iş oldu. Cadburry’in First sakõzõ- nõn tanõtõmõnõ yapmõştõk. 2 hafta içinde bütün Türkiye’yi bitirmiştik... - Bunlar saha çalışmaları, peki yara- tıcı bu fikirler kimden çıkıyor? - Bir de kreatif bölümümüz var. Genç- leri çok iyi tanõmak işin bir boyutu ama.. önemli bir boyut da yaratõcõlõk. Geçen hafta 2 Felis ödülü aldõk. Cafe Crown ve Vodafone ile Açõk Hava ve Doğrudan Pazarlama kategorilerinde birincilikleri- miz var. Geçen yõl da ödül kazanmõştõk. - Sizin deyiminizle “gençlere dokun- mak ya da onları çeken şeyleri bul- mak..” Bunu nasıl başarıyorsunuz? - Mecralarõn gençlik üzerindeki etkile- rini bilmek önemli. Örneğin arkadaştan- arkadaşa iletişim çok kritik. Marka hak- kõndaki kaanati değiştirmek ve satõn al- ma üzerinde yüzde 40 gibi büyük bir oranda etkisi var. Gençlerin hem yatay hem de dikey et- kileşimleri var. Günümüz gençleri anõ yaşõyorlar, paylaşõma çok açõklar. Dikey etkileşim ise ailesi. Bazõ ürün gruplarõnda ailenin satõn alma kararõnõ da etkiliyor gençler. Eğer sadakat yaratmayõ başarabilirse- niz bugün müşteriniz olan bir genç gele- cekte de ciddi müşteriniz oluyor, üstelik artõk para da kazanõyor oluyor. Ancak önemli bir sorun da bu noktada başlõyor. Çünkü gençleri anlamak ve onlarõ elde tutmak çok zor. Düşündükleri ile söyle- dikleri farklõ olabiliyor. Biz bu yüzden bir araştõrma şirketiyle Yeni Nesil Gençlik Araştõrmalarõ yap- maya başladõk. Gençlerin daha iyi anla- şõlmalarõnõ sağlayacağõz. “Gençlere asla pazarlamayız” dediği- niz bir şey var mı? - Evet biz asla sigara tanõtõmõ yapmõ- yoruz. Sigara markasõ gençlik ajansõmõzõn içi- ne girmez.. bu bizim politikamõz. - Bir özelliğiniz de başarılı gerilla pa- zarlama stratejileri uygulamanız... - Dünyada da gerilla yöntemi yaygõn- laştõ; çünkü insanlarõ şaşõrtmak zorlaştõ. Televizyon gençler üzerindeki etkisini giderek kaybediyor. Eskisi gibi öyle al- gõlarõ açõk şekilde izlemiyorlar televizyo- nu; çünkü aynõ anda hem de cep telefonu ile konuşuyor, bilgisayarda, facebook’un başõnda... Algõsõ bölünüyor, dikkati çok dağõnõk. Dolayõsõyla televizyondan ulaşmak zor. Gazete okuma oranlarõ giderek düşüyor. Dergi derseniz para vermiyor zaten. Geriye kala kala internet ya da doğru- dan pazarlama kalõyor. Hem dokunuyor- sunuz, hem internetten ve cep telefonun- dan ulaşõyorsunuz. İkisi birbirini tamam- lõyor. Biz Youth Republic olarak dijital bölü- mümüzü de kurduk. İlk iş olarak “http://www.ortakantin.com/”www.orta- kantin.com diye bir sosyal network satõn aldõk. 100 üniversite öğrencisi üye. Şim- di o işi de büyütüyoruz. Dolayõsõyla Yo- uth Republic artõk gençleri tamamen ya- kalar hale geldi. Bağdat Caddesi’nde yüzlerce gencin birdirbir oynamasõndan tutun, bir öğren- ci yurdunun 5. katõna vinçle kahve dağõ- tõlmasõna kadar insanlarõ şaşõrtan etkin- likler gerçekleştiriyoruz. Bütün dünyada gençler stratejik değeri en yüksek hedef kitle olarak tanõmlanõyor. Markalar; onlarõ anlamak, aynõ dili konuşmak ve onlarõ kazanmak için kõyasõya rekabet ediyor. Nüfusun yarõsõnõ gençlerin oluşturduğu Türkiye’de de durum farklõ değil. 2000’i aşkõn üniversite öğrencisini bir ağda buluşturan Youth Republic; gençlerle birlikte, gençleri hedefleyen markalar için pazarlama çözümleri üretiyor. Gençler kimi zaman bir yurdun 5. katõna kahve servisi yapõyorlar, kimi zaman bir caddede toplanõp birdirbir oynarak dikkat çekmeye çalõşõyorlar. Müşterileri ise Vodafone, Unilever, Coca-Cola, Ülker, Monster, Avon, Cadburry, Mey gibi büyük firmalar. Youth Republic’in kurucu ortağõ ve genel müdürü Serhat Gürcü. ‘Gençlere ulaşmanõn sõrrõ bizde’ Bir yılda yüzde 100’ün üzerinde büyüme Rodos’taki fuarda Türk adı kalktı RODOS (Cumhuriyet) - 12 Adalar’õn baş- kenti sayõlan Rodos’ta daha önce “Türk İhraç Ürünleri Fuarõ” olarak düzenlenen organizas- yondan “Türk” adõ kaldõrõldõ. Marmaris Ticaret Odasõ Başkanõ Mehmet Baysal, ad değişikliği konusunda, “İlk fuarõ Türk firmasõna yaptõr- mõştõk. Bunun için de birçok Türk firmasõndan teklif aldõk. Türk firmalarõ fuar için kiralaya- caklarõ alanõ içinde boş kalabilecek yerlerin de parasõnõ, odalarõn garanti etmesini istedi. Oysa Yunanistan’õn Alpha isimli firmasõ bu şartõ koşmadõ. Doğal olarak odalar da böyle bir kül- fetin altõna girmek istemediler. Bu nedenle Yu- nanlõ firma ile anlaşma yapõldõ. Hal böyle olunca da uluslararasõ fuarcõlõk kurallarõ gere- ğince de Türk ismi zorunlu olarak kaldõrõldõ” dedi. (Fotoğraf: MEHMET EMİN BERBER) Stajyer avukatlardan protesto ANKARA (AA) - Bir grup stajyer avukat, “si- gortasõz çalõştõrõldõklarõnõ ve stajyerlerlik ücreti adõ altõnda barolar tarafõndan alõnan kayõt ücre- tinin yasal dayanağõ olmadõğõnõ” ileri sürerek protesto eylemi gerçekleştirdi. Ankara, İstan- bul ve İzmir’den gelen ve kendilerini “Piyasa- laşmaya Karşõ Avukatlar Platformu” üyeleri olarak adlandõran bir grup stajyer avukat, Kõzõ- lay Yüksel Caddesi İnsan Haklarõ Anõtõ önünde “Kredi değil, burs istiyoruz”, “Güvencesiz ça- lõşmak istemiyoruz” ve “Avukatlõk sõnavõ kal- dõrõlsõn” yazõlõ dövizler taşõyan ve aynõ içerikli sloganlar attõ. Grup daha sonra TBMM’nin Çankaya kapõsõna gitti. Yol boyunca slogan atan stajyer avukatlar, burada da basõn açõkla- masõ yaptõktan sonra dağõldõ. Ekmek öğrenciye indirimli ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana’nõn, Toroslar’õn eteğindeki Pozantõ’da, bir fõrõn sa- hibinin, 60 kuruşluk bir adet ekmeği, bu yõl açõlan yüksekokulun öğrencilerine yüzde 15 indirimle satmasõ tüm esnafa örnek oldu. Ek- mek fõrõnõnõn önüne “öğrenciye yüzde 15 indi- rim” yazan Karadeniz Fõrõnõ sahibi Adil Çak- makçõ, 60 kuruşluk ekmeği, Çukurova Üniver- sitesi Pozantõ Meslek Yüksekokulu öğrencile- rine, “10 kuruşluk” indirimle 50 kuruştan satõ- yor. Sembolik de olsa yaptõğõ indirimle tüm es- nafa örnek olan Çakmakçõ, “Üniversiteli genç- lerimize ne kadar çok sahip çõkarsak ilçemiz o kadar fayda görür. Bir öğrenci günde bir ek- mek alsa, günde 10 kuruştan 10 günde 1 TL, 30 günde 3 TL avantajlõ olur” dedi. BES’ten daha çok bütçe talebi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bağõmsõz Eğitimciler Sendikasõ (BES) Genel Sekreteri İshak Çelebi, yaptõğõ açõklamada, Türkiye’de- ki mevcut eğitim sisteminin “işsizlik” ürettiği- ni ifade etti. Çelebi, “Eğitim sistemi dağõnõk- lõktan kurtarõlmalõ, yap-boz uygulamalardan vazgeçilmeli. Plansõzca sürdürülen eğitim po- litikalarõ yüzünden her yõl 250 bin üniversite mezunu genç işsizler ordusuna katõlõyor” dedi. Çelebi ayrõca, eğitimde yapõlmasõ gerekenlerle ilgili olarak şunlarõ kaydetti: “Üstün yetenekli ve üstün zekâlõ gençlerimiz için özel okul ve akademiler açõlmalõ, eğitimde fõrsat eşitliği sağlanmalõ, öğretmen ve akademik personel açõğõmõzõ gidermeli, 10 yõllõk bir perspektifle eğitime bütçeden yüzde 7’lerin üzerinde bir pay ayõrma politikasõ gütmeli, ilköğretime başlama yaşõnõn 6’ya indirilmesi kararõnda acele edilmeli, zorunlu eğitimin 12 yõla çõka- rõlmasõnda geç kalõnmamalõdõr.” - Okulu bitirince ne yap- tınız? - Okulu zaten 8 senede bitirdim, başka bir işte de çalõşmadõm. Sadece bu iş vardõ kafamda. Kafayõ tak- mõştõm. İzmirliyim. Üniver- site bitince projeyi gerçek- leştirmek için İstanbul’a geldim. İstanbul’a geldikten son- ra 6 ay kadar, sürünmenin son noktasõna kadar yaşa- dõm. Annemin üzerine bir şahõs kfirmasõ kurmuştum. Bir arkadaşõm da destek oluyordu ama.. büyük fir- malar yüzüme bile bakmõ- yorlardõ. Onlara kendimi ta- nõtmak çok çok zordu. 6 ay boyunca hiç iş alamadõm. Bu arada bir yandan da öğ- renci ağõnõ kurmaya çalõşõ- yordum. 6 ayõn sonunda ilk işimi aldõm. Sadece ayakta durabilecek kadar bir para kazanmõştõm; ama bu beni çok umutlandõrdõ. Cesarete ihtiyacõmõz vardõ. - Ortaklık nasıl oluştu? - Sonra bugünkü ortakla- rõm ile bir şekilde yollarõ- mõz kesişti. Yener Özay- dın, Gökhan Kavasoğlu ve Kerim Türe.. Çocuk- luklarõndan beri beraber olan bu üçlünün o zaman Kampus Reklam diye bir şirketleri vardõ. Lise ve üniversitelerde reklam mecralarõ konusunda tekel konumundaydõlar. Aslõnda benim yaptõğõm işin bir başka boyutunu yapõyor- lardõ. Bu arada benim yazdõğõm iş planõ da Genç Liderler ve Girişimciler Federasyonu, kõsa adõyla JCI da birincilik ödülünü kazandõ. Ancak ödül almak yetmiyordu. İş planõ ile yatõrõmcõ bulama- mõştõm; o ağõn yaratõlmasõ, müşterilere yönelik PR ça- lõşmalarõ için ciddi sermaye gerekiyordu. Ortaklarõm bu fikre ve bu iş planõna yatõ- rõm yaptõlar. 4 yõlda başa baş noktasõ- na ancak gelebildik. Ama bu arada son derece hõzla da büyüdük. Geçen yõl yüz- de 100’ün üzerinde büyü- düğümüzü söyleyebilirim. - “Gençlerle birlikte gençlere yönelik pazarlama stratejisi” si- zin fikriniz. Nereden doğdu bu fi- kir ve nasıl bir süreçten geçtiniz? - Daha öğrencilik yõllarõmdan beri kafamdaydõ. Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde İktisat okudum. Üniversite döneminde kurduğumuz İşletme Klübü ça- lõşmalarõnda, markalarla gençler arasõnda bir boşluk olduğunu ve gençlere ulaşmanõn zor olduğu- nu fark etmiştim. Bir şeyler yapmak lazõm diye düşünmeye başlamõştõm. Araş- tõrmalar yaptõm: 1992 yõlõnda ABD’de başlamõş benzer bir model. Şu anda bizim işimizin aynõsõnõ yapan bu şirketin cirosu 300 mil- yon dolar. “Potansiyel var, Türkiye nüfusunun yarõsõ genç.. neden bu iş Türkiye’de olmasõn.. Ve neden dünyaya buradan yayõlmasõn?” diye düşündüm. Sonra bunun iş planõnõ yazmaya başladõm. 2001 yõlõndaydõ ve kriz patlak vermişti. Tabii krizde hiç kimse il- gilenmedi benimle. Risk sermayesi gibi konular da o dönemde gün- demde bile değildi. 1 yõl kadar ra- fa kaldõrdõm. 5. kata vinçle kahve servisi Birçok gencin yoğun olarak kahve tüket- tikleri yurt odalarında gerçekleştiri- len ilgi çekici bir çalışma. Ürünler yurt- ların dışından vinçle pence- reler çalına- rak yapıldı. ‘DAHA ÖĞRENCİLİK YILLARINDAN BERİ KAFAMDAYDI’ Gürcü ve ortakları. Serhat Gürcü. Clinton ve Schröder İstanbul’da İstanbul Haber Servisi - Eski ABD Başkanõ Bill Clinton ve eski Almanya Başbakanõ Ger- hard Schröder İstanbul’a geldi. Özel bir uçakla gelen Clinton’õ, Atatürk Havalimanõ Devlet Konukevi’nde Vali Yardõmcõsõ Mustafa Altõn- taş karşõladõ. Clinton ve Schröder, Sinpaş Gru- bu’nun 35. yõl etkinlikleri kapsamõnda düzen- lediği “Sürdürülebilir Barõş İçin Liderlik” te- malõ konferansa katõlacak. Clinton’õn gelişinde, gazetecilerin Atatürk Havalimanõ Konuk- evi’nde görüntü almalarõna izin verilmedi. Bayıla bayıla uçtular Dış Haberler Servisi - Londra’daki Heathrow Havaalanõ’na, ABD Newark’tan gelen uçakta 216 yolcudan altõsõnõn, uçuş sõrasõnda esraren- giz bir şekilde bayõlmasõ üzerine havaalanõnda önceki gün büyük panik yaşandõ. Yolcularõn bayõlmasõnõn nedeni araştõrõlõrken yetkililer tehlikeli madde olasõlõğõnõ da değerlendirdikle- rini açõkladõ. Yolcular olay yerine sevk edilen ambulanslarla hastaneye kaldõrõlõrken hayati bir durumun söz konusu olmadõğõ bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle