18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B BÜYÜKADA SALONU Söyleşi: “Yeni Okuma Stratejileri” Saat: 14.45-15.45 Konuşmacılar: Yahya Türkeli, Hasan Güleryüz, Nuri Aksakal, İnci Gürbüzatik Düzenleyen: Edebiyatçõlar Derneği Panel: “Kõbrõs’ta İki Farklõ Edebiyatõn Çeviri Yoluyla Tanõşmasõ” Saat: 17.15-18.15 Konuşmacılar: Gürgenç Korkmazel, Stefanos Stafanides Düzenleyen: Kõbrõs Türk Sanatçõ ve Yazarlar Birliği KARADENİZ SALONU Okuma - Söyleşi: “Behiç Ak Çocuklarla Buluşuyor” Saat: 11.30-12.30 Konuşmacı: Behiç Ak Düzenleyen: Günõşõğõ Kitaplõğõ Söyleşi: “Çeviri Edebiyatõnõn Ülke Edebiyatõna Katkõlarõ” Saat: 13.30-14.30 Konuşmacılar: Nevzat Erkmen, Egemen Berköz, Eray Canberk Düzenleyen: Türkiye Yazarlar Sendikasõ Söyleşi: “Dünya Çevresinde Çeviri” Saat: 14.45-15.45 Konuşmacılar: Hasan Anamur, Cevat Çapan Düzenleyen: Çeviri Derneği Panel: “Türkiye İle Komşularõ Arasõnda Edebiyat Çevirileri” Saat: 16.00 - 17.00 Yöneten: Saliha Paker Konuşmacılar: Kadriye Cesur, Ömür Ceylan, Ari Çokona, Metin Fõndõkçõ, Sabri Gürses, Osman Memed Düzenleyen: TYS-ÇN Dergisi işbirliğiyle Şiir Tiyatrosu/Oyun: “Kentlerin Senfonisi” Saat: 17.15 - 18.30 Eser: Özkan Mert Oyuncular: Tiyatro Fabrikasõ Şiir Tiyatrosu Oyuncularõ Düzenleyen: Yasak Meyve HEYBELİADA SALONU Panel: “Yazõnda Tekelleşme” Saat: 12.00-13.15 Yöneten: Zübeyde Seven Turan Konuşmacılar: Öner Yağcõ, Gülsüm Cengiz, Şenol Yazõcõ, Bülent Güldal, Nevzat Süer Sezgin, Emine Azboz, Fadime Y. Karoğlu, Can Öz, Düzenleyen: Mavi Ada Dergisi Panel: “Çeviride Nitelik Sorunlarõ” Saat: 14.45-16.15 Konuşmacılar: Çağlar Tanyeri, Aslõ Biçen, Taylan Tosun, Düzenleyen: ÇEVBİR (Kitap Çevirmenleri Meslek Birliği) Fuarda Cumhuriyet Kitapları Panel: “Demokratik Kitle Örgütlerinin Aydõnlanma Mücadelesinde Rolü” Saat: 17.45-18.45 Konuşmacılar: Sönmez Targan, Turgut Ünlü, Namõk Kemal Boya Düzenleyen: CUMOK İstanbul FUARDA BUGÜN Doğan Hızlan Kitaplığı açıldı Kültür Servisi - Fuarõn bu yõlki yenilik- lerinden biri olan Doğan Hõzlan Kitaplõğõ dün edebiyat çevrelerinin yoğun katõlõmõy- la açõldõ. Açõlõşta konuşan TÜYAP Genel Koordinatörü Deniz Kavukçuoğlu, “TÜ- YAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan, bu kütüphane projesinde de koruyuculuğu ve yol gös- tericiliğiyle bize yardımcı oldu” derken TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanõ Bülent Ünal, kütüphanenin bulunduğu üçüncü ka- tõn tümünü kütüphane salonlarõna dönüş- türmek istediğini söyledi. Kütüphanenin Berç Toroser imzalõ logosunu esprili bir şe- kilde Hõzlan’õn kõyafetlerinden eksik ol- mayan papyonuna benzeten Ünal, kalem tut- kusuyla bilinen Hõzlan’a eski bir jiletli ka- lemtõraş hediye etti. 12 bin hediye kitap Hõzlan ise kimi insanlarõn yüksek sesle ko- nuşup hiçbir şey yapmadõğõna, kimilerinin ise sessizce çok iş yaptõğõna değinirken 12 bin kitap hediye ettiği kütüphanenin uz- manca hazõrlandõğõnõ söyledi. Toplumbilim, tarih, coğrafya, edebiyat ve İstanbul ana baş- lõklarõ altõnda 14 bin kitaptan oluşan kü- tüphane, sürekli olarak halkõn kullanõmõna açõk olacak. Kitap ödünç almanõn henüz mümkün olmadõğõ salonda akademik araş- tõrma yapmak isteyenlerin ise randevu almasõ gerekiyor. Kütüphane içinde ayrõca konfe- ranslarõn da düzenlenebileceği bir salon bu- lunuyor. Roman, şiir, deneme, anõ, tiyatro, mektup, makale, söyleşi, günlük, röportaj gi- bi konulara ait kitaplarõn bulunduğu Hey- beliada adlõ bu salonun ilk etkinliği ise “50 kuşağı, 50 yaşında” başlõklõ söyleşiydi. Öy- kücü ve yayõncõ Murat Yalçın’õn yönetti- ği etkinliğin konuşmacõlarõ Adnan Öz- yalçıner ve Doğan Hõzlan’dõ. Kültür Servisi - TÜYAP Kitap Fuarõ’na eşlik eden İstanbul Sanat Fuarõ, yerli ve yabancõ 100 sanat galerisi ve kurumunun katõlõmõyla devam ediyor. Ziyaretçi sayõsõnõn kitap fuarõ- na göre hayli düşük olduğu fuarda, dün Kori- door Çağdaş Sanat Programlarõ’nõn düzenledi- ği Vicdan Nalbur Taşdemir’in gölge oyunu ve dans gösterisi ve “216 Düşünce ve Üretim Alanı” topluluğunun düzenlediği, Pınar ile Yiğit Özyer’in dans performansõ yapõldõ. Fua- rõn en çok ilgi çeken sergisi onur sanatçõsõ res- sam Muhsin Kut’un 50. sanat yaşamõnõ kut- ladõğõ sergi. Diğer etkinlikler içinde ise Alter- natif Platform’daki “İnisiyatifler” ve ‘216’ adlõ sanat oluşumunun “Sistem Arızası” adlõ sergilerini ve Arkhe Grubu, Artivist, Bizler Gibiler, Dengedenk, Direnç Noktasõ gibi ba- ğõmsõz topluluklarõ saymak mümkün. 2009 Cevdet Kudret Roman Ödülü’ne değer görülen İrfan Yalçõn’la ‘Yorgun Sevda’ üstüne Roman cehennemden çõkmadõr FARUK DUMAN Edebiyatõmõzõn sessiz, ama etkili ya- zarlarõndan biri İrfan Yalçın. Özellikle 70’lerde yazdõğõ romanlarla ilgi top- lamõştõ. 1980’de TDK Roman Ödü- lü’nü kazanan sarsõcõ yapõtõ “Ölümün Ağzı”, yayõmlandõğõ yõllarda çok ko- nuşulmuştu. Toplumcu edebiyatõmõ- zõn akõllarda kalan romanlarõndan bi- ri olmuştu kitap. İkinci Dünya Sava- şõ yõllarõnda “mükellefiyet”i, yani madenlerde zorunlu çalõşmayõ anlatan “Ölümün Ağzı” için yazdõğõ sunuş- ta, yaşlõ bir madencinin şu sözlerini ak- tarõr Yalçõn: “Ayağı kırılan bir ocak katırı, yiten bir kazma, bizlerin ölümünden daha çok üzerdi başı- mızdakileri. Çünkü ocakta çalışan katır az bulunuyordu. Kazma, kü- rek belli sayıdaydı. Ama bize ge- lince, karıncalar kadar çoktuk biz.” İrfan Yalçõn’õn Ocak 2009’da Can Yayõnlarõ tarafõndan yayõmlanan ro- manõ “Yorgun Sevda”, bu yõlõn Cev- det Kudret Roman Ödülü’nü kazandõ. Lunaparkta çalõşmaya başlayan bir genç kõzõn romanõ “Yorgun Sevda”. Diliyle, atmosferiyle, çağdaş romanõ- mõza çok önemli bir katkõ. - “Yorgun Sevda”, “Annem Ba- bam ve Ben”den tam 14 yıl sonra geldi, bunca aranın nedeni neydi? Sözünü ettiğiniz o on dört yõllõk sü- rede yazdõğõm üç oyun, Ankara, İzmir ve İstanbul Devlet Tiyatrolarõ’nda oynandõ; Milliyet Yayõnlarõ’ndan iki çeviri kitabõm çõktõ; bir de en sevdiğim romanõm, “Uzun Bir Yalnızlığın Tarihçesi”, doğmasõyla ölmesi bir olan bir yayõnevince basõldõ ve pek az okuyucuya ulaştõ. Demek istediğim, pek de boş geçmedi o yõllar! - “Yorgun Sevda”nın genç kadın anlatıcısı, kişisel bunalımını luna- parkta çalışmaya başlayarak yeni- yor. Roman nasıl doğdu? Yõllar önce, çok uzun boylu bir ki- şiyi oldukça yakõndan tanõmõştõm İs- tanbul’da. Doğu Anadolu’ya yakõn bir kentin uzak bir köyünden Ankara’ya getirilip Güven Park’ta, bir çadõrda, pa- rayla insanlara gösterilen, ama son- radan belli bir konuda yetenekli biri olarak kendini gösteren bir kişiydi bu. Gerçekte, bütünüyle onun yaşamöy- küsünü yazacakken, romanõn bir baş- ka kişisi (Canõm) kolumdan tutup ayõrdõ yolumdan beni; illa da “Beni ya- zacaksõn!” diye tutturdu. Ne kadar di- rensem de olmadõ, dinletemedim. Hü- seyin’i Anadolu’nun bir çõğlõğõ gibi simgeleştirip “kenar”da bõraktõm bi- raz ve Canõm’õ, yani az buçuk nevro- tik özellikler taşõyan bir küçük burju- vayõ anlattõm. İki kez yazdõm romanõ; ilk yazdõğõmõ beğenmeyince, iki yõl hiç ara vermeden çalõşõp bir daha yazdõm. - Romanda kimi sayfalar iyice şii- re yaklaşıyor. Hatta dizeler geliyor: “Kan günü bugün; kan yağmurla- rı yağacak; kana boğulacak yaşa- mın şiiri.” Önceki romanlarınızda da bu var. Ama “Yorgun Sevda” şii- re daha yakın. Edebiyata bakışı- nızda ne değişti? Yaşamõn şiiri olmasa yazõnsal şiir olur mu? Önce “Ölümün Ağzõ” adlõ romanõmõn kimi bölümlerinde dene- dim şiirsel anlatõmõ. “Büyük Soyta- rõ”da biraz daha gelişti bu ve “Uzun Bir Yalnõzlõğõn Tarihçesi”nde yalnõz biçimin değil, içeriğin de bir öğesi du- rumuna geldi. Bence, gün gelecek, ro- man, özellikle de öykü konuşma di- lindeki sözdiziminin, sözcüklerin aşõn- mõşlõğõndan, yavanlõğõndan kurtulup şiire yaklaşacak iyice; bu belli. Gerek roman, gerek öykü, yalnõzca olaylarõn pörsümüş, sõradan bir dille anlatõldõ- ğõ alanlar olmamalõ. Nasõl anlam de- ğerleri varsa sözcüklerin, ses (akustik) değerleri de var. - 70’ler Türkiye’sinde siyasi mu- halefetin, sınıf çatışmalarının yük- seldiği yıllardı, edebiyat da burada yerini alıyordu. Bugün edebiyatın toplumla ilişkisini nasıl buluyorsu- nuz? Türkiye’de, 60’larõn ikinci yarõsõy- la 70’lerin tümünde, oldukça güçlü bir sõnõf savaşõmõ, toplumun yeni bir ta- rih oluştururcasõna kõvranõşõ vardõr. Bu dönemde üretilen yazõnsal ürünlerin en bireyseli, en özgül olanõ bile, Le- nin’in, “Yazõn, toplumsal bilincin belirli bir yansõmasõdõr” sözünü doğ- rularcasõna devrimci çizgiyi gözden uzak tutmamaya