Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
31 EKİM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Camiye, Okula, Kışlaya...
Kime inanacağız, kime güveneceğiz?
Asker - sivil bürokrata mı, Başbakan’a mı,
Genelkurmay Başkanı’na mı, ana muhalefet
liderine mi?
Savcılara mı, yargıçlara mı, avukatlara mı,
Adli Tıp Kurumu’na mı, siyasetçilere mi,
üniversitelere mi, doktora mı, kime?
Eğer sizler, bizler devletin kurumlarına
güvenmezsek, bu ülke ülke olmaktan çıkar!
Ankara’da neler oluyor, bu giz perdesi
neden ortadan kaldırılıp her şey tüm
çıplaklığıyla ortaya çıkmıyor?
Necati Doğru’nun değindiği gibi “Adli Tıp’a
saf eroin girer, buğday unudur diye rapor çıkar”
haberlerini ben de unutmadım.
35 yıl önce Uşak’ta 40 kilo baz morfin
bulunmuştu, sanıklar tutuklandı, uyuşturucu
adli emanete alındı, sonunda Adli Tıp inceledi
ve rapor verdi:
“Ele geçirilen madde baz morfin değil,
ayakkabıcıların kullandığı kiriştir...”
Sanıklar salıverildi...
Şimdi de şöyle diyor okur Doğru’ya:
“Özür dilemekte niye acele ettin!”
Türk insanı gülmeceyi sever:
“Adli Tıp’a şimdi imza kuru gider, ABD’de icat
edilen makineler sayesinde ıslak olur çıkar.”
Olur mu olur!
Burası Türkiye’dir... Sonra bu olay unutulur...
Bir belge daha çıkar... Bir süre onunla oyalanıp
durulur.
İhbarcı subay ortada yok... 30 Ağustos’ta
emekli olup ABD’ye mi gitti çoluk çocuk
bilmiyorum...
Ama biz ıslak imza makinelerini tartışıyoruz...
Makineler ABD’de 1000 ile 30 bin dolar
arasında satılıyormuş... Orijinal imzayı atan elin
ağırlığını bile taklit edebiliyormuş.
Bu makinelerde üretilen “ıslak imzayı” aslıyla
ayırt etmek olanaksız hale geliyormuş.
Bunları ben söylemiyorum, işin uzmanları
söylüyor!
Akşam gazetesinden Ercan Öztürk’ün
haberine göre, savcılara postayla gönderilen
“ıslak imzalı” belgeye “özel işlem” yapılmış.
Albay Dursun Çiçek’in imzasına ilişkin
“aslıdır” raporu geleneklere aykırı olarak
hazırlanmış.
Hazırlanan raporda Fizik İhtisas Dairesi
Başkanı Prof.Dr. Bülent Üner, uzman doktorlar
Hacı Mehmet Akın ve Lokman Beşer’in
imzaları bulunuyor.
Akın ve Beşer bir hafta önce göreve
gelmişler...
İddialara göre, Adli Tıp’ta bugüne değin
süren gelenek bu tür belgeyi inceleyecek
heyetin, kurayla belirmesinden geçiyor.
Nedense, bu belgede kurala uyulmayıp,
gelenek göz ardı ediliyor.
Bu olay bir tartışma konusu yaratacak...
Savcıya ihbar mektubu yazan kişi, bu
nedenle ortaya çıkmalıdır.
Mektubu okuyunca bu kişinin Genelkurmay
Karargâhı’nı çok iyi bildiği anlaşılıyor.
İhbarcı subay, Genelkurmay Karargâhı’na
sabaha karşı girebildiğine göre, önemli bir
görevde. O görev de mektuptan anlaşıldığı gibi,
Psikolojik Harekât Dairesi’nde.
İşin ıcığını cıcığını biliyor, subayların adlarını
veriyor, kaç bilgisayarın veri yüklü
aygıtlarının ortadan kaldırıldığını, kimi
raporların erlerce yakıldığını anlatıyor.
İhbar mektubunda yok yok!
İhbarcı subay ortaya çıkmalı ve bildiği ne
varsa savcılara anlatmalı.
Anlatmalı ki bu tartışma bitsin, her şey
tümüyle aydınlansın!
Eğer aydınlatılmazsa olay ısıtılıp ısıtılıp
gündeme gelir ve Ankara’daki “gizemli hava”
dağılmaz!
İhbar mektubunu yazan kişi mutlaka ortaya
çıkmalı ve kafalardaki soru işaretleri dağılmalı.
Eğer demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak
görüp özgürlüklerin genişletilmesini
istiyorsak gerçeklerle yüzleşmek zorundayız.
Unutmayın, demokrasilerde sandıkla gelen,
sandıkla gider!
Askeri darbelere umut bağlayarak
demokrasiyi koruyup kollayamazsınız!
Toplumlar askeri darbeleri değil, demokrasiyi
içlerine sindirdikleri sürece ayakta kalabilirler!
Üç gün önce yazdığımı bugün de
yineleyeyim:
Asker askerliğini yapacak, siyasetçi
siyasetini!
Süleyman Demirel’in 60’lı yılların sonlarında
söylediği bir sözü vardır, çok beğenirim:
“Camiye, okula, kışlaya siyaset
girmemeli!”
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Erdal İnönü
anılıyor
İstanbul Haber
Servisi - Bilim insanõ,
Sosyal Demokrat Halk
Partisi (SHP) Onursal
Genel Başkanõ Prof. Dr.
Erdal İnönü, ölümünün
2. yõldönümünde bugün
Zincirlikuyu’daki
mezarõ başõnda törenle
anõlacak. Anma töreni,
Türkiye Sosyal
Ekonomik Siyasal
Araştõrmalar Vakfõ
(TÜSES), Sosyal
Demokrasi Vakfõ
(SODEV),
Sosyaldemokrat Halk
Partisi (SHP) ve 10
Aralõk Hareketi
tarafõndan düzenlenecek
ve saat 15.00’te
başlayacak. Prof. İnönü,
1 Ekim 2007’de tedavi
gördüğü Houston’daki
DNC Travel
Hospital’da 81 yaşõnda
hayatõnõ kaybetmişti.
Genelkurmay
toplantısı iptal
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Genelkurmay
Başkanlõğõ, haftalõk
basõn bilgilendirme
toplantõsõnõ dün son
anda iptal etti.
Gündemin,
Genelkurmay Askeri
Savcõlõğõ’nõn soruşturma
yürüttüğü “İrtica İle
Mücadele Eylem Planõ”
konusuna odaklanmasõ
nedeniyle toplantõnõn
iptal edildiği belirtiliyor.
Genelkurmay
Karargâhõ’nda yapõlacak
toplantõnõn iptal edildiği,
dün sabah basõn yayõn
kuruluşlarõna iletildi.
Cenazede
Öcalan posteri
Yurt Haberleri
Servisi - Bingöl
kõrsalõnda girdikleri
silahlõ çatõşmada ölü
olarak ele geçirilen 5
PKK’liden biri olan
Ziyaddin Çayõr (22)
için memleketi Muş’un
Bulanõk ilçesinde
cenaze töreni
düzenlendi. Yaklaşõk
200 kişi tarafõndan
karşõlanan cenaze ilk
olarak DTP ilçe binasõ
önüne getirildi. Burada
toplanan kalabalõk,
sloganlar atarak 1
kilometrelik bulvarda
yürüyüş yaptõ. Esnafõn
kepenk kapattõğõ ilçede
cenaze törenine
yaklaşõk bin kişi
katõlõrken, bazõ kişiler
PKK’nin sembolü üç
renkli bez parçalarõ ile
Abdullah Öcalan’õn
fotoğrafõ bulunan
posterleri açtõ. Cenaze
köy mezarlõğõnda
toprağa verildi.
‘Yargı süreci
beklensin’
ANTALYA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Antalya’daki Avrasya
Gençlik Forumu’nun
açõlõş programõna katõlan
TBMM Başkanõ
Mehmet Ali Şahin,
“İrtica Mücadele Eylem
Planõ”yla ilgili
tartõşmalarõ
değerlendirdi. Başbakan
ve Genelkurmay
Başkanõ’nõn önceki
günkü görüşmesiyle
ilgili olarak Şahin, “
TBMM Başkanõ olarak
yargõya intikal etmiş
konularla ilgili açõklama
yapmõyorum. Yapõlan
açõklamalar da yargõ
süreçlerinin
beklenmesinin takip
edilmesi yönündeydi.
Ben de aynõ şeyleri
söylüyorum” dedi.
Askerler ifade verdiİstanbul Haber Servisi -
Kamuoyunda “AKP ve Fet-
hullah Gülen cemaatini bi-
tirme” belgesi olarak yankõ ya-
pan “İrtica ile Mücadele Ey-
lem Planı” adlõ belgenin ha-
zõrlanmasõnda görev aldõklarõ
öne sürülen subay ve astsu-
baylardan 8 kişi Beşiktaş’taki
İstanbul Adliyesi’ne getirildi.
Savcõlõk ifadesinin ardõndan
serbest bõrakõlan 8 kişiden 7’si
tanõk olarak dinlenirken Hava
Öğretmen Binbaşõ Hicri Din-
çerol ise şüpheli olarak din-
lendi. İhbar mektubunda Din-
çerol’un “Bu belgeyi biz ha-
zırlamıştık. Nasıl sızdı anla-
yamadık” ifadelerini kullan-
dõğõ belirtiliyordu.
Adli Tõp Kurumu’nun bel-
genin “gerçek” olduğuna yö-
nelik rapor hazõrlamasõnõn ar-
dõndan savcõlõk soruşturmanõn
genişletilmesine karar vermiş,
ihbar mektubunu gönderen ki-
şiyi bulmak için harekete geç-
mişti. Savcõlõk hafta başõnda
Genelkurmay’a gönderdiği ih-
bar mektubunda adõ geçen baş-
ta Albay Dursun Çiçek olmak
üzere diğer 5 subayõn ifade
vermesi için gönderilmesini
istemişti. Mektupta Albay Çi-
çek dõşõnda adõ geçen ve daha
önce Ergenekon savcõlarõ ta-
rafõndan ihtarlõ davet gönderi-
len muvazzaf askerler; Albay
Şükrü Kısadere, Üsteğmen
Erhan Sakallı, Üsteğmen Ka-
zım Bozkurt, Üsteğmen Fatih
Karacaer, Üsteğmen Berrin
Şahin, Astsubay Başçavuş
Mustafa Urhan, sivil memur
Rıfat Sülük ile Hava Öğretmen
Binbaşõ Hicri Dinçerol dün
öğle saatlerde adliyeye geldi.
Hâkim ve savcõlarõn giriş yap-
tõğõ kapõdan adliyeye alõnan
askerler, üç buçuk saat süren
savcõlõk sorgusunun ardõndan
serbest bõrakõldõ.
Adliye çõkõşõnda gazetecile-
rin sorularõnõ yanõtlayan İstan-
bul Cumhuriyet Başsavcõ Ve-
kili Turan Çolakkadı, “Kişi-
ler getirildikten sonra ben
savcılarla hiç görüşmedim. 9
kişi çağrılmıştı. Biri yurtdı-
şında olduğu için 8 kişi geldi”
dedi. Çolakkadõ, “Dursun Çi-
çek ne zaman gelir” sorusuna
ise “Bilmiyorum” yanõtõnõ ver-
di. Söz konusu belge, Taraf ga-
zetesinde 12 Haziran 2009 ta-
rihli sayõsõyla gündeme gel-
mişti. “İrtica ile Mücadele
Planı”yla ilgili ifadesi istenen
Albay Çiçek “örgüt üyeliği”
iddiasõyla tutuklanmõş ve Has-
dal Askeri Cezaevi’ne gönde-
rilmişti. Çiçek, 24 saat geçme-
den tahliye edilmişti.
ERDOĞAN-BAŞBUĞ BULUŞMASI
‘Dolmabahçe
görüşmesine
dönüşebilir’
CHP Grup Başkanvekili Okay, “Erdoğan-
Başbuğ zirvesinin açõklanmasõnõ” istedi.
Okay, yargõ süreci işlerken yapõlan
görüşmenin gizli kalmasõnõn kafalarda soru
işareti yarattõğõnõ belirterek, “Bu bir
Dolmabahçe sohbeti haline dönüşebilir” dedi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - CHP
Grup Başkanvekili Hak-
kı Süha Okay, Başbakan
Tayyip Erdoğan ile Ge-
nelkurmay Başkanõ Or-
general İlker Başbuğ ara-
sõndaki görüşmenin içeri-
ğinin kamuoyuna açõk-
lanmasõnõ istedi.
Okay, Başbakan Erdo-
ğan ile Genelkurmay Baş-
kanõ Orgeneral İlker Baş-
buğ arasõndaki görüşme-
ye ilişkin soruyu yanõt-
larken toplantõ sonrasõnda
yapõlan “yargı sürecinin
beklenmesine” ilişkin
açõklamanõn doğru oldu-
ğunu söyledi. Okay, “Bir
araya gelip bir şeyler
görüştüklerine göre bu-
nun kamuoyuyla payla-
şılması lazım. Çünkü
hukuk süreci işlediğine
göre kimi kademeler-
deki kişilerin bu sürece
ilişkin bir değerlendir-
me yapma hakkı yok.
Hukuk işliyor, yargı
gerçekleri ortaya çıka-
racaktır. Ama bunu otu-
rup konuşuyorsanız o
zaman kafalarda baş-
ka sorular oluşur. Bu
bir Dolmabahçe sohbe-
ti haline dönüşebilir.
Onun için bunun ka-
muoyuna açıklanması
ve kamuoyu ile payla-
şılması lazım” dedi.
Muhbirin sözlü olarak
ifadesinin alõnmasõnõn
zorunlu olduğunu kayde-
den Okay, “Muhbirin
söylediklerinin hangisi
doğru, o da meçhul.
Muhbirin, CHP’yi le-
kelemeye çalıştığı ifa-
deleri de var. Bunlara
baktığımızda muhbirin
söylediklerinin doğru-
luğu da çok ciddi an-
lamda tartışılabilir” gö-
rüşünü dile getirdi.
MHP Grup Başkanve-
kili Oktay Vural da gö-
rüşmenin ardõndan Baş-
bakanlõk’tan yapõlan açõk-
lamadaki, “soruşturma-
nın beklenmesi gerekti-
ği” ifadesine dikkat çek-
ti. Başbakanlõk’tan yapõ-
lan bu açõklamanõn “bi-
zatihi Başbakan’a ve-
rilmiş bir ihtar” oldu-
ğunu savunan Vural,
“Kendisi bunu gündeme
getirmedi mi? Daha yar-
gı safhasındayken ko-
nuşan da Başbakan, ‘so-
ruşturmanõn sonucu bek-
lenmelidir’ diyen de Baş-
bakan. Bu ne perhiz bu
ne lahana turşusu” diye
konuştu. Soruşturmanõn
beklenmesi ve gerçeklerin
açõğa çõkarõlmasõ gerekti-
ğini vurgulayan Vural,
spekülasyonlarõ yapanla-
rõn kimler olduğunun ve
TSK üzerinde baskõ oluş-
turmak isteyenlerin açõğa
çõkarõlmasõnõ bekledikle-
rini söyledi.
‘Teknoloji ıslak imza üretebiliyor’
Uzmanlar, şüpheli ile suç arasõndaki bağlantõnõn yalnõzca imzayla tespitinin
mümkün olmadõğõnõ, yan delillerle de desteklenmesi gerektiğine dikkat çekiyor
İstanbul Haber Servisi - “İr-
ticayla Mücadele Eylem Planı”
belgesindeki Albay Dursun Çi-
çek’e ait olduğu öne sürülen “ıs-
lak imzanın” gerçek olup ol-
madõğõna ilişkin tartõşmalar sü-
rerken uzmanlar, günümüz tek-
nolojisinin, orjinalinden ayõrt
edilemeyecek kadar aslõna uy-
gun õslak imza atõlabildiğine
dikkat çekiyor.
Sahte imza konusunda mah-
kemelerde bilirkişilik yapan uz-
man Zeki Uzun, “Coreld-
rawn”, “Freehand” gibi çizim
programlarõ kullanõlarak sahte
imzanõn oluşturulabileceğini
söyledi. Uzun, bu çizimlerin
“line art” programõyla tarayõ-
cõdan kopyasõnõn alõnarak bu
kopyanõn da imza makinelerin-
de kullanõlarak aslõna uygun õs-
lak imza atõlabileceğini vurgu-
ladõ. Kişinin kendi kaleminin da-
hi, imza makinelerinin aparat-
larõna konulabildiğini belirten
Zeki Uzun, “Artık suçu belir-
lemekte yalnzca imzanın ger-
çekliği yeterli değil. Hukuk
sadece imzaya dayanarak ka-
rar veremiyor. Çünkü tekno-
loji, aslının yüzde yüz aynısı,
yetkili kurumlarca incelen-
mesi halinde dahi ortaya çı-
karalamayacak kadar orjinal
imzayı taklit etmeyi sağlıyor.
Bu nedenle, yargı artık yan de-
lillerle birlikte hareket etmek
zorunda” dedi.
Adli Tõp Enstitüsü Öğretim
Üyesi ve Alman Hastanesi Ad-
li Tõp Merkezi Direktörü Prof.
Dr. M. Fatih Yavuz ise ABD’de
ve Avrupa’da üst düzey yetkili-
lerin kullandõğõ kompleks ma-
kinelerle üretilen imzalarõn ger-
çeğinden ayõrt edilemesinin da-
ha zor olduğunu söyledi. Prof.
Yavuz, özetle şu değerlendir-
mede bulundu: “ABD ve Av-
rupa’da, üst düzey yetkililerin
kullandığı büyük, çok kom-
pleks makineler var. Bunlar-
dan elde edilen imzaların sah-
te olduğunu tespit etmek güç-
tür. Burada önemli olan im-
zanın ne tür bir makine ile üre-
tildiğidir. Eğer imza paraf gi-
bi basit bir imza ise bunu bah-
settiğim büyük, kompleks ma-
kinelerle üretmek kolaydır.
Bu tür imzaların sahte oldu-
ğunu tespit etmek de güçtür.
Fakat imza kompleks bir im-
za ise bu imzaları o makine-
lerde üretmek güçleşir, bunu
orijinalinden ayırmak daha
kolay olur. O imza kolay üre-
tilebilir bir imzadır. Eğer o im-
za bu tür kompleks makine-
lerde üretilirse onun tespiti
de güç olabilir.”
CHP, SKANDALLARLA ANILAN KURUMU TBMM GÜNDEMİNE TAŞIDI
‘Adli Tıp imzanın geleceğini biliyor muydu?’
ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) -
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk ve CHP İzmir Milletvekili
Bülent Baratalı, “adı sürekli skan-
dallarla anılan Adli Tıp Kurumu’nın
bu kez de ‘õslak imza’dan karışması-
nı” TBMM gündemine taşõdõ.
Zonguldak Milletvekili Köktürk, Baş-
bakan Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ
istemiyle verdiği soru önergesinde, “Ra-
porda imzası bulunan Uzman Doktor
Hacõ Mehmet Akõn ve Prof. Dr. Bülent
Üner’in imza incelemesinden bir haf-
ta önce Adli Tıp Kurumu’nda görev-
lendirildikleri iddiaları şayet gerçek ise
bu durum, ‘õslak imza’ incelemesi ya-
pılacak belgenin kuruma ulaşmasın-
dan önce durumdan haberdar olun-
duğu ve buna yönelik hazırlık yapıl-
dığı yönündeki kuvvetli bir şüphe
durumu yaratmayacak mıdır?” dedi.
Adli Tõp Kurumu’nda dosyalarõn han-
gi prosedürlere göre incelendiğinin açõk-
lanmasõnõ isteyen Baratalõ da önergesinde
şu sorulara yanõt istedi:
“Dosyayı inceleyen uzmanlar kim ya
da kimler tarafından belirlenmiştir?
Söz konusu incelemeyi yapan uz-
manlar hangi kriterlere göre seçil-
miştir? Adli Tıp Kurumu’nda çalışan
diğer uzmanlar bu incelemeyi yapma
bilgisi ve yeteneğinden yoksun mu-
durlar?”
‘ISLAK İMZA’ SORUŞTURMASINDA YANIT BEKLEYEN SORULAR
İstanbul Haber Servisi - “İrticay-
la Mücadele Eylem Planı” belgesin-
deki Albay Dursun Çiçek’e ait oldu-
ğu öne sürülen õslak imzanõn gerçek
olup olmadõğõna ilişkin pek çok soru ya-
nõtlanmayõ bekliyor. Soruşturmanõn
başlamasõna neden olan ve belgenin fo-
tokopisini savcõlõğa ulaştõrmasõndan 4
buçuk ay sonra da aslõnõ “posta” ile
gönderdiği iddia edilen ihbarcõnõn kim-
liğine ilişkin kuşkular da sürüyor.
Soruşturmada kuşku ve güven ek-
sikliği yaratan sorular şöyle:
? “Henüz kimliği hakkında bir bil-
giye ulaşılamayan ihbarcı, belgenin
orijinalini, neden 4 buçuk ay bo-
yunca ortaya çıkarmadı?
? İhbarcı, ‘Çağõrõrsanõz, tanõklõk
yapmaya hazõrõm’ diyor. Açık kimli-
ği ve imzası bulunmayan birini sav-
cılık nasıl çağıracak?
? Devlet yönetiminde imzasız ih-
bar mektuplarına işlem yapılmaz.
Bu mektup neden ve nasıl hemen iş-
leme alındı?
? Albay Dursun Çiçek’in ıslak im-
zasının imza makinesiyle atılmadı-
ğından nasıl emin olunacak?
? İhbar mektubunda ‘Genelkur-
may Bilgi Destek Daire Başkanlõ-
ğõ’ndaki mevcut uygulama, özel içeriği
bulunan evraklarõn üzerinde, TSK’ye
ait olduğunu gösterir hiçbir ibare bu-
lunmaz’ diyor. Ancak basına yansı-
yan belgede, hazırlayan albayın adı,
soyadı, sınıfı, rütbesi ve imzası var.
İhbar mektubunun güvenilirliğine
ciddi zarar veren bu çelişkisi nasıl
açıklanacak?
Türkiye’de dinlenmeyen kalmamış...
Islak imza ve ihbar mektubunun ardõndan başlatõlan soruşturma tartõşmalar içinde ilerliyor