Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kultur@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
“Siz, ‘Decameron’a
Alışabilmiş miydiniz?”
Uğraşı çeviri olanlar bilirler: Çevirmek, za-
manla zihnin doğal bir işleyiş biçimine dönüşür.
Yazılı veya sözlü bir söylemle karşılaştığınızda,
kendinizi ansızın içinizden yükselen şu soruyla kar-
şı karşıya bulabilirsiniz: Bunu çevirecek olsaydım,
nasıl çevirirdim?
Geçenlerde böyle bir durumu tekrar yaşadım.
Üstelik de gerçekte herhangi bir somut söylem-
le karşılaşmamışken! Yani, kafamda bir kurma-
ca oluşturdum ve sonra kendimi o kurmacaya
kaptırıp, bir çeviri tıkanıklığıyla boğuşmaya baş-
ladım.
Kurmacam, şuydu: Bir sabah gazeteye –veya
bir gazetenin kitap ekine diyelim, çünkü böyle şey-
ler kitap eklerine daha uygun düşer!– bakarken,
bir yazarın bir başka yazara ait yeni çıkmış bir hi-
kâye kitabı hakkında şöyle yazdığını okuyorum:
“Herhalde eşcinsel sevişmelerine alışamadığım-
dan, kitabı beğenmedim!” Sonra –kurmacam de-
vam ediyor!– benden bir vesileyle bu yazarın öz-
geçmişini Almancaya çevirmem rica ediliyor ve
şöyle deniyor: “Yalnız yazarımız, bu eşcinsel se-
vişmelere alışamamışlık özelliğinin çeviride de özel-
likle belirtilmesini istiyor!”
Olay, benim açımdan işte tam da bu noktada
bir tür boğuşmaya dönüşüyor. Yazarın önemse-
diği özelliği Almancaya sözcüğü sözcüğüne çe-
virmek, sorun değil. Beni asıl düşündüren nok-
ta şu: Çevireceğim metin, Almanca bilen ‘Batılı-
lar’ tarafından okunacağına göre, bu özelliği, ya-
ni bir yazarın bir başka yazarın kitabından ‘eşcinsel
sevişmelere alışamadığı’ için hoşlanmamış ol-
masını, ‘Batılılar’ için çevirimde nasıl anlaşılır kı-
labilirim? Böyle bir sözün bir ‘yazar’ tarafından bir
başka yazarın kitabı için söylenmiş olduğuna on-
ları nasıl inandırabilirim?
Bu konuda tam Almancamın böyle bir şeye as-
la yetmeyeceği düşüncesiyle karamsarlığa ka-
pılmak üzereyken, başıma daha beteri geliyor (kur-
macaya devam!): O yazarın geçmişini çevirme-
mi isteyenler beni tekrar arayıp, yazarlarının, ki-
taptan hoşlanmama gerekçesi nedeniyle gelen
tepkilere cevap olarak ve ikinci bir yazısında, söz
konusu kitaptaki hikâyelerden birinden ‘açık sa-
çık’ bir cümle alıntıladığını ve bu cümleyi, yalnızca
tek bir cümleyi örnek göstererek, aslında ‘böyle
bir edebiyata da asla alışamayacağını’ söylediği-
ni, bunun da çevireceğim metinde yer almasının
istendiğini belirtiyorlar!
Bu noktada artık bütün bunların kafamdaki bir
kurmacadan doğduğunu tamamen unutuyorum
ve kendimi bir karabasanın içinde buluyorum. Di-
yelim ilk söylemi, hani şu ‘eşcinsel sevişmelere alı-
şamama’ durumunu, bir şekilde çevirmeyi –hiç
sanmıyorum ya!– çevirmeyi başardım. Peki ya ikin-
ci bölümü, yani bir yazarın, bir başka yazara ait
tek bir cümleden yola çıkarak onun bütün ede-
biyatını mahkûm edebildiğini nasıl çevireceğim?
Yapabileceğim hangi çeviri, böyle bir söylemi inan-
dırıcı kılabilecek?
Aklıma tek bir çare geliyor. Ben en iyisi şu geç-
mişini çevireceğim yazara telefon açıp: “Çok özür
dilerim ama, siz ‘Decameron’a alışabilmiş miydi-
niz?” diye sorayım. Çünkü bilindiği gibi Röne-
sans’ın düşünce babalarından sayılan Giovanni
Boccaccio’nun ‘Decameron’u da yazarın alıntı-
ladığı cümleye rahmet okutabilecek kadar açık sa-
çık sahnelerle doludur. O zaman belki bu yazar
beni, Boccaccio’nun aslında düşünce babası fa-
lan değil, fakat bir tür cinsi sapık olduğuna inan-
dırabilir ve ben de bu inançtan alacağım güçle
kendi çevirimi inandırıcı kılabilirim!
Evet, soruyorum şimdi: “Siz, ‘Decameron’a alı-
şabilmiş miydiniz?”
Aslını söylemek gerekirse, delice bir kurmaca,
öyle değil mi? Ama Erasmus’un “Deliliğe Öv-
gü”süne duyduğum hayranlık da zaten bu yüz-
den gittikçe artıyor!
acem20@hotmail.com
ELİF BEREKETLİ
“Hepimizin tekçi zihniyet-
ten kurtulduğu gün, barış ha-
yatlarımıza yerleşecek. Bu pro-
je bu yolda atılmış bir adımdır”
diyor Lal Laleş. Lal Laleş, Lis
Yayõnlarõ’nõn genel yayõn yö-
netmeni. Lis ise, bir süre önce,
100 temel yapõtõ Kürtçeye çevir-
me projesine giriştiklerini açõk-
layan yayõnevi.
Diyarbakõr’dan, Kürtçe ile dün-
ya arasõndaki kültürel iletişimi
sağlamaya çalõşan bir yayõnevi
Lis. Daha önce Leyla Erbil’den
Oya Baydar’a Türkçe yazan
birçok yazarõn kitaplarõnõ Kürtçe
bastõ. Şimdi de, Doğu ve Batõ dil-
lerinden, klasikleşmiş 100 önem-
li eserin Kürtçeye çevrileceği
bir projenin hazõrlõğõ içinde.
İlk dört kitap, Selma Lagerlöf,
Harry Martinson, Mikael Nie-
mi ve Åsa Lind’in yapõtlarõ.
Ayrõca, roman, şiir ve öykü tür-
lerinde 40’õ aşkõn yapõt yayõm-
lanmayõ bekliyor. Seçim, Lis Yayõnlarõ’nca ya-
põlmõş. Türkçeden de Yaşar Kemal’in yanõ sõ-
ra Oğuz Atay, Bilge Karasu, Ahmet Ham-
di Tanpınar, Adalet Ağaoğlu ve Hasan Ali
Toptaş gibi isimler Kürtçeye çevriliyor. Di-
zinin editörü, şair ve çevirmen
Kawa Nemir.
Laleş, Kürtçe yayõn alanõnda bugüne dek ya-
põlmõş özensiz çalõşmalarõ bazõ tarihsel ko-
şullara bağlõyor. Gelir açõsõndan çok umutlu
değil, ancak eğer gerçekten ‘açılınabilirse’
umulmadõk gelişmelerin olacağõna, Kürtçe
okur kitlesinin on yõl içinde büyük bir artõş gös-
tereceğine inanõyor. Ama Laleş’e göre önem-
li olan, Lis’in ‘Kürtçe edebiyatı Türkçe’ ya
da ‘Türkçe edebiyatı Kürtçe’ yayõmlamasõ
değil; Türkiye’deki saygõn yayõnevlerinin
Kürtçe edebiyatõ Türkçeye çevirtmeye başla-
malarõ. Bunu özellikle vurguluyor.
Proje yalnõzca İsveç Konsolosluğu ve Di-
yarbakõr Belediyesi’nce destekleniyor. Laleş,
İsveç’in, Kürt kültürü, dili ve edebiyatõnõ
her daim destekliyor oluşunu, bu ülkenin de-
mokrasi kültürüyle ilişkilendiriyor ve aynõ des-
teği Kültür Bakanlõğõ ile diğer ülkelerin kon-
solosluklarõndan beklediklerini söylüyor.
Projenin hedef okuyucu kitlesi; bu dilin ay-
dõnlarõndan, ülkemizde ve yurtdõşõnda, kendi
özel çabalarõyla Kürtçe okumayõ öğrenmiş
Kürtler ve okuma yazmayõ sonradan kendi ola-
naklarõyla öğrenip Kürtçe okuyan, hatta ya-
zanlara kadar geniş bir yelpazeyi kapsõyor. Bu
gelişmelerin ise bir süre sonra kendi yaygõn
okur alanõnõ açacağõnõ öngörüyorlar, onlara gö-
re proje tamamlandõktan sonra, hiçbir şey es-
kisi gibi olmayacak.
Son günlerde içinde bulunulan bu gergin or-
tamda böyle bir proje nasõl bir tepki alõyor pe-
ki? Laleş’in yanõtõ son derece olumlu; son yõl-
larda hiçbir proje için bu kadar olumlu tepkiye
rastlamadõğõnõ söylüyor. Bu projeyle birçok
genç çevirmenin ortaya çõktõğõnõ ve bunun
Kürtçe için çok yararlõ bir adõm olacağõnõ dü-
şünüyorlar. Kawa Nemir de, Lal Laleş de,
Kürtçenin yaygõnlaşmasõnõn bir ‘kopuş’a de-
ğil, ‘bütünleşme’ye götüreceğini söylüyorlar
õsrarla: “Ne Kürtlerin ne de Türklerin yer-
yüzünde gidecek başka bir yerleri yok. Var
mı? Beraberdik, beraber olacağız.”
Dizinin
editörü
Kawa
Nemir
(solda)
ve Lis
Yayınları’nın
Genel Yayın
Yönetmeni
Lal Laleş,
Kürtçenin
yaygınlaşmasının
ülkeyi bir
‘kopuş’a
değil,
‘bütünleşme’ye
götüreceğini
söylüyorlar.
Kültür Servisi - Beşiktaş Beledi-
yesi, geçen yõl kaybettiğimiz
dünyaca ünlü opera sanatçõmõz
Leyla Gencer’in heykelinin ta-
sarõmõ için yarõşma açtõ. Seçile-
cek heykel tasarõmõnõn gerçek-
leştirilmesi ve belediye tarafõn-
dan belirlenen üç yer içinde en
güçlü seçenek olduğu belirtilen
Fulya Süleyman Seba Tesisleri
önündeki yeşil alana dikilmesi
hedefleniyor. Yarõşmaya katõl-
mak isteyenlerin şartnameye uy-
gun olarak hazõrladõklarõ tasa-
rõmlarõyla en geç 20 Kasõm’da
saat 17.00’ye dek Beşiktaş Be-
lediyesi Plan ve Proje Müdürlü-
ğü’ne başvurmalarõ gerekiyor.
Seçici kurul, Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi Rektörü
Prof. Rahmi Aksungur baş-
kanlõğõnda; Prof. Dr. Vedat So-
may, Prof. Dr. Nilay Büyükiş-
leyen, Prof. Dr. Ferit Özşen,
Yõldõz Teknik Üniversitesi Mi-
marlõk Fakültesi Dekanõ Prof.
Dr. Zekai Görgülü’den olu-
şurken yarõşmanõn Danõşman
Jürisi’nde Beşiktaş Belediye
Başkanõ İsmail Ünal, Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürü
Rengim Gökmen, Mimar Sinan
Güzel Sanatlar Üniversitesi Dev-
let Konservatuvarõ Müdürü Prof.
Dr. Mesut İktu, sanat tarihçisi
Murat Katoğlu ve makine yük-
sek mühendisi Hasan Mani yer
alõyor.
Seçici kurul üyelerinin ve başkan
İsmail Ünal’õn katõldõğõ basõn
toplantõsõnda Ünal, yerel yöne-
timlerin, yetkin kurum ve ku-
ruluşlarla işbirliği içinde top-
lumsal hizmette bulunmasõnõn
ve sanata destek vermesinin
önemine değindi. MSGSÜ Rek-
törü Aksungur da yerel yöne-
timlerin iyi niyetle yola çõksa da
özellikle Anadolu’da yetkin ku-
rum ve kuruluşlarla iletişime
geçmekte zorlanabildiğini, iş-
birliğiyle çok önemli işlere im-
za atõlabileceğini belirtti.
DİVA İÇİN YARIŞMA
Leyla
Gencer için
‘tasarlayacaklar’
Kültür
Servisi - İş Sanat,
İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti
olduğu ve 10. kuruluş yõldönümüne
denk gelen bu mevsimde klasik
müzikten caza, çocuk
etkinliklerinden, tango ve
flamenkoya, dans gösterilerine,
şiir dinletilerine çok çeşitli
etkinliklere sahne olacak. Dün Feriye
Lokantasõ’nda düzenlediği basõn
toplantõsõnda konuşan İş Sanat Yönetmeni Meriç
Soylu, mevsim açõlõşõnõ 8 Kasõm’da Maxim Vengerov
yönetimindeki Borusan Filarmoni Orkestrasõ’nõn
Muhiddin Dürrüoğlu eşliğinde vereceği konserle
yapacaklarõnõ duyurdu. Kasõm ayõnõn diğer konuklarõ
ise 91 yaşõndaki caz efsanesi Hank
Jones, ‘Moskova Solistleri’, ‘The Overtone
Dörtlüsü’, son albümleri kapsamõnda dünya
turnesine çõkan topluluk ‘Pink Martini’.
Aralõkta, Prag Filarmoni’nin Prag’lõ dansçõlarla
birlikte vereceği Strauss Gecesi adlõ yõlbaşõ
konserinin yanõ sõra, genç kontrtenor Philippe
Jaroussky ve Köln Konçertosu. Tüm yõl
boyunca sahne alacak onlarca önemli isimden
dikkat çekenleri ise Gidon Kremer, ‘Moskova
Virtüözleri’, kontrtenor Andreas Schöll,
şarkõcõ Monica Molina, kemancõ Gil Shaham,
kemancõ Joshua Bell, flamenko şarkõcõsõ Diego
El Cigala, Amerika’nõn en ünlü dans topluluklarõndan
‘Paul Taylor Dance Company’, James Farm, davulcu
Manu Katche ve efsanevi gitarist John McLaughlin.
Ayrõntõlõ bilgi İş Sanat’õn yenilenen web sitesinde.
(www.issanat.com.tr)
Kültür Servisi - Eskişehir Bü-
yükşehir Belediyesi Şehir Ti-
yatrolarõ 10. sezonunu, bugün
“Mankurt” adlõ gençlik oyu-
nuyla açõyor. Bugün saat
20.00’de Turgut Özakman Sah-
nesi’nde ilk kez sahnelenecek ve
Kõrgõz yazar Cengiz Aytma-
tov’un, “Gün Olur Asra Be-
del” adlõ romanõndan uyarlanan
oyun, Eskişehir Büyükşehir Be-
lediyesi Şehir Tiyatrolarõ ile
St. Petersburg Genç Kuşak Ti-
yatrosu’nun (St. Petersburg
Theatre For Younger Generati-
on ) ortak projesi.
Yönetmenliğini Emir Murat İz-
ci’nin üstlendiği oyunda Serhat
Onbul, Gamze Demirer ve
Tulga Serim rol alõyorlar. Gör-
düğü baskõ ve zorbalõklar yü-
zünden hafõzasõnõ kaybeden ve
insan olduğunu unutan Man-
kurt’un hikâyesini anlatan oyun,
kimliksizleşme, insansõzlaşma
gibi temel sorunlara parmak
basõyor. Türk Kültür ve Sanat-
larõ Ortak Yönetimi Türksoy’un
katkõlarõ ile gerçekleştirilen
oyun, her iki ülke tiyatrosunun
festivallerindeki özel göste-
rimlerde ise, Türk ve Rus oyun-
culardan karma ekipler oluştu-
rularak sahnelenecek.
Eskişehir
sahnesinde
Bir gençlik
oyunu
Aytmatov’un
romanından uyarlanan
“Mankurt” Türkiye-
Rusya ortak yapımı.
SEÇİL SOLMAZ
ANTALYA- 10-17 Ekim ta-
rihleri arasõnda gerçekleşecek
Altõn Portakal Film Festivali’nin
Uluslararasõ Uzun Metraj Film
Yarõşmasõ’nõn jüri üyeleri, dün
düzenlenen bir basõn toplantõsõy-
la açõklandõ. ‘Konstans’ (Sabit Sa-
yõ) filmiyle Cannes Film Festiva-
li’nde ‘Jüri Büyük Özel Ödülü’, ‘Rok Spokojne-
go Slocna’ (Sakin Güneş Yõlõ) ile Venedik Film
Festivali’nde büyük ödülü kazanan Polonyalõ yö-
netmen Krzystof Zanussi’nin başkanlõk yapaca-
ğõ jüride, Macar sinemasõnõn usta yönetmeni Ka-
roly Makk, Amerikalõ festival yönetmeni Stephen
Ashton, yönetmen Canan Gerede ile
oyuncu Pelin Batu yer alacak. Festi-
val’de 14 Ekim’de gerçekleşecek Onur
Ödülleri Gecesi’nde ise Danimarkalõ
yönetmen Bille August ve Amerika-
lõ yönetmen Bob Rafelson’a ‘Onur
Ödülü’ verilecek. Festivalde, Avru-
pa’nõn farklõ ülkelerinden 50’yi aşkõn
sanatçõ konuk edilecek. Festivale gelmesi ke-
sinleşen sanatçõlar arasõnda ise “English Straw-
berries”in başrol oyuncularõndan Marie Stipko-
va, ‘The Other Bank’õn yönetmeni George
Ovashvili, ‘Paper Soldier’õn başrol oyuncusu Me-
rab Ninidze, ‘Per Sofia’ filminin yönetmeni Ila-
ria Paganelli ve oyuncularõ Carina Wachsmann
ve Stephanie Capetanides yer alõyor.
JÜRİNİN BAŞKANI POLONYALI YÖNETMEN KRZYSTOF ZANUSSI
Kültür Servisi - 3. İstanbul Uluslararasõ Çağdaş
Dans ve Performans Festivali (iDANS), 10 - 31 Ekim
tarihleri arasõnda “Gülmek-Ağlamak” temasõ ile se-
yircilerin karşõsõna çõkõyor. Bimeras Kültür Vakfõ ta-
rafõndan düzenlenen etkinlik bu yõl içinde yaşamõnõ
yitiren çağdaş dansõn
iki ustasõ Pina Ba-
usch ve Merce Cun-
ningham anõsõna dü-
zenleniyor ve iki sanatçõ-
nõn film gösterilerine de yer veri-
lecek. Festivalde “Gülmek-Ağ-
lamak” konusunu irdeleyen 13
gösterinin, ilki festivalin açõlõş
gecesinde sahnelenecek sõ-
radõşõ bir “Romeo ve
Juliet” uyarlamasõ, İs-
tanbul Devlet Tiyatro-
larõ’nõn Tekel Sahne-
si’nde, diğer gösteriler ise garajistanbul’da sunulacak.
Performanslarõn ilk gösterimleri sonrasõnda da sa-
natçõlarla söyleşi yapõlabilecek. Küratörlüğünü Aydın
Silier ve Gurur Ertem’in üstlendiği iDANS’ta
yer alacak dans gösterimleri sezon boyunca
da ek gösterimlerle sürecek. Festivalin katõ-
lõmcõlarõ ise şöyle: Nature
Theater of Oklahoma
(ABD), Martine Pisani
(Fransa), Mathilde Monnier
(Fransa), La Ribot (İspan-
ya/İsviçre), Rachid Ouramda-
ne (Fransa), Zan Yamashita
(Japonya), Ivo Dimchev (Bul-
garistan), Nele Suisalu-Florent
Hamon-Nicolas Gastard (Estonya/
Fransa). Programda ayrõca üç sürp-
riz performans gerçekleşecek.
(www.idans.info)
PINA BAUSCH VE MERCE CUNNINGHAM ANISINA DÜZENLENİYOR
İstanbul’da dansla ‘Gülmek-Ağlamak’
‘Güç koşullarda çalışıyoruz’
Kültür Servisi - Kitap Çevirmenleri Meslek
Birliği ÇEVBİR, tüm dünyada 30 Eylül’de
kutlanan Dünya Çeviri Günü için yaptõğõ
açõklamada, kitap çevirmenlerinin
mesleklerini güç koşullarda yerine getirdiğini
vurguladõ. “Çevirmenlere çeviri hatasõndan
dolayõ değil, çevirinin içeriğinden dolayõ
dava açma uygulamasõ yürürlükten kalkmõş
değil. Yayõncõlõk piyasasõnõn da etkilendiği
ekonomik krizden en çok zarar görenler,
zayõf halka olarak görülen çevirmenler
oluyor” sözleriyle devam eden açõklama,
Mehmet Moralõ başkanlõğõndaki derneğin
örgütlenme ve işbirliği konusunda adõmlar
attõğõna değiniyor ve dernekçe bu yõlki
TÜYAP kitap fuarõnda çeviri alanõnda
farkõndalõğõ artõrmak ve sorunlarõ tartõşmak
için pek çok etkinlik düzenleyeceklerini
belirtiyor.
Ses ve görüntü akışı
Kültür Servisi- ‘Fransa’da Türkiye Mevsimi’
kapsamõnda düzenlenen etkinliklerin İstanbul
ayağõnda sergilenecek ilk proje olan “Die-
Casting” bugün saat 19.00’da İstanbul Fransõz
Kültür Merkezi’nde sanatseverlerle buluşuyor.
Korsika’daki FRAC Corse’da Anne
Alessandri, Çelenk Bafra ve Adnan Yõldõz’õn
küratörlüğünde 2010’da açõlacak ‘ada’ temalõ
güncel sanat sergisi için İstanbul’da çalõşan
Fransõz sanatçõlardan Gael Peltier’in bu sergi
için geliştirdiği performansõ, ses ve
görüntülerle seyircileri sinema mitolojileri
üzerine düşündürmeyi amaçlõyor.
Performansta Peltier, ona eşlik eden büyük
monitörlerin önünde bir televizyon programõ
sunucusu olarak yer alõyor. Monitörlerde ise
kimi zaman ünlü filmlerden sahneler, kimi
zamansa Peltier’in çektiği orijinal görüntüler
bulunuyor. Ücretsiz izlenebilecek
performansta Fransõzca-Türkçe simültane
çeviri de yapõlacak.
Portakal’da ustalar geçidi
Çırağan Okumaları’nda iki yazar
Kültür Servisi- Çõrağan Palace Kempinski’de
düzenlenen “Çõrağan Okumalarõ” bugün saat
19.00’da başlayacak etkinliğin konuklarõ Yekta
Kopan ve Murat Gülsoy. Yekta Kopan’õn yeni
öykü kitabõ “Bir de Baktõm Yoksun”dan, Murat
Gülsoy’un ise yeni deneme kitabõ “602. Gece,
Kendini Fark Eden Hikâye”den bölümler
okuyacağõ etkinliğin sonunda yazarlar
kitaplarõnõ da imzalayacak. Etkinliğe
katõlõm ücretsiz. (0 212 245 44 06)
Metin And’ı hatırlamak
Kültür Servisi - Yazar, araştõrmacõ, bilim
ve tiyatro adamõ Metin And’õ geçtiğimiz
yõl, bugün kaybetmiştik. 81 yõllõk yaşamõna
50’ye yakõn kitap, 1500 civarõnda da
bilimsel yazõ sõğdõran And, edebiyat,
tiyatro ve bilim dünyasõnõn kendine özgü
karakterlerinden biriydi. Yazõ yaşamõna
edebiyat, opera ve bale eleştirmenliği ile
başlayan And, Ulus gazetesinde 15 yõl
boyunca tiyatro eleştirileri yazdõ.
SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM 2009 PERŞEMBE
18 KÜLTÜR
100 büyük yapõtõ Kürtçeye çeviren Lis Yayõnlarõ’nõn yayõn yönetmeni Lal Laleş:
Onuncu
yõla iddialõ
program
‘Kopuş değil bütünleşme’...
PaulTaylorDanceCompany
HankJones