çalõştõ. Ama değişti her şey 12 Eylül’de; en özerk üstya- põlardan biri olan sanat, genellikle ge- rici bir niteliğe bürünüp yozlaştõ. Özel- likle yazõn sanatõ. Tarihsel öğe yitirildi; tarihten ve toplumdan yalõtõlmõş ya- põtlar üretilmeye başlandõ; sanatõn ni- telikleştirici işlevi, eğlendirmeciliğe dönüştürüldü. Sanatla ticaret birbiri- ne karõştõrõldõ. İrfan Yalçõn, son romanõ “Yorgun Sevda” ile değer görüldüğü Cevdet Kudret Roman Ödülü’nü önceki gün TÜYAP’ta düzenlenen törenle aldõ. “Yorgun Sevda” lunaparkta çalõşmaya başlayan bir genç kõzõn romanõ. - Lunaparkta sergilenen Hüseyin, Baba Ce- mal, birbirinden renkli kişiler, bunlar bir yan- dan romanı canlı kılıyor. Bir yandan da kitap okuru huzursuz ediyor. Her roman gibi, bozulmuş, bir yerinden yõrtõlmõş yaşamlarõ anlatõyor “Yorgun Sevda”da. Cehennemin romanõ yazõlõr ama cennetin romanõ yazõlamaz. İsviçreli oyun yazarõ Friedrich Dürenmatt, “İki kişi oturmuş, karşõlõklõ kahve içiyor…Bundan bir şey çõkmaz… Ama bilirseniz ki, kahve fõncanlarõndan birinde ağu var, dramõn tik taklarõ duyulmaya başlar…” diyor. Dediğiniz gibi, yalnõzca Baba Cemal’le Hüseyin’in yaşamlarõ huzursuz ediyorsa okuyucuyu, üzülürüm buna; isterim ki, romandaki bütün kişiler okuyucuyu huzursuz etsin. Bence önemli olan, okuyucunun romandaki konuya ya da kişilere göre tedirgin olup olmamasõ değil, romanõ okuduktan sonra, estetik bir doyuma ulaşõp ulaşamamasõ. 14 bin kitaptan oluşan kütüphane, sürekli olarak halkõn kullanõmõna açõk olacak YIRTIILMIŞ YAŞAMLAR TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal ve Doğan Hızlan. Sanat Fuarı’na Muhsin Kut damgası ‘Kara Köpekler Havlarken’ ABD’ye davet edildi Kültür Servisi - Amerika’da daha önce Seattle ve Wine Country Film Festivalle- rinde yarõşmõş olan “Kara Köpekler Hav- larken”12 - 22 Kasõm tarihleri arasõ düzen- lenen “32.Denver Starz Film Festivali”ne de davet edildi. Film, Kasõm’da Denver’in yanõ sõra Amerika’da Milwaukee, Madison da da gösterilecek. Kõsa filmleriyle tanõnan genç yönetmenler Mehmet Bahadõr Er ve Ukraynalõ yönetmen Maryna Gorbach’õn birlikte yönettikleri ilk uzun metrajlõ film- leri “Kara Köpekler Havlarken” beğeni toplamaya devam ediyor. Ünlü yönetmen Polanski’nin kefalet istemi reddedildi Kültür Servisi - İsviçre Adalet Bakanlõğõ, 30 yõl önce küçük bir kõz çocuğunu taciz ettiği gerekçe- siyle İsviçrenin başkenti Zürih’te tutuklanarak hapse konan ünlü yönetmen Roman Polanski’nin kefaletle serbest bõrakõlma talebi- ni reddetti. İsviçre Adalet Bakan- lõğõ Sözcüsü Folco Galli, redde gerekçe olarak, serbest bõrakõlma- sõ durumunda Polanski’nin kaçma riskinin yüksek olmasõnõ gösterdi. Daha önce de benzer talepleri reddedilen Polanski, 26 Eylül’de tutuklanmõştõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